Etiket: Balı’nın

  • Bayburt Üniversitesi, ‘Bayburt Balı’nın tanıtımına devam ediyor

    Bayburt Üniversitesi, ‘Bayburt Balı’nın tanıtımına devam ediyor

    Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, TRT-Erzurum Radyosu canlı yayınına katılarak ‘Bayburt Balı’nın tanıtımına yönelik açıklamalarda bulundu.

    Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, TRT-Erzurum Radyosu’nda canlı olarak yayınlanan ve sunuculuğunu Ömer Ergedik’in yaptığı “Doğu’nun Sesi” programına katılarak, yakın zamanda Bayburt Üniversitesinin girişimleri ile Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenen ‘Bayburt Balı’nın tanıtımı ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu.

    TRT-Erzurum Radyosu canlı yayınına katılan Rektör Coşkun; Bayburt Üniversitesinin gerçekleştirdiği çalışmalarla, ulusal ve uluslararası alanda ‘Bayburt Balı’nın tanıtımına yönelik faaliyetlerine devam ettiğini belirtti. Bayburt yaylalarının, iklim ve bitki örtüsünün arıcılık ve bal üretimi için oldukça elverişli olduğunu ve bu durumun da ‘Bayburt Balı’nın ayırt edici özellikleri olan renk, tat, koku, kıvam ve kimyasal özelliklerine olumlu etkide bulunduğunu ifade eden Rektör Coşkun, Bayburt Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi ile Demirözü Meslek Yüksekokulunda yürütülen modern uygulamalarla da bu özelliklerin korunması ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini ifade etti.

    Yöredeki bal üreticilerine destek amacıyla gerçekleştirilen faaliyetlere de değinen Rektör Coşkun, organik arıcılığın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik Bayburt Üniversitesi tarafından birçok proje, panel, kurs ve akademik faaliyetler düzenlendiğini ifade etti. Bu tür faaliyetlere katılan bal üreticilerinin arıcılık ve bal üretiminde yüksek kazanç elde etmelerini sağlamak adına arı, kovan gibi arıcılık malzemelerinin dağıtımının da yapıldığını belirten Rektör Coşkun, aynı zamanda Bayburt Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı bünyesine kazandırılan birçok ekipman ile de üretilen balların daha sağlıklı analizlerinin yapılabilmesine yönelik faaliyetlerinde gerçekleştirildiğini dile getirdi.

    ‘Bayburt Balı’nı diğer ballardan ayıran özellikler nelerdir sorusuna ise; “Karadeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgesi arasında yer alan Bayburt ovası 1400 ile 1750 metre rakımları arasında farklı düzlük ve ovalardan meydana gelmektedir. Bu ova ve düzlükler Bayburt balının ayırt edici özelliklerinden olan renk, tat, koku, kıvam ve kimyasal özelliklerini etkileyen birçok farklı bitki türünün yetişmesine olanak sağlamaktadır. Arıcılığa son derece elverişli olan bu coğrafi özelliklerle birlikte ve birçok endemik bitkininde yer aldığı Çoruh Nehri’nin bölgeye has florasının bulunması Bayburt ilinde üretilen balın kalitesini olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca, yaz aylarında bal arıları için çoğalma ve bal üretimi için uygun imkânların varlığı da arıcılık faaliyetleri için ve ‘Bayburt Balı’nın ayırt edici özellikleri bakımından önemli unsurlardır.” şeklinde cevap verdi. Rektör Coşkun, ’Bayburt Balı’nda tespit edilen değerlerin Anzer Balı ile çok benzer olduğunu da sözlerine ekledi.

    Bayburt Balının tescil süreci ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Rektör Coşkun, ’Bayburt Balı’nın Bayburt Üniversitesi tarafından laboratuvar ortamında incelenmeye alındığını aktararak; “Alanında uzman arkadaşlarımız Bayburt’ta 67 çeşit çiçekten bal yapıldığını ve aynı zamanda bu çiçek çeşitliliğinin tıbbi ve aromatik bitkiler olduğunu tespit ettiler. Bunun üzerinde ’Bayburt Balı’nın diğer ballardan ayırt edici birçok özelliğinin olduğuna yönelik Türk Patent ve Marka Kurumuna müracaat ettik ve bir ay önce ’Bayburt Balı’ üniversitemizin girişimleriyle tescillenmiş oldu.” dedi.

