Etiket: Aşut’tan

  • (Özel haber) Aşut’tan firmalara, ‘dövizle borçlanmaktan uzak durun’ çağrısı

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, dövizdeki artışın firmaları ve enflasyonu olumsuz yönde etkilediğini, ancak bu artışın fırsata çevrilebileceğini söyledi. Aşut, “İşadamlarımıza tavsiyem, dövizle borçlanmaktan uzak durmaları, borçlananların da risk yönetimi yaparak kur riskinden kendilerini korumalarıdır” dedi.

    MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, son dönemde özellikle doların rekor üstüne rekor kırması ve dövizdeki artışın Türkiye ekonomisine etkilerini İHA muhabirine değerlendirdi. Döviz kurundaki yükselmenin ekonomiye hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğuna işaret eden Aşut, ancak Türkiye’nin bu kur artışını lehine çevirmesi gerektiğini vurguladı.

    “Kurdaki yüzde 10’luk artış, enflasyona yüzde 1,5 artış olarak yansıyor”

    Kurdaki yükselmenin iki olumsuz etkisinden söz edilebileceğini dile getiren Aşut, bunlardan ilkinin enflasyon olduğunu ifade etti. Türkiye’de çok sayıda ürün üretilirken ithal girdiler kullanıldığına dikkat çeken Aşut, “Bu da doğal olarak ihraç ettiğimiz ürünler kadar yurt içinde kullandığımız ürünlerin fiyatlarını da artırıyor ve enflasyon üzerinde ciddi olumsuz etkiler oluşturuyor. Merkez Bankası’nın yaptığı çalışma bize kurdaki yüzde 10’luk artışın enflasyona yüzde 1,5 artış olarak yansıdığını gösteriyor. Dolayısıyla kur artışının en önemli yansımasını enflasyonda görebileceğimizi söyleyebiliriz” diye konuştu.

    Dövizdeki artışın bir diğer olumsuz yönünün ise firmalara yönelik olduğunu kaydeden Aşut, “Dövizde açık pozisyonda bulunan çok ciddi sayıda firma var. Dövizle borçlanmış ve maalesef yüksek borçların altına girmiş firmalarımız var. Bu pozisyonları nedeniyle firmalarımız zarar görebiliyor” ifadelerini kullandı.

    “Dövizdeki artışı fırsata çevirebiliriz”

    “Dövizdeki artışı fırsata çevirebiliriz” diyen Aşut, bunun için yapılması gereken ilk şeyin, üretimdeki ithal ara malını terk edip mümkün olduğu kadar yerli üretime yönelmek olduğunun altını çizdi. Bu sayede döviz kurlarındaki artıştan olumlu yönde etkilenmenin söz konusu olacağını belirten Aşut, hükümetin bu yönde çok önemli çalışmaları olduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde TOBB’da düzenlenen TOBB Sanayi Odaları Konsey Toplantısı’na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Faruk Özlü’nün, toplantıdaki açıklamalarını aktaran Aşut, “Özlü konuşmasında, ithal edilen ara malları içinde ithal etmek yerine üretiminin mümkün olduğu 978 adet ürün tespit ettiklerini ve bu sayıyı zamanla 2 bin 600’e kadar çıkaracak tedbirler aldıklarını anlattı. Özellikle kimya (ilaç), elektronik, makine ve teçhizat, gıda ve motorlu kara taşıması sektörlerinin ülkemizde üretimi için teşvik mekanizmaları oluşturulacağını bildirildi. Maliye, Ekonomi ve Kalkınma Bakanlıkları ile bu konuda birlikte çalıştıklarını ve 2018’de ilk yerli ürün sözleşmesini yapacaklarını açıklaması bizleri umutlandırdı. Kısacası gelecek yılın sonunda belirlenen sektörlerde ilk ürünleri göreceğimizi tahmin ediyorum. İş dünyası temsilcileri olarak yerli üretim konusundaki hassasiyetimizi bilmeyen yok. Biz de her fırsatta önceliğimizin üretim çeşitliliğimizi artırmak ve yüksek teknolojili üretime geçmek olduğunu dile getiriyoruz. Bu desteklerle birlikte Bakanımızın da belirttiği gibi neden teknolojiye ‘Made in Turkey’ damgasını vurmayalım?” şeklinde konuştu.

    “Kurun bu düzeyini ülkemiz lehine çevirmeliyiz”

    Döviz kurlarının yükseldiği dönemde üreticilerin ithal girdilerden kaçınmaya ve maliyetlerini düşürebilmek adına yerli ürünlere yönelmeye başladıklarını ifade eden Aşut, şöyle devam etti:

    “Bu, yerli üretimimizi geliştirmemiz adına önemli bir fırsat. Kurun bu düzeyini ülkemizin lehine çevirmeliyiz. Bunun sağlanmasının ardından da firmalar hızlı büyüyen ve dinamik yeni pazarlara ihracat yaparlarsa, döviz kuru artışları firmalarımızın daha fazla gelir elde etmesine ve Türkiye ekonomisinin olumlu etkilenmesine yol açacaktır.”

    “İşadamlarımıza tavsiyem, dövizle borçlanmaktan uzak durmaları”

    Bu dönemde ihracat, sanayi, tarım sektörlerinde faaliyet gösteren kişilerin TL cinsinden uygun maliyetli kredi kullanmasının sağlanmasının da ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Aşut, “Bunu kullanabilmeliler ki, gidip daha fazla döviz ile borçlanmasınlar. Döviz kurundaki artışın bir diğer olumlu yanının da bu olduğu söylenebilir. TL finansman bulabileceği halde dövize yönelenleri bu yönelimden vazgeçirme etkisi var. Böylece firmalarımız başkalarının parasına yönelmek yerine yerli parasına sahip çıkıyor. Son olarak işadamlarımıza tavsiyem, dövizle borçlanmaktan uzak durmaları, borçlananların da risk yönetimi yaparak kur riskinden kendilerini korumalarıdır” dedi.

  • Aşut’tan, ‘seçimi MTSO erteletti’ iddialarına sert yanıt

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO’nun TOBB ve Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunarak seçimleri ertelettiği yönündeki iddialara sert tepki göstererek, bu iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu belirtti. Aşut, “MTSO’nun ne resmi ne şifahi seçim erteleme talebi veya girişimi kesinlikle olmamıştır” dedi.

    MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, MTSO’nun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Bakanlık nezdinde girişimde bulunarak oda ve borsa seçimlerini ertelettiğine yönelik iddialara yanıt verdi. TOBB’a bağlı tüm odalarda ve borsalarda 2017 Ekim ve Kasım aylarında yapılması planlanan seçimlerin, Bakanlar Kurulu Kararı ile 2018 Nisan ayına ertelendiğini anımsatan Aşut, açıklamasında kararda yer alan ifadelere de yer verdi.

    “MTSO’nun ne resmi ne şifahi seçim erteleme talebi veya girişimi kesinlikle olmamıştır”

    Hükümetin daha sağlıklı ve adil bir seçim sürecinin işletilmesi amacıyla alındığını belirttiği bu kararın bir ilk olmadığını, geçmişte de örneği bulunduğunu kaydeden Aşut, “MTSO’nun ne resmi ne şifahi seçim erteleme talebi veya girişimi kesinlikle olmamıştır. MTSO, seçim tarihi olarak 7 Ekim 2017 tarihini belirlemiş ve seçim sürecini başlatmıştır. Buna rağmen bazı asılsız dedikodularla ve mesnetsiz söylentilerle Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın TOBB ve Bakanlık nezdinde girişimde bulunarak oda ve borsa seçimlerini ertelettiğine yönelik iddialar tamamen gerçek dışıdır ve Mersin iş dünyasına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

    “Maksatlı girişimlere itibar edilmemeli”

    Seçimlerin ileri bir tarihe ertelenmesinin Mersin genelinde kimseye artı veya eksi bir etkisinin olmadığının da altını çizen Aşut, şunları kaydetti:

    “Dolayısıyla MTSO’nun böyle bir talep veya girişimde bulunma ihtiyacı hiç olmamıştır. Bu yönde ne TOBB ne de Bakanlık düzeyinde resmi veya şifahi hiçbir görüşme veya başvurumuzun olmadığı da bu kurumlardan kolaylıkla teyit edilebilir. Bizler demokrasiye ve milletin iradesine inanan kurumlar olarak, devletimizi ve milletimizi temsil eden hükümetimizin ekonomimizi korumayı amaçlayan her kararını saygıyla karşılar, destekler ve arkasında dururuz. Hükümetimizin ve Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci’nin seçimlerin ertelenmesiyle ilgili yaptığı açıklamalar son derece nettir. Mesele devletimizin birliği ve bütünlüğü, bağımsızlığımız, milli ekonomimizin korunması ise devletimizin aldığı bu kararı herkes saygıyla karşılamalıdır. Gerçek dışı iddialarla ülkemiz iş camiasını töhmet altında bırakarak itibarını zedeleyecek, hukuki ve vicdanı anlamda haksızlığa yol açacak maksatlı girişimlere karşı dikkatli olunması, bunlara itibar edilmemesi gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum.”

  • Aşut’tan, “Darbe girişimi ile yıkamadıkları demokrasiyi ekonomi ile yıkmaya çalışacaklar” uyarısı

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, FETÖ’nün, 15 Temmuz’da kaybettiği savaşı başka alanlara taşıyacağına, bunun en önemlisinin de ekonomi sahası olacağına dikkat çekerek, “Darbe girişimi ile yıkamadıkları devleti, seçilmiş hükümeti, demokrasiyi bu kez ekonomi ile yıkmaya çalışacakları aşikardır. Askeri, emniyet güçleri ve istihbarat anlamında ne kadar güçlü olmamız şart ise ekonomik anlamda da o kadar güçlü olmak zorundayız” uyarısında bulundu.

    MTSO Başkanı Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdi. Aşut, darbe girişimini, bir terör örgütünün yıllarca devlet içinde yapılanmasının sonucu olan ‘adi ve alçakça bir kalkışma’ olarak niteledi. Darbe girişiminin, Türk milletinin 2023 hedefleri için toplumsal bir mutabakatla ortaya koyduğu ekonomik ve sosyal hedeflere yönelik her şeye rağmen mücadele ederken, küresel ve bölgesel büyük sorunlara, siyasi sıkıntılara, ekonomik buhranlara ve bölgesel savaşlara rağmen Türkiye’nin bir yandan güçlü bir şekilde ayakta kalmak, bir yandan da ülkeyi demokrasi, hukuk üstünlüğü ve evrensel insanlık değerleri ile geleceğe taşımaya çalışırken yapıldığına dikkat çeken Aşut, “Darbe girişimi, bu milletin her bir ferdiyle yıllardır ilmek ilmek ördüğümüz, alın teri döktüğümüz değerlerimize, tüm kazanımlarımıza karşı, aslında milletin emeğine karşı bir darbedir” ifadelerini kullandı.

    “Türk milleti, üst aklın üstünde gerçek bir üst aklın olduğunu gösterdi”

    FETÖ’nün bir üst akıl tarafından idare edildiğine işaret eden Aşut, milletin aklının ve ferasetinin bu üst aklı yendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu alçaklar demokrasimize darbe vurmak istemişlerdir. Bu alçaklar 100 yıldır her bir ferdiyle fedakarlıklar yaparak bu noktaya getirdiğimiz güçlü ekonomimize darbe yapmak istemişlerdir. Bu alçaklar, yüzlerce yıldır her dış etkene, küresel oyunlara rağmen topyekun millet olarak kardeşliğimize darbe vurmak istemişlerdir. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarında sıkça kullandığı ve aslında olayı veciz bir şekilde özetleyen ‘kaderin üstünde bir kader var’ inancı bu alçakların unuttuğu bir konuydu. Aklıselim herkes bu FETÖ’nün ve aslında ülkemiz içinde şer odağı olan tüm terör örgütlerinin bir üst akıl tarafından idare edildiğini biliyor. Ancak, 15 Temmuz gecesi tankların önüne yatan, ülkesinin geleceği için korkmadan bombaların arasına dalan, esir olmamak için kurşunların önüne çıkan yüce Türk milleti aslında o gece bu malum üst aklı da çaresiz bırakan gerçek bir en üst aklın olduğunu gösterdi; o da yüce Türk milletinin feraseti, cesareti, vatan ve millet adına gözünü kırpmadan görevini yapma bilincidir. Genlerimize işleyen Kurtuluş Savaşı ruhudur, Çanakkale ruhudur. İşte en üst akıl bizce budur ve tüm akıllara dur demiştir. Bu milletin bir ferdi olmakla bir kez daha gurur duyuyorum.”

    “Darbe girişimi ile yıkamadıkları demokrasiyi ekonomi ile yıkmaya çalışacaklar”

    15 Temmuz’da milletin gösterdiği bu feraset ve fedakarlıkların artık iş dünyasını ülke ve millet adına daha çok çalışmaya, daha çok emek sarf etmeye zorladığını ifade eden Aşut, MTSO olarak demeçlerinde sürekli, ‘Devletimiz ve güvenlik güçlerimiz bu alçak terör örgütleri ile mücadele ederken, bizler, toplumun tüm kesimleri, kendi görevlerimize odaklanmalı, herkes kendi cephesinde kanının son damlasına kadar mücadelesini vermeli ve ülkenin normalleşmesini sağlamalıyız’ dediklerini anımsattı. İş dünyası olarak, bu terör örgütlerinin ve destekçilerinin deşifre olması, devletin kılcal damarları içinden atılması adına tüm desteği verdiklerini, vermeye de devam edeceklerini kaydeden Aşut, şöyle devam etti: “Ama öte yandan iş dünyasının sorunlarını, bizi geleceğe taşıyacak olan, bir anlamda sosyal huzurumuz olan ekonomimizin zarar gören kısımlarını onarmak ve geliştirmek anlamında artık bu konulara odaklanmamız gerekmektedir. Düşen ihracata, artan işsizliğe çare bulmaya çalışmak, bunlar için projeler ve çözümler üretmek, en az bu terör örgütleri ile mücadele etmek kadar önemlidir. Ekonomimizin yüksek teknolojili ve katma değer üreten bir sanayi devrimini yaşaması, bunun alt yapısını hazırlamak, ar-ge ve inovasyonla dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye çalışmak, en az bu terör örgütleri ile mücadele etmek kadar önemlidir. Çünkü biliyoruz ki, dış destekli bu alçak terör örgütleri millet önünde kaybettikleri mücadeleyi, devletimizin önünde kaybettikleri bu savaşı başka alanlara taşıyacaklardır. Bunun en önemlisi ekonomi sahası olacaktır. Darbe girişimi ile yıkamadıkları devleti, seçilmiş hükümeti, demokrasiyi bu kez ekonomi ile yıkmaya çalışacakları aşikardır. Bundan dolayı askeri anlamda, emniyet güçleri ve istihbarat anlamında ne kadar güçlü olmamız şart ise ekonomik anlamda da o kadar güçlü olmak zorundayız.”

    “Üst akılara verilecek en güzel cevap güçlü bir ekonomiyi tesisi etmektir”

    Mersin iş dünyasının artık tek görevinin, önce kentin sonra da ülkenin ekonomik gelişmesi adına projelerine devam etmesi olduğunu belirten Aşut, “Tüm çabamız kentimizin ve ülkemizin üretimini, ihracatını artırmaya yönelik olacaktır. Bu işin arkasındaki o malum üst akılara verilecek en güzel cevap güçlü bir ekonomiyi tesisi etmektir. Bu dış mihraklara verilecek en güzel cevap demokrasimizi, evrensel insan haklarını, hukukun üstünlüğünü daha da güçlendirmektir. ‘Her şerde bir hayır vardır’ düsturuna olan inancımızla bu olumsuz olayların milletimiz arasında oluşturulmak istenen yapay kutuplaşmaları yok ettiğine, vatan ve demokrasi ortak paydasında tüm siyaseti bir araya getirdiğine şahit olmak bizleri olağanüstü mutlu etmektedir. Bu atmosferin korunması adına her bir ferdimiz gayret etmelidir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu millete hizmet etmenin artık sadece bir sorumluluk değil, bir ibadet olduğunu daha da iyi görüyoruz ve bu ülkenin parlak geleceğinin küçük bir parçası olmanın gururunu yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Gördük ki, söz konusu vatansa, gerisi teferruatmış” dedi.