Etiket: Artacak

  • Engelli istihdamı artacak

    Bursa’da 2 yıldır dezavantajlı kesimlere yönelik sürdürülen İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi (İSKEP) sona eriyor. İSKEP bünyesinde yapılan çalışmalarla Bursa’da 17 bin kişiye ulaşılırken, dezavantajlı fertlerin istihdamına yönelik önemli adımlar atıldı.

    Toplumdaki dezavantajlı kişilerin iş gücü piyasasına dahil edilmesini esas alan ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) öncülüğünde uygulanan İstihdam İçin Koordinasyon ve Eğitim Projesi (İSKEP) sona eriyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi çatısı altında Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü bünyesinde çalışmaları sürdürülen İSKEP projesinin Hünkar Köşkü’nde gerçekleştirilen kapanış toplantısına Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Şükrü Köse, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Neşet Çakmaklı, Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Şaban Kander ile Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü çalışanları ve İSKEP temsilcileri ile basın mensupları katıldı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Şükrü Köse, 2014 yılı Ağustos ayında başlayan İSKEP’in 19 Kasım 2016 itibariyle son bulacağını söyledi. İSKEP kapsamında dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar yapıldığını anlatan Köse, “Türkiye Belediyeler Birliği’ni temsilen Bursa Büyükşehir Belediyesi, İŞKUR ve dezavantajlı vatandaşlar olmak üzere İSKEP’in 3 ayağı var. Bursa’da 600’ün üzerinde dezavantajlı kardeşimizle bu kapsamda görüşüldü. Yaklaşık 83 kişiye farklı yerlerde istihdam sağlanmasına destek olundu. Bu çalışmalar, dezavantajlı vatandaşların özgüvenlerini kazanmaları noktasında büyük bir başarıyı gözler önüne seriyor. Bir anlamda dezavantajlı bireylere balık tutmayı öğretmiş olmak da bizler açısından önem arz ediyor” diye konuştu.

    Yerel yönetimler kadar merkezi hükümetin de dezavantajlı vatandaşlara desteğinin önemine vurgu yapan Başkanvekili Köse, Bursa’nın önemli adımlar attığını kaydederek, KOSGEB ile de eğitim çalışmaları yapıldığını sözlerine ekledi. Köse, proje kapsamında geçen yıl düzenlenen ve 165 firmanın 189 stantla katıldığı istihdam buluşması fuarının ise 28 bin ziyaretçiyi ağırladığını hatırlattı.

    17 bin kişiye ulaşıldı

    İSKEP Projesi Medya İlişkileri Uzmanı Nihal Togo da İSKEP çalışmalarının detaylarını paylaştığı sunumunda, “Değişim, farkındalıkla başlar. Dezavantajlı bireylere yönelik toplumdaki önyargıların kırılması ve toplumsal farkındalığın artırılması için düzenlenen etkinlikler ve kampanyalarla 17 bin kişiye ulaşıldı” dedi.

    Bursa’da bu çalışma kapsamında yaklaşık 36 kişinin kendi işyerini açtığını ve birçok kişinin de istihdamının sağlandığını ifade eden Togo, Bursa genelinde yapılan değerlendirmelerin sonuçlarına göre toplumsal algının tespit edildiğini söyledi. Eğitim ve istihdam ilişkisi ile Bursa’da yoksulluk ve yoksulluk derinliği gibi konulardaki çalışmaları detaylandıran Togo, medyanın rolüne de değindiği açıklamasında, dezavantajlı bireylerle ilgili halkı yönlendirmede medyanın önemli olduğunu söyledi. Medya dilinde dezavantajlı bireylerden ‘özürlü’ değil de ‘engelli’ olarak bahsedilmesinin daha doğru olduğunu sözlerine ekleyen Togo, “İSKEP ile doğru kişinin doğru istihdam ile toplumsal yaşamda yerini alması için değerlendirmelerde bulunuldu. Artık proje bazında tamamlanan çalışmaların, şehirde belediyelerin gerçekleştireceği çalışmalarla devam edeceğine inanıyoruz” diye konuştu.

  • Terzioğlu: “Mobil data kullanımı cepte gezen televizyonlarla artacak”

    Kristal Elma Festivali’nde konuşan Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Önümüzdeki 6 ayda bunu 40-45 dakikaya çıkarmayı hedefliyoruz. Turkcell TV+’taki 3 yıllık hedefimize 1 yılda ulaştık. Mobil data kullanımı önümüzdeki dönemde cepte gezen televizyonlarla daha da artacak” dedi.

    Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Reklamcılar Derneği tarafından gerçekleştirilen Kristal Elma Festivali’ne katıldı. Burada konuşma yapan Terzioğlu, Türkiye’nin yaşanan bütün olaylara rağmen üretmeye ve tüketmeye devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Terzioğlu, hem reklam veren hem reklam alan hem de reklam gösteren olarak reklamcılık sektörü ile nabızlarının beraber attığını belirterek, “Türkiye’nin bütün yaşadığı olaylara rağmen çalışmaya, üretmeye ve tüketmeye devam etmesi çok önemli. Bugün de burada tüm sektörlerin bir araya gelerek bunu taçlandırdığını düşünüyoruz” dedi.

    Ülke nüfusunun yüzde 83’ünü 4.5G teknolojisi ile kapsadıklarını ifade eden Terzioğlu, “3G’de bu noktaya ulaşmamız 6 yıl almıştı. Tüketicinin bu hızla bu teknolojiye adapte olmasından çok memnunuz. Yatırımlarımızı hızlandırarak devam ediyoruz” diye konuştu.

    Dünyada en hızlı internetin İstanbul ve Ankara’da olduğunu vurgulayan Terzioğlu, “İkisi de Turkcell şebekesi. Bu durum bizi çok gururlandırıyor. Mobil internet hızında dünya çapında ilk 2’de olmak gurur duyulması gereken bir konu. Bu yatırımın ne kadar doğru yapıldığının bir göstergesi. Şu anda bir mobil internet kullanıcısı cep telefonu aracılığıyla evinden daha hızlı internet kullanabiliyor. Bu yüzden de 4.5G’ye rağbet arttı. Televizyondan müziğe kadar mobilite hayatımızın bir gerçeği oldu” şeklinde konuştu.

    “Gezen televizyonlar olacak”

    Cepten televizyon izleme oranının günlük 7 dakikadan 25 dakikaya yükseldiğini, bunu 6 ayda 40-45 dakikaya çıkarmak istediklerini, ileride buna yönelik yeni hedefleri olacağını belirten Terzioğlu, “Tüketicilerin hayatında mobil alanda, sadece cep telefonun değil, tabletlerin de olacağını söyledi. Terzioğlu, “Artık gezen televizyonlar olacak, TV izleme oranı artacak. Bizi liderliğe taşıyacak itici güçler servisler ve data gelirlerindeki yıllık %25 büyüme. Turkcell TV+ Premier Lig resmi mobil yayıncısı oldu, devamı gelecek.  Turkcell TV+ müşteri sayısında 3 yıllık hedefe 1 yılda ulaştık. Turkcell Müzik’te yıllık 200 milyon olan dinleme sayısı 2018 sonunda hedef 800 milyona yükseltmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

  • Klon Seleksiyonu ile üzümde verim artacak

    Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen “Klon Seleksiyonu” çalışması ile Tekirdağ’da ve Türkiye’de yaygın olarak yetiştirilen bir sofralık üzüm çeşidi olan Kardinal üzümünde verim ve kalitenin arttırılması amaçlanıyor.

    Tekirdağ’da sofralık üzüm çeşitleri arasında erkenci olması ve kendine has görünüm ve tadı ile üreticiler ve tüketiciler tarafından tercih edilen Kardinal üzümünün verim ve kalitesinin arttırılması için Klon Seleksiyonu çalışması yürütülüyor. Tekirdağ’da uzun yıllardır yetiştirilen Kardinal çeşidine ait özellikle Şarköy’deki bağlar Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü uzmanları tarafından ziyaret edilerek, birkaç yıl süren gözlem ve incelemeler sonunda hedeflenen özellikleri taşıyan omcalar belirlenip, bunlardan Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü arazisinde bir deneme bağı kuruldu. Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdür Vekili Dr. Cengiz Özer, yaptığı açıklamada Klon Seleksiyonu çalışmasının bir üzüm çeşidinin hem verim hem de kalite açısından üstün özelliklerini taşıyan sağlıklı bireylerinin seleksiyon şemasına uygun olarak seçimi olduğunu belirtti. Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü arazisinde Kardinal üzümünden Klon Seleksiyonu bağı kurduklarını anlatan Özer, “Biz Şarköy’de bu çeşidin yoğun olarak yetiştirildiği bölgelere gittik. İstediğimiz özelliklere uygun olan bireyleri seçtik, buraya getirdik. Burada onlardan bir bağ kurduk. Burada onları yarıştırıyoruz. Üstün olanları seçip damızlık bağları kuracağız. Artık üreticilere bu bağlardan üretim materyali vereceğiz. Böylece hem toptan verim hem de kalite yükselmiş olacak ülkede, Kardinal bağlarında” şeklinde konuştu.

  • Ada’da Su Seviyesi Daha Da Artacak

    Kütahya’nın Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Ada Mesireliği’nde sürdürülen çalışmaları yerinde inceleyerek DSİ yetkililerinden bilgi aldı.

    Başkan Mustafa Güler, 2009’da başlattıkları projenin büyüyerek devam ettiğini, vatandaşlarında hafta sonları dinlenmek amacıyla Ada’yı tercih etmesinden mutluluk duyduklarını söyledi. Başkan Güler Buz Pisti Projesi inşaatının başladığını hatırlatarak yeni hedefin su seviyesini yükselterek sandal gezintilerinin başlatılması olduğunu kaydetti. Belediye Başkanı Mustafa Güler ” Ada’yı ikiye ayırarak projelendirdik. Bakanımız Veysel Eroğlu’nun destekleriyle Adamızı bu hale getirdik. DSİ ekibimizle birlikte tarihi köprü ve karayollarının geçtiği köprünün 50 metre altında iki bent yapımına başladık. Su ile ilgili hesaplamaları da yaparak seviyenin arttırılmasını istiyoruz. Bu projemizi Milletvekilimiz Vural Kavuncu ile birlikte yürütüyoruz. Geçmişte olduğu gibi sandal gezintilerini tekrar başlatacağız. Bu arada Üniversitenin hemen kenarından geçen suyunda debi, taş tahkimatı çalışmaları da devam edecek. Ada’da 2019 yılına kadar projelerimizi sürdüreceğiz. Ada mesireliğini Tavşanlı halkıyla en iyi şekilde buluşturacağız. Diğer taraftan Buz Pisti inşaatımızda başladı. Yer teslimini yaptık ve çalışmaları yakından takip ediyoruz. Ada’yı vatandaşlarımız sevmeye başladı. Onların memnuniyeti bizim için bir sevinç kaynağı olmakla beraber şevk unsuru da taşıyor” diye konuştu. (EFE)

  • Eskişehir’in Su Sıcaklığı 4,5 Derece Artacak

    Eskişehir Kent Konseyi Çevre Sağlık Çalışma Grubu tarafından Taşbaşı Kültür Merkezi’nde “Gelecekte Eskişehir Suları” konulu panel gerçekleştirildi. Panelde konuşan Doç. Dr. Serdar Göncü, Porsuk Havzası sularının sıcaklığının 2100 yılına kadar 4,5 derece artacağına dikkat çekti.

    Kırmızı Salon’da gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Eskişehir Kent Konseyi Çevre Sağlık Çalışma Grubu Başkanı Selma Güder’in yaptığı panele konuşmacı olarak Anadolu Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Göncü, Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Şenay Subaşı ve Yüksek Kimya Mühendisi İsmail Hakkı Demirtaş katıldı. Vali Yardımcısı Ömer Faruk Günay ve çok sayıda vatandaşın dinleyici olarak katıldığı etkinliğin, 22 Mart ’Dünya Su Günü’nü pekiştirmek adına yapıldığı belirtildi.

    Açılış konuşmasını gerçekleştiren Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, kendilerinin şehir adına tüm ortak çalışmaları yürütmeye çalıştıklarını bildirdi. Bugün de insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından su konusunu ele aldıklarını aktaran Akçasoy, suyun öneminin ilk sırada yer alması gerektiğini ifade ederek, salondan herkesin umut dolu şeylerle çıkma temennisinde bulundu. Konuşmanın ardından Mavi Altın Dünya Su Savaşları filminden bir kesit izletilerek suyun önemine vurgu yapıldı.

    “İNSAN KULLANIMINA BAĞLI OLARAK HAVZADA ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ”

    Suyun gelecekteki durumuyla ilgili bu panelin Eskişehir açısından oldukça önemli olduğunu düşündüğünü belirten Anadolu Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Göncü, kendilerinin geçmiş yıllarda TÜBİTAK destekli bir araştırma projesi kapsamında Aşağı Porsuk Havzası’nda su kalitesi ve suyun mevcut miktarıyla ilgili olarak geçmişten günümüze ve daha sonrasında geleceğe bağlı olacak şekilde nasıl bir değişim gerçekleşeceğiyle alakalı bir çalışma gerçekleştirdikleri vurguladı. Devlet Su İşleri ile ortak çalışma verileri temin ettiklerini aktaran Göncü, “1997 yılından günümüze kadar bir çalışma gerçekleştirmeye çalıştık. Burada bazı önemli bulgular da fark ettik. İnsan kullanımına bağlı olacak şekilde havzanın ne kadar etkilenebildiği, geçmişte neler yaşandığı ve gelecekte neler yaşanacağı, o havzada insanların suyu ne kadar ve ne düzeyde kaliteli kullandığıyla alakalı olarak çok şeyi değiştirebileceğimizi gördük. Çözülmüş oksijen değerlerimiz su açısından son derece önemli parametrelerimizden bir tanesidir. 2010 yılından itibaren sular iyice arıtılmaya başlandığı için çözülmüş oksijen değeri tekrar eskiye döndüğü görülüyor. Yani burada görülebilecek en önemli şey, insan etkinlikleri iyi bir şekilde işletilirse Eskişehir burada bir şekilde var olmaya devam edecek. Eskişehir ilinin atık suları, kullanma suları iyi bir şekilde idare edilirse doğaya olan zararımızı en minimumda tutmuş olacağız” dedi.

    “2100 YILINA KADAR PORSUK HAVZASI’NDA YAKLAŞIK 4,5 DERECELİK SICAKLIK ARTIŞI OLACAK”

    Küresel ölçekte gerçekleştirilen bazı model ve iklim senaryolarının örneklemlerinin bölgeye uyarladıklarını ve çeşitli iklim senaryolarını kullanarak geleceğe dair fikirler yürütmeye çalıştıklarını anlatan Göncü, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Geleceğe baktığımız zaman Porsuk Havzası’nın en kötümser ve en iyimser senaryoları tahmin etmeye çalıştık. En kötü haritaya bakacak olursak eğer 2100 yılına kadar yaklaşık 4 – 4,5 derecelik bir sıcaklık artışı bizi bekliyor havzamızda meteorolojik koşullar açısından baktığımız zaman. En iyimser senaryoda ise 2 – 2,5 derecelik bir sıcaklık artışı öngörüyoruz. Bu bizim bölgesel iklimsel koşullara indirmediğimiz sonuçlarımız. Yağış farklarına baktığımız zaman ise, yağışlarda belirli miktarlarda azalmalar söz konusu. Ama çok yüksek düzeyde azalma beklemiyoruz Eskişehir bölgesi açısından. Hatta bazı senaryolarda artacağı yönünde bile öngürüler var. Ama burada iklim değişikliği dediğimiz sıcaklıkların artması, yağışların azalması değil, yıllık yağış miktarı var ama yıllık yağış hangi tarihlerde düşüyor? Bu yağışların miktarları dönemlere ayrılarak bazen taşkınlara yol açarken bazen ise hiç yağmamasına neden olabilmesiyle karşı karşıya kalacağız.”