Etiket: Bademcik

  • Çocuklarda bademcik ve geniz eti sorunlarına dikkat

    Özellikle vücudun hastalıklara karşı savunma sistemlerinden bademcik ve geniz eti ile ilgili sorunların çeşitli enfeksiyonlara neden olduğunu belirten uzmanlar, bu nedenle ailelerin okullar başlamadan önce çocuklarını muayene ettirerek gereken önlemleri almaları gerektiğini bildirdi.

    Acıbadem Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Feyha Kahya Aydoğan, yaptığı açıklamada, bademcik ve geniz etinin, bağışıklık sisteminin çalışması için gerekli salgıların ve hücrelerin yapımında önemli bir rol oynadığını vurgulayarak, “Bebeklik döneminde geniz eti ve bademcikler küçük olsa da, anneden geçen bağışıklık salgıları sayesinde bebeğin bağışıklık sisteminin fazla çalışmasına gerek olmuyor. Ancak 2 yaşından itibaren çocuğun kendi bağışıklık sistemi görev yapmaya başlıyor. Bu yaştan itibaren çocuğun kendi bağışıklık sistemi vücuda giren bakteri, virüs gibi mikroplar, alerjenler, kimyasallar ve diğer yabancı maddelerle tanışıyor. Bu dönemde çocuklarda enfeksiyon riski daha yüksek oluyor. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin fazla çalışması nedeniyle bu yaşlarda bademcik ve geniz eti büyümeleri de sık görülüyor” dedi.

    Dr. Feyha Kahya Aydoğan, enfeksiyonların ve geniz eti-bademcik büyümelerinin en sık gözlendiği 3 ile 9 yaş arasında özellikle dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

    Uyku apnesine yol açabiliyor

    Bademcik ve geniz eti büyümesi ve çeşitli iltihaplanmaların çocuklarda geçici veya kalıcı hasarlar bırakabildiğini söyleyen Dr. Aydoğan, “Bademcik ve geniz etinde büyüme görülmesi, burundan solunuma engel olup, kulak ve sinüslerin de boşalımını bozarak işitme kaybı, horlama, ağızdan nefes alıp-verme, gece öksürükleri, burun akıntılarına yol açabiliyor. Kronik geniz eti iltihapları veya büyümeleri ortodontik bozukluklara, yüz gelişiminde bozukluklara ve konuşma bozukluğuna da neden olabilir. Bademcik ve geniz eti büyümeleri ise üst solunum yolunu daraltacak boyuta ulaştığında horlama ve uyku apnesi gibi ciddi sorunlar oluşturabilir. Böyle durumlarda mutlaka bir uzman doktora danışılması gerekir” diye konuştu.

    Solunumu engelliyorsa çözüm ameliyat

    Solunumu engelleyen geniz eti ve bademciklerin yaş sınırı olmaksızın cerrahi yöntemler ile alınması gerektiğine dikkat çeten Dr. Aydoğan, şunları kaydetti:

    “Cerrahi işlem uygulanacak çocukların operasyona engel olabilecek herhangi bir sağlık sorunu bulunuyorsa, öncelikle bunun tedavi edilmesi önem taşıyor. Çocuklarda sık tekrarlayan bademcik enfeksiyonları veya bademcik ve geniz eti iltihaplanmasına bağlı orta kulak iltihabı sıklıkla görüldüğü durumda planlanan ameliyatların ise 3 yaşından sonra yapılması öneriliyor.”

    İlaç tedavisinin yarar sağlamadığı durumlarda cerrahi yollara başvurulabileceğini söyleyen Dr. Aydoğan, bu ameliyata karar vermek için kullanılan kriterleri şöyle sıraladı:

    “Üst solunum yolunun bademcik ve geniz eti büyüklüğüne bağlı olarak tıkanması. Bademcik etrafında apse. Kötü huylu tümör şüphesi. Çene yapısını bozan geniz eti ve bademcik büyümeleri.”

  • Bademcik Ameliyatından On Gün Sonra Ölen Çocuk Toprağa Verildi

    Samsun’da, bademcik ameliyatı olduktan on gün sonra evlerinde rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede ölen iki yaşındaki çocuk toprağa verildi.

    Olay, Samsun’un Çarşamba ilçesi Yalı mahallesinde önceki gün meydana geldi. Samsun’da bir hastanede 13 Nisan’da bademcik ameliyatı olduğu öğrenilen iki yaşındaki Muhammet Furkan Akman’ın aniden ağzından ve burnundan kan gelmeye başladı. Ailesi tarafından özel bir hastaneye kaldırılan çocuk, kurtarılamadı. Muhammet’in ölümü şüpheli bulundu ve cenazesi otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Trabzon’daki işlemlerin ardından cenazesi ailesine verildi. Çarşamba ilçesi Çınarlık mahallesindeki Çınarlık Camisinde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından mahalledeki mezarlıkta toprağa verildi. Aile konuyla ilgili konuşmazken, çocuğun kesin ölüm sebebinin otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi.

  • Çocuklarda Bademcik Sorunu

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Murat Nabi Bulut, bademcik iltihabının (tonsillit), çocukluk çağı boyunca en sık görülen enfeksiyon olduğunu, bu hastalığa virüs ve bakterilerin yol açtığını söyledi.

    Medical Park Samsun Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği’nden Opr. Dr. Murat Nabi Bulut “bademcik iltihabı” hakkında bilgi verdi. Dr. Bulut “Bademcik iltihabı (tonsillit), çocukluk çağı boyunca en sık görülen enfeksiyondur. En karakteristik klinik belirtileri ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük ve halsizliktir. Bu hastalığa virüs ve bakteriler yol açar. Tedavi edilmediği takdirde daha ciddi bir boğaz enfeksiyonuna dönüşebilir” dedi.

    Boğaz iltihabının hemen hemen tamamının viral nedenlerden olduğunu söyleyen Dr. Bulut, “Stretokok adı verilen mikrobun yaptığı bademcik iltihabı genellikle 5-10 yaş arasında ve en çok kış aylarında gözlenir. Aile içinde yayılım sık görülür. Belirtiler ani olarak başlar. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, yutma sırasında takılma hissi, ateş, halsizlik, ağızda kötü koku, boyun bezelerinde şişme, konuşma değişikliği gibi yakınmalar bademcik iltihabını düşündürmelidir” diye konuştu.

    Bademcik tedavisine, vücudun kendi savunma mekanizmasını güçlendirmekle başladıklarını söyleyen Opr. Dr. Murat Nabi Bulut “Bunun için yatak istirahati, yeterli sıvı alımı ve beslenme ön şarttır. Ateş olduğunda ılık suyla duş almak, vücuda alkol ve soğuk su ile ıslatılmış pamuk ve kompreslerin uygulanması işe yarar. Bunlar yeterli olmazsa, ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik tedavileri gerekebilir. Tablonun ağır olduğu bademciklerin aşırı iltihapla şişmesi, hava yolunu kapatması sonucu ağızdan beslenme güç olabilir. Bu gibi durumlarda hastaneye yatılması, serum ve antibiyotik tedavisi yapılması gerekebilir” şeklinde ifade etti.

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Murat Nabi Bulut şu bilgileri verdi: “Bademcikler geçirdikleri sık iltihaplar sonrası artık savunma sisteminin bir parçası olmaktan çıkıp kendileri vücudu zayıf hale getiren birer yapı olurlar. O zaman ameliyatla alınmaları gerekir. Mikrop üreten konumda oluşları dışında solunumu ve yutmayı engelleyecek denli büyük bademcikler de alınmalıdır. Yine kendi iltihapları sonucu yakın organlarında hastalanmalarına yol açan konuma gelmiş iseler alınmaları gerekir. Bu gibi durumlarda doktorunuz operasyon için gerekli tetkikleri yapacak ve öneride bulunacaktır.”

    Bademciklerin 3.5-4 yaşından sonra alınınca, vücudun savunma mekanizmasının zayıflamadığını vurgulayan Dr. Bulut açıklamasını şöyle tamamladı: “Yapılan bilimsel çalışmalarla bu kanıtlanmıştır. Savunma sistemine ait hormonlarda hiç bir azalma olmaz. Üst solunum yolunda, waldeyer halkası adı verilen bademcik dokusuna benzer dokular mevcuttur. Bunlar üst solunum yolunu daire şeklinde çevreler. Dil kökünde genizde bademcik dokuları vardır. Bademcik dokusu alınınca, bunlar görevi kompanze ederek üstlenir ve vücutta bademciklerin eksikliği hissedilmez.”

  • Beyaz Bademcik Beta Habercisi

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Seda Özer, beyaz bademciğin beta habercisi olduğunu ifade ederek, “Beta mikrobu, üst solunum yolu enfeksiyonları yapan daha nadir olarak derideki yaralardan girerek, cilt enfeksiyonlarına yol açan bulaşıcı bir bakteridir” dedi.

    Kış mevsiminin gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte daha kapalı ve kalabalık ortamlara girilmeye başlandığını, bu nedenle de bulaşıcı hastalıklara yakalanmanın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Seda Özer, “Özellikle okul çağındaki çocuklarda görülen bu mikrop, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

    Beta mikrobunun, sıklıkla solunum yoluyla bulaştığını belirten Özer, “Beta mikrobu, üst solunum yolu enfeksiyonları yapan daha nadir olarak derideki yaralardan girerek, cilt enfeksiyonlarına yol açan bulaşıcı bir bakteridir. 3 yaşından küçük çocukların yanı sıra erişkinlerde de enfeksiyon çok nadir görülmektedir. En sık 5-15 yaş arası çocuklar etkilenir. Sebep olduğu enfeksiyonlar sıklıkla tonsillit (bademcik iltihabı) ve farenjittir. Kızıl hastalığı da beta mikrobundan kaynaklanır” ifadelerini kaydetti.

    BELİRTİLERE DİKKAT

    Beta tonsillitinde belirtilerin yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, nezle, karın ağrısı, bulantı, çene altındaki bezelerde şişme boğaz ve baş ağrısı şeklinde sıralandığını sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Seda Özer, hastalıkta ciltte yaygın kırmızı bir döküntü eşlik ettiğini de belirterek, “Tanıda çoğu zaman dikkatli bir fizik muayene yeterliyken, bazı virüs enfeksiyonlarıyla karışabildiğinden, boğaz kültürü ya da hızlı antijen testi gibi tanı yöntemlerine başvurmak gerekebilir” dedi

    MUTLAKA TEDAVİ EDİLMELİ

    Beta mikrobunun tedavi edilmediğinde, sinüzit, orta kulak iltihabı, boğazda apse, lenf bezi iltihabı, zatürre gibi erken dönem hastalıklarının görülebildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Seda Özer, “Bunun yanı sıra, ilk belirtilerden haftalar sonra ortaya çıkan eklem romatizması, kalp romatizması, böbrek iltihabı hatta beta mikrobuyla ilişkili olduğu tahmin edilen bazı psikiyatrik bozukluklara kadar çok sayıda istenmeyen durumla sonuçlanabilir” açıklamasında bulundu.

    TEMASTAN KAÇININ

    Sıklıkla solunum yoluyla bulaşması nedeniyle beta mikrobu enfeksiyonu olduğu bilinen kişilerle temastan kaçınmanın tek korunma yolu olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Özer, şu ifadeleri kaydetti:

    “Çocukların, kreş ve okul gibi kapalı alanda toplu olarak yaşamak zorunda kalması, bu korunmayı imkansız kılar. Bu durumda, belirtilere dikkat ederek, doktora zamanında gidilmesi ve uygun tedaviye başlanması çok önemlidir. Cilt enfeksiyonlarında, ciltteki açık bir yara ve kesiden temasla da mikrobun vücuda alınabileceği unutulmamalıdır.”

    Beta mikrobu tedavisinde ilk tercihin penisilin ya da amoksisilin grubu antibiyotikler olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Özer, “Antibiyotik tedavisi sadece boğazı iyileştirmek için değil, istenmeyen ikincil durumların önüne geçilmesi için de şarttır. Tek doz penisilin enjeksiyonu ya da ağız yoluyla alınacak antibiyotiğin 10 güne tamamlanması gereklidir” dedi.

  • Harmonik Bistüri İle Kanamasız Bademcik Ameliyatı Hayal Değil

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Beklen Sami Üre, harmonik bistürü ile kanamasız bademcik ameliyatlarının yapılabildiğine dikkat çekti.

    Op. Dr. Beklen Sami Üre, kulak burun boğaz hekimlerinin en sık yaptıkları ameliyatların başında bademcik ve geniz eti operasyonlarının geldiğine dikkat çekti. Neredeyse 200 yıllık tarihi olan bademcik ameliyatının yıllar içinde teknolojik gelişmelerden tıbbın diğer alanları gibi istifade ettiğini hatırlatan Üre, “Eski zamanlarda bademciklerin alınması klasik bistüri ile kesilerek çıkarılması, geride kalan kanamalı alanların ise koter denilen yakıcı bir cihazla dağlanmasından ibaretti. Bu yöntem hem ameliyat sonrası kanama hem de şiddetli ağrıya sebep olmaktaydı. Son yıllarda devreye giren harmonik bistüride ise özel bir cihazla dokuyu keserek değil, cihazın ucunun titreşiminin oluşturduğu etki ile bademcik dokusu vücuttan uzaklaştırılmaktadır. Kanama neredeyse hiç olmamakta, ağrı ise dokuda yakma olmadığı için eski yönteme göre ciddi anlamda azalmaktadır” dedi.

    “BU YÖNTEM AMELİYAT SONRASI KİLO KAYBINI ÇOK AZALTMAKTADIR”

    “Klasik kesme-yakma işlemi ile bir haftada normal yeme içmeye başlayan çocuk hasta 3-4 günde toparlamakta, bu da ameliyat sonrası kilo kaybını çok azaltmaktadır” diyen Üre, şöyle devam etti:

    “Daha iyisi cihaz vücudun doğal kanama durdurucu mekanizmalarını harekete geçirip bir süre sonra oluşabilecek kanamaları da hemen durdurmaktadır. Çocuğunuz veya siz, yılda 5-6 üzeri bademcik iltihabı geçiriyor veya bademciklerinizin boyutundan dolayı horlama şikayeti yaşıyorsanız artık ağrıdan kanamadan korkmadan harmonik bistüri yöntemi ile kurtulabilirsiniz” açıklamasında bulundu.