Etiket: Anayasa

  • Yeni Anayasa İçin İlk Randevu

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa, TBMM İç Tüzüğü ve reformları görüşmek üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa, TBMM İç Tüzüğü ve reformları görüşmek üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile saat 13.00’da TBMM’de bir araya geldi. Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa konusunda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği noktasındaki görüşlerini alacak.

    Başbakan Davutoğlu’na Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da eşlik ediyor.

    Kılıçdaroğlu’na ise, Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan, Selin Sayek Böke ve Haluk Koç, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay eşlik ediyor.

    Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’nu Meclis’teki makamında kapıda karşıladı. Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu, karşılamadan sonra basın mensuplarına el sıkışarak poz verdi. Görüşme, saatinde başladı.

  • Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop:

    Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, yeni anayasanın Türkiye için tarihi zaruret haline geldiğini söyledi. Diğer siyasi partilerin anayasa konusundaki yaklaşımlarını değerlendiren Şentop, “Bakkaldan alışveriş listesiyle bir şey ısmarlamıyorsun” dedi.

    Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Bursa İl Temsilciliği’nin düzenlediği ’Yeni Türkiye’de Gençlik’ söyleşisine katılan Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, yeni anayasanın siyasetçilerin, siyasi partilerin yaklaşımlarının ötesinde Türkiye için tarihi zaruret haline geldiğini söyledi. Parlamento ve partiler olarak bu tarihi zaruretin gereğini yerine getirmekle mükellef olduklarını ifade eden Şentop, “Yenisinin yapılmadığı sürece Türkiye’nin birinci gündemi yeni anayasa olacaktır. 1 Kasım seçim sonuçları yeni anayasayı Türkiye’nin gündemine yeniden taşıdı. Bir partide 300’ün üzerinde milletvekili sayısı, iktidar ve hükümet çağrışımının dışında yeni anayasaya bir atıf yapmaktadır” diye konuştu.

    Seçimden sonra sadece AK Parti’nin değil diğer partilerin de yeni anayasayı telaffuz etmeye başladığını aktaran Şentop, “Partilerin kendilerine göre yaklaşımları var. 24. dönem parlamentosuna göre bugün siyasi partilerin yaklaşımları açısından daha iyi bir noktadayız. Yeni anayasa, siyasetçilerin, siyasi partilerin yaklaşımlarının ötesinde, Türkiye için tarihi zaruret haline gelmiştir. Parlamento ve partiler olarak bu tarihi zaruretin gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Onu yapmadığımız takdirde millet bir şekilde yeni anayasayı yapacak bir parlamento oluşturur. Bu bence parlamentonun son şansı” dedi.

    “BAKKALDAN ALIŞVERİŞ YAPMIYORUZ”

    Uzlaşmayla, müzakereyle yeni anayasa yapma imkanı varken, siyasi partilerin yeni anayasayı yapması gerektiğini vurgulayan Şentop, aksi takdirde milletin 2019’da yeni anayasayı yapacak bir çoğunluğu parlamentoda oluşturacağını savundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilerleyen haftalarda yeni anayasayla ilgili siyasi parti liderlerini ziyaret edeceğini ifade eden Şentop, “Siyasi parti liderlerinin kamuoyunda yaptıkları açıklamalara baktığımızda bu konuda onların da prensip olarak yeni anayasadan yana olduklarını görüyoruz. ’Şu olursa olmaz’, ’şu olmamalı’, ’bizim kırmızı çizgimiz budur’ gibi yaklaşımlar yanlış. Bakkaldan alışveriş listesiyle bir şey ısmarlamıyorsun. AK Parti size geliyorsa, kendi teklifiyle gelecektir. ’İçinde bu olmasın, şu olsun’ gibi talep olmaz. Sizin kendi talepleriniz vardır. Siz de onları söylersiniz. Ama biz getireceksek ne getireceğimize de biz karar veririz. Dolayısıyla bütün partilerin kendilerine göre birtakım düşünceleri, vazgeçemeyeceği şeyler olabilir. Bunlar konuşulur, tartışılır ve müzakere edilir” diye konuştu.

