Etiket: baş

  • Başkan Yılmaz: “Kadınlar Bizim Baş Tacımızdır”

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, kadın meclis üyelerinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Mart ayı olağan meclis toplantısı öncesinde AK Partili meclis üyeleriyle Samsunum-1 Gemisi’nde bir araya geldi. Öğle yemeğinin ardından meclis üyelerine hitap eden Başkan Yılmaz, kadın meclis üyelerinin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik etti.

    Kadınların toplumda önemli bir sosyolojik yere sahip olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, “Sadece bugün değil, hayatımızın her devresinde kadınımızın önemi, kültür, terbiye ve görgü olarak geleneklerimiz gereği kadınlarımızın bizlerin hep başımızın tacı olmuştur. Bir anket yapılsa, hanımlar yüzde 99 oranda baş tacı, ailenin direği, evlatlarının annesi çıkacaktır. Hayatın devamlılığını sağlayan en önemli çekim gücüdür. Dinimizde de böyledir. Peygamber efendimizin değerli eşi Hatice annemiz, bir iş kadınıydı. Ticaret yapıyordu. Toplumda değerli bir yere sahipti. Ama bugün, o mirasın üzerindeki pek çok ülkede maalesef ona yakışmayan, kadınımızın sosyal hayat içinde olması gereken yerde olmasını engelleyen bir takım uygulamalar olmuş. Ama bu uygulamalar, Türk toplumunda hiçbir zaman olmamış. Hanımların saraydaki etkileriyle ilgili tarihi birikimlere sahibiz. Hanımlar bizim başımızın tacıdır. Dünya Kadınlar Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum” dedi.

    AK Parti siyasetinde kadınlara büyük önem verildiğine de değinen Başkan Yılmaz, “Hanım meclis üye sayısını artırmak için de partimizin mücadelesini biliyorum. Bu aslında kadının toplumsal hayatta ne kadar güzel bir figür olduğunu ortaya koymaktadır. Kadınlara yönelik bu siyasetin bir ferdi olmaktan da gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

  • Çocuğunuzun Geçmeyen Baş Ağrısı Sinüzite İşaret Edebilir

    Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Akdağ, çocuklarda tam bir burun tıkanıklığı, şiddetli baş ağrısı veya işitme kaybı gelişene kadar herhangi bir belirti vermeyen sinüzit hastalığının özellikle alerjenlere duyarlı olan kişilerde daha sık görüldüğünü vurguladı.

    Memorial Diyarbakır Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Akdağ, çocukluk döneminde ortaya çıkan sinüzit ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Çocukluk çağında ortaya çıkan bazı belirtilerin mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmayı gerektirdiğini anlatan Akdağ, “Bunlar, geceleri veya sabaha karşı ortaya çıkan inatçı öksürük, sarı-yeşil renkli koyu kıvamlı burun akıntısı, göz çevresinde basınç hissi, nefeste kötü koku, koku alma bozukluğu, mide bulantısı ve/veya kusma, 10-14 günden fazla süren soğuk algınlığı, bazen hafif ateş yükselmesi, burun tıkanıklığı ve horlama, geniz akıntısı ile birlikte bazen boğazda yanma, davranış değişiklikleri ve özellikle 6 yaşından sonraki çocuklarda geçmeyen baş ağrısıdır“ dedi.

    “DOĞRU TEŞHİS DOĞRU MUAYENE İLE KONULABİLİR”

    Hastanın kulak burun boğaz muayenesine başlamadan önce detaylı şekilde aile ve alerji hikayesiyle olası risk faktörlerinin sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Akdağ, “Endoskopik muayeneden sonra gerekirse görüntüleme yöntemlerine başvurulmalıdır. Çocuk sinüzitlerinin tanısında sinüsleri mutlaka radyolojik olarak görmek gerekirse, başvurulacak görüntüleme yöntemi bilgisayarlı sinüs tomografisi olmalıdır” diye konuştu.

