Etiket: baş

  • Hastaların baş tabibi kadınlar

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Meral Seferoğlu, hastalara bakım hizmeti verenlerin çoğunun kadın olduğunu söyledi.

    Hastaların bakımını üstlenenlerin çoğunun 40-66 yaş aralığında kadınlar olduğunu belirten

    Uz. Dr. Meral Seferoğlu, “Hastanede yapılan tetkik ve tedavi işlemleri sonlandığında hastalar çoğunlukla evde bakılmaktadır. Ancak bakım verilen hastaların çoğu solunum, beslenme, boşaltım, banyo, giyinme, ev işlerini yapma, yemek yeme, telefon kullanma, alış veriş yapma gibi günlük işlerini yapamamaktadır. Hasta bakımı, hem hastaya bakan, hem de hasta için çok zor ve sıkıntılı bir dönemdir. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre, hastalara ya yakınları ya da hasta bakıcılar bakıyor. Bakım hizmeti veren her 5 kişiden 4’ü kadın” dedi.

    Hasta bakanların kendilerini ihmal ettiğine dikkat çeken Seferoğlu, “Bakım verenlerin kendilerinin de hastalıkları olabiliyor. Fakat bakım verme işine yoğunlaşan bu kişiler kendi hastalıklarının takip ve tedavisini aksatıyor. Bu sürecin ne kadar süreceğinin belirsizliği, gün içinde en az 1-6 saat arasında bakım verilmesi, hasta bakanların sosyal yaşantısını etkilemektedir. Bakım verenlerin sıkıntılarını içlerine atma ve kendi kendilerini teselli etme yöntemini seçtikleri görülüyor. Bakım verenlerin kendilerine de zaman ayırmaları, kendi hastalıklarını takip ve tedavilerini aksatmamaları, zorlandıkları noktalarda profesyonel destek için evde bakım hizmetlerine başvurmalarını istiyoruz. Destek almayanlarda depresyon gibi hastalıklar görülebiliyor” diye konuştu.

  • Bünyamin Baş: “İSMOB mobilya sektöründe önemli bir yere sahip”

    İstanbul Mobilya Fuarı (İSMOB), TÜYAP Fuarcılık ile Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği’nin (MOSDER) işbirliğinde bu yıl 13. kez düzenlendi. 1000’den fazla markanın katıldığı fuara bu yıl ilk kez katıldıklarını belirten DOVİ (Ofis Bazaar) stant sorumlusu Bünyamin Baş, İSMOB’un yurt içi ve yurt dışında mobilya sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.

    Şirket olarak e-ticaret sektöründe hizmet verdiklerini ifade eden Baş, “Şirketimiz 2011 yılında kuruldu; ancak markalaşma ve fuarlaşma konusunda daha yeni yeni adımlar atıyoruz. Sadece internet üzerinden ve GROS marketlere tedarikçi olarak çalışıyoruz. E-ticaret, artık piyasada en çok tercih edilen alışveriş şekli. İnsanlar oturdukları yerden alışveriş yapabiliyor ve bu sayede boşta kalan vakitlerinde diğer işlerini halledebiliyor” diye konuştu.

    İnsanların yaşam alanlarına renk katacak ürünler tasarladıklarını belirten Baş, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Saklama üniteleri, kitaplık, çalışma masası, gardırop, bilgisayar koltuğu gibi uygun ve kaliteli ürünler üretiyoruz. Amasya Merzifon’daki fabrikamızda üretilen bu ürünleri e-ticaret üzerinden müşterilerimize sunuyoruz. Müşterimizin bizden aldığı herhangi bir ürünü aynı gün kargoya veriyoruz. Müşterimiz bu sayede ertesi gün o ürünü teslim alıyor.”

