Etiket: Anayasa

  • Eski Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, üniversitelilere yeni anayasayı anlattı

    AK Parti MKYK üyesi ve İstanbul Milletvekili, eski Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Bursa’da üniversite öğrencilerine yeni anayasayı anlattı.

    Uludağ Üniversitesinde öğrencilerle buluşan Milletvekili Burhan Kuzu, “Herkesin yetkisi kendi kendine verilmiş. Getirdiğimiz modelle yasama güçlü yasama yetkisini yapacak, yürütme güçlü yürütme yetkisini yapacak, yargı güçlü kendi yetkisini yapacak. Getirilen modelde yasama, yürütme ve yargı çok net olarak ayrılmış. Bugüne göre herkes kendi işine bakacak. Bundan sonra tüm yasaları meclis yapacak. Ne kadar kanun varsa bunların tamamını meclis yapacak. Hükümetten bize bütçe kanunu gelecek, gene meclis yapacak. O yasayı reddetme hakkımız her zaman mümkün” dedi.

    Kuvvetler ayrılığı olmadığını söyleyen anayasacılara tepki gösteren Kuzu, “Bir anayasa hocası çıksın, bugün Türkiye’de vurgulanan modelde veya parlamenter modelde kuvvetler ayrılığı olduğunu ispatlasın, vekillikten istifa edip ’hayır’ oyu vereceğim. Buradan hodri meydan diyorum. Diyorlar, siz seçimle gelmeyen cumhurbaşkanı yardımcısına vekaleten görev veriyorsunuz. Biz düşündük ki, bu vekalet yapacak olan kişi halk tarafından seçilsin. Fakat bu yarın iki başlılık doğurur mu diye düşündük. Maden seçimle getirmiyoruz. Yurt dışına gittiği zaman 3-4 gün baksın, ama bir vefat ve çekilme durumu olup makam boşalırsa devam etmesin. 45 gün içinde yeniden seçime götürsün dedik. Muhalefet bizim seçmene diyor ki, Tayyip Bey tamam da, sonra ne olacak? Bunlar Tayyip beyi ne kadar seviyormuş. O zaman şöyle yapalım, Tayyip Bey 30 yıl kalsın diyorum. Bu defa aman, aman diyorlar. Hem Tayyip Bey’den sonra ne olacak diyorsun, hem de böyle söylüyorsun. Bu modelde herkesi kucaklayan gelebilir. Ayrım gayrım yapan gelemez” şeklinde konuştu.

  • Şişli’de referandum süreci ve Anayasa değişikliği konuşuldu

    Şişli Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında CHP İstanbul Milletvekilleri Selina Doğan ve Şafak Pavey 16 Nisan’da yapılacak referandumu değerlendirdi.

    Şişli Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısında azınlık temsilcileri 16 Nisan’da yapılacak referandum sürecini değerlendirdi. Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleşen toplantıya CHP İstanbul Milletvekilleri Selina Doğan ve Şafak Pavey, CHP Şişli İlçe Başkanı Veli Çelik ile azınlık ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Toplantıda Türkiye’de yaşayan azınlık kesimlere anayasa değişikliği süreci ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin referandum sürecindeki tutumunun sebepleri anlatıldı. Katılımcıların sorularının da cevaplandırıldığı toplantı yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan bütün vatandaşların 16 Nisan’da sandık başına gitmesi çağrısıyla sona erdi.

    “Türkiye’de yaşayan farklı inanç gruplarını bir araya getirdik”

    Toplantıyla referandum sürecini katılımcılara aktardıklarını ifade eden CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, “Bugün İstanbul’da temsilcilikleri bulunan ve Türkiye’de yaşayan farklı inanç gruplarını bir araya getirdik. Referandum süreciyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüşlerini paylaşmak üzere kendilerini bilgilendirmek için Şişli Belediyemizin ev sahipliğinde bu basın toplantısını organize ettik. Dolayısıyla bu anlamda her zaman böyle olağanüstü durumlarda daha kırılgan olan farklı inanç grupları bakımından daha da büyük önem arz ediyor anayasa değişikliği. İşte buna dikkat çekmek ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu anlamdaki hassasiyetini kendilerine aktarmak için bu toplantıyı organize ettik” dedi.

