Etiket: bakış

  • BarEr Holding CFO görevine Finans Yöneticisi Bakış Özdemir atandı

    BarEr Holding CFO görevine Finans Yöneticisi Bakış Özdemir atandı

    Askeri teknik tekstil, altın madenciliği ve stratejik tarım yatırım projeleri üreten; dünyanın birçok bölgesinde yatırımları bulunan Barer Holding’de üst düzey bir atama daha gerçekleşti. BarEr Holding Mali İşler Grup Başkanlığı(CFO) koltuğuna deneyimli ve başarılı bir isim olan Bakış Özdemir atandı.

    Uzun yıllardır finans sektöründe çeşitli görevlerde bulunan ve birçok önemli projeye imza atan başarılı Finans Yöneticisi Bakış Özdemir BarEr Holding CFO’su oldu.

    Geniş bir coğrafyada sayısız büyük şirket ve düzenleyici kurum için yürüttüğü finans danışmanlığı çalışmalarıyla bilinen Bakış Özdemir klasik ekonominin yanı sıra yeni ekonomi dünyasında da oldukça deneyimli.

    Bakış Özdemir finans sektöründe uzun yıllardır edindiği engin tecrübesi, yenilikçi bakış açısı ve sonsuz çalışma azmi ile BarEr Holding’in gelişmesine daha da katkı sağlamak için görevine başladı.

  • Eğitim Bir- Sen’in eğitime bakış 2018 raporu

    Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, Eğitim Bir-Sen’in 2018 yılı eğitime bakış raporunu açıkladı.

    Başkan Ali Deniz, eğitim, eğitim sistemine ilişkin izleme ve değerlendirme raporları hazırladıklarını bu çerçevede, 2016 yılından itibaren milli eğitimin, 2017’den itibaren de yükseköğretim sistemini kapsamlı bir şekilde inceleyen eğitime bakış ve yükseköğretime bakış raporlarını yayınlamaya başladıklarını söyledi.

    Başkan Deniz, “Raporda sadece durum tespiti yapılmamış, yeni politika geliştirilmesi ve incelenmesi gereken alanları belirtmiş ve göstergelerdeki tartışmalardan hareket ederek, eğitim sisteminin iyileştirilmesi için politika önerileri geliştirmiştir.

    Mevcut atama ve yer değiştirme usulleri, Türkiye’deki bölgeler ve iller arasındaki farkları azaltmak yerine daha da artırma yönünde işlev görmektedir. Öğretmenlerin bölgelere ve illere daha dengeli bir şekilde dağılımını destekleyecek insan kaynakları politikaları üretilmelidir. Öğretmenleri şikayet mekanizması haline gelen, öğretmenin motivasyonunu tüketen Alo 147’nin kaldırılmasını, öğretmene yönelik performans değerlendirme çabalarının sona erdirilmesini öğretmene güvenen ve öğretmene güven veren hamleler olarak görüyoruz. Sözleşmeli öğretmenlikteki 3+1 değişimini de öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artırmaya dönük doğru fakat eksik bir adımdır. Bakanlık, eksik adımı tamamlamalı ve sözleşmeli öğretmen istihdamını sonlandırmalı, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçiş sürecini de ivedilikle başlatmalıdır. Öğretmenler açısından gereksiz bir ehliyet tartışmasına, kamu personel sistemi açısından da adalet duygusunun aşınmasına neden olan öğretmen atamalarındaki mülakat uygulamasına yönelik itirazlarımızı giderecek, tekliflerimizi hayata geçirecek bir hamleyi de olabilecek en kısa sürede bekliyoruz” dedi.

    Okul müdürü ve öğretmenlerin yetkilerinin arttırılması gerektiğini de belirten Başkan Deniz, “Türkiye, OECD içerisinde en katı merkeziyetçi eğitim sistemine ve dolayısıyla en güçsüz okul yapısına sahip ülkedir. Türkiye’deki aşırı merkeziyetçi idare anlayışı dolayısıyla okul müdürü ve öğretmenlerin yetkileri oldukça kısıtlanmıştır. Eğitim sisteminde verimliliği artırmak ve daha kaliteli bir eğitim sunabilmek için, okul müdürleri ve öğretmenleri güçlendirecek bir yetki devri reformu yapılmalıdır. Bugüne kadar okul müdürü ve öğretmenini yetkilendirmeyen Türkiye’nin, aynı anlayışı takip ederek, 21. yüzyılın bilgi temelli küresel rekabet ortamında başarılı olması mümkün görünmemektedir” şeklinde konuştu.

