Etiket: Anayasa

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalar bitti”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğiyle ilgili tüm tartışmaların bittiğini vurguladı. Erdoğan, “Türkiye artık seçimlerden sonra yaşadığı belirsizlikleri geride bıraktı. Hükümet kurma kavgaları, pazarlıkları, koalisyonlar dönemi sona erdi” dedi.

    Referandumun ardından İstanbul’dan Ankara’ya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı konuşmanın ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçen Erdoğan’ı vatandaşlar burada da yalnız bırakmadı. Kendisini coşku gösterileri ile karşılayan vatandaşlara hitap eden Erdoğan, anayasa değişikliğinin bir kez daha ülke ve millet için hayırlı olması temennisinde bulundu. ‘Evet’ de dese, ‘hayır’ da dese sandık başına gidip tercihini ortaya koyan tüm vatandaşlara şükranlarını sunduğunu belirten Erdoğan, “‘Evet’ diyenlere geleceğimiz için kritik önemde gördüğüm ve her aşamasına öncülük ettiğim bu değişikliğe verdikleri destek sebebiyle özellikle teşekkür etmek istiyorum. Buradan AK Parti Genel Başkanı Sayın Binali Yıldırım’a ve AK Parti’ye gönül vermiş tüm kardeşlerime, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve MHP’ye gönül vermiş tüm kardeşlerime, tercihlerini evet olarak ortaya koyan partilerimiz yöneticilerine ve o partilere gönül vermiş kardeşlerime, partileri ne olursa olsun, yöneticileri ne derse desin tercihlerini ‘evet’ yönünde sandığa yansıtan tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Partisinin veya kurumunun tercihi ‘evet’ten yana olduğu halde farklı oy kullanan vatandaşlarımız varsa onları da anlayışla karşılıyorum. Bu durum sadece bizim meramımızı yeterince anlatamadığımızı, anayasa değişikliğinin içeriğini ve önemini yeterince izah edemediğimizi gösterir” diye konuştu.

    “Tüm tartışmalar bitmiştir”

    Asıl olanın milletin ne dediği olduğunu vurgulayan Erdoğan, 25 milyon 200 bine yakın vatandaşın tercihiyle anayasa değişikliğinin kabul edildiğini kaydetti. Erdoğan, anayasa değişikliğiyle ilgili tüm tartışmaların bittiğinin altını çizerek, “Türkiye tarihinin en büyük oy sayısıyla kabul edilen anayasa değişikliğiyle gelen yenilikler artık tüm milletimizin hizmetindedir. Artık yönümüzü geleceğe çevirme zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve tüm gücümüzle ülkemizin ve milletimizin emrinde olarak çalışmayı sürdüreceğiz. Durmak yok, yola devam diyeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Hükümet kurma kavgaları, pazarlıkları, koalisyonlar dönemi sona erdi”

    “Bugüne kadar milletimize nasıl aşk ile, sevda ile, adanmışlık ile hizmet ettiysek bundan sonra da aynı şekilde yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Anayasa değişikliğiyle milletimiz yeni bir yönetim sistemine, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçme kararını vermiş oldu. Bundan rahatsız olanlar olacak. Onları biliyorsunuz zaten. Türkiye artık seçimlerden sonra yaşadığı belirsizlikleri geride bıraktı. Hükümet kurma kavgaları, pazarlıkları, koalisyonlar dönemi sona erdi. Önümüzdeki ilk seçimlerden itibaren ki Kasım 2019, onun önünde Mart 2019 yerel seçimler. Artık karar milletindir, söz, milletindir. Sizin sözünüzün üstünde söz, kararınızın üstünde karar yok.”

  • Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: “Bu anayasa bir fantezi değildir”

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Bu anayasa bir fantezi değildir. Laf olsun diye yapılan bir değişiklik değildir. Türkiye’deki mevcut sistem artık halkı taşımıyor, milleti taşımıyor, milletin hedeflerini taşımıyor. Dolayısıyla bu anayasanın değiştirilmesi gerekiyor” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kastamonu Belediyesi önlüğünde Atatürk Spor Salonunda düzenlenen “Sivil Toplum Kuruluşları ve Halk Buluşması”na katıldı.