  • Bakan Yardımcısı Yayman Anayasa değişikliğini anlattı

    Vatandaşları Anayasa değişikliği konusunda bilgilendirmek için çalışmalarını sürdüren Keçiören Belediyesi, bu defa Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman’ı konuk etti.

    Hüseyin Yayman’ın konuşmacı olarak katıldığı “Yeni Türkiye Vizyonu ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” konferansına Keçiörenli vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Necip Fazıl Sahnesi’nde düzenlenen konferans öncesinde konuşan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Türkiye’nin önemli bir eşiğe geldiğini belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundan bugüne kadar siyasi anlamda gerçekleşen en büyük projeyle karşı karşıyayız. Bu büyük projenin halk oylaması gerçekleşecek. Halkın isteği, halkın talepleri, halkın vereceği karar doğrultusunda Türkiye bir makas değişikliği gerçekleştirecek. Bununla birlikte de Türkiye’nin önündeki birçok engeli, karşı karşıya kalmış olduğumuz birçok siyasi krizi, ekonomik krizi de geride bırakmış olacağız” dedi.

    “Millet ne derse biz ona razıyız”

    Türkiye’nin yakın tarihindeki hükümet krizlerinin, ekonomik krizlerin altında hep istikrarsızlığın ve belirsizliğin yattığını söyleyen Başkan Ak, “Meclis içerisindeki uyumsuzluktan, devletin tepesindeki yöneticilerin uyumsuzluğundan kaynaklanan suni gündemlerle oluşmuş birçok sorunu yaşadık. Artık Türkiye’nin bunlarla uğraşmaması lazım. Yeni Türkiye’de artık yeni bir sistemle Türkiye’nin çok daha hızlı bir şekilde kalkınması, hızlı bir şekilde gelişmesi gerekiyor. Burada milletimizin bu tıkanıklığı ortadan kaldıracak olan sandığa önem vermesi lazım. İnşallah bir sandık geliyor önümüze, halk ne derse biz ona razıyız ve şuna güveneceğiz, bu millet yanlış yapmaz” diye konuştu. Mustafa Ak, kendilerine en çok “Ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan değil de bir başkası olursa” sorusunun sorulduğunu kaydederek, “Bu millet inanıyorum ki ileride daha çok Recep Tayyip Erdoğan’lar çıkaracak. Bu milletin geçmişinde en zor dönemlerinde elinden tutup kaldırmış liderleri var. Bu kaynak sağlam olduğu sürece merak etmeyin. Bu damar sağlam, bunu 15 Temmuz’da gördük, bu millete güveneceğiz, yanlış kişiyi seçmeyeceğine inanacağız” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin istiklali oylanacak”

    Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ise konuşmasında Türkiye’deki parlamenter sistem uygulamasının bir fotoğrafını çekerek, sistemden kaynaklanan sorunlara dikkat çekti. 16 Nisan’da yeni bir tarihin, büyük ve güçlü Türkiye’nin startının verileceğini dile getiren Yayman, “16 Nisan çok önemli, çünkü sadece bir referandum veya bir sistem tartışmasının test edilmesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin istiklalinin ve istikbalinin oylandığı gün olacak” dedi. Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçişiyle birlikte neredeyse her 10 yılda bir darbenin yaşandığını vurgulayan Yayman, “Biz bir kez daha Başbakanların idam edilmemesi için, bir kez daha darbeler olmaması için, bir kez daha illegal çetelerin mahkemelerinde Başbakanımız, bakanlarımız yargılanmasın diye bu sistem değişmelidir diyoruz. Türkiye’de sürekli darbeler, gelgitler yaşandı ve bu sistem sürekli bir istikrarsızlık üretti. Milletin adamları dedik, kimdi onlar? Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan. İşte milletin adamlarının iktidarına engel olmak isteyenler, ‘iktidar oldular, ama muktedir olamadılar’ diyenlere artık biz bir sistem değişikliğiyle cevap vermek istiyoruz” diye konuştu.

