Etiket: anne

  • Üreten kadınlardan çocuklar için katkısız ’Anne Burger’

    Üreten kadınlardan çocuklar için katkısız ’Anne Burger’

    Samsun’un Havza ilçesinde kurulan ’İlk Kıvılcım 1919 Havza Kadın Üretim Kooperatifi’nde yapılan ve tamamı doğal gıdadan oluşan ’Anne Burger’, çocuklar tarafından beğeni ile tüketiliyor.

    Üreten ve üretmek isteyen kadınlardan oluşan İlk Kıvılcım 1919 Havza Kadın Üretim Kooperatifi’nde yapılan işler herkes tarafından takdirle karşılanıyor. İmece usulü çalışmayla birlikte kooperatifleşme bilinci ile üreten kadınlar evlerde yaptıkları tamamı el emeği ve doğal olan gıda ürünlerini dükkanda satışa sunuyor. Ayrıca bir araya gelen kadınlar çocukların daha sağlık beslenebilmesi için ’Anne Burger’ üretimine başladı. Organik sebzelerin ve sağlıklı köftenin, Havza’nın ’pıtıl’ diye bilinen ekmeğiyle bir araya gelmesiyle eşsiz bir lezzet ortaya çıkaran kadınlar markalaşma yolunda hızla ilerliyor. Çocukların uğrak yeri olan dükkanda kadınlar üreterek ev ekonomisine katkı sağlıyor.

    Kooperatifte görev yapan Nihal Baştuğ, “Biz Havza’da kadınlar tarafından bir kooperatif kurduk. Biz kadınlar olarak gönüllük esası ve birlik beraberlik içerisinde çalışıyoruz. Amacımız tüm kadınlara ulaşabilmek ve onların sesi olmaktır. Ben değil biz diyerek bir araya geldik. Bir ’Anne Burger’ yaptık. Çocuklara daha sağlık şeyler beslemek istiyorum. Bunun için ’Anne Burger’ yapmak istedik. Dışarıda katkılı ekmek, katkılı köfte yedirmemek için kendimiz yaptığımız bir yemeği yedirmek istedim. ’Anne Burger’ yemek isteyen çok kişi oluyor. Markalaşma ile ilgili Havza Ticaret Odası ile iletişime geçildi” dedi.

    Kooperatifte görev yapan Ayşegül Arslan ise, “Havza’da üreten, çalışan kadınlar ulaşmak onlara destek olmak adına oluşturduğumuz kooperatifte imece usulüyle çalışıyoruz. Kırsaldaki kadınlara ulaşmak, onlara pazar alanı oluşturmak istiyoruz. Raflarda yer alan ürünler bize güç katacaktır. Bingül Alış hocamız önderliğinde kurulan bu kooperatifte üretmeye devam ediyoruz. Bizi destekleyen Havza Kaymakamlığına, Havza Belediyesine, Havza Ticaret ve Sanayi Odasına ve tüm Havzalılara teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

  • Tokat’ta, “En İyi Narkotik Polisi; Anne” projesi hayata geçti

    Tokat’ta, “En İyi Narkotik Polisi; Anne” projesi hayata geçti

    İçişleri Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan “En İyi Narkotik Polisi; Anne” projesi Tokat’ta hayata geçirildi.

    26 Haziran Atatürk Kültür Sarayında İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce düzenlenen toplantıya protokolün yanı sıra anneler katıldı. Narkotik polisi tarafından yapılan sunumda uyuşturucu bağımlısı bireylerin annelerinin yüzde 90 oranında ev hanımı olduklarının tespit edildiği kaydedildi. Bu anlamda hayat geçirilen proje kapsamında annelere eğitim seminerleri verilerek çocuklarda, gençlerde uyuşturucu kullanımının henüz başlamadan önüne geçmek ve bağımlılık boyutuna ulaşmaması hedefleniyor.