    Referandum gündemine dair önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “İnşallah 16 Nisan Türkiye’nin siyasi tarihi bakımından önemli bir dönüm noktası olacaktır. Devrim niteliğinde bir adım olacaktır. Türkiye yeni hükümet modeliyle birlikte çok daha etkili, çok daha hızlı karar alabilen ve küresel yarışta çok daha güçlü bir şekilde var olabilen bir Türkiye haline gelecek” dedi.

    Halk oylamasında 16 Nisan’da en yüksek oranda ‘evet’ oyu çıkmasıyla Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet modelini onaylamış olacağını ifade eden Kurtulmuş, yeni sistemin şimdiden bereket, iyilik ve güzellik getirmesi temennisinde bulundu.

    Daha evvel 1982 Anayasası’nın 18 kere değiştirildiğini hatırlatan Kurtulmuş, “Şimdi 19’uncusunu değiştiriyoruz. Böylece çok köklü bir değişiklik yapıyoruz. Belki Türkiye’nin 150 yıllık siyasi tarihini en önemli geçiş noktasından geçiyoruz. Bundan sonra eski sistemin bütün hastalıklarını geride bırakıyor, ayaklarımızdaki bütün prangalardan kurtuluyor ve yolumuza devam ediyoruz. Bu anayasa değişikliğini nereden çıktığını soruyorlar. Bu anayasa bir fantezi değildir. Laf olsun diye yapılan bir değişiklik değildir. Türkiye’deki mevcut sistem artık halkı taşımıyor, milleti taşımıyor, milletin hedeflerini taşımıyor. Dolayısıyla bu anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Eski sistemin hastalıkları dolayısıyla değiştirilmesi gerekiyor. 1946 yılında halk, sandıkta başka bir şey söyledi, ülkeyi yöneten vesayet odakları sandıktan CHP’yi çıkardı. Bu bir şike seçimidir. Bunu saymıyorum. 1950 yılından 2017 yılına kadar çok partili bir sistemle yönetiliyoruz” diye konuştu.

    Eski vesayet sistemini yani mevcut sistemin Türkiye’ye getirdiklerinin bir gözden geçirilmesin isteyen Kurtulmuş, “Türkiye’de 67 yılda 5 tane darbe meydana geldi. Bu millete yazık günah değil mi? Bu millet ikide bir darbe tehdidiyle mi hareket edecek. Yetmedi 6-7 tane de darbe teşebbüsü oldu. En son darbe teşebbüsü en son 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüdür, FETÖ ve eşkıya çetesinin ortaya koyduğu ihanettir” şeklinde konuştu.

    Bu esnada salondaki kalabalık tarafından ‘yuh’ çekildi. Kurtulmuş’ta, yuh çeken vatandaşları yönelik, “Çektiğiniz yuhlar buradan Pensilvanya’ya kadar gitsin” dedi.

    Alman istihbaratının başındaki kişinin her şeyi anladığını fakat hain darbe girişiminin FETÖ’nün yaptığına ikna olmadığını belirten Kurtulmuş, “Be densiz adam, 15 Temmuz hain darbe girişimini FETÖ’nün yaptığını anlamanız için 250 şehit yetmedi mi? 250 bin şehit mi vermemiz gerekiyordu. Ama hiç aklınızdan çıkarmayın. Bu millet gerektiğinde İstiklal Harbinde olduğu gibi Şehit Şerife Bacı’nın gösterdiği cesaret gibi aynı bayrağında altında aynı ezanın altında gösterdiği cesaret gibi yine gerekirse 250 bin şehit verir emperyalistleri ve uşaklarını denize döker ve bu memleketten kovar” ifadelerini kullandı.

