Etiket: Anayasayı

  • AK Parti’li Güvenç Manisa’da yeni anayasayı anlattı

    TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, “CHP istediği kadar ’rejim değişiyor’ desin. Rejim değişmiyor. Sistem değişiyor. Rejim demokrasi rejimi. AK Parti demokrasinin bekçisi 15 yıldır. Demokrasi halk demektir. Halk iradesi demektir. Halktan kaçmamak demektir” dedi.

    TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, bir dönem valilik yaptığı Manisa’da yeni anayasa değişikliğini anlattı. Manisa Şehzadeler Belediyesi tarafından Manisa Rum Mehmet Paşa Bedesteni Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilen programa Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ertuğrul Aytaç, AK Parti teşkilatı ve çok sayıda vatandaş katıldı. Eski Manisa Valisi olan AK Partili Güvenç, salondakiler tarafından coşkuyla karşılandı.

    “Milletin seçtiğine nasıl gensoru yapacaksın?”

    Yeni anayasa değişikliğini anlatan TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, “Halka dayanan, halktan yetki alan, güçlü bir lider, güçlü bir cumhurbaşkanı, dünyaya da dik meydan okuyabilecek bir insan gelip çalışacak. ’Efendim bu tek adamlılık olur mu?’ En büyük sorun da bu. Onu işlemeye çalışıyorlar. Olmaz. CHP istediği kadar ’rejim değişiyor’ desin. Rejim değişmiyor. Sistem değişiyor. Rejim demokrasi rejimi. AK Parti demokrasinin bekçisi 15 yıldır. Demokrasi halk demektir. Halk iradesi demektir. Halktan kaçmamak demektir. Öbür rejim monarşidir. Onun temel özelliği seçimle gelmemektir. Biz seçimle gelmemeyi mi söylüyoruz? Biz diyoruz ki, meclis yasama yapsın seçilsin. Yürütmenin başındaki adam da halktan yüzde 51 oy alsın gelsin ülkeyi 5 yıl süreyle yönetsin. Başarırsa bu millet onu bir dönem daha seçsin. Gene başardı. Kusura bakma kardeşim. 2 dönem. Bunun ne ilgisi var rejim değiştirmekle? Geliyor kafa karıştırıyor. Televizyonda izliyorum. Efendim anayasada gensoru varmış da koymamışız. Milletin seçtiğine nasıl gensoru yapacaksın? Gensoruyu millet yapacak sandıkta. 5 yılda bir yapacak” dedi.

    “Ya kötü bir adam seçilirse, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı oldu ne yapacaksınız?”

    Anayasa değişikliği ile ilgili muhalefetin en çok eleştirdiği konulardan biri olan ’Tek adam’lı yönetim tartışmalarına da açıklık getiren AK Partili Güvenç, “Efendim kötü bir adam seçildi, yaramaz bir adam seçildi. Hadi söyleyeyim Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı oldu ne yapacaksınız? Bakın şu sistemin özelliği şu Kılıçdaroğlu da cumhurbaşkanı olsa, ertesi gün toplumu halkı kucaklamak zorunda bu sistemde. Niye? 5 yıl sonra gelip oy isteyecek. Ve yüzde 51 oy alması gerekiyor. Akıllı adam seçildiğinin ertesi günü temiz bir sayfa açar, balkon konuşması yapar. Can havliyle halkı kucaklamaya gayret eder. Yoksa 5 yıl sonra rezil olur. 2. tura kalamaz. Bakamaz senin yüzüne. Millet iradesi” diye konuştu.