  • Yeni Anayasa İçin 3 Temel Uzlaşı Şartı

    İSTANBUL (İHA) – Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, siyasi, hukuki ve ekonomik alanlardaki uzlaşmanın önemine dikkat çekti. Temel konularda uzlaşılamadığı için Anayasa yapmanın zorlaştığını belirten Kalaycıoğlu, “Uzlaşma sağlanamazsa yeni Anayasa da 82 Anayasası’ndan çok farklı bir konumda olmayacak” dedi.

    Geçtiğimiz günlerde hükümetin ekonomi eylem planını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, ilk fırsatta muhalefet partilerinin genel başkanlarıyla bir araya gelerek yeni anayasayı konuşmak istediğini belirtmişti. Toplumsal mutabakatın sağlandığı bir anayasa yapmak istediklerini de söyleyen Davutoğlu, anayasa için ‘ana gibi kucaklayıcı’ ifadesini kullanmıştı. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Siyasal Rejim Öznesi Olarak Anayasa Yapımı ve Uygulaması’ başlıklı konferansa katılan Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, 82 Anayasası’ndan, ‘farklı’ bir anayasa yapmak için temel unsurlarda anlaşılması gerektiğini söyledi. Anayasa çalışmaları kapsamında Birleşmiş Milletler’in 21. yüzyıldaki yönetişim kavramına uygun hareket edilmesi gerektiğini belirten Dr. Ersin Kalaycıoğlu, siyasi, hukuki ve ekonomik alanlardaki uzlaşmanın önemine dikkat çekti. Temel konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle anayasa yapmanın zorlaştığını ifade eden Ersin Kalaycıoğlu, siyasi, hukuki ve ekonomik uzlaşı alanlarını sıraladı.

    SİYASETE İLİŞKİN UZLAŞILAR

    Siyasi olarak demokrasinin kurumları arasında uzlaşının sağlanması gerektiğine vurgu yapan Ersin Kalaycıoğlu, “Yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden bağımsız, ayrı ve birbirlerine hükmetmeyecek şekilde bir arada çalışmalarını sağlayacak bir ortam oluşturmalıyız. Hukuk devleti ilkelerine göre örgütlenmiş bir adalet sistemi kurmamız ve bu sisteminin, yürütmenin ve yasamanın etkisinden arıtılmış olarak çalışması gerekiyor. İkinci temel olarak ise demokrasiyi hangi niteliklere göre çalıştıracağımız üzerinde uzlaşmalıyız. Bunların hepsinin çalışması için de seçim sistemi üzerindeki tartışmaları bitirmeliyiz” dedi.

    HUKUKA İLİŞKİN UZLAŞILAR

    Yeni anayasadaki hukuki uzlaşılar kapsamında ifade özgürlüğünün alanı büyürken; iftira ve hakaret gibi ifadelerin alanının daraltılması gerektiğini belirten Ersin Kalaycıoğlu, “İnsan hakları ve özgürlük temelli yeni anayasada yargı, ifade özgürlüğüne olabildiğince geniş bir toleransla yaklaşmalı. İfade özgürlüğünün alanı büyürken; iftira ve hakaret gibi ifadelerin alanının daraltılması gerekiyor. Basın özgürlüğü, dernekleşme özgürlüğü, itiraz haklarının sağlanması ve barışçıl olduğu sürece protestoların doğal olarak kabul edilmesi gibi konular üzerinde de uzlaşılması çok önemli” ifadelerini kullandı.

