Etiket: Asırdır

  • Tarihi kapalı çarşı yarım asırdır canlılığını koruyor

    Kahramanmaraş’ta yer alan tarihi kapalı çarşı, yaklaşık yarım asırdır canlılığını koruyarak ayakta durmaya devam ediyor.

    Türkiye’nin en büyük ve en eski kapalı çarşıları arasında bulunan tarihi kapalı çarşı, yaklaşık 500 yıldır misafirlerini ağırlıyor. Dulkadiroğlu Beyi Alaüddevle tarafından yaptırıldığı belirtilen çarşı, 1500’lü yıllardan günümüze kadar canlılığını korumaya devam ediyor.

    Çarşı, şehrin eski Maraş’ı olarak bilinse de ticaret anlamında merkezi konumunda yer alıyor.

    Geleneksel el sanatlarının yoğun şekilde yapıldığı merkezlerden biri olan tarihi çarşı, geçmişin renklerini bünyesinde barındırıyor. Çarşıda, Saraçhane, Bakırcılar, Semerciler, Mazmanlar, Kazzazlar, Demirciler çarşıları yer alıyor.

    Dulkadiroğlu ilçesinde yer alan tarihi kapalı çarşı havzasındaki restorasyon çalışmalarının ve bölge turizminin önemine dikkati çeken Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, “Kahramanmaraş’taki çarşı, İstanbul’daki Kapalı Çarşı’dan sonra halen ticaret standartlarını koruyan ve şehrimizin en önemli ticaret merkezi olma özelliğini devam ettiren, Anadolu’daki ender kapalı çarşılarımızdan biridir. Bu da, bizim bu bölgedeki yaptığımız restorayonlarımız vatandaşlarımız nezdinde karşılık bulması, Kahramanmaraş turizmine katkı sağlaması, hem de Maraş’ımızın ticaret standartına da katkı sunmasından dolayı bu konuyu önemli görüyoruz. Bunlardan amacımız bizim bu bölgeleri hareketlendirmek. Tarihi eserlerimizi gün yüzüne çıkartarak ve tanıtmaktır” diye konuştu.

  • 1,5 asırdır mahallenin su ihtiyacını karşılıyor

    Ordu’da zamana direnen 1,5 asırlık tarihi çeşme vatandaşların su ihtiyacını karşılıyor.

    Kabadüz ilçesi Harami Mahallesi’nde bulunan ve Ordu’nun eski Belediye Başkanlarından Süleyman Felek’in dedesi Felekzade Süleyman Seyyar Ağa tarafından 1870’li yıllarda yaptırılan çeşmeden, vatandaşlar halen yaz kış faydalanıyor.

    Samsun Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 2003 yılında ‘kültür varlığı’ olarak tescillenen tarihi çeşmenin üzerinde Osmanlıca yazılar bulunuyor.

    Mahalle sakinlerinden Mustafa Yazıcı, Oluklu Çeşmesi’nin yıllara meydan okuyarak yaz kış su ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyledi. Çeşmenin başka bir yerde eşi benzeri olmadığını belirten Yazıcı, “Ordu ilimizin eski Belediye Başkanlarından Süleyman Felek’in dedesi Felekzade Süleyman Seyyar Ağa tarafından 1870’li yıllarda mahallemize yaptırılan çeşme mahalle meydanında bizlerin su ihtiyacını yılın 12 ayı karşılıyor” dedi.

    Yazıcı, çeşmenin iki yıl öncesinde restore edildiğini sözlerine ekledi.

    Tarihi çeşme geçmiş yıllarda Ordu Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca (YİKOB) tarafından onaylanan proje doğrultusunda restore edildi.

  • (Özel Haber) Yarım asırdır ekmeğini keçeden kazanıyor

    Balıkesir’de keçe ustalığını yarım asrı aşkın bir süredir devam ettiren 76 yaşındaki Recep Agen, mesleğini devredecek çırak bulamamaktan şikayetçi.

    4 çocuk, 10 torun sahibi Recep Agen, 53 yıldır keçe ustalığı yapıyor. Askerden 1964 yılında döndükten sonra mesleğe ilk adımı attığını belirten Recep Agen, “O zamana kadar ben keçeci kelimesini işitmemiştim. Ustam beraber çalışalım dedi, beraber çalışmaya başlayarak bu mesleğe atıldım. 53 yıldır devam ettiriyorum. Meslekte yarım asırı geçtim, eksiğimiz olabilir, öğrenmenin tavanı yok. Her işin bir zorluğu vardır, bunun da var. Beden gücüyle olan bir iş. Şu anda mesleğe devam eden bir elin parmakları kadar ya var ya yok. İki tane meslektaş var, onlar çocuklarını yanına aldılar. İşçi bulamadıkları için çocuklarıyla çalıştılar. O çocuklar yetişti, kendileri geri çekildiler”dedi.

    Koyun yününden olan her şey sıcak tutar

    Günümüzde halen keçeye ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Recep Agen, “Ben biraz da geleneksel el sanatlarına ilgimi arttırdım. Mesela patikler, eldiven, fırıncı eldivenleri var. Böyle devam ediyoruz. Desenleri de kurs hocalığı yapan bir hamım yapıyor. Bir keçeyi sabahtan başlar, akşama kadar doldururuz. Ertesi gün de keçeye çeviririz, döndürürüz. Keçe şeklinde pişirme diyoruz onun adına. Keçenin ham maddesi koyun yünü. Önce koyun yününü yıkıyoruz. Temizleyip ayıklıyoruz. Ondan sonra tarakla taranıyor. Hasırları yayıyoruz. Ne istendi bizden, hepsinin yapılış tarzı farklı. Yapacağımız işe göre taranmış yünü hasırın üzerinde dürüp suluyoruz. Hasıra sarıyoruz. Şimdi teknoloji değişti, eskiden ayakla tepiyorduk. O keçeleşiyor, ondan sonra şekille çeviriyoruz. Hepsinin şekli değişik, yeniden pişirip sabunluyoruz, öyle meydana geliyor. Anlatmayla ne kadar anlaşılır? Görmek lazım. Şu anda ben kışın ayakları üşüyen için patik yapıyorum. Ayak sobası diyoruz adına. Koyun yününden olan her şey sıcak tutar” şeklinde konuştu.

  • (Özel haber) Bir inat uğruna başladığı mesleğini yarım asırdır bırakamıyor

    Gaziantep’te yaşayan Mehmet Durdu Aksak, 50 yıl önce gurur yaparak başladığı mesleğinden kopamıyor. Gelişen teknoloji ile birlikte işleri tamamen bitme noktasına gelen ustanın son umudu ise traktör römorkları oldu.

    Gaziantep’te yaşayan Mehmet Durdu Aksak, 11 yaşında okulu bırakarak İzmir, Bursa, Antalya gibi illerde yapılan teneke şablonların bakım ve onarımını yapan babasının yanında işi öğrenmeye başladı. 1958 yılında babasının yanında işi öğrenmeye başlayan Mehmet Durdu, mesleğe başladıktan 5 yıl sonra yanına gelen bir müşterisinin şablon talebi oldu. Müşterisinin, “Antep’te hiç usta yok mu, siz sanatkar değil misiniz? Bunun için bizi şehir dışına niye yolluyorsunuz” sözü üzerine inat yapan Aksak, bir tane yapmaya çalışacağını söylediği müşterisine beğenmemesi durumunda para vermemesini istedi. İnatla bir şablon hazırlayan Mehmet Durdu, 1970 yılına kadar amatör olarak kalıp yapmaya başladı.

    Mesleği tamamen öğrenen Mehmet Durdu, 2000 yılına kadar mesleğin bölgedeki tek ustası oldu. Bulgur, mercimek, fıstık, nohut, fasulye ihracatında sandık ve çuvallar için şablon hazırlayan Aksak, traktör römorkları ve pamuk balyalarının yazılarını da kendi hazırladığı şablonlarla basmaya başladı. Dönemin en önemli teknolojini elinde barından Mehmet Durdu, askeriye, emniyet gibi kurumların da siparişlerini almaya başladı. Siparişlere yetişmekte zorlanan Mehmet Durdu, askeri, emniyet, hastane ve bazı yardım vakıflarının siparişlerini ise para almadan yapmaya başladı. Ailesinin geçimini sağlayan Durdu, mesleği nedeniyle çok iyi para kazanmaya başladı.

    Gelişen teknoloji ile işleri bitti

    Yurt içi ve yurt dışı ihracatında kullanılan tüm ürünlerde baskıyı teneke şablonla yapan Mehmet Durdu’nun, 2000’li yıllarda gelişen teknoloji ile işleri kötüye gitmeye başladı. 2000’li yıllarda bilgisayar ile birlikte ambalajlar baskılı çıkmaya başladı. 2010 yılında işi tamamen bitme noktasına geldi. Sipariş gelmemesi nedeniyle zor günler yaşayan Mehmet Usta, son umudu ise traktör römorkları oldu. Çok nadir de olsa gelen traktör römorklarına teneke şablon ile yazı yazan Mehmet Usta, ayakta durabilmek için iş yerini de gıda satışına çevirdi.

    2010 yılından sonra tek tük gelen traktör römorklarına şablon baskısı siparişleri alan Mehmet Usta, daha önce kasa ve çuvallarına baskı yaptığı zeytin, fıstık gibi ürünleri şimdi ise dükkanında satıyor. En son ne zaman şablon baskı siparişi aldığını hatırlamakta bile zorlanan Mehmet Durdu Aksak, zamanın en yüksek teknolojisi olarak bilinen mesleğe şimdilerde kimsenin dönüp bakmadığını belirterek, çok az sipariş aldığını anlattı. Birçok meslek gibi şablon ustalığının da teknolojiye yenik düştüğünü vurgulayan Aksak, “30 yıl boyunca Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu sanatın tek ustası oldum. O zaman tahıl ürünleri ve sanayi ürünlerinin pazarlanmasında böyle bir şablona çok ihtiyaç vardı. Bu sanat geçmişin teknolojisi idi. 2000 yılına kadar bu sanatı icra ettim. Bu esnada asker siparişlerden, emniyetimizin siparişlerinden, hastane, vakıf ve hayır kurumlarından para almadan bu mesleği yaptım. Bunu memleketime bir hizmet kabul ettim. Günümüzde bu ambalajlar baskılı çıkmaya başladı. Ambalaj şekilleri değişti ve ihracat Antep’ten biraz kaydı. Böyle şeyler olunca benim bu sanatım 2010 yılında tamamen bitti” diye konuştu.

    Geçimini yıllardır değişmeyen iş yerinde sattığı gıda malzemeleri ile sağlayan Mehmet Durdu Aksak, bitmek üzere olan teneke şablon mesleği ile ilgili umudunun traktör kullanımının artması olduğunu kaydetti.

  • İki asırdır dinmeyen acı

    -Almanya’nın Köln şehrinde bir araya gelen Çerkezler, 153 yıl önce Ruslar tarafından Kafkasya’dan sürgün edilmelerini protesto ettiler.

    Köln’de bulunan tarihi Köln Katedrali önünde milli kıyafetleriyle ve bayraklarıyla bir araya gelen Çerkezler, sürgünü kınayan dövizler taşıdılar. Köln Çerkes Kültür Derneği tarafından organize edilen gösteride Çerkezler, sürgünde ölen soydaşlarını andılar. Matem ve hüznün bir arada olduğu anma etkinliğinde bir konuşma yapan Köln Çerkez Derneği Başkanı Aykut Şahin, 21 Mayıs 1864’de Çerkezlerin büyük bir soykırıma maruz kaldığını ve bunun sistematik bir şekilde iki asır devam ettirildiğini söyledi. Şahin o günden bugüne acıların unutulmadığını ve unutturmayacaklarını kaydetti. Rusya Federasyonu, Federal Konseyi Başkanlığı’na ve Devlet Duması Başkanlığı’na çağrıda bulunan Şahin, ’’Çerkes soykırımı bütün ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlarıyla birlikte resmen kabul edilmeli ve özür dilenmelidir. Çerkez soykırımında rolü olan bütün tarihi kişiliklerin isimleri her türlü kamusal alanlardan kaldırılmalıdır. Rusya’da dağınık halde bulunan Çerkezler federal bir çatı altında birleşmelidir’’ dedi.