    Öğretmen arz ve talebi arasındaki uyumsuzluğu giderecek sahici politikaların üretilmesi gerektiğinden de bahseden Başkan Ali Deniz, “Halen 400 binler bandında olan KPSS eğitim bilimleri testi aday sayısının önümüzdeki yıllarda 600-800 binlere doğru hızla artacağı dikkate alındığında, öğretmen arz ve talebi arasındaki uyumsuzluğu giderecek sahici politikalar üretilmelidir. Bu çerçevede, YÖK’ün arz ve talep arasındaki uçurumu daha da açan politikaları terk etmesi gereklidir. Zira, bugünden sonra öğretmenliğe kaynaklık teşkil eden hiçbir yükseköğretim programına öğrenci alınmasa dahi, eski mezunlar ve halen üniversitede okuyan adaylar için gerçekçi alternatif kariyer imkanları sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

    İkili eğitim ve taşımalı eğitimin sorunlar çıkardığına değinen Başkan Ali Deniz, “Türkiye’de son on yılda toplam derslik sayısı yüzde 54 oranında, şube sayısı ise yüzde 37 oranında artmıştır. Aynı dönemde tüm kademelerdeki öğrenci sayısının artışı ise yüzde 16,5 civarındadır. Bu veri, derslik ve şube başına düşen öğrenci sayısı ile ikili eğitim yapan okul sayısının azaldığını göstermesi açısından önemli görülmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde görece dağınık yerleşim yerlerinde az sayıdaki öğrencinin eğitime erişimi için uygulanan taşımalı eğitim, mevcut haliyle pedagojik birçok sorunu içermektedir. Bu nedenle taşımalı eğitim uygulamasını en aza indirmek için etkin alternatif politikaların geliştirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

  • SAÜ’de ‘Psikotarih yöntemi ve tarihi kahramanlara farklı bir bakış’ konferan düzenledi

    Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarafından “Psikotarih Yöntemi ve Tarihi Kahramanlara Farklı Bir Bakış” konulu konferans düzenlendi.

    Fen Edebiyat Fakültesinde Tarih Bölümü Konferansları kapsamında yapılan konferansa İbn-i Haldun Üniversitesinden Prof. Dr. Hasan Kaplan, konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Hasan Kaplan, konferansta psikotarih kavramının ne olduğuna ve tarihi olaylarla psikoloji biliminin ilişkisine değindi. Prof. Dr. Kaplan, “Psikotarih çok disiplinli bir alandır. Antik ilimlerin belki de en eskisi olan tarih ile geçmişi 150 yıldan öteye gitmeyen psikolojinin bir araya gelişiyle oluşmuştur” dedi.

    “Yeterince ilgi görmüyor

    Psikoloji ve tarih bilimlerinin nerede ve nasıl kesiştiğini, psikotarih kavramının nasıl ortaya çıktığını açıklayan Prof. Dr. Hasan Kaplan, “Psikotarih, psikoloji ve tarihin birbirine bütünleştirilmesiyle oluşan bir bilim dalı. Disiplin olarak ABD’de de derneği bulunuyor. Bu disiplini kullanan ve aynı zamanda bilim haline getiren birçok tarihçi, psikolog ve psikiyatr var.Her disiplinin ortodoks sahipleri var. Onlarla sürekli karşı karşıya geliniyor, olumlu bakmıyorlar. Psikotarih, ne tarih profesörlerinin ne de psikoloji profesörlerinin yeterince sahiplenmediği bir alan ve yeterince ilgi görmüyor” şeklinde konuştu.

  • Yazarlardan kültürel iktidara bakış

    Bursa Nilüfer Belediyesinin, Nilüfer Kütüphane Günleri kapsamında düzenlediği söyleşiye katılan yazarlar Yüksel Taşkın, Fırat Yücel, Hidayet Şefkatli Tuksal ve Harun Tekin, ‘Kültürel İktidar’ üzerine değerlendirmelerde bulundu.

    Nilüfer Belediyesi Kütüphaneleri tarafından düzenlenen Nilüfer Kütüphane Günleri, söyleşi ve atölye çalışmalarıyla devam ediyor. “İktidar” alt başlığıyla düzenlenen Nilüfer Kütüphane Günleri kapsamında Nazım Hikmet Kültürevi’deki Şiir Kütüphanesi’nde gerçekleşen söyleşide yazarlar Yüksel Taşkın, Fırat Yücel, Hidayet Şefkatli Tuksal ve Harun Tekin, ‘Kültürel İktidar’ konusunu ele aldı.

    Yazar Yüksel Taşkın, Türkiye’de kültürel iktidar baskısı olduğunu belirterek, “Ülkemizde gençler birçok alanda baskı görüyor. Bir başkasına müdahale hangi hakla yapılır? İnsan şekillendirme olgusu kişileri tahrip ediyor. İnsanlar üzerindeki enerji birikimi iktidar baskısında ters tepebiliyor” dedi.

    Yazar Hidayet Şefkatli Tuksal da kültürel iktidara kadın gözüyle yaklaştı. Tuksal, “Kültürel iktidar meselesi ülkemizde göreceli kavramdır. Kadınlar ülkemizde geri planda tutulurken kültürel iktidarda da pek öngörülmüyor. Özel yeteneği olan becerikli kadınlar bir şekilde kültürel hayatın içine girmeyi başarmışlar. Batıda bu olay daha farklı gelişmiş. Günümüzde halen kadınlar, hep anne ve çocuk yetiştiren ev işi yapan insanlar gibi görülüyor” diye konuştu.

    Yazar Fırat Yücel de konuya medya ve sansür açısından yaklaştı. Günümüzde medyada çok sayıda olaya sansür uygulandığını ifade eden Yücel, “Medyada da artık kültürel iktidar baskısı var. Birçok olay tepki görmeden sansürleniyor. Sinema ve dizi sektöründe de emek sömürüsü var. Ama bu sömürüye de tepki gösterilmiyor. Bu da çok enteresan bir durum. Çok kolay vazgeçen mücadeleden yorulmuş bir kuşak var” şeklinde konuştu.

    Yazar Harun Tekin de kültürel iktidarın toplumlar arasında farklılık gösterdiğini belirtti. Tekin, kültürel iktidar meselesinin insanlıkla bağlantılı olduğunu vurguladı.

    İlgi gören söyleşinin sonunda, Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adına yazarlara teşekkür ederek anmalık hediye etti.

  • ‘“Düşmeye Çok Yönlü Bakış 2’ sempozyumu devam ediyor

    Erciyes Üniversitesinin ev sahipliğinde Balıkesir Üniversitesi, Melikgazi Belediyesi ve Kayseri Tabip Odası tarafından düzenlenen ‘Düşmeye Çok Yönlü Bakış Sempozyumu 2’ ikinci gününde sunumlarla devam etti.

    Sabancı Kültür Sitesi’nde gerçekleştirilen etkinliğin ikinci gününde; Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış ile çok sayıda akademisyen katıldı.

    İç Hastalıkları, Geriatri, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Nöroloji, Psikiyatri, Kardiyoloji, Üroloji, Beyin Cerrahisi, Göz, Kulak Burun Boğaz ve Aile Hekimliği konularında sunumlarla devam eden etkinliğin ikinci gününde düşme nedenleri ve düşmenin önlenmesi ele alındı.

    Oturum Başkanlığını Rektör Prof. Dr. Mustafa Çalış ile Prof. Dr. Tuncay Duruöz’ün yaptığı oturumda, konuşmacılar ‘Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları ve Düşme, Vertigo ve Düşme, Osteoporoz ve Düşme’ konularında sunum yaptı.