Etiket: Aşut:

  • Aşut: “Hedefimiz, Endüstri 4.0’ın gereklerini tüm sektörlerimize entegre etmek”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, hedeflerinin, Mersin’in omurga sektörlerinde yüksek teknolojili bir hizmet ve üretime geçmek olduğunu belirterek, “Endüstri 4.0’ın gereklerini tüm sektörlerimize entegre etmek temel vizyonumuz olacaktır. Projelerimizi de buna göre seçeceğiz” dedi.

    MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, 2007 yılından bu yana üye oldukları ve ciddi aktif görevler aldıkları Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nde (ASCAME) önce Sanayi Komisyonu Başkanlığına, daha sonra da hala yürütmekte oldukları Lojistik Komisyonu Başkanlığına oy birliği ile seçildiklerini anımsattı. ASCAME’de Mersin’in ekonomik hedeflerine paralel komisyonlarda yer almaya öncelik verdiklerini ifade eden Aşut, “Şimdi Mersin olarak Endüstri 4.0 ve yüksek teknolojili üretim diyoruz. Bu amaçla ASCAME İnovasyon ve ICT Komisyonu Başkanlığına aday olduk. İnşallah bu görevi devralarak, bu alandaki çalışmalarımızı da tüm Akdeniz’e yayacağız. Kentimizin ekonomik hedeflerini, küresel ekonomik ve teknolojik gelişmelere entegre etmek temel amacımızdır” diye konuştu.

    “Hedefimiz, Mersin’in omurga sektörlerinde yüksek teknolojili bir hizmet ve üretime geçmek”

    Tüm çabalarının, Endüstri 4.0 konusunda farkındalık ve bir algı oluşturabilmek olduğunu dile getiren Aşut, Mersin’in artık sektör seçme süreçlerini geçtiğini, omurga sektörler olan sanayi, tarım, lojisitik, turizm ve dış ticaretin Mersin’in geleceği olduğunu vurguladı. “Artık hedefimiz tüm bu sektörlerde yüksek teknolojili bir hizmet ve üretime nasıl geçeceğimizdir. Endüstri 4.0’ın gereklerini tüm sektörlerimize entegre etmek temel vizyonumuz olacaktır. Projelerimizi de buna göre seçeceğiz. Robotik üretim, yapay zeka, siber teknolojiler, bilgisayar yazılımlarının temelini oluşturduğu Endüstri 4.0 vizyonu ana hedefimizdir. Bakanlığa sunduğumuz ve ilgili bakanlıkların öncü bir iş olarak gördükleri ve şifahi olarak onay verdikleri MTSO Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Merkezi projemizin amacı da budur” ifadelerini kullandı.

    “Bir sanayi devrimini ilk kez başında yakaladık. Bu fırsatı kaçırma lüksümüz yok”

    Endüstri 4.0 devriminin, sanayinin ötesinde Tarım 4.0, Lojisitik 4.0, Sanayi 4.0, Turizm 4.0 gibi tüm sektörleri kapsadığına işaret eden Aşut, bu devremin her sektörde yüksek teknolojili bir hizmet ve üretime geçişin adı olduğunu kaydetti. Bunların hepsinin temelinde eğitim olduğuna dikkat çeken Aşut, şunları söyledi: “Var olan eğitim sistemi ile bunları başarmak zor ama umut veren büyük değişimler var. Artık eğitimde sınav isimlerini tartışmaktan kurtulup içeriğe odaklanmak, üretime dayanan, ekip çalışmasının ve proje mantığının yer aldığı atölye mantığına geçmek zorundayız. Bunun için de gereken şey Eğitim 4.0’dır. MTSO olarak önümüzdeki dönemde kurumsal hedefimiz ve yönümüz budur. Bir sanayi devrimini ilk kez başında yakaladık. Bu fırsatı kaçırma lüksümüz yok. MTSO olarak bu hedeflere yönelik çalışmalarımızı sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.”

  • Aşut: “Katma değer yaratan bir Mersin hedefimizdir”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, projelerini potansiyeli olan yeni sektörleri büyütme, sektörel çeşitliliği sağlama ve tüm sektörlerde katma değer oluşturma stratejisi üzerine planladıklarını belirterek, “Mersin olarak her alanda katma değer yaratmak ilk hedefimiz olmalıdır” dedi.

    MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, projelerine ilişkin bilgi verdi. “80 milyona yaklaşan bir Türkiye ve nüfusu aldığı göçlerle 2 milyonu aşan bir Mersin olarak her alanda katma değer yaratmak ilk hedefimiz olmalıdır” diyen Aşut, yaş ortalaması 30’un altında olan dinamik bir nüfusun geleneksel düşük teknolojili bir üretimle geleceğe taşınamayacağını vurguladı. Türkiye’nin tek bir sektöre bağlı kalarak da ayakta duramayacağına işaret eden Aşut, “Bundan dolayı Mersin olarak ekonomi stratejimizin iki bacağı vardır; birincisi potansiyeli olan yeni sektörleri büyütmek ve sektörel çeşitliliği sağlamak. İkincisi ise tüm sektörlerimizde katma değer yaratmak. MTSO olarak önümüzdeki günlerin tüm projelerini bu stratejiye uygun planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Çok ciddi ve büyük bir projeyi hayata geçireceğiz”

    Aşut, yüksek teknolojiyi, internetin başat rol oynadığı bilgi ve iletişim teknolojilerini ekonomiye, firmalara daha çok entegre etmek zorunluluğuyla yeni çağın imalat devrimi olan Endüstri 4.0’ın farkındalığını oluşturmaya başladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Yakın zamanda bu konu ile ilgili çok ciddi ve büyük bir projeyi hayata geçireceğiz. Ayrıca iki çok önemli eğitimi uygulamaya aldık. Birincisi, KOBİ Akademi ile yeni kurulan şirketlerimizi uzun soluklu işletmeler haline getirecek bilgiyi aktaran bir eğitim programı hazırladık. Amacımız, yeni kurulan şirketleri kısa sürede kapanan şirketler olmaktan kurtarmaktır. İkinci eğitim projemiz ise Sanayi Akademi’dir. Burada amacımız, var olan sanayi kuruluşlarımızın ikinci veya üçüncü nesil yöneticilerini veya yönetime geçecek olan yeni kuşakları eğiterek, geleceğin sanayicilerini yetiştirmektir. Katma değerin temel payandası öncelikle bu eğitimlerdir, kaliteli insan kaynağıdır. MTSO olarak önceliğimiz bu temel ve köklü yatırımlardır. Projelerimiz de bunlara yöneliktir.”

    “Siyaset üstü bir ekonomi politikası olmalı”

    Dünyanın halen 2008 küresel finans krizinin ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerini atlatamadığına dikkat çeken Aşut, kriz sonrasında Ortadoğu’da yaşanan değişim ve çalkantılar ile iflas eden AB ülkeleri ve daralan Avrupa ekonomilerinin, bu sorunlu bölgelere yakınlığı ve iş yapması dolayısıyla Türkiye ve Mersin’i de ciddi bir şekilde etkilediğini ifade etti. Mersin iş dünyası olarak yaşanan sıkıntılar karşısında ağlamadıklarını, üretmeye ve ihracata devam ettiklerini belirten Aşut, “Eğer kendi eksiklerimize odaklanırsak sıkıntıları atlatacağımıza inanıyoruz. İş dünyası, kamu ve yerel yönetimler olarak kendi reel sorunlarımıza odaklanmalıyız” dedi.

    Bu çerçevede ilk önce temel alt yapı eksiklerinin kamu, özel sektör ve yerel yönetim üçlüsünün uyumu ve iş birliği ile ortak akıl oluşturularak çözülmesi gerektiğini kaydeden Aşut, şöyle devam etti: “Mersin özelinde havalimanı, lojistik merkez, tarım-gıda teknoparkı, konteyner limanı, otoban-OSB bağlantıları, OSB genişleme alanları ve yeni OSB’ler, bürokrasiye veya bilinmeyen gecikmelere kurban edilmemelidir. Çünkü bunlar ihracatın, istihdamın, verginin artması, cari açığın azalması demektir. Ülkemiz bu çelişkilerden kurtulmalıdır ve siyaset üstü bir ekonomi politikası olmalıdır. Bir yandan ihracatı, istihdamı, üretimi arttırmak istiyoruz, öte yandan bunları sağlayacak olan bu yatırımları bekletiyoruz. Bu bir çelişkidir ve ülkeye zarar veren bir konudur. En büyük yanılgı ise tüm sorunları kendi dışımızdaki bir dünyada aramaktır. Hiçbir dış etken kendi eksiklerimizi tamamlamamamız kadar bize zarar vermiyor. Elbette bizim elimizde olmayan küresel gelişmeler var ama bunlar bizim içeride kendi sorunlarımızın çözümü olacak, kendi kontrolümüzde olan adımları atmamıza engel olmamalıdır. Bu konularda yeni reform paketleri ve yeni ekonomik açılımlar, sanayi paketleri açılmakta ve içeriği bizleri memnun etmektedir. Gereken şey; iş dünyası ile uyum içinde bunları uygulamaya sokmaktır. Bunlar sadece firmaların yerel veya ulusal değil, küresel anlamda rekabet gücünü arttıracak ve ülkemizi zenginleştirecek şeylerdir, bekletilmemelidir.”

    “Hem dijital hem de ahlakı olan bir ekonomi hedefimizdir”

    Hükümetin yeni ekonomi ve sanayi paketinin bu çabanın önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Aşut, “Biz hazıra konan, ulufe talep eden bir iş dünyası istemiyoruz. Sürekli plansız hibelerle, plansız finansmanlarla günü kurtaran can suları da istemiyoruz. Böyle bir imajı da kabul etmiyoruz. İş dünyasının en çok ihtiyacı olan şey; moral, işini kolayca yapabileceği alt yapı, teşvik edici, planlı ve akılcı bir finansman modelidir. Firmalar, özellikle dünyaya iş yapan firmalar devletini her daim yanında görmek istiyor, bu çok önemli. Ülke içinde siyasi istikrar, dış politikada yapıcı ilişkiler, ekonomide uzun vadeli politikalar, siyaset üstü, bilimsel, çağı yakalayan bir eğitim modeli bizim elimizde olan şeyler. Mersin olarak, sadece 2023’ü değil, daha uzun bir süreci düşünerek planlamalar yapıyoruz. Katma değer yaratan, yenilikçiliği, ar-ge’yi merkeze alan, Sanayi 4.0 temellinde yeni çağın ekonomisine hazırlanıyoruz. Artık dijital bir ekonomiyi hedefliyoruz. Daha temiz üretim yapan, internetin merkezde ve yazılımın içinde olduğu daha dijital, girişimci sayısının arttığı, gençlerin ve kadınların memur olma yarışından kurtulduğu, ekonomiye entegre edildiği bir ekonomiye göre projeler üretiyoruz, üretmeye devam edeceğiz. Etik değerlerimizle, Golbal Compact gibi Birleşmiş Milletlerin en prestijli projesi olan Küresel İlkeler Sözleşmesine imza atan bir Oda olarak, bir iş camiası olarak yolsuzluğa, kara paraya, çocuk işçi çalıştırmaya, çevreyi kirletmeye karşı çıkan ve buna göre projeler üreten, ekonomik ahlakı olan bir kent olmaya çalışacağız. Her şeyin temelinin insan olduğunu unutmayacağız ve önce insan diyen bir anlayışla ülkemizin sosyal ve ekonomik zenginliği olmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Aşut: “Kalkınma Bakanımız umut verdi”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, bazı projelerini Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile yeniden istişare ettiklerini belirterek, “İş camiamız, Valiliğimiz ve Kalkınma Bakanlığımız yeni bir atılımın içindedir. Bu da bize yeni umutlar vermiştir. Sadece Bakanımız değil, ekibi de konulara vakıf ve hissettiğimiz başka bir kararlılık var” dedi.

    Başkan Aşut, yaptığı açıklamada, geçen hafta Mersin milletvekilleriyle birlikte Kalkınma Bakanı Elvan’ı makamında ziyaret ettiklerini ve bazı projeleri yeniden istişare ettiklerini söyledi. Mersin iş dünyası olarak ağlayan, şikayet eden ve suçlu arayan bir camia olmadıklarını vurgulayan Aşut, “Mersin ekonomisinin, refahının ve sosyal yaşam kalitesinin yükselmesi için gereken projelerden ne pahasına olursa olsun vazgeçmemiz mümkün değildir. Onun için yıllardır uğraşılıyor ama bir sonuç çıkmıyo gibi eleştiri ve yorumları bir pes etme olarak görüyoruz. Eğer lojistik merkez, tarım-gıda teknoparkı, yeni teknoloji temelli endüstri bölgeleri, yeni OSB alanları, endüstri 4.0 eğitim ve uygulama merkezi veya serbest bölge genişleme alanı gibi projeler kentin geleceği ise, istihdamın, ihracatın ve katma değerin sağlıyıcısı ise, bunlardan ne pahasına olursa olsun vazgeçmek mümkün değildir. Geçen süre büyük bir kayıptır ama zararın neresinden dönülse kardır. Bu anlamda Bakanımız konunun farkındadır, Mersin Valimizle üçlü bir uyum içinde iş camiamız, Valiliğimiz ve Kalkınma Bakanlığımız yeni bir atılımın içindedir. Bu da bize yeni umutlar vermiştir. Geçtiğimiz hafta Bakanımız bizi bakanlıkta ağırladı ve tüm ekibi ile yukarıda bahsedilen omurga projeler başta olmak üzere birçok konu konuşuldu. Sadece Bakanımız değil, ekibi de konulara vakıf ve hissettiğimiz başka bir kararlılık var” diye konuştu.

    2002-2008 yılları arasında dünyada büyüme rekorları kıran bir Türkiye’nin olduğunu kaydeden Aşut, “İhracatını katlayan bir Türkiye, demokrasi ve insan haklarında devrimsel toplumsal gelişme ve uzlaşmalar yakalayan bir Türkiye. Yani, ekonomi ajandanın ilk maddesi olduğunda ülkenin diğer sorunlarının da çözümü olduğunu gördük. İşte bundan dolayı ne kadar büyük sorunlarımız olsa da, eğer ekonomiyi ilk gündem yaparsak, ülkenin ekonomisindeki artan refah beraberinde diğer olumlu gelişmeleri de getiriyor, refahı getiriyor, toplumsal huzuru getiriyor… Eğer 2002-2008 arasındaki o olağan üstü ekonomik sıçrama olmasaydı, İMF’ye sıfırlanan borcumuz olmasaydı, bugün güneyimizdeki küresel oyunlara bu kadar güçlü müdahale edemezdik. Sesimiz bu kadar gür çıkmazdı, milyonlarca sığınmacıyı kabul edecek gücümüz olmazdı. Terörle etkin mücadele edemezdik” ifadelerini kullandı.

    “Mersin, dünyadaki gelişmelere soyut tutulamaz”

    Dünyaya entegre bir Mersin’in dünyadaki gelişmelere soyut kalamayacağının altını çizen Aşut, “Şangay’ın, Paris’in, Londra’nın, New York’un gerçekleri bizim de gerçeklerimizidir demiştim bir yazımda. Bu anlamda mikro anlamda, kent bazında konuştuğumuzda, Mersin’in projeleri hayata geçerse sadece Mersin değil, ülke ekonomisi, ülke ihracatı, ülke istihdamı, ülke refahı bundan payını alır. Mersin Serbest Bölgesi’nin genişleme alanı bu anlamda sadece ve sadece yüksek teknolojili üretim yapan firmalara tahsis edilmelidir. Dünya pazarlarının gereği budur. Endüstri 4.0 Sanayi Devrimi’nin getirileri ile ileri teknoloji, başta sanayi olmak üzere bir çok alanda etkisini hızla göstermeye başlamış ve buna paralel olarak ticaretin de kuralları değişmiştir. Ülke olarak bu değişime kayıtsız kalmamak ve bu değişimin bir adım önünde olmak için sadece serbest bölgeler yerine artık yüksek teknoloji serbest bölgeleri oluşturmak gerekmektedir. İşte bu nedenle ileri teknoloji üretimi yapacak ihracatçı imalat firmalarının yer alacağı ileri teknoloji serbest bölgesini Mersin’e kazandırarak, daha önce birçok görüştüğümüz ve böylesi yatırım alanları olmadığı için o dönemde Mersin Serbest Bölgesi’ne gelmeyi anlamlı bulmayan Boeing, HP ve zırhlı araç üretimi firmaları gibi dünya devlerini tekrar ilimize geri getirmeliyiz” şeklinde konuştu.

    “Küme oluşturacak yatırım alanlarına ihtiyaç var”

    Yeni yüksek teknolojili endüstri bölgeleri ile yeni OSB yatırım alanlarının olmazsa olmazları olduğunu dile getiren Aşut, “Bilindiği üzere dünyada ve Türkiye’de endüstri 4.0 aşamasına geçilmiştir. OSB modeli veya benzeri yöntemlerle planlanmış bölgelerde küme oluşturacak şekilde yatırım alanlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bölgelerde yatırım yapacak işletmeler için teknoloji kriteri getirilmesi önerilmektedir. Bölgede sadece yüksek teknoloji ve orta yüksek teknoloji ile üretim yapacak firmalara yer verilmesi diğer bir öneridir. Bu bölgelerde OSB kurulabileceği gibi Bakanlığın özel endüstri bölgesi ilanı edilerek de yatırım gerçekleşebilir. Tüm bunları Bakanımızla detaylandırdık. Öte yandan Agro park olarak bilinen, Tarım Gıda Teknoparkı masaya tekrara yatırılan konuydu. Mersin ili, Türkiye’nin meyve üretiminde yüzde 11’lik pay ile 1’inci, sera üretiminde yüzde 16’lık payı ile 2’nci ve sebze üretiminde yüzde 7’lik payı ile 3’üncü sırasında yer almaktadır. Bu denli önemli olan tarım sektörünün Mersin ilinde daha gelişmesi, tarıma dayalı sanayi ve ürünlerin ulusal ve uluslararası ticaretine katkı sağlanması, tarımı teknolojik temellere taşıması ve ülkenin tarım sektöründeki dışa bağımlılığının azaltılmasında etkin rol alacak olan Agropark’ın Mersin’de kurulması uzun süredir amaçlanmaktadır” dedi.

    “Tüm sektörlerin ortak paydası ileri teknoloji”

    Artık sektörün ileri teknoloji ve endüstri 4.0’a ihtiyaç duyduğuna vurgu yapan Aşut, “Bu anlamda MTSO olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sunduğumuz Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Merkezi projemiz bu projelerin payandası olacaktır. Proje ile Endüstri 4.0 Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkardığı akıllı imalat sanayiye geçen, ileri teknoloji ile yenilikçi ürün tasarlayan ve yüksek verimlilik ile ürün üretebilen ve bunun sonucunda yeni pazarlara erişim sağlayarak küresel değer zinciri içerisinde yer alabilen Mersinli sanayi firma sayısının artması, ithalata dayalı üretimin azalması, endüstri 4.0 sanayi reformunun getirileri ile oluşacak olan yeni meslek dallarına yönelik insan kaynağının endüstri 4.0 ekosisteminde yer alan makine-ekipmanlar ile donatılmış olarak proje kapsamında kurulacak olan ’MTSO Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Merkezi’nde teorik ve pratik uygulamalı eğitimler ile yetiştirilmesi, ileri teknoloji tabanlı sanayi kümelenmesinin oluşturulması ve üçlü sarmal modeli ile Endüstri 4.0 Akıllı Sanayi Platformu’nun kurulması projenin temel amaçlarını oluşturmaktadır. İşte hayalimiz ve hedefimiz. Biraz kararlılık, biraz vizyon, biraz kent ve ülke sevgisi bunları gerçekleştirmeye yeter” ifadelerini kullandı.

  • Aşut: “Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden maksimum şekilde yararlanın”

    Mersin iş dünyası, Ekonomi Bakanlığı bürokratları tarafından Bakanlık destekleriyle ilgili bilgilendirildi. MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, artan küresel rekabette bugün devletin de iş dünyasının yanında olduğunu belirterek, iş dünyasının temsilcilerinden, Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden maksimum şekilde yararlanmalarını istedi.

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) işbirliğinde Ekonomi Bakanlığı Destekleri Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Toplantıda, Ekonomi Bakanlığı’nın Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu, Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdür Yrd. Hacim Selahettin Kosaoğlu, İhracat Genel Müdür Yrd. Zergül Özbilgiç, Avrupa Birliği Genel Müdür Yrd. Mehmet Tan ve İthalat Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Ekizoğlu, Mersinli firma temsilcilerine Bakanlığın destek ve faaliyetlerini anlattılar.

    “İş dünyasının Ekonomi Bakanlığı’nın desteklerinden maksimum şekilde yararlanmalarını istiyorum”

    Toplantının açılış konuşmasını yapan MTSO Başkanı Aşut, Türkiye’nin yeni bir başarı hikayesinin adımlarının atıldığı bir sürece girmekte olduğunu söyledi. İş dünyası olarak büyük sıkıntılar çektiklerini, bu sıkıntıların en büyük yükünü ekonomi alanında yaşadıklarını belirten Aşut, “Ancak, iş dünyası olarak pes etmedik, ürettik, ihracata devam ettik. Artık var olanı koruma dönemi bitmeli ve bir sıçrama dönemi başlamalıdır. Artık, ülke ekonomisi olarak daha katma değerli, daha yüksek teknolojili ve daha çok ihracat odaklı bir büyüme hikayesi yazmak zorundayız. Bu bizim sadece zenginliğimiz değil, aynı zamanda toplumsal huzur meselemizdir” dedi.

    Artan küresel rekabette bugün devletin de iş dünyasının yanında olduğunu vurgulayan Aşut, “Bu uyum olmadan gerçek bir başarı hikayesi yazamayız ve ekonomimizin omurgası olan KOBİ’leri ayakta tutamayız. İşte bugün bu uyumun sonucu olan, Ekonomi Bakanlığımızın destekleri hakkında bilgi alacağız. Ekonomi Bakanlığımız gerçekten tüm gücüyle ve samimiyetiyle burada. Mersin iş dünyasından bu konuda daha aktif olmalarını, konuları detaylı şekilde öğrenerek bu desteklerden maksimum şekilde yararlanmalarını istiyorum. Çünkü bu ülkenin gerçek gücü girişimcisidir. Devletimiz girişimcimizin yanındadır” diye konuştu.

    “Sıkıntıların farkındayız ve en aza indirebilmek için gerekli çalışmaları yapıyoruz”

    Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Soylu ise Nisan ayından itibaren bakanlığın tüm genel müdürlüklerinden temsilcilerin yer aldığı heyetlerle farklı şehirlere gidip firmaların sorunlarını dinlemeye başladıklarını söyledi. Bakanlığın sorunlarını halletmenin yolunun, Ankara’da masa başında oturup çözüm bulmak yerine, sahaya inip firmalardan alınacak bilgilerle çözüm üretmekten geçtiği düşüncesiyle ziyaretlere başladıklarını ifade eden Soylu, “Şu anda 21 şehir ziyareti tamamlandı. Bu şehirlerde toplam bin firmaya yakın ziyaret gerçekleştirildi. Dün ve bugün itibariyle de Mersin, Adana, İskenderun ve Osmaniye olmak üzere 4 şehirde ziyaretlerimiz sürüyor. Mersin’de toplam 50 firma ziyaretini tamamladık” şeklinde konuştu.

    Mersin’de firmaların işine baktığını, bakanlıktan şikayetlerin ve genel olarak kamudan beklenti ve şikayetlerin çok sınırlı olduğunu dile getiren Soylu, şöyle devam etti: “Bu da Mersin’in dinamizminin nereden geldiğini ve bu dinamizmin nereden kaynaklandığının en büyük göstergesi. Benim de bulunduğum grup itibariyle Ekonomi Bakanlığı’yla ilgili en önemli sorun, dış ticarette risk esaslı kontrol sisteminde özellikle Mersin’i ve Mersinli yaş meyve sebze ihracatçısını etkileyen, ticari kalite denetimleri konusunda risk esaslı bilgisayar yazılımında yaşanan bazı sıkıntılar. Bu sıkıntıların farkındayız. O sıkıntılardan biz de şikayetçiyiz ve en aza indirebilmek için de gerekli çalışmaları yapıyoruz. İnşallah çok kısa zamanda daha iyi bir noktaya geleceğiz.”

    “Rekabeti bozmadan teşvik vermeye çalışıyoruz”

    İhracat Genel Müdür Yrd. Özbilgiç de Mersin’deki firmaların hepsinin iyi durumda, yatırım, ihracat ve üretim yapan firmalar olduğunu ve kendilerini çok mutlu ettiğini vurgulayarak, Genel Müdürlük çerçevesinde verdikleri destekleri anlattı. Desteklerde objektif kriterleri olduğunu dile getiren Özbilgiç, şunları söyledi: “Teklifleri alıp değerlendirip, rekabeti bozmadan teşvik vermeye çalışıyoruz. Bakanımıza buradaki talepleri ileteceğiz. Yatırımcıya, ‘dürüst olmayan insan’ gözüyle bakmamalıyız. Biz bakanlık olarak ‘yatırımcı veli nimetimizdir’ diyoruz; yeter ki, daha fazla yatırım yapılsın, istihdam sağlansın ve ülkemiz daha çok kalkınsın.”

    Temel sistemlerinin Bölgesel Destek Sistemi olduğunu ve bölgelere göre değişiklik arz eden bir sistem olduğunu kaydeden Özbilgiç, “AB mevzuatı da daha az gelişmiş yörelerde daha fazla destek verilmesine imkan sağlıyor. Bunun dışındaki yatırımlar da en katma değer yaratmayan, ülkemizde daha fazla olan yatırımlarda genel teşvik belgesi veriyoruz. Ayrıca, öncelikli yatırım konuları denilen ülkenin kalkınmasına fayda sağlayacak yatırım konuları var. 2012’den bu yana da öncelikli yatırım sayısı giderek arttı. Örnek eğitim yatırımlarını da öncelikli yatırımlar kapsamında destekliyoruz. Cari açığın azaltılmasına etkisi olacak yatırımları, yani ithalatı üretimden çok olan yatırımları da stratejik yatırımlar olarak görüyoruz ve bazı avantajlı desteklerden yararlandırıyoruz. Ayrıca son dönemde yürürlüğe giren proje bazlı destek sistemimiz var. Bunlar da 100 milyon doların üzerindeki yatırımlar ve ülkemizin kalkınmasına ciddi hamle yaptıracak yatırımlar. Biz bunlara terzi usulü dediğimiz şekilde destek verebiliyoruz. Enerji desteği verebiliyoruz bu yatırımlara. Faiz desteğini daha yüksek oranda verebiliyoruz, çünkü bunlar teknoloji içeriği yüksek, daha büyük yatırımlar” dedi.

    Özbilgiç, ayrıca KDV istisnası ve gümrük muafiyeti yanında Bölgesel Deste Sistemi kapsamında istihdamı yüksek sektörlerde sigorta pirimi desteği de verdiklerini aktararak, “Yine yatırım yeri tahsisi verebiliyoruz. 1. ve 2. bölgeler dışında değişen oranlarda faiz desteği veriyoruz. Her türlü ihtiyacı desteklemeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdür Yrd. Kosaoğlu ise devlet destekleri konusunda bakanlığın politikası gereği desteğe başvuru sürecinin hızlanması için 2018’de başvuruların kayıtlı elektronik posta ile alınacağını bildirerek, bunun, beyanı ve başvuru süresini hızlandıracak bir yapı olacağının altını çizdi. Kosaoğlu, bu çerçevede şirketlerin altyapı yatırımlarını şimdiden gerçekleştirmelerinde fayda olduğunu sözlerine ekledi.

  • Aşut: “Seçimden seçime değil, 365 gün çalışma ruhuna sahip bir camiayız”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, seçimden seçime değil, 365 gün Mersin, oda ve ülke ekonomisi için çalışma ruhuna sahip bir camia olduklarını belirterek, “Mersin iş dünyası, seçim gününe kadar kentinin ve ülkesinin zenginliği olmaya devam edecektir” dedi.

    MTSO Meslek Komitesi Başkanları İstişare Toplantısı, Şerafettin Aşut başkanlığında gerçekleştirildi. İstişare toplantısında bir araya gelen MTSO Meslek Komitesi Başkanları, sektörlerinde yaşanan öncelikli sorunları ve 2018 yılında ele alınması planlanan öncelikli projelerini görüştü. Kendi sektörleriyle ilgili proje önerilerini sunan komite başkanları, lobi faaliyetlerinin artırılmasını bekledikleri konular hakkında görüşlerini paylaştı.

    Toplantının açılışında konuşan Başkan Aşut, oda seçimlerinin 2018 yılı Nisan ayına ertelendiğini anımsatarak, “Seçim çalışmalarına 2018 yılı Nisan ayına kadar ara versek de odamız ve kent ekonomimiz için, sektörlerimiz için çalışmaya, odamız projelerinin, eğitimlerinin ve tüm çalışmaların etkin birer parçası olmaya devam etmeliyiz. Seçimden seçime değil, 365 gün Mersin, oda ve ülke ekonomisi için çalışma ruhuna sahip bir camiayız. Mersin iş dünyası, MTSO’nun tüm üyeleri bu ruhla yeni seçim gününe kadar en iyi bildiği şeye; yani, üretime, ihracata, yenilikçiliğe, girişimciliğe, ar-ge’ye, markalar yaratmaya, kısacası kentinin ve ülkesinin zenginliği olmaya devam edecektir. Tabandan gelen çözümler olmadan, tepeden inme çözümlerin bu kentin sorunlarına derman olmadığını iyi biliyoruz. Bunun için komiteler olarak daha çok çalışmak, daha çok üretmek ve bu koltukların değerini bilmek zorundayız. Binlerce insanın bizden, sizlerden beklentileri var. Komiteleri etkin şekilde çalıştırmak bu beklentileri tatmin edecek tek şeydir” diye konuştu.

    2018 yılı çalışma takvimi ve paralelinde bütçesini belirlemek adına Komitelerin proje önerilerini almak istediklerini kaydeden Aşut, “Sizlerin projeleri ve önerileri bizlerin çalışmalarını yönlendirecek, daha sağlıklı yol almamıza yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

    Aşut’un konuşmasının ardından komite başkanları ve sektör temsilcileri, talep ve sorunlarını dile getirdi.