Etiket: Bakmak”

  • ‘Suriye Üzerinden Ortadoğu’ya Bakmak’ öğrenci paneli düzenlendi

    ‘Suriye Üzerinden Ortadoğu’ya Bakmak’ öğrenci paneli düzenlendi

    Erzurum Teknik Üniversitesi ve Nevzat Karabağ Anadolu Lisesi öğrencileri düzenlenen ‘Suriye Üzerinden Ortadoğu’ya Bakmak’ paneli ile Suriye meselesini hakkında görüşlerini beyan ettiler.

    Erzurum Teknik Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Naim Ürkmez ve Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Uğur Akbulut ile Nevzat Karabağ Anadolu Lisesi Müdürü Vasip Elbil, Tarih öğretmenleri Zeki Bingöl ve Uz. Akın Yayık’ın organize ettikleri öğrenci panelinin ilki “Suriye Üzerinden Ortadoğu’ya Bakmak” başlığı altında Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde yapıldı.

    Panele Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Birol Soysal ve Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, Palandöken İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemil İlbaş, çok sayıda dinleyici ve öğrenciler katıldı.

    Panelde Nevzat Karabağ Anadolu Lisesi ile Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğrencileri sunumlarını yaptılar. İlk olarak Cengizhan Özdemir, Emirhan Kaya, Mısır, Libya, Rusya, Arap Birliği ve İsrail’in bölgedeki amaçları ve konumlarını değerlendirdiler. Ardından Hilal Uzun, Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşa kadar bu ülkenin tarihinde nelerin yaşandığını anlattı. Umay Kaya ve Rabia Karahan ise 2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sürecinde bu ülkede yaşanan insanlık dramı hakkında bilgi verdi. M. Göktürk Seval sunumunda, Türkiye açısından Suriye’nin toprak bütünlüğünün neden önemli olduğu sorusunun cevabını aramakla birlikte Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarının niçin yapıldığını ve ne anlam ifade ettiğini açıkladı. Leyla Özer, Suriye iç savaşıyla başlayan Suriyeli mülteciler meselesini birçok yönüyle değerlendirdi. Türkiye’nin yaptıklarını sayısal verilerle açıklayarak Avrupa’nın bu konuda üzerine düşen sorumluklarını yerine getirmediğini ifade etti.

    Son olarak Tarih Öğretmeni Zeki Bingöl, ABD’nin Ortadoğu’daki Amaçları hakkında dinleyicileri bilgilendirdi.

    Öğrenci panelinin ikincisi ise “Doğu Akdeniz ve Kıbrıs” başlığıyla 25 Mart 2020 Çarşamba günü Saat: 10:00’da Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Muammer Yaylalı Konferans Salonunda yapılacak.

  • Çiftçiler geleceğe umutla bakmak istiyor

    Çiftçiler geleceğe umutla bakmak istiyor

    Dünya Çiftçiler Günü’nde bağ ve bahçelerinde çalışan üreticiler mazot, gübre ve ilaç gibi girdi fiyatlarının yüksek olmasından dolayı maliyetlerin sürekli arttığını belirterek devletten destek beklediklerini açıkladı. Birçok çiftçi artık gençlerin çiftçilikten uzaklaşmaya başladığına dikkat çekerek buna bir önlem alınmazsa ilerleyen yıllarda çiftçilik yapacak kimsenin kalmayacağını söyledi.

    Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ ve ekibi Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Sancaklıbozköy’deki kiraz bahçelerinde çalışan işçileri ziyaret etti. Sıcak altında çalışan tarım işçilerine şapka dağıtarak günlerini kutlayan Altındağ, çiftçinin yaşadığı sorunları anlattı.

    Sancaklıbozköy’deki kirazların kendiliğinden bu hale gelmediğini ve çok fazla masrafı olduğuna dikkat çeken 77 yaşındaki üretici Emine Özkılınç, “Saat 06.00’da evden çıkıp bahçeye geliyoruz amelenin başına. Saat 13.00 gibi amele işini bitirip gidiyor. 77 yaşındayım oruçluyum, Allah bize yardım etsin. çiftçinin işi çok zor. Bildiğiniz gibi değil” dedi.

    “Yaş ortalaması 55”