    “Artık darbeler tarihinden kurtulmalıyız”

    Dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına giren bir Türkiye hayal ettiklerini söyleyen Hüseyin Yayman, Türkiye’nin 1950-2002 yılları arasında IMF ile 19 defa stand-by anlaşması imzaladığına işaret ederek, “Yani 2,5 yılda bir hazine tam takır, kuru bakır. İşte biz Türkiye’de bir daha kamu bankaları yağmalanmasın, Anayasa kitapçığı fırlatma krizi yaşanmasın, IMF ile bir daha stand-by anlaşması imzalanmasın diye Cumhurbaşkanlığı sistemini savunuyoruz. Darbelerin esas olduğu, demokrasinin araya girdiği bir tarihten bahsediyoruz. Şimdi çıkmış konuşuyorlar, Tayyip Erdoğan şunu istiyor, bunu istiyor. Hadi canım, siz milleti ahmak mı sanıyorsunuz? Milletimiz artık uyandı, her şeyi görüyor. Türkiye’nin artık darbeler tarihinden kurtulması, emin adımlarla ilerlemesi, istiklalimizi ve istikbalimizi güvence altına almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Programın sonunda Bakan Yardımcısı Yayman, Başkan Ak ve gençler ’evet’ pankartı önünde hatıra fotoğrafı çektirdiler.

  • TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop: “Bu sistem değişikliği Türkiye’de vesayetin tam anlamıyla tasfiyesini sağlayacak bir sistem değişikliği”

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, hükümet değişikliği sistemi ile hükümeti doğrudan milletin sandıkta kurmasına imkan verdiklerini belirterek, “Mesela 3 Kasım 2019 yazıyor anayasa değişikliğinde, o gün iki sandık kurulacak. Bir sandıkta meclis seçilecek, diğer sandıkta ise hükümet seçilecek.

    Beyoğlu Belediyesi tarafından ‘Sistem değişikliği ve Türkiye’nin İstikbali’ temasıyla ’Beyoğlu Sohbetleri’ isimli program düzenlendi. Pera Palace Hotel’de gerçekleştirilen programa TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, sanatçı Orhan Gencebay, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, İş adamı Serdar Bilgili, Doğuş Yayın Grubu Başkanı Erman Yerdelen ve iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Programda davetlilere hitap eden Şentop, referanduma götürülen anayasada değişiklik içeren maddeleri anlattı.

    “Bu sistem değişikliği Türkiye’de vesayetin tam anlamıyla tasfiyesini sağlayacak bir sistem değişikliği”

    Hükümet değişikliği sistemi ile hükümeti doğrudan milletin sandıkta kurmasına imkan verdiklerini ifade eden TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, “ Parlamento ayrı seçilecek. Mesela 3 Kasım 2019 yazıyor anayasa değişikliğinde, o gün iki sandık kurulacak. Bir sandıkta meclis seçilecek, diğer sandıkta ise hükümet seçilecek. Böylece parlamento içinde dengelerle ne kadar oynarsanız oynayın milletvekilleri o partiden istifa etsin öbürüne geçsin, hepsi bütün partileri dolaşsınlar, hükümet düşmüyor. Çünkü hükümet parlamentonun güvenoyuna bağlı değil. Gen soruya bağlı değil. Doğrudan sandıktan çıkıyor hükümet. Bu bakımdan bu sistem değişikliği Türkiye’de vesayetin tam anlamıyla tasfiyesini sağlayacak bir sistem değişikliği” şeklinde konuştu.

    “Bu hükümet sistemi değişikliği aracın sağ tarafındaki o mekanizmaların sökülmesidir”