  • Türk çam balının Avrupa ISO toplantıları sürüyor

    Türkiye Arıcılar Birliği’nin Türk çam balının Avrupa Coğrafi İşaret çalışmaları kapsamında Muğla’da bal üreticileri, paketleme tesisi sahipleri, Gıda Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü personeline ‘Türkiye bal değer zincirinin coğrafi işaretler yardımıyla sürdürülebilirliğinin desteklenmesi’ projesi kapsamında bilgilendirme eğitimi verildi. Muğla Arıcılar Birliğinde yapılan toplantıya Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) proje yöneticisi, teknik danışmanı, Coğrafi işaretler uzmanı ve Türkiye Proje koordinatörünün katıldığı üreticilerin bilgilendirilmesine yönelik toplantı düzenlendi. Toplantıya bal üreticileri, paketleme tesisi sahipleri, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve ilçe temsilcileri de katıldı.

    Muğlalı arıcılara yönelik düzenlenen bilgilendirme toplantısında FAO Proje Yöneticisi Maria Ricci, FAO Teknik Danışmanı Rafaele Dall’Olio, INNAO Coğrafi işaret uzmanı Melanie Vanpraet ve proje Türkiye Koordinatörü Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Sertaç Dokuzlu Muğla arıcılarına süreç ve coğrafi işaret hakkında bilgi verdi.

    Muğla Arıcılar Birliği Başkan yardımcısı Yılmaz Kaya, Muğla Çam Balı coğrafi işareti geçen yıl aldıklarını, şimdi de Avrupa’da tescil edilmiş ve coğrafi işareti alınmış Türk çam balı için Birleşmiş milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından hazırlanarak fonlanan Bursa Uludağ Üniversitesi işbirliği ile 7 il Birliği ve Türkiye Arıcılar Birliği koordinesinde Türk çam balının uluslar arası coğrafi işaret alması için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Kaya, “10 senedir uğraştığımız Muğla çam balının coğrafi tescili ile ilgili bu süreçte toplantılar yapılıyor. Bundan sonraki süreçte üreticilerimiz Avrupa standartlarına uygun çam balı tescili için uğraşıyoruz. Türk çam balının kırsal kalkınma açısından Avrupa coğrafi işaret alması büyük önem taşıyor” dedi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi ve projenin Türkiye koordinatörü Doç. Dr. Sertaç Dokuzlu, projenin temel amacının Avrupa çapında coğrafi işaret tescilinin alınması olduğunu belirtti. Dokuzlu, “Coğrafi işaret tescilinin alınması ile kalitesini de bir anlamda güvence altına almış oluyoruz. Coğrafi işaret bir kalite göstergesidir ve coğrafi işaret göstergesi içindeki üretim ve kalite kriterlerini uygularsanız zaten bu ürün dünya piyasalarında mutlaka yerini bulacaktır. Burada en önemli iş üreticilerimize düşüyor. Proje ile üreticilerimizi bilgilendirmeyi, coğrafi işaretin ne olduğunu ve pazarlamada nasıl uygulanabileceğini anlatıyoruz. Bu arada coğrafi işareti hazırlama süreci içerisinde kalmıyor proje. Üreticileri ve paketleyicileri bir araya getirmek. Oluşan katma değerin bu ç-zincir içerisinde daha dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak önemli. Sonuçta sadece Türkiye değil, bütün dünya Avrupa Birliği dahil olmak üzere kalite ve güvenceye önem veriyor. İnsanlar kesinlikle aldatılmak istemiyor ve emin olmak istiyor yedikleri ürünün kalitesinden, saflığından, kalıntı bulunmadığından. Bu proje bir anlamda bunun da güvence altına almış oluyor” dedi.

    Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) proje yöneticisi Maria Ricci, Türkiye’deki çalışmalardan gurur duyduklarını belirtti. Ricci, “Türk çam balının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda Avrupa piyasalarına ilişkin ihracat açısından da önem taşıdığını düşünüyoruz. Bu noktada Türkiye çam balının yüzde 92’sini üreten bir ülke. Bunun yüzde 8’i de Yunanistan’da üretiliyor. Coğrafi işaret bütün üreticilere pazarlama şansı verecek ve katma değer sağlayacak diye düşünüyorum. Aynı zamanda Avrupa’daki tüketicilere de kolaylıkla ulaşımı sağlayacaktır” dedi.

    Türk çam balının coğrafi işaret alabilmesi için iki önemli konunun olduğunu dikkat çeken Ricci, “Öncelikle tüm aktörlerin bir araya gelerek bir birlik kurması gerekiyor coğrafi işaretin alınması ve kullanılmasında. Aynı zamanda kalite açısından kalitenin iyileştirilmesi ve kalitenin korunması gerekmekte. İki kuruluş olarak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ve Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası olarak bu noktada bütün çabaları destekleyeceğimizden memnuniyet duyarım” dedi.

