Etiket: Anayasa

  • Türkiye Anayasa Platformu Elazığ Üyeleri Açıklama Yaptı

    Türkiye Anayasa Platformu Elazığ üyeleri bir araya gelerek yeni anayasaya ilişkin açıklama yaptı.

    Türkiye Anayasa Platformu’nun Elazığ’daki üyeleri bir araya geldi. Platform adına sözcülüğünü yapan Anadolu İş Adamları Derneği Elazığ Şube Başkanı Taylan Özdal açıklamalarda bulundu. Özdal, “Türkiye, 30 yılı aşkın süredir bireyi risk, özgürlükleri tehlike gören ve vesayeti kurumsallaştıran darbe ürünü 1982 anayasasına itiraz ediyor, fakat bu Anayasa ile yönetilmeye de devam ediyor. Bugün toplumsal meşrutiyetten yoksun 1982 anayasasının, Türkiye’nin yeni vizyonu yol haritası olmaktan uzak. İnsan onurunu, haklarını ve nihayetinde insanı merkeze alan, devleti bireyin haklarını koruma, huzuru temin etme, ülke kalkınmasını sağlama organizasyonu olarak tasarlayan demokratik, sivil ve özgürlükçü yeni anayasa, Türkiye’nin öncelikli ihtiyacıdır. Bugüne kadar yürürlüğe konulan Anayasaların ortak özelliği, devlet aklı ve vesayet ruhuyla yazılmasıdır. Millet bu süreçte yoktur. Sivil duruşa, sivil topluma, sivil siyasete kapalı anayasacılık mekanizması, milleti devre dışı bırakmıştır” dedi.

    “İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN”

    Mevcut Anayasa’ya dair itirazlardaki tutarlılığın, yeni anayasa yapmalıyız kararlılığına dönüştüğünü belirten Özdal, “Millet ‘ben varım’, milletin iradesi ‘ben hazırım’ diyor. Yeni anayasaya dair yoğun taleplerin, yeni anayasa içeriğiyle ilgili, kapsamlı tekliflerin oluştuğu bir sürecin içerisindeyiz. Bu yoğun talep ve teklifleri, bir araya getirmek, ortak akıl penceresinden kararlı bir sese dönüştürmek üzere, büyük ve güçlü Türkiye hedefine inanan ve bu hedefe ulaşmak için gayret gösteren sivil toplum kuruluşları olarak ‘Türkiye Anayasa Platformu’nu kurduk. Yeni Anayasa için herkesin, her kesimin söyleyecek sözü olduğuna inanıyoruz. Yeni Anayasa’nın hep birlikte tartışarak, paylaşarak ve uzlaşarak yazılması için yola çıkıyoruz. Platformun amacı, yeni anayasa konusunda farkındalık oluşturmak, içeriğine yönelik sivil önermeler geliştirerek kaynak üretmek, toplumun diğer kesimlerince üretilen kaynaklara yönelik ‘uzlaşma temelli’ eleştiri ve öneriler getirmektir. Kaynakları artırmak, çözümleri çoğaltmak, ‘işte bu bizim anayasamız’ diyebilmek için sorumluluk almalı ve Yeni Anayasa için artık gecikmemeliyiz. Devletin nesne, milletin özne olduğu bir yapım sürecini sivil akılla işleterek, yaşayan, kendini unutturan, çözümü kolaylaştıran ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ temelli yönetim ahlakına dayanan bir anayasa yapmaya odaklanmalıyız” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ’Yeni Anayasa’ Açıklaması