    “3 AYDAN KISA BİR SÜREDE İYİLEŞEBİLİR”

    Akut sinüzit belirtilerinin 3 aydan daha az sürede tamamen düzelebilen çoğu zaman virüslerin neden olduğu bir hastalık olduğunu aktaran Akdağ, şunları kaydetti:

    “Akut sinüzitlerin tedavisinde özellikle doğru antibiyotik kullanımı önemlidir. Tuzlu su spreyleri ile akıntıların kıvamı yumuşatılabilir. İstirahat, tedavide önemli bir seçenektir. Kronik sinüzitte belirtiler 3 aydan uzun sürer. Çocuk yılda 4-6 kez sinüzit atağı yaşıyorsa mutlaka alerji ve geniz eti açısından kulak burun boğaz muayenesi yapılarak değerlendirilmelidir. Çocuk sinüzitlerinde özellikle erken teşhis ve uygun bir ilaç tedavisi ile çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Çocuk sinüzitlerinde sinüslere yönelik ameliyat gerektiren durumlar, ilaç tedavisine dirençli olan vakalardır. Sinüzit nedeniyle göz etrafında oluşan iltihaplanma tedavisinde de ameliyat önemli bir seçenektir. Kronik sinüzit ile birlikte geniz eti olan veya sık bademcik enfeksiyonu geçiren çocuklarda, geniz eti ve gerektiğinde bademciklerin alınması tek başına kronik sinüziti tedavi edecek bir yöntem değildir, buna yardımcı bir tedavi de uygulanmalıdır. Uygun zamanda verilen ilaç tedavisi ile gereken durumlarda yapılan geniz eti ve bademcik ameliyatlarına rağmen iyileşmeyen kronik sinüzitlerde tercih endoskopik sinüs ameliyatıdır. Bu ameliyattaki en önemli amaç, sinüs ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemek olmalıdır. Eğer çocuğa uygun en önemli tedavi seçeneği ameliyat ise bu vakit kaybedilmeden yapılmalıdır.”

  • Baş Ağrısı, Baş Dönmesi, Mide Bulantısı, Belirtilerine Dikkat

    Baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı gibi belirtiler, beyincik sarkması rahatsızlığından dolayı ortaya çıkabiliyor. Beyincik sarkması ancak cerrahi yöntemlerle tedavi edilebiliyor.

    Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Hidayet Akdemir, Tip 1 beyincik sarkmasının genellikle gençlik çağında daha sık görüldüğünü belirterek, “Bu tip anomalinin ana özelllliği beyincikteki tonsillalarının foramen magnum altında servikal omurilik kanalı içerisine sarkmasıdır. Bu hastalıkta Beyin Omurilik Sıvısının (BOS) hem beyin, hem de omurilik kanalında dolanımı bozulması sonrası beyin içerisinde basınç değişikliklerine ve kafa içi basıncın artmasına yol açmaktadır. Bu hastalığın oluşumunda ileri sürülen 3 teori vardır. Hidrodinamik teori; kafa içi basıncı ile omurilik kanalı arasındaki basınç farkı nedeniyle bu anomali oluşmaktadır, mekanik teori; beyincikteki yapışıklılara bağlı olarak BOS dolanımın bozukluğu söz konusudur, yanlış gelişim; yaygın gelişimsel bozukluğun bir lokal uzanımı olarak beyincik dokuları uzamıştır” dedi.