    Baş son olarak, “2017’de hedefimiz hem e-ticaret ortamında hem de toptan pazarda büyümeyi 2016’ya göre yüzde 30 ile yüzde 40 oranında arttırmak. O yüzden bu fuara katılmak bizim için çok önemli. İlk gün olmasına rağmen güzel ve verimli sonuçlar alıyoruz. İSMOB’un gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Baş pehlivanlar şehitler için kol bağladı

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde dünyada ilk kez salonda gerçekleştirilen yağlı güreş müsabakalarında başpehlivanlar şehitler için kol bağladılar. Müsabakalar sonucunda şampiyon Recep Kara ödülünü şehit ailelerine bağışladı.

    Geleneksel Türk Yağlı Güreşleri’nin sürekliliğini sağlamak ve bu sporun 12 ay boyunca yapılabilmesi için Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Karesi Belediyesi, Türkiye Güreş Federasyonu ve Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü tarafından ilk kez Kurtdereli Spor Salonu’nda gerçekleştirilen yağlı güreşlerde başpehlivanlar kıyasıya mücadele etti. Minik 1, Minik 2, Teşvik ve Başpehlivanlık kategorilerinde toplam 16 sporcu mücadele etti.

    Açılış seremonisinin ardından konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı A.Edip Uğur, “Dünya’da ve Türkiye’de ilk defa kapalı salonda yağlı güreşlerimizi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz salı günü Beşiktaş Şehitler Tepesi’nde hain terör saldırılarını lanetleyerek ve şehitlerimizi rahmetle yad ederek başlattığımız programın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin son yıllarda artarak devam eden başarısı birilerini rahatsız etmektedir. Gelişen ve büyüyen Türkiye’ye karşı başlatılan artan terör saldırıları milletimizin birlik ve beraberliğini hedef almaktadır. Bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapmak isteyenlere asla izin vermeyeceğiz. İzmir’de geçtiğimiz gün şehit olan kahraman polisimiz Fethi Sekin gibi son mermimiz bitse dahi mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye’yi bölmek, parçalamak isteyenler emellerine asla ulaşamayacak. Kökleri Malazgirt’e dayanan, bin yıldır Anadolu’da hüküm süren bu milleti yenemeyeceksiniz. Türkiye, İstiklal mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Terörle hayatı durdurmaya çalışanlara inat; yatırımlara, sosyal hayata devam ediyoruz” dedi.

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak kapalı ortamda güreşin sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni bir Er meydanını Balıkesir’e kazandırmak istediklerini dile getiren Başkan Uğur, “4 bin 122 metre kare alan üzerine kurulu olacak bu er meydanı 1606 kişi izleyici kapasiteli olacak. Gelen seyirci hem güreş izlemekten zevk alacak hem de pehlivanlarımız kış aylarında dahi olsa er meydanında güreşme imkanına kavuşmuş olacak. Toplam maliyeti 7 milyon TL olan bu er meydanı inanıyorum ki ata sporumuz yağlı güreşlerimizi farklı bir konuma getirecek. Kurtdereli Mehmet Pehlivan yağlı güreş kurultayı ve Kırkpınar başpehlivanları Balıkesir karşılaşmasının bir kez daha ülkemize, milletimize ve spor camiamıza hayırlı olmasını diliyorum. Yüreğiyle, bileğiyle, aklıyla mücadele eden tüm pehlivanlarımıza başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından müsabakalar yapılan duaların ardından Minik 1 güreşleriyle başladı. Bu kategoride yapılan eşleşmeler sonrasında İbrahim Türkmen, Yusuf Can Aktaş, Furkan Elagöz ve Kerem Karahasan güreştiler. Rakiplerini yenen İbrahim Türkmen ve Furkan Elagöz arasından oynanan final müsabakasında rakibi yenen İbrahim Türkmen 1. oldu. Minik 2 dalında Emin Erdoğan Yiğit Öztürk’ü yenerek 1. oldu. Teşvik dalın ise Necip Al, İhsan Derin’i yenerek 1. oldu.

