Etiket: Arzum

  • Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası Sona Erdi

    İzmir’in Çeşme ilçesinin ev sahipliğinde düzenlenen Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda Kayseri bölgesinden ’Uluslararası Usta’ unvanına sahip Ekaterina Atalık, 8 puanla birinci oldu.

    Çeşme’nin ilk kez ev sahipliği yaptığı Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda 30 ilden 80 sporcu mücadele etti. Şampiyonada Kayseri bölgesinden ’Uluslararası Usta’ unvanına sahip Ekaterina Atalık 8 puanla birinci, İzmir bölgesinden Betül Cemre Yıldız 7.5 puanla ikinci, Kahramanmaraş bölgesinden Khayala Isgandarova Batur da 7.5 puanla üçüncü olmayı başardı. 7-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen şampiyonanın son gününde düzenlenen ödül törenine, Çeşme Kaymakamı Mustafa Erkayıran, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, Gençlik ve Spor Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cafer Geyik, İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ali Osman Tatlısu, Çeşme Cumhuriyet Başsavcısı Özkan Gürdoğan, İzmir Emniyet Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü Nalan Vural, Çeşme Jandarma Komutanı Aykan Özsarı, Çeşme İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Yılmazer, Çeşme Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Nuri Büyükateş, turnuvanın sponsoru Arzum Elektrikli Ev Aletleri Ceo’su Mete Zadil ile sporcular katıldı.

    ÇOCUKLAR VE YILDIZLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI DA ÇEŞME’DE

    Ödül töreninde konuşan Çeşme Kaymakamı Mustafa Erkayıran, şampiyonanın Çeşme’de yapılmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Erkayıran, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay ile yaptığı görüşme sonucunda Çeşme’nin iki satranç organizasyonuna daha ev sahipliği yapacağını açıklayarak, “Haziran ayında, bu yıl 4.’sü düzenlenecek olan Çeşme Open Satranç Yarışması’na dünya çapında oyuncuları getirtme kararı aldık. Bu oyuncuları Çeşme’de ağırlamak için elimizden geleni yapacağız. Birinci hedefimiz, Çeşme Open Satranç Yarışması’nı uluslararası boyuta taşımak. İkinci hedefimiz; mayıs ayında, 600-700 sporcu ile Çocuklar ve Yıldızlar Türkiye Satranç Şampiyonası’nı yapmak. Aileleri ile birlikte bin kişiyi aşkın bir katılımcının Çeşmemize gelmesini bekliyoruz. Çeşme’deki ilgili kurumlarla öngörüşmeleri yaptık. Şampiyonanın alt yapısını hazırlayacağız. Satrançseverleri ilçemizde bu yıl üç kez ağırlamış olmanın sevincini yaşayacağız” diye konuştu.

    “ÇOK BAŞARILI BİR ORGANİZASYON OLDU”

    Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay da Çeşme gibi göz alıcı bir ilçede, güzel bir otelde hayata geçen şampiyonanın çok başarılı bir organizasyon olduğunu söyleyerek, “Türkiye Satranç Federasyonu olarak, yaptığımız her organizasyonda olduğu gibi buradaki başarımızı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Spor, elbette bir yarışmadır ama her şeyden evvel bir katılım, kendini başkaları ile test etme aracıdır. Böylesine önemli bir şampiyonada yer alma başarısı göstererek bir hafta boyunca centilmence yarışan tüm sporcularımızı kutluyorum. Ülkemizin çok güçlü aynı zamanda çok kıymetli 80 kadın sporcusunun 9 tur boyunca yarıştığı bu özel maraton sonunda Şampiyon olan Ekaterina Atalık’ı, ikinci olan Betül Cemre Yıldız’ı ve üçüncü olan Khayala Isgandarova Batur’u tebrik ediyor, daha nice zaferlere sahip olmalarını diliyorum. Ülkemizin kadın sporcuları olarak satranç sporunda kat ettiğimiz her mesafe ve yaptığımız her başarılı hamle, Türk satrancı için daima büyük bir iftihar vesilesi olmuştur ve olmaya da devam edecektir” dedi.

    “ÇOK ZOR BİR TURNUVAYDI”

    Ödül töreninin ardından kısa bir açıklama yapan şampiyonanın birincisi Ekaterina Atalık, “Çok zor bir turnuvaydı. Çok yorucuydu. 80 kişi katıldı. Ben ilk sırada katıldım, ilk sırada bitirdim. Bütün kızlar iyi oynuyor. Onları yenmek çok zor olsa da, iki beraberlik, yedi galibiyetle şampiyon olmayı başardım. Çeşme Open Satranç Yarışması’na bu yıl katılma garantisi veremiyorum. Programım çok yoğun ama tekrar gelmek istiyorum. Çünkü Çeşme’yi çok beğendim” şeklinde konuştu.

  • Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası Sona Erdi

    Çeşme’nin ev sahipliğini yaptığı Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda Kayseri bölgesinden Uluslararası Usta unvanına sahip Ekaterina Atalık, 8 puanla birinci oldu.

    Çeşme’nin ilk kez ev sahipliği yaptığı şampiyonada, 30 ilden 80 sporcu mücadele etti. Şampiyonada, İzmir bölgesinden Betül Cemre Yıldız 7,5 puanla ikinci, Kahramanmaraş bölgesinden Khayala Isgandarova Batur da 7,5 puanla üçüncü olmayı başardı.

    7-12 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen şampiyonanın son gününde düzenlenen ödül törenine, Çeşme Kaymakamı Mustafa Erkayıran, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, Gençlik ve Spor Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cafer Geyik, İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ali Osman Tatlısu, Çeşme Cumhuriyet Başsavcısı Özkan Gürdoğan, İzmir Emniyet Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü Nalan Vural, Çeşme Jandarma Komutanı Aykan Özsarı, İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Yılmazer, Çeşme Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Nuri Büyükateş, turnuvanın sponsoru Arzum Elektrikli Ev Aletleri Ceo’su Mete Zadil ile sporcular katıldı.

    “MAYIS AYINDA ÇOCUKLAR VE YILDIZLAR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI ÇEŞME’DE YAPILACAK”

    Ödül töreninde bir konuşma yapan Çeşme Kaymakamı Mustafa Erkayıran, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay ile yaptığı görüşme sonucunda Çeşme’nin 2 satranç organizasyonuna daha ev sahipliği yapacağını açıklayarak, “Haziran ayında, bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Çeşme Open Satranç Yarışması’na dünya çapında oyuncuları getirtme kararı aldık. Bu oyuncuları Çeşme’de ağırlamak için elimizden geleni yapacağız. Birinci hedefimiz, Çeşme Open Satranç Yarışmasını uluslararası boyuta taşımak. İkinci hedefimiz; Mayıs ayında, 600-700 sporcu ile Çocuklar ve Yıldızlar Türkiye Satranç Şampiyonası’nı yapmak. Aileleri ile birlikte 1000 kişiyi aşkın bir katılımcının Çeşmemize gelmesini bekliyoruz. Çeşme’deki ilgili kurumlarla öngörüşmeleri yaptık. Şampiyonanın alt yapısını hazırlayacağız. Satrançseverleri ilçemizde bu yıl üç kez ağırlamış olmanın sevincini yaşayacağız” diye konuştu.

    “ÇOK BAŞARILI BİR ORGANİZASYON OLDU”

    Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay da çok başarılı bir organizasyon olduğunun altını çizerek, “Türkiye Satranç Federasyonu olarak, yaptığımız her organizasyonda olduğu gibi buradaki başarımızı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Spor, elbette bir yarışmadır. Ama her şeyden evvel bir katılım, kendini başkaları ile test etme aracıdır. Böylesine önemli bir şampiyonada yer alma başarısı göstererek, bir hafta boyunca centilmence yarışan tüm sporcularımızı kutluyorum. Ülkemizin çok güçlü aynı zamanda çok kıymetli 80 kadın sporcusunun 9 tur boyunca yarıştığı bu özel maraton sonunda Şampiyon olan Ekaterina Atalık’ı, ikinci olan Betül Cemre Yıldız’ı ve üçüncü olan Khayala Isgandarova Batur’u tebrik ediyor, daha nice zaferlere sahip olmalarını diliyorum. Ülkemizin kadın sporcuları olarak satranç sporunda kat ettiğimiz her mesafe ve yaptığımız her başarılı hamle, Türk satrancı için daima büyük bir iftihar vesilesi olmuştur ve olmaya da devam edecektir” şeklinde konuştu.

    “ÇOK ZOR BİR TURNUVAYDI”

    Ödül töreninin ardından kısa bir açıklama yapan şampiyonanın birincisi Ekaterina Atalık, “Çok zor bir turnuvaydı. Çok yorucuydu. 80 kişi katıldı. Ben ilk sırada katıldım, ilk sırada bitirdim. Bütün kızlar iyi oynuyor. Onları yenmek çok zor olsa da, 2 beraberlik, 7 galibiyetle şampiyon olmayı başardım. Çeşme Open Satranç Yarışması’na bu yıl katılma garantisi veremiyorum. Programım çok yoğun. Ama tekrar gelmek de istiyorum. Çünkü Çeşme’yi çok beğendim” diye konuştu.

  • Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası, Çeşme’de Başladı

    2016 yılı başında, ilk kez Türkiye Boks Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Çeşme, yine bir ilki gerçekleştirerek Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’na ev sahipliği yapıyor.

    30 ilden 80 sporcunun katıldığı Satranç Şampiyonası’nın açılış konuşmasını yapan Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, turnuvanın 8 Mart Dünya Kadınlar gününe denk gelmesinin, turnuvaya ayrı bir anlam kazandırdığını vurgulayarak, “Türkiye’nin en görülmeye değer yerlerinden birisi olan Çeşme’de yine güzel bir organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Biz Çeşme’ye alıştık. Çeşme’de yine önemli bir turnuva yapalım dedik. 2016 Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonasını Çeşme’de yapıyoruz. Özellikle bizim gibi organizasyonları yoğun olan federasyonlarda, sponsorluklar çok önemlidir. Turnuvalarımızda bizlere sponsor olan firmalara buradan özellikle teşekkür ediyorum. Çeşme’de 30 ilden 80 güzide kadın satranççımız dereceye girebilmek için mücadele verecek. Buradan ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, turnuvada başarılar diliyorum” diye konuştu.

    Çeşme Kaymakamı Mustafa Erkayıran da bir düşünce sporu olan satrancı desteklemeyi öncelikleri arasında gördüklerini ifade ederek, “Her federasyonun kendine özgü özelliği vardır. Ama Satranç Federasyonu’nun özelliği ne diye bakacak olursak, en fazla düşünceye dayalı, beyin gücünü ortaya koyan bir sporun yapıldığı federasyondur. Düşünen insana ihtiyacımız olduğu bir gerçekse, dünyada düşünen ülkeler gelişip, kalkınmışsa, satrancı da desteklememiz bizim boynumuzun borcu. Satranç oynayan insanların hayata bakışı her zaman farklı olmuştur ve olmaya devam edecektir. Eğer kalkınacaksak, gelişeceksek erkeğin olduğu her yerde kadınların da olması gerekiyor. Sporda da kadının olması gerekiyor. İlçemizde böyle bir etkinliğin gerçekleşiyor olması, dünyanın en güzel ilçelerinden biri olan Çeşme’de bu organizasyona ev sahipliği yapmak bizleri son derece memnun ediyor. Bu şampiyonada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Eğer düşünen insanların oluşturduğu bir toplum olmak istiyorsak bu şampiyonaları örnek almalıyız. Tüm sporcularımıza başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    Türkiye Satranç Federasyonu Çeşme Temsilcisi Mehmet Sarısaç ise, Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nın ise ilk kez Çeşme’de yapıldığını vurgulayarak, “Şampiyonanın Çeşme’ye alınması için çok uğraş verdik. Federasyon da ilgi gösterdi. Şampiyonayı Çeşme’ye taşıdık. Türkiye’nin en iyi 80 kadın sporcusu bu şampiyonaya katıldı. İçlerinde milli takım sporcuları, uluslararası usta, kadın büyük usta unvanlarına sahip sporcular var. Kadınlar Günü’ne denk gelmesi güzel oldu” dedi.

    Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası 12 Mart Cumartesi günü sona erecek.

  • Eşiyle ilgili ilginç çıkış

    Başbakan Erdoğan, NTV-Star yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Derin devletin hala temizlenmediğini açıklayan Başbakan, yardımcısı Arınç’la farklı düşündüğünü de söyledi

     

    Başbakan Erdoğan, Ergenekon davasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Ben Sayın Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim, Anayasa’nın ilgili maddesini göz göre göre çiğneyemem. Yargıya müdahale yetkim yok. Silivri Cezaevi en uygun şartlarda yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Benim Silahlı Kuvvetler mensupları için tutuksuz yargılanma isteğimi söylemişimdir. Ama bunun ötesine geçmem. (…) Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve MHP’nin mantığını ters çalıştığını gösterir. Eğer bunu kullanırsanız yarın başkaları da bu yoldan girer. Devletteki derin yapı tamamen temizlendi iddiasında olmadık. O kadar büyük iddiada bulunamam. Derin yapının sıfırlandığı bir ülke yoktur. Her ülkede bu tür yapılanmalar vardır. Önemli olan bu tür yapılanmaların darbelere neden olup olmadığıdır. Biz bu yapıların zararını en aza indirdik.”

    Başbakan, Hozat’daki fişlemeler konusunda ise şu açıklamalarda bulundu: “Devletin bazı kurumlarında ’derin devlet’ten kalma kötü alışkanlıklar var. Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir. Derin devlet denen olay boş durmuyor. Evimin altındaki ofisimde dinleme cihazı bulundu. Önemli olan bunu kimin koyduğunu bulmak. Deniz Baykal’la ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı.”

    Lafım sağa sola çekilmesin

    Başbakan kuvvetler ayrılığı tartışmalarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

    Bu gerçeği 75 milyonun benden dinlemesini istiyorum. Türkiye’de kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan partinin lideriyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin. Yargı öle zamanlar oldu ki yasamanında alnına müdahale etti, yürütmenin alanına da müdahale etti. 411 olayı yaşadık. Tarihi bir olaydır. Anayasa mahkemesi yargı buna müdahale etti. Yargı hukuka uygun mudur değil midir diye bakar. Kendisinin yasama organın yerine koyamaz. Glataport’un satışını biz yapıyoruz ama bunu yargı engelliyor. Eksik olanı söyler ben o eksiği gidermek sureti ile yine yaparım. Erkler arası yetki ihlaline karşıyız. Biz kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan ülkeyiz. Çünkü bunun bedelini ağır ödedik. Bu engellemelerde kaybeden millet oluyor.”

    Sadece yargı ile alakalı değil

    Erdoğan, “Yargı hükümetin beklentilerine uygun mu hareket etemeli? Başbakan bunu mu söylüyor?” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Yargının yürütmenin yasalara aykırı aldığı bir karar varsa bunları denetleme hakkı vardır. Buna söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok. Benim bakanım bir müdürü tayin edecek. Ama siz bunu durduruyorsunuz. 11-12 kez bir şube müdürünü ataymazsa, bu kişi orada 14 yıl aynı yerde kalabiliyorsa burada ne ararsınız? Demek ki, bunların içeride dayıları var, bir şeyler var ki, onları orada tutuyor. Veyahut orada bir hukuk oluşturuyor ve birileri koruyor. Böyle asla idare güç kazanamaz. Bir mekanizmayı başarılı bir şekilde yürütecekseniz, işletecekseniz, burada verimliliği esas almak zorundasınız. Bu sadece yargı için değil. Konya’daki konuşmaya bürokratik oligarşiden geldim. Bu sadece yargı ile alakalı değil. Kent hastaneleri projemiz var. Bunu 5 yıldır hayata geçiremiyorum.

    Eşimden önce öleyim

     

    Başbakan Erdoğan, ”Sizin yemek yönteminiz nedir? Bir tadımcınız var mı?” sorusu üzerine de Osmanlı dönemindeki çeşnici başını hatırlatarak, kendisinin yemekhanesiyle ilgilenenlere çeşnici başı denildiğini ancak bir alakası olmadığını söyledi. ”Eski bir Genelkurmay Başkanı, zehirleneceği ihbarını alması üzerine yemeğini aylarca evinden getirmiş. Size ya da Sayın Abdullah Gül’e buna yönelik bir şey var mı?” sorusuna karşılık Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu konuda hassasiyetleri olduğunu anlattı. Erdoğan, ”Eşi mi kontrol eder acaba yemekleri? Sizde kim kontrol eder? Önce kime tattırıyorsunuz, Emine Hanım’a mı?” sorusuna cevaben de ”O kadar da değil. Eşim zehirlenecekse ben zehirleneyim. Olur mu öyle şey? Benim Rabb’imden temennim, eşim benden önce ölmesin. Ben eşimden önce öleyim. Çünkü eşim benden önce ölürse bana kim bakacak?” dedi.

    Gündemi ben oluştururum

    ERDOĞAN, bazı açıklamalarının günlerce tartışıldığı, söylediklerinin anlaşıldığı şekilde olmadığının ortaya çıktığı hatırlatılarak, bunu bilinçli yapıp yapmadığının sorulması üzerine, bu tartışmaların olmaması durumunda başbakan olamayacağını söyledi. Erdoğan, ”Gündem birilerinin elinde kalırsa, o zaman siz başbakan olarak onun peşine takılırsınız. Ben peşine takılmamalıyım. Bir şeyi yaparken, bunun enine boyuna tartışmasını yapmışsam, en yakın çevremdeki bazı arkadaşlarımla bunun görüşmesini yapmışsam, onlar bile bunun zamanlamasını bilmeyebilir, bir zamanı gelir ki onu gündeme oturturum, oturtmam lazım. Bu kabiliyeti sergileyemezsem o zaman böyle bir neticeyi de elde edemezsiniz” dedi.

    Uludere olayı kullanılıyor

    “BİZ AK Parti olarak yaşatmanın gayretindeyiz. Uludere’nin soykırım olduğunu söyleyen kişi Başbağları konuşmuyor, Yeditepe’yi, Bingöl’ü konuşmuyor. Buralarda askerlerimiz topluca şehit edildi. Bu ülkede TSK bazı imtihanlardan geçti. Yeditepe’yi yaşayan komutanla dalga geçtiler. Uludere’ye ilişkin görüntülerde sadece hareketler görünüyor. Burada 2 gerçek var: Bir kaçakçılığı meşrulaştıralım, iki terör adına yapılıyorsa buna göz yumalım. Uludere’yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum.”

    Fotoğraf değil 1 milyon ilmekli halı

    Vanlı işadamı Mustafa Acar, Başbakan Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan’nla çekilen bir fotoğrafını internetten indirip, ipek duvar halısı yaptı. Acar, Başbakan Erdoğan’ın anneler gününü kutlamak için annesini ziyaret ettiği sırada annesinin elini öptükten sonra, “Kaldır ayaklarının altını öpeyim” demesinin kendisini çok duygulandırdığını; ülkenin 10 yılına damgasını vurmuş güçlü bir kişiliğin, bu anlamda tevazu gösterip bu sözü söylemesinin de kendisini etkilediğini, bu nedenle böyle bir halı yapmaya karar verdiğini ifade etti.

    Acar, ebatları 1 metreye 70 santimetre olan ipek halının yapımının da oldukça zorlu geçtiğini belirtti. 6 kişilik ekiple 13 ayda tamamlanan ipek duvar halısında 200 farklı ton kullanıldığını, yüzleri ipekte düzgün görünmediği için Yeni Zelanda’dan getirilen yünleri kullandıklarını söyledi. Acar, fotoğrafı kare kare motiflendirdiklerini, milyona varan dokuma düzeneğine getirdiklerdikten sonra halının dokunmaya başlandığını ve her santimetrekarede 140 ilmek bulunduğunu da anlattı.

    “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz”

    “Meclisi fesih yetkisi kuvvetler ayrılığına aykırı” denmesinin üzerine Erdoğan, “Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı kalkmıyor. ABD’ye baktığınızda inceleme sistemi çok güçlü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde yetkiyi Meclis’e bağlanmıştı. Gazi o zaman kuvvetler ayrılığından bahsetmiyor. Gazi kuvvetler birliğinden bahsediyordu. Burası çok minidardır. Belki bunu savaş şartları nedeniyle yaptı ama uzun süre kullanıldı” şeklinde konuştu. Benim arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazım” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kuvvetler ayrılığı konusunad yaptığı açıklama hakkında ise Başbakan Erdoğan, “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz” dedi.

    “Adalet sistemi hız kazandı”

    ’Tutuklama sayısı artmaya başladığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Şu anda cezaevlerine giriş tutuklama sayısı artmaya başladı. Bunun nedeni, adalet sisteminin hız kazanmasıdır” dedi.

    Arınç’ın anlayışı yanlış

    Bülent Arınç ve İdris Naim Şahin’in açıklamalarının hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, “Ben herkesin yerli yerinde bazı kanaatlerini sergilerken, eğip bükmeden bunları konuşmamız lazım. Yani terör konusunda, terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz terörle mücadeleye devam edeceğiz, ama meclis içerisindeki uzantılarıyla müzakere de ederiz. Bizim değerlerimizde anlatmak, konuşmak ikna etmek var. Ama Meclis’te etkinliği olmayan uzantılarla görüşmeyiz, teröristleri kucaklayanlarla görüşmeyiz. Yani bizim yolumuz ’bana da işkence yapılsaydı dağa çıkarım’ değil. Dağa çıkışı engelleyebilirsek ne mutlu bize. Dokunulmazlık nasıl kalkar? Bu yasalarla belirlenmiştir. Bununla ilgili yargının attığı adımlar var. Bu fezleke olarak Meclis’e geldiğinde bu konularla ilgili olarak biz grup olarak çalışırız. Terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. İçerikle ilgili çok çalışma yaptık. Bir yere geldik. Ancak bakın bir yanlış başka bir yanlışla temizlenemez. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz. Bu adımı iyi atmamız lazım. Diyarbakır cezaevi hakkında görüşlerimiz çok önceden açıklanmıştır. O işkenceleri ben de gördüm. Biz bunu meydanlara taşımadık oralarda söylemedik.”