    Beyincik sarkmasının en sık şikayetlerinin, özellikle aralıklı artan kafa içi basıncı sonrası baş, ense, boyun ve omuzlardaki ağrı olduğunu belirten Akdemir, “Baş ağrısı özellikle geceleri uykudan uyandıracak tarzdadır. Baş ağrısı genellikle bulantı bazen de kusma ile birlikte görülebilir. Baş ağrısını ense bölgesindeki bazen omuzlara doğru yayılan ağrıları ve sertlikle takip eder. Ağrı zaman zaman olur bazen hiç olmaz bunun nedeni BOS dolanımındaki aralıklı seyirdir. Ayrıca omuz, bel veya bacak ağrıları görülür bu ağrılar yansıyan tarzda değildir. Ense, omuzlar ve kollardaki ağrı ve basınç veya baskı hissi en sık şikayetlerdir. Bu ağrıları baş dönmesi dengesizlik şikayetleri takip eder. Artan kafa içi basıncının yansıması olarak gözlerde bulanık görme, çift görme, gözlerin arkasında ağrı ve basınç hissi işığa ve güneşe bakamama şikayetleri vardır. En sık olarak (yüzde 70) nörolojik defisitlerden özellikle motor ve duyu defisitleri ekstremiteler de olup bu bulgu omurilik kanalı içerisinde kist olanlarda görülür. Bundan sonra yüzde 30- 40 oranında yürüme bozukluğu (ataksiler) görülür. Daha az sıklıkla yüzde 15-25 oranında yutma güçlüğü, konuşma bozukluğu, nistagmus, ve beyincik kranial sinir felçleri görülür.Beyincik bir denge merkezi olduğu için beyincik baskı altında olduğu için özellikle ince hareketler veya koordine hareketler bazende ellerde titremeler görülür. Ataksi başlığı altındaki denge bozukluğu baskındır. Çocukluk ve adelosan çağı ilerleyici skolyozların yüzde 30 unda Tip 1 beyincik sarkması birlikte bulunur görülür” dedi.

    Bu anomalinin tedavisinin cerrahi olduğunu belirten Akdemir, “Malesef bu anomalinin cerrahi işlem dışında tedavisi yoktur. Tedavide ana soru bu anomali şikayet veriyor mu yoksa vermiyor mu bu sorunun cevabı çok önemlidir. Cerrahi tedavinin amacı, kranio-servikal bölgede bozulan nöral yapıları rahatlatmak ve BOS dolanımını düzeltmek için arka çukur kemik yapıları restore etmektir. Beyincik sarkması tip 1 cerrahi tedavisinde uygulananan ameliyat teknikleri; suboksipital kraniektomi, araknoid yapışıklıkların giderilmesi, tonsillar rezeksion ve duraplastidir.

    Suboksipital dekompresyon yapmadan önce önden bası nedenleri; platibazi, C-1 asimilasyonu tanımlanmalıdır.Böyle durumlarda beyincik sarkması eşlik eden diğer anomaliler doğru tanımlanmalıdır. Bu durumda ağız yoluyla öndeki bası kaldırıldıktan sonra enseden cerrahi girişim düşünülmelidir. Pediatrik A-Chiari malformasyonu olgularda ilk problem cerrahi endikasyondur. Bu yaş grubunda A-Chiari tip 1 teşhisi çoğunlukla tesadüfi bulgudur. Bu yaş grubu olgularında cerrahi tedavi konusunda kesin bir konsensus yoktur. Erişkin grubu Arnold-Chiari malformasyonları cerrahi tedavi sonuçlarında özellikle suboksipital kraniektomi, C-1 laminektomi, duraplasti yapılan olguların yüzde 100 şikayetlerde iyileşme, sirengomyeli olguların yüzde 80 sirengomyeli kavitasyonda küçülme görülmektedir” diye konuştu.

  • “Kravatı Çıkart, Kaskı Tak, Bas Gaza”

    Tokat Motosiklet ve Motor Sporları Kulübü Üyesi Yaşar Gençay, motosiklet tutkunlarına karşı ön yargıyı kırmak için “Kravatı Çıkart, Kaskı Tak, Bas Gaza” sloganı ile mesaj vermeye çalışıyor.

