Suriye’nin İdlib kenti yakınlarında rejim güçleri tarafından bugün akşam saatlerinde düzenlenen saldırıda Bahar Kalkanı Harekatı kapsamında bölgede görev yapan Trabzonlu Piyade Uzman Çavuş Kadir Tuncer şehit oldu.
Şehit Uzman Çavuş Kadir Tuncer’in cenazesi Hatay Devlet Hastanesi’ne getirilirken, acı haber Trabzon’un Ortahisar ilçesindeki ailesine bu gece saatlerinde verildi. Tuncer’in cenazesinin yarın askeri uçakla Trabzon’a gönderilmesi bekleniyor.
Erzurum Matbaa, Kırtasiye ve Tabelacılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca Türk Silahlı Kuvvetlerin Suriye’de başlatmış olduğu Bahar Kalkanı Harekatına yayımladığı mesajla destek verdi.
Başkan Karaca yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Başta Suriye olmak üzere sınırlarımızın yanı başında yaşanan bütün olumsuz gelişmelerin mümkün olan en kısa zamanda çözüme kavuşturulması en büyük temennimizdir. Geçtiğimiz hafta Suriye’de kurulan tuzak sonucu 33 Mehmetçiğimiz şehit olmuş, 32 Mehmetçiğimiz de yaralanmıştır. Kayıplarımız büyük, acımız ise tarifsizdir. Kahraman ordumuz dünyanın neresinde olursa olsun, dualarımız ve desteklerimiz sürekli onlarla birlikte olacaktır. Havadan ve karadan düşmanlarımıza karşı can siperane mücadele veren komando, özel harekât, özel tim, jandarma ve bütün kuvvetlerimize başarılar diliyoruz. Cenab-ı Hak, yâr ve yardımcıları olsun. Kahraman ordumuz Suriye’de “Bahar Kalkanı” adı altında yeni bir harekâta başlatmıştır. Bu harekât diğerlerinden daha kapsamlı bir sınır ötesi harekâtıdır. Bu harekâtın da başarıyla tamamlanması en büyük temennimizdir. Böylece sınır ötesinde Türkiye’yi tehdit eden unsurların gelişmesine fırsat verilmeyecektir. Hudutlarımızın güvenliğini sağlamak, sınırlarımızın güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek, DEAŞ ve PKK/KCK/PYD-YPG başta olmak üzere milli güvenliğimize tehdit oluşturan terör örgütleri ve teröristleri etkisiz hale getirmek, yerinden edilen Suriyelilerin evlerine ve topraklarına dönüşleri için uygun şartları sağlamak maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından “Bahar Kalkanı” harekatı başlatılmıştır. Mazisi kahramanlıklarla dolu olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin evlatları, milleti ve devletinden aldığı destek ile her zaman olduğu gibi “Bahar Kalkanı” Harekâtını da üstün başarıyla tamamlayacağına yürekten inanıyoruz. Buna kanaatimiz, inancımız tamdır”
Anadolu Basın Birliği (ABB) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce İdlib’de başlatılan Bahar Kalkanı harekatına tam destek verdi. Başkan Çakır, “Tehlike ve tehdidi ortadan kaldırmak için ayağınıza kadar gelmesini beklemeye gerek yok. Gidersiniz ve tehlikeyi yerinde bertaraf eder ortadan kaldırırsınız” dedi.
ABB Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, İdlib’de 33 Mehmetçik’in şehit düştüğü hain saldırıyı anımsatarak, “İşte bu hain saldırı bile bizim Suriye’de terörün, teröristin ve teröristleri destekleyen güçlerin kursağına ot tıkamamız için yeterli bir nedendir. Mehmetçik kanının aktığı o topraklar, ne kadar hain varsa hepsine mezar olacaktır. Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri bunu yapmaya muktedirdir, güç sahibidir” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin Suriye’de bulunmasını ve söz konusu harekatı eleştirenlerin ise, meseleyi siyasi yönüyle değil, milli güvenlik yönüyle düşünmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Musa Çakır , “Meseleyi geniş ölçekte düşünmeyip eleştirenlerin yanında, bir de iyi niyetten uzak yaklaşımlarla eleştiri getirenler var. İşte onlar, Suriye’de mücadele ettiğimiz hainlerden farksızdırlar. Bizim asırlar boyunca talimli olduğumuz tek şey, hainlerle mücadele etmek oldu ve bunu da hep başardık. Bu mücadeleler ve zaferler serisine bir yenisini de Suriye’de ekleriz, olur, biter” diye konuştu.
“Milletimizin safı bellidir”
Yediden yetmişe herkesin ordusunun ve devletinin arkasında durması gerektiğinin altını çizen Anadolu Basın Birliği Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, “Milletin yeri bellidir, safı bellidir. Kendini bu millete ait hissetmeyenlerin yeri ise, alet oldukları ve iş tuttukları hainlerle birlikte yok olup gitmektir. İdlib’de şehadet şerbeti içen kardeşlerimiz, bizim şeref payemiz olmuşlardır. Gazilerimiz de, onurumuz ve gururumuzdur. Tüm imkanlarımızla ordumuzun ve devletimizin yanında olduğumuz gibi, dün olduğu şekliyle bugün ve bundan sonra da hainlerin karşısında durmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde Pasinler’de faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları başkanları Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonunda bir araya gerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’nin İdlib kentinde başlatmış olduğu “Bahar Kalkanı” harekatına tam destek verdiler.
Erzurum’un Pasinler İlçesinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’nin İblib kentinde başlatmış olduğu “Bahar Kalkanı” harekatına Pasinler’de faliyet gösteren bütün sivil toplum kuruluşları Pasinler Ticaret ve Sanayi Odasında bir araya gerek destek açıklaması yaptı.
Sivil Toplum Kuruluşları adına konuşan Pasinler Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Aydın Taşbaşı şu açıklamayı yaptı. Taşbaşı, “Şu an 81 İl’de Türkiye’nin önde gelen 30’a yakın meslek örgütü, sendika konfederasyonu ve sivil toplum kuruluşu, hep birlikte bu açıklamayı yapıyoruz. Bizler, her kritik dönemde milletimizin ve devletimizin yanında durduk. Üstlendiğimiz sorumluluğun hakkını vererek hareket ettik. Bugün de, İdlib’te gerçekleşen hain saldırıya ilişkin, ortak tepkimizi gösteriyoruz. Öncelikle vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlerimizin ruhları şad olsun Rabbim şehitlerimizin mekânını cennet, eylesin. Yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun.
Askerlerimiz İdlib’de, hem ülke sınırlarımızı ve hem de mazlumları korumaktaydı. Zira Suriye’de yaşanan zulümlere, yüzbinlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine, dünya sessiz kaldı Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabalarıysa, ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi. Buradan tekrar sesleniyoruz. Karşımızda, insanlıktan nasibini almamış, tüm ahlaki, insani ve dini değerleri hiçe sayan, kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden, zihniyete sahip bir rejim bulunuyor. Suriye’yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. İşte rejim güçleri son olarak da, yapılan anlaşmalara uymayarak, askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur. Türk Devleti ve Ordusu, bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir.
Başlatılan “Bahar Kalkanı” harekâtıyla almaya da başlamıştır. Şunu da herkes bilsin ki, biz, her türlü zorluğu aşmasını bilen bir milletiz Mevzubahis vatan olunca, tüm siyasi ve fikri ayrılıkları bir tarafta bırakırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor, sabır ve dayanışma gösteriyoruz. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Türkiye’nin tüm kesimlerini temsil eden Mesleki ve Sivil Toplum Örgütleri olarak, bayrağımızın altında kenetlendik Katil rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletimizin ve kahraman ordumuzun yanındayız. Alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasındayız. Cenabı Hak ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin, ordumuzu muzaffer kılsın” dedi.
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği(BAİB) Başkanı Hakkı Bahar, Türkiye’nin 150 bin kotayı zaten doldurduğunu, açılan kotanın sadece 50 bin ton olduğunu vurgulayarak, “3-4 ayda 50 bini harcarız, 3 ay sonra biz yine kota mı konuşacağız. Bu kotayla bu iş yürümez. Devletlerimizin ortak bir akılla domatesi gündemden çıkartması gerekir” dedi.
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Başkanı Hakkı Bahar, Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği domates kotasını 50 bin ton artırarak 200 bin tona çıkarmasını değerlendirdi. Bahar, yaşanan uçak krizinin ardından Rusya’nın Türk ürünlerinden domates ithalatına ambargo getirdiğini hatırlattı. Domatesteki ambargonun 2017 yılında 100 bin tonluk kota ile açıldığını dile getiren Bahar, “Bu yıllık bir kota değil ister 6 ayda, ister 1 ayda, ister 5 senede bitir. Rusya’ya toplam satabileceğin kota 100 bin tondu. Bu kotayı doldurduk, 50 bin kota daha açıldı Nisan 2018 tarihinde. 20 gün önce bu kotada bitti. Daha sonra 50 bin ton daha arttırma onayını bakanlığa gönderdi Rus tarafı. Rus bakanlık bunu imzaladı, gümrük idarelerine geçti. Ama gümrük idarelerinden kapılara daha bilgi geçmedi. Ama resmi gazetede Rusya’da bu karar yayınlandı” diye konuştu.
“3 ayda harcarız”
Türkiye’nin toplam kotasının 200 bine ulaştığını dile getiren Bahar, “Zaten 150 bin tonu harcadık, 3-4 ayda da 50 bin tonu harcarız. Kotayla bu iş yürümez. 3 ay sonra biz yine kotamı konuşacağız. Bu kotayla bu iş yürümez. Her 3 ayda bir Rusya’yla Türkiye arasındaki ilişkiler domates çıkmazına sokulmamalıdır. 3 ay sonra kota bitti biz yine izin için mi gideceğiz. Neden bitmiş oluyor, toplam kotayı doldurmuş oluyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Gündemden çıksın”
Türkiye ile Rusya arasında enerji, savunma sanayi, turizm gibi işbirliklerinin olduğunu dile getiren Bahar, “10 binlerce Rus Antalya’da evlendi ve domates konuşuyoruz. Bu coğrafyanın farklı şeyler konuşması, işbirliklerinin konuşulması gerekir. Domates konuşuyoruz. Bunun diplomasi ciddiyetiyle çok bir ilintisinin olduğunu düşünmüyorum. Devletlerimizin ortak bir akılla domatesi gündemden çıkartması gerekir. 450-500 bin ton domates ihraç ediyorduk. Uçak kazasıyla bu kesildi. Bizim konumuz değil, bir talihsizlik oldu. Şimdi kotaya geldik. Bu 500 bin tonu başka piyasalara yönlendirdik. Türkiye yine satmaya devam ediyor. Rusya’nın 50 bin tonunu tüm Türkiye’ye kilitledik. Bu iki ülkenin dostluğuna zeval getiriyor. Bu konu gereksiz bir mecraya girdi. Bu kotanın artık çıkartılması gerekir. Bizim talebimiz bu Rusya tarafından. Çiftçimizle, ihracatçımızla, işçimizle sektör olarak devletimizin, milletimizin arkasındayız. Umarım domates kota hikayesi bu ülkelerin gündeminden çıkar” ifadelerine yer verdi.