    “Ya hainlik yapıyor cahil, ya okumuyor”

    CHP’yi eleştiren Güvenç, “Manipülasyon yapıyorlar. Efendim ’Meclis soruşturması yok’ dedi Deniz Baykal, ya dersini çok çalışmıyorlar. Meclis soruşturmasını koymuşuz biz değişiklikte. Cumhurbaşkanı, meclis kararıyla yüce divana gönderilebilir. Şimdi sorumsuz. İsterse vali bile atatmaz ama hiçbir sorumluluğu yok bu sistemde. Biz koymuşuz, Deniz Baykal dedi ki ’Yok’ ilgili maddeyi kendi sıralarından seslendiler. Dediler ’Efendim var’ Bir başkası hukukçuyum diye meşhur televizyona çıkmış diyor ki, ’Ya Cumhurbaşkanı, kanunları yayınlar demişler ama süre koymamışlar. Yayınlamazsa. Aldı meclis gönderdi 3 ay yayınlamadı ne olacak?’ diyor. Bunu televizyonda çok ünlü bir kanalda söylüyor. Eski bir belediye başkanı İstanbul’da. Dedim acaba atladık mı? Yanlış mı yaptık? Baktım anayasanın ilgili maddesine değiştirmiyoruz. Cumhurbaşkanı kanunları 15 günde yayınlar diye var. Ya hainlik yapıyor cahil, ya okumuyor” dedi.

    “Diyorlar ki, ’Meclis çoğunluğunu da millet size verirse?’ O zaman avucunuzu yalayın”

    Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve yargıya da değinen Güvenç, “İşte Cumhurbaşkanı HSYK’da oyun oynuyor? Net konuşalım. 2010 referandumundan önce cumhurbaşkanı belirli bir grubun, yargı belirli bir grubun elinde miydi? Elindeydi. Biz size geldik reform yaptık. Biz sizden, yargıda seçim olsun en çok oyu alanlar girsin oraya. Çarşaf liste getirmedik biz. Bizim hegemonya kurma derdimiz yok. Tayyip Erdoğan’ın böyle bir derdi yok. Olsaydı darbe olmazdı bugün. Bu sefer FETÖ örgütü gitti Anayasa Mahkemesinden bizim yaptırdığımızı iptal ettirdi. Çarşaf liste getirdi. Biz yapmadık. Çarşaf listeyle yargıyı ele geçirdiler. 17-25 Aralık’ı yedik o yüzden. Arkadaşlar, bizim dediğimiz olsaydı. En çok oy alanlar sıralansaydı. İşte solcu hakim falan 3 bin oy aldı, sağcı hakim 2 bin oy aldı işte karma bir liste olacaktı HSYK’da iptal ettirdiler. Çarşaf listeyle yargıyı ele geçirdiler. 2 yargı kamulaştı. Birbirlerine düştüler. Şimdi diyoruz ki, 4 üyeyi cumhurbaşkanı atasın, 1 de adalet bakanı ile müsteşar var 6, 7 üyeyi meclis seçsin diyoruz biz. Yine bir derdimiz yok ele geçirelim diye. Diyorlar ki, ’Meclis çoğunluğunu da millet size verirse?’ O zaman avucunuzu yalayın. Gidin millete derdinizi anlatın. Bana niye anlatıyorsun” diye konuştu.

  • Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop: “Partiler aralarında anlaşarak yeni anayasayı yapabilir”

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, yeni anayasanın partilerin bir araya gelmesiyle yapılmasının mümkün olduğuna dikkat çekti. Şentop, “Partilerin bu anayasanın Türkiye için bir zaruret olduğuna inanması lazım. Olmadığı taktirde millet, buna inanıyor ve yeni anayasayı yapacak bir parlamento tablosunu en kısa zamanda oluşturur” dedi.

