Etiket: Atanan

  • Kulu’ya atanan İlçe Seçim Müdürü Fikri Demir görevine başladı

    Konya’nın Kulu ilçesine İlçe Seçim Müdürü olarak atanan Fikri Demir görevine başladı.

    Tokat’ın Niksar ilçesinde Seçim Müdürlüğünde seçim zabıt katibi olarak görevini yürütürken Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından görevde yükselme sınavında başarılı olan Fikri Demir, Kulu İlçe Seçim Müdürü olarak atandı. Görevine başlayan Fikri Demir, kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getireceğini söyledi.

  • İçişleri Bakanı Soylu: “Kayyum atanan belediyeler, ne yaptılarsa Kandil için yaptılar”

    Kastamonu’da düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kayyum atanan belediyeler ne yaptıysa Kandil için yaptı” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kastamonu Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenine katıldı. Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı’nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde konuşan Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdiğini belirterek, “Açılış demek, siyasetin bir işe yaraması demektir. Siyasetin laf değil, iş üretmesi demektir” dedi.

    Şehir parkına bir önceki dönem belediye başkanı olan Turhan Topçuoğlu’nun isminin verildiğini belirten Bakan Soylu, “Siyaset elbette ki çok şeydir ama her şey değildir. Asıl olan insanlıktır. Aslolan insanlığıyla anılmaktır ve aslolan bizlerin bu topraklardaki kardeşliğidir. Çok güzel, çok isabetli bir iş olmuştur. Bu itibarla şehir parkına bir önceki belediye başkanımızın isminin verilmesi hususunda kararı, emeği, düşüncesi olan, başta mevcut belediye başkanımız olmak üzere herkese teşekkürlerimi ifade etmek isterim” diye konuştu.

    “Bugüne kadar bu aziz milletin hep kardeşliğine saldırdılar”

    Kastamonu’nun en çok şehit veren illerden biri olduğuna dikkati çeken Soylu, “Kastamonu, hepinizin bildiği gibi Türk Dünyası 2018 Kültür Başkenti’dir. Daha önce Türk dünyasındaki başka şehirler de birer yıl bu sıfatı taşıdılar. Bu çabanın elbette ki bir anlamı vardır. Çünkü biz biliyoruz ki, bütün dünya biliyor ki, bizi sevmeyenler çok iyi biliyor ki kardeşliğimiz bizim en büyük gücümüzdür. Şu Kastamonu’nun en çok şehit veren illerden biri olduğu Çanakkale geçilmediyse, aziz milletimizin bu kardeşliği sayesinde geçilmemiştir. Bunu çok iyi bildikleri için bugüne kadar bu aziz milletin hep kardeşliğine saldırdılar. Kurtuluş Savaşı’nda kardeşliğimize saldırdılar. Darbelerle, 1980 öncesindeki anarşi dönemiyle kardeşliğimize saldırdılar. 80 sonrasında PKK terörüyle kardeşliğimize saldırdılar. Her zaman ilk hedefleri bu aziz milleti bölmek ve parçalamaya çalışmak oldu. Kendilerine hep bir çatlak aradılar. Alevi-Sünni dediler, Türk-Kürt dediler, laik-antilaik dediler. Çorum’da, Kahramanmaraş’ta, Malatya’da Hamido suikastiyle denediler. Şu topraklarda fitnenin her türlüsünü denediler. Rahmetli Özal, Kafkaslar’daki Türk kardeşlerimize yüzünü çevirdiği zaman birilerinin yüzü ekşidi. En son 15 Temmuz’da FETÖ hainlerini maşa olarak kullandılar, yine kardeşliğimize saldırdılar. Allah’a şükür hiçbirisinde muvaffak olamadılar” şeklinde konuştu.