    Dünya Çiftçiler Günü sebebiyle Sancaklıbozköy Mahallesi’nde Musa Azılı’ya ait kiraz bahçesinde çalışan işçileri ziyaret eden Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Sofralarımızı donatan, yaz, kış, yağmur, çamur demeden uğraşarak soframıza, bizlerin yaşamımızı idame ettirebilmek için üreten çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun. Çok değerli çiftçilerimizi yerinde ziyaret ederek çiftçiler gününü kutlamak istedik. Bir kiraz bahçesindeyiz. Sancaklıbozköy’ün meşhur kirazının yoğunlaşma dönemindeyiz ama fiyatların aşağıda kaldığı, üreticimizi çok memnun etmediği bir durumla karşı karşıya kaldık. Bundan sonra çıkacak olan diğer ihracat kirazlarında fiyatlar inşallah biraz daha iyi olur, üreticimiz para kazanır. Üreticimiz para kazandığı zaman bunları devam ettirmek zorunda kalır ama şu anda bizim ülkemizdeki çiftçilerimizin yaş ortalaması 55. Yani gün geçtikçe gençlerimiz çiftçilikten uzaklaşıyor. Buna en yakın zamanda devletin tedbir alarak bu kaçışları önleyerek çiftçiyi tarladan uzaklaşmamasını sağlamalı. Eğer çiftçilerimiz tarladan uzaklaşırsa ülkenin halini siz düşünün. Bir soğan bir patatesin ekilişi azalınca vatandaş feryadı kopardı. Biz üretirsek vatandaş ucuz yiyecek ama bize de üretmek için destek gerekir. Çiftçiye, şu andaki maliyetlere göre doların yükselmesiyle mazot fiyatları, gübre fiyatları ve işçi fiyatları çok aşırı derecede arttı. Bunlar da maliyetlere yansıdığı için, biz tüketicinin çok pahalı yemesini de istemiyoruz, onlar da bir yerde haklı ama bizlerin de çıkardığı üründen para kazanmadıktan sonra pahalı satmak zorunda böyle olunca da tüketici de pahalı yiyecek. Onun için mazot, gübre gibi desteklerin daha çok artırılması gerekiyor. Mesela bu sene en çok ilaçlarda yüzde yüzlük artışlar oldu. Mazot ve gübre fiyatları da arttı ama ilaç yüzde yüz arttı. Bu tam TEKEL maddesi gibi değil. Fiyatını bilmiyorsun farklı ilaç satan yerlere gittiğin zaman bir sene öncekiyle karşılaştırdığımızda artış yüzde yüzü buluyor” diyerek devletin üreticiye daha fazla destek olması gerektiğini dile getirdi.

    “Bu gidişle çiftçiliği bırakacağız”

    Üretici Musa Azılı ise yaşadıkları sıkıntılardan şöyle bahsetti:

    “Bizler üretici olarak bugünkü iç piyasaya verilen kirazlar 3 gün öncesi 7-8 lirayken bugün 3 liraya düştü. Mahallemizde kurulan kiraz pazarında bir tüccara 2 aylık 5 bin 500 liraya verilen ardiye çok pahalı bizce. Tüccar kaçıyor bizden. Civar köylerde, Karaoğlanlı, Sancaklıiğdecik, Bağyurdu gibi bölgelerde daha çok tüccar var. Bizde eskiden 150 tüccar olurken şu anda 18-20 tüccar var. Ardiyeler çok pahalı. Belediye tarafından bunların düşürülmesini istiyoruz. Alıcıların buraya gelmesini istiyoruz. Buralar ucuz olursa illaki gelecek. İç piyasadaki yetişen meyve şu anda 3 liraya gidiyor. Umudumuz ihracat olursa, bundan sonra çıkacak olan kirazlarda umudumuz o. Yevmiyeler pahalı, mazot pahalı, her şey masraflı oluyor. Bugün bir tek bu bahçenin sulanması bir aylığı bin lira. Sadece elektrik yüzde 37 zamlandı. Bütün giderler çok pahalı olduğu için bu işlerin içerisinden çıkamıyoruz. Çiftçiliği de bu gidişle bırakacağız herhalde. Durumumuz onu gösteriyor.”

  • Yeni araç bakmak için yola çıktılar, trafik kazasında öldüler

    Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde bir ailenin içinde bulunduğu araç takla attı. Kazada araç bakmak için Afyonkarahisar’a gittikleri öğrenilen aynı aileden 4 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi yaralandı.

    Kaza, Burdur-Antalya karayolu Döşemealtı ilçesi Dağbeli mevkiinde bugün saat 14.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Afyonkarahisar’dan araç baktıktan sonra Antalya’ya dönen Fatih Çapacı idaresindeki 07 AAB 142 plakalı araç yoldan çıkarak takla atıp şarampole yuvarlandı. Kazada araç içinde bulunan Mehmet (70), eşi Safinaz (70), oğulları Ramazan (48) ile gelinleri Hatice Akpınar (48) hayatını kaybetti. Ramazan Akpınar’ın damadı sürücü Çapacı ise yaralı olarak ambulansla hastaneye kaldırıldı.

    Hayatını kaybedenlerin yakınları gözyaşı döktü

    Olay yerine ise çok sayıda jandarma, sağlık ve polis ekipleri gönderildi. Kazaya ilk müdahale eden Ramazan Bozkurt, arkadaşlarıyla Dağbeli’nde bir restorana geldiklerini, araçlarından indikleri sırada ağır bir fren sesi duyduklarını söyledi. Bozkurt, “Sese doğru baktığımda arabanın sol şeritten sağ şeride geçtiğini ve ardından şarampoldeki dereye devrildiğini gördüm. Aracın çok süratli olduğunu düşünüyorum. Kaza yerine koştuk ve arabayı düzeltip yaralıyı çıkardık. Araçtaki diğer kişilerde yaşam belirtisi yoktu. Hemen ambulansı aradık” diye konuştu.