    Güneş Motel olayını anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

    “Yaşı müsait olanlar bilir. İstanbul’da Yeşilyurt’ta Güneş Motel diye bir otel vardı. O otelde iktidar pazarlıkları yapıldı. Dönemin Adalet Partisinin oyları yetmiyordu, CHP’nin de oyları yetmiyordu hükümet kurmaya, AP’den 11 kişiyi aldılar, para verdiler, çantalar dolusu paralar verdiler ve hükümeti kurdular. Haramla kurulan hükümette hiçbir işe yaramadı ve tepetaklak oldu gitti. Biz, Türkiye’de 65’inci hükümetiz. 94 yılda 65 hükümet kurulmuş, yani 17 ayda bir hükümet değişmiş. Bu millete Allah’tan revamıdır? Köşe başına bir market açsanız 17 ayda ancak ayakları üzerinde durur. 80 milyonluk bir ülkeyi siz 17 aylık hükümetler yöneteceksiniz. Böyle bir şey olamaz. Şimdi 16 Nisan’da sandıklar geliyor, sandık akşamında millet kimi Türkiye’de hükümetin başkanı olarak seçer, Cumhurbaşkanı olarak seçerse o 5 yıl süreyle ülkeyi yönetiyor.”

    Bülent Ecevit ile Ahmet Necdet Sezer arasında anayasa kitapçığı kavgası çıktığını söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:

    “Sadece kavga kısmında duruyoruz. Ama 22 banka ve finans kuruluşu iflas etti. Esnaflar dükkan kapattı. Fabrikalar kapandı. Türkiye 580 milyar TL borçlandı dışarıya. Öde Allah öde, 2011’da ancak bitti. Allah’tan reva mı? Şimdi bu dönem geride kalıyor. Bundan sonra sandık geldiği zaman iki sandık gelecek. Birinci sandıkta hükümetin başı kim olacak. Ülkeyi kim yönetecek. Kim Cumhurbaşkanı olacak. Buna karar verilecek. Karar verecek olan millettir. Şimdiye kadar Cumhurbaşkanını kim olacağına vesayet sistemleri karar veriyordu. Allah’ın izniyle sözde kararda milletin olacaktır, millet beşeri dünyada tek egemen güç haline gelecektir.”

    Timur ile Yıldırım Beyazıt arasında yaşanan savaşa dikkat çeken Kurtulmuş, “Timur’un orduları Anadolu’ya geliyordu. Çok büyük silahları vardı. Kalabalık bir ordu. Yıldırım Beyazıt’ın etrafındakiler diyordu ki sultana. Sultanım, ne yaparsak yapalım, yenemeyiz, bunlar güçlü bir ordu. Anlaşalım. Uzlaşalım. Bütün Anadolu’yu tarumar edecekler. Bunların karşısına çıkmanın bir anlamı yok. Yeni bir anlaşma yaparak paylaşımı birlikte yapalım. Yıldırım Beyazıt ise şu cevabı verir. Diyor ki: ‘Paşalar, ben milletime korkuyu miras bırakmayacağım’ Biz, 15 Temmuz akşamı korkuyu miras bırakmayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a millet olarak minnettarız” dedi.

    Kurtulmuş, “Bu halk, bu millet Cumhurbaşkanını seçmeye devam ettikçe inan ki bu milletin çarşısından pazarından geçmeyen, bu milletin camisiyle mescidiyle ilgisi olmayan, bu milletin tarihini kültürünü bilmeyen, bu milletin dertleriyle dertlenip bu milletin tasasıyla kederlenmeyen hiçbir kimse bu ülkede Cumhurbaşkanı olamayacak” diye konuştu.

    CHP’nin 16 Nisan’da evet çıkması halinde ‘evet’ verenleri İzmir’den denize dökeceklerini dediklerini anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Neresini düzeltelim. Haddini bil, edebini takın. Edepli bir şekilde kenarda otur ve milletten özür dile. Milletin ben size bunu söylemek istemedim. Başka milletlerde denize dökme tabiri yoktur. Ama denize dökme tabiri bizim lügatimizde vardır. İzmir’in şanlı tarihinde vardır. Bu millet emperyalistin ve uşaklarını yeri geldiği zaman denize de döker, 15 Temmuz’da olduğu gibi karşısına yumrukla da geçer, onların karşısında direnir.”

    Konuşmasının ardından Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ile AK Parti Kastamonu İl Başkanı Av. Halil Uluay, tablo ile Kastamonu’nun yöresel ürünlerinden oluşan hediye sepeti takdim ettiler.

    Ayrıca Kastamonu Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Furkan Şimşek de, Numan Kurtulmuş’u çizdiği tabloyu Kurtulmuş’a hediye etti.