    Mevcut anayasayı çift direksiyon ve mekanizmalı aday sürücü arabasına benzettiğini söyleyerek sözlerini sürdüren Şentop, ” Bu araçlar dışarıdan baktığınızda normal trafikteki araçlar gibidir. Fakat içerisinde detay var bu aracın. Sol tarafta sürücü oturur. Sağ tarafta da eğitmen oturur. Normal araçlardan bir farklılığı var. Sağ tarafta oturan eğitmenin de araca kumanda edebileceği mekanizmalar var, aracın ön tarafında. Freni var, gazı var. Belki direksiyona yön verme imkanı olan mekanizmalar var. Dışarıdan baktığında arabayı aday sürücü kullanıyor gibi görünüyor ama kritik noktalarda, kavşaklarda, hızlı gittiğinde veya yavaş gittiğinde sağdaki müdahale ediyor. Şimdi Türkiye’de ki sistem bu. Sol taraftaki aday sürücü siyasetçidir. Sağ taraftaki eğitmen ise bu bürokratik oligarşinin, vesayetin temsilcisidir. Biz durmadık, vesayetle mücadele ettik. Yaptığımız şey şu; sağdaki adamı öncelikle etkisizleştirdik sonra sağdaki adamı aşağıya attık. Arabanın sağ tarafını boşalttık. Sağ da vesayetçi yok. Fakat o ara.ta sağ tarafta oturanın kumanda edeceği mekanizmalar duruyor. Onun için sağ tarafa biri oturursa yine aracın idaresine müdahale edebilir. Nitekim 15 Temmuz’da yaşadığımız şey, boşalttığımız o yere birisinin oturmak istemesiydi. Kapıyı açmaya çalışıyordu, milletimizle beraber ona tekrar kapıyı kapattırdık, indirdik. Fakat o araca kumanda mekanizmaları sağ da durduğu sürece sağ tarafa birileri oturmaya heves edecektir. Oturan olursa da o da bu sefer araca hükmetme fırsatı bulacaktır. Bu hükümet sistemi değişikliği aracın sağ tarafındaki o mekanizmaların sökülmesidir. Aslında doğrusu yeni anayasadır. Yeni anayasa bu aracı bırakın, yerine normal trafikte seyreden aracımız olsun demektir ama bunu yapamadık. Bunun için belli bir sayısal çoğunluk gerekiyor. Bütün bu değişikliklerden farklı olan bu sefer biz, işte bu sağ taraftaki o mekanizmayı söküyoruz. Bu hükümet sistemi değişikliği budur” diye konuştu.

    “Yetkileri cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştirdiğimiz için cumhurbaşkanına vermiş olduk”

    Eleştirilere yönelikte açıklamalarda bulunan Şentop, “ Sanki Türkiye’de hiçbir hükümet sistemi yok. Hiçbir düzenleme yok şuanda. Biz sıfırdan yeni bir sistem kuruyoruz. Ve, bir çok yetkiyi, olmayan yetkileri tamamen bunların hepsini cumhurbaşkanına veriyoruz gibi zannediliyor. Halbuki bugün Türkiye’nin bir sistemi var. Hükümet sistemi var. Bu sistemde bir başbakan var, bir cumhurbaşkanı var. Ve, yetkileri var bunların. Yeni bir hükümet sistemi öneriyoruz. O sistemden bu yetkileri cumhurbaşkanına veriyoruz. Yani eleştiriler bu yetkilerin hemen hemen tamamı. Birkaç istisna dışında. Bugünkü sistemde zaten cumhurbaşkanının görev ve yetkileri arasında yazılı. Türk Silahlı Kuvvetleri kullanmaya karar verir diyor. Kullanılmasına karar verir diyoruz. Bu ifade aynen bugün anayasada var. 104’üncü madde de aynen yazıyor, zaten cumhurbaşkanında bu yetki var. Anayasa değişikliklerini gerek görürse referanduma sunar diyor. Zaten var. Yazıyor. Olağanüstü hal ilan eder diyor. Zaten var. Yani biz sıfırdan, bugün hiç olmayan bir yetkiyi ihdas edipte bu yetkiyi cumhurbaşkanına vermiş değiliz. Çift başlılık diyoruz ya, iki başlılık. Başbakan ve cumhurbaşkanından oluşuyor. İşte biz cumhurbaşkanına ait olan yetkileri ve başbakana ait olan yetkileri, başbakana ait olan yetki yok gibidir. Çünkü cumhurbaşkanının mutlaka imzası gerekiyor, sürecin tamamlanması için. Bu yetkileri cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştirdiğimiz için cumhurbaşkanına vermiş olduk. Yani yürütmenin yetkisi ne yürütmede, yürütmenin kendi iç yapısında bir değişiklik var. Yoksa yasama, yürütme ve yargı arasındaki dengeye müdahale etmiş, bunu değiştirmiş değiliz. Dolayısıyla bugün bu tartışmada Türkiye’de üst düzey kamu yöneticilerini atar diye bir yetki var. Nasıl olur hepsini atayacak diyorlar. Bugün onlar üçlü kararnameyle atanıyor; bakan, başbakan ve cumhurbaşkanının imzasıyla atanıyor zaten. Cumhurbaşkanı imzalamasa zaten atanamıyor. ” diye konuştu.