    Başpehlivanlık müsabakalarında çekilen kuralar sonucunda Mehmet Yeşilyeşil, Salih Eriç ile Recep Kara, Serhat Balcı, Ali Gürbüz Orhan Okulu ve Şaban Yılmaz İsmail Koç ile eşleşti. Rakiplerini yenen Mehmet Yeşil Yeşil Orhan Okulu ile Recep Kara İsmail Koç ile yarı final müsabakaları yaptılar. Yarı final müsabakalarından galip ayrılan Recep Kara ile Orhan Okulu Başpehlivanlık final müsabakasında karşı karşıya geldiler. Nefes kesen bir müsabaka sonrasında Recep Kara Orhan Okulu’yu yenerek ilk kapalı salon yağlı güreşleri birincisi olarak adını tarihe yazdırdı. Başpehlivan Recep Kara aldığı şampiyonluk ödülünü şehit ailelerine bağışladı.

    Yapılan müsabakalar sonrasında birinci olan güreşçilere ödülleri Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı A.Edip Uğur, Balıkesir Garnizon Komutanı Tuğgeneral Kemal Turan, Karesi Kaymakamı Abdülkadir Demir, Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın tarafından verildi.

  • Travmayla baş etmede durumun geçici olduğunu kabullenmenin önemi

    Medicana International Ankara Hastanesi’nden Klinik Psikolog Gizem Yağmur Çopur, travmatik olaylar sonrasında ortaya çıkacak belirtilerin neler olduğunu, ne kadar iyi tanınırsa, olağanlığı ve geçici oluşu fark edilebilirse onlarla baş edebilmenin de o kadar kolaylaşacağını söyledi.

    Medicana International Ankara Hastanesi’nden Klinik Psikolog Gizem Yağmur Çopur, travmatik deneyimler yaşamış kişilere uygulaması basit ama sonuçları etkili bir takım önerilerde bulundu.

    Klinik Psikolog Çopur, travmatik olaylar sonrasında ortaya çıkacak belirtilerin neler olduğunu, ne kadar iyi tanınırsa, olağanlığı ve geçici oluşu fark edilebilirse onlarla baş edebilmenin de o kadar kolaylaşacağını söyledi. Sağlıklı bireylerin de travmatik olaylardan sonra bir süre de olsa çeşitli depresif, kaygı taşıyan, iç huzursuzluk yaratan, acı veren olumsuz duygulara kapılabileceğine işaret eden Çopur, “Şok ve inkar, bunaltı, endişe, korku, panik, öfke, tahammülsüzlük, gerginlik, huzursuzluk, suçluluk, umutsuzluk, çaresizlik, utanç gibi duygular bunlara örnek verilebilir” ifadesini kullandı.

    Bu duyguların olağan ve insani tepkiler olduğunu unutmamak gerektiğine vurgu yapan Çopur, “Bu belirtilerin görülmesi ruhsal olarak hastalanılacağının bir göstergesi de değildir. Tüm bu belirtiler olağan dışı/ anormal durumlarda verilen normal tepkilerdir. Bahsedilen belirtilerin bir ay gibi kısa bir süre içerisinde azalması beklenir. Belirtilerin azalmaması ve işlevselliği etkilemesi durumunda profesyonel bir destek alınması gerekmektedir” diye konuştu.

    “Duyguları yazıya dökmek kişinin duygularını anlamlandırmasına, kabullenmesine, düzene sokmasına ve onlarla başa çıkabilmesine olanak tanır”

    Çopur’un psikolojik travma sonrası kişilere önerileri ise şunlar oldu:

    “Olumsuz duygulanımların zaman içerisinde sıklığının azalması ve kaybolması için günlük yaşam rutinleri sürdürmek, daha önce gidilen dış mekanlara gidişleri engellememek, katılmakta olunan etkinliklere yönelmeyi sürdürmek, rahatlamaya yönelik aktiviteleri gerçekleştirmek, çalışmakta olunan işe gitmek için çaba harcamak yardımcı olacaktır. Kişilerde maruz kalınan durum ile ilgili konuşma ihtiyacı ya da tam tersi konuyu hiç açmama ve içe kapanma görülebilir. Bu dönemde yakın çevreden sosyal destek almak, yakın çevre ile duyguları paylaşmak bu hislerin süresini ve şiddetini azaltacaktır. Yaşanan duruma yönelik akıldan geçen düşünceleri özellikle onların oluşturduğu duyguları yazıya dökmek veya günlük tutmanın kişinin duygularını anlamlandırmasına, kabullenmesine, düzene sokmasına ve onlarla başa çıkabilmesine olanak tanır. Bireylerin yardım toplantılarına ve anma törenlerine katılması suçluluk duygusunu azaltarak yalnız olmadığı ve kayıpları unutmadığını düşündürecektir.”

    “Alkol, kahve tüketimi ve sakinleştirici ilaçlar sanıldığı gibi yardımcı olmayacaktır”

    Klinik Psikolog Çopur, bu dönemde baş, boyun ve göğüs ağrıları, mide bulantısı, çarpıntı, baş dönmesi ve kasılma gibi bedensel bazı şikayetlerin meydana çıkabileceğini, bunlara ek olarak uykuya dalma ve sürdürmekte güçlükler, kabus görme ya da sürekli uyuma ihtiyacı görülebileceğini ifade ederek, “Bu nedenle kişilerin kendisini dinlemesi ve istirahat etmek için zaman ayırması gevşemeye yardımcı olacaktır. İştahta artış veya iştahsızlık, aşırı enerji ve uyanıklık hali ya da tam tersi uyuşukluk, hissizlik, bitkinlik hali süreç ile ilişkili olarak oluşabilir. Bunları ortadan kaldırmaya yönelik alkol/kahve tüketimi ve sakinleştirici ilaçlar sanıldığı gibi yardımcı olmayacaktır” şeklinde konuştu.

    Dikkat dağınıklığı ve unutkanlığa karşı ne yapmalı?

    Kişinin kendisini işine verememe durumu, odaklanmada güçlük, dikkat dağınıklığı ve unutkanlığın stres yaratan travmatik duruma bağlı olarak ortaya çıkabileceğine işaret eden Çopur, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yaşanan travmatik olayların tekrar yaşanıyormuş gibi olması, defalarca kişinin gözünün önüne gelmesi veya sesleri işitiyormuş gibi olması görülebilecek tepkilerdir. Bu nedenle zihinsel aktivasyonları ve dikkati başka yere çekmek, görsel eylemlere yönelmek (film seyretme, çiçekle uğraşma, ev işlerine yönelme, puzzle tamamlama, tamir etme, boyama, el işleri, kitap okuma, spor yapma, yürüyüş vb.), duruma yönelik haberleri izlemekten, fotoğraflara bakmaktan, görüntülere maruz kalmaktan uzaklaşmak, görüntülerin silinmesine ve zihnin dağılmasına katkıda bulunacaktır.”

  • ADÜ öğretim üyelerinin baş editörlüğünü yaptığı dergi tıp veri tabanına girdi

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Senem Yiğit Özer ve ADÜ Tıp Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Turan’ın baş editörlüğünü yaptığı Meandros Medical and Dental Journal Dergisi TÜBİTAK ULAKBİM Tıp Veri Tabanında dizinlenmeye başladı.

    Daha önce CINAHL, DOAJ, Türk Medline, PROQUEST ve ESCI (Emerging Sources Citation Index) gibi dünyaca tanınan indekslerde yer alan dergi baş editörleri, bu güzel haberi paylaşmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, sürecin her aşamasında desteğini esirgemeyen ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan’a minnetlerini sunarak teşekkür etti.

    TÜBİTAK ULAKBİM TR Dizini kapsamında dizinlenen dergimiz, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından Doçentlik Başvuru Şartları’nın “Ulusal Makale” maddesinde “ULAKBİM tarafından taranan ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış makale” tanımı ile değerlendirme kapsamına alındı.