    Programda konuşma yapan Tokat Valisi Ozan Balcı, projenin önemine dikkat çekti. Vali Balcı, uyuşturucu ile mücadelenin anne üzerinden rehber öğretmenler aracılığı ile yürütüleceğini ifade ederek, “Çocuklar bizim her şeyimiz geleceğimiz. Annelerin, babaların biricikleri ama ülkemizin geleceği onlar. Bugün itibariyle “En İyi Narkotik Polisi; Anne” projesi Tokat’ta başlattık. Milli Eğitim Müdürlüğümüzle beraber emniyetimiz, jandarmamız plan program yapacak, yıl boyunca bu işi detaylandırarak uygulayacaklar” dedi.

    “Bir kişiye dahi bulaşmaması lazım”

    Uyuşturucunun bir kişiye dahi bulaşmaması gerektiğini belirten Vali Balcı, “Pandemi ile mücadele de söyledim sayı ha bir olmuş ha bin olmuş. Uyuşturucu mücadelesinde de ha bir, ha bin. Sayı önemli değil. Bir kişiye dahi bulaşmaması lazım. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, sahadayız alandayız. Emniyet, jandarma, devlet olarak bu iş takip ediliyor, kontrol altında. Diğer boyutları ile ilgili de çocuklarımızın, ailelerimizin bilgilendirilmesine büyük önem veriyoruz” diye konuştu.

  • Anne sütü bebeği hastalıklardan koruyor

    Anne sütü bebeği hastalıklardan koruyor

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Ayça Kömürlüoğlu, anne sütünün bebeği hastalıklardan koruduğunu belirterek bebeğin ihtiyacı olan takviyelerin anne sütünün içerisinde olduğunu söyledi.

    1-7 Ekim Emzirme Haftası kapsamında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri anne sütünün önemine değindiler.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Elif Ünver Korgalı, “Dünya Sağlık Örgütü ve tüm sağlık kuruluşları her bebeğin ister prematüre, ister term, ister sağlıklı, ister hastalıklı dünyaya gelsin; tüm bebeklerin ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesini öneriyor. Çünkü biliyoruz ki anne sütü, bebeğin büyüme ve gelişmesi için gereken tüm besin öğelerini içinde eksiksiz bir şekilde barındırıyor’’ şeklinde konuştu.

    “Annelerimiz yalnız değiller’’

    Dr. Korgalı, emzirme sorunu yaşayan annelere ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını belirterek, “Genellikle biz anne sütünü tam alamayan ya da sıkıntı yaşayan anne ve bebekleri polikliniğimizde karşılıyoruz. Bu bebekleri ve annelerin bebeklerini emzirmelerini gözlemliyoruz , sıkıntı neredeyse bunu çözmek için poliklinikte yardımcı olmaya çalışıyoruz. Gerekirse bu bebekleri her gün polikliniğimize çağırarak emzirme konusunda anneye ve bebeğe eğitim vermeye çalışıyoruz. Bugüne kadar hiç emmeyen bebeklerimizin sadece anne sütüyle evlerine gittiğini biliyoruz. O yüzden sadece şunu belirtmek istiyorum: Annelerimiz yalnız değiller. Emzirme sorunu yaşıyorlarsa lütfen bizlere ulaşsınlar ve biz onlara elimizden gelen bütün desteği sağlayalım. Çünkü anneler eve gittikleri zaman bebekle baş başa kalıyorlar ve çok yalnız hissediyorlar, desteksiz hissediyorlar ve kime başvuracaklarını bilmiyorlar. Biz bu konuda her zaman onlara yardıma hazırız. Bir ekip olarak Üniversitemizin Çocuk Polikliniği’nde çalışıyoruz. En kısa zamanda da inşallah Sosyal Pediatri Bilim Dalının şemsiyesi altında Emzirme Polikliniği açarak daha resmi bir şekilde bu işlerimizi devam ettirmek istiyoruz. Ve annelerimize diyoruz ki, ‘Bizi Bulun’ Anne sütü her bebeğin hakkıdır’’ dedi.

    “Anne sütü bebeği hastalıklardan koruyor”

    Dr. Öğr. Üyesi Ayça Kömürlüoğlu ise konuşmasında, “Anne sütü bebeklerimizin beslenmesi için en ideal ve en özel gıda. Bir bebeğin ihtiyacı olan bütün takviyeler anne sütünün içerisinde mevcut. Anne ile bebeği birbirine bağlayan en önemli faktörlerden bir tanesi. Sadece beslenme değil. Elbette bebeğin psiko-sosyal gelişimi, anne bebek bağlanması, bebeğin bağışıklığı, ekonomik faktörler, anne yararına faktörler; bunların hepsi bizim emzirme olayımızın içerisinde. Bebeği hastalıklardan koruyor anne sütü. İshalli hastalıklar, Pnömoni, idrar yolu enfeksiyonu hastalıkları gibi. Bu hastalıkları daha az görüyoruz anne sütü ile beslenen bebeklerde. Bebeğin duyusal ve bilişsel gelişimini, zeka gelişimini olumlu yönde etkilediğini biliyoruz. Bunun dışında anne sütüyle beslenen bebeklerin bağışıklık sistemlerinin daha iyi olduğunu, alerjik hastalıklara daha az yakalandıklarını, ilerleyen yaşlarında obezite, diyabet gibi hastalıklara daha az yakalandıklarını biliyoruz. Aynı şekilde anne için de olumlu faktörler söz konusu. Yumurtalık kanseri, meme kanseri gibi kanserleri emziren kadınlarda daha az gördüğümüzü biliyoruz. İlk 6 ay sadece anne sütü yeterli. Sonrasında da en az 2 yaşına kadar, tamamlayıcı beslenme ile beraber anne sütüyle beslenmeyi mutlaka öneriyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • Bebeğin şifası anne sütünde saklı

    Bebeğin şifası anne sütünde saklı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. M. Erkan Altuncu ‘’1-7 Ekim Emzirme Haftası’’ ile ilgili açıklamalarda bulunarak anne sütünün önemine değindi.

    Medical Park Gaziantep Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. M. Erkan Altuncu, ‘’Tüm bebeklerin en temel ihtiyacı, sıcacık anne kucağı ve anne sütüdür. Çünkü emzirmek anne ile bebek arasındaki bağı güçlendirir. Anne sütü bebeğin zeka gelişimini ve bağışıklığını destekleyerek, onun sağlıklı bir şekilde büyümesinde etkili olan bir besindir. Emzirme döneminde anne iyi beslenirse bebeği de iyi beslenir. Çünkü annenin besinlerden aldığı vitamin ve mineraller anne sütüne taşınır. Bu nedenle ilk altı ay bebekler sadece anne sütü ile beslenmelidir. Doğumdan sonra hemen emzirmeye başlamak, süt yapımının uyarılması ve devamı bakımından çok önemlidir. Bebeğin ilk gün aldığı süte ‘’Kolostrum’’ yani ağız sütü çok faydalıdır. Anne sütünün içeriğinde bulunan antikor ve immunglobulin bebeği bakteri ve virüslerden korur. Mineral ve vitamin miktarı yüksek olan bu besinden bebeklerin faydalanmasını sağlamak için anneler bebeklerini sık sık emzirmelidir’’ dedi.

    Anne sütü, ishal, zatürre ve alerjik hastalıkları önleyebilir

    İlk altı ay sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin ishal, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklara ve alerjik hastalıklara da az yakalandığını belirten Uzm. Dr. M. Erkan Altuncu, ‘’Bebek doğduğu andan itibaren saat başı emzirilmelidir. Sonraki günlerde ise iki saat ara ile 15-20 dakika emzirmek onlar için yeterli olabilmektedir. Çok sık beslemek bazen de gaz şikayetlerini artırabilmektedir. Anne sütünün yeterliliği bebeğin kilo alması ile anlaşılır. Bebekler düzenli olarak ayda en az 650 gr alırlar. Bebeğin düzenli aralıklarla sağlık kontrolüne götürülmesini tüm ailelere öneriyoruz’’ ifadelerini kullandı.

    Çok fazla yemek tüketmek süt üretimini artırmaz

    Emzirme sürecinde annelerin aşırı kilo alımından muzdarip olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. M. Erkan Altuncu, “Annelerin aşırı şeker ve karbonhidrat içeren yiyecekleri tüketmek yerine; günde 12-15 bardağı kadar sulu gıdalar, az şekerli limonata, komposto, çorba tüketmesi, günde en az 2 su bardağı süt veya yoğurt , 1 köfte kadar et ve 1 adet yumurta, 3 dilim ince kepekli ekmek veya 3 porsiyon unlu yiyecek ile 2 adet meyve alması bebeğin beslenmesi için yeterli olacağı gibi aşırı kilo alımının da önüne geçmiş olacaktır. Anneler emzirirken hijyene önem vermeli ellerini sabunlu suyla iyice yıkamalı ve emzirirken sigara içmemelidir. Çay ve kahve gibi besleyici değeri olmayan içecekleri tüketmemelidir. Bebeklerin ilk 4-6 ayda, hastalık durumu veya çok sıcak havalar dışında su ihtiyacı bulunmamaktadır. Eğer su verilmesi gerekirse de kaynatılmış ve şekersiz su verilmesi gerekmektedir. Anne sütü, süt saklama poşetlerinde buzdolabında 24 saat, buzlukta ise 6 ay süre ile muhafaza edilmektedir. Anne sütü hiçbir zaman kaynatılmamalıdır” açıklamalarında bulundu.

  • 4 kardeş anne ve dayı korkusundan dışarı çıkamıyor

    4 kardeş anne ve dayı korkusundan dışarı çıkamıyor

    Gaziantep’te yaşayan 4 kardeş, yıllarca şiddet gördükleri öz anneleri ve dayılarının korkusundan evden dışarı dahi çıkamıyorlar. Babaları ile yaşayan kardeşler, kendilerine işkence ettiğini ileri sürdükleri anneleri ile tacizde bulunduğunu iddia ettikleri dayılarının tutuklanarak cezaevine gönderilmesini istiyor.

    Duyanların tüylerini ürperten olay Gaziantep’te meydana geldi. İddiaya göre anneleri C.S’nin babaları C.S.S’yi aldatmasına şahit olan 4 kardeş yaşananları anlatmamaları için birçok kez şiddete uğrarken, 4 kardeşten 2’si misafir oldukları dedesinin evinde öz dayıları B.E.Ç tarafından tacize uğradıklarını iddia etti. Eşi tarafından kendisine boşanma davası açılan C.S.S’nin elinden çocukları geçici velayet kararı doğrultusunda icra yoluyla alındı. Bunun üzerine hukuk mücadelesini başlatan baba, cep telefonu kamerası ile icra yoluyla annelerinin kaldığı eve götürülmek istenen çocuklarının anneleri ve dayılarının yanına gitmek istemediğini görüntüledi. Tekrar babalarının geri almayı başardığı çocuklar, tutuksuz yargılanan dayıları ve boşanma davası açan annelerinin korkusuna evden çıkmak istemiyor.

    Baba ilk şoku çocuklarının anlattıklarıyla yaşadı

    Severek evlenen C.S.S. ile C.S.’nin 15 yıllık evliliklerinden 4 çocukları oldu. Ailesinin geçimi için yurtiçi ve yurt dışında çeşitli işlerde çalışan C.C.S., uzun yol şoförlüğü yaptı. Evinden uzak kaldığı dönemlerde ise eşi tarafından aldatıldığını yaşadığı bir tartışma sonucu iki kızının anlatması sonucu öğrenen adam, eşi tarafından kendisine boşanma davası açılınca çocukları geçici velayet kararı doğrultusunda icra yoluyla alındı. Baba ve çocuklarının hukuk mücadelesi ise bundan sonra başladı. Baba C.S.S, kızlarının birçok olaya şahit olduğunu ama annelerinin söylememeleri için çocuklarına şiddet uyguladığını belirterek, aldatılmanın yanı sıra bir şoku da çocuklarının öz dayısının iki kızını istismar ettiğini öğrenmesiyle yaşadı.

    Baba C.S.S, aldatıldığını eşi ile tartıştıktan sonra kızının anlatması sonucu öğrendiğini ifade ederek, “Benim uzun mesai saatlerim var, bundan dolayı yurt dışında, yurtiçinde çalıştım, taksi şoförlüğü yaptım. Evden hep 4 saatlik uykularla devam ediyordum. Evimde bazı şeyler olmuş ama farkında değildim. En son 1 Şubat’ta eşimle bir tartışma yaşadık, o tartışmanın üzerine bazı şeyler ortaya çıktı benim çocuklarım tarafından. Tartışmadan sonra beni karakola şikayet etti, şikayet olunca benim çocuklarım bana bir şey olacak diye korktular, bunun üzerine büyük kızım panik atak geçirdi ve ‘Baba seninle konuşmam gereken çok önemli şeyler var’ demeye başladı. Kızımı sakinleştirdik, 112’yi aradık, tedavisini yaptırdık, kızım anlatmaya başladı. Annesinin beni birçok defa aldattığını farklı farklı kişilerle ve bunu yıllarca çocuklara susması için üzerlerine baskı kurup tehdit ederek, gerek dövülerek, tehdit edilerek susturulmuş. Tartıştıktan sonra çocuklar bana çok şey anlattı, çocuğum beni annelerinin uzun zamandır aldattığını ve ’Bu bir daha olmayacak’ diye çocuklara Kur’an’ın üstüne yemin etmiş. Sonrasında ise daha vahim bir şey öğrendim. İki kız çocuğum dayıları tarafından istismara uğramış” dedi.

    Aldatılmanın şokunu yaşadıktan sonra kızlarının da dayıları tarafından istismara uğradığını öğrendiğini söyleyen baba C.C.S, “Ben bunu Şubat ayının 10’unda öğrendim, 11’inde gerekli mercilere şikayette bulundum, 14’ünde şahıs tutuklandı. 6. ayın 2’sine mahkeme günü atıldı. 6 ayın 2’sindeki mahkemede anne bu süreçte çocukları benden alıp götürdü. Boşanma davası da açılmıştı. Çocuklardan en çok mağdur olan küçük kızıma videolar çektiriyor, ona söylemesi gereken şeyleri söyleyip duruyor. Bir de çocuk dayısını aradı. Cezaevinde konuşmuş, özür dilemiş. Bu özür dilerken baba ve babanın ailesi tarafından bir baskıyla söylediği söyletiliyor” ifadelerini kullandı.

    “11 yaşındaki kızıma muayene yaptırdım”

    Kendisinin çocuklarına hiçbir baskı uygulamasını dile getiren baba C.C.S, 11 yaşındaki kızını muayene yaptırdığını ve hazırlanan raporda kızının tacizine ilişkin somut bir netice çıkmadığını kaydetti. Öfkeli baba, rapor nedeniyle kızının dayısının tutuksuz yargılandığını anlatarak, “Böyle bir şey yok, yani hangi baba 11 yaşındaki çocuğuna fiziki muayene yaptırabilir. Bu kadar aşağılık bir şey ne kadar zor bir şey, bunun iftirası olabilir mi? Ben 11 yaşındaki kızımı muayene yaptırdım. Çocuğun şimdi alınan ifadesinde de var, Kasım ve Aralık ayında 6 defa öz dayısı tarafından istismara uğradığını beyan ediyor. O şahıs 14 Şubat’ta tutuklandı, 6. ayın 2’sine mahkeme günü verildi, 6. ayın 2’sine kadar tutukluydu ama ne olduysa 6. ayın 2’sinde tutuksuz yargılanmaya kaldı. Başkan sadece büyük çocuğu dinledi, diğer çocuğun yaşı küçük diye dinlemedi. Bir İstanbul yasası deyip gidiyorlar, kadının beyanı esastır deniliyor. Bunu yaşayan şahitler var, pedagog raporları var. Devletin kendi vermiş olduğu raporlar var ama şans dışarıda ve böyle bir insan neden dışarıda” dedi.

    “Anne çocuklarını ölümle tehdit etti”

    Yaşanan olaylardan sonra anne C.S’nin çocuklarının yanına gelerek tehditlerde bulunduğunu kaydeden baba C.C.S, “’Eğer benim kardeşime ve aileme, anneme bir şey olursa bakın size neler yapacağım, o zaman öldüreceğim o zaman göreceksiniz’ dedi. Çocuklarımın amca dediği bir dostumun yanında eşim kızıma, ’Kızım dudağından öptüyse ne oldu ki’ dedi. ’Ben de öpüyorum, onunla ben de yatıyorum.’ Böyle bir anneden ne bekliyorsunuz. Ben Türkiye hukukuna, Türkiye’nin hukuk devleti olduğuna inandığım için Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine sığındık ve adaletin tecelli etmesini bekliyorum” dedi.

    İntihar etmek istedi

    Annesinden şiddet gören ve öz dayısının istismarına uğrayan 13 yaşındaki E.S ise yaşadığı tramvayı anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Yaşadığı zor dönemleri anlatan E.S, “Ben zor dönemler geçirdim, annemden dayaklar yedim ve annemin kardeşinden ben tecavüz gördüm. Ben düzgün yaşayamıyorum, her zaman korku içinde yaşıyorum, panikliyorum. Bu süreçte babaannemde kalıyorum, babamda da kalmıyorum. Yaşadıklarım yüzünden 5. kattan atlamaya çalıştım babam tuttu, evden kaçtım, haplar içtim, kendimi bıçakladım. Anneme ’Kardeşin bana bunu bunu yaptı’ dedim bana inanmadı, sonrasında geldi dövdü” ifadelerini kullandı.

    “6 gün boyunca istismara uğradı”

    Babasıyla annesinin 1 Şubat’ta kavga ettiklerini kaydeden E.S, “O zaman çok üzüldüm, babam da bayağı kötü oldu. Bende söylemek zorunda kaldım. ’Baba, annemim kardeşi bize böyle böyle yaptı’ ve babam buna susmadı. Ben yılbaşına yakın bir dönemde 6 defa anneanneme gittim. Sonra dayımın bana yakınlaşmasını gördüm, ablamdan faydalanamadığı için bana bayağı yaklaştı. 6 defa ben ses çıkartamadım, bana daha çok zarar verir diye. Sessiz kaldım, bir şey yapamadım, üstümden itmeye çalıştım, ben uzaklaştıkça kendisi dibime geldi” dedi.

    Annesinin babasını aldatmasına şahit olduğunu söyleyen E.S, “Annem bize yemin etti ama sonra gitti bakkalcıyla çıktı, sonra boşanma davasında annemim başka erkeklerle olduğu ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

    “Onun değil, benim gezmem lazım”

    Yaşadıkları sonrası evden dışarı çıkmaya korkar olduğunu kaydeden E.S, “Ben düzgün dışarı çıkamıyorum korkuyorum, eskiden ablamla çıkabiliyorduk ama şu an kapımızın önüne bile inemiyoruz. Ben onun dışarıda kalmasını istemiyorum, ben onun tekrar hapiste kalmasını istiyorum. O elini kolunu sallayarak gezerken asıl benim gezmem lazım onun yerine” diyerek yaşadıklarını anlattı.