    “Batılı ülkeler, ’Yardım götürdük’ dedikleri ülkeleri hep sömürmüş”

    Batılı ülkelerin Afrika ve Ortadoğu gibi ülkelere yardım götürdüklerini iddia ettiklerini ancak hep sömürdüklerini ve asla bir şey vermediklerini söyleyen Bakan Soylu, “Bugün Türkiye dünyanın en çok dış yardım yapan ülkesi konumuna gelmişse işte bu kardeşliğimizden aldığımız güç sayesindedir. Yıllarca bize hep aynı masalı okudular. Batılı ülkeler, güya dünyanın her yerine gitmiş de yardım etmiş, medeniyet götürmüş. Onların gidip de demokrasi ve barış götürdüklerini iddia ettikleri birçok ülkeye gittim. Fakirlikten, yoksulluktan başka hiçbir şey götürmemişler. Afrika’yı, Ortadoğu’yu sömürmüşler, sadece almışlar ve götürmüşler, asla bir şey vermemişler. Afganistan’a müdahale ettiler, afyon ekili alan 2001 senesinde 17 bin hektardı, bugün 328 bin hektar. O uyuşturucu ticaretinden PKK beslendi, DEAŞ beslendi. Irak’a operasyon yaptılar, yıkım ve istikrarsızlık götürdüler. Şimdi oralarda terör var, göç var. Geçtiğimiz hafta Sudan’daydım. O batı zihniyetinin ülkeleri nasıl sömürüp geride posalarını bıraktığını gayet net şekilde müşahede ettik” ifadelerini kullandı.

    “Uyuşturucuyu da silmezsek namerdiz”

    Türkiye’de aralıksız süren uyuşturucu ile mücadele çalışmaları hakkında da bilgi veren Soylu, “Demişim ki, ’Okulların önünde uyuşturucu satıcısını görürseniz kırın’ demişim. Yanlış mı yapmışım. Bakın, şuanda öyle bir mücadele yapılıyor ki, bütün güvenlik kuvvetlerimiz mücadele ediyor. 81 ilde Narko timlerimizi oluşturduk. Daha önce 30 ilde vardı. Bir baktım uyuşturucudan doğrudan ölenlerin sayısı yüzde 900’e çıkmış. Eyvah dedim ve Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Bana dedi ki, seferberlikle üzerine gidiyorsunuz. Şuan itibariyle Ekim ayının sonunda 941 sayısı, 2017 sayısıdır. 920 sayısı 2016 sayısıdır. Şimdi 317’dir. Yani bunu daha da aşağıya çekmek için büyük bir gayret ortaya koyacağız. Mücadelemizin karşılığını alıyoruz. Dün arkadaşlarımız yine başarılı bir operasyon yaptılar. Sosyal medyada özendirmeye çalışanlara operasyon yaptılar. Yapmaya da devam edecekler. Endişe etmeyin, şuana kadar bu yıl 21 bin 600 uyuşturucu satısını tutukladık. Birlikte el ele, kol kola uyuşturucuya yönelik büyük bir mücadele yapıyoruz. Terör ile nasıl mücadele ettiysek, uyuşturucuyu da silmezsek namertiz, bu kadar da açığız” açıklamasını yaptı.

    “Suriyelilerin suça karışma oranı binde 8’dir, yani giderek azalmaktadır”