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Siyaset Akademisi’nin yeni dönemdeki ilk dersini vermek üzere Bursa’ya geldi. Merinos Kongre Kültür Merkezi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şentop, yeni anayasaya ilişkin olarak, “Son olarak 23 Mayıs’ta üç parti temsilcisi 7 madde üzerinde anlaşmıştı. Bu 7 maddenin dışında anlaşma sağlanabilecek ilave maddeler de var” dedi. İlave maddelerin genel başkanların değerlendirmesine bırakıldığını söyleyen Şentop, “Genel başkanlar onay verdikten sonra Meclis’e bir teklif olarak verilir. Komisyonda görüşülür ve sonra devam eder. Bu, bir başlangıç olur umarım anayasayla ilgili olarak. Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyaç duyduğu 15 Temmuz’da yaşadıklarımızla da karşımıza çıkıyor. Yeni anayasayı Türkiye er ya da geç mutlaka yapacak. Bunu sadece Meclis’teki tabloya, sayısal hesaplara bakarak düşünmek yanlış olur. Fransa’da 1958’de bir anayasa yapılıyor. Bu, Fransa’yı yarı başkanlık sistemine geçiren anayasa. 1960’daki değişiklikle beraber tamamlanıyor süreç ama 1956-57’de Fransa’da yaşayanların, 1958’de Fransa’da bir sistem değişikliği olup yeni anayasa hazırlanacağını tahmin edebilmeleri mümkün değil. 1946’da bir anayasa yapmış Fransa, o anayasayla klasik parlamenter sistemi belirlemiş. 1958’de birden Fransa yani anayasa yapma mecburiyetiyle karşı karşıya kalmış. Sebebi, 12 yıl içinde 23 hükümet değişikliği. Bazı hareketlenmelerle Fransa yönetilemez hale gelmiş. Bir yıl önce Fransa’da böyle bir yeni anayasa yapılacağını tahmin edebilmek mümkün değil. Bugünün tablosu, aslında partilerin aralarında anlaşarak yeni anayasa yapmalarını mümkün kılıyor. Partilerin bu anayasanın Türkiye için bir zaruret olduğuna inanması lazım. Olmadığı taktirde millet, buna inanıyor ve yeni anayasayı yapacak bir parlamento tablosunu en kısa zamanda oluşturur. Anayasayla ilgili her zaman ümitliyim” şeklinde konuştu.

    KHK Komisyonu ve komisyona gelen itirazlar için yapılacaklara ilişkin soruları da yanıtlayan Şentop, “Zaten bir KHK Meclis’te görüşülüyor, başlandı görüşmelere. KHK Komisyonu, Meclis’in ihtisas komisyonlarından değil. O anlamda bunu, bir Meclis komisyonu, daimi veya geçici bir komisyon olarak değerlendirmek yanlış olur. Bu, bir nevi siyasi partilerin konuyla ilgili görüş oluşturacağı, görüşlerde ortaklaşma imkanı sağlayacağı bir heyet olabilir. Resmi anlamda buna komisyon demek çok doğru olmaz, Meclis’teki iç tüzüğe göre. KHK’ler üzerinde değişiklik yapma yetkisi de bu komisyonda olmaz. Bu komisyon, neler yapılması gerektiğini bir tavsiye mahiyetinde Meclis’e sunar. Zaten Genel Kurul’da görüşülecek. Partiler bu konuda mutabık kaldıktan sonra Genel Kurul’da bu tür değişiklikler yapılabilir” dedi.

  • “Anayasayı 33 Yıl 5 Ay 11 Gündür Tartışıyoruz”

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) eski Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, herkesin değişmesinden yana olduğu Anayasanın tam 33 yıl, 5 ay, 11 gündür tartışıldığını belirterek, “Ya biz tartışmayı bilmiyoruz, ya sorunu çözmeyi bilmiyoruz, ya üslubumuzda bir sıkıntı var” dedi.

    Türk Grişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), tarafından hazırlanan Yeni Anayasaya Doğru Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi Raporu’nun tanıtım toplantısı Rixos Thermal Eskişehir Otelinde gerçekleşti. Toplantıya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) eski Başkanı , AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek’in yanı sıra, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, İnönü Belediye Başkanı Kadir Bozkurt, Seyitgazi Belediye Başkanı Hasan Kalın, Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, TÜRKONFERD Genel Başkanı Tarkan Kadooğlu, Marmara ve İç Anadolu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (MARSİFED) Başkanı İhsan Karademirler, ESİAD Başkanı Aydın Bandırma ve çok sayıda iş adamı katıldı.