    Öte yandan olay yerine gelen ailenin yakınları gözyaşlarına boğuldu.

  • Yaşlı annesine bakmak için izin alan polisin bıçaklandığı anları anlattılar

    İzmir’de annesine bakmak için refakat izninde olan ve sokaktan gelen silah sesleri üzerine dışarı çıkarak kavga eden kişileri ayırmak isteyen polisin, bıçaklandığı anları gören mahalle sakinleri o anları anlattı.

    Konak ilçesinde yaşlı ve rahatsızlığı bulunan annesine bakmak için refakat izninde olan Konak İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Şenol Gültekin (42), annesinin evinde kalıyordu. Gece saatlerinde iddiaya göre mahalleden gelen silah ve kavga sesi üzerine sokağa çıktı. Kavga eden şahısları ayırmak isteyen polis, kavganın taraflarından Ş.D (25) isimli kadın tarafından 4 yerinden bıçaklandı. Ağır yaralanan polis, kendisini savunmak için Ş.D.’ye ateş etti. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralanan Şenol Gültekin ile yaralanan kadını hastaneye kaldırdı.

    “Kurşunlar kapımıza geldi çocuklarıma isabet edebilirdi”

    Olayın gören mahalle sakinleri, “Birden bağırış çağırış oldu. Önceden de kavga olmuştu. Polisler gene buradaydı ardından olay duruldu. Sonra birden bir kadının bağırıp çağırıp küfür etmesiyle beraber polisler tekrar geldi mahalleye. Sonra bıçakla birine saldırdı kadın ve polis hemen geldi. Zaten vurulan polis bizim hemen ilerimizde oturuyor. Bıçağı saplamış polise, polis de kendisini savunmak için onu vurmuş” dedi.

    Kavga sırasında kurşunlardan birinin evlerinin kapısına isabet eden mahalle sakini ise şunları söyledi:

    “Çok silah sesleri geldi. Bir kadın bağırdı, çağırdı, çatışma oldu. Kadın küfrediyordu sürekli, herkese küfrediyordu kadın. Polis memur geldi sonra, hatta biz de kızdık, ‘insanları rahatsız ediyorsunuz’ diyoruz.. Kurşun kapımıza geldi. Çocuklar sonradan geldi. Kurşunlar isabet edebilirdi, çocuklarım yatıyordu bize isabet edebilirdi.”

    Polis memurunun durumu ağır

    Ağır yaralanan ve hayati riski bulunan polis memuru Şenol Gültekin’in Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yoğun bakımda tedavisi sürerken, polisi bıçaklayan Ş.D.’de de Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.

    Öte yandan polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlatırken, A.M. isimli bir şahsı da yakalama çalışması başlattı.

  • Çocuklarına bakmak için iş istiyor

    Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde 3 çocuk annesi kadın, yetkililerden kendisine iş vermelerini istedi.

    Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesi Atatürk Mahallesi’nde 3 çocuğuyla birlikte yaşayan 32 yaşındaki Vahide Laçin, çocuklarına bakabilmek için yetkililerden yardım istedi. Gittiği her yerde dilenci muamelesi gördüğünü iddia eden kadın, para değil iş istediğini dile getirdi. Çocuklarıyla birlikte perişan durumda olduğunu söyleyen Laçin, “Ben iş için sesleniyorum. Kimse bana bakmıyor. Üç tane çocuğum var, ikisi öğrenci. Kocam bizden elini çekmiş, bize bakmıyor. Ben üç çocuğumla ne yaparım, ne yapabilirim. Bak herkes okullarda hademe olarak çalışıyor, ondan sonra temizlikçi olarak çalışıyor. Ben gidip başvuru yapıyorum kimse bana iş vermiyor” dedi.

    Gidecek bir yeri olmadığını söyleyen Laçin, “Cumhurbaşkanıma sesleniyorum, Şanlıurfa’nın valisine sesleniyorum, biri bana yardım etsin, ben dilenci değilim. Bana yardım etmesinler, para yardımı, yiyecek yardımı. Evim üstüme yıkılacak. Ben şuanda perişan olmuşum. Şimdi ilaç tedavisi görüyorum, sinir hastası olmuşum. Üç çocuğuma bakamıyorum, sizlere sesleniyorum. Geçen yağmur yağdığında ben ve çocuklarım suyun altında yattık. Kalktım yataklar üzerimizde ıslanmış” ifadelerini kullandı.

    Geçtiğimiz günlerde yağan yağmurdan dolayı eşyaları ıslanan Vahide Laçin, kurumaları için dışarıya çıkarttığı eşyaları göstererek yaşadığı sıkıntıyı anlatmaya çalıştı.