    “ Bugün dünyada 59 ülkede başkanlık sistemi var”

    Dünyada olmayan bir sistem getirmiş önermiş, getirmiş değiliz diyerek konuşmasını sürdüren Şentop, “ Bugün dünyada 59 ülkede başkanlık sistemi var. Yine veto etkisinden biz salt çoğunlukla kanunun geçmesini istiyoruz. ABD’de bu oran 3’te 2’dir. Birçok ülkede, başkanlık sisteminin uygulandığı ülkede, bir kanun geldikten sonra cumhurbaşkanı onu veto ederse bu kanunun nitelikli bir çoğunlukla geçmesi gerekiyor. Bu da 3’te 2’dir. Halbuki biz 3’te 2 demiyoruz. Salt çoğunluk önermişiz. Zaten bir parlamentoda salt çoğunluğa sahip değilse bir siyasi parti veya partiler onların parlamentoda iş yapabilme imkanı olmaz zaten çoğunluk yoksa elinizde. Dolayısıyla da dünya örnekleriyle de mukayese ettiğimizde bizim yaptığımız önerinin bu standartlara uygun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz”

    Anayasanın 104’üncü maddesinin cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini belirler diyerek sözlerine devam eden Şentop, “ Bu görev ve yetkileri televizyondan okuyor muhalefetten bir siyaseti. Cumhurbaşkanı bunu da yapacak, onu da yapacak diye sayıyor. Bazı uçuk uçuk örnekler veriyor. Halbuki anayasanın 104’üncü maddesi cumhurbaşkanının görev ve maddelerinin yazıldığı madde tek başına okunmaz. Bu maddede yazan görev ve yetkilerin her biri anayasanın başka maddelerinde kullanılmasının usul ve esasları gösterildiği yetkilerdir, görevlerdir. Az önce söyledim. Olağanüstü hal ilan eder diyor. Nasıl ilan edecek ? sabah kalkıyor olağanüstü hal ilan edeyim, akşam kaldırırız yine mi diyecek? Olağanüstü halin nasıl ilan edileceği, nasıl uygulanacağı anayasanın 119’uncu maddesinde zaten anlatılıyor. Anayasa değişikliğine gerek görürse referanduma sunar diyor. Nasıl sunacak ? anayasanın 17’inci maddesinde anayasa değişikliği nasıl yapılır, ne zaman hangi hallerde referanduma sunulur, ayrıca anlatılmış. Dolayısıyla cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinde yazılanlar sadece başlıklar. Onun detayları anayasanın ilgili maddelerinden ayrıntılı olarak yazılmıştır” dedi.

    “Aynı konuda bir kanun var bir de kararname varsa kanun uygulanır, kararname uygulanmaz, diyoruz”