    Programda konuşan Cemil Çiçek, Anayasanın 33 yıl 5 ay 11 gündür tartışıldığını söyledi. Herkesin Anayasanın değişmesinden yana olduğunu hatırlatan Çiçek, konuşmasının bir bölümünde, “Anayasayı konuşuyoruz. Bugünden itibaren tam 33 yıl, 5 ay, 11 gündür tartıştığımız bir konu. 7 Kasım 1982’de Anayasa yürürlüğe girdiğinden beri, hatta ondan daha evvelden beri tartışıyoruz ama; resmen yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, doğum günümü ve yaş tarihimi o kadar bilemiyorum, ama işte bu Anayasayı günü gününe hesap ediyoruz. 33 sene, 5 ay, 11 gündür bu toplum, bu Anayasayı tartışıyor. Acaba gerçekten tartışıyor muyuz? Ya da bir yerde bir sıkıntımız mı var? Yani bir ülke, bir toplum; çok önem verdiği, herkesin mutlaka değişmesi lazım dediği bir konuyu 33 yıl tartışır da bir olumlu sonuca bağlayamıyorsa, bir yerde bir eksiklik vardır demektir. Ya biz tartışmayı bilmiyoruz, ya sorunu çözmeyi bilmiyoruz, ya üslubumuzda bir sıkıntı var yada biz bu işi bilmiyoruz demektir. Tartışmıyoruz, tartışır gibi yapıyoruz, ya da bunun üzerinden ne söyleyeceksek söylüyoruz” dedi.

    “33 YILDIR KIRMIZI IŞIKTA MAZOT YAKTIK”

    Çiçek, yeni Anayasa için 33 yıldır kırmızı ışıkta beklendiğine vurgu yaparak, “Yani 18 Nisan 2016’da bile hala yeni Anayasa diye konuşmaya başlıyorsak; biz 33 yıl boyunca ne yaptık? Benim gördüğüm husus; 33 yıl kırmızı ışıkta benzin, mazot yaktık, bir adım mesafe kaydedemedik. O zaman gelin bu işe bu kısmı ile bakalım. Toplumun her kesimi yeni bir Anayasa istiyor, yeni Anayasa istemeyen bir siyasi partiye ben rastlamadım. Yeni Anayasa istemeyen bir sivil toplum örgütüne rastlamadım. ’İşler yolunda gidiyor, yeni bir Anayasayı nereden çıkartıyorsunuz?’ diyen kimseye rastlamadım. Yeni bir Anayasaya vurgu yapıyoruz, konunun konuşulmadık neresi kaldı acaba? Çünkü bana göre 82 Anayasası ile ilgili söylenmedik bir laf kalmadı. Eğer biz bu sorunu çözemiyorsak, biz çözümün değil, sorunun bir parçasıyız. Çünkü Anayasa konusu bir partinin, bir iktidarın sorunu değil; Türkiye Cumhuriyeti devletinin sorunudur, toplumun sorunudur. Onun için gelin bu sorun çözülecekse; meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları olarak siyasete deyin ki, ’Eğer yeni bir Anayasa yapamazsanız, bu sorunu çözemezseniz, sorunun baş sorumlusu sizsiniz, siz sorunun parçasısınız, çözümün değil.’ Uzlaşma ne bir ideolojik sapmadır, ne zafiyettir, ne bir eksikliktir, eğer bunu böyle anlamıyorsak nasıl anlaşacağız?” diye konuştu.

    “ÖZELEŞTİRİ YAPMAMAZ GEREKİYOR”

    Anayasanın yapılamamasından dolayı özeleştiri yapılması gerektiğini belirten eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, konuşmasının devamında şunları söyledi:

    “Neden yeni bir Anayasa yapamadığımız için evvela bir öz eleştiri, bir vicdan muhasebesi yapmaya ihtiyacımız var. Hepimizin var ama, yani ’Ben hariç hepsi’ dersek, işin içinden çıkamayız. 33 yıldır biz bunu yapamıyorsak; bir vicdan muhasebesi, bir öz eleştiri yapmanın gereği çok açık ortadır. Konuyu bütün yönleriyle tartıştığımız gibi bir kanaate sahip değilim. En iyimser değerlendirmeyle; konuyu ya yanlış tartıştık ya da eksik tartıştık. Tartışırken Anayasa değil, ön yargılarımız öne çıktı. Kabullerimiz ortaya çıktı. Başkalarının da haklı olacağı aklımıza gelmedi. Çıkardığınız yasaların bir Anayasal denetimi olacaksa, mevcut Anayasaya göre olacak. Sizin Anayasanız bu yönüyle; Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermiyorsa, evrensel hukuk ile çatışıyorsa, doğruyu yanlışa nasıl uyduracaksınız? Türkiye’de 33 yıldır Anayasa Mahkemesi bu manada, getirilen kanunlar niye bu yanlış Anayasaya uymadı diye denetleme yapıyor. Hukuk açısından baktığınızda Türkiye 33 yıldır böyle bir garabeti yaşıyor. Avrupa Birliği meselesi var. Avrupa Birliği dediğimiz şey; bir kısım reformların yapılması lazım uluslararası hukuka uygun. Yasaları Avrupa hukukuna uydurmaya çalıştığınızda, Anayasaya ters düşüyor. Anayasayı yok saydığınız takdirde de, Anayasa Mahkemesi’nden direkten dönüyorsunuz. Türkiye siyaseti 33 senedir dön babam dön dönüyor. Onun için çıkardığımız yasalardan da doğru dürüst sizlere hayır gelmiyor, ülkeye de.”

    Konuşmaların ardından düzenlenen panelin moderatörlüğünü TÜRKONFED Yüksel Danışma Kurulu Üyesi Dr. Haluk Tükel yaparken, panelistler ise, İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Kyeman ve KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır oldu.

  • Şeref Malkoç, Rize’de Yeni Anayasayı Anlattı

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Şeref Malkoç, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde yeni anayasa çalışmalarını anlattı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanlarından Şeref Malkoç, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde “Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi” konulu bir konferans verdi.

    Anayasanın değiştirilmesi gerektiğine ve Başkanlık sisteminde henüz tam olarak olgunlaşmamış bir Türk sistemi uygulanacağına vurgu yapan Malkoç, anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilip değiştirilmeyeceği konusuna da değindi. Malkoç, “Mecliste grubu bulunan birçok parti anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceğini söylüyor. Anayasada da ilk dört madde değiştirilemez diye madde var. Bu ilk dört madde ne zaman yazıldı. 1982’de yazıldı değil mi? Diyelim ki 1961’de benzerleri vardı. Peki biz kaç bin yıllık bir devletiz. Kaç bin yıllık bir milletiz. Hiç kimse, anayasa yapacak olsa da milletin geleceğine ipotek koyamaz. İlk dört maddede ne var? Devletin şekli. Cumhuriyete itiraz eden yok ki. Başkent Ankara buna itiraz eden yok ki. Bayrak Türk bayrağı olsun. Buna itiraz eden yok ki. Sosyal, hukuk devleti olsun. Bunlara itiraz eden yok ki. Bunlar anayasada olsun demek ayrı bir şey bunlara dokunamazsın demek ayrı bir şey. İki şey var. Bir tanesi ilk dört madde değişemez diyor. Bu dört madde gökten mi indi? Kenan Evren’in koyduğu maddeler bunlar. Kim bunlar ya. Kenan Evren’in kendisi kalmadı ki anayasası kalsın. O maddeyi koyanların kendisi kalmadı ki koydukları kalsın” dedi.