    Tokatlı motosiklet tutkunu Yaşar Gençay, İtalya’dan Rusya’ya, Macaristan’dan İran’a 18 ülkeyi motosikleti ile gezdiğini, bu tutkunun bir kültür olduğunu kaydetti. Türkiye gibi gelişmekte olan ve motosiklete az ilgisi olan ülkelerde farklı bir algı olduğunu öne süren Gençay, “Ülkemizde şöyle bir algı var: ‘motorcular serseri ruhlu, delilik yapar, maceraperesttir’ bunun için motosiklete biner. Bu anlamda ‘Kravatı Çıkart, Kaskı Tak, Bas Gaza’ sloganı ile sosyal bir mesaj vermeye çalışıyorum. Halbuki motosiklete binmek trafikte kolaylıktır, özgürlüktür. Yani macerayı seven özgür ruhlu insanlar biner. Bana göre trafikte araçların ortadan kalkması gerekiyor. İnsanların özellikle bisiklete yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.

    Tokat Motosiklet ve Motor Sporları Kulübü’nün yanı sıra Tokat Doğa ve Extrem Sporları Kulübü (TODEX) olarak da dağcılık, yürüyüşü, kayak ve yamaç paraşütü gibi birçok sporu yaptıklarını ifade eden Gençay, “Kavgadan, siyasetten, kahve köşelerinden uzak bu tür aktivitelerle stres atıyoruz. Bu tür faaliyetlerden sonra dingin kafa ile sağlam ruh, beden ile daha iyi bir birimizi anlarız diye düşünüyorum” diye konuştu.

  • Baş: “Evlerdeki Çocuklar Daha Fazla Risk Altında”

    “Sokakta Hayat Var” projesinin açılışında konuşan eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş, evlerde bilgisayar başında yetişen çocukların sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklardan daha fazla risk altında olduğunu söyledi.

    Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Projeleri kapsamında, PANGEA İnsan Kaynaklarını Geliştirme Sivil Etkileşim Derneği tarafından yürütülen Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Samsun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü, Atakum Belediyesi ve Geleceğin Eğitim Derneği’nin(GED) desteklediği “Sokakta Hayat Var” projesinin açılışı Serra Otel’de gerçekleştirildi. Projenin açılış programına eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş, Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Aytekin Girgin, Samsun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Güven Özyurt, Samsun İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, Canik Belediye Başkan Yardımcısı Alican Usta, Proje Yöneticisi İdil Kefeli, sanatçı Fatih Küçük katıldı.

    “SOKAKTA ZAMAN GEÇİREN GENÇLER OLGUSU BİR SORUN OLARAK KABUL EDİLMEKTEDİR”

    Projenin açılışında konuşan eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş, “Özen gösterildiğinde ve değer verildiğinde bütün çocukların kabiliyetlerinin ortaya çıkacağını ve bununda ancak eğitim ortamında mümkün olduğunu düşünüyorum. İş, aile ve sosyal hayatlarında mutlu bireyler yetiştirebilmek bizim için eğitimin en önemli görevi. Dünyada ve Türkiye’de sokakta yaşayan, sokakta çalışan ve sokakta zaman geçiren gençler olgusu bir sorun olarak kabul edilmektedir. Ülke olarak eğitemediğimiz her gencin sosyal, psikolojik ve ekonomik anlamda risk ortamlarına sürüklenmeleri oldukça yüksektir. Bu yüzden sokakta yaşayan çocuklara yönelik gelişimlerine katkı sağlayacak planlı programlı gelişimlerine katkı sunabilecek yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.

    “EBEVEYNLER YETERİ KADAR BİLGİSAYARI BİLMİYOR”

    Evlerde bilgisayar başında yetişen çocukların sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocuklardan daha fazla risk altında olduğunu belirten Nimet Baş, “Çünkü gelişen teknoloji maalesef ebeveynlerin yeteri kadar bilgisayar kullanamıyor olması, annelerinin eğitim düzeyinin buna elverişsiz olması çocuklarının sokakta oynamalarından çok daha büyük bir risk oluşturuyor” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından program çalıştay bölümüyle devam etti.