    Cumhurbaşkanlığı kararnamesine yönelikte açıklamalarda bulunan Şentop, “ Cumhurbaşkanlığı kararnamesi diye bir hukuki düzenleme imkanı getiriyoruz. Peki bu kanun gücünde mi ? Değil. Bazı arkadaşlar bunu anlatırken cumhurbaşkanı kanun hükminde kararname çıkaracak diyorlar. Bu kanun hükmünde, kanun gücünde değil. Hatta öyle bir sınırlamış, düzenlemişiz ki; Bir, sadece yürütme yetkisinin kullanımıyla ilgili çıkarılabilir. İkincisi, temel haklarla ilgili. Siyasi haklar ve hürriyetlerle ilgili kararname çıkartılamaz. Üçüncüsü, anayasada kanunla düzenlenebilir diye bahsedilen hususlarda kararname çıkartılamaz. Anayasada 78 yerde bu konu kanunla düzenlendi. Bu konu kanunla düzenlenir, diyor. Buna rağmen anayasada gösterilmese bile meclis bir konuda kanun çıkarmışsa o konuda kararname çıkartılamaz, diyor. Konunla düzenlenen alanda kararname çıkartılamaz. Tersini de söylüyoruz. Bir konuda kararname çıkmışsa arkasından meclis bunu beğenmedi diyelim, bir kanun çıkardı aynı konuda. Kararname hükümsüz hale gelir, diyoruz. Bütün bunlara rağmen aynı konuda bir kanun var bir de kararname varsa kanun uygulanır, kararname uygulanmaz, diyoruz. Bu kadar açık, kanuna göre kanun altı bir norm olarak düzenlenmiş bir kararname yetkisi var, cumhurbaşkanına verdiğimiz. Ayrıca bu yetki tabi ki anayasa mahkemesinin de denetimine tabi” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanının yargıyla ilgili yetkilerine yönelik eleştirilere de cevap veren Şentop, “ Diyorlar ki, cumhurbaşkanı anayasa mahkemesinin üyelerinin 12’tanesini belirliyor, anayasa mahkemesinin son gününde yargılanacak cumhurbaşkanı, olur mu böyle şey diyorlar. Burada bazı temel bilgiler eksik söylendiği için iş karışıyor. Yani şöyle bir şey anlaşılıyor. Sanki cumhurbaşkanı seçildi, geldi. Anayasa mahkemesini sıfırlıyor. 12 tanesini kendisi seçiyor. 3 tanesini de meclis seçiyor. Böylece çoğunluğu elinde bulunduran, onun seçtiği üyelerin çoğunluğu elinde bulundurduğu mahkeme oluşturuyor. Öyle değil. Bir kere bugün 17 kişi var. Bunu 15’e indiriyoruz biz. 2 tane asker kökenli üyeyi çıkarttığımız için üye 15 olacak. Bunun üçünü meclis seçiyor, 12 tanesini cumhurbaşkanı seçiyor, doğru. Ama nasıl seçiyor cumhurbaşkanı. Bu 12 tanenin 3 tanesi Yargıtay’dan geliyor. Yargıtay kendi içinde seçim yapıyor, her boş koltuk için 3 tane aday belirliyor. Ve bu 2 aday içerisinden bir tanesini cumhurbaşkanı seçebiliyor. Yani 200 küsür Yargıtay üyesi içerisinden bile şu olsun falan diyemiyor. 3’ü Yargıtay’dan bu şekilde. 2’si Danıştay’dan bu şekilde geliyor. 3’ü yine YÖK’ten bu şekilde geliyor. Geri kalan 4 tanesi ise cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Üst kademe yöneticileri ve avukatlar arasından. Bu önemli bir parametre. Anayasa mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl. Cumhurbaşkanının görev süresi ise yıl. 2 dönem yapsın 10 yıl. Dolayısıyla cumhurbaşkanı anayasa mahkemesini sıfırlayıp da yeni üye atamıyor. Boşalma olursa üyeliklerde, birinin süresi dolarsa o zaman onun yerine atama yapıyor” diye konuştu.

    “Çok verimli bir akşam oldu”

    Programa ev sahipliği yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise, “Ülkemiz önemli bir sürecin içerisinde. Yeni yönetim sistemini tartışıyor. Evet diyenler var, hayır diyenler var. Ama ne için evet veya hayır dediklerini insanların bilmeye ihtiyaçları var. Beyoğlu Belediyesi olarak biz Beyoğlu sohbetlerini bu işe tahsis ettik. 2 ay boyunca bu konunun yetkili uzmanlarını buradaki vatandaşımızla buluşturup, doğru ve sağlıklı karar vermeleri konusunda onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çok verimli bir akşam oldu” dedi.

  • AK Parti Milletvekili Balta Rize ve Bayburt’ta yeni anayasa değişikliğini anlattı

    AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, vesayet sistemine son vermek için Türkiye’nin istikrara ihtiyacı olduğunu bununda yeni anayasa değişikliği ile olacağını söyledi.

    AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı, Meclis Üyeleri Eğitim programı Rize ve Bayburt illerinde gerçekleştirildi. İlk olarak Rize il binasında gerçekleştirilen toplantıya AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta, AK Parti Rize İl Başkanı İl Başkanı Muhammet Avcı, Merkez İlçe Başkanı Murat Sadettin Türüt, il, ilçe, belde belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri katıldı.

    Milletvekili Balta toplantıda yaptığı konuşmada, referandum süreci ve anayasa değişikliğine değinerek anaysa değişikliğiyle ilgili muhalefetin konuşmalarının yalan olduğunu belirtti. Balta, yapılan değişiklikle birlikte çift başlılığı ortadan kaldırmak istediklerini belirterek, “Vesayet sistemine son vermek için Türkiye’nin istikrara ihtiyacı var. Buda yeni anayasa değişikliği gerçekleşecektir. İlelebet AK Parti iktidar olacak diye bir şey yok. Biz gelecek nesilleri kurtarma peşindeyiz. Türkiye’de sürekli istikrarın sağlanması için kalıcı bir sisteminin oluşması için bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım” dedi.

    Milletvekili Balta yapılacak değişikliklerle ilgili tek tek bilgi vererek “Diyorlar ki ’üniter devlet yapısı bozuluyor’ Anayasanın ilk 4 maddesine hiç dokunulmamış değiştirilemez. Yapılan anayasa değişikliğinde ilk 4 maddeyle uzaktan veya yakından alakalı hiçbir madde yok. Bağımsız yargıya bir de tarafsızlığı ekledik. Milletvekili sayısını 550 ‘den 600’e çıkardık. 1935 ‘de 40 bin kişiye 1 milletvekili, 1962’de 60 Bin kişiye 1 milletvekili, 1995’de 109 bin kişiye 1 milletvekili, 2017’de 145 bin kişiye 1 milletvekili düşüyor. Milletvekili sayısını çoğaltarak milleti temsil edenlerin sayısını arttırmaya çalıştık. Seçilme yaşını 18’ e indirdik. 18 ile 25 arasında 8 buçuk milyon gencimiz var. Bu gençlerimize seçme hakkını veriyorsunuz seçilme hakkını vermiyorsunuz. Biz gençlerimize güveniyoruz. Seçimler 5 yılda bir yapılacak. Hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili seçimi aynı anda yapılacak. TBMM’de şuanda başbakan ve bakanlar bütçeyi meclise getiriyor ve biz bütçenin virgülüne dokunmadan meclisten geçiriyor ve kabul ediyoruz. Yazılı ve sözlü sorma hakkımız var. Artık sözlü soru sorma hakkını ortadan kaldırıyoruz. Artık sadece Yazılı soru sormak var. Yazılı soru sorduğumuz zaman şu anda cevap verme süresi yok bakan ister cevap verir isterse vermez. Ama yeni değişikliğe göre yazılı sorduğumuz zaman bakanlar 15 gün içinde bunu cevaplamak zorunda. Meclisin bütün denetim görevleri devam ediyor. Gen soru ortadan kaldırıldı. Cumhuriyet tarihi boyunca 262 gen soru verildi. Bunlardan sadece 2 tanesi başarılı oldu. Oda vesayet odaklarının müdahalesi ile oldu. Yani gensorunun bir özelliği kalmadı. Hangi siyasi parti çoğunluktaysa muhalefet ne yaparsa yapsın çoğunlukta olan partinin dediği olur. Milletvekiliyim ama şu anda kanun teklifi vermem hem grubum hem başbakanın izin vermesine bağlı. Şimdi ise asli görevimize dönüyoruz” diye konuştu.

    “Niye cumhurbaşkanı partili oldu?”