    “YENİ ANAYASA İÇİN İLLA ASKERİ DARBE Mİ OLSUN”

    Malkoç, önceki anayasaların askeri darbelerin ardından askerler tarafından hazırlandığına dikkat çekip, yeni anayasanın referandumdan geçmemesi halinde eski anayasa ile devam edileceğini belirterek, “Cemal Gürsel ve arkadaşları gelecek siyasileri idam edecek. Meclisi kapatacak ve yeni anayasa yapacaklar. Kenan Evren ve arkadaşları gelip, meclisi feshedip yeni anayasa yapacaklar. Yeni anayasa yapmak için illa askeri darbe mi olsun. Bırakın millet yapsın kendi anayasasını. Yeni anayasa referandumdan geçmezse bu çok eleştirdiğimiz anayasa ile idare edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Malkoç, konuşmasına şöyle devam etti: “Burada birçok başörtülü yavrumuz var. Türbanları ile bu salona girdiler de devlet mi yıkıldı. 28 Şubat döneminde Türk Silahlı Kuvvetlerini bir grup eşkıya, hukuksuz iş yapan çeteciler, cuntacılar ele geçirdi, diğer siyasi partileri ele geçirdiler. Mecliste çoğunluğu sağlayıp rahmetli Erbakan’ı indirdiler. Konuştukları zaman meclisi sallayan, hükümetleri deviren, sözleri anayasanın üzerinde olan o darbeci generaller var ya, hani diyorlardı ya ‘bu dindarlar PKK’dan daha tehlikelidir. Gerekirse 1 milyonunu öldürürüz’ diyorlardı ya. Onları mahkeme solanlarında gördüm. İki ellerini birleştirmiş boyunları bükük, yaşları da ilerlemiş, tuvalete gidebilmek için mübaşirden izin istiyorlardı.”

    “PARALEL YAPI HAK ETTİĞİ CEZAYI GÖRECEK”

    Malkoç, paralel yapının hak ettiği cezayı göreceğini kaydederek, “En son 15-25 Aralık’ta paralel yapı polisin ve yargıçların içerisinde yapılanarak bunu yapmaya çalıştı. Bu devlet ele geçirilmeye çalışmak için değildir. Bu devlet millete hizmet içindir. Bu devlet ele geçirilmez yönetilir. Devleti yönetmek mi istiyorsun. Kur partini. Gir seçimlere ol başbakan ve cumhurbaşkanı. Kimse bir şey demez sana. Ama yok ‘parti kurmayacağım, milletten oy isteme zahmetinde bulunmayacağım, TSK içinde cunta kuracağım, emniyetin, yargının içerisinde cunta kurup devleti ele geçireceğim’ diyeceksin. Yol öyle bir yağma ister başkanlık isterse parlamenter sistemde olsun kim devleti ele geçirmeye çalışırsa bu devletin savcıları hakimleri yakasından tutar, sanık sandalyesine oturtur ve hak ettikleri cezayı görürler. Paralel yapı da bunu görecektir” diye konuştu.

  • Turan, Yeni Anayasayı Anlattı

    AK Parti Grup Başkanvekili Av. Bülent Turan partisinin Çan ve Yenice’de düzenlenen İlçe danışma meclisi programında konuştu. Turan, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarına değindi.

    Kurulacak yeni anayasa uzlaşma komisyonunun belirli bir süreyle sınırlandırılması gerektiğini belirten Turan, “Bu sürenin 3-6 ay gibi kısa bir süre olması gerektiğini düşünüyorum” dedi. Turan, “Türkiye’nin ihtiyacı olan şey yeni bir anayasadır. Artık yamalı bir bohçaya dönmüş olan mevcut anayasanın değiştirilmesi değildir. Zaten 1982 Anayasası’nın ismi bile darbeyi çağrıştırıyor. Bu bakımdan darbe utancından artık kurtulmamız gerekiyor. Eğer bu Meclis yeni anayasa yapamazsa bütün siyasi partiler açısından bunun siyasi bedeli olur. 27 Mayıs’tan sonra da 12 Eylül’den sonra da anayasaları darbeciler yaptılar. Artık gerçek anlamda milletin yaptığı bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa bağlamında ele alınması gereken en önemli konu, sistem değişikliği meselesi olmalıdır. AK Parti uzun bir süredir, Başkanlık sistemini önerdiğini ve bu konunun tartışılması gerektiğini söylemektedir. Diğer partilerden de beklentimiz ön plana çıkardıkları ilkeler ışığında sistem önerilerini yapmaları” dedi.

