Etiket: baş

  • Kayseri Şeker’den kabak çekirdeğine 11.5 TL baş fiyat

    Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay 2018 yılı hasat dönemi için Kabak çekirdeği alımının başlatıldığını ve Baş fiyat olarak 11 buçuk lira olduğunu açıkladı.

    Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Akay, “Kabak çekirdeği konusunda piyasa araştırması yapıldığını ve 2017 yılında 8.5 TL ile alımların başladığını ve sezon sonunda 13 liraya çıktığını 2018 yılında ise piyasada 9-10 lira civarında alımların yapıldığını ve Kayseri Şeker olarak 11.5 TL Baş fiyattan alımlara başlandığını belirterek çiftçimize hayırlı uğurlu olsun” dedi.

  • Keleşoğlu: “Yaşlılar baş tacımızdır“

    Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Özel Güzide Bakım Ev’inde hayatlarını devam ettiren engellilere Yaşlılar Günü dolayısı ile anlamlı bir ziyaret gerçekleştirdi.

    Bakımevi’nde yaşayan yaşlılık çağına ulaşmış zihinsel, ruhsal ve ortopedik engelliler ile sohbet eden Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisi Yöneticileri, Özel Güzide Bakımevi Müdürü Suheyla Esen ve Bakımevi sakinleri ile engelli yaşlıların sorun ve sıkıntıları ile ilgili istişarelerde bulundular.

    Etkinlik hakkında bilgi veren Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisi Koordinatörü Abdullah Keleşoğlu, “Yaşlılar Günü nedeniyle yaşlılık çağına ulaşmış zihinsel,ruhsal ve ortopedik engelli hemşehrilerimizi ziyaret edip, gönüllerini almak istedik” dedi.

    Yaşlılarımızı unutmayalım

    Meclis Koordinatörü Keleşoğlu sözlerine şöyle devam ett: “Bizler, millet olarak yaşlılarımızı asla bir yük olarak görmeyip aksine onların varlıklarından mutluluk duyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Sevgi, saygı ve fedakârlığın gelişmesinde, toplumsal hayatımızın ahenkli bir şekilde devam ettirilmesinde, gençlerimizin ve çocuklarımızın yetiştirilmesinde yaşlılarımızın katkısı büyüktür. Bununla birlikte devletimiz yaşlılarımızın hayatını kolaylaştırmak, kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak için bir dizi yasal düzenleme yapmıştır. Hükümetimiz, baş tacımız olan büyüklerimizin, modern çağın hızına ayak uydurması için çalışmalarını sürdürmektedir. Huzurevleri ve bakıma muhtaç yaşlılar için evde bakım hizmetleri, yaşlılarımızın hayata tutunmalarını kolaylaştırmaktadır. Yaşlılar Günü, yaşlılarımızın sorunlarına çözüm bulmak, duyarlılığı artırmak ve yaşlılarımızın yaşamımızdaki yerini hatırlamak açısından önemlidir. Fakat yaşlılarımızı sadece bir gün değil her zaman hatırda tutmalıyız. Önemli olan fiziki olarak güçlerini kaybettikleri dönemde, ruhlarını canlı tutabilmek ve yaşamdan kopmadan huzurlu bir şekilde yaşamalarını sağlamaktır. Gençlerimizin bu bilinçte olması ve bir gün yaşlanacaklarını unutmamaları gerekir. Kimsesiz yaşlılarımız için hizmet veren huzur evlerini düzenli olarak ziyaret edip yaşlılarımızla sohbet etmeleri onları hayata bağlayacaktır. Çünkü yaşlılarımızın sevgiye ve ilgiye ihtiyaçları olduğunu unutmamalıyız. Değerlerimize sahip çıkıp büyüklerimizin birikimlerinden yararlanırsak geleceğimizi sağlam temellerde inşa ederiz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm büyüklerimizin Yaşlılar Gününü kutluyor, huzurlu ve bereketli bir ömür diliyorum” diye konuştu.

    Ziyaret sonunda Engelliler Meclisi,Bakım Evi sakinlerine hurma ikram edip akabinde tespih hediyesinde bulundular.

    Özel Güzide Bakımevi Müdürü Suheyla Esen ve Bakımevi sakinleri, Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisinin anlamlı ve duygulandıran ziyareti için teşekkür etti.

  • Van’da 2 bin 832 baş hayvan dağıtıldı

    Van’da ‘Genç Çiftçi’ projesi kapsamında hibe desteği hak kazanan 194 genç çiftçiye yurt içinden temin edilen 2 bin 832 baş hayvanın dağıtımı yapıldı.

    Van’da toplam 251 genç çiftçinin proje başvurusu, Tarım ve orman Bakanlığınca onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Bu kapsamda sunulan toplam 251 projenin; 118 adedini büyükbaş sığır, 12 adedini büyükbaş manda, 62 adedini küçükbaş koyun ve 2 adedini küçükbaş keçi oluşturuyor. Genç Çiftçi projesi kapsamında hayvancılık projelerinde hibe desteği hak kazanan 194 genç çiftçimize yurt içinden temin edilen toplam 2 bin 832 baş hayvanın dağıtımı yapıldı.

    Konu ile ilgili açıklamada bulunan İl Müdürü İbrahim Görentaş; “Kırsal kalkınma kapsamındaki desteklerimizin sadece bir parçası olan bu destek ile amacımız, hem tarımsal nüfusu gençleştirmek hem de kırsal kalkınmanın gençlerle beraber daha dinamik ve kalıcı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır. Verilen bu destek, genç çiftçilerimize ve ülkemiz tarımına hayırlı olsun” dedi.

  • Okul korkusuyla ortaya çıkıyor: “Karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma”

    Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala okula yeni gidecek çocukların bazılarında okul korkusu olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, okul günlerinde ortaya çıkan fiziksel yakınmaların, ağlama ve öfke patlamaları gibi davranışların okul korkusunun belirtileri olduğuna dikkat çekti. Dr.Öğretim Üyesi Işık, “Okul korkusu herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekte ancak en sık anasınıfına ya da 1.sınıfa başlanıldığı dönemde görülmektedir. Genellikle anneye çok bağımlı olan bir çocuğun annesinden ayrılmasıyla birlikte ortaya çıkan bu durumda, çocukta okula giderken huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, okula girmek istememe, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabah görülür ve okul sabahında bu durum en üst düzeye ulaşır. Eğer ebeveynler çocuğun bu durumu karşısında kaygılanır ve çocuğu okula göndermekten vazgeçerse çocuk bir sonraki güne kadar rahatlar. Ancak ertesi gün sabah yine aynı sorunlar yaşanır ve bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul devamsızlığı ne kadar uzun sürerse, okula dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır” dedi.

    Işık, yaptığı tespit ve değerlendirmelerde, bu sorunun çözümü ve mücadele edilmesi konusunda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

    “Okul korkusu, her 20 -25 çocuktan birinde görülüyor”

    SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, çocuklarda okul korkusu ile ilgili yaptığı açıklamada şu bilgilere yer verdi; “Okul korkusu olarak adlandırılan bu durum, genellikle anneden ya da evden ayrılma kaygılarıyla ortaya çıkan okula gitmek istememe ya da sonucunda gitmeme durumudur. Okul korkusu olan bu çocuklar evden ya da annesinden ayrılma durumunda ya da ayrılma beklentisi olduğunda tekrarlayıcı ve aşırı sıkıntı yaşarlar. Burada aslında çocuk okuldan korkmamakta, anne ve babasından ayrı kalmaktan korkmaktadır. Çünkü sevdiği kişilerden ayrı kaldığı zaman onları kaybedeceği korkusu yaşar, onları bir daha göremeyeceği, kendisini bırakıp gideceklerini ya da onların kaybolacağı, kaçırılacağı, öleceği ya da kaza geçirecekleri gibi kötü bir olayın başlarına gelebileceği ile ilgili düşüncelere kapılırlar. Okul korkusunun sıklığı yüzde 4-5 olup, her 20-25 çocuktan birinde görülmektedir”.

    “Pazar akşamı ve pazartesi okul sabahları en sık şekilde görülüyor”

    Kabaca okullardaki her sınıfta bulunan en az 1 çocukta okul korkusu bulunduğuna dikkat çeken Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları Dr.Öğretim Üyesi Ümit Işık, “Okul korkusu herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekte ancak en sık anasınıfına ya da 1.sınıfa başlanıldığı dönemde görülmektedir. Genellikle anneye çok bağımlı olan bir çocuğun annesinden ayrılmasıyla birlikte ortaya çıkan bu durumda, çocukta okula giderken huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, hırçınlık, ağlama, okula girmek istememe, anneye yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu belirtiler genellikle pazar akşamı yatmadan önce ve pazartesi sabah görülür ve okul sabahında bu durum en üst düzeye ulaşır. Eğer ebeveynler çocuğun bu durumu karşısında kaygılanır ve çocuğu okula göndermekten vazgeçerse çocuk bir sonraki güne kadar rahatlar. Ancak ertesi gün sabah yine aynı sorunlar yaşanır ve bu davranış alışkanlık haline gelebilir. Okul devamsızlığı ne kadar uzun sürerse, okula dönme ve okul korkusundan kurtulma o kadar zorlaşacaktır” dedi.

    “Bu yılın sorununu gelecek yıla ertelemek”

    Özellikle de anasınıfına başlama döneminde okula gitmek istemeyen çocuklara ‘yaşı daha uygun değil, bu sene evde dursun, seneye okula göndeririz’ demenin, bu yılki sorunu gelecek yıla ertelemek olduğuna dikkat çeken Dr.Öğretim Üyesi Işık, “Bu yılın sorununu gelecek yıla ertelemek demektir ve bir sonraki yıl çözümün daha da zor olmasına neden olacaktır. Bu nedenle erken müdahale etmek çok önemlidir. Okul korkusu olan çocuklarda tedavide çocuk, aile, okul ve çocuğun bulunduğu diğer çevreleri de kapsayacak şekilde bir planlama yapılmalıdır. Başlangıçta çocuğun okula uyumunu arttıracak eylemlerde bulunmak okul ile ilgili olarak çocuğun aklındaki belirsizlikleri çözmek okul korkusunu yenmek açısından faydalı olacaktır” diye konuştu.

