Etiket: Asıllı

  • Rum asıllı Kore gazisine kilisede askeri tören

    Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde yaşayan, Kore gazisi Rum asıllı İlya Banogo, İstanbul’da bir hastanede hayatını kaybetti. Banogo, Gökçeada ilçesinde Aya Yorgi kilisesinde düzenlenen askeri törenle toprağa verildi.

    Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde yaşayan Rum asıllı İlya Banogo, Kore savaşında, Türkiye Cumhuriyetinden gönderilen asker grubu içerisinde yer almış, gazi olarak geri dönmüştü. İlçede yaşayan Banogo, önceki gün, sağlık sorunları nedeniyle gittiği İstanbul’daki bir hastanede hayatını kaybetti. Gökçeada’ya getirilen Banogo için, Zeytinliköy’deki Aya Yorgi kilisesinde askeri tören düzenlendi. Gökçeada Metropoliti Kirilios’un yönettiği ayine, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Gökçeada Kaymakamı Muhittin Gürel, Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, askeri yetkililer ve vatandaşlar katıldı. Kore gazisi Banogo’nun cenazesi, törenin ardından toprağa verildi.

  • Ermeni asıllı kuyum ustasından Çamlıca Camii’ne dev eser

    Antalya’da yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşı kuyumcu ustası Şenol Vayvalako, Çamlıca Camii için 2,5 metre uzunluğunda ve 1 metre yüksekliğinde besmelenin yazılı olduğu bir tablo hazırladı. Tabloda 14 bin çivi, 16 bin değerli taş ve 8 kilogram ağırlığında altın suyuna batırılmış tel kullanan Vayvalako, eseri referandumun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’na takdim edecek.

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde yaşayan evli ve bir çocuk babası 43 yaşındaki Ermeni asıllı Şenol Vayvalako, 10 yıl önce gördüğü bir rüyadan etkilenerek Müslüman oldu. Rüyasında Peygamber Efendimizi gören ve İslamiyet için kalıcı bir eser bırakmayı hayal eden Vayvalako, 5 yıllık çalışma sonucu mücevherlerle işlediği Allah-ü Teala’nın 99 isminin bulunduğu en büyük Esma-ül Hüsna tablosunu filografi yöntemiyle oluşturup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmişti. O görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a İslamiyet adına ölümsüz eserler bırakmak için çalıştığını aktaran Vayvalako, Çamlıca Camii’ne dev bir eser yapması için de talimat almıştı. Vayvalako, 8 aylık sürede 2.5 metre uzunluğunda, 1 metre yüksekliğindeki ‘besmele’ tablosunu 14 bin çivi, 16 bin değerli taş ve 8 kilogram ağırlığında altın suyuna batırılmış tel kullanarak tamamladı. Eserine maddi değer biçmeyen Vayvalako, el emeği göz nuru eserini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a referandumdan sonra hediye etmeyi planlıyor.

    Sanatını çiviyle telin aşkı olarak tanımlayan Vayvalako, yaklaşık 700 yıldır yapılan sanattan günümüze kadar hiçbir eserin gelemediğini aktardı. Kuyumculuk becerisini de sanatına kattığını dile getiren Vayvalako, “Çivilerin üzerine taş koydum. Daha hoş, daha uzun dayanıklı olsun diye bütün bilgi birikimimi aktardım. Bir eserimizi hazırlamak yaklaşık olarak en küçük eserde bile 3-4 ay sürüyor. Eserlerin üstünde ortalama 2 bin 500- 3 bin taş oluyor. Yani sıradan bir iş yapmıyoruz. Mıhlamayı, kuyumculuğun hassasiyetini sanatımıza taşıdık” dedi.

    “Bismillahirrahmanirrahim dedik adına”

    Daha önce mücevherden Allah-ü Teala’nın 99 isminin bulunduğu en büyük Esma-ül Hüsna eserini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye ettiğini hatırlatan Şenol Vayvalako, “Şimdi Cumhurbaşkanımız için yeni eserimizi yaptık. ’Bismillahirrahmanirrahim’ dedik adına. Yeni bir anayasa ve oluşum için evet dedik, bizde yola çıktık. Bundan sonra ne olacaksa biz bu işin içinde varız diyerek eserlerimizle katkı vermeye çalıştık. Eğer katkı da verebilirsek ne mutlu bize” diye konuştu.

    “16 bin taş, 14 bin çivi var”

    Eseri hakkında bilgiler veren Vayvalako, “2,5 metre uzunluğunda, 1 metre yüksekliğinde, 16 bin civarında taşı var. Mavi, beyaz, sarı renkte değerli taşlar kullandık. 13-14 bin çivi, 7-8 kilogram kadar da tel var üstünde. Cami figürünü de anımsatsın diye üstlerine işleme olarak kubbeler yaptık. Yani türünün tek örneği olarak yapıyoruz. İkinci bir örnek yok bizde. Sadece eserlerimiz tek olsun istiyoruz. Eser yaparken çok saymıyoruz. İnsanlık adına, İslamiyet adına ne bırakabiliriz diye yapıyoruz. Sadece hesabımız ne kadar büyük, ne kadar kalıcı bir eser yaparız diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Referandumdan sonra teslim”

    Bir önceki eserinin tesliminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Çamlıca Camii’ne dev bir eser yapma izni aldığını hatırlatan Vayvalako,“Besmele eserimizi de 8 ayda tamamladık. Biz varız, ‘evet’ yaptık, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ ile yola çıkacağız. Referandumdan sonra gidip teslim edeceğiz. Eser tamamlandı ve sahibini bekliyor” dedi.

    Filografi, Orta Doğu’da doğmuş ve Avrupa’dan Uzak Doğu’ya kadar yayılmış ancak yapımının zor olduğu düşüncesiyle yok olmaya yüz tutmuş bir el sanatı olarak biliniyor. Çivi ve telin maharetli ellerde şekillendiği bir el sanatı olan filografi, çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görünüm kazandırılması işlemi olarak tanımlanıyor. Filografide belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, simetrik desen, amblem, çiçekler ve çizgi film karakterleri pano haline getirilebiliyor.

  • Danimarka’nın Türk asıllı pop yıldızı Burhan G.’nin annesi oğlunu anlattı

    Danimarka’nın Türk asıllı ünlü pop yıldızı Burhan G.’nin annesi Gülizar Genç, “Burhan’ın Türk geleneği ve göreneğini hiç unutmaması gerçekten bizi çok mutlu etti” dedi.

    Danimarka’nın Türk asıllı ünlü pop yıldızı Burhan G.’nin annesi Gülizar Genç, oğluyla ilgili bilinmeyenleri anlattı. Asıl adı Burhan Genç Koç olan ve 6 yıl önce yaptığı ’Mest Ondt’ adlı şarkıyla yıldızı parlayan şarkıcının o yıl çıkardığı kendi adını taşıyan üçüncü albümü 2 numaraya kadar yükseldi. Albümüyle 4 platin ödülü kazanan şarkıcı, tam 125 hafta boyunca Danimarka’nın resmi albüm listesinde ilk 40’ta kalmayı başardı. 2013’ün sonlarında yayınladığı ‘Din For Evigt’ adlı dördüncü albümüyle ilk defa albüm listesinde 1 numaraya yükseldi.

    Ünlü şarkıcının çocukluk yıllarında televizyonda çıkan müzikleri ilgiyle dinlediğini belirten Gülizar Genç, “Oğlum Burhan küçükken televizyonda çıkan müzikleri ilgiyle dinliyordu. Annem bana Burhan’ın kulaklarının duymadığını hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledi. Hastaneye götürdüğümüzde doktor bize, hiç bir sıkıntısının olmadığını sadece müziği çok sevdiğini belirtti. Biz alışverişe gittiğimizde Burhan oyuncaklardan sadece, gitar, davul ve darbuka olanları alırdı. Biz zaten onun müziğe olan tutkusunu evde mırıldandığı şarkılardan anladık. Hemen Kraliyete bağlı müzik okuluna yazdırdık. Orada da hocaları tarafından defalarca sesi dinlendi ve ardından da kraliyete bağlı okulda müzik hayatına devam etti. Birde Burhan’ın Türk geleneği ve göreneğini hiç unutmaması gerçekten bizi çok mutlu etti” diye konuştu.

    Oğlunun her zaman Türkiyeli olduğunu vurguladığını söyleyen anne Gülizar Genç, “Oğlum müziğiyle gündemde kalmak isteyen biridir ve şu anda kendi kurduğu stüdyoda 5 tane öğrencisi bulunmaktadır. Müziğe çok bağlıdır. İçkisi ve ya kötü bir hayatı bu zamana kadar hiç olmamıştır. Yaptığı tüm konserlerde Türk olduğunu ve Haymana’lı olduğunu söylemektedir” ifadelerini kullandı.

    Burhan G.’nin Haymana’da yaşayan dayısı olan Latif Gül ise, yeğeninin çok önemli bir başarıya imza atması ve medyanın bunu görmesine çok sevindiğini belirtti.

    Gül, “Burhan gerçekten hepimizin gurur kaynağı oldu ve Haymana’da da gerçekten şu anda herkes onun önce memleketinde konser vermesini istiyor. Bizler de yeğenimize bu talebimizi ilettik. İnşallah Türkçe bir albüm ile Türkiye’de de o güzel sesini duyacağız” dedi.

    Öte yandan Burhan G. Danimarka’nın ünlü psikologu Sarah Zobel ile evli olduğu ve bir erkek çocuk babası olduğu öğrenildi.

  • Danimarka’nın Türk asıllı pop yıldızı Haymanalı çıktı

    ANKARA (İHA) – Danimarka’da 125 hafta boyunca müzik listelerinde ilk 40’ta kalmayı başaran R&B ve pop müziği sanatçısı Burhan G.’nin Ankara’nın Haymana ilçesinden olduğu ortaya çıktı.

    Asıl adı Burhan Genç Koç olan R&B ve pop müziği sanatçısı Burhan G., Danimarka’yı sallamaya devam ediyor. 12 yıl önce Danimarka’da müzik hayatına giren Burhan G., Haymana’dan Danimarka’ya göç eden bir ailenin çocuğu. 6 yıl önce yaptığı ’Mest Ondt’ adlı şarkısıyla 2010 yılında yıldızı parlayan şarkıcının o yıl çıkardığı kendi adını taşıyan üçüncü albümü 2 numaraya kadar yükseldi. Albümüyle 4 platin ödülü kazanan şarkıcı, tam 125 hafta boyunca Danimarka’nın resmi albüm listesinde ilk 40’ta kalmayı başardı. 2013’ün sonlarında yayınladığı ‘Din For Evigt’ adlı dördüncü albümüyle bu kez ilk defa albüm listesinde 1 numaraya yükselen Burhan G., şuanda Avrupa’nın her bölgesinde binlerce insana konser vermeye devam ediyor.

    Danimarka’nın magazin gündeminden düşmeyen Burhan G., İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Danimarka’daki kariyerini anlatan Burhan G., “Açıkçası şunu söylemeliyim ki ailem Ankara’nın Haymana ilçesinden 70’li yıllarda Danimarka’ya gelmiş. Sene 1983 yılında da Danimarka’da ben doğdum. 93 yılından itibaren müziğe ilgim fazla olmasından dolayı ailem beni müzik okuluna gönderdi. O günden beri müzik hayatımda bir parça oldu diyebilirim” ddei.

    “Türkiye benim için çok farklı”

    Ülkesini en iyi şekilde temsil ettiğini ve hiçbir zaman aslını inkar etmediğini belirten Burhan G., “Aslında şunu anlatmakta yarar var. Ankara, Haymana ve Polatlı benim çocukluğumun en önemli kısmını oluşturuyor. Örneğin Haymana’ya her sene izne çıktığımızda gelirdik. Kaplıcası ve hemen her yerini iyi bilirim. Burada bile her zaman ülkemi ve memleketimi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. Haymana’da birçok arkadaşım var. Haymana ve Türkiye benim için çok farklı, bunu hemşehrilerimin böyle bilmesini isterim” ifadesini kullandı.

    “Benim ülkemin insanı işte bu dedim”

    FETÖ’cu hainlerin darbe girişimiyle ilgili de konuşan Burhan G, “15 Temmuz gecesi bende korku dolu gözlerle ülkemdeki olayları takip ediyordum. Ve halkın sokağa çıkarak darbeye dur demesi, hele ki o tankın üzerine çıkması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu sonrası benim ülkemin insanı işte bu dedim. Bu vesile ile demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum” diye konuştu.

    “Türkçe bir albüm ve konser vermek isterim”

    “Türkçe pop müziğinde bir şeyler üretmek gibi bir çalışmam var” diyen Burhan G., şöyle devam etti:

    “Burada en önemli şey doğru prodüktör ve bestecilerle çalışmak. Güvenebileceğim müzisyenlerle karşılaştığım an Türkçe bir çalışma yayınlayacağım. Bunu daha önce de ifade etmiştim. Öte yandan Türkiye’de kendi ülkemde bir konser vermekte benim gurur duyacağım bir şeydir.”

  • Türk Asıllı Avrupa Milletvekilleri Harran’da

    Dünyanın ilk üniversitesinin bulunduğu Şanlıurfa’nın Harran ilçesine incelemelerde bulunmak üzere gelen Almanya, Hamburg, Danimarka Parlamentosunun Türk asıllı üyeleri ve milletvekilleri, bölgeyi tanıtmak için ellerinden geleni yapacaklarının sözünü vererek bölgenin huzurlu olduğunu söyledi.

    Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz’un davetlisi olarak gelen Avrupa Parlamentosu üyesi Hüseyin Kılıç, Avrupa Hamburg eyaleti Milletvekili Nebahat Güçlü ve beraberindeki heyet Harran ilçesinde incelemelerde bulundu.

    Bazı ülkelerde Şanlıurfa ve birçok bölgenin farklı algılandığını ve güvenlik sorunu olduğu düşüncesini yıkmak için kente gelen parlamento üyeleri, burada önemli açıklamalarda bulundu. Harran ilçesine gelişleri hakkında bilgi veren Avrupa Parlamento üyesi Enerji Komiseri Hüseyin Arıç, “Şanlıurfa’ya ilk gelişim değil, artık yarı Şanlıurfalı sayılırım. Çok güzel bir il, insanları çok güzel, biraz önce eşimle konuştum Danimarka’da kar yağıyormuş. Böyle olunca burada kalasım geliyor. Şanlıurfa hakikaten çok misafirperver bir ilimiz, memnuniyetle geldik. Burada arkadaşlarımız bu ön yargıyı nasıl yıkarız, Şanlıurfa ile ilgili tam bu noktada biz de Avrupa’da, Danimarka’da, Bulgaristan’da burada gördüğümüz bu atmosferi anlatacağız. Şanlıurfa’da hiçbir sorun yok çok şükür. Biz milletvekili arkadaşlarımızla birlikte bunun için çalışma yapacağız” dedi.

    Harran Belediye Başkanı Mehmet Özyavuz, “Avrupa’dan Şanlıurfa’ya, Harran ilçemize bizi kırmayıp gelen heyetimize çok teşekkür ediyorum. Değişik ülkelerden parlamentodan arkadaşlar geldi. Bu bizim için birbirinden kıymetli. Ben gerçekten Harran Belediye Başkanı olarak Harranlılar adına hoş geldiniz diyorum. Misafirlere ev sahipliği yapmak, onları ağırlamak benim için bir şereftir. Misafirlerimizden tek temennimiz şu, gördüklerini olduğu gibi anlatmak. İstediğimiz kendi ülkelerinde burada olan huzuru, burada olan sükuneti dile getirmeleridir. İnşallah parlamentodan gelen arkadaşlarımızın bunda katkısı olur. Değişik ülkelerden gelecek olan misafirlerimizle daha çok turizm potansiyelini yakalamış olacağız” diyerek heyete ve basın mensuplarına teşekkür etti.