Etiket: Avrupada

  • Türkiye satın alma gücünde Avrupa’da 29’uncu sırada

    Türkiye’nin satın alma gücü bakımından Avrupa’da 29’uncu olduğu görülürken, 65 puan alarak Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 35 altında kaldığı belirlendi.

    Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, ülkelerin satın alma gücünü ele alan araştırmayı inceledi. PRNet’in Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’nden (Eurostat) ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin satın alma gücü bakımından Avrupa’da 29’uncu olduğu görüldü. 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalamasının 100 olduğu listeye, 29’uncu sıradan giren Türkiye’nin 65 puan alarak Avrupa Birliği ortalamasının yüzde 35 altında kaldığı belirlendi.

    Satınalma gücü en yüksek ülke Lüksemburg

    PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya incelemesinde, satın alım gücüyle alakalı medyaya yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen medya incelemesinde satın alım gücüyle ilgili, son iki yıl içerisinde, 37 bin 921 haber çıkışı tespit edildi.

    Medyaya yansıyan haber başlıklarında, piyasalardaki dalgalanmaların ve özellikle gıda/pazar ürünlerindeki artışın medyada en çok konuşulan başlıklar arasında yer aldığı görüldü. Rapor, 28 AB üyesi ülkesi dışında, İsviçre, İzlanda, Norveç, Türkiye, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna-Hersek ele alınarak hazırlandı. Yapılan karşılaştırma sonucunda, 37 ülke arasında SGP’ye göre GSYH endeksi en yüksek ülke, 253 puanla Lüksemburg olarak saptandı. Böylelikle, Lüksemburg’un AB ortalamasının yüzde 153 üzerinde olduğu görüldü. Lüksemburg’u ikinci sıradan takip eden ülke ise, 184 puanla İrlanda olurken, üçüncü sırada 158 puanla İsviçre yer aldı.

    Buna karşın listenin son sırasında yer alan ülke 29 puanla Arnavutluk olarak belirlenirken, Arnavutluk’un da yüzde 71 AB ortalamasının altında olduğu tespit edildi. Kişi başı fiili bireysel tüketim düzeyine bakıldığında da Türkiye’nin 68 puan alarak AB ortalamasının yüzde 32 altında kaldığı görüldü. 37 ülke arasında kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek ülke ise Norveç olarak belirlendi. Listenin son sırasında yer alan ülke de 37 puanla Arnavutluk oldu.

  • Gençlik ve Spor Bakanı Bak: “Türkiye’de bulunan spor tesisleri Avrupa’da bile yok”

    Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, amatör spora önem verdiklerini söyleyerek, “Türkiye’de bulunan spor tesisleri Avrupa’da bile yok” dedi.

    Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile birlikte Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Argıncık Amatör Spor Tesisleri’nin açılış törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Türkiye’nin istiklalini, istikbalini ve beka meselesini konuşuyoruz. Güneydoğu’da 3 yıl süren çukur eylemleri ile 23 vilayetini koparıp bir terör devleti oluşturmak isteyenler ile bir savaş veriyoruz. Oradaki katiller ordusuna gereken cevabı verdik. Şehirlerimiz, ilçelerimiz ve dağlarımız temizlendi. 2018 yılında PKK’ya en son katılım 45 kişiye düşmüş. Eskiden binlerceydi. O katillerden 5 bin kişiyi öldürün, 6 bin kişi dağa çıkıyordu. Şimdi bitiyor” dedi.

    Sporun bir disiplin ve sevgi olduğunu söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ise, amatör spora önem verdiklerini kaydetti. Türkiye’de bulunan spor tesislerinin Avrupa’da bile olmadığını ifade eden Bak, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Burada gençler için harika bir tesis yapılmış. Spor demek, sevgi demektir. Spor demek, disiplin demektir. Spor demek, birlikte hareket etmek demektir. O yüzden şuanda burada yaptığımız açılışta hep birlikte olmalıyız. Bu tesisler sizin için yapılıyor. Böylesine tesisler daha önce yoktu. Çamurlar vardı. Soğuk duşlar vardı ve imkansızlıklar vardı. Şuanda yapılan eserler Avrupa’da bile yok. Bunun kıymetini bilelim. Bizler spor yaptığımızda sıcak su akmazdı. Antrenmandan sonra malzememizi yıkayacak çamaşır makinesi yoktu. Her şey bir bodrum altındaydı. Sahalarda taş, çamur her şey vardı. Burada muhteşem bir tesis ve her kulüp için ayrı ayrı odalar var. Amatör kulüplerin antrenörleri bir kahramandır. Onlar mahallelerdeki gençleri içkiden, sigaradan ve uyuşturucudan uzak tutup gençlerin topluma faydalı birer birey olmaları için uğraşırlar. Gençler, sizlere sunulan bu imkanları çok iyi değerlendirin.”

    Konuşmaların ardından spor tesislerinin açılışı gerçekleştirildi.

  • Kaf-Kaf Avrupa’da çeyrek finalde

    FIBA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu ilk maçında Yunan rakibi PAOK’a deplasmanda 74-68 mağlup olan Pınar Karşıyaka, İzmir’de oynanan rövanş maçını 79-67 kazanıp çeyrek finale adını yazdırdı.

    Salon: Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka

    Hakemler: Srdan Dozai (Hırvatistan) xx, Martins Kozlovskis (Litvanya) xx, Sasa Maricic (Sırbistan) xx

    Pınar Karşıyaka: D.J.Kennedy xxx 17, Berk Uğurlu xxx 10, Jarrod Jones xxx 14, Marko Banic xx 2, Erdi Gülaslan xx 2, Metin Türen xx 5, Dominic Waters xx, Görkem Doğan xx, Mert Celep x

    Başantrenör: Aleksandar Trifunovic

    PAOK: Phil Goss xxx 12, Lucky Jones x 3, Darnell Jackson xx 8, Linos Chrysikopoulos x 2, Antonios Koniaris x 1, Dimitrios Katsivelis xx 6, Terran Petteway x, Ousman Krubally xx 8, Thodoris Zaras x 2, Margaritis Vaggelis x 1

    Başantrenör: Soulis Markopoulos

    1. periyot: 20-13 (Pınar Karşıyaka lehine)

    Devre: 43-33 (Pınar Karşıyaka lehine)

    3. periyot: 55-48 (Pınar Karşıyaka lehine)

  • Bakan Çavuşoğlu: “Avrupa’da terör örgütleri kendilerini adeta cennette hissetmemeli”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Avrupa’da terör örgütleri kendilerini adeta cennette hissetmemeli. Teröristler, terör örgütleri her yerde aynı muameleyi görmeli diye düşünüyoruz” dedi.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, temaslarda bulunmak üzere geldiği Viyana’da Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl ile basına açıklama yaptı. Avusturya Bakan Çavuşoğlu, Kneissl ile gerçekleştirdiği görüşmelerinde ’İlişkilerde hangi adımlar atılabilir?, Sorunlar nasıl giderilebilir?’ gibi konuları değerlendirdiklerini ifade ederek, “Bize göre aşılmayacak sorun yok, birçoğu suni sorunlar, açıklamalardan ve anlayıştan kaynaklanan sorunlar yok. Bunları pozitif adımlarla bunu aşabiliriz. Çünkü halkalarımız arasında da bir anlaşmazlık yok. Hatta tarihte baktığımızda Birinci Dünya Savaşında da askeri anlamda da dostluk ve dayanışma gördük. Biz bunu geliştirmek istiyoruz. Askeri alanında hatta savunma sanayi konusunda ilişkilerimizi geliştirmek için fırsatlar var bunu görüyoruz. İstişare mekanizmalarımızı başlattık. 2 Martta Balkanlar İstişare Toplantısını yapacağız. Balkanlar ve diğer konularda birbirimizi rakip değil tam tersine ortak görmemiz lazım. Batı Balkanların bize ihtiyacı var. İnşallah Bosna’ya birlikte gideriz” ifadelerini kullandı.

    “Avrupa’da terör örgütleri kendilerini adeta cennette hissetmemeli”

    Bazı konsolosluk meselelerinin de olduğunu kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Bunları da değerlendirdik. Terörle mücadele. PKK’nın kendi sembollerini kullanması, paçavralarını kullanması konusundaki attığınız adımları, yaptığınız çalışmaları duymaktan memnun oluyorum. Almaya ve Fransa’da da bu adımlar var. Avrupa’da terör örgütleri kendilerini adeta cennette hissetmemeli. Teröristler, terör örgütleri her yerde aynı muameleyi görmeli diye düşünüyoruz” diye konuştu. Bakan Çavuşoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

    “Çifte vatandaşlık konusunda Türklere başka, diğer ülke vatandaşlarına başka muamele doru değil, insani de değil. Bununla ilgili çalışmalar var. Bunun için teşekkür ediyoruz. İmamlar konusunda hassas. Buradan çıkan yasayı biliyoruz. Ama İslam’ın doğru güvenilir kaynaklardan düzgün bir şekilde olduğu gibi anlatılması öğretilmesi gerekiyor. Bu konuda Türkiye ile işbirliği yapan tüm Avrupa ülkeleri kendilerini gerçekten güvende hissediyor. Bizim eğitim sistemimiz ve Diyanet İşleri Bakanlığımız adeta radikalleşmeye karşı bir sigortadır. Çünkü düzgün ve doğru, gerçek İslam öğretiliyor. Yanlış kaynaklardan ya da akımlardan öğretilenlerden emin olmayabiliriz. O yüzden bu imamlarında iyileştirilmesi gerekiyor. Burada Strasburg’da yaptığımız gibi burada fakülte açabilir eğitim verebiliriz. Bu oluncaya kadar da Avusturya vatandaşlarının Türkiye eğitimi konusunda işbirliği yapabiliriz. Onlar sizin vatandaşlarınız Avusturya’ya bağlı vatandaşlar, özellikle imamlarında Almancayı çok iyi bilmesi gerekiyor. Çünkü burada Müslümanlara baktığımız zaman onlara da İslam’ın iyi öğretilmesi ve çocukların eğitilmesi önemli.”

    “Irak’ta terör bitti ama daha sorunlar var”

    Bu konuların güven zemininde çözüleceğine vurgu yapan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bu konular aşılmayacak konular değil. Yeter ki diyaloğumuz iyi osun, yeter ki sık sık bir araya gelelim. Sadece biz değil her düzeyde arkadaşlarımız bir ara gelsin. İlişkilerimizde daha pozitif bir atmosfer oluşturalım. Biz Türkiye olarak buna varız. Önümüzdeki süreçte ilişkilerimizin çok daha gelişeceğine güçleneceğine olan inancım tam. Aynı iş birliğini bölgesel konularda da güçlendirmek istiyoruz ki Suriye’yi konuştuk bilgi verdik. Geleceğe yönelik olumlu gelişmeler ve var olan tereddütleri de konuştuk. Ama sadece Suriye değil, şimdi Libya’da neler oluyor. Aynı şeklide Yemen’deki durum felaket. Bu konuda neler yapabiliriz uluslar arası camia olarak. Irak’ta terör bitti ama daha sorunlar var. Referandum artık geçersiz ama Irak’ın yeniden inşası var. Avrupa’yı da esasen doğrudan etkileyen bizim bölgemizdeki konuları da daha detaylı bir şekilde ele alacağız” açıklamasını yaptı.

    “Türkiye’den adımlar beklemek gerçekçi değil”

    Bakan Çavuşoğlu, iki ülke arasında olabilecek sorunları aşmanın Dışişleri Bakanlarının görevi olduğunu kaydederek, “Ama öncelikle pozitif mesajları vermemiz gerekiyor. Güveni tesis etmemiz lazım, güven arttırıcı adımlar atmamız lazım. Bunlar tek başına yeter mi, hayır yetmez. Daha sonra bu sorunlu alanlarda da karşılıklı hangi adımlar atacağız, birlikte hangi tedbirleri alacağız onları da konuşmamız lazım. Biraz önce söylediğim gibi bu başlayan samimi diyalogdan sonra zaten adımlar atılmaya başladı. Önümüzdeki süreçte de değişik kurumlarımız ve diğer bakanlarımız tarafından yapılacak çalışmalarla atılacak adımlar var ki sorunlar çözülsün. Ekonomik ilişkilerle ilgili, ticaretle ilgili, yatırımlarla ilgili olumlu adımlar da atılsın. Şu anda vatandaşlarımızı, halklarımızı doğrudan etkileyen konsolosluk konuları ki biraz önce çifte vatandaşlıktan bahsettik, imamların eğitiminden bahsettik. Bunları da zaten konuşmaya başladık. Bu tür sorunları bizim masadan kaldırmamız lazım. Basit sorunlara takılıp ta gereksiz negatif ortam yaratmamamız lazım. Tabii ilişkileri normalleştirmek için ve daha olumlu bir mecraya koyabilmek için karşılıklı adımlar atılması gerekiyor. Efes kazıları konusunda ve Avusturya’nın Brüksel’deki Büyükelçisinin NATO’ya akreditasyonu konusunda biz jestler yaptık. Ama hep Türkiye’den beklersek olmaz. Avusturya’nın da adımlar atması gerekiyor. Biz bu engellemeleri niye yaptık daha önce? Avusturya’dan Türkiye’ye yönelik alınan kararlar ve Avusturya’dan Türkiye’ye yönelik gelen hiç kabul edemeyeceğimiz açıklamalar yüzünden oldu. Durup dururken yapmadık. Şimdi niye bunu söylüyorum. Bizde Avusturya karşıtlığı yok. Alman karşıtlığı da yok, Hristiyan karşıtlığı da yok. Bizim inancımız gereği biz kimseye, hiçbir etnik gruba, ırka ülkeye ve inanca karşı olamayız. Tüm yaratılanları yaratandan dolayı severiz. Biz böyle inanıyoruz. O yüzden Avusturya’nın da bu jestlere karşı adımlar atması lazım. Sadece Türkiye’den adımlar beklemek gerçekçi değil. Bu ancak suni bir atmosfer oluşturur o da kısa bir süre içinde yok olur gider. Çabalarımız da heba olur ama biz karşılıklı adımlar atmak ve iş birliği konusunda kararlıyız” ifadelerini kullandı.

    Bakan Çavuşoğlu açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

    “Terörle mücadele konusunda ise Afrin operasyonumuzun da amacı bu ve yarın yine teröre karşı içeride ve dışarıda terör tehdidi devam ettiği sürece bizim mücadelemiz de devam eder. Şimdi ABD ile mesela Menbiç konusunda ve Fırat’ın doğusundaki terör yapılanmaları konusunda neler yapacağımıza dair bir çerçeve belirledik. Çalışma grupları oluşturduk. Bugün ve yarın Washington’da ilk toplantılar yapılacak. 19 Mart’ta da ben oraya giderek Tillerson’la bu konuları ele alıp hangi somut adımların atılacağı, Irak, Suriye, Libya veya Afrika ülkeleri fark etmez. DEAŞ , PKK, FETÖ, Boko Haram veya Eş Şebab hiç fark etmez. Nerede bir terör örgütü tehdidi varsa bizim o terör örgütüne karşı gerekli tedbirleri hep birlikte, hiç ayrım yapmadan almamız lazım.”

    “AB üyeliği karşıtlığı Türkiye karşıtlığına dönüşürse biz bu konuda rahatsız oluruz”

    İki ülke arasında sıkıntıların sona erip ermemesine ilişkin sorunu yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, “Sıkıntıların giderilmesi için olumlu ve somut adımlar atıyoruz. Kneissl göreve geldiğinden beri olumlu adımlar atıyoruz. İlişkilerim düzelmesi konusunda olumlu başlangıç yaptık. Bu anlayışla devam etmek istiyoruz. Mevcut sorunları da aşmak istiyoruz. Bu kararlılık ikimizde var ama tüm kurumlar ve yöneticilerimizde de olması lazım. Türkiye’de Cumhurbaşkanımızdan tüm bakanlarımıza halkıma kadar herkeste var. Farklı düşünebiliriz. AB üyelik konusunda da farklı düşünebiliriz. AB üyeliği karşıtlığı Türkiye karşıtlığına dönüşürse biz bu konuda rahatsız oluruz. Hiçbir ülkede, hiçbir kurumdan ayrımcılık beklemiyoruz veya hak etmediğimiz bir şey de istemiyoruz. Beklentimiz her ülkenin, milletin de olduğu gibi Türkiye’ye de saygı duyulması. Üyelik konusunda fasıllar var. Siyasi engeller olmazsa teknik konularda Türkiye kriterleri yerine getirirse fasıllar açılır kapanır, yerine getirmezse açılmaz da kapanmaz da. Buna odaklanırsak sorun kendiliğinden çözülür ve siyasetçilerin elindeki malzeme gider. Siyasetçinin bu konuyu özellikle seçim zamanında popülizm aracı olarak görüyor. Türkiye’de seçim zamanında biz Avusturya’yı hiç konuşmayız. Kendi meselelerimizi konuşuyoruz. Niye Avusturya’da seçim zamanında sadece Türkiye konuşulur. Üçüncü ülke vatandaşları niye konuşulmaz” açıklamasını yaptı.

    “Teröristlerle normal vatandaşlar arasındaki ayrımı çok iyi yapmak lazım”

    ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili bilgi veren Bakan Çavuşoğlu, “Geçenlerde Los Angeles’ta vatandaşlarımızla bir araya geldik. Oraya katılan vatandaşlarımız arasında Ermeniler ve Süryaniler vardı. Arap kökenliler, Türkler vardı. Türkiye’de farklı etnik kökenlerden insanlar var. Kafkasya’dan Balkanlar’dan Endülüs’ten gelen insanlar var. Farklı dini gruplar da var; Katolikler, Ortodokslar, Süryaniler, Museviler var. Bu bizim zenginliğimiz. Türkiye’de bunu nasıl görüyorsak yurt dışında da farklı görmemiz mümkün değil. Hepsi bizim vatandaşlarımız, biz onlara da öyle tavsiyelerde bulunuyoruz, farklı siyasi partilerden ya da ideolojilerden olabilirler ama birlik beraberlik içinde olmalılar ve o ülkeye de entegre olmalarını tavsiye ediyoruz. Bizim karşı olduklarımız, teröristler ve teröristlere destek verenler ve PKK’ya burada gönüllü ya da zorla para toplayanlar, PKK’nın silah ve uyuşturucu kaçakçılığına aracılık yapanlar. Bunlara karşı olmamız lazım. Türkiye’de darbe yapan FETÖ’culara Gülen takipçileri dersek olmaz. Teröristlerle normal vatandaşlar arasındaki ayrımı çok iyi yapmak lazım. Avrupa ülkeleri de, dün Almanya’da da konuştuk, tüm teröristlerin kendini güvende hissettiği şehirler ülkeler olmamalı. Barışçıl gösterilere kimse bir şey diyemez. Ama terör örgütlerinin paçavraları ile gösteri yapmalarına da izin verilmemesi gerekiyor. Bu gün birilerin ellerinde DEAŞ bayrakları ile dolaşmasına izin veremeyiz. PKK’ya da izin veremeyiz, diğerlerine de izin veremeyiz. Önemli olan burada teröristler ve normal vatandaşlar arasındaki ayrımı yapabilmek” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye, Avrupa’da 5’inci en büyük üretim merkezi olacak

    Türkiye’de son yıllarda artan kentleşme, konut sektöründeki hareketlilik ve e-ticaret pazarının gelişimi oluklu mukavva tüketimini zirveye taşıyor. ‘Türkiye Ambalaj Sanayi, Oluklu Mukavva Tüketimi ve Ekonomik Etki Analizi’ Raporu’na göre, 2016-2021 yılları arasında Avrupa ülkeleri ortalama yüzde 0.9’luk büyüme ile yerinde sayarken, Türkiye yıllık ortalama yüzde 5.6’lık büyüme hızı ile İspanya, İngiltere, İtalya ve Almanya gibi ülkeleri sollayacak.

    IBS Research & Consultancy ve Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) işbirliği ile hazırlanan ’Türkiye Ambalaj Sanayi, Oluklu Mukavva Tüketimi ve Ekonomik Etki Analizi’ konulu raporun sonuçları açıklandı. Raporun tanıtımı amacıyla İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısında, OMÜD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu ve OMÜD Genel Sekreteri Levent Deniz, sektörün dünyada ve Türkiye’deki gelişimine ilişkin beklentileri paylaştı, sektörün ülke ekonomisindeki yerini analiz etti.

    Rapora göre, 2015 yılında 836 milyar dolar olan dünya ambalaj malzemesi tüketimi yüzde 20 artışla 2020 yılında yaklaşık 1 trilyon dolara ulaşacak. Raporda, 2015-2020 yılları arasında oluklu mukavva ambalajın içinde bulunduğu kağıt-karton ambalaj tüketiminin ise yüzde 31 civarındaki pazar payını koruyacağı öngörülürken, Türkiye’nin ise hızlı gelişen pazarlardan biri olarak 2021 yılında Avrupa bölgesinin en büyük 5’inci üretim merkezi olacağı belirtildi.

    ‘Türkiye Ambalaj Sanayi, Oluklu Mukavva Tüketimi ve Ekonomik Etki Analizi’ raporuna göre, 2016-2021 arasında dünya oluklu ambalaj üretiminin yılda ortalama yüzde 2.3 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Söz konusu dönemde, Avrupa ülkelerinin oluklu mukavva üretiminin 29.7 milyon tondan 31.1 milyon tona ulaşması beklenirken, Türkiye’nin ise yüzde 5.6’lık yıllık büyüme hızı ile İspanya, Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya’nın önüne geçeceği tahmin ediliyor. Türkiye ayrıca 2011-2016 yılları arasında dünya oluklu mukavva ambalaj üretiminde yılda ortalama yüzde 3.5 ile miktar bazında büyümede, Hindistan, Çin ve Polonya’nın ardından dördüncü ülke oldu.

    “Türkiye bölgesel cazibe merkezi”

    Türkiye’nin son 10 yılda yıllık ortalama yüzde 4.8’lik GSYH büyümesi ve güçlü performansı ile yatırımcılar açısından bölgesel cazibe merkezi olduğuna dikkat çeken OMÜD Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, “Oluklu mukavva ambalaj sanayi önümüzdeki 7 yılda 1.5 kat büyüyecek. Ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, tüketim harcamaları ve internet erişimindeki artış sektörümüzün büyümesini olumlu yönde etkiliyor. 2018 yılında en az yüzde 10 kapasite artışı ile 3.3 milyon tonluk yıllık üretim kapasitesine ulaşılacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki süreçte; yeni Hal Yasası, kentleşme, konut inşaatları ve e-ticaret hacmindeki artış sektörün gelişimini hızlandıracak en önemli gelişmeler olacak. Bütün bu gelişmeler ışığında; oluklu mukavvada Türkiye’nin 2021’de kişi başına 62 metrekarelik üretimle Avrupa ortalamalarına yaklaşacağını tahmin ediyoruz” dedi.

    90 bin kişinin geçimini sağlıyor

    Sektörün Türkiye ekonomisindeki yerinin de incelendiği raporda, oluklu mukavva üretiminin tedarik ve satış-dağıtım zincirleri olmak üzere doğrudan ve dolaylı ekonomik etki analizine yer verildi. Rapora göre, oluklu mukavva sanayi 2017 yılında 88 üretici firmaya ait 110 fabrikada, 3 milyon tonluk oluklu mukavva üretim kapasitesine sahip bulunuyor. 2017 yılında 2.2 milyon tonluk satış ve 164 bin tonluk ihracat gerçekleştiren sektör, 6.2 milyar liralık ciroya ulaştı. Sektörde istihdam edilen kişi sayısı 10 bin 500’ü bulurken, ambalaj üretimine girdi ve hizmet sağlayan diğer sektörlerdeki çalışanlar ve aileleri de hesaba katıldığında bu sayı 90 bini geçiyor.

    2015 verilerine göre 4.1 milyar TL satış hacmi ile 700 milyon TL’lik katma değer oluşturan sektörün 2017 yılı itibariyle ekonomiye katkısı 1 milyar lirayı aşacağı tahmin ediliyor.

    İhracattaki payı artıyor

    Rapordan öne çıkan diğer çarpıcı sonuçlar ise şöyle;

    2012 yılından bu yana oluklu mukavva sanayi büyümesi, genel imalat sanayi büyümesinden daha yukarı bir seviyede gerçekleşti.

    2017-2023 yılları arasında sektör GSYH’dan 1.2 puan daha hızlı büyüyecek. Yüzde 5.9 ortalama büyüme ile kişi başı 25 kg olan oluklu mukavva ambalaj üretimi, 2023 yılında 36 kg seviyesine çıkacak.

    2009 yılından beri oluklu mukavva tüketim artışı Türk ekonomisinin büyüme hızından daha fazla artış gösterdi.

    İhracattaki payı artan sektör, cari açığa da pozitif katkı sağlıyor. 2006 yılında üretimin sadece yüzde 3’ü seviyesinde olan ihracatın payı 2016’da yüzde 7’ye çıktı.