    “Çocukla birlikte okulu gezmek, endişeleri azaltacaktır”

    Dr.Öğretim Üyesi Işık, şöyle devam etti; “Çocuğun uyumu için; okul yaşantısı ile ilgili her şeyi planlamak, ‘okuldan kim alacak, hangi servis alacak, kim karşılayacak?’ sorularının cevaplarını vermek, çocuğunuza onu alacağınız zaman ve yer hakkında bilgi vermek, belirttiğiniz saatte ve yerde olmaya özen göstermek çocuğunuzun kaygılarını ve korkularını azaltacaktır. Çocuğunuzla birlikte okulu, iç mekânları gezmekte okulu tanımasını, benimsemesini ve endişelerinin azalmasını sağlayacaktır. Ebeveynler olarak sizlerin de okulla ilgili güzel anılarınızı ona anlatmanız, yaşadıklarınızı sizi okula ilk kimin götürdüğünü, günlerin nasıl geçtiğini, öğretmeninizi, arkadaşlarınızı, okuma yazmayı öğrenme serüveninizi paylaşmanız benzer süreçleri sizin ve başkalarının da yaşadığını ona hatırlatır ve rahatlamasını sağlar.”

    “Çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, çocuğun başarısını olumsuz yönde etkiliyor”

    Işık yaptığı değerlendirmelerde ayrıca şu görüşlerde bulundu; “Tüm bu uyum çalışmalarınıza rağmen çocuğunuzda okul korkusu gelişebilir. Bu durumda çocuğunuza içinde bulunduğu durumu anladığınız ve ona yardımcı olacağınız mesajı verilmelidir. Eleştiren, aşağılayan, korkutan ve sindiren bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Başarıya ulaştı gibi görünse dahi daha sonra oluşacak daha büyük sorunları peşinden sürüklemiş olur. Ailelerin kendini çocuklarının yerine koyması ve duyduğu kaygı ve endişeyi anlamaya çalışması gerekir. Çocuğunu okula gitmeye direndiği için cezalandırmamalı, küçük düşürücü sözlerle aşağılamamalıdır. Aileler sabırlı, tutarlı ve kararlı bir tavır içinde olmalıdır. Sorunu görmezden gelmek çözümü zorlaştırır. Okula devam etme konusunda kararlı bir tavır içinde olmak, çocukta da bir güven duygusu oluşturacaktır. Çocuğun korkularını ve kaygılarını hafife almak, numara yaptığını düşünmek, çocukla alay etmek, kızmak, bağırmak, ‘Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var?’ gibi bastırıcı yöntemler çocuğun sıkıntılarını arttıracaktır. Okula uyum genellikle 1-2 hafta gibi bir sürede tamamlanır. Ancak uyumun sağlanamadığı ve okul korkusunun başlangıçta alınan önlemler ile kaldırılamadığı durumlarda bir psikiyatrik destek almak sorunun çözümünü hızlandıracaktır.”

  • Kayseri Şeker ayçekirdeği baş fiyatını açıkladı

    Kayseri Şeker adına Kayseri Şeker’in iştiraklerinden Pan-Pa şirketinin çerezlik ay çekirdeğinin 2018 yılı hasat dönemi alımlarına başlandığı belirtildi.

    Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, çerezlik ay çekirdeğinde 2018 yılı hasat dönemi baş fiyatını 5.500 TL/ton olarak açıkladı.

    Başkan Akay, “Şeker pancarının önceliğimiz olmakla birlikte diğer ürünlerde olduğu gibi Kuru yemiş sektörünün ana girdilerinden birisi olarak tüketilen çerezlik ay çekirdeğinin tarımına da Kayseri Şeker olarak destek olmaya çalışıyoruz” dedi.

    Başkan Akay sözlerini şöyle sürdürdü, “Geçtiğimiz sene şeker pancarı tarımı yapan çiftçilerimizin üretmiş olduğu diğer ürünlerden ay çekirdeğini Pan-Pa şirketimiz aracılığı ile almak suretiyle çiftçilerimize önemli bir gelir sağladığımızı düşünüyorum. Bu sene de ay çekirdeği alımlarımız devam edecektir.

    Bizim amacımız, çiftçimizin şeker pancarı dışında üretmiş olduğu diğer ürünleri de almak suretiyle çiftçimizin gelirini artırmak, ürününün değerinde satılmasına katkı sağlamak ve aynı zamanda sözleşmeli tarım ile kaliteli, verimli bir ürün ortaya koymaktır.

    Bu uygulama sayesinde çiftçimizin yüzü, şeker pancarı dışındaki diğer ürünlerden dolayı da gülmeye başladı. Bu bizim için vazgeçilmez bir faaliyettir.”