    EKONOMİYE İLİŞKİN UZLAŞILAR

    Ekonomik bir uzlaşı için ise kapitalizmin türü üzerinde uzlaşılması gerektiğine işaret eden Ersin Kalaycıoğlu, “Piyasanın örgütlenişi, çalışma yapısı ve koşullarının yargı tarafından nasıl korunacağı üzerine uzlaşılmalı. Bunun için de kapitalizmin türü üzerinde uzlaşmamız gerekiyor. Kapitalizmin; ‘Sosyal içerikli mi?’, ‘17. yüzyılın serbestisi içerisinde liberal mi?’, yoksa ‘21. yüzyıla has kurumlar içerisinde mi?’ olacağı üzerinde tartışılmalı. Ayrıca bu yapının, hükümetler tarafından ne derece müdahaleye açık olacağı ve müdahaleden korunacağı da belirlenmeli. İçinde bulunduğumuz çağda özel mülkiyet hakları tartışma olmaktan çıktı. Bu nedenle özel mülkiyet haklarının da konumu, sınırları, boyutları ve büyüklüğü gibi konular üzerinde uzlaşının sağlanması gerekiyor” dedi.

    UZLAŞMA SAĞLANAMAZSA…

    Uzlaşmanın sağlanamaması durumunda yeni Anayasa’nın da 82 Anayasası’ndan çok farklı bir konumda olmayacağını belirten Ersin Kalaycıoğlu, “82 Anayasası, yüzde 90 civarında bir katılım ve onayla kabul edilmesine rağmen ana siyasal akımlardan hiçbiri tarafından benimsemedi. Dolayısıyla 1982’den beri Anayasa’nın değiştirilmesi hep gündemde oldu. Bu tartışmanın, son yıllarda ivme kazanması ise ‘Anayasayı toptan değiştirebilir miyiz?’ noktasına doğru savrulmamızla ortaya çıktı. Bu noktaya kadar da Anayasa’nın 4’te 3’ü değiştirilmiş duruma geldi ancak üzerinde uzlaşılması zor kısımlar sona kaldı. Zaten o konulardaki çalışmalar da hiçbir zaman hız kazanmadı. Onlar gündemin arka tarafında var olmaya hep devam etti. Bugün, tıpkı 61 ve 82 anayasalarında olduğu gibi çatışma ortamı içerisinde Anayasa yapımına gidiyoruz. Bu ortamdan çıkılamazsa ve uzlaşma sağlanamazsa yeni Anayasa da 82 Anayasası’ndan çok farklı bir konumda olmayacak. Ayrıştıran, çatıştıran, eleştirilen ve uygulanması zor olan bir anayasa olacak” dedi.

  • Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Yıldırım: “Anayasa Mahkemesi Yargıtay’ın Temyiz Yeri Değil”

    Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım, bireysel başvuru sayısının 17 bine ulaştığını kaydederek, Anayasa Mahkemesinin Yargıtay’ın temyiz yeri olarak görülmesinin yanlış olduğunu söyledi.

    Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mizan Hukuk Topluluğu tarafından düzenlenen ‘AYM’ye Bireysel Başvuru ve AİHM’ konulu konferansa konuşmacı olarak Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım katıldı. Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuru konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Yıldırım, bireysel başvurunun hangi aşamalardan oluştuğunu anlattı. Bireysel başvuru uygulamasını başlatan ilk ülkenin Almanya olduğunu belirten Yıldırım, bu ülkeden bazı örnekler verdi. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru tanınmasıyla amaçlananın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gelen hak ihlallerini azaltmak olduğunu ifade eden Yıldırım, bireysel başvuru kapsamına giren konuların neler olduğunu, kimlerin bireysel başvuruda bulunabileceğini, hangi konuların Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun dışında olduğunu bazı örneklerle açıkladı.

    Bireysel başvuruda kabul edilemezlik kriterleri konusundan bahseden Yıldırım, mahkeme kararlarını açıkça keyfilik içermediği zaman kabul edilemez bulduklarını ifade etti. Yıldırım, kabul edilememezlik kriterlerini, açıkça yer bakımından yoksunluk, zaman bakımından yoksunluk, kişi bakımından yetkisizlik olarak sıraladı.

