Etiket: Atılım

  • Atılım Üniversitesi Rektörü Üçtuğ: “Final sınavları için önlemlerimizi artırdık”

    Atılım Üniversitesi Rektörü Üçtuğ: “Final sınavları için önlemlerimizi artırdık”

    Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, “Tüm personelimiz gibi öğrencilerimiz de alınan tedbirlere uyum gösterirlerse, kendi önlemlerini alırlarsa, vize sınavlarımızı atlattığımız gibi final sınavı dönemini de aynı şekilde geçireceğimize inanıyorum” dedi.

    Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, Atılım Üniversitesinde halen devam eden yüz yüze eğitimle ilgili gösterilen tepkiler üzerine bir basın toplantısı düzenledi. Covid-19 tedbirleri çerçevesinde Yükseköğretim Kurulunun üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi yönünde bir karar aldığını hatırlatan Üçtuğ, geçtiğimiz Mart ayında dönemin dördüncü haftasına başladıklarını, o aşamada tüm örgün eğitimi durdurduklarını ve uzaktan eğitime başladıklarını belirtti. Üçtuğ, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin önemli bir bölümünden uzaktan eğitimin yararlı olmadığıyla ilgili yakınmalar işittiklerinin de altını çizdi. Türkiye’de eğitim ve öğretimde sınavın önemli bir yer tuttuğunu bildiren Üçtuğ, bunun tüm okullarda geçerli bir kavram olduğunu söyleyerek, “Eğitim-öğretim, ders anlatma elbette çok önemli fakat en az bunlar kadar önemli olan bir diğer unsur ise sınav. Dünyada sınav güvenliğini sorunsuz olarak sağlayacak bir yazılım, bir teknoloji mevcut değil. Çok teknoloji, yazılım araştırdık, bununla ilgili bilgiler topladık. Ama gördük ki sınav güvenliğini tümüyle sağlayacak bir yazılım mevcut değil” diye konuştu.

    Üniversite olarak bir önceki dönemi “Çok olağanüstü bir koşul, tüm dünya, tüm faaliyet alanları bundan etkilenmiş durumda, eğitimin de bundan etkilenmemesi çok mümkün değil, bizde eğitimimizin bir döneminde arzu edilen verimi alamadık” şeklinde yorumladıklarını vurgulayan Üçtuğ, “Bir üniversite eğitimi birkaç disiplin dışında 4 yıldan yani 8 dönemden oluşuyor. 8 dönemden bir döneminde eğitim adına kayıplar yaşadık. Pandemi koşullarına uygun eğitim vermek için büyük çaba gösterdik, ancak ne kadar hızla tedbir alınmış olursa olsun eğitimde istenen, ideal verime ulaşılamadığını gözlemledik. Bu sadece bize mahsus bir durum da değil. Tüm ülkede, tüm dünyada bu yeni durumun gerekleri yerine getirilmeye çalışılmasına karşın, dünyanın her yerinde istenen verimin alınabildiğini söylemek güç. Eğitimi alsalar bile, bu eğitimde ne aldıklarını ve ne kazanımlar elde ettiklerini ölçümlemek hayli zor, çok ciddi kopya olayları olduğu herkesin malumu. Bunu tüm öğrenciler de öğretim üyeleri de biliyor. Bu konularda ciddi şikayetler aldık bazı öğrencilerimizden, ‘eşitsizliklere neden oldu’ denildi. Geçen bahar ve yaz okulu dönemini pandeminin bilinmezleri ve dezavantajlarına rağmen aldığımız tedbirlerle elimizden gelenin en iyisini yaparak atlattık. Ancak ümit edilenin aksine pandemi bitmedi ve ne zaman biteceğine dair öngörüde bulunmak zor. Öğrencilerimizin eğitimlerinde yaşayacakları kaybı azaltmak için eğitime hibrit olarak devam etme kararı aldık. Eğitimde söz konusu olacak kayıp, bir ülkenin geleceği için son derece önemli. Dünyada bununla ilgili araştırmalar yapıldı, yapılmaya devam ediliyor ve inanılmaz veriler söz konusu. Üniversitemiz akredite bölümlere sahip ve belli yükümlülüklerimiz var. Kurum olarak bu yükümlülüklerimizi yerine getirmek ve eğitim standardımızı yüksek tutmak istiyoruz, uygulamalı eğitimin yoğun olduğu bölümlere sahip olmamız, sınava dayalı bir eğitim sisteminde hakkaniyetle gereğini yerine getirme amacımız, öğrencilerimiz ve ülkemiz adına duyduğumuz sorumluluk nedeniyle bu olumsuzluğu azaltmaya yönelik olarak kararımızın doğru olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu.

    “‘Eğitimde faaliyet devam etmezse korona önlenir, salgın önlenir’ gibi bir algı oluştu”

    Pandemiye rağmen hemen hemen tüm alanlarda faaliyetin devam ettirildiğini anımsatan Üçtuğ, “Eğitimde faaliyet devam etmezse korona önlenir, salgın önlenir gibi bir algı oluştu. Geleceğimiz için belki en kıymetli olan bir faaliyetini durdurmanın hem ülkemizin, insanımızın geleceğine olan zararını düşünerek, hem oluşturduğu haksız uygulamaları haksız neticeleri göz önüne alarak güz döneminde ‘eğitime mümkün olduğunca örgün nasıl başlayabiliriz’ diye düşündük ve bir dizi önlem aldık, uygulama gerçekleştirdik” dedi.

    “Ara sınavlarımızın tamamını bu önlemler çerçevesinde üniversitede yüz yüze yaptık”

    Alınan önlemlerden bahseden Üçtuğ, şu ifadeleri kullandı:

    “Sağlık Bakanlığı ile görüştük. Dönem başından itibaren, Hayat Eve Sığar uygulamasıyla bağlantı sağladık, Sağlık Bakanlığı Bilgi Sistemi üzerinden hasta ya da riskli tüm öğrenci ve personelimiz titizlikle takip ediliyor. İddia edilenlerin aksine üniversitemizdeki vaka sayıları toplam öğrenci ve personel sayısı düşünüldüğünde çok çok düşük oranlarda. Üniversitemizin girişinde, dönem başından itibaren HES kodu kontrolü ve ateş ölçümleri uyguladık ve devam ediyoruz. Üniversite içerisindeki tüm mekanlar düzenli olarak her gün dezenfekte ediliyor. Tüm mekanlarda mesafe standartlarını tespit ettik, maske takılmasını üniversite içerisinde zorunlu hale getirdik, servis kullanan çalışanlarımız ve öğrencilerimiz için servislerin dezenfeksiyonuna başladık. Teknik alt yapımızı güçlendirdik. Dersleri sınıfta yüz yüze yapıyoruz, ama aynı anda bu dersleri sınıflara döşediğimiz kameralarla, mikrofonlarda kayıt altına alıyoruz. Devam zorunluluğu yok, arzu edenler gelip sınıfta izleyebilir. Diğerleri de buluttaki kaydı izleyebilirler. Bir kısım derslerimizi tümüyle uzaktan yaptık. Çok az sayıda öğrencinin katıldığı dersleri ise doğrudan örgün olarak başlattık. Öğrencilerimizin üniversiteye devamları yüzde 10-15 oranında oldu. Üniversite içerisinde ciddi bir öğrenci yoğunluğu oluşmadı. Hazırlık sınıflarımız normalde 20 kişidir ancak tüm sınıfları 12 öğrenciye indirdik. Haftada 2 gün örgün, 3 gün uzaktan olmak üzere hazırlıkta da bir eğitim modeline başladık. Bu şekilde dönem ilerledi. Ama ara sınavlarımızın tamamını, bu önlemler çerçevesinde üniversitede yüz yüze yaptık.”

    Kasım ayında yayımlanan genelgeye kadar sınavların ve derslerin bir kısmını hafta sonu yaptıklarını, genelge çerçevesinde getirilen kısıtlamalar çerçevesinde hafta sonu ders ve uygulamalarını iptal etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Üçtuğ, Ankara Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulunun aldığı kararla örgün veya hibrit eğitim yapan üniversitelerin 20 yaş altı öğrencilerinin 20 yaş ve altını kapsayan kısıtlamaya tabi olmayacaklarını sağladığını söyleyerek, Ankara Valiliği’ne teşekkür etti.

    “Üniversite senatomuzun güz dönemi başında aldığı karar doğrultusunda yasalara, YÖK kararlarına tamamen uygun olarak eğitimimizi hibrit olarak yürütmeye başladık”

    Alınan tüm tedbirler çerçevesinde yüz yüze sınav yapmayı sürdürdüklerini anlatan Üçtuğ, “Buradaki temel çıkış noktası şu; biz eğitim veriyoruz ve bu eğitimi vermek istiyoruz. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Sağlık Bakanlığının tavsiyeleri, görüşleri doğrultusunda güz döneminde eğitimin ne şekilde yürütüleceği hususunu tümüyle üniversitelerin yetkili kurullarına bıraktı. Biz de üniversite senatomuzun güz dönemi başında aldığı karar doğrultusunda tamamen yasalara, YÖK kararlarına uygun olarak eğitimimizi bu şekilde hibrit olarak yürütmeye başladık” diye konuştu.

    Sürece ilişkin gelişmeler konusunda Üçtuğ, şöyle konuştu:

    “Bir grup öğrencimiz bundan ötürü şikâyetçi olurken, bir grup öğrencimiz de bundan mutlu oldu. Gerçekten kendi sağlığından ya da yakınlarının sağlığından ötürü kaygı duyan, endişe duyan öğrencilerimiz de var. Ama bunların dışındaki bir grup, geçen dönem oluşan yapıdan mutlu oldular ve bunun değişmemesini, bir süre daha en azından pandemi süresince devam etmesini arzu ettikleri için bir eleştiri kampanyası başlattılar. Dönem başında bazı başka vakıf üniversitelerinde de benzer uygulama başlamıştı. Hibrit eğitim yapılıyordu, bunların önemli bir kısmı İstanbul’daki vakıf üniversiteleriydi. Ancak sokağa çıkma kısıtlaması ve 20 yaş altına gelen yasaklardan sonra onlar bundan vazgeçmek zorunda kaldılar. Çünkü, bir tek Ankara İl Hıfzıssıhha Kurulu 20 yaş altı öğrencilerin sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olmadıkları, olmayacakları yönünde bir karar aldı. Dolayısıyla diğer şehirlerdeki vakıf üniversiteleri bu kararlarından geri dönmek durumunda kaldılar. Ankara’da böyle bir imkân bize tanındığı için biz derslerin büyük bir kısmını uzaktan yapmaya yönelmekle birlikte ara sınavları yüz yüze yapma sürecine devam ettik. Şimdi Ocak ayı içerisinde de yarıyıl sonu sınavlarımız var.”

    Türkiye’de final sınavlarının bütün üniversitelerde standart iki haftada yapıldığını belirten Üçtuğ, bu yıl bunu 3 haftaya çıkardıklarını, sınıfların kapasitesinin ise yüzde 20’sini kullanma kararı aldıklarını kaydetti.

    “Bugün sıkıntı yaşıyoruz ama öğrencilerimiz birkaç yıl içinde özellikle iş hayatına atıldıklarında yaştaşlarından farklı olacak”

    Batı ülkelerinin hemen hemen tamamında eğitimin büyük ölçüde devam ettiğini aktaran Üçtuğ, şöyle devam etti:

    “Üniversiteler dünyanın birçok ülkesinde, batı ülkelerinde açık. Tümden kapanan üniversite dünyada yok. Ülkemizde ve dünyada pandeminin etkilerini önümüzdeki yıllarda daha net bir şekilde görebileceğiz. Eğitimin her düzeyinde yaşananların telafisini yapmak zor, ancak yükseköğretime nazaran ilk ve orta seviyedeki eğitimin belki süre açısından biraz daha avantajlı olduğu söylenebilir ancak yükseköğretim iş hayatından önceki son aşama. Bu süreçteki kaybın telafisi başta zaman açısından çok daha zor. Hibrit eğitimi işte tam da bu nedenle, öğrencilerimizin yeterli bilgi ve donanımla mezun olmaları adına uyguluyoruz. Bugünün hengamesiyle düşünülmemesi, geleceğe bakarak düşünülmesi gerekiyor. Eğitim konusundaki eksikliğin ülkemize ve gençlerimize ileride çok olumsuz geri dönüşleri olacak. Bunun bilincinde olsunlar. Biz, hiçbirimiz ne hocalarımızın ne çalışanlarımızın ne öğrencilerimizin tabii ki hasta olmasını istemeyiz. Ama dünyada tüm faaliyet alanları devam ederken sanki ‘koronanın tek müsebbibi ve tek tedavisi eğitimdir’ ya da çaresi ‘eğitimi durdurmaktır’ noktasına katılmıyoruz üniversite olarak. Diğer alanlarda nasıl tedbirler alınarak ya da devlet birtakım tedbirler alarak faaliyetler sürüyorsa biz de Yükseköğretim Kurulunun bize verdiği yetkiye dayanarak eğitim faaliyetlerimizi sürdürmek niyetindeyiz, sürdürüyoruz. Bugüne kadar da başarıyla sürdürdük. Üniversite olarak, bu süreçte hem ülkemiz hem de tüm dünya için bir örnek olduğumuza inanıyoruz. Eğitimle ilgili çok yönlü düşünüyoruz, eksik tespit edildiğinde bunun geliştirilmesi için de sürekli bir çaba içindeyiz. Bugün sıkıntı yaşıyoruz ama öğrencilerimiz ileride iş hayatında, bilhassa bu dönemde yükseköğrenim görenlerden farklı olacaklar. Söylemek istediğim bu.”

    Tedbirlerin sadece üniversite olarak alınan tedbirlerden ibaret olmadığını hatırlatan Üçtuğ, öğrencilerin de alınan tedbirlere uyum göstermesinin son derece önemli olduğunun altını çizerek, “Bizler her türlü önlemi alıyoruz ama öğrencilerimiz sınav çıkışında maskelerini çıkartıp, yakın mesafede birbirleriyle konuştukları noktada ya da dışarıda, sokakta buluştukları yerlerde bu tehlikeye maruz kalıyorlar. O nedenle, tedbir alma konusunda bireyler de sorumlular. Öğrencilerimizin büyük kısmı 18 yaşın üzerinde bireyler. Dolayısıyla, öğrencilerimizin kendi sağlıkları için tedbirlere uymaları, uymayanları uyarmaları gerekiyor. Üniversite içerisinde maske takmak zorunlu, birbirlerine yakın mesafede olmamaları için sürekli uyarıyoruz, çaba sarf ediyoruz ama her koridoru, her yeri, her noktayı kontrol altına alıp da sürekli denetim yapmamız çok kolay değil. Onlar da alınan tedbirlere uyum gösterirlerse, final dönemini elbirliğiyle geçireceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Atılım Üniversitesi’nden havacılık eğitiminde çığır açacak adım

    Atılım Üniversitesi’nden havacılık eğitiminde çığır açacak adım

    Sivil havacılık öğrencileri için geliştirilen yazılım ile öğrenciler uçağın içerisindeymiş gibi her parçayı görebilecek. Yazılım hakkında konuşan Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu, “Uçağın içinde olmadan ve uçağın içine girmeden nerede bir hata oluyorsa o hatanın nedenini ve hangi parçanın değiştirilmesi gerektiğini yazılım sayesinde kolayca öğrenebileceğiz” dedi.

    Atılım Üniversitesi, Akademi için Airbus Yetkinlik Eğitimi projesi kapsamında öğrenciler için çok gelişmiş bir sistem kurdu. Sistem sayesinde, gerçekte var olan bir uçak modelinin tüm görüntüleri 3 boyutlu olarak programa aktarılıyor. Bu program sayesinde, teknik eğitim alan öğrenciler daha sonra gerçekte karşılaşacakları uçağın hangi kısmında hangi parçanın yer aldığını en ufak vidaya kadar görebilecek. Bu sayede öğrenciler zaman ve mekandan bağımsız olarak bu uçakların, bakım ve onarım gerektiren parçalarını görebilecek ve inceleyebilecek. Gerçek bir uçak ile çalışacağı zaman ise bu parçaları eli ile koymuş gibi tespit edip sorunu anında giderebilecek.

    “Önümüzdeki yıl içerisinde bahar dönemi eğitimi için hazır hale getirdik”

    Atılım Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulunda 4 ayrı bölümde eğitim verdiklerini belirten Okul Müdürü Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu, “Bu aslında bakım ve teknik eğitim için kullanılan bir yazılım esasında. Uçak teknisyenliği eğitimi almak isteyen öğrencilerimize çok büyük yardımı olacak bir yazılım. Airbus’tan aldık biz bunu. Bu yazın başında Airbus’ta çalışmakta olan bir Türk arkadaş, bu yazılımdan bahsetti ve biz yazılımı ve kabiliyetlerini gördükten sonra bu yazılımı elde etmeye çalıştık. Sağ olsun Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyeti ve Rektörlüğümüz hemen bu yazılımın alınması için harekete geçtiler. Bu dönem içerisinde de kullanmaya başladık ve şuan da eğitimlerini alıyoruz. Ama yani bu önümüzdeki yıl içerisinde bahar dönemi eğitimi için hazır hale getirdik. Dolayısıyla önümüzdeki dönem itibariyle bu yazılımı kullanmaya başlayacağız” şeklinde konuştu.

    “Uçağın içine girmeden yazılım sayesinde kolayca öğrenebileceğiz”

    Uçak bakım onarım teknikeri olacak öğrenciler için, yazılımın büyük kolaylık sağlayacağının altını çizen Prof. Dr. Nafiz Alemdaroğlu, “Yazılımın önemli faydası şu olacak; uçağın üzerine gitmeden ya da uçağın yanında olmadan bu yazılım vasıtasıyla uçağın içerindeki hem mekanik, motor gövde ve benzeri parçalarını ve elektrik elektronik parçaların tamirlerinin yapılabileceği bir yazılım. Dolayısıyla uçağın içinde olmadan ve uçağın içine girmeden nerede bir hata oluyorsa o hatanın nedenini ve hangi parçanın değiştirilmesi gerektiğini yazılım sayesinde kolayca öğrenebileceğiz” diye konuştu.

    “Bu yazılım yeni bir çığır açacak bizim teknisyenlik eğitimimizde”

    Yazılımda yer alan uçak modellerinin birebir gerçekte yer alan uçak modelleri olduğunu, bu sayede öğrencilerin bu uçakları mezun olmadan önce tanıma imkanına kavuştuklarını belirten Prof. Dr. Alemdaroğlu, “Bu yazılım Airbus-320 ve Airbus-350 uçaklarının bakımları için kendilerinin kullandığı bir yazılım esasında ve bu yazılımı yurt dışında alan ilk üniversitelerden bir tanesiyiz biz de. Uçağın bütün parçaları ve tüm elektronik donanımları bu yazılımın içerisine monte edilmiş durumda, dolayısıyla biz istediğimiz parçaya, istediğimiz elektronik donanıma ulaşabiliyoruz bu yazılım vasıtasıyla. Dolayısıyla bu yeni bir çığır açacak bizim teknisyenlik eğitimimizde. Öğrencilerimiz uçağın içine girmeden bu parçaların nasıl değiştirileceğini ve nasıl çalıştırılacağını gayet rahat bir şekilde öğrenebilecekler” ifadelerini kullandı.

    “Bir adaptasyon süreci gerektirmeden öğrencilerimiz iş hayatına atılabilecekler”

    Yazılım sayesinde, öğrencilerin uçakları tanıdıkları için iş hayatında adaptasyon sıkıntısı çekmeyeceklerini vurgulayan Alemdaroğlu, “Bizim öğrencilerimiz bu yazılım sayesinde, mezun olduklarında Türk Hava Yolları veya diğer bakım kuruluşlarında ya da yurtdışında herhangi bir bakım kuruluşuna girdiklerinde ilave bir eğitime gerek duymadan Airbus-320 ya da Airbus-350 uçaklarının bakımında çok rahat görev alabilecekler. Yani öğrencilerimizin mezun olduktan sonra profesyonel alana girmeleri çok çok rahat olacaktır. Çünkü uçağı ve uçağın parçalarını tanıyorlar. Dolayısıyla bir adaptasyon süreci gerektirmeden öğrencilerimiz iş hayatına atılabilecekler” açıklamasında bulundu.

    “Bu bizim için artırılmış gerçeklik öncesi ön hazırlık”

    Bu yazılımın bir başlangıç olduğunu kaydeden Alemdaroğlu, “Bu aslında artırılmış gerçekliğin ön hazırlığı bizim için. Bundan sonra yapacağımız aşamada, Airbus ile de aynı şeyleri konuşuyoruz; bu noktadan sonra artırılmış gerçeklik gözlükleri ile bakım mühendisi olmaya aday olacak öğrencilerimiz” sözleri ile gelecek planlarını da aktardı.

  • Başkan Sandıkçı’dan gençler için dev atılım

    Başkan Sandıkçı’dan gençler için dev atılım

    Canik’te eğitim gören yaklaşık 10 bin öğrenci model roket yapımı ve yaptıkları roketlerin atışını yapmak üzere, “Model Roket ve Teknoloji Eğitimleri” alacak. Toplamda 2 bin 400 model roket, yine üretimini yapan öğrenciler tarafından atış yapılarak sonuçlandırılacak.

    Proje için hazırlanan protokol töreninde büyük bir heyecan duyduğunu ifade eden Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, “Her zaman söylediğim gibi bu ilçenin en büyük gücü yaşayan halkıdır. Canik Halkı gereken imkanlar verildiğinde her şeyin üstesinden gelebilecek bir yapıdadır. Bu proje ile hedefimiz, ilçemizde öğrenim gören yaklaşık 10 bin öğrencimize model roket ve teknolojileri eğitimi vermektir. Bu eğitimler sonrasında 2400 model roketin onu üreten öğrenciler tarafından atışının yapılmasıdır. Bütün imkânlarımızı çocuklarımız ve gençlerimiz için seferber etmeye hazırız. Yeter ki doğru proje ve vizyon oluşsun. Çünkü gelişim dediğimiz, gelecek dediğimiz, yarınlar dediğimiz olgular ancak bu şekilde amaca hizmet edebilir. Devlet okullarında gerçekleşecek bu çalışma sayesinde çocuklarımız çağı yaşamaya ve üretmeye başlayacaklar” dedi.

    10 bin öğrenci model roket eğitimi alacak

    Projenin İlçe Milli Eğitim ve Mimarlar Mühendisler Grubu ile birlikte yürütüleceğini söyleyen Sandıkçı, “Mimar ve Mühendisler Grubu işin eğitimi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz ise okulların ve öğrencilerin proje kapsamında hazır hale gelmesini sağlayacak. Hedef, ilçemizde bu eğitimi bütün öğrencilerimizin almasıdır. Bilimin ve teknolojinin içinde yer alan, bunun eğitimini daha okulda gören, üreten ve ürettiğini de uygulayan bir neslin ilçemizde teşkil etmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyoruz. Milli bir teknolojiye sahip olmak için, tasarım, üretim, uygulama ve pazarlama aşamalarında yetişen kadrolara ihtiyacımız var. Farklı teknoloji alanlarında yeteneği ve kabiliyeti olan yavrularımızın ise bu noktada keşfedilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    2400 adet model roket atışı yapılacak

    Başkan Sandıkçı, gençler ve öğrenciler için kısa süre içinde çok önemli başka projelerin de hayata geçeceğini vurgulayarak, “Bu proje kapsamında binlerce öğrencimiz bilim ve teknoloji anlamında içerik oluşturmaya, üretmeye, düşünmeye ve belki de en önemlisi bu doğrultuda hayaller kurmaya başlayacak. Onlar hayal kurdukça, onlar daha fazlasını istedikçe, onlar düşüncelerini hayata geçirmek için hareket ettikçe, her zaman yanlarında olan bir Canik Belediyesi olacak. Biz işte bu yüzden buradayız. Bu ilçe de artık çocuklarımız model roket eğitimi alacak, 2400 adet roketi yapıp atışını gerçekleştirecek. Kişinin en büyük iddiası, çabasıdır, emeğidir ve çok çalışmasıdır. Çocuklarımız, gençlerimiz ve öğrencilerimiz için bu ilçede artık hiçbir şey eskisi olmayacak” şeklinde konuştu.

    Canik Belediyesi’nde proje için hazırlanan protokol imza törenine, Canik Kaymakamı Mahmut Halal, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Uzunlar, Üniversiteli Mimarlar Mühendisler Grubu Başkanı Talha Dağ ve grup üyeleri katıldı.

  • Atılım Üniversitesi ‘Fikrinle İz Bırak’ yarışmasının ödül törenini gerçekleştirdi

    Atılım Üniversitesi ‘Fikrinle İz Bırak’ yarışmasının ödül törenini gerçekleştirdi

    Atılım Üniversitesi ve TÜGİAD iş birliğiyle düzenlenen ‘Fikrinle İz Bırak’ yarışması ile yenilikçi, teknoloji tabanlı iş fikri olan girişimci gençler ödüllendirildi.

    Atılım Üniversitesi Merkez Kampüsü’nde düzenlenen ‘Fikrinle İz Bırak’ yarışması ödül töreni, Atılım Üniversitesi ve Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) ortaklığıyla gerçekleştirildi.

    Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa zamanda tüm dünyaya yayılma özelliği gösteren yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını öncesi belirlenen yarışma takvimine göre başvurular online bir şekilde 11 Aralık 2019-15 Ocak 2020 tarihleri arasında gerçekleştirildi. ‘Fikrinle İz Bırak Yarışması’ ile yenilikçi, teknoloji tabanlı iş fikri olan girişimci adayları ödüllendirme yoluyla teşvik etme ve yarışmaya katılan fikirleri destekleyerek, iş fikirlerinin ticari değere dönüştürülmesi sürecinde; eğitim, mentörlük ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi amaçlandı.

    Başvuruda bulunulan fikirlerin, 15 Ocak 2020 – 31 Ocak 2020 tarihleri arasında yapılan ön jüri değerlendirmesi sonucunda, elemeden geçen iş fikri sahipleri, kendilerine iletilen eğitim takvimi kapsamında eğitimlerini aldı.

    Takip eden süreçte proje sunumlarını gerçekleştiren ve son değerlendirme jürisinin değerlendirilmesinden geçen fikirler ödüle layık görüldü. Daha önce belirlenen takvimde, 11 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan ödül töreni, pandemi koşulları göz önüne alınarak 12 Eylül tarihine ertelendi.

    “Fikrinle İz Bırak hem üçüncü nesil üniversitenin misyonuna uygun bir girişim hem de TÜGİAD’ın misyonuna uygun bir girişim oldu”

    Atılım Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen ödül töreninde karşılama konuşmalarını gerçekleştiren Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, “Üniversitelerin tarihi yaklaşık bin yıllık. Bu bin yıl içerisinde de 3 evreden söz ediliyor. İlk başlarda sadece eğitim veren üniversiteler daha sonra sadece eğitimle sınırlı kalmayıp; araştırma yapan, bilgi üreten üniversiteler. Bu durum neredeyse son asra kadar bu şekilde devam etti. 21’inci yüzyılda ise üçüncü dönem üniversiteden söz ediliyor. Üniversitenin görevi sadece bilgi üretmek ve aktarmak değil, bu üretilen bilgiyi bir de işlevsel hale getirmek. Üniversiteler girişimcileri destekliyor. Ülkemizde de bu bilinç, üniversitelerimizde yer almaya başladı. Sistemin içerisinde ürüne dönüşen ekosistemin içerisinde üniversite de etkin bir şekilde yer almak durumunda. Atılım Üniversitesi de bunun bilincinde olan bir üniversite” dedi.

    Yarışmada emeği geçen herkese teşekkür eden Prof. Dr. Üçtuğ, katılımcıların gösterdiği medeni cesaretten ötürü özel bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi. Üçtuğ, “Fikrinle İz Bırak hem üçüncü nesil üniversitenin misyonuna uygun bir girişim hem de TÜGİAD’ın misyonuna uygun bir girişim oldu. Güzel bir ortaklık ortaya çıktı. Ben her şeyin ötesinde en büyük teşekkürü yarışmacılara ve katılımcılara etmek istiyorum. Bugün onların, genç arkadaşlarımızın günü. Onlar bir çaba içerisine girdiler, fikirler ürettiler, çalıştılar, sundular ama en azından kendileri için ve ülkemiz için bir şeyleri değiştirebilmek için çaba sarf ettiler” ifadelerine yer verdi.

    “Üniversitenin de bu işin içinde yer alması çok önemli”

    Ödül törenine ev sahipliği yapan Atılım Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Eryılmaz, pandemi dönemine denk gelen yarışmanın sürecinden bahsetti. Eryılmaz, “Süreç oldukça yoğun geçti. Bu yarışmayla ilgili bir yıldır hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Bu yarışma kapsamında Türkiye genelinde oldukça fazla başvuru aldık. Çeşitli süreçleri sisteme dahil ederek, elemeler oldu. Ödül törenimizi pandemi sürecinin el verdiği şekilde yapacağız. Üniversitemiz yarışmaya çok katkı verdi fakat bunun yanında TÜGİAD Ankara Şubesi’nin de yoğun katkıları oldu. Bu yarışmanın ülkemizdeki girişimcilik ekosistemine oldukça önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Üniversitenin de bu işin içinde yer alması çok önemli. Ödüllendirmenin dışında girişimci adaylarımız çeşitli eğitimlere tabii tutuldular. Bu açıdan yarışmamızın Türkiye’ye önemli katkılar verdiğini düşünüyorum” diye konuştu.

    Prof. Dr. Eryılmaz, yarışmanın her sene yapılarak geleneksel hale getirilmesi gerektiğini belirterek, “Biz devamını getirmek istiyoruz. Üniversite olarak, üniversite bünyesinde sadece lisans öğrencilerine açık olan bir yarışma da var. Hem bu yarışmayı hem de Fikrinle İz Bırak yarışmasını sürdürüyor olacağız” şeklinde konuştu.

    “5 finalistimiz var. Onların heyecanı bize de yansıdı”

    Ödül töreninde konuşan ve aynı zamanda jüri üyeliğini de üstlenen TÜGİAD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Yıldırım, “Pandemi döneminde tüm önlemler alındı, organizasyon için. İlk iş fikri yarışmamız olan ‘Fikrinle İz Bırak’ yarışmamızın temellerini aslında bir yıl önce attık. Aralık ayında start verdik ve Mart ayında pandemi döneminin başlamasıyla bizim 150 başvuru içerisinden 16 başvuruya indirdiğimiz, elediğimiz arkadaşlarımızla son bir görüşme yapıp; onların projelerini dinleyip, kendi içerimizde değerlendirdik. Pandemi sürecini de boş geçirmeyerek sanal ortamda toplantı yaparak hem yarışmacı arkadaşlarımızı hem de jüri üyelerimizi bilgilendirerek final gününe geldik. 5 finalistimiz var. Onların heyecanı bize de yansıdı. Umarım çok güzel bir organizasyonun ilkini gerçekleştirmiş oluruz. Bundan sonraki dönemlerde ikincisi, üçüncüsü ve daha fazlası; her yıl geleneksel hale getirmek için isteğimiz ve arzumuz tam” ifadelerini kullandı.

    Yarışmaya katılan 150 kadar fikri en ince ayrıntısına kadar incelediklerini aktaran Yıldırım, çok dikkatini çeken projelerin de ilk beşin içinde yer aldığına değindi. Yıldırım, “Amacımız, yarışmayı geleneksel hale getirmek. Bunu da her sene bir öncekinden daha kapsamlı hale getirmek. Burada iş fikrine verdiğimiz değer bizim Türkiye için katma değeri yüksek bir yatırım olacağı için çok değerli. Fikir boşa giderse yapılan iş boşa gitmiş olur” diye konuştu.

    Bireysel veya ekip olarak başvuruda bulunabilen adaylar yalnızca bir iş fikriyle yarışmaya katıldı. Yarışmada başarı elde eden fikirler için; birinciye 50 bin Türk lirası, ikinciye 30 bin Türk lirası, üçüncüye ise 20 bin Türk lirası para ödülü verildi. Para ödülünün yanı sıra adaylara; AR-GE desteği, Fikri ve Sinai Mülkiyet Hakları Eğitimi, mentör desteği sağlanırken, kapanış davetine katılım hakkı ve yatırımcılarla görüşme hakkı da tanındı.

    Yarışmanın jüri üyeliğini ise alanlarında uzman; Girişim Türk Melek Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Altunbay, Ostim Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yöneticisi A.Ş. Genel Müdürü Dr. Derya Çağlar, Atılım Üniversitesi Argeda-TTO Direktörü Doç. Dr. Yılser Devrim, Atılım Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Prof. Dr. Serkan Eryılmaz, ARGEDOR Bilgi Teknolojileri CEO’su Güven Fidan, SSTEK Savunma Sanayi Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Gürsoy, Onedio Bilişim Yazılım Medya Teknoloji A.Ş. – Founder ve CEO’su Kaan Kayabalı, Volvo Car Türkiye Genel Müdürü Sabri Sözen, TÜGİAD Ankara Şubesi Genel Sekreteri Av. Beril Pınar Tandoğan, KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, TÜGİAD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Yıldırım Grup Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Yıldırım, TÜGİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Yücelen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen ve TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Atılım Üniversitesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yaman Zaim tarafından yapıldı.

    Yarışmada birincilik ödülüne layık görülen ekibe; Elif Kübra Çontar, Beyza Çontar ve Adem Günesen ödüllerini, Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ve TÜGİAD Genel Başkan Yardımcısı Nilüfer Çevikel takdim etti.

    Yarışmada ilk beşe giren fikir sahipleri/ekipleri şu şekilde sıralandı:

    Birincilik ödülü; Elif Kübra Çontar, Beyza Çontar ve Adem Günesen,

    İkincilik ödülü; Barış Sezer, Berkcan Ünlü, Zeynep Goral ve Z. Burak Erkoç,

    Üçüncülük ödülü; Arda Özgenel, Halil Burak Yılmaz ve Doğancan Yarka,

    Dördüncülük ödülü; Yaşar Daysal ve Fikret Sefa Çakır,

    Beşincilik ödülü; Berkant Erol, Görkem Karagöz ve Emre Elagöz.

  • Atılım Üniversitesi tercih dönemindeki tanıtım programlarını açık havaya taşıdı

    Atılım Üniversitesi tercih dönemindeki tanıtım programlarını açık havaya taşıdı

    Atılım Üniversitesi her sene olduğu gibi bu sene de üniversite sınavına giren öğrencilerin tercih sürecinde yanlarında olacak. Bu senenin önceki senelerden farkı ise tercih tanıtım çalışmalarının açık havada yapılacak olması.

    Üniversite sınavına giren milyonlarca öğrenci ve ailelerini çok yakından ilgilendiren üniversite tercihleri için Atılım Üniversitesi her sene olduğu gibi bu sene de kollarını sıvadı. Tüm dünyayla birlikte Türkiye’nin de içinde bulunduğu salgın dolayısıyla tercih tanıtım çalışmalarının açık havada yapılacağı açıklandı.

    Ankara Atılım Üniversitesi, geniş yeşil alanıyla salgın dolayısıyla alınan önlemleri bir adım ileriye taşıyarak tanıtım faaliyetlerine boyut kazandırmaya hazırlanıyor. Hem online hem de yüz yüze tanıtım faaliyetlerini gerçekleştiren Atılım Üniversitesinde fakülte ve bölümleri tanıtan akademik personel dışında, bölümleri ile ilgili kendi deneyimlerini paylaşan öğrenciler tanıtım faaliyetlerinde yer alacak. Açık havada oluşturulan tanıtım alanında Covid-19 nedeniyle görüşmeler sırasında sosyal mesafenin korunması ve maske kullanımı da dikkatle takip edilecek.

    Her yıl sıralamalar konusunda merak edilenleri yanıtlamaya çalışan rehber hocalar yine kampüs alanında oluşturulan alanda adayların muhtemel seçenekleriyle ilgili bilgiler verecek. Atılım Üniversitesinde bayram nedeniyle ara verilen tanıtım faaliyetleri 4 Ağustos 2020’de yeniden başlayarak her gün online bölüm tanıtımlarının yapılacağı etkinliklerle yüz yüze tanıtım faaliyetlerine bayram sonrasında yeniden başlanacak.