Etiket: Anneden

  • (Özel Haber) Gözü yaşlı anneden 3 gündür kayıp kızına geri dön çağrısı:

    Mersin’de 3 gün önce ablasına “Ben kendi rızamla ayrılıyorum evden, her yerden. Hakkınızı helal edin. Kendi ayaklarımın üzerinde duracağım” mesajı atarak ortadan kaybolan 20 yaşındaki Asena Ergan’ı anne Nurten Ergan, her yerde arıyor. Anne Ergan, “Kurban olayım kızım ne olur geri gel evine. Eve dönmüyorsa da bir sesini duymak istiyorum. Yaşayıp, yaşamadığını bilmek istiyorum. Yavrumun Özgecan gibi olmasını istemiyorum” dedi.

    Mersin’de 29 Eylül Perşembe günü merkez Akdeniz ilçesine bağlı Mithatpaşa Mahallesi’nde ki evinden ablasına mesaj atarak çıkıp giden 20 yaşındaki Asena Ergan’ı ailesi her yerde arıyor. “Ben kendi rızamla ayrılıyorum evden, her yerden. Hakkınızı helal edin. Kendi ayaklarımın üzerinde duracağım” mesajı atarak evden ayrılan Ergan’ın ailesi, yetkilerden kızlarının bulunması yönünde yardım bekliyor. Kızlarına küçüklükten beri herkesin Tuğçe dediğini belirten anne Nurten Ergan, bütün herkesin onu Tuğçe olarak tanıdığını söyledi. Geçtiğimiz Perşembe günü ablasına mesaj atarak kızının evden ayrıldığını kaydeden Ergan, “Ben pazara gittim geldim, 10 dakika sürdü. Bir domates alıp geldim, büyük kızım aşağıda “anne Tuğçe bana mesaj atmış, gitmiş” dedi. Bende o panikle ne yapacağımı bilemedim eşimi, teyzesini aradım. Diğer güne kadar biz kendi imkanlarımızla aradık ama kızımı bulamadık. Korkuyorum kızım kaçırıldı mı, bir yere mi götürüldü. Bir şahıstan şüpheleniyoruz, o şahısla görüştük. O şahıs ben görüşmedim diyor ama kızım onun dışında kimseyle görüşmüyordu. Yaklaşık 2 yıldır onunla konuştuğunu biliyorum. Ben daha önce kendisiyle görüştüm, benim kızım senin dengin değil, sana uygun değil dedim. Ben kızımı ikna etmeye çalıştım, adamı ikna etmeye çalıştım beceremedim” diye konuştu.

    “Bir şahıstan şüpheleniyoruz”

    Bu konuyla ilgili karakola kayıp başvurusu yaptıklarını ifade eden Ergan, “Bir sonraki gün karakola gittik ve ifademizi verdik. Orada da şüphelendiğimiz şahsı biz ifademizde belirttik. Kızım kaçırıldı mı, götürüldü mü, bir haber yok dedik. Bizim tek şüphelendiğimiz kişi o şahıs. Karakolda ifademizi aldıktan sonra biz eve geçtik. O şüphelendiğimiz şahsı da polisler alarak, ifadesini almışlar ve serbest bırakmışlar. Ne söylediğini bilmiyoruz. Bu adamı evli diye duyduk ancak kendisi evli değilim diyor. Kızımı nasıl kandırdığını da biliyorum, kızım bana her şeyi anlatı. Kızıma ben polisim, özel harekatçıyım, şu anda gizli görevdeyim diye kandırmış. Mahallede araba yıkayan bir insan” diye konuştu.

    “Yavrumun Özgecan gibi olmasını istiyorum”

    3 gündür gidilecek, bakılacak her yere baktıklarını vurgulayan Ergan, “Bir anne olarak ne yapacağımı bilemedim. Ben Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, bütün yetkililerden yardım istiyorum. Sadece bir sesini duymak istiyorum. Yaşayıp, yaşamadığını bilmek istiyorum. Yavrumun Özgecan gibi olmasını istemiyorum. Ben sadece yavrumun sesini duyayım. Kurban olsun annesi. Kurban olayım annem ne olur geri gel evine. Bir sesini duyayım. Anne ben iyiyim, ben yaşıyorum diye beni ara. Kim ne derse desin benim canım sana feda. Sana yalvarıyorum ne olur gel. Ne olur benim kızımı geri getirin. Allah rızası için yardım edin. Tükendim bittim. Kızım benimle, babanla, ablanla konuşmak istemiyorsan bari teyzelerini, halalarını ara onlara ben iyiyim de. Babanda evine dönmeni istiyor. Kızım senin başına ne geldiyse gelsin ben kabul ediyorum. Kızım Tuğçe sana sesleniyorum. Baban da senin sesini duymak istiyor, yaşadığını bilmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

    Kızında son dönemde bazı değişiklikler olduğunun da altını çizen Ergan, “Kızım açıktı normalde ama son dönemde kapandı. Evden dışarı çıkmaz oldu. İşe gidiyordu, işe gitmez oldu. O şahıs kızımın kafasını yıkadı. İşleri de o adam ona ayarlıyormuş hatta parasını bile o adam veriyormuş. Ben bunları duydum hayal kırıklığına uğradım. Bu konuyla ilgili de o şahısla görüştüm. Şahıs bana ben ona iyilik yapmak istedim, ben onu korumak istedim dedi. O şahıstan başka kimse aklıma gelmiyor. Kızımın başka biriyle görüştüğünü bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

  • Anneden şehit oğluna son bakış

    İstanbul Sarayburnu açıklarında Sahil Güvenlik Komutanlığı botunun bir yük gemisiyle çarpışması sonucu 3 askerin şehit olduğu olayda ağır yaralanan ve tedavi gördüğü Fatih Sultan Mehmet Hastanesi’nde şehit olan Uzman Çavuş Bülent Demirkaya’nın cenazesi memleketi Ordu’da toprağa verildi. Tabutun başına oturan anne, oğlunun fotoğrafına uzun süre bakarak dualar etti.

    Ordu Büyükşehir Belediyesi Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen cenaze törenine Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer, Ordu Garnizon Komutanı Albay Sedat Sarıkaya, Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hikmet Yıldırım, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Ordu İl Emniyet Müdürü Caner Tayfur, askeri erkan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazede şehidin annesi Lütfiye Demirkaya oğlunun tabutu başından uzun süre ayrılamadı. Tabutun başına oturan anne, oğlunun fotoğrafına uzun süre bakarak dualar etti. Şehidin eşi Çiğdem Demirkaya eşinin tabutu başında gözyaşı dökerken, baba Nihat Kani Demirkaya’nın metanetini koruduğu gözlendi. Şehidin ağabeyinin kızı Elifnur’un amcasına elindeki akide şekerini vermek istemesi ise görenleri duygulandırdı.

    Şehit Bülent Demirkaya, Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu’nun kıldırdığı cenaze namazının ardından Ortaköy Mahallesi’ndeki aile kabristanlığında toprağa verildi.

  • Doç. Dr. Yaşar: “Her Beş Anneden Biri Doğum Sonrası Ruh Sağlığı Problemi Yaşıyor”

    Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 4 Mayıs Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü nedeniyle Türkiye’de ilk kez çalıştay düzenlendi. Kamu Hastaneleri Bakırköy Bölgesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Kadriye Kart Yaşar, Türkiye’den her beş anneden birinin doğum sonrası ruhsal sorunlar yaşadığını vurguladı.

    Dünyada bazı ülkelerde kutlanan 2 Mayıs Anne Ruh Sağlığı Farkındalık günü, ilk kez Türkiye’de düzenlenen çalıştayla kutlanmaya başlandı. Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde “4 Mayıs Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü” çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya Kamu Hastaneleri Bakırköy Bölgesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Kadriye Kart Yaşar, Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt, Bakırköy Kadın Ruh Sağlığı Merkezi Koordinatörü Prof Dr. Nazan Aydın ve çok sayıda sağlıkçı katıldı.

    Çalıştayda konuşan Kamu Hastaneleri Bakırköy Bölgesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Kadriye Kart Yaşar ülkemizde beş anneden birinde ruh sağlığına yönelik sorunların olduğunu belirterek, “Biz Genel Sekreterlik olarak Hastane yönetimiyle birlikte bu farkındalık günüyle Türkiye’de bir ilki başlatmak Anneler Gününden önceki hafta içinde ’4 Mayıs’ı Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü’ olarak gerek toplumda gerekse sağlık otoriteleri arasında yerleştirmek adına böyle bir etkinlik başlattık”dedi.

    Bakırköy Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan Kurt ise doğum sonrası yaşanan ruhsal rahatsızlıkların sayısının azımsanmayacak düzeyde olduğunu belirterek, “Her kültürden her milletten her yaştan her ırktan kadınlarda gebelik ve doğum sonrası ruhsal rahatsızlık görülebiliyor. Bunlar hiç de azımsanmayacak sayılarda. Yüzde 20’lik bir oran telaffuz edebiliriz. Her beş kadından bir tanesi gebelik ya da gebelik sonrası dönemde bir ruhsa rahatsızlık yaşayabiliyor. Ama maalesef bu kadar farkındalık oluştuğu ve üzerinde durulduğunu söyleyemeyiz” diye konuştu.

    Bakırköy Kadın Ruh Sağlığı Merkezi Koordinatörü Prof Dr. Nazan Aydın ise Dünya’da 4 Mayıs’ın artık “Dünya Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü” olarak kutlanacağını vurgulayarak, “Biz bulunduğumuz coğrafyayı temsilen o görev grubunun içerisinde yer alıyoruz. Bundan önce birkaç ülkede Anne Ruh Sağlığı Farkındalık Günü kutlanıyordu ama ilk defa bu yıl bu görev grubuyla birlikte bizler dünya da bir hareket başlattık. 4 Mayıs Dünya Anne Ruh Sağlığı Farkındalık günü olarak artık bütün dünya da kutlanmaya başlanacak. Bu anneler gününün olduğu haftanın Çarşamba günü olarak belirlendi. Amaç, anne ruh sağlığına dikkat çekmek, fark edilmeyen hastalıkların fark edilmesini sağlamak ve annelerimizin tedaviye ulaşmasını sağlamak. Burada amaç sadece annelerin ruh sağlığını düzeltmek değil. Çünkü annelerle bağlantılı olarak tüm toplumun gelecek nesillerin tüm ailenin de ruh sağlığı söz konusu” şeklinde konuştu.

  • Anneden Bebeğe Geçen Kök Hücreler Kanser Hücresine Dönüşebiliyor

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan kansere karşı annenin mikrokimerik hücreleri üzerinde yaptığı bilimsel çalışmalarda, anne karnında çocuğa geçen kök hücrelerin ilerleyen süreçte kanser riski taşıyabileceğini saptadı.

    Son dönemlerde sıkça duyduğumuz fetal mikrokimrik hücre üzerinde çalışmalar yapan Prof. Dr. Demirhan, anneden bebeğe geçen kök hücrelerin bir süre sonra farklı mikro çevrede ve iltihabi durumlarda kanser hücrelerine dönüştüğünü belirledi. Anne karnındayken çocuğa geçen annenin kök hücrelerinin anne adayını onardığı gibi, bazı özel durumlarda ise kanser riski taşıdığını açıklayan Prof. Dr. Demirhan, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı ve Balcalı Hastanesi’nde yaptıkları araştırmalar sonucunda halk arasında yumuşak doku kanseri (sarkoma) olarak bilinen 71 yaşındaki erkek hastanın kanser dokusunda yaptığı araştırmalarda kanser hücrelerinin yüzde 18’nin annenin mikrokimerik kök hücreleri olduğunu rapor ettikleri ve görüntülediklerini söyledi.

    Kök hücrelerin fizyolojik ve biyolojik olarak faydalı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Osman Demirhan, bu hücrelerin gittikleri noktalarda belli bir süre çoğalarak şekil değiştirdiğini hatırlattı. Anneden bebeğe geçen bu kök hücrelerinin nasıl kanser hücresine dönüştüğünü anlatan Prof. Dr. Demirhan şunları kaydetti:

    “Bebekte bunlar çoğalıyor veya bebeğin bağışıklık sistemi kök hücreleri yabancı hücre olarak algıladıkları zaman buna karşı bir immün reaksiyon gelişiyor. Bu reaksiyon sonucunda kök hücrelerinin sürekli rahatsız edilmeleri sonucunda iltihaplanma gelişiyor ve normalde faydalı amaçla bulunan bu kök hücreler kanser hücrelerine dönüşebiliyorlar”.

  • Depresyon Anneden Çocuğa Miras

    Uzman Psikolog Özge Genlik, depresyonun anneden çocuğa miras olduğunu söyledi. Genlik, “Ana rahminde oluşumumuzun başlama anından itibaren çocukluk dönemindeki yaşanmışlıkların kişinin tüm yaşam deneyimlerine yansımasını araştıran ve beden-zihin-ruh zemininde uygulamalarını sürdüren doğum psikolojisi disiplininin araştırmalarına göre; anne adayının duygusal ve fizyolojik sağlığı karnındaki bebeği etkilemekte” dedi.

    Yapılan son bilimsel araştırma sonuçlarına göre, sperm ve yumurta birleşme anından itibaren, fetusun gelişimi ve ardından doğum anı ’öz’ünüzde, gerçeklikte kim olduğunuzun en önemli belirleyicisi olduğunu anlatan Uzman Psikolog Özge Genlik, “Yaşam hakkındaki hissiyatlarınızı, yaşamda alacağınız kararları, hatta psikolojik ve fizyolojik olarak karşılacabileceğiniz hastalık ve sorunların biçimlendiği anın dünyaya gelmeyi seçtiğiniz ’an’da oluşmaya başladığını biliyor musunuz? Ebeveynlik, bir canın dünyaya gelmesine vesile olmayı seçtiğiniz an başlayan bir süreçtir. Hamilelik süreci boyunca duyularımızın merkezi olarak nitelendirilen ’limbik sistem’ aktiftir. Dolayısı ile hamilelik süreci, anne adayının kendi içsel dinamiklerini keşfettiği; kendi annesi ve partneri/eşi ile olan ilişkisini yeniden düzenleme ihtiyacı hissettiği, kendi benliğini tümüyle anlamlandırmak istediği bir içsel yolculuktur” diye konuştu.

    “Gebelik sürecinde anne adayının biyo-psikolojik olarak yatkın olduğu psikolojik sorunlar yüzeye çıkabilir, çünkü o güne değin bastırılmış ifade bulmamış enerjiler/duygular ifade bulmak isteyecektir” diyen Uzman Psikolog Özge Genlik, “Doğum öncesinde, anne adayının geçmiş travmatik izlerinden arınması sağlıklı bir insan Dünyaya getirebilmesi için çok önemlidir. Çünkü ana rahminde bebekler herşeyi algılamakta ve bedensel hafızalarına kaydetmektediler. Tüm travmatik deneyimlerin izleri bedensel hafızamızın kayıtlarında saklıdır. Yapılan son istatisksel araştırma sonuçlarına göre; anne adayının deneyimleyeceği ’depresif bozukluk’ (depresyon) süreci karnındaki bebeğin de aynı ’depresif bozukluk’ semptomlarını deneyimlemesine neden olmaktadır. Ve bebek dünyaya geldiğinde uygun çevresel/sosyal koşullar zemini oluştuğunda bir birey olarak ’depresif bozukluk’ deneyimleme ihtimali; psikolojik olarak sağlıklı bir anne adayının dünyaya getirdiği bebeğe oranla daha fazla olduğu bulgulanmaktadır” şeklinde konuştu.

    Anne karnında geçirilen “9 ay”lık sürecin tüm yaşamımızı biçimlendirdiğini ifade eden Uzman Psikolog Özge Genlik, “Rahim; dünyadaki hikeyemizin başladığı zemindir. Bu zeminde meydana gelen her türlü hissiyat dünyayı algılama biçimimizi şekillendirmektedir. Rahimde geçirdiğimiz süreçte anne adayının deneyimlediği her şeyi karnındaki bebek de birebir deneyimlemektedir. Dolayısıyla anne adayının doğum süreci boyunca ’doğum psikologu’ ile birebir çalışması ve travmatik deneyimlerini şifalandırması sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesine vesile olur” dedi.