  • Abhaz Ayow Platformu anayasa değişikliğine “Evet” diyor

    Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Ankara’nın medeniyet coğrafyamızın ‘Medine’si olduğunu hep söylerim. Ankara iri, diri, güçlü olduğunda bizim medeniyetimiz mensubu 1 milyar 700 milyonun her bir ferdinin geleceğe dair umutları daha güçlü olacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Abhaz Ayow Platformu üyelerini makamında kabul etti. Topçu, ziyarette platform hakkında görüşlerini anlattığı konuşmasında, “Abhaz kökenli kardeşlerimin platformunun ziyaretinden memnun oldum. Ankara’nın medeniyet coğrafyamızın ‘Medine’si olduğunu hep söylerim. Ankara iri, diri, güçlü olduğunda bizim medeniyetimiz mensubu 1 milyar 700 milyonun her bir ferdinin geleceğe dair umutları daha güçlü olacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Güçlü Ankara, bütün medeniyet coğrafyamız için faydalı olacak”

    16 Nisan’daki referandum sadece Ankara’yı güçlü hale getirmeyeceğini belirten Topçu, “Güçlü Ankara bütün medeniyet coğrafyamız için faydalı olacak. Bu nedenledir ki; AB ülkeleri ve ABD’nin bazı mahfilleri PKK, DHKP-C, HDP, FETÖ bu referandumda ‘hayır’ çıkması için çalışmakta. Sağduyulu vatandaşlarımız bu hususu 16 Nisan’da değerlendirip ‘Evet’ vereceklerdir. Toplumun her kesimi ikbali ve istikbali için ‘Evet’ noktasında buluşuyor. Çünkü Anadolu’da ‘aklın yolu birdir’ derler. Bu millet AB’nin, FETÖ’nün, PKK’nın, HDP’nin durduğu yerden ülkeye, millete, devlete fayda gelmeyeceğini biliyor” şeklinde konuştu.

    Abhaz toplumunun bir oluşum altında inisiyatif göstermesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Topçu, “80 milyonluk ‘Anadolu Ebrusu’nun her bir rengi ‘Ay-Yıldız’lı Albayrak’ altında kıyamete kadar bir arada, tam bağımsız güçlü bir Türkiye hayalini 16 Nisan’da ‘Evet’ mührüyle gerçekleştirmiş olacak. Bu vesile Abhaz toplumunu ülkemizin geleceği ile ilgili bu önemli mevzuda tavır ortaya koymalarından ötürü kutluyorum. Onlar Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda 15 Temmuz’da aynı duyarlılığı gösteren dedelerin torunları olarak yakışanı yapmış oldular” açıklamalarında bulundu.

    Ziyarette platform üyeleri adına konuşan Platform Başkanı Erdal Köse ziyaretlerinin amacını, “Bugün platform üyeleri olarak 2 bin civarında Abhaz vatandaşı temsilen Sayın Topçu’yu ziyaret ederek referandum hakkında düşüncelerimizi aktardık. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi; Türkiye’nin geleceği için gerekenin yapılması adına durduğumuz tarafı ifade ettik. Nazik kabulleri için Sayın Topçu’ya Abhaz toplumu adına teşekkür ederiz” şeklinde açıkladı.

    “Abhazca ‘Ayow’, Türkçe ‘Evet’ diyoruz”

    Köse, Ayow Platformu’nu ve amacını şu sözlerle özetledi:

    “Bu referandumda ‘Ayow’ Abhazca’da evet demektir. Abhazların ve Kafkasyalıların buluşma noktasıdır. Referandum sürecinde tercihimiz olan ‘Evet’e katkı sağlamak amacıyla oluşturulmuş, bizim gibi düşünen ve aynı kaygılarla bu süreçte evet diyen bütün etnik gruplardaki kardeşlerimize de kapımızın sonuna kadar açık olduğu bir oluşumdur. Biz ‘hayır’ı bizim ‘Evet’imiz kadar demokratik bir tercih olarak değerlendiriyoruz ve bu düşüncedeki kardeşlerimize de sonsuz saygı duymaktayız. Bu platformda hiçbir şekilde algıya müdahale veya manipülasyon söz konusu değildir. Burası dost meclisidir. Biz sadece bu referandumda ‘Ayow’ diyoruz ve bunu sesli düşünüyoruz. Bunu bizi merak eden kamuoyuna bildiririz.”

