Etiket: ‘Arkeopark

  • Karkamış Arkeopark 2018’de ziyarete açılacak

    GAZİANTEP (İHA) – Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Karkamış Antik Kenti Arkeoparkı’nı, 12 Mayıs 2018’de törenle ziyarete açacaklarını söyledi.

    Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Karkamış Antin Kenti’nde gerçekleştirilen kazılar için basın toplantısı düzenledi. Bakan Avcı, Gaziantep temasları kapsamında MÖ 13. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir eyalet krallığı başkenti işlevini yerine getirmiş olan Karkamış Antik Kenti ve kazılarına ilişkin brifing aldı.

    Kazı Başkanı Prof. Dr. Nikolo Marcetti’nin Karkamış Antik Kenti kazıları ve Arkeopark’a ilişkin sunumunu izleyen Avcı, Gaziantep’te tarihle, kültürle, sanatla dolu bir gün yaşadıklarını söyledi. Avcı, Karkamış Antik Kenti Arkeoparkı’nı, mevsim koşulları ve kazı ekibinin önerileri doğrultusunda 12 Mayıs 2018’de törenle ziyarete açacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

    “Ben şimdiden Karkamış Arkeoparkı’nın dünya kültürüne hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Bu bir dünya ve insanlık mirası. İnsanlık mirasına nasıl sahip çıkılacağını, bu mirasın, ait olduğu topraklarda nasıl daha güzel olduğunu bu parkta inşallah tüm dünyaya göstermiş olacağız” dedi.

    Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin de belediyenin kazı çalışmalarına her türlü desteği verdiğini söyledi. Karkamış ekibi için kazıevi ve arkeolojik araştırma merkezinin inşaasını tamamladıklarını belirten Şahin, Karkamış Arkeopark’ının 2018 yılı Mayıs ayı içerisinde uluslararası ziyaretlere açacaklarını kaydetti.

    Karkamış’ta bir saray keşfedildi

    Dünyanın en önemli arkeolojik kentlerinden biri olan Karkamış’taki kazıların yedinci sezonu Türk-İtalyan ekip tarafından tamamlanmak üzere. 2017 yılı buluntuları içerisinde en önemlileri, MÖ. 13. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun bir eyalet krallığı başkenti işlevini yerine getirmiş olan Karkamış’ta bir saray keşfedildi. Bu binada bulunan onlarca mühür baskısı Hitit Sarayı hakkında emsalsiz detaylar sağlamaktadır. Ayrıca Demir Çağı’ndan olağanüstü eserler, mezarlar ve mühürler bu sene ortaya çıkarıldı.

    Yeni Türk-İtalyan projesi

    Ortak bir Türk-İtalyan Arkeoloji Kurulu, Gaziantep bölgesinde, Bolonya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nicol Marchetti yönetiminde 2003’ten bu yana faaliyet gösterdi. Biri Tilmen Höyük’te (2007) ve biri de Taşlı Geçit Höyük’te (2010) olmak üzere, İslahiye İlçesi’nde iki arkeoloji ve çevre parkı tamamlanarak halka açıldı.

    Bolonya, Gaziantep ve İstanbul Üniversiteleri tarafından, birçok diğer katılımcı ile birlikte oluşturulan yeni bir proje, Bakanlar Kurulu’nca 2011 Mayıs ayında onaylandı ve ilk yedi sezon çalışmalar 2011-2017 boyunca Prof. Dr. Nicolo Marchetti (Bolonya Üniversitesi) başkanlığında, Yrd. Doç. Hasan Peker (İstanbul Üniversitesi) Başkan Yardımcılığında, Prof. Dr. Refik Duru, Prof. Dr. Belkıs Dinçol ve Prof. Dr. Mustafa Özakça’an bilimsel danışmanlığında gerçekleştirildi.

    Bu sitin 1920’de askeri bir karakol oluşundan bu yana bir daha araştırılmaması ve ziyaret edilememesinden sonra, arkeoloji çevreleri ve ilgili halkın hemen hemen bir yüzyıl boyunca beklemekte olduğu bir etkinlikti. Ortak proje araştırma, koruma ve sunuma bütünsel bir yaklaşım göstermektedir.

    Tunç, Demir Çağı ve Roma Dönemi kent düzeninin kapsamlı olarak incelenmesi ve turistik gelişim de dikkate alınarak, aynı zamanda kalıntıların korunmasını öngörmektedir.

  • İkiztepe Höyüğü ‘Arkeopark Kültür Merkezi’ olarak turizme kazandırılacak

    Samsun’un Bafra ilçesinde bulunan İkiztepe Höyüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teşvikiyle ’Arkeopark Kültür Merkezi’ haline getirilecek.

    İlk kez 1974 yılında katılan ve emekli olmasına rağmen 2012 yılında tamamlanan kazı bölgesindeki çevre düzenlemesi ve restorasyon çalışmalarına destek veren Prof. Dr. Önder Bilgi, İkiztepe Höyüğü’nde kazılarda ortaya çıkan uzun koridorlu iki odalı mezarın bölgedeki Helenistik dönemi temsil ettiğini belirtti.

    1974 yılında Türk Tarih Kurumu adına başlatılan kazıların daha sonraları İstanbul Üniversitesi adına, son olarak da Kültür ve Turizm Bakanlığı adına 2014 yılına kadar 40 seneye yakın bir süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Önder Bilgi, “Burada yaptığımız çalışmalarda insanların ayrık düzende ahşap evlerde oturdukları ortaya çıkartıldı. Günümüze evlerin kalıntıları geçmedi. Ancak taban alanlarda planlarını elde edebildik. Bu planlardan birini de görsel olarak ayağa kaldırdık ziyaretçilere fikir verebilmesi için. İkiztepe oldukça geniş ve zengin kültür buluntuları ortaya koydu. Bu buluntuları ortaya koyduğumuz zaman milattan önce 4 bin 300 yıllarından, milattan önce bin 700 yıllarına kadar Hititlerin siyasi bir devlet kurmalarına kadar yerleşme alanı olarak kullanıldı. Bu 2 bin 600 yıl tutuyor. İlk Tunç Çağ ve Orta Tunç Çağın başlarına ait kültür kalıntıları ortaya çıkartıldı. Burada ağırlıklı olarak ele geçirilen kültür kalıntıları içerisinde metal eserler dikkatimizi çekti ve bu yönde araştırmalar geliştirdik. İkiztepe’nin döneminin bir sanayi merkezi olduğu ortaya çıktı. Silah kalıntıları özellikle semboller, takıları aletler bize buranın çok zengin bir metalurjik madenci olduklarını ortaya koydu. Yaptığımız araştırmalarda da madenleri bakırı Merzifon Tavşan Dağı’ndan getirdikleri, arseniği de Durağan yakınlarından getirdiklerini saptadık. Bunları da Kızılırmak’ta sal taşımacılığı ile İkiztepe’ye getirdiklerini anladık. Bölgenin doğal zenginliği günümüzde bile dikkat çekici nitelikte. O tarihlerde çok daha zengindi. Hayvancılık ve balıkçılık çok ileri düzeydeydi. Beslenmeleri Orta Anadolu gibi tahıla dayanmıyor, et ve balık besinlere dayanıyor. Ortaya çıkardığımız mezarlarda bu tür beslenmelerini sürdürdüklerini görmüş olduk. Bu halkın Hititlerin ataları olabileceğini dair işaretler verdi bize. İkiztepe’de bir de dokumacılık var. Çünkü 4 bine yakın dokuma tezgahında kullanılan alet ve edevatlar bulduk. Kumaş örneklerine rastladık fosilleşmiş olarak. Özellikle metan eserlerini korumak için kumaşlara sardıklarını biliyoruz. Mezarlarını kazarken de bazı iskeletlerde kumaş parçalarına rastladık. Bir nevi kefen kullandıklarını öğrendik. Kazılara 2010 yılında son verdik çünkü daha fazla kazarsak yerleşme alanları yok olacak. Görselliği bozulacak, ziyaretçilere katkıda bulunmayacak. Onun için durdurma kararı aldık. O tarihten itibaren de İkiztepe’yi arkeopark haline getirme projesine başladık. Burayı turistlik merkez olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teşvikiyle ‘Arkeopark Kültür Merkezi’ haline getirmeyi düşündük. Çevre düzenlemesini yaparak ziyaretçilerin daha fazla bilgilenmesi için bilgilendirme panolarıyla donattık” dedi.

    Prof. Dr. Önder Bilgi şu bilgileri verdi: “4 tepeden oluşan İkiztepe’nin en yüksek tepeyi oluşturan tepede yaptığımız araştırmada Helenistlik çağda bir tümülüs mezarı olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Kesme taşlardan iki odalı ve uzun koridor girişli bir mezar oluşturulmuş fakat zamanında soyulduğu için içinde her hangi bir şey bulamadık. Şansımız yaver gitti, soyguncular tarafından düşürüldüğü tahmin edilen bir altın sikke bulduk. Bölge kralı Lizimaus’un olduğu ama sikke İstanbul’da basılmış olduğu üzerindeki yazıdan anlaşıldı. Üzerinde büyük İskender’in portresi var. Bir tarafında da tanrıça Athena’nın görüntüsü var. Mezarın Helenistlik çağına ait olduğunu saptadık. Şimdi bu mezarın restorasyonu üzerinde duruyoruz. Restorasyon çalışmaları başlayacak. Çatıyla kroma altına alıp halkın ziyaretine açılacak.”