    Suriye’de ölümden kaçan milyonlarca Suriyeliye Türkiye’nin kapısını açtığını anlatan Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye, geçmişte emekli maaşlarını ödemek için bile borç isteyen Türkiye, bugün dünyanın birçok yerinde, özellikle Afrika’da su kuyuları açmaktadır, hastane yapmaktadır, afet konutları yapmaktadır. Suriye’den ölümden kaçan milyonlarca insana Türkiye kapılarını açmıştır. Orada bile fitne sokmaya çalıştılar. Dün Çanakkale’de, Kastamonulu büyüklerinizle omuz omuza şehit düşmüş o toprakların insanlarını, bugün her türlü olumsuzluğun sebebi olarak göstermeye, milletin arasında infial oluşturmaya çalışıyorlar. Oysa rakamlar ortada. Suriyelilerin suça karışma oranı genel ortalamanın altında, binde 8’dir ve 2015’teki 1,4 seviyesinden buraya gelmiştir. Yani artmıyor, azalıyor. Öyle iftiralar, öyle fitneler uyduruyorlar ki. Yok, efendim devlet bunlara maaş veriyormuş, üniversitelere sınavsız giriyorlarmış, telefon paralarını devlet ödüyormuş, daha neler neler. Aslı astarı olmayan bir sürü yalan ve spekülasyon. İşte bütün bunların hepsi bize kardeşliğimizi, bize karakterimizi, Anadolu coğrafyasındaki 1000 yıllık varlığımızın bize bıraktığı mirasımızı unutturmak için yapılmış işlerdir. Dünyayı sadece kendilerinden ibaret bilelim zannediyorlar. Hollywood filmlerini izleyip uyuşalım istiyorlar. Ama bizim dünyamız, onlarınki kadar küçük değildir, küçülmeyecektir. Bizim dünyamızın sınırı, dünyada mazlumun olduğu her yere kadar geniştir, genişlemeye devam edecektir.”

    “Türkiye, son beş yıldır önemli sınavlardan ve virajlardan geçti”

    “Gezi protestoları, 17-25 Aralık hadiselerinden başlayan süreçte arka arkaya gelen birçok atağı geri püskürttük. Bunu yaparken de gelişmekten, yatırımlarımızı sürdürmekten, Atak helikopterini, Marmara’yı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, üçüncü havalimanını yapmaktan geri durmadık. Bütün bu süreçlerde, özellikle 15 ve sonrasında Türkiye’de özellikle ekonomik istikrarımızı, siyasi istikrarımızı, güvenlik istikrarımızı korumaya özen gösterdik ve bunda başarılı olduk. Ve bize karşı ortaya konulan her atağa karşı bu üç istikrarımızı, esas itibarıyla demokrasiden aldığımız güçle sağladık. Bakın 2015 bir Kasım seçimleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet modeline geçiş referandumu, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi, hepsinde de aziz milletimiz büyük bir ferasetle demokratik olgunlukla sandığa gitti, siyasete ihtiyaç duyduğu gücü temin etti, istikrarına sahip çıktı. Bu önemli bir alışkanlıktır. Dünyada, özellikle batıda en küçük bir terör hadisesi olunca demokrasiyi askıya alan anlayışları hep birlikte görüyoruz. Oysa biz öyle yapmadık. Sistemi istikrarsızlaştırmak isteyenlere karşı, sandıktan milletten aldığımız güçle beraber, istikrarı muhafaza ettik. Hatta öyle bir şey yaptık ki, bir yandan küresel terörle mücadele ederken, uluslararası arenada üzerimize ciddi bir baskı kurulmaya çalışılıyorken; FETÖ eliyle devlet çökertilmek isteniyorken biz yepyeni, daha demokratik bir hükumet modeline geçiş yaptık. Milletimize sormaktan çekinmedik, zamanı değil eleştirilerine kanmadık ve önemli bir dönüşüme imza attık.”

    “Kayyum atanan belediyeler, ne yaptılarsa Kandil için yaptılar”

    “Şimdi önümüzde bir yerel seçim var. Bu yerel seçimi sadece bir belediye başkanı seçmek olarak görürsek hata ederiz. Bu bir ’istikrarın devamı’ seçimidir. Türkiye 16 Nisan’da karar verdiği, 24 Haziran’da adım attığı yeni hükümet modeliyle beraber istikrarını çok daha farklı bir noktaya taşımıştır. Şimdi bunu tahkim etme zamanıdır. Gün, ikide birde sokağa çıkma çağrısı yapanlara karşı, PKK’nın eylem çağrılarının borazanlığını yapanlara karşı, istikrarımızı savunma günüdür. Eğer bu seçim sadece belediye başkanlığı seçimiyse hiç kusura bakmasınlar, biz onların belediyeciliğini çok iyi biliyoruz. Yönettikleri, siyasi kaleleri diye ilan ettikleri yerlerde nasıl imar soygunları yaptıklarını iyi biliyoruz. Utanmadan savunmaya kalktılar. Bugün kol kola girdikleri PKK’nın sözcülüğünü yapan partinin yönettiği belediyelerde de neler döndüğünü çok iyi biliyoruz. Ağrı Belediyesini devraldığımızda 12,9 milyon, eski parayla 12,9 trilyon borcu vardı. Bunun yarısı hacizli borç. Şimdi size sorarım, birisine borcunuz varsa, ondan bir şey almışsınızdır değil mi? Durup dururken insan borçlanır mı? Peki Ağrı’da ne vardı, ne almışlardı da borç vardı? Çöpler mi alınıyordu Ağrı’da, hayır. Yol mu yaptılar, hayır. Bütün köylerde su mu akıttılar, hayır. Alt geçitler, parklar, sosyal tesisler mi yaptılar, hayır. Ortada ne para vardı, ne alınmış bir şey, ne yapılmış hizmet vardı. Onlar ne yaptılarsa Kandil için yaptılar. Bu kadar net söylüyorum. Ne yaptılarsa Kandil için yaptılar. Biz, o belediyelere terörle iltisaklı oldukları ve hizmet üretmedikleri için görevlendirme yaptık.”

    “Biz de ittifakımızı milletimizle, milletin evlatlarıyla kurduk”

    “İçlerinde ilaç diye, numune olsun diye bir tane bile borçsuz harçsız, kaynakları sömürülmemiş, kasası yağmalanmamış, şehrinde, ilçesinde hizmetlerin yürüdüğü bir tane bile belediye yoktu. Bir de şimdi gidin bakın. Ağrı’ya şimdi bakın. Ben gittim. Kodlama sınıfı açmışlar. Küçücük çocuklar bilgisayar başında çalışıyorlar. Ben gittim, bir tanesi bana nasıl kodlama yaptığını anlattı. Oysa onların yönettiği belediyelerde dağa kaçırılan çocuklar örgütten kaçıp gelip bize nasıl insanlık dışı istismarlara maruz kaldıklarını, nasıl kaçırıldıklarını anlatıyorlardı. Şimdi bunlar çıkacaklar da milletin karşısına oy isteyecekler. Ötekiler de onunla ittifak kuracaklar. Kursunlar bakalım. Biz de ittifakımızı milletimizle, milletin evlatlarıyla, şehit aileleriyle, gazilerimizle, onun bunun için değil, fabrikalarda, ofislerde bu ülke için alın teri döken vatandaşımızla kurduk. Bakalım kimin ittifakı daha güçlü, hep birlikte göreceğiz. Birliğimizi, kardeşliğimizi, şu dünyanın huzurunu bozmak isteyenlere de fırsat vermesin. Ben, bu vesileyle hepinize çok teşekkür ediyor açılışını yaptığımız bu eserlerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.”

    “11 milyon liralık bir yatırımla şehir parkı oluşturulmuştur”

    Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı’nın bir vefa parkı olduğunu belirten Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise şu ifadeleri kullandı:

    “Belediye meclisimizin oy birliğiyle aldığı karar doğrultusunda parkımıza; Belediye Başkanı olarak ilimize üç dönem hizmet eden Turhan Topçuoğlu’nun ismi verilmiştir. Yine şehrimizin birbirinden kıymetli değerlerini hatırlatan ve anlatan eserler parkımızda yer almaktadır. 150 yıllık bir basın geçmişine sahip olan ilimizde, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Müzemiz yer almaktadır. Ayrıca bu yapı içerisinde çöpten elektrik ürettim projemizi hayata geçirdiğimiz Kastamonu Mahalli İdareler Birliğimizin Hizmet Binası da bulunuyor. Yine Türkiye’nin ilk şehir Hologram Merkezi ise budaki yapı içerisinde misafirlerini ağırlamaktadır. 177 araçlık kapalı otoparkı, spor alanları, çocuk oyun alanları, dinlenme alanları, yeme içme üniteleri, 7 adet yöresel ürün satış merkezi, kültür ve sergi salonunu da bünyesinde bulunduran 11 milyon TL’lik bir yatırımdır. Yaşam alanımız 2014’te devraldığımız hizmet bayrağını daha da yukarılara taşıma gayretimizin bir nişanesidir. Köy muhtarlık örgütünün ilk kurulduğu il, Kastamonu’dur. Osmanlı’da ilk muhtarlık seçimlerinin yapıldığı iki kentten biri de Kastamonu’dur. Bu bakımdan kentimiz, Türkiye’nin ilk muhtarlık Müzesi’nin açılacağı il olma unvanını hak etmiştir. Kıymetli muhtarlarımızın talebi doğrultusunda yaklaşık 150 yıllık bir tarihe sahip olan atabey konağımızda gerekli çalışmalar yapılmıştır.”

    Konuşmaların ardından Bakan Soylu ve beraberindeki heyet, Kastamonu Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı, Hologram Merkezi, Bölge Trafik Şube Müdürlüğü Hizmet Binası, Atabey Konağı Millet Kıraathanesi ve Muhtar Müzesi’nin açılış kurdelesini kesti.

  • Yeni atanan Edirne Valisinden terör ve göçmen kaçaklığı ile mücadelede kararlılık mesajı

    Edirne Valisi Ekrem Canalp, göçmen kaçakçılığı ve terörle mücadele konusunda kararlılık mesajı vererek mücadelede boşluğun kabul edilemez olduğunu belirtti.

    Edirne Valiliği binasında gerçekleştirilen ziyaret programında, basın mensuplarıyla tanışan ve gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Vali Ekrem Canalp, terör örgütlerinin yanı sıra göçmen kaçakçılığıyla mücadelede kararlılık mesajı verdi. Vali Canalp, “Devletin mücadelesinde aslolan ve önemli olan şey, yılmadan yani gevşetmeden sert ve uygun şekilde devam ettirmektir” diye konuştu.

    “Edirne göçmen kaçakçılığında Türkiye’nin hunisi”

    Edirne Valisi Ekrem Canalp, “Göçmen kaçakçılığı söz konusu olduğu zaman Edirne, Türkiye’nin hunisi gibi çok bariz şekilde bunu görmek gerekiyor, gerçekten huni gibi Edirne. Şöyle bir baktığınız zaman Türkiye’nin en doğusundan güneyinden hatta Kuzey Afrika’dan gelen insanlar bir şekilde Avrupa’ya geçiş güzergahı olarak bu coğrafyayı en çok da Edirne’yi kullanma temayülündeler. Dolayısıyla da huninin en dibindeki uç noktası gibi görülüyor. Ama bizim buradaki sınır güvenliğiyle görevli iki tugayımızın, jandarmamızın ve emniyetimizin de yakalamış oldukları göçmen sayılarına bakmış olduğunuz zaman Türkiye’de bu şehre çok karşılık gelecek şekilde çok yüksek rakamlar. Çok iyi rakamlar. Bu şekilde göçmen kaçakçılığı ile ilgili mücadelede Edirne’nin çok özel bir yeri var. Çok ehemmiyetli de bir yeri var. Çok da güzel iyi yakalama rakamlarımız var” dedi.

    “Göçmen kaçakçılığı ile mücadele boşluk kabul etmez”

    Vali Canalp, “Göçmen kaçakçılığında kural şöyle çalışıyor, siz bir yeri çok iyi tıkarsanız, başka bir kanala kayıyor. Hatta aynı ilin içerisinde belirli noktalarda belirli görevliler, görevini çok iyi yapar, boşluk kabul etmez bu. Eş anlı olarak herkesin her yerde çok iyi çalışması gerekiyor. Yani bu Edirne’nin olduğu kadar da diğer illerimizin de hepimizin de üzerimize düşen sorumluluklarımız çerçevesinde kaçakçılıkla iyi bir mücadele etmek görevimiz var. Bu görevimizi de yerine getireceğiz, şu anda da bu görevler gayet iyi yerine getiriliyor. Onu söyleyebilirim” dedi.

    “Yılmadan, gevşetmeden FETÖ, PKK ve diğer terör örgütleri ile mücadele devam edecek”

    Vali Canalp, FETÖ başta olmak üzere PKK ve diğer terör örgütleri ile de mücadelenin kesintisiz olduğunu dile getirerek, “Biliyorsunuz biz 40 yıldan beridir PKK ile mücadele ediyoruz. Mücadelemiz sürekli olmalı, kesintisiz olmalı. Bitene kadar olmalı, amaç bitirmektir. Mücadelede kararlılıkla, tempoyu hiç düşürmeden, baskılama mekanizmasını devam ettirmek suretiyle FETÖ ile de olsun PKK ile de olsun diğer terör örgütleri ile de olsun devletin mücadelesinde aslolan ve önemli olan şey, yılmadan yani gevşetmeden sert ve uygun şekilde devam ettirmektir. Bu şekilde çalışmaktır” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan, Avrupa Birliği üyesi iki ülke olan Yunanistan ve Bulgaristan’a kara sınırı bulunan Edirne’de 2018 yılında yaklaşık 10 aylık sürede, güvenlik güçleri tarafından yasa dışı yollarla yurt dışına geçmek isteyen yaklaşık 60 bin kaçak göçmene işlem yapıldığı bildirildi.

  • Mülkiye Başmüfettişliğine atanan Bartın Valisi Dirim kentte veda etti

    Bartın Valiliği görevinden Mülkiye Başmüfettişliği görevine atanan Nusret Dirim, düzenlenen uğurlama töreni ile kentten ayrıldı.

    Son Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ardından Mülkiye Başmüfettişliği görevine atana Bartın Valisi Nusret Dirim, düzenlenen uğurlama töreniyle Bartın’a veda etti. Bartın Valiliği bahçesinde düzenlenen törende kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin başkanları ile valilik çalışanları hazır bulundu.

    Herkesle tek tek vedalaşıp helallik isteyen Vali Dirim, yaptığı konuşmada, “Gerçekleştirmiş olduğum görev tabii ki önemli. Ama insan olmak daha da önemli. Doğruların üzerine koyarak ilerleyebilmek benim hayat felsefem. Burada bu duygu ve düşünceler içerisinde bulunmaya ve bu doğrulardan taviz vermemeye gayret ettim. Bundan sonraki hayatımızda da inşallah yeni imkanlar olacaktır. Yeni kapılar açılacaktır. ‘Bir kapı kapanır bin kapı açılır.’ biz buna inanan insanlarız. Ben haklarınızı helal etmenizi sizlerden rica ediyorum. İyi günlerde hep görüşelim inşallah” dedi.

  • Mülkiye Başmüfettişliğine atanan valiye veda yemeği

    Cumhurbaşkanlığının son kararnamesi ile Tekirdağ Valiliği görevinden Mülkiye Başmüfettişliğine atanan Mehmet Ceylan için veda yemeği düzenlendi. Veda yemeğinde konuşan Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, “Hizmet etmeye gayret ettik. Bir eksiklik varsa sizlerden helallik diliyorum” diyerek Tekirdağlılara veda etti.

    Tekirdağ Valiliğince Polisevinde düzenlenen veda yemeğine Vali Ceylan’ın yanı sıra 5. Kolordu ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Gürsel Yüz, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Cumhuriyet Başsavcısı Güngör Karakoç, Süleymanpaşa Kaymakamı Arslan Yurt, Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin, Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Yılmaz, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Tekirdağ İl Jandarma Komutanı Albay Şahin Karakaş, Tekirdağ İl Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Süleyman Kozuva, Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay, AK Parti Tekirdağ İl Başkanı Cüneyt Yüksel, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, İl Müftüsü İsmail İpek, AFAD İl Müdürü Recep Erol, Yeşilay İl Başkanı Şener Çelikayar, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube İl Müdürü Gökay İnal, Çevre Şehircilik İl Müdürü Ömer Albayrak, İl Sağlık Müdürü Cengiz Becerir, Milli Eğitim İl Müdürü Ersan Ulusan, gazeteciler ve çok sayıda davetli katıldı.

    Veda yemeğinde konuşan Vali Ceylan, “Böyle bir organizasyonu düzenleyen arkadaşlara teşekkür ediyorum. Sizlerin de katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığının son kararnamesi ile 2 buçuk yıla yakındır görev yaptığım Tekirdağ ilinden Mülkiye Başmüfettişi olarak atamam gerçekleştirildi ve bu münasebetle bu süreç içerisinde Tekirdağ’da hem sizlerle, değerli vekillerimiz ile Büyükşehir Belediye Başkanımızla diğer başkanlarımızla, tüm çalışma arkadaşlarımızla, sivil toplum kuruluşlarıyla ve tabi ki Tekirdağ’da basınımızın gerçekten çok değerli katkılarıyla hizmet etmeye gayret ettik” dedi.

    “Günahıyla, sevabıyla gayret sarf ettik”

    Asıl amaçlarının vatandaşa en iyi şekilde hizmet etmek olduğunu söyleyen Vali Ceylan, “Asıl amacımız bu süreç içerisinde en iyi şekilde burada görevimizi icra edip halkımıza, vatandaşlarımıza en iyi hizmeti, en hızlı şekilde sunma gayreti içerisinde olduk. Neticede de inşallah biz yapabildiğimiz kadarıyla günahıyla, sevabıyla gayret sarf ettik. Takdir tabi ki vatandaşlarımızındır. Ben bu süreç içerisinde bana destek veren bütün çalışma arkadaşlarıma, tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Hata yapmış olduğumuz herhangi bir eksiklik varsa sizlerden helallik diliyorum. İnşallah bundan sonra da hep birlikte yine de ben bir Tekirdağlı olarak bundan sonra sizlerle birlikte olacağım. Sizlerin de her zaman için çalıştığım yerlerde bundan sonra görev yerimde hep birlikte gönül birliği içerisinde kapımızın her zaman sizlere açık olduğunu belirtmek isterim” diye konuştu.

    “Bu hizmet kervanı yürüyecektir”

    Önemli olanın ihlas içerisinde samimiyetle hizmet edebilmek olduğunu da dile getiren Vali Ceylan, “Biz bunu başarmaya gayret sarf ettik. inşallah bu konuda biz üzerimize düşeni bir nebze de olsa yapabilmişizdir diye düşünüyorum. Bundan sonra görev alacak olan çok değerli ağabeyimiz inşallah burada bayrağı en iyi şekilde alıp daha iyi yerlere götürecektir. Muş Valiliğinden Tekirdağ Valiliğine atanan çok değerli ağabeyimiz Aziz Yıldırım beyefendi inşallah bundan sonra da burada sizlerle birlikte Tekirdağlı hemşehrilerimize hizmet etmeye devam edecektir. Bu hizmet kervanı yürüyecektir. Ben tekrar katılımlarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum ve sizlerle birlikte aynı duygular içerisinde olmaya devam edeceğim” diyerek veda yemeğine katılan herkesle teker teker vedalaştı.