    Bireysel başvuru konusunda sayının hızla arttığı kaydeden Yıldırım, 17 bin başvurunun olduğunun bilgisini verdi. Yargıtay ve Danıştayın alanına girmemeye çalıştıklarının altını çizen Yıldırım, Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtayın temyiz yeri olarak, sanki bir süper Yargıtay, süper Danıştay olarak görülmesinin yanlış olduğunu söyledi.

    Anayasa Mahkemesinin genel eğiliminin düşünce özgürlüğünden yana olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yıldırım verdikleri kararlarda sık sık AİHM kararlarına atıfta bulunduklarını kaydetti.

    Gelecekte başvuruların değişik konularda daha da artacağını söyleyen Prof. Dr. Engin Yıldırım, konferans sonunda öğrencilerden gelen soruları da cevapladı.

    Konferansın ardından SAÜ rektör yardımcısı Prof. Dr. Musa Eken, Prof. Dr. Engin Yıldırım’a verdiği konferanstan dolayı teşekkür ederek günün anısına hediyesini takdim etti.

  • Başbakan Davutoğlu’dan Yeni Anayasa İçin Muhalefete Bir Kez Daha Çağrı

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerine yeni anayasa konusunda çağrıda bulunarak, yeni anayasanın yapımı konusunda 4 başlığa işaret etti. Birinci başlığın yüksek yargıda dağınıklığın giderilmesi, ikinci başlığın HSYK’nın yeniden yapılandırılması olduğunu belirten Davutoğlu, üçüncü başlığın yargı üst denetiminin oluşumunda TBMM’nin rolünün güçlendirilmesi, dördüncü başlığın ise özel üniversitelerin kurulmasında ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de, Türkiye’de üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkan tanıyacak düzenlemelerin yapılması olduğunu söyledi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium’da düzenlenen basın toplantısında 64. Hükümeti 2016 yılı Eylem Planı kapsamında yapılacak icraatlar ve reformları açıkladı. Davutoğlu, 3 ay, 6 ay ve 1 yıl içinde gerçekleştirilecek reformları açıklarken 3 ay içinde gerçekleştirilecek vaatleri de kamuoyuna duyurdu. Davutoğlu’nun vurguladığı en dikkat çeken başlık ise yeni anayasa oldu. Yeni anayasanın yapımı konusunda muhalefet partilerine çağrıda bulunan Davutoğlu, yeni anayasayı 4 başlık altında topladı. Yeni anayasa için bütün toplumun el ele vermesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Önümüzde sadece bizim taahhüdümüz, sadece bizim emeğimiz ve Meclis’teki gücümüzle çözemeyeceğimiz bir mesele var; ’anayasa’. Ana bir mesele var ki bütün toplumun el ele vermesi ve birlikte çözmesi gereken yeni anayasa. Bugünkü Meclis tablosu demokratik, sivil bir anayasanın AK Parti oylarıyla yapılmasına imkan sağlamıyor ama çok açık söyleyeyim sağlamış olsaydı da biz anayasayı değiştirecek mutlak bir çoğunluğa sahip olmuş olsaydık da anayasanın diğer partilerle ve toplumun her kesimiyle birlikte yapılması ilkesel olarak benimser ve ona göre davranırdık. Çünkü, adı üzerinde anayasa. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi bütün bir toplumu kuşatsın, öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi insanları ürkütmek yerine ona merhamet ve şefkat sunsun. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi yar olsun, düşman tanımı yapmasın, vatandaşa dikte edilmesin, vatandaşın özgürlüklerini sınırlamasın” ifadelerini kullandı.

    “YENİ ANAYASA BİZİ KARAMSAR BİR TABLOYA SÜRÜKLEMESİN”

    “Öyle bir anayasa yapalım sayfalarına girdiğimizde kısıtlayıcı hükümlerle bizi karamsar bir tabloya sürüklemesin, kendi anamızda gördüğümüz merhameti, şefkati, insan onurunu onda görelim” diyen Davutoğlu, “Onun için herkesin desteğine ihtiyacımız var. Meseleyi şahsileştirmeden, meseleyi partisel ya da siyasal farklılıklar zeminine oturtmadan bütün genel başkanlara bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Gelin, hepimizin yüz karası olan bu darbeler tarihinden kalan 12 Eylül anayasasını birlikte tarihe tevdi edelim, onun yerine birlikte hep beraber hepimizin gurur duyacağı, çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı çıkaralım. Eğer, böyle bir dönemde bunu yapamazsak gelecek nesillere 12 Eylül Anayasası’nı bırakmış siyasiler olarak hep pek de hayırla anılmayacağız” şeklinde konuştu.

    Önümüzdeki hafta içinde yurt dışı temaslarının olduğunu ama ilk fırsatta muhalefet parti genel başkanlarıyla biraraya gelmek istediğine dikkati çeken Davutoğlu, “Onlarla bütün bu eylem planını, iç tüzük başta olmak üzere Meclis’teki çalışmalarla ilgili düzenleme ihtiyaçlarını ve tabii anayasayı açık yüreklilikle konuşmak istiyorum. Bu mesele, kimsenin tek başına ele alabileceği bir mesele değildir. İnanıyorum ki, TBMM çatısı altında yüzde 95 oranına çıkan demokratik temsil yeni anayasayı mümkün ve gerçek kılacak bir irade sergileyecektir. Anayasa değişikliği, bizim öncelikli hedeflerimizden birisidir. Türkiye’nin yeni bir anayasaya sahip olmasının gerekliliğini ortak aklı harekete geçirerek, en doğru usulu izleyerek, mümkün olduğu kadarıyla en geniş toplumsal katılımla bir anayasa yapacağıma inanıyorum. Siz, sivil toplum örgütlerimizin de katkısıyla ortak aklımızı harekete geçirelim. Hem yeni anayasamızı hem yasal düzenlemeleri birlikte hayata geçirelim. Diyoruz ki, gelin bu şerefli görevi birlikte ifa edelim. İnşallah, anayasal değişiklik gerektiren düzenlemelerde iktidarımız ve muhalefet partilerimiz, öncelikle şu temel meselelerin düzelmesi için beraberce hareket eder” dedi.

    TBMM çatısı altında anayasal düzenleme gerektiren 4 hususun olduğunu belirten Davutoğlu, “Bir yüksek yargıda dağınıklığı giderelim. İki HSKY’yı yeniden yapılandıralım, Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu kuralım ki CHP ile yürütülen istikşafi görüşmelerde bunların bir kısmı üzerinde mutabık kalınmıştı. Üç yargı üst denetiminin oluşumunda TBMM’nin rolünü güçlendirelim. Dört özel üniversitelerin kurulmasında ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de, Türkiye’deki üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkan tanıyacak düzenlemeleri yapalım” ifadelerini kullandı.

    “BAŞTA ANAYASA KONUSUNU SORUN OLMAKTAN ÇIKARMAK İÇİN MUHALEFETİN DE AKLINA, DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”

    Vatandaşlardan eylem planının çetelesini tutmasını isteyen Davutoğlu, “Bütün Bakanlar Kurulu, AK Parti grubu ve ben bizzat bu reformları hem takip edeceğiz hem de bunların sorumluğunu üstleneceğiz. Takvimimiz bellidir. Bakanlarımız, kamuda, yönetimdeki herkes bu eylem planı ve reform paketini yol haritası olarak önüne alacak. Hiçbir mazeret ve gecikme kabul edilmeyecektir. Biz de tam bir hazırlık içinde kollarımızı sıvadık. Başta anayasa konusunu sorun olmaktan çıkarmak için muhalefetin de aklına desteğine ihtiyacımız var. Sayısal bir durumdan söz etmeksizin söylüyorum, sayısal olarak ihtiyacım olmasa da muhalefet partilerin görüşleri bizim için önemlidir, anlamlıdır. Yeter ki bu görüşler siyasi nezaket kuralları içinde ifade edilsin. Milletin talep ve ihtiyacına cevap vermek zorundayız” diye konuştu.