Etiket: artış

  • Doğu Karadeniz’in İhracat Miktarında Düşüş, Gelirinde Artış

    Doğu Karadeniz Bölgesi ihracatının bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 16 düşüş yaşamasına rağmen sağlanan döviz gelirinde ise yüzde 5,5 artış olduğu belirtildi.

    Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, bir otelde düzenlediği yemekli toplantı ile bölge ihracatını değerlendirdi. Gürdoğan, bölge illerinden 2015 yılında 1 milyar 804 milyon 244 bin 924 dolar tutarında ihracat yapıldığını söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Türkiye genelinde gerçekleşen ihracat içerisinde yüzde 1,4’lük paya sahip olduğunu belirten Gürdoğan “Bölgemizde 2015 yılında 1 milyar 804 milyon 244 bin 924 dolar tutarında ihracat gerçekleşmiştir. İhracatta değer olarak bir önceki yıla göre yüzde 5,5 artış yaşanmasına karşın miktar bazında yüzde 16 bir düşüş olmuştur” dedi.

    Birliklerine bağlı illerden Trabzon’un ihracatını da değerlendiren Gürdoğan, miktar olarak yüzde 13 bir düşüş yaşamasına rağmen değer olarak yüzde 17,2 artış görüldüğünü kaydetti. Gürdoğan, “Bu artış, il ihracatının yüzde 74’nü oluşturan fındığın fiyatında bir önceki sezona oranla yaşanan yükselişten kaynaklanmıştır. Trabzon en çok ihracat gerçekleştiren il sıralamasında 15. sıradan 13. sıraya yükselmiştir. Rize’deki düşüş ise il ihracatının yüzde 68’lik bölümünü oluşturan madencilik ürünlerinden bakır ve çinko cevheri ihraç fiyatlarının dünya emtia fiyatlarında görülen büyük orandaki düşüşten kaynaklanmıştır. Bunun yanında Rize’nin önemli ihraç pazarı olan Gürcistan’a yönelik ihracatta yaşanan düşüş de il ihracatına yansımıştır. Bölge ihracatının yüzde 83’lük kısmı tarım ürünleri ihracatından, yüzde 9’luk kısmı sanayi ürünleri ihracatından ve yüzde 8’lik kısmı da madencilik ihracatından oluşmaktadır. Ürün grubu bazında incelendiğinde ise bölgeden gerçekleşen ihracatın yüzde 63’nü fındık ve fındık mamullerinin oluşturduğu görülmektedir” diye konuştu.

    RUSYA KRİZİ ÖNCESİ VE SONRASI

    Trabzon’dan gerçekleşen yaş sebze ve meyve ihracatının tamamına yakınının Rusya’ya yapıldığını da hatırlatan Gürdoğan, şu bilgileri verdi:

    “Rusya’nın 1 Ocak itibarıyla ülkemiz menşeli yaş sebze ve meyve ürünlerinin büyük bir bölümüne ambargo uygulayacak olması sektör ihracatını büyük oranda olumsuz etkileyecektir. 2015 yılında Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracatında Trabzon birinci sırada bulunmakta olup, bu kapsamda da yapılan toplam ihracatın yüzde 33’nü tek başına gerçekleştirmiştir. 2015 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi’nden 111 değişik ülkeye ihracat yapılmış olup, birinci sırada 305 milyon 283 bin 196 dolar ihracatla birinci sırada Rusya yer almıştır. Bu çerçevede ülkemizin önde gelen sektör firmalarını olan ihracatçılarımızı yaş sebze ve meyve sektöründe önemli potansiyeli bulunan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Kuveyt’e, Avrupa Birliği’nde Almanya, İngiltere ve Polonya ile Türk cumhuriyetlerine yönlendirmek için önümüzdeki dönem çalışmalara ağırlık vereceğiz. Böylece ihracatçılarımızı Rusya pazarına bağımlılık riskinden kurtarmayı planlamaktayız.”

  • Bakan Kılıç: “E-bilet Verilerinde Müsabakalara Katılımda Artış Var”

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Elektronik bilet verileri, çok ciddi anlamda müsabakalara katılımda artışın olduğunu gösteriyor” dedi.

    Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Spor Toto Süper Lig kulüp başkanları ile bir araya geldi. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantıya, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Akhisar Belediyespor Başkanı Hüseyin Eryüksel, Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer, Beşiktaş As Başkanı Deniz Atalay, Bursaspor Başkanı Recep Bölükbaşı, Çaykur Rizespor Başkanı Metin Kalkavan, Eskişehirspor Başkanı Mesut Hoşcan, Fenerbahçe Başkan Vekili Mithat Yenigün, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Gaziantepspor Başkanı İbrahim Halil Kızıl, Gençlerbirliği As Başkanı Arif Ölmez, Kasımpaşa Başkan Vekili Hasan Hilmi Öksüz, Medipol Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ, Mersin İdmanyurdu Başkanı Ali Kahramanlı, Osmanlıspor Başkanı Sadık Dik, Torku Konyaspor Başkanı Ahmet Şan ve Trabzonspor Başkan Yardımcısı Mehmet Yiğit Alp katıldı.

    “HOLİGANİZM TARAFTARLIK DEĞİLDİR”

    Sporda şiddet yasası ve e-bilet uygulaması hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Kılıç, “Spor da şiddeti önleme yasası yürürlüktedir. Spor müsabakaları esnasında yaşanacak olumsuzlukların ve kanun dışı hareketlerin tespitini emniyet güçlerimiz ve aynı zamanda statlardaki ve salonlardaki yerleştirilmiş olan kameralar tespit ediyorlar. Daha sonra emniyet güçlerimiz bunu adalete taşıyor. O noktada deliller toplandıktan sonra yargıdaki sürecin işleyip, kanundaki karşılığı olan uygulamanın yapılması gerekiyor. Bu anlamda hızlı bir şekilde gelişim sağlanıyor. Tabi ki bir uyum süreci, ya da kanunun gerekliliklerini hayata geçirilmesi ile ilgili uyum süreci hızlı devam ediyor. Hiç birimiz sahalarda, salonlarda olumsuz hareket içerisinde olan kişiler ile bir arada olmak istemiyoruz. Taraftarlık, taraftar olmak başka bir şey, Vandallık başka bir şey. Holiganizm taraftarlık değildir. Bir rekabet, bir müsabaka var ama bu aynı zamanda insanların birbirleriyle olan ilişkilerini olumlu etkilemek üzeredir” ifadelerini kullandı.

    “ELEKTRONİK BİLET KULÜP BAŞKANLARIMIZI RAHATLATMIŞTIR”

    Elektronik bilet verilerinin çok ciddi anlamda müsabakalara katılımda artışın olduğunu gösterdiğini sözlerine ekleyen Kılıç, şunları söyledi:

    “Müsabakalardaki seyirci sayısının iyi araştırılması lazım. Alışma dönemi ile alakalı olarak seyirci sayısının düşmesi olabilir. Ama elektronik bilet uygulamasına geçilmeden önceki ortalama seyirci sayısına ve bugünkü seyirci sayısına baktığınızda çok ciddi bir fark olmadığını göreceksiniz. Bizim burada yapmamız gereken, spor müsabakalarına daha fazla seyirciyi nasıl getirebiliriz, bunun üzerinde çalışmamız gerekiyor. Bu sistemle alakalı bir şey değildir. Maalesef salonlarda meşale yakanlar oluyor. Salonlarda koltuk kıranlar oluyor. Bu anlamda baktığımızda, bu insanların salonlarda ortaya koydukları davranışlar, hiç birimiz tarafından kabul edilebilir şeyler değildir. Bu yasalarımızın ortaya koymuş olduğu yaptırımları uygulamamız gerekiyor. Bunları yapanlar az sayıda olanlardır. Yaptığı zaman onun görüntüsü ve sesi çok çıkıyor. Çünkü olumsuzluk. Yıllar yılı Türkiye’de bu tesislerin yapılması için talepler olmadı mı? AK Parti iktidarları döneminde 13 yılda bin 650’ye yakın spor tesisi açıldı. Bunun öncesinde yapılan sayıda bin 500 civarında. Demek ki ciddi bir tesisleşme hamlesi hayata geçmiş durumdadır. Ama siz gider de 20,30,40 milyonluk harcamayla yapılan salonların koltuklarını söker sahaya atarsanız bu olmaz. 200, 250,300 milyonluk harcamayla inşa edilen statların koltuklarını söker, lavabolarını, camlarını kırarsanız bu doğru bir şey değildir. Bu milli servetimize de zarardır. Bu anlamda hepimizin, bunları yapanların karşısında durmamız gerekiyor. Elektronik bilet bu anlamda inanıyorum ki kulüp başkanlarımızı rahatlatmıştır. Daha iyi bir noktaya gitmemiz gerekiyor.”

  • 5 Yılda Yüzde 34, On Ayda Yüzde 3’lük Artış

    Erzurum trafiğine kayıtlı motorlu kara taşıtı sayısı 5 yılda yüzde 34, 2015 ocak ayına göre ise yüzde 2.8 oranında artış gösterdi. 2010 yılı ekim ayında 78 bin 985 olan motorlu kara taşıtı sayısı 2015 yılı ekiminde 105 bin 882’ye yükseldi. 2015 yılı ocak ayında 102 bin 993 olan kayıtlı araç sayısı ise bu yılın ekim ayında 105 bin 882’ye çıktı.

    5 YILLIK ARTIŞ

    2010 yılı ekim ayına göre, bu yılın aynı döneminde, Erzurum trafiğinde kayıtlı motorlu kara taşıtı sayısı yüzde 34, otomobil sayısı yüzde 34.6, kamyonet sayısı yüzde 50.97, traktör sayısı ise yüzde 40.41 oranında artış gösterdi. Otomobil sayısı 38 bin 881’den 52 bin 357, kamyonet sayısı 15 bin 833’ten 23 bin 904, traktör sayısı ise 12 bin 50’den 16 bin 920’ye ulaştı.

    KAYITLI ARAÇ SAYISINDA 2010’A GÖRE DEĞİŞİM

    TÜİK verileri üzerinden yapılan analizlere göre, beş yıllık süreçte kayıtlı minibüs sayısı 2 bin 984’ten 3 bin 43, kamyon sayısı 5 bin 652’den 5 bin 675, motosiklet sayısı 2 bin 250’den 2 bin 498, özel amaçlı taşıt sayısı 296’dan 475’e çıktı. İl trafiğine kayıtlı olan motorlu kara taşıtları içinde sayısal düşüş gösteren tek araç otobüs oldu. 2010 yılında bin 39 olan otobüs sayısı 2015 ekiminde bin 10’a geriledi.

    2015 YILI OCAK-EKİM DÖNEMİ

    Erzurum’da bu yılın ekim ayında ocak ayına göre trafiğe kayıtlı olan motorlu kara taşıtı sayısı yüzde 2.8, otomobil sayısı yüzde 2.40, otobüs sayısı yüzde 55.3, kamyonet sayısı yüzde 3.17, kamyon sayısı yüzde 1.0, motosiklet sayısı yüzde 1.33, özel amaçlı taşıt sayısı yüzde 11.5, traktör sayısı ise yüzde 4.75 oranında arttı. Minibüs sayısı ise yüzde 1.0 oranında azaldı.

    TRAFİKTE ARTAN ARAÇ SAYISI

    TÜİK Motorlu Kara Taşıtları Ekim dönemi istatistikleri ölçeğinden yapılan hesaplamalara göre, bu yılın on ayında il trafiğine bin 228 otomobil, 51 otobüs, 735 kamyonet, 58 kamyon, 33 motosiklet, 49 özel amaçlı taşıt, 768 traktör olmak üzere toplam 2 bin 889 yeni araç eklendi. Trafikten 33 minibüsün ise kaydı silindi.

    2015 OCAK DÖNEMİ

    TÜİK verilerine göre 2015 ocak ayı bazında il trafiğine 51 bin 129 otomobil, 3 bin 76 minibüs, 959 otobüs, 23 bin 169 kamyonet, 5 bin 617 kamyon, 2 bin 465 motosiklet, 426 özel amaçlı taşıt, 16 bin 152 traktör olmak üzere toplam 102 bin 993 motorlu kara taşıtı kayıtlı bulunuyordu.

  • Bakan Bozdağ: “Boşanma Oranlarında Artış Olduğu Bir Gerçek”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de boşanma oranlarında artış olduğunun bir gerçek olduğunu belirterek, artan nüfus ve diğer sorunların boşanmaların artmasında etki sahibi olduğunu söyledi.

    Ailelerin dağılmasına ve çocuklarımızın mağdur olmasına neden olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin, özellikle, sosyal medyanın boşanmaya etkilerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasa’nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırılması açılmasına ilişkin Mecliste Grubu bulunan dört parti Meclis araştırma önergesi verdi.

    Önergelerin görüşmelerinde hükümet adına konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cumhuriyetin ilk yıllarında 20 bin civarında olan evlenme sayısının 2014 yılı sonu itibarıyla 600 binlere ulaştığını, cumhuriyetin ilk yıllarında 2 bin civarında olan boşanma sayısının günümüzde 130 bin civarına yaklaştığını belirtti. 2014 yılı TÜİK verileri incelendiğinde gerçekleşen 130 bin 913 boşanmanın 126 bin 732’sinin şiddetli geçimsizlikten kaynaklandığı, 107 boşanmanın zinadan, 31 boşanmanın cana kast ve pek fena muameleden, 36 boşanmanın cürüm ve haysiyetsizlikten, 200 boşanmanın terkten, 61 boşanmanın akıl hastalığı sebeplerinden, bin 280 boşanmanın da diğer sebeplerden gerçekleştiğini kaydeden Bakan Bozdağ, “Boşanma oranlarında Türkiye’de bir artış olduğu gerçek; bu artan nüfus ve başka sorunlar, pek çok şey bunda etki sahibidir, elbette bunların araştırılmasında fayda var. OECD ülkeleri arasında Türkiye 34 ülke içerisinde boşanma oranının yüksekliği bakımından 27. sırada. Buradaki durumumuz iyidir ancak Türk toplumu bakımından baktığımızda durumumuzun iyi olmadığını da buradan ifade etmek lazım. Zira, bizim toplumumuzun sahip olduğu kültürel anlayışlar, değer yargıları, medeniyet tasavvuru diğer ülkelerle farklılık arz ettiğinden bu rakamın elbette aşağıda olmasında fayda vardır. Esasında, boşanma nedenlerinin verilerinin yanlışlığını da görüyoruz biz çünkü pek çok ailenin gerçek boşanma sebebi yerine yargılama süreçleri içerisinde onları gizleyerek ‘şiddetli geçimsizlik’ çatısı altında bir boşanma veri bankası âdeta oluşturduğunu da görüyoruz, çünkü sebepleri ailelerin de gizlediğini hepimiz müşahede ediyoruz. Onun için bu noktada sebeplerin gerçek olarak tespiti de çözüm arayışlarına yardımcı olacaktır. Hem Aile Bakanlığımız hem de Adalet Bakanlığımız yeni dönemde bu konuda gerekli adımları atmak için ayrı ayrı çalışmalar yürütmektedirler. İnşallah, bu komisyonun çalışması da bizim için yol gösterici olacaktır” diye konuştu.

    “Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine baktığımız zaman 2002 yılı verilerinde 37 bin 263 kız çocuğunun erken yaşta evlendiğini, 2 bin 592 erkek çocuğunun erken yaşta evlendiğini veya evlendirildiğini görüyoruz” ifadelerini kullanan Bakan Bozdağ, 2014 yılında ise erkek çocuklarda bin 670, kız çocuklarında ise bu rakamın 34 bin 629 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Bakan Bozdağ, “Esasında hem erkek çocuklarda hem de kız çocuklarda hükümetlerimiz döneminde erken yaşta evlilik konusunda az da olsa bir azalmanın olduğunu görüyoruz ancak bu yeterli değil, bunu daha ileri noktaya taşımamız lazım. AK Parti hükümetleri döneminde kız çocuklarımızın ve erkek çocuklarımızın erken yaşta evlenmelerini önlemek maksadıyla pek çok adım atılmıştır. Bana göre, en önemli attığımız tarihî adım 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılmasıdır. Zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılması, hem kız çocuklarımızın hem de erkek çocuklarımızın erken yaşta evlendirilmeleri konusunda en önemli güç kaynağı olacaktır, hem velilerin bu noktadaki anlayışlarını değiştirmesine etki edecek hem de devletin bu meseleyi yakından takibi konusunda da önemli bir imkân oluşturacaktır. Şu anda Türkiye’de lise mezunu olmayan pek çok evladımız var ama artık yeni Türkiye’de lise mezunu olmayan kızımız da lise mezunu olmayan oğlumuz da kalmayacak, hepsi en az lise mezunu olacaktır. Bu da bu konudaki olumsuzluğu değiştirme bakımından elimizdeki en önemli imkânlardan birisidir. Elbette daha çok adımı atmamız lazım. Hem erkekleri hem de kadınları bilinçlendirme konusunda da bizim ciddi adımlara ihtiyacımız var. Bizim, toplum olarak, insan olarak hepimizin kafasında ayrımlar olduğu gibi, bizim yasalarımızda da ciddi ayrımlar vardı. 2004’te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ve diğer ceza adalet sistemine ilişkin mevzuat ve 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatlar beraber değerlendirildiğinde esasında bizim hukukumuzda yer alan pek çok ayrımcılığın yasalarla himaye edildiğini görüyoruz. Ceza Kanunu’nda baktığınızda ‘kız’ var, ‘kadın’ var, ‘karı’ var, ‘dul’ var pek çok ifade var. Kadınları tek gözle görmeyen bir anlayış var, kadınları da kendi içinde ayrıma tabi tutan bir Ceza Kanunu, bir Medeni Kanun ve diğer pek çok kanunumuz var ve bu kanunlar bu ayrımcılıkları himaye ederken öte yandan kadına karşı ayrımcılıkla mücadele eden anlayışlar var. Bir yandan kanun himaye ediyor, öte yandan biz bu anlayışlara karşı mücadele ediyoruz. Hem mücadele edeceğiz hem de bu yanlışlardan hukukumuzu arındırmak için çalışmalar yapacağız” şeklinde konuştu.

  • Trafik Sigortlarındaki Artış 2. El Araç Piyasasını Da Vurdu

    Trafik sigortasında son bir yılda uygulanan zamlar, ikinci el otomobil piyasasını da vurdu. Adana Oto Galericiler Sitesi Başkanı İbrahim Öcal, trafik sigortalarının daha fazla artmaması için hükümetten tedbir almasını beklediklerini söyledi.

    Primlerin rekabetçi ortamda belirlenmesi ve trafik geçmişi temiz olan kişilerin daha uygun fiyatlarla poliçe düzenleyebilmesi için sigorta şirketlerine, 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren tarifeyi serbest olarak belirleme hakkı verildi. Ancak düşüş olması beklenen zorunlu trafik sigortası primlerinde, özellikle 2015’in ilk aylarından bu yana kademeli olarak ciddi oranda artışlar oldu. Vatandaşların tepkisini çeken ve mağduriyete yol açan bu artış 2. el otomobil piyasasını da olumsuz etkiledi.

    Adana Oto Galericiler Sitesi Başkanı İbrahim Öcal, sigorta ve kasko ücretlerdeki artışın ikinci el araç piyasasını olumsuz etkilediğini söyledi. Fiyat artışı nedeniyle sigorta şirketlerine tepki olduğuna dikkat çeken Öcal, “Çünkü trafik sigortası minimum 500 ve 1000 TL arasında tutuyor. Ticari gruplarda bu fiyatlar 2 bin TL’ye kadar ulaşılabiliyor. Kasko bedelleri şuan ki pozisyona göre trafik sigorta fiyatlarının altında kalmış durumda. Yani kaskolar trafik sigortaları göre daha ucuz çıkmaya başladı. Mevzuat, kişinin sürücü olup olmaması ve kaza durumu her türlü aracın fiyatını etkilemektedir. Tabi bu durum 2. el sektörüne de darbe vurmaktadır” diye konuştu.

    Başkan Öcal, sıfır otomobillerdeki kampanyaların da durgunlukta payı olduğunu kaydederek, “Hükümetin kurulmasıyla biraz ticaret hayatına güven gelmiş oldu. Ancak daha bir hareketlenme yaşanmadı. Hızlı bir şekilde taşların yerine oturmasını bekleyerek sektörümüzün daha iyi yerlere gelmesini istiyoruz. Bu konuda da trafik sigortalarının daha fazla artmaması için hükümetimizden gerekli hamlelerin yapılmasını rica ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Öcal, gerekli önlemler alınmazsa 2016 yılında da trafik sigorta primlerinde artış olacağını düşündüklerini söyledi.