    “Cumhurbaşkanlığı için yüzde 10 barajını geçen siyasi partiler aday gösterebiliyordu” diyen Balta “Şu anda ise en son genel seçimlerde yüzde 5’in üstünde oy almış bir veya birden fazla parti ortak olabilir, cumhurbaşkanı adayı gösterebilirler veya 100 bin seçmenin imzasıyla bir kişi aday gösterilebilir. Niye cumhurbaşkanı partili oldu? Cumhurbaşkanı partili olmasa bir partinin genel başkanı olması lazım. Eğer cumhurbaşkanı partisiz olsa partisinin de bir genel başkanı olsa önümüzdeki süreçte de yine bir çift başlılık olacak. Burada cumhurbaşkanının partililiği bu yüzdendir. Çift başlılığı önlemek için. Cumhurbaşkanı yürütmeyle alakalı cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Ama insan hakları ve özgürlükleri, siyasi haklar açısından kararname çıkaramaz. Sadece kendi göreviyle alakalı kararname çıkarabilir. Yasalarla düzenleniş konularla ilgili kesinlikle bir kararname çıkaramaz. Boşluklar varsa ve yasal düzenleme yapılmamışsa burada çıkarabilir ama yine meclisin denetimine tabidir. Meclis o konuyla ilgili bir kanun çıkarırsa kararnamenin bir anlamı yok ortadan kalkar. TBMM seçimlerin yenilenmesine 5 de 3 çoğunlukla karar verebilir. Burada hem cumhurbaşkanı hem de milletvekilleri seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı da seçimleri yenileyebilir o zamanda ikisi de birden seçime gider. Bunada herhangi bir kriz ortamında karar verir. Cumhurbaşkanı öldüğü zaman cumhurbaşkanı yardımcısı 45 gün içinde seçime götürür. Hem cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçimleri yenilenir. Eğer seçimlere 1 yıldan az kalmışsa milletvekilleriyle birlikte seçim yapılıyor. Cumhurbaşkanı olağanüstü hal ilan edebiliyor. Ama bunun geçerliliği yine TBMM’ye bağlı. TBMM bunu kabul edebilir, reddedebilir uzatabilir veya kaldırabilir. Yine TBMM’nin denetiminde ve kontrolündedir her şey. Yargıda da çift başlılık ortadan kaldırıldı. Bir askeri yargı var birde sivil yargı var. Bu tek çatı altında birleştiriliyor. Askeri yargı ortadan kaldırılıyor. Sadece savaş zamanında askeri mahkemeler kurulabilir. Hakimler ve savcılar yüksek kurulu, hakimler ve savcılar kurulu olarak değiştirildi. 13 üyeden oluşuyor 3 daire 2 daireye indiriliyor. Seçimlerde 4 üyesi cumhurbaşkanı tarafından atanıyordu şimdide 4 üyesi cumhurbaşkanı tarafından atanacak. Eğer bu maddeler 16 Nisanda kabul edilirse 6 ayda uygulamada yasal alt yapısı oluşturulacak. Genel olarak baktığımız zaman Yeni anayasa sivil bir anayasanın temellerini oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Anayasa değişikliği asla bir rejim değişikliği değildir”

    AK Parti Bayburt il binasında gerçekleştirilen toplantıya Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ali Avcılar, il, ilçe, belde belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri katıldı. Burada da partililere seslenen AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta Meclis üyelerinin faaliyetleri, çalışmaları, görev ve sorumluluklarıyla ilgili bilgiler verdikten sonra Yeni Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yeni sistemin milletimizin geleceği açısından çok önemli olduğunu ifade eden Balta “Yeni sistem geçmişte Cumhurbaşkanlarıyla Başbakanlar arasında yaşanan siyasi krizlere son verecek. Türkiye’nin geçmişten bu yana gelen iki başlı yönetimini tek başlı hale getirmeyi esas alıp, ülke yönetiminde siyasi istikrarı hedeflemektedir. Siyasi istikrar olmazsa ülke her açıdan kaybeder. Bu değişiklikle Türkiye ayağındaki bazı prangalardan kurtulacak ve daha hızlı koşmaya başlayacak” dedi. Anayasa değişikliği maddeleri hakkında tek tek bilgi veren Milletvekili Balta “Anayasa değişikliği asla bir rejim değişikliği değildir aksine hükümet sistemi değişikliğidir. Referandum ile temel amaç, Türkiye’nin son 40 yıldan beri süregelen sistem sorununu çözebilmektir. İstikrar için, istikbal için hükümet sistemi değişikliği Türkiye’nin sorunları için tek çözümdür” diye konuştu.