    “MİLLET ALDIĞI YETKİYİ BİR DAHA GERİ VERMEZ”

    Muhalefetin yeni sistem arayışını ısrarla kişiler üzerinden tartışmaya açtığını hatırlatan Turan bu tavrın yeni anayasa yapım sürecini yıpratmaya yönelik olduğunu belirtti. Turan, “Parlamenter sistemin güçlendirilmesinden bahsediyor. Güçlendirmekten kasıtları nedir? Cumhurbaşkanı’nın eskisi gibi Meclis tarafından seçilmesi mi? Ancak şunu gözden kaçırıyorlar. Millet aldığı yetkiyi bir daha geri vermez” diye konuştu.

    “AMAÇ; İSTİKRARA DARBE VURMAK”

    Terör örgütüne yönelik operasyonları da değerlendiren Turan, bugün yaşanılan olayların Kürt meselesiyle uzaktan yakından alakası olmadığı söyledi. Turan, “Meclis’te tek bir gün tek bir HDP milletvekilinin Kürtlerin haklarıyla ilgili ‘şu düzenlemeyi yapalım’ dediğini duydunuz mu? Varsa yoksa terör örgütünün savunuculuğu. Türkiye’ye karşı uluslararası güçlerin PKK’yı taşeron olarak kullandığı bir operasyon ile karşı karşıyayız. Cizre’de, Nusaybin’de yabancı savaşçıların olduğunu görüyoruz. Amaç, Türkiye’nin demokratikleşme yürüyüşünü engellemek, istikrarına darbe vurmak. Bu yüzden durmadan istikrarın sembolü olan Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar. Türkiye’nin terörle mücadelesini katliam diye değerlendiriyorlar. Bugün insanları göçe zorlayan, mahkemelerde yargılayan, kendilerine destek vermeyen insanları tehdit eden, sindiren bir terör örgütü ve onların destekçileri ile karşı karşıyayız. Terör örgütüne karşı mücadele devam edecek. Silopi’de çukurlar büyük oranda kapatıldı ve barikatlar kaldırıldı. Cizre ve Sur’da da kamu düzeninin sağlanmasına dönük operasyonlar devam ediyor. Operasyonlar sonrasında rehabilitasyon çalışmaları olacak. Vatandaşlarımızı, terör örgütünün insafına bırakmayacağız” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan ve Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, daha sonra ise Biga’da bazı ziyaretlerde bulundu. Biga Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifini ziyaret eden Turan ve Gider Kooperatif Başkanı Mehmet Sokullu ve Yönetim kurulu üyelerinden bilgi aldı. Kooperatif başkanı Mehmet Sokullu “Hükümetimize ve sizlere çok teşekkür ediyoruz. Geçmiş yıllarda talep ettiğimiz taktirde bir yılda zor gelen krediler şimdi her ay geliyor. Bu yüzden sizlere çok teşekkür ediyorum” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan “İlçe ziyaretlerimizde önemli sivil toplum örgütlerini ziyaret etmeye özen gösteriyoruz. Bildiğiniz gibi dünyada uygulamalara baktığımızda düşük faizli olur, yüksek faizli olur ama faizsiz kredi diye bir örnek yoktur. Hükümetimiz esnafa destek olmak, onların sorunlarını bir nebze çözmek için 30 bin TL’ye kadar kredi imkanı sağladı. Sayın başkandan aldığımız bilgiye göre 1 Ocak’tan bu güne kadar 220 esnafımız bankaya başvurmuş. Başvurulardan 60 tanesi olumlu sonuçlanmış ve bunun dışında geri kalan esnafların işlemleri devam ediyor. Talepleri kabul olmayan esnaf hiç olmamış. Esnafımız aldığı ve alacağı bu kredilerle işlerini daha da güçlendirir temennisindeyiz” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Av. Bülent Turan ve beraberindekiler daha sonra Biga Ticaret Odasını ziyaret etti. Turan’ı Biga Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Doğan karşıladı.