  • Anayasa değişikliği devletin ve milletin bekası için bir zorunluluktuR

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, anayasa değişikliğinin değişen şartlar altında devletin ve milletin bekası için bir zorunluluk olduğunu söyledi.

    Partisi tarafından Bilecik’in Bozüyük İlçe Başkanlığınca Metristepe Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, O gün FETÖ ile PKK ile hazırlanan anayasa tasarısına karşı çıktıklarını, bugün ise anayasa değişikliğinde MHP’nin hassasiyetlerine dokunmayan ve hükümet sistemini değiştiren başkanlık sistemini değil Cumhurbaşkanlığı sistemini getiren bir anayasa değişikliğinin yanında olduklarını kaydetti. Karakaya, “Biz dün neye karşı çıktık, bugün neyin yanındayız bunu çok iyi anlamak lazım. Biz 6 sene başkalarının başka yerlerde hazırladığı anayasa tasarılarını engellemek için uğraştık. MHP 40 milletvekili ile bu süreci yönetti. Eğer 16 Nisan da hayır çıkarsa 6 ay sonra yeni bir anayasa değişikliği daha gelir. Ancak o anayasa değişikliği MHP yönettiği bir süreçte olmaz. Zamanında FETÖ ile PKK ile hazırlanan taslağa karşı çıkmayanlar bugün MHP ile hazırlanan taslağa karşı çıkıyorlar” dedi.

    Mevlüt Karakaya, konuşmasında “Genel Başkanım bir grup toplantısında dedi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti bir beka sorunu yaşıyor. 15 Temmuzu yaşadık ve gördük. Buralardan nasıl görüldü bilmiyorum. Televizyonlardan başka bir ülkede yapılmış gibi algılanabilir ama 15 Temmuz akşamı bu milletin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini işgale kalkıldı. 40 yıl boyunca bu milletin evlatlarını değiştirenler, kafalarının arka tarafında başka gündemleri olanlar o gün Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve milletini teslim almaya kalktı ama bu milletin feraseti bunu engelledi. Türk tarihinde böyle bir şey yok, Dünya tarihinde de yok. Bir taraftan PKK bir taraftan FETÖ diğer taraftan DAEŞ hepsi kanlı terör örgütleri hepsinin de tek bir amacı ve hedefi var. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak, milleti parçalamak, bu coğrafyayı ele geçirmek. Bu durup dururken yapılan bir anayasa değişikliği değil. MHP’nin gördüğü devlet ve millet bekası sorunu, hükümeti uyarması ile başlayan bir süreç. Kimse bize şu anayasayı şöyle değiştirelim, MHP’de buna evet desin demedi. Genel Başkanımız dedi ki; hükümet etme sisteminizde arıza var, bu arızayı düzeltmeniz lazım. Üç terör örgütü tarafından ablukaya alınmış olan bir ülke bu işi fazla taşıyamaz. Bu kısmı düzeltmeniz lazım, uyarıyorum sizi. Ve şunu söylüyor terör ile mücadelede sonuna kadar arkanızda olacağım sözünü verdi. 15 Temmuzdan sonra şartlar değişti. Bu hükümet etme sistemini değiştirmez iseniz bu bize yönetim ya da rejim krizine neden olabilir. Biz 15 Temmuz’u gördük. Bir ülkeyi bir devleti az kalsın elimizden alacaklardı, biz bir daha böyle bir riski böyle bir tehlikeyi binde bir ihtimal dahi olsa göze almayız. Değişikliğinizi ancak biz MHP’nin hassasiyetlerini dikkate alırsanız yapın” dedi.

    “Kılıçdaroğlu bile ne olduğunu bilmiyor”

    “Biz önce MHP’liler olarak dün neye karşı çıktığımızı bugün ne yaptığımızı iyi bileceğiz” diyen Karakaya, “Eğer dün neye karşı çıktığımızı bilmiyorsak, bugünde neyin yanında olduğumuzun farkında değilsek o zaman kafan karmakarışık olur. Bakın Kılıçdaroğlu bilmiyor, daha okumamış bile ne olduğunu her gün yeni yeni gaflarla ortaya çıkıyor. Biz dün neye karşı çıktık. 2009 yılında bir açılım süