Etiket: Aynı

  • Aydemir: ‘CHP ve HDP’nin söylemleri aynı’

    Aydemir: ‘CHP ve HDP’nin söylemleri aynı’

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, CHP ve HDP’nin düzenledikleri TBMM grup toplantılarında kullanılan PKK tarafından alıkonulan 13 Türk vatandaşının şehit edilmesine ilişkin söylemlerin, üç aşağı beş yukarı aynı olduğunu belirtti.

    ‘Millet adına telin ediyorum’

    CHP ve HDP’yi millet adına telin ettiğini söyleyen Milletvekili Aydemir, iki partiyi “PKK’yı kınamak, PKK imansızlarından ’Bunlar yok edilmeli.’ diye bahsetmek, asla bunların kitabında yok. Bundan dolayı millet adına bunları burada telin ediyorum ” sözleriyle eleştirdi.

    ‘Kurşunlar milletin kafasına sıkılmıştır’

    ‘Siyaset bu kıvamda olmamalı. Siyaset milleti tarif eder halde olmalı. Milletin beklentisi odur. ‘ diyen Milletvekili Aydemir, Milletin 13 tane evladı göz göre göre kafalarına birer kurşun sıkılarak infaz edilmiştir. Milletin kafasına sıkılmıştır bu kurşunlar. 84 milyona sıkılmıştır bu. Burada söyleyecek hiçbir şeyiniz yok mu? Bu ne vicdansızlıktır? Bu ne merhametsizliktir. Bu ne imansızlıktır. ‘ kaydını düştü.

    Aydemir’den Sert Tepki

    Milletvekili Aydemir, Gara’da şehit olan Türk vatandaşlarına sıkılan kurşunların aslında tüm millete sıkıldığını vurgulayarak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TBMM Genel Kurulunda bu olaya ilişkin açıklamalar yaparken milletin hissiyatını aktardığını, ancak iki bakanı sadece AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin alkışladığını ifade etti.

    ‘Daha hayati bir meselemiz olabilir mi?

    Milletvekili Aydemir, ‘Milli Savunma bakanımız çok tafsilatlı, çok ayrıntılı bilgi verdi. Yaşananları detayıyla aktardı. Aynı şekilde İçişleri Bakanımız anlattı, aktardı. Yürekleri parçalayan fotoğrafları orta yere koydu. En katı vicdanlar bile en katı kalpler bile bu halde yumuşar. Devletin ve milletin yanında yer alması gerekirken maalesef onlarda bunu görmüyoruz. Bundan dolayı milletin nefretini, teneffürünü ben burada yansıtıyorum o kesimlere, cenahlara. Böyle bir şey olmaz. Ve burada altını çizerek söylüyorum, İçişleri bakanımız, Milli Savunma Bakanımız, konuşmasını yaparken, milletin yüreğini ifade ederken, milleti tarif ederken, milletin hissiyatını aktarırken yazık ki sadece ve sadece AK Parti ve MHP sıralarından alkış yükseliyordu. Diğerleri asla, sükut etmişlerdi. Bunu milletimizin özellikle bilmesini istiyorum. Böylesine bir milli mevzuda bile bir müşterek koyamıyorsak yazıklar olsun derim ben. Daha bundan hayati bir meselemiz olabilir mi? ‘ diye sordu.

    ‘Millet muhalfete şamar atacak’

    Muhalefetin, böylesine müşterek bir konuda kendileriyle birlik olmamasını eleştiren Aydemir, “İktidar olabilmek için HDP gibi PKK’nın arkasında duran bir yapıya şirin görünmeye çalışmak, milletten bir tokat yedirmeyecek mi size? Millet bekliyor, size fena bir şamar atacak. Bunlarla beraber olduğunuz, bu melun yapıya kapı açtığınız için bu millet sizi asla affetmeyecek.” diye konuştu.

    ‘Sükut etmek neyin nesidir’

    Milletvekili Aydemir, ‘40 küsur yıldır bu milletin kaynaklarını heba ettiren bir örgüt var. Sadece bize değil, sadece Türk Milletine değil, bütün dünyaya tebelleş olmuş bir musibet, bir bela. Bunu hep beraber bertaraf etmek, berheva etmek durumundayken sükut etmek neyin nesi? ‘ dedi.

    Aydemir Erzurum’un İlçelerini Örnek Gösterdi

    Terörün durdurulması, terörist yapıların ortadan kaldırılmasıyla birlikte huzur, güven ve istikrarın hakim olduğunu belirten Milletvekili Aydemir, Erzurum’un Tekman ve Hınıs ilçelerini örnek gösterdi.

    Milletvekili aydemir, ‘Erzurum’dan bir örnek vermek istiyorum, eğer bunlar zeminde yoksa, bu bölücü imansız hareket zeminde yoksa, insanlarımız huzur üzere yaşıyor ve envai türden hizmet aktarımı gelişiyor. Bakın ben iki ilçemizden bahsedeceğim, Tekman Erzurum’u ifade eden gözde ilçelerimizden birisi. Bunlar zeminden temizlendikten sonra şu anda pirü pak ve her köyüne her mahallesine belediyelerimiz tarafından gerek Büyükşehir ve gerekse Tekman belediyesi tarafından ciddi hizmet aktarımları var. Ulaşılmayan köy yok. Köylerin içine varıncaya kadar konforu lüksü insanlarımızın hayat kalitesini artıran bir yaklaşım sergiliyoruz. Niye, bu imansızlar olmadığı için. Bunlar millete tebelleş olamadıkları için. ‘ dedi.

    Hınıs Ve Tekman Vurgusu

    Basın toplantısında Hınıs’taki pozitif seyre işaret eden Milletvekili Aydemir, ‘Aynı durum Hınıs belediyesinde de zuhur ediyor. Hınıs zemininde bunlar yaşanıyor. Belediyelerimiz bir taraftan çalışıyor, büyükşehir belediyemizle senkronize biçimde. Hınıs Belediyesi, Tekman belediyesi, ciddi bir gayret var. Ve milletten memnuniyetin sınırsız olduğunu yansımalarından alıyoruz. Sebep budur.

    Terör nereye gitmişse, terörist nereye uğramışsa orada huzursuzluk olmuştur. Orada bir vicdansız hal ortaya çıkmıştır. Şimdi işte bakın iki tane örnek ilçe veriyorum, Erzurum’un ilçeleri. İnsanlar huzur üzere yaşıyorlar. Bize yöneldiklerinde sadece talepleri şu; daha çok hizmet. Nerede bir noksan var, su da bir noksan var, talepleri bu, yolda bir noksan var talepleri bu. İstihdama yönelik talepleri var.

    İnsanlarımızdan zaten isteten de budur. ‘ diye konuştu.

    Hainlerin Sayısı Sıfıra Kadar Düşecek İnşallah

    Terör belasının hakim olduğu dönemlerde insanların öncelikle güven ve huzur istediklerini belirten Milletvekili Aydemir, ‘Eskiden ne vardı, huzur yoktu, güvenlik talebi vardı. Şimdi elhamdüllilah, milyar kere şükür devletimiz olaya el koydu, içişleri bakanımız ifade etti, bu teröristlerin 300’ün altına inen sayısı yakın zamanda sıfıra kadar düşecek inşallah. Huzuru temin ediyor bu, gittiğimiz her yerde bu hali görüyoruz. ‘ ifadelerine yer verdi.

    Aydemir Muhalefete Seslendi

    Muhalefete seslenen Milletvekili Aydemir, ‘Muhalefetten beklentimiz, bu huzura katkı vermeleridir. Bu huzurlu halin daha iyi bir noktaya gitmesi için AK Parti’ye, sayın Cumhurbaşkanımıza, uygulanan, takip edilen politikalara destek verilmesidir. ‘ dedi

    Soylu Ve Akar’a Teşekkür

    Terör örgütüne karşı yürütülen operasyonlara ilişkin Bakanlar Akar ve Soylu’ya minnettarlığını dile getiren Aydemir, TSK, Jandarma ve Emniyet personeline şükranlarını ifade etti. İbrahim Aydemir, “Bunlar Allah’ın izniyle bitecek. Bu imansızlardan, vicdansızlardan, millet ve insanlık düşmanlarından bir tane dahi kalmayıncaya kadar bu mücadele devam edecek. Sonuna geldik Allah’ın izniyle. Tek üzüldüğümüz, rahatsız olduğumuz muhalif cenahın bunu görmelerine rağmen, Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, bizim arkamızda olmamaları.” dedi.

  • Katliam gibi kazada aynı aileden 4 kişi öldü

    Katliam gibi kazada aynı aileden 4 kişi öldü

    Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde tır ile otomobilin çarpıştığı kazada, bir çift ile 9 yaşındaki çocukları ve kayınvalide hayatını kaybetti.

    Kaza, Dinar-Konya karayolu Akgün köyü yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Vehbi Özen yönetimindeki 31 ADT 254 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Murat K. idaresindeki 01 Y 9181 plakalı tır ile kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisi ile savrulan otomobil, yol kenarındaki tarlaya girerek durabildi. Çevredekilerin haber vermesi ile olay yerine çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Bölgeye gelen ekipler sürücü Özen ile araçta bulunan eşi Ayşe Özen ve kayınvalidesi Cemile Kılıçaslan’ın öldüğünü belirledi. Kazada ağır yaralanan 9 yaşındaki Yağmur Özen ise olay yerinde yapılan müdahalenin ardından ambulansla Dinar Devlet Hastanesine kaldırıldı ancak yapılan müdahalelere rağmen o da kurtarılamadı. Kaza sonrası araç içerisinde sıkışan cesetler ise jandarma ve itfaiye ekiplerinin uzun süren uğraşları sonrası çıkarılabildi. Kazada hafif yaralanan tır sürücüsü Murat K. ise ayakta tedavi edildi.

    Kazanın ardından jandarma ekipleri tarafından başlatılan inceleme devam ediyor.

  • Aynı kavşak farklı kaza: 1 ağır yaralı

    Aynı kavşak farklı kaza: 1 ağır yaralı

    Aydın’ın Kuşadası ilçesinde bir otomobil kontrolden çıkarak önce yol kenarında bulunan elektrik direğine daha sonra da site duvarına çarptı. Kazada bir kişi ağır yaralandı.

    Kaza, Kuşadası Davutlar yolu üzeri Anadolu Bankacılar sitesi önünde saat 21.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 58 EE 615 plakalı Toyota Avensis markalı otomobili ile seyir halinde ilerleyen Mert Akpınar (26), direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan otomobil önce yol kenarında bulunan elektrik direğine daha sonra da site duvarına çarptı. Sesleri duyan çevre sakinleri durumu 112 acil sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ait itfaiye ekibi, aydem ekibi ve ambulans sevk edildi. Kazada ağır yaralanan Akpınar, ambulansla Kuşadası Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Sürücünün hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Kaza sonrası kullanılamaz hale gelen otomobil çekici yardımıyla otoparka çektirildi. Çevre sakinleri aynı kavşakta yüzlerce kaza olduğunu belirterek yetililerden yardım istedi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • TMT mensubu Veli Koreli: “EOKA ve PKK aynı merkezler tarafından kurulan 2 örgüttür”

    TMT mensubu Veli Koreli: “EOKA ve PKK aynı merkezler tarafından kurulan 2 örgüttür”

    Çeşitli ziyaretlerde bulunmak ve kentin atmosferini solumak için Diyarbakır’a gelen, merkezi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bulunan Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensubu Veli Koreli, EOKA ve PKK’nın aynı merkezler tarafından kurulan 2 örgüt olduğunu söyledi.

    Bir dizi ziyarette bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Koreli, burada açıklamalarda bulundu, EOKA ve PKK’nın aynı merkez tarafından kurulduğunun altını çizen Koreli, Türkiye’de yaşatılmak istenen kaosların Kıbrıs Türk kesiminde de aynı hain kesim tarafından aktive edildiğini belirtti. Veli Koreli Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin basın yayın kuruluşları dahil hiçbir mecrada seslerini duyuramadıklarını vurgulayarak, “Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı döneminde yazılı, görsel basınla birlikte kurdukları sosyal medya ordusu üzerinden Türk halkını olumsuz yönde algı bombardımanı altında tutuyorlardı” dedi.

    “Diyarbakır, dünyada eşine az rastlanabilecek bir şehirdir”

    Diyarbakır’ı gördükten sonra kente hayran kaldığını ifade eden Koreli, “Çok uzun yıllar boyunca medya aracılığı ile Diyarbakır hep terörün merkezi gibi gösterilmişti ve insanların ön yargı ile yaklaşmasına sebep olmuştu. Ama ön yargılardan uzak gelip görünce Diyarbakır’ın medyada yer aldığı gibi bir şehir olmadığını gördüm. Herkesin mutlaka gelip görmesini ve yemeklerinden tatmasını istediğim bir şehirdir. Ayrıca tutkuyla bağlanılan şehirler vardır, İstanbul, İzmir gibi, Diyarbakır’da öyle bir yer. İnsanı yabancılara karşı tüm Anadolu halkı gibi konukseverdir. Ben Diyarbakır’ı bu kadar güzel beklemiyordum. Bu saatten sonra tarihin en önemli anlarına tanıklık eden ve farklı kültürleri bir arada tutmayı başaran Diyarbakır birbirinden güzel ve değerli yapılarıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Binlerce yıllık geçmişiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, benim için ikinci memleketim diyebilirim. Çünkü birçok medeniyete beşiklik etmiş ve başkent olmuş bir şehrin havası, suyu ve manevi değerlere sahip yönüyle dünyadaki birçok kentten daha iyidir. Her ilçesinde farklı hikayesiyle misafirlerinin kalbini çalan şehir, çevresini saran anıt görünümlü surları ile eski Mezopotamya kale şehirlerinin son simgesidir” diye konuştu.

    “Kıbrıs’tan Türkiye ve bölgeye 3 bakış açısı var”

    Kıbrıs Türk kesiminden Türkiye’ye ve bölgeye çoklu bakış açısının hakim olduğunu aktaran Koreli, şöyle konuştu:

    “Kıbrıs Türk kesiminde birden fazla Türkiye ve bölgeye bakış açıları mevcuttur ve bu bakış açıları mevcut kesimlerin siyasi düşüncesine veya ideolojisine göre değişir. Bu bakış açılarını da Kıbrıs’taki solcu ve AB’ci kesim, yüzde 65-70’lik Türkiye’ye bağlı sağcı ve milliyetçi kesim ve AK Parti hükümetinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan önderliğinde güçlenen Türkiye’yi destekleyen kesim olmak üzere 3 başlık altında şöyle özetleyebilirim; ‘Kıbrıs’taki solcu ve AB’ci kesim, Türkiye’nin 1970’li sağ-sol kavgaları sırasında Türkiye’de tahsildeyken sol kesimde yer alan ve Kıbrıs’a döndükten sonra siyasete atılan o zamanki ’Solcu’ Kıbrıslı öğrencilerden gelme egemen liderliğin kontrolü veya perde gerisinden güdümü altındadır. Bu kesim Türkiye’yi Kıbrıs’ta ’işgalci’ olarak görür ve aynı kesime göre ’Kürtler zulüm görmektedir’ gibi saçma sapan söylemleri vardır ki bu anlamda Diyarbakır başta olmak üzere Kürt nüfusunun yoğun olduğu yerler mercekleri altındadır. Bu kesim Kıbrıs’ta yüzde 30 – 35 civarında olup Güney Kıbrıs, AB ve batılı fonların hibe, destek ve örtülü ödeneklerle ayakta tuttuğu bu kesim içerisinde ayni görüşü paylaşmayan ve kucaklayıcılıktan uzak, bencil ve çıkarcı sağ politikacılara tepki olarak o kesimin içinde olan yüzde 10’luk bir kesim mevcut olmakla birlikte çoğunluğun baskın söylemleri nedeniyle suskun durumdadırlar. Öte tarafta, yüzde 65 – 70’lik Türkiye’ye bağlı sağcı ve milliyetçi kesim mevcut olmakla birlikte bu kesim de kendi içerisinde Türkiye’ye bakış açısı itibarıyla farklılıklar arz ediyor. Kıbrıs’taki milliyetçi kesimin diğer yarısına göre ise Türkiye Ortadoğu’da güçlendikçe güçlenen, güçlü ordusu ve enerjik nüfus yapısı nedeniyle Ortadoğu’da en büyük söz sahibi durumuna gelen, tarihinden gelen devlet tecrübesi ve aklı ile hareket eden, dinine, kültürüne ve özüne bağlı çağdaş bir Türk devletidir. Türkiye’nin gelişip güçlenmesinin rahatsız ettiği AB ve batılı merkezler Türkiye’nin zengin kültürel mozaiğini Türkiye’ye karşı kendi lehlerine bir avantaj gibi görüp bu mozaik üzerinden Türkiye’yi içten çökertme ve parçalama peşindedirler. Diyarbakır ise Türkiye’nin kültürel mozaiğinin önemli parçalarından Mezopotamya kültürünün bir nevi başkenti olma özelliği taşıması nedeniyle, AB ve Batılı merkezler Diyarbakır’da etkilerini artırma ve orayı kendi emellerinin bir üssü haline getirme gayreti içerisindedirler. Bu kesime göre Anavatan Türkiye’nin ulaştığı mali ve ekonomik güç AK Partinin eseridir, PKK ise Türkiye’nin gelişip güçlenmesini kendisi için tehlike olarak gören AB ve batılı merkezlerin Türkiye’nin başına musallat ettiği bir silahlı örgüttür.”

    “Yunanistan ve Avrupa, Kıbrıs’ta Türkler aleyhine çalışmalar yürütüyor”

    Koreli, Kıbrıs Rum kesimi başta olmak üzere Yunanistan ve Avrupa’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde oyunlar oynadıklarını ve bu oyunlarla KKTC üzerinden Türkiye’yle ilgili projeleri olduğunu aktardı. Koreli, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde Güney Kıbrıs, Yunanistan, AB ve Anglo-Amerikan merkezlerince organize edilen oyunlar, Kıbrıs Türk varlığının adadan silinmesine yönelik olarak bir asırdan beri devam eden ve 1950’li yıllardan itibaren hızlanıp 1974 mağlubiyetiyle daha da alevlenerek süregelen operasyonların bir devamıdır. Özellikle Annan Planı döneminde Kıbrıs Türk halkının geçirdiği siyasi sarsıntıyı paralar akıtarak kullanan Rum kesimi ve AB merkezlerince Kıbrıs Türklerinin o güne kadarki milli bakış açısı törpülenmiş, halkın devletine bağlılığı zayıflatılmış, Türk halkının toplumsal düşünce yapısına ’1974 öncesine dönüşü ve AB’ye katılımı’ savunan düşünceler enjekte edilmiş ve bu düşünceler paralelinde durmaksızın argüman üretip pompalayan algı ve medya merkezleri kurulmuştur. Kıbrıs Türk halkının plana ’evet’ demesi sonrasında KKTC içerisine iyice yerleşerek ilk hedefini gerçekleştiren bu merkezler, uzun uzadıya devam eden görüşme ortamlarının gereği olarak gösterilen hoşgörüyü istismar ederek hedef büyütmüş ve Kıbrıs Türklerinin anavatanla olan bağlarını koparmayı, bunun için K/T halkı arasında anti-KKTC’ci ve anti-Türkiyeci bir kamuoyu oluşturmayı yeni hedef olarak belirlemiştir. Bu medyatik merkezleri kurma ve hibelerle yardımlarla ayakta tutma konusunda organize bir işbirliği içerisinde çalışan Elenist-Avrupai üst akıl, bir taraftan K/T halkı içerisindeki operasyonlarını sürdürürken diğer bir taraftan da Yunanistan ve Güney Kıbrıs üzerinden Türkiye’deki örgütlere ve Türkiye’nin başını ağrıtmaya aday her türlü yapılanmalara el altından destek vermiştir ve vermeye devam etmektedir. Bu nedenledir ki, Rum kesimi tarafından Abdullah Öcalan’a sahte Kıbrıs pasaportu verilmiştir. Bütün bu oyun ve operasyonlardan AB’nin, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki yeraltı zenginliklerine Türkiye’ye muhtaç olmadan Kıbrıs üzerinden uzanabilme, Kıbrıs Rumları ile Yunanistan’ın ise 1974’ün intikamını alma amacı güttüğü, her üçünün ortak amaçlarının ise tehlike olarak gördükleri Anavatan Türkiye’nin büyüyüp gelişmesini ve güçlenmesini önlemek olduğu değerlendirilmektedir” diye konuştu.

    “Akıncı’nın kaybetmesi KKTC’de birçok şeyi değiştirdi”

    Geçtiğimiz aylarda KKTC’de yapılan seçimi ve seçim sonrası Kıbrıs’taki havayı değerlendiren Koreli, Kıbrıs’ta son haftalarda güzel şeylerin olduğunu ifade etti. Bundan sonra daha da güzel gelişmelerin olacağını belirten Koreli, “Kıbrıs’taki Türklerin tek çaresinin Rumlarla anlaşmak olduğunu savunan ve hakimiyeti altındaki yazılı, görsel basın ile kurdukları sosyal medya ordusu üzerinden Türk halkını bu yönde algı bombardımanı altında tutan ’federalist ve birleşmeci’ kesim, Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığını kaybetmesiyle çok büyük bir yara aldı. Cumhurbaşkanlığı’ndaki değişim ile birlikte, Rumların KKTC ve Türkiye’yi hedef alan agresif eylem ve beyanlarına karşı eziklik içerisinde hareket eden ve ’zülfü yare dokunmasın’ tavrıyla hak ettiği cevabı Rumlara vermekten ve atılması gereken adımları atmaktan kaçınan Akıncı liderliğindeki eski düşünce gitmiş, yerine, Kıbrıs Türkünün çoğunluğunun hislerine tercüman olan, Rum propagandasıyla ’dişe-diş, söze söz, arşına bez’ bir mücadele başlatan ve çözüm konusunda halkı alternatifsizlikten kurtarıp iki devletli çözümü görüşme masasına koyan, tanınma yolunda anavatan Türkiye ile birlikte adımlar atma planları yapan yepyeni bir anlayışın egemen olduğu bir Cumhurbaşkanlığı makamı gelmiştir. Cumhurbaşkanlığını kaybetmekle büyük bir güç kaybına uğrayan ’federalci ve birleşmeci’ kesim, ilk şaşkınlığı attıktan sonra toparlanma faaliyetlerine başlamış, bu maksatla Lefkoşa’daki Dereboyu’nda Akıncı önderliğinde birkaç bin kişilik bir yürüyüş gerçekleştirilmiş, bunun yanında bir süredir sessiz duran sendikalar devlet-hükümet karşıtı eylem ve faaliyetlerini artırmıştır. Diğer yanda yeni hükümetin kurulması ile ilgili olup bitene bakıldığında, KKTC ve Türkiye karşıtı üst akıl tarafından seçimde yenilgiye uğrayan parti liderlerinin egolarını kaşıyarak iktidarı ele geçirme ve iktidar üzerinden bir taraftan tanınma yönünde Cumhurbaşkanlığı’nca yapılacak faaliyetlerin tekerine takoz koyma, diğer taraftan da güç kaybını telâfi etme ve artırma planları yapıyorlar” şeklinde konuştu.

    “Kıbrıs 1571’den beri Türk’tür ve Türk olarak kalacaktır”

    KKTC’deki EOKA örgütüyle ilgili açıklamalarda bulunan Koreli, “Kıbrıs’ta birçok dernek ve örgüt faaliyet yaptığı gibi EOKA da bunlardan biridir. Örneğin, kuruluşları, geçirdikleri evreler, faaliyetleri bakımından tıpa tıp benzerlik arz eden PKK ve EOKA örgütlenmelerinin aynı merkezlerce kurdurulduğu, başlarına getirilen Abdullah Öcalan ve Grivas’ın aslında hem batılı merkezlerin ajanı, hem de batının Ortadoğu’daki çıkarlarının bir nevi ’procuratorü’ olduklarına ilişkin birçok delil mevcuttur. 1956-58 yılları arasında İngiliz MI5 elemanlarının EOKA’nın kurucusu ve yöneticisi Grivas’ı yakalamak için Kıbrıs’ta yaptığı operasyonlar sırasında Grivas’ın yerini nokta olarak belirlemişken son anda İngiltere’den gelen emirle yakalama operasyonu iptal edildi. Ayni şekilde Kıbrıs’taki Osmanlı Vakıflarının İngiliz sömürge idaresince Rumlara EOKA aracılığıyla yağmalatıldığını söyledi. Kısıtlı imkanlarımızla Güney Kıbrıs ve KKTC medyasında sürdürdüğümüz takiplere, çevremizdeki olayların akışı ile ilgili olarak yapabildiğimiz gözlemlere, gözlemlerimizle ilgili tespitlerimize, bu tespitlerimizi sahadaki olgularla harmanlayarak elde edebildiğimiz sonuçlara ve bu sonuçlar üzerinden edindiğimiz kanaatler ile fikirlere dayanmaktadır. Sizlere de bana bu imkanı verdiğiniz ve sesimizin anavatanımızda duyulacak olmasından dolayı çok teşekkür ediyorum. Allah anavatanımızı yanımızdan eksik etmesin. Son olarak da şunu net olarak söylemek isterim milli ada Kıbrıs 1571’den beri Türk’tür ve Türk Kalacaktır” dedi.

  • Kısıtlamaya aynı kavşakta ikinci kez yakalandı, 6 bin 300 lira ceza yedi

    Kısıtlamaya aynı kavşakta ikinci kez yakalandı, 6 bin 300 lira ceza yedi

    DÜZCE (İHA) – Düzce kent merkezinde polis ekipleri tarafından yapılan denetime takılan şahıs, aynı gün içerisinde aynı noktada ikinci kez yakalandı. Sürücü 6 bin 300 lira ceza yerken yanında bulunanlar ise 3 bin 150’şer lira ceza yedi.

    Ülke genelinde 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlamasının ilk gününün son saatlerinde bir şahıs aynı gün içerisinde aynı noktada iki ayrı ceza yedi. Olay, Düzce İstanbul Caddesi Valilik kavşağında meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, şehir merkezinden hastane caddesi üzerinde seyir halinde olan B.D. idaresindeki 34 JZ 6451 plakalı KİA marka otomobil kısıtlamada denetleme yapan polis ekiplerine takıldı. Burada sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal eden araç sürücüsü B.D. ile birlikte yanında yolcu olarak bulunan A.D. ve B.D.’ye 3 bin 150’şer lira cezai işlem uygulandı. Bu olaydan yaklaşık 1,5 saat sonra B.D. idaresindeki otomobil aynı kavşakta tekrar denetime takıldı. Yapılan kontrollerde B.D.’nin kısıtlamayı ihlal ettiği belirlendi ve tekrar 3 bin 150 lira idari para cezası kesildi. Aynı gün aynı kavşakta iki farklı ceza yiyen sürücü B.D. aracına binerek ceza yediği noktadan hızla uzaklaştı.