Etiket: Aşık

  • Aşık Veysel Vezirköprü’de Anıldı

    Samsun’un Vezirköprü ilçesinde Köprülüler Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından “Dünden Bugüne 100 Büyük Türk Projesi” kapsamında Aşık Veysel’i anlatan bir program düzenlendi.

    Belediye Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Kaymakam Mahmut Kaşıkçı, Belediye Başkanı İbrahim Sadık Edis, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aslan, kurum ve kuruluşların temsilcileri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Köprülüler Anadolu Lisesi Müdürü Resul Özata “Programımızı Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge biriminin başlattığı 100 Büyük Türk Projesi kapsamında hazırlandık. Projeye göre Türk büyüklerinin öğrencilere, velilere ve halka tanıtılması hedefleniyor. Biz de okul olarak bu yıl Aşık Veysel’i sizlere tanıtmak istedik. Sanat dünyasının önemli yıldızlarından olan Aşık Veysel ‘in özellikle mücadele azmi ile gençlerimize örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu projenin hazırlanmasında görev alan tüm öğretmen ve öğrencilerime teşekkür ediyorum. Yaptığımız tüm projelerde bizlere destek olan ve katılan Kaymakamımız Mahmut Kaşıkçı’ya, Belediye Başkanımız İbrahim Sadık Edis’e ve İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın İbrahim Arslan’a şükranlarımı arz ediyorum. Ayrıca programımıza yoğun ilgi göstererek katılan siz değerli izleyicilerimize de teşekkür ediyor saygılar sunuyorum” dedi.

    GİDİYORUM GÜNDÜZ GECE

    Edebiyat öğretmeni Levent Gül tarafından yazılan ve 8 öğrenci ile 3 öğretmenin görev aldığı program izleyicilere duygusal anlar yaşatırken seyircilerden de tam not aldı. 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğan Aşık Veysel Şatıroğlu’nun 7 yaşında çiçek hastalığı sebebiyle gözlerini kaybettiği hayat hikayesini canlandıran oyuncular, bir baba ve kızının aşık Veysel’in bu hikayesini slaytla canlandırmasıyla sürdü. Programda herkes tarafından bilinen “Gidiyorum Gündüz Gece” adlı eser öğrenciler tarafından başarılı bir şekilde sunuldu. Program sonrasında Kaymakam Mahmut Kaşıkçı, Belediye Başkanı İbrahim Sadık Edis, İlçe Milli Eğitim Müdürü öğrenci ve öğretmenlere hazırlanan etkinlik için teşekkür ettiler. Vezirköprülü izleyicilere bu tür Türk büyüklerini tanıtan programların yapılmasını isteyerek memnuniyetlerini dile getirdiler.

  • Büyük Şehirlerde Aşık Olmak Zor

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy,

    Yaşar Üniversitesinde “Dijital dünyada aşk” konulu panele konuşmacı olarak katıldı. Yücesoy, depresyondan panik atağa kadar ruhumuzu hasta eden kalabalık kent yaşamının aşkın olmazsa olmazı feromonları ayırt etmemizi de zorlaştırdığını söyledi.

    Yaşar Üniversitesi Medya ve Psikoloji topluluklarının düzenlediği “Dijital dünyada aşk” başlıklı panelin yöneticiliğini gazeteci Meltem Acar yaptı. Başarılı beyin, bel ve omurga ameliyatlarıyla tanınan ve aşkın beyindeki etkisi konusunda hobi olarak konuşmalar yapan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy ile 40 yıl sonra ilk aşkını sosyal medyada bulup evlenen Diş Hekimi Cüneyt Işıker panelde konuşmacı olarak yer aldı.

    “KİMYA TUTUYORSA AŞK ORTAYA ÇIKIYOR”

    Yücesoy, kent yaşamının aşkın olmazsa olmazı feromonları ayırt etmemizi de zorlaştırdığını ifade etti. Aşk için limbik sistemin uyarılması gerektiğini belirten Yücesoy, “Limbik sistemin bizim 5 duyumuzdan sadece kokuyla ilgisi var, diğer duyularımızla etkilenmiyor. Dolayısıyla görmek, dokunmak tek başına hiçbir şeyi halletmiyor, mutlaka o kokuyu almak gerekiyor. Burada söz konusu olan, ter bezlerinden salgılanan ve feromon denilen kokusuz kokular. Bunlar sadece beyni uyarıyor ve bu gelen uyarılar eğer limbik yapınıza, kişisel yapınıza, ruh halinize uygunsa bir anlam kazanıyor. Kısacası iki kişinin arasındaki kimya tutuyorsa aşk ortaya çıkıyor” diye konuştu.

    “AŞK, AKIL TUTULMASI”

    Aşkı, akıl tutulması olarak tanımlayan Prof. Dr. Kemal Yücesoy, aşık olunca beyinde 12 merkezin aynı anda çalıştığını belirtti. Yücesoy, aşkın beyinde meydana getirdiği değişikliklerden şöyle bahsetti:

    “Aşk, görsel bir şeyle başlıyor. Beyin, o an bir fotoğraf çekiyor. Bu fotoğraf çekildikten sonra aşka düşme ya da kalp çarpıntısı başlıyor. Bu durum, toplam 1,5 saniye sürüyor. Feromon, ter bezlerinden salgılanan kokusuz koku dediğimiz kişisel bir olay. Feromon aracılığıyla ’bana uygun mu, değil mi?’ o anda karar veriyorsunuz. ‘Görüntü, koku tamam’ dediniz, yukarıda beyinde bir fırtına başlıyor. Bundan sonra bütün iş beyinde dönüyor. Ne kadar kompleks olursa olsun beyin, en basit 5 duyuyla yoğurduklarıyla yaşıyor. Görme, dokunma ve koku girmedikten sonra aşk olmuyor. Aşkın belki tıbbi bir tanımı yok ama beyinde şekilleniyor, yer buluyor. Bitişi, sürdürmesi, başlangıcı hepsi beyinde. Yaptığı şeylerden dolayı akıl tutulması olarak değerlendirebiliriz. Beynimizin günlük hayatı yöneten kısmını devre dışı bırakıyor ve mantık tutuluyor. Subkortikal merkez dediğimiz ana kumanda dışı yerler çalışmaya başlıyor ve asıl çalışması gereken yerler devre dışı kalıyor. Bu nedenle aşka akıl tutulması diyoruz.”

    DİJİTAL AŞK

    Dijital dünyada aşk için birçok platform ve sosyal medya araçları bulunduğunu ve bu araçların insanları birbirine uygun özelliklerine göre eşleştirmeye çalıştığını hatırlatan Yücesoy, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak ne aşık olduğunuz, ne beğendiğiniz, ne de gerçek aşkı yaşadığınız insan, kafanızda yazdığınız, dijital dünyada her zevkinizin ortak olduğu insan değil. Bilgisayar size bulabilir, ama insan gerçek hayatta hissettikleriyle yaşar, ne kadar ideal gibi görünse de dijital aşkların gerçeğe gidebileceğini sanmıyorum.”

    TEKNOLOJİ AŞKI NASIL ETKİLER?

    Özellikle sosyal medyada, insanların kullandıkları görsellerinin gerçek olup olmadığını kimsenin bilmediğini belirten Yücesoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Beyin, çok hızlı bir sistem, en mükemmel bilgisayardan daha mükemmel. Ama çalışması hormonla, mekanik değil. Hormon ve duygu giriyor işin içine. Dijitalde belki mesafeler önemli değil ama tamamen gerçek dışı. Hayat üç boyutlu, ama dijital ortamda iki boyutlu görüyorsunuz. Beyne kaydederken sesi, tınısı değişiyor. Koku yok, dokunma yok. Emojiler, kısaltmalar ne kadar duyguyu ifade edebilir ki. Oradan başlayıp, orada sevgili olunursa söylüyorum. Dijital medya üzerinden olan aşklarda ne sevgili gerçek, ne konuşulanlar ne de yazılanlar.”

    “AYNI ANDA İKİ KİŞİYE AŞIK OLMAK MÜMKÜN DEĞİL”

    Beynin, geriye doğru ve sürekli kayıt yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Yücesoy, şunları söyledi: “Özellikle alzaymır gibi hastalıklarda insanlar eskiyi çok iyi hatırlar ve yeniyi unutur. Bu beynin geriye doğru kayıt özelliğinden kaynaklanır. Aşkta da kayıt merkezine birini kaydettiğinizde, o silinmeden yeni birinin girme şansı yok. Gerçek aşkı kaydettiğiniz zaman, onu silmeden yenisini kaydedemezsiniz. ‘İki kişiye aşık oldum.’ Böyle bir şey yok. Ancak kayıt iyi silindiyse yeni bir aşka açılıyor.”

    KIRK YIL SONRA SOSYAL MEDYAYLA GELEN MUTLULUK

    Cüneyt Işıker ise 40 yıl sonra sosyal medya sayesinde ilk aşkını bulup yeniden aşık olduğunu ve evlendiklerini anlattı. Işıker, aşkın dünyanın her yerinde yanlış tanımlandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bence yalnız beyinle olmuyor. İnsan bir kere aşık olur. Ben aynı kadına iki kere aşık oldum. Dijital medyanın içine doğmama rağmen onun sayesinde ilk ve tek aşkıma kavuştum. 1969 yılında aşık oldum, belki de hayat adil davranmadı bir araya gelemedik. Bir gün bir arkadaşımızın Facebook sayfasında bir yorumunu gördüm, arkadaşlık teklif ettim. Onu evinin önünde beklerken otomobilin aynasında görünce yeniden aşık oldum. Sonra evlendik. Yarım asırlık aşkımız, sevgi yolunu aydınlattı. Dijital medyada insanlar kendilerini yansıtmıyor. Duyguları, sözleri bile çalıntı aşklar olabiliyor.”

  • Aşık Yunus Bursa’da Anıldı

    Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Gönül Sultanları’ konferansında, Bursa’nın yetiştirdiği en önemli şairlerinden biri olan Aşık Yunus’un hayatı ve eserleri ele alındı.

    Seyyid Usul Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Prof. Dr. Bilal Kemikli katıldı. Aşık Yunus’un 15. asırdaki en önemli şairlerden bir tanesi olduğunu belirten Prof. Dr. Bilal Kemikli, “Ahmet Yesevi Hazretlerinin Türkistan’da Türkçeyi hakikatle buluşturma çabaları Anadolu’da Yunus Emre ile varlık kazanmıştır. Yunus Emre bir bakıma Anadolu Türkçesi ile Ahmet Yesevi’nin ortaya koymaya çalıştığı hikmeti terennüm eden büyük bir şairdir. Gezgin ve efsaneleşmiş bir şairdir Yunus Emre. Yunus Emre o kadar efsaneleşmiştir ki, Anadolu’da Yunus gibi söyleyen, Yunusça söyleyen diye tabir edilen şairler çıkmıştır. Bu şairlerden bir tanesi de Bursalı Aşık Yunus’tur. Yunus Emre ile karıştırılır şiirleri. Sordum Sarı Çiçeğe ilahisi başta olmak üzere, günümüzde bildiğimiz pek çok ilahi Aşık Yunus’a aittir” dedi.

    Aşık Yunus’un Bursa’da pek fazla bilinen bir kişi olmadığını ifade eden Prof. Dr. Bilal Kemilki, “Aşık Yunus, 15’inci yüzyılda Emir Sultan Hazretleri döneminde yaşamıştır ve onun müridi olarak anılır. İlahilerini bilsek de, maalesef Bursa’nın neresinde yaşadığı, türbesinin nerede olduğu pek bilinmez. İşte şiir şehri Bursa’nın yetiştirdiği en önemli şairlerden birisi de Aşık Yunus’tur. Bu konferansımızda da, Aşık Yunus’un şiirlerini okuyup bize neler anlatmak istediğini anlamaya çalışıyoruz” dedi.

  • Ara Güler’den Aşık Veysel’e Vefa

    Fotoğraf Sanatçısı Ara Güler, Küçükçekmece’de düzenlenen ’Ustaların Objektifinden Aşık Veysel’ sergisini ziyaret etti. Sergide kendi objektifine yansıyan fotoğraf kareleri de bulunan Güler, “Bu fotoğrafları çektiğim gün dün gibi aklımda. O dönemde Aşık Veysel ve o köyün tamamı çok fakirdi. Büyük ustayı rahmetle anıyorum” dedi.

    Küçükçekmece Belediyesi tarafından büyük halk ozanı Aşık Veysel’in 43’üncü ölüm yıl dönümü anısına düzenlenen ’Ustaların Objektifinden Aşık Veysel’ sergisinde 10 fotoğrafı bulunan ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler sergiyi gezdi. Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı sergiyi ziyaret eden usta fotoğrafçıya, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu eşlik etti.

    “57 YIL ÖNCEYDİ”

    Sivas Şarkışla’da çektiği fotoğrafların 57 yıl öncesine dayandığını belirten Ara Güler, “Bu fotoğrafları çektiğim gün dün gibi aklımda. O dönemde Aşık Veysel ve o köyün tamamı çok fakirdi. Büyük ustayı rahmetle anıyorum” diye konuştu.

    Aşık Veysel’in hayatına dair Ara Güler’in objektifine yansıyan kareler, sergideki en yalın fotoğraf karelerini oluşturarak, ünlü fotoğrafçının ustalığını bir kez daha belgeliyor.

  • Öğrenciler Aşık Veysel’i Andı

    Altındağlı çocuklar, halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu’nu vefatının 43. yıl dönümünde unutmadı.

    Altındağlı çocuklar, düzenledikleri törenle büyük ustayı saygıyla andı. Aydınlıkevler Gençlik Merkezi öğrencileri, Âşık Veysel’in hafızalardan silinmeyen türkülerini hem çaldı hem söyledi. Aydınlıkevler Gençlik Merkezi’nde gerçekleşen anma programına yaklaşık 30 öğrenci katıldı. Öğrencilerin anneleri ve babalarının da yer aldığı etkinlik Âşık Veysel’in hayat hikâyesinin anlatıldığı belgeselle başladı. Ustayı gönül gözüyle görmek isteyen Altındağlı çocuklar, ‘Tellerin yanık sesi’ isimli tiyatro gösterisini sahneye taşıdı. Daha sonra ‘Uzun ince bir yoldayım’ türküsüne bağlamalarıyla eşlik eden öğrenciler, katılımcılardan büyük alkış aldı. Altındağlı çocuklar, yakın tarihin en önemli halk ozanlarından biri olan Âşık Veysel hakkında çok sayıda bilgiyi de izleyicilerle paylaştı.

    Merkez öğrencilerinden Yasemin Ekinci, önemli bir anma etkinliğine imza attıklarını söyledi. Arkadaşları ve eğitimcileriyle birlikte bu programa büyük özen gösterdiklerini ifade eden Ekinci, “Ozanlarımızı hiçbir zaman unutmamalıyız” dedi. Ekinci, kültürel değerlerin ancak bu sayede kaybolmayacağının altını çizdi.

    Bir diğer öğrenci Mehmet Arda Eren ise, “Aşık Veysel’i bilmeyen arkadaşlarım var. Onun türkülerini hiç dinlememiş insanlar tanıyorum. Yabancı şarkılara ve sanatçılara bu kadar ilgi duyup kendi ozanlarını tanımayan insanlar görünce çok üzülüyorum. Ben ve arkadaşlarım bugün burada ustayı andık. Onun türkülerini söyledik, şiirlerini okuduk. Allah rahmet eylesin” şeklinde konuştu.