  • Türk balının en büyük müdavimi Arap emirleri

    Lezzet ve şifa bakımından ünü tüm dünya üzerinde yaygınlaşan Türk balının en büyük müşterileri Arap emirleri olduğu kaydedildi. Etabal’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, “Özellikle son yıllarda yaşanan Arap turizmi balımıza olan ilgiyi ciddi anlamda arttırdı. Bazı emirler bizzat özel uçağı ile bizden bal veya polen, arısütü, propolis karışım kürünü aldırtıyor” dedi.

    Dünya bal üretiminin en büyük oyuncularından Türk üreticilerin son yıllarda müşterileri Arap dünyası oldu. Türkiye’nin sahip olduğu iklim koşulları; çiçek balı, narenciye balı, kestane balı, dağ balı, çam balı gibi farklı bal çeşitleri Arap Yarımadası’nda coğrafi koşullar sebebiyle yalnızca sedir balının üretilmesi ise Arapların Türk balına olan ilgisini arttırdığı belirtiliyor.

    “Özellikle son yıllarda yaşanan Arap turizmi balımıza olan ilgiyi ciddi anlamda arttırdı”

    Türkiye’nin önemli bal ve arı ürünleri üreticilerinden Etabal’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, “Özellikle son yıllarda yaşanan Arap turizmi balımıza olan ilgiyi ciddi anlamda arttırdı. Hem Arap dünyasından gelen yurt dışı siparişleri hem de özellikle sırf bizim balımızı yemek için gelen Arap sayısı oldukça fazla. Arap coğrafyasından yoğun talep alıyoruz. Bazı emirler bizzat özel uçağı ile bizden bal veya polen, arısütü, propolis karışım kürünü aldırtıyor. Bu ülkemiz açısından gurur verici bir gelişme” açıklamasında bulundu.

    “Satışların büyük çoğunluğu Araplara”

    Arapların, yoğun talebi olduğunu belirten Aksoy, “Ülkemizin dört mevsimi yaşaması, endemik bitki çeşidi ve rakımı yüksek bölgelerin olması, farklı türlerde bal üretmemizi sağlıyor. Türkiye, bal üretimi konusunda Çin’in ardından ikinci sırada. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirliği başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Mısır, Fas, Umman, Ürdün, Filistin, İranlılar yer alıyor. Aralarında Arap emirlerinin de bulunduğu, Ortadoğu’nun ileri gelen zengin iş adamları ve sanatçılar da var. Satışlarımızın yüzde 90 gibi çok ciddi bir oranı Araplara yönelik. Ham bal, arı sütü, polen ve propolis karışımımız Arap müşterilerimiz tarafından oldukça beğeniliyor” ifadelerini kullandı.

  • Ordu, dünya balının yüzde 1’ini üretiyor

    Dünya bal üretiminde Çin’in ardından ikinci sırada bulunan Türkiye’de en çok bal üretilen ili Ordu’da dünya balının yüzde 1’ini üretildiği açıklandı. Açıklamaya göre Ordu’da dünyada 100 ülkeden fazla bal üretiliyor.

    Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Feyzullah Konak, FAO’nun 2014 yılı verilerine göre dünyada 143 ülkede 1 milyon 510 bin 568 ton bal üretimi gerçekleştirildiğini belirtti. Bal küresel pazarının 2022 yılına kadar 2.4 milyon tona ulaşacağının tahmin edildiğini kaydeden Konak, “2014 yılı itibarı ile Türkiye’nin üretimi 103 bin 525 tondur. 2016 yılında 16 bin 280 ton bal üretimi gerçekleştirilen Ordu’da 2017 yılı üretimi 16 bin 799 tondur. Bu durumda Türkiye’nin dünya üretimi içerisindeki payı yüzde 6.85 iken Ordu ilinin 2017 üretimi ile bu veriler karşılaştırıldığında dünya üretiminde bulunan 100 kg balın 1 kilogramı ilimizde üretilmektedir” dedi.

    Ordu’da 100 ülkeden fazla bal üretiliyor

    İstatistiklere göre Ordu’da dünyadaki 100 ülkeden fazla bal üretimi gerçekleştiriliyor. Yaklaşık 17 bin ton bal üretimi gerçekleştiren Ordu, dünya üretiminde 29’uncu sırada bulunan ve 11 bin 302 ton bal üreten Çek Cumhuriyeti’nden, 9 bin 592 ton bal üreten 30’uncu sıradaki Bulgaristan’dan, 9 bin 450 ton bal üreten 31’inci sıradaki Yeni Zelanda’dan, 9 bin 400 ton bal üreten 32’inci sıradaki İtalya’dan, 8 bin 700 ton bal üreten 33’üncü sıradaki Şili’den ve 8 bin ton bal üreten 34’üncü sıradaki Tayland’dan fazla bal üretiyor.