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu millet içinden bir anayasa yazabilecek, yapabilecek kadro bugüne kadar hazırlayamadı mı? Millet hazır da ben elitim diye geçinenler, siyasetçiler buna tam hazır değil. Sıkıntı burada. Yoksa millet hazır. Millet, zaten meydanlarda hep kükrüyor. Bunu bekliyor” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen ’Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte’ temalı programa katıldı. Türkiye Anayasa Platformu çatısı altında biraraya gelen 16 sivil toplum kuruluşunun her birinin gösterdiği çabaya işaret eden Erdoğan, “Türkiye Anayasa Platformu’nun yeni anayasa için hep birlikte’ çağrısının şu anda kadar yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşumuz tarafından desteklendiğini öğrendim. Bu sayı kısa süre içinde inanıyorum ki yüksek rakamlara çıkacaktır. Bunun ise milletin birliğine çağrı olduğuna inanıyorum. Çünkü bu mesele herhangi bir kurum veya şahsın değil bizatihi milletimizin meselesidir. Yeni anayasa konusuna milletimizin değerlerini yaşatma noktasında hassasiyet sahibi sivil toplum kuruluşlarımızın öncülük etmesi rastgele bir durum değildir. Millet kendi meselesi olan yeni anayasa talebine kendisini temsil eden sivil toplum kuruşları aracılığıyla sahip çıkıyor. Demokrasiye inanan herkesin milletin talebine saygılı olması gerekir. Her kim ki millete sırtını döner, millete rağmen yol yürümeye kalkarsa akıbeti hüsran olur. Merhum Akif İstiklal Marşımızda milletin gücünü nasıl ifade ediyor, kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım, yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım” ifadelerini kullandı.

    “Millet kükrediği zaman onun önünde ne bentler durabilir ne de dağlar durabilir” diyen Erdoğan, “Yeni anayasa meselesi de milletimizin işte böyle güçlü talebi haline dönüşmüştür. Bu toplantı artık meselesinin artık gözardı edilemeyecek, ertelenemeyecek, ötelenemeyecek, baştan savılamayacak seviyeye ulaştığını gösteriyor. Milletimiz STK’lar aracılığıyla artık konuya el koymuştur. Bu tür toplantılarla, çalıştaylarla, arama konferanslarıyla tüm kesimleri için alan, tüm kesimlerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini yansıtan yeni anayasa sereci hızla olgunlaşacaktır. Yeni anayasa çalışmalarına emeği geçen ve geçecek olan herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum çünkü bu mesele millidir, bu mesele yerlidir, milli olan her meselede, yerli olan her meselede Cumhurbaşkanı olarak ben de varım bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadar kurulan anayasaların hepi ithaldir, yerli değildir ve ithal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz” şeklinde konuştu.

    “YENİ ANAYASADAN RAHATSIZ OLANLAR, MEVCUT ANAYASADAN MEMNUN DEMEKTİR”

    Erdoğan, “Tabii biz yeni anayasa dedikçe birileri bundan ciddi anlamda rahatsız oluyor. Yeni anayasadan rahatsız olanlar, mevcut anayasadan memnun demektir. Halbuki mevcut anayasa yıllar içinde yapılan tadilatlara rağmen hala 1960 ve 1980 darbelerinin ruhunu taşıyan, millete karşı güvensizliğin bir eseri metindir. Eskilerin güzel bir sözü var, tatbiki mümkün olmayanın ıslahı da mümkün olmaz diye. Mevcut anayasa da sürekli değiştirilmesine rağmen ıslahı mümkün olmayan metin durumundadır. Esasen, mevcut anayasanın kurduğu siyasi ve idari düzen, 13 yıl bu ülkeyi yöneten kadronun işine gelir ama dikkat edilirse yeni anayasa meselesi en başından beri, başbakanlığımın ilk dönemlerinden itibaren bu kadro tarafından gündeme getirilmekte güçlü bir şekilde de talep edilmektedir. İşe asıl sahip çıkması gereken muhalefetin ise tam tersi bir tutum içinde olduğunu görüyoruz” dedi.

    2011 seçimlerinin ardından bu konuda ciddi bir adım atıldığını belirten Erdoğan, “Meclis’te yüzde 60’lık çoğunluğu oluşturuyor olmamıza rağmen grubu bulunan partilerin eşit katılımıyla komisyon oluşturulmasını talep ettik. Amacımız, mümkün olan en geniş katılımlı anayasa metninin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Fakat, diğer partiler anayasa metni oluşturmak için değil, adeta anayasa metni oluşmasını engelleme gayesiyle hareket ettikleri için komisyonun çalışmaları akamete uğradı. Bu durum milletimizi yeni anayasa talebinden vazgeçirdi mi? Seçimler yapıldı, 7 Haziran, 1 Kasım, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, yeni anayasayı konuştuğumuzda meydanlar titriyordu. Niye? Çünkü mevcut anayasalar bu vücuda dar geliyordu dar, artık bunu kaldırmıyor. Milletimizi temsil eden her platformda yeni anayasa meselesi konuşuluyor, tartışılıyor, gündemde tutuluyor. Artık burada yapılması gereken, yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayan, oyalayıcı, topu taca atıcı tavırlar yerine samimi bir şekilde tekliflerin ortaya konmasıdır. Yeni anayasa, ne kadar geniş bir temsil kabiliyetine sahip bir yapı tarafından inşa edilirse tatbiki, uygulaması da o derece güçlü ve gerçekli olur. Bunun için gerek Meclis’te temsil edilen diğer partilerin, gerekse farklı görüşlere sahip kesimlerin sesi olan STK’ların yeni anayasa sürecine dahil olmalarını özellikle bekliyoruz” diye konuştu.

    “MİLLET HAZIR DA BEN ELİTİM DİYE GEÇİNENLER, SİYASETÇİLER BUNA TAM HAZIR DEĞİL”

    Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

    “Hakikatın ışığı gerçeğin ışığı, farklı fikirlerin çarpışmasıyla ortaya çıkar. Şimdi sizler bunu yapıyorsunuz, yani çoğunlukçu değil çoğulcu bir anlayışla yeni anayasanın hazırlanmasını arzu ediyoruz. Anayasa metinleri bir toplum sözleşmesidir. Öyle de olmalıdır. Oysa bizdeki anayasa metinleri dayatmadır, darbe direktifleri olarak hazırlanmıştır. Burada bulunan herkes 1960’tan itibaren darbecilerin hazırladıkları anayasalarla hayatlarını geçirdiler. Gelin darbecilerin değil, bizatihi bu milletin, onun temsilcilerinin yaptığı bir anayasayı bizden sonraki nesillere armağan edelim. Bu yeni anayasa ruhuyla, diliyle, yöntemiyle, milletimizin birikimini, kültürünü, tarihini, özlemlerini yansıtan metin olmalıdır. Bu anayasaya baktığımız zaman millet kendini, geleneklerini, tarihini görmelidir. Hukukta usul, bilimde yöntem en az esas kadar, içerik kadar önemlidir. Bu bakımdan yeni anayasanın yapımındaki usulü çok iyi belirlemeliyiz. 2011’deki yöntemin sonuç vermediğini gördük. O kadar ilginç ki, 4 parti 3’er temsilci veriyorsun, 47 madde üzerinde mutabakat sağlanıyor, çıkıyor ana muhalefetin başı gelin bunları meclisten geçirelim. Arkadaşlarımız gidiyorlar, 4 partinin de buna onay vermesi lazım, 4 parti temsilcisinin buna onay vermesi lazım. İnanmak, dürüst olmak bu başka bir şey. Çok önemli. Aradan tekrar başlanıyor 60 maddeye geliniyor, bu defa ben söylüyorum arkadaşlarıma gidin, gidin bir daha dolaşın, eğer bu işe evet diyeceklerse desinler. Aynı cevap diğer partilerin de buna evet demesi lazım. 60 maddede 4 parti temsilcilerinin onayı var, bu temsilciler burada kim adına var, o partiler adına var. Buna onay verdiklerini paraflayarak onaylıyorlar. Şu anda 60 madde bu şekliyle duruyor. Kimin dürüst olduğunu, kimin akşam başka sabah başka olduğunu görmek bakımından aslında bu 60 madde çok önemli bir ispattır.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “STK’lar aracılığıyla, milletimizin tüm kesimlerini de içine alacak bir anayasa yazım süreci üretmeliyiz. Seçkinci değil kapsayıcı, böyle bir anayasa metnini ancak bu şekilde ortaya çıkarabiliriz. Zaman zaman diyorum ya, Türk tipi başkanlık, onu diyorduk ya işte bu konuda Türkiye modeli anayasayı hazırlama başarısını ortaya koyabilmeliyiz. Yahu, bu millet içinden bir anayasa yazabilecek, yapabilecek kadro bugüne kadar hazırlayamadı mı? Millet hazır da ben elitim diye geçinenler, siyasetçiler buna tam hazır değil. Sıkıntı burada. Yoksa millet hazır. Millet, zaten meydanlarda hep kükrüyor. Bunu bekliyor. Bize göre, milleti merkeze alan, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesiyle ifade ettiğimiz kadim yönetim geleneğimize yaslanan anayasa Türk tipi anayasadır” ifadelerini kullandı.

  • CHP’li Yıldız: “Yeni Anayasa İçin Önce Barış”

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 17 Ocak 2016 tarihinde yapılan Parti Meclisi (PM) seçimlerinde Genel Merkez’in çıkardığı anahtar listeyi delen 23 üyeden biri olan 24. dönem CHP Ordu Milletvekili ve CHP Parti Meclisi Üyesi İdris Yıldız, Türkiye’de yeni anayasa yapılması için önce barışın tesis edilmesi gerektiğini söyledi.

    PM üyesi seçilmesi dolayısıyla gazetecilerle bir araya gelen CHP PM Üyesi İdris Yıldız, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bir güvenlik sorunu olduğuna dikkat çekti. Yeni anayasa yapılabilmesi için öncelikle bu iki bölgedeki güvenlik sorununun ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Yıldız, “Bu ülkede önce barışı sağlamalıyız ki ondan sonra Türkiye’nin, toplumun, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren yeni anayasayı tartışabiliriz” dedi.

    “BARIŞ İÇİN ÖNYARGILAR TERK EDİLMELİ”

    Türkiye’de kimsenin bölünmekten ve ayrıştırılmaktan yana olmadığını belirten Yıldız, şöyle devam etti:

    “Suriye’den kaçan 2.5 milyon insan Türkiye üzerinden denizde boğulma pahasına Batı’ya göç etmek istiyor. Ancak Güneydoğu Bölgesi’nde sürdürülen operasyonlar sebebiyle 21 bin Kürt yurttaşımız ise Diyarbakır, Mardin, Adana, Mersin, İstanbul gibi şehirlere göçüyorlar. Dikkat ederseniz Irak’a da geçmiyorlar, Batı’ya da göçmüyorlar, Türkiye’de kalıyorlar. Demek ki Türkiye’de kimsenin ayrılmak gibi bir derdi yok. Bu ülkeyi ayrıştırmak isteyen terör örgütleri ve terör örgütlerini kullananlara ise engel olmamız gerekir. Bu sebeple öncelikle barışı tesis etmeliyiz ve bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Herkesin önyargılarını bir kenara bırakıp bu konuyla ilgili çaba göstermesi gerekir.”

    “GENEL MERKEZ’E BİR TAVRIMIZ YOK”

    17 Ocak’taki kurultayda Genel Merkez’in hazırladığı ‘Örgüt Anahtar Listesi’ni delen 23 isim arasında bulunmasını ‘kurultay iradesi’ne borçlu olduğunu belirten Yıldız, “Bu kurultay farklı bir kurultay oldu. Genel Başkan kendisinden hiç beklediğimiz zamanda ikinci bir anahtar liste sundu. Ama kurultay iradesi bunu doğru bulmadı ve 23 arkadaşımız Genel Merkez listesinin dışında PM’ne girdiler. Genel Merkez’e karşı planlanmış, organize edilmiş bir tavrımız yok. Eksiklik varsa parti içerisinde dile getiririz” diye konuştu.

  • Kurtulmuş: “Yeni Sivil Bir Anayasa Yapılması Zaruridir”

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğini ve bu dönemde yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğunu belirterek, “Devlet millet bütünleşmesini sağlayan sivil demokratik bir Anayasa’yı inşallah yapacağız” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, açılış ve bir dizi ziyaret için geldiği Ordu’da sivil toplum kuruluş temsilcileri ile yemekte bir araya geldi. Ünye Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen yemeğe Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğu, AK Parti Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu, Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, daire müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Düzenlenen yemekte konuşan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğini ve bu dönemde yeni sivil bir Anayasa’ya ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Milletin yeni bir Anayasa beklentisi içinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Yeni dönemin adı bir reform dönemi olmasıdır. Ekonomik ve siyasi reformlarımızı tamamlayacağız, Türkiye inşallah yeni bir Anayasa ile yeni Türkiye’nin gerekliliklerini yerine getirecektir. Devlet millet bütünleşmesini sağlayan sivil demokratik bir Anayasa’yı inşallah yapacağız. 1 Kasım’da millet oy verirken sadece AK Parti’ye değil, bu parlamentoya seçip gönderdiği insanlardan da yeni bir Anayasa beklentisini ortaya koydu” diye konuştu.

    “BÜTÜN PARTİLER ETEKLERİNDEKİ TAŞI DÖKECEK”

    Yeni sivil bir Anayasa’nın zaruri olduğunu aktaran Kurtulmuş, AK Parti olarak ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söyledi. Bütün partilerin bu yönde çalışması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, “12 Eylül’ün getirmiş olduğu bu sistem bu Anayasa bu felsefe değişmeden Türkiye’de tam manasıyla devlet millet kaynaşması olmaz. 1982 Anayasası asla millet egemen olsun diye yazılmamıştır. Devlet, millet adına bütün işleri görsün diye yapılmıştır. Anayasa’nın önemli maddelerinden birisi ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye başlar ama hemen arkasından ‘bu böyledir ama bu egemenlik anayasal kurumlar eli ile kullanılır’ der. Bunun Türkçesi şudur: ’Bakmayın ortaya sandık koyduğumuza, ortaya bu sandığı koyuyoruz ama sandıktan ne çıkarsa çıksın işin sahibi biziz, işin sahibi cunta, işin sahibi cuntacı mantık’ demektir. Bu bağlamda yeni sivil bir Anayasa yapılması zaruridir. Bunun için elbirliği ile çalışacağız. Bütün partiler eteklerindeki taşları dökecek kim ne biliyorsa milletin istediği istikamette yeni Türkiye’nin gerekleri neyse bunu yerine getirecek ve ortaya bu görüşleri koyacak. Biz AK Parti olarak asla bir ön yargı, peşin hükümde değiliz. Kırmızı çizgiler çizmeyiz” şeklinde konuştu.

  • Satso’dan Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Yıldırım’a Ziyaret

    Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul ve Yönetim Kurulu üyeleri Ankara programı kapsamında Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım’ı ziyaret etti.

    Ziyarette konuşan Başkan Kösemusul, SATSO çalışmalarını aktarırken Başkan Vekili Yıldırım’ın görüşlerinin önemli olduğunu vurguladı. Yıldırım’ın uzun yıllar Sakarya’da görev yaptığını belirten Kösemusul, “Başkanımız Sakarya’mızı en az bizim kadar iyi tanıyor. Bizler göreve geldiğimiz günden itibaren istişare kültürüne çok önem verdik ve bu doğrultuda tüm çalışmalarımızı dostlarımızın görüşleri ile şekillendirdik. Her alanda önemli çalışmalarımız var. Sanayi çalışmalarındaki planlarımızı uygularken sosyal çalışmalara da önümüzdeki dönem daha fazla ağırlık vermek istiyoruz. Sn. Başkanımıza görevlerinde üstün başarılar diliyoruz” dedi. Başkan Kösemusul ve beraberindekiler Anayasa Mahkemesinin çalışmaları ile ilgili Prof. Yıldırım’dan bilgiler aldı.

    Sakarya’nın kendisi için çok özel bir yeri olduğunu belirten Yıldırım, SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul ve heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yıldırım, “Sakarya’da Üniversitede ilk göreve başladığım zaman çok az akademisyen ve öğrenci ile gelişim ile ilgili derdi olmayan bir Serdivan ve şehir vardı. Bugün ise bambaşka bir Serdivan, bambaşka bir Sakarya var. Geleceği çok parlak, gelişimini kontrollü sürdürmek isteyen bir şehir var. Sakarya’nın geleceğine yön verirken özellikle sosyal yaşama ağırlık vermeliyiz. Sosyal yaşamı da gelişime katarak ilerlemek gerekir, daha çok dikkat etmeliyiz. Şehrimizin daha da güzelleşmesinden her hemşehrimiz mutlu olur. İş dünyamızın rolü de bu anlamda çok önemli ve değerli. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.