Etiket: Bakın

  • Uzmanlardan ’Kanser olmamak için bağırsağınıza iyi bakın’ uyarısı

    İyi bir bağırsağa sahip olmak için sağlıklı beslenmeye dikkat çeken uzmanlar, prebiyotik gıdalar tüketilmesi gerektiğini kaydetti.

    Sağlığı tehdit eden pek çok hastalığın bağırsakta başladığını belirten uzmanlar, iyi bağırsak bakterilerinin vücudun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ifade ediyor. İyi bağırsak bakterilerinin kanser, ishal, idrar yolu iltihapları gibi hastalıkları önleyebileceği gibi anksiyete ve depresyonu azaltabileceğini belirten Yaşar Üniversitesi MYO Gıda Teknolojisi Program Sorumlusu Dr. Ezgi Eylem Fadıloğlu, iyi bir bağırsağa sahip olmak için nasıl beslenilmesi gerektiğini anlattı.

    Karbohidrat içeriği yüksek gıdalar ile rafine gıdaların çok tüketilmesinin, çevre kirliliğinin, gereksiz ve fazla antibiyotik kullanımının, stresin bağırsak florasının bozulmasına ve sağlıklı bir bireyde baskın ve çok olan iyi bakterilerin sayısının azalmasına neden olduğunu belirten Dr. Ezgi Fadıloğlu, “Yetişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon kadar canlı bakteri ve mantar bulunmaktadır ve bunlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bunların bir kısmı faydalı bir kısmı zararlı bakterilerdir. Sağlıklı bireylerde faydalı bakterilerin sayısı fazladır. Bağırsakta bulunan bakterilerin yüzde 85’i probiyotik dediğimiz iyi bakterilerdir. Bu iyi bakteriler 300 metre kare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsak sümüksü zarını koruyucu bir tabaka şeklinde kaplarlar. İyi bağırsak bakterileri bağışıklık sistemini güçlendirir. B7 (biyotin), B12 ve K vitaminlerini sentezler. Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korur ve bağırsak geçirgenliğini azaltır. Kanseri, egzemayı, ishali, idrar yolu iltihaplarını ve kabızlığı önlerler. Anksiyete ve depresyonu azaltırlar” dedi.

    Probiyotik hangi gıdalarda bulunuyor?

    “Bağırsaktaki bakterilerin bozulmuş dengesinin düzenlenmesi ve yararlı bakteri sayısını arttırmak amacı ile probiyotikler kullanılmaktadır” diyen Dr. Fadıloğlu, şu bilgileri verdi:

    “Probiyotik; kefir, yoğurt, lahana turşusu, şalgam suyu, turşu, nar ekşisi, boza gibi fermente yiyeceklerde bulunur. Sütteki laktozun laktik aside dönüşmesi nedeniyle kefir, laktoz intoleransı olan kişiler tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Şalgam suyu, içindeki şalgam, siyah havuç ve pancardan dolayı antioksidan etkiye ve faydalı mikroorganizmalardan dolayı probiyotik etkiye sahiptir.”

    “Prebiyotik gıdalar tüketilmeli”

    Bağırsaktaki yararlı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran veya aktivitesini uyaran ve insan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere prebiyotik dendiğini kaydeden Dr. Fadıloğlu, “Prebiyotik gıdalar ince bağırsakta hiç sindirime uğramadan direkt kalın bağırsağa geçen yiyeceklerdir. Soğan, sarımsak, kuşkonmaz, pırasa, enginar, karabuğday, nohut, mercimek, muz, elma, çilek, keten tohumu, ceviz, badem gibi çok çeşitli yiyeceklerde bulunurlar. Sağlıklı bir yaşam için beslenmede öncelikle doğal probiyotik ve prebiyotiklere yer verilmeli ve her gün düzenli olarak tüketilmeli, bağırsak florasını bozan sigara gibi zararlı maddelerden uzak durulmalı ve spor yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Başkan Demir: “Bir insanın büyüklüğünü anlamak için düşmanlarına bakın”

    Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Sultan 2. Abdülhamid Han’dan Günümüze Armağan; Siyaset ve Dış Politika” konulu panele katıldı. Başkan Demir, Sultan 2. Abdülhamid Han hakkında, “Bir insanın büyüklüğünü anlamak için düşmanlarına bakın derler. Bu aslında bir insanın büyüklüğü için yeterlidir” dedi.

    Yıldız Sarayı Vakfı tarafından “Sultan 2. Abdülhamid Han’dan Günümüze Armağan; Siyaset ve Dış Politika” konulu panel düzenlendi. Yıldız Şale Köşk’ü konferans salonunda düzenlenen panele, TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydın, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Milletvekili Nurettin Nebati, Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan, tarihçiler ve davetliler katıldı.

    Panel öncesi bir konuşma yapan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Sultan 2. Abdülhamid’in tahta geçtiği döneme bir bakış atacak olursak emperyalist savaşların ciddi artış gösterdiği, her birinin daha fazlasına sahip olmak için fabrikalar ürettiği bir dönemde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bir insanın büyüklüğünü anlamak için düşmanlarına bakın derler. Bu aslında bir insanın büyüklüğü için yeterlidir. Bu geçmişte de gelecekte de geçerlidir. Hatta Abdülhamid’in yaşadığı dönemle bizim yaşadığımız dönemi mukayese ettiğimizde İbn-i Haldun’un ‘Geçmiş geleceğe, suyun suya benzediği kadar benzer’ der. Yani zaman geçiyorsa olsa bile kaderimiz olan bu coğrafyada yaşadığımız müddetçe geçmişte ecdadımızın karşıladığı tüm bu sorunların üzerinden şüphesiz hakkında bu problemleri bizim de yaşadığımızı ve yaşayacağımızı rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

    “Dış siyasetini taarruz ve fetih anlayışı üzerine değil, müdafaa, mevcut-u muhafaza ve denge anlayışı üzerine inşa etmiştir”

    Başkan Demir, “Sultan 2. Abdülhamid Han Osmanlının çöküş sürecini adeta omuz vererek durdurmaya çalışmıştır. Politikalarında askeri güçlerini ve siyasi dehasını ön plana çıkartmış, siyasi alanını usta bir satranç oyuncusu gibi kullanmayı başarmıştır. Sultan 2. Abdülhamid Han, yürüttüğü çok politikalı analitik dış politikayı anlayabilmek için içinde bulunduğu dönemin sorunlarını en iyi anlamak gerekir diye düşünüyorum. Üstat Necip Fazıl, ’Sultan 2. Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamaktır ’demiştir. Sultan 2. Abdülhamid’in ’ecdadımız otağını sırtlanların ve çakalların güzergahına kurmuştur’sözü bile bizim için bir çok fazla özellikle 15 Temmuz’da büyük mesajları ilettiğini düşünüyorum. O dış siyasetini taarruz ve fetih anlayışı üzerine değil, müdafaa, mevcudu muhafaza ve denge anlayışı üzerine inşa etmiştir. Kurtlar sofrasında böylesine ayakta durmanın çabasının ne kadar zor olduğunu ancak bu vizyoner bakış açısıyla mümkün olabileceğini biliyoruz. Bir Fransız akademisyen, ‘Sizin bu Sultanınız var ya bastonunun ucunu Akdeniz’e sokuyor ama Karadeniz bulanıyor’ diyerek onun ne büyük stratejik zekaya sahip olduğunu belirtiyor” diye konuştu.

  • Yalnızlığı Yenmek İçin Hayata Olumlu Bakın

    Medicana Konya Hastanesi doktorlarından Uzman Psikolog Işıl Yenikaynak, sosyal ilişkileri düzenli olan kişinin hayata karşı pozitif olup yalnızlık hissinden tamamen kurtulacağını söyledi.

    Yalnızlığın, yaşam sürecinde gün geçtikçe büyüyen sorunlardan biri olduğunu, günümüz çağında insanı yoğun bir şekilde etkileyen sosyopsikolojik bir sorun haline geldiğini belirten Uzman Psikolog Işıl Yenikaynak, yalnızlığı yenmek için hayata olumlu bakılmasını önerdi.

    Yenikaynak, yalnızlığın ölçüsüne göre bizi olumlu ya da olumsuz etkileyebileceğini belirterek şöyle konuştu: “Olumlu tarafı; insan sıkıldığı, bunaldığı, nefes alamadığı gibi sıkıntılı anlarda yalnız kalarak ruhunu ve bedenini rahatlama ihtiyacını gidermektedir. Olumsuz tarafı ise daha fazladır. Yalnızlık kan basıncı, uyku kalitesi, demans ve diğer sağlıkla ilgili özellikler üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Ayrıca bireylerin hayattan aldıkları tatminin düşmesine, kendilerine ket vurmalarına, kımıldayamaz bir hale gelmelerine, kendilerini küçümsemeleri, hor görmeleri, aşağılamaları, suçlamaları gibi davranışlar takınmalarına neden olmaktadır. Haliyle yalnızlık, fiziksel ve ruhsal yönden bireyi sıkıntılı bir süreç içerisine sokmakta ve onu psikolojik yönden yıpratarak birçok hastalığa yenik düşmesine neden olmaktadır. Yalnızlık, bireyi psikolojik yönden etkileyerek birtakım ruhsal sorun yaşamasına da neden olmaktadır. Yalnızlık kronik bir hal alırsa; depresyon, intihar, kalp hastalıkları, stres, hafızada bozulma, karar vermede güçlük çekme, alkol ve madde bağımlılığı ve beyin fonksiyonlarında bozulma olarak kendini gösterir.”

    “YALNIZLIKTAN KURTULUN”

    Yalnızlığı yenmek ve kurtulabilmek için pek çok farklı yöntem olduğunu dile getiren Yenikaynak, sözlerine şöyle devam etti:

    “Aileyle vakit geçirmek bunlardan en önemlisidir. Ailesiyle kaynaşan ve onlarla verimli bir vakit geçiren birey, kendini yalnız hissetme duygusundan arınmış bir halde bulacaktır. Yalnızlığı yenmenin bir diğer yolu, tıkılıp kalınan ev ortamından dışarıya çıkmaktır. Dışarıda insanlarla beraber vakit geçirmek, bireyin yeni arkadaşlar edinmesine imkan sağlayacak ve yalnızlık duygusundan uzaklaşmasına neden olacaktır. Sanatsal, sportif ve sosyokültürel aktivite yalnızlığı yok edecek önemli çözüm yollarından bazılarıdır. Dini uğraşlar, evcil hayvan beslemek, hobilerle uğraşmak yalnızlık duygusunu azaltacak diğer metotlardır. Yalnızlığı yenebilmek için olumlu bir bakış açısı edinmek ve yeni arkadaşlıklara yelken açmak da diğer önemli çözüm yollarından bazılarıdır. Sosyal ilişkilerini düzene koyan birey, hayata karşı pozitif olmaya başlayacak ve yalnızlık hissinden tamamen sıyrılacaktır.”

  • Şehit Eşi, “Açın Bakın O Değildir, O Olamaz” Diyerek Feryat Etti

    Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan Uzman Çavuş Serdar Yıldırım’ın eşi Yasemin Yıldırım’ın, eşinin Türk Bayrağı’na sarılı cenazesi evinin önüne getirildiği sırada, “Açın bakın o değildir, o olamaz” diye feryat etmesi herkesi ağlattı.

    Mardin’in Nusaybin ilçesinde PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu 2 silah arkadaşıyla birlikte şehit olan Uzman Çavuş Serdar Yıldırım’ın cenazesi dün akşam saatlerinde Adana’ya getirildi. Şehidin naaşı asker hastanesi morguna konuldu. Sabah saat 10.30’da morgdan alınan şehidin naaşı eşi Yasemin Yıldırım’ın evinin bulunduğu PTT Evleri Mahallesi’ne götürüldü. Burada şehidin cenaze aracında Türk Bayrağı’na sarılı tabutunu gören Yasemin Yıldırım’ın feryatları yürekleri dağladı. Şehidin naaşının yanına önce baba Halil Yıldırım geldi. Baba gözyaşları içinde oğlunun Türk Bayrağı’na sarılı tabutunu öptü.

    Daha sonra gelen anne Teslime Yıldırım ise oğlunun tabutuna sarılıp, “Ben şimdi ne yapacağım, sen benim sadece oğlum değil aynı zamanda arkadaşımdın. Seni bu hale getiren eller kırılsın” diye ağıt yaktı. Daha sonra “Eşimi bende görmek istiyorum” diyerek feryat eden Yasemin Yıldırım şehidin naaşının yanına gelerek, “Baba açın bir göreyim o değildir, o olamaz, inanmıyorum, aşkım” diye ağıt yakması şehit evinin önünde bulunan herkesi ağlattı.

    Sırasıyla şehidin kız ve erkek kardeşleri de onunla vedalaştı. Helallik alınmasının ardından şehidin naaşı toprağa verilmek üzere Aladağ ilçesine bağlı Boztahta Mahallesi’ne götürülmek üzere yola çıkartıldı.

    Bu arada yakınlarının feryatları yürekleri dağladı. Şehidin naaşı öğle namazından sonra Boztahta Camii’nde kılınacak namazın ardından Boztahta Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Jandarma Uzman Çavuş Serdar Yıldırım’ın şehit olmasıyla birlikte Adana’ya 11 ayda gelen 35. şehit oldu.

  • Bu Besinleri Birlikte Tüketildiğinde Bakın Ne Oluyor?

    Uzmanlar, bazı besinlerin birlikte tüketildiğinde sağlık açısından olumlu etkilerinin daha çok ortaya çıktığını belirtti.

    Besin sinerjisinin temelinde insanların hangi besinleri tükettiği değil, onları nasıl birleştirdiği yer alıyor. Diyetisyen Merve Savur Yılmaz, besinlerden maksimum fayda sağlayabilmek için besinlerin neyle birlikte tüketilmesi gerektiğini anlattı. Sabah kahvaltılarının vazgeçilmezleri portakal suyu ve yulaf ezmesinin besin sinerjisi bakımından güçlü bir etkiye sahip olduğunu belirten Savur, “Yulaf ezmesi damar yollarını temizleyerek kalp krizi riskini azaltan kalp dostu bir besindir. Yulaf ezmesini C vitamininden zengin portakal suyu ile birlikte tüketmek vücudun kolesterol seviyesini dengeliyor ve damar tıkanıklığını engelliyor. Ayrıca hem portakal suyu hem de yulaf ezmesinde bulunan fenol bileşenler, serbest radikalleri yok ederek çeşitli kanser türlerine karşı koruma sağlıyor” dedi.

    “Ispanak, kara lahana, pazı gibi yeşil yapraklı sebzelerde demir minerali bulunmaktadır” diyen Savur, ”C vitamininden zengin limon gibi besinlerle tüketmek vücudun demir mineralini emmesini kolaylaştırıyor. Kırmızı kan hücrelerine oksijen taşıyarak kas yorgunluğuna engel olan demir, vücuda enerji verirken bağışıklığı güçlendiriyor. Domates gibi kırmızı renkli besinlerde bulunan karotenoidlerin vücut tarafından emilebilmesi için az miktarda yağla tüketilmesi gerekiyor. Domatesin bu özelliğini arttırmak için tekli doymamış yağdan zengin olan avokado güzel bir alternatiftir. Bir domates ile birlikte tüketilecek çeyrek avokado vücudun hem daha fazla likopen almasını hem de A, D, E gibi vitaminlerin daha iyi emilmesini sağlıyor. Ayrıca yeşil yapraklı salatalara eklenen ceviz, çam fıstığı, peynir de aynı etkiyi yapıyor” şeklinde konuştu.

    Balıktaki çinko, demir, bakır, iyot ve selenyum gibi minerallerin doğal antienflamatuvar ve kolesterol düşürücü olarak görev yaptığını hatırlatan Diyetisyen Savur, ”Sarımsak ise başlı başına bir kanser savaşçısı ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir besindir. Deniz ürünlerini sarımsak ile birlikte pişirmek kalp sağlığını destekler ve kolesterolü düşürür. Bunun yanı sıra elmanın içerisinde bulunan kuersetin flavonoidi, solunum problemleri ve kanser ile savaşırken hafızayı da güçlendirir. Elmada bulunan kuersetin, kateşin adı verilen ve kara üzümde bulunan başka bir flavonoid ile birleştiğinde kan pıhtılaşmalarını engellediği ve kalp sağlığını desteklediği gözlenmiştir. Kateşin kara üzümün yanı sıra çikolata ve yeşil çayda da bulunmaktadır. Zerdeçal, zencefil ailesinden Asya’ya özgü bir baharattır. Başta diyabet olmak üzere solunum yolu hastalıkları, erken yaşlanma, kanser gibi hastalıklara karşı koruma sağlar. Zerdeçalın bu kadar etkili bir baharat olmasının sebebi içerisindeki kurkumin adlı polifenoldür. Yapılan araştırmalar zerdeçalın yapısındaki kurkuminin etkinliğinin karabiber ile birlikte tüketildiğinde daha fazla olduğunu göstermiştir” diye konuştu.