    Ordu’nun bal üretiminde geride bıraktığı ülkeler arasında Portekiz, Küba, Mısır, İngiltere, Avusturya, Cezayir, İsviçre, Sırbistan, Pakistan, Tunus, İsveç, İsrail, Japonya gibi ülkeler de bulunuyor.

  • Anzer Balı’nın Fiyatı Açıklandı

    Dünyaca ünlü Anzer Balı’nın bu yılki satış fiyatı kilogram başına 900 TL olarak belirlendi.

    Rize’nin İkizdere İlçesi Anzer Yaylası’nda yaklaşık 3 bin rakımda 200’e yakın arıcı tarafından 3 bin kovanda üretimi yapılan dünyaca meşhur Anzer Balı’nın fiyatı, altın ile yarışıyor. Geçtiğimiz yıl kilosu 850 TL’den satılan Anzer Balı’nın bu yıl ki fiyatı 900 TL olarak belirlendi.

    Anzer Balı’nın üretim ve satış yetkisini elinde bulunduran Anzer Ballıköy Kooperatifi Başkanı Osman Civelek, konuyla ilgili bugün düzenlediği basın toplantısında bu yıl ki bal fiyatını 900 TL olarak açıkladı. Civelek “Şu günlerde arıcılarımız bal üretimi için kovanlarını Anzer Yaylası’na çıkartmış bulunuyorlar. Yaklaşık 200 üreticimiz 3 bin kovanda üretim yapmaktadır. Bu yıl hava şartları başta biraz bozuktu ancak önümüzdeki günlerde hava şartlarının bal üretimi için el verişli olacağı yönünde beklentilerimiz var. Bu yıl da geçtiğimiz yıl olduğu gibi iyi bir rekolte bekliyoruz” dedi.

    Civelek, bu yıl yönetim kurulu kararı ile 1 Kilo Anzer Balını’nın satış fiyatını 900 TL olarak belirlediklerini ifade ederek “Bu yıl 1 kiloluk şişeleri 900 TL’den, yarım kiloluk şişeleri 470 TL’den 250 gramlık şişeleri ise 250 TL’den satacağız. Polen fiyatımız ise 100 gram 130 TL, 200 gram ise 240 TL, 400 gramı ise 470 TL’ye satışa sunulacak” diye konuştu.

    “MÜHÜRSÜZ BAL ALMAYIN”

    Üretilen balların geçtiğimiz yıllarda da olduğu gibi üniversite laboratuvarlarında yapılan tahlillerin ardından mühürlü şişelerde satışa sunulacağını kaydeden Civelek “Piyasada bol miktarda taklit ve sahte Anzer Balı var. Biz kooperatif olarak üreticilerimizden aldığımız balları Hacettepe Üniversitesi’nde tahlilden geçirdikten sonra, Anzer Balı olma özelliği taşıyan balların dolumunu yaparak dolumu yapılan şişeleri raporları ile birlikte mühürleyerek satıyoruz. Taklitlerin önünü kesmek için her yıl etiketlerimizi değiştiriyoruz. Tüketicilerimizin bu hususta dikkatli olmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

    ARAP EMİRLERİ ANZER BALI İÇİN SIRAYA GİRDİ

    Geçtiğimiz yıl kooperatif olarak bin 700 kilogram civarında bal satmalarına rağmen talebin yarısının bile karşılayamadıklarını belirten Civelek “Sattığımız bal, talebin yüzde 50’sini karşılamaktadır. Hiçbir yıl talebi karşılayamadık. Katar ve Suudi Arabistan emirliklerinden bile talepler var. Büyükelçilikleri vasıtası ile bizden talepte bulunuyorlar. Valiliğimiz üzerinden bizim devlet büyüklerimizin talepleri de var. Bu yıl talepleri büyük oranda karşılayabilmek için verimin yüksek olmasını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Yüzlerce farklı endemik çiçeğin bulunduğu Anzer Yaylası’nda üretilen bal dünya bilim otoriteri tarafından dünyanın en şifalı balı olarak kabul ediliyor. Hava şartlarına göre bazen yılda birkaç kilo elde edilebilen bal yoğun talep, üretim maliyetlerinin yüksek oluşu ve normal bal üretimine oranla kovan başında son derece az miktarda elde edilmesinden dolayı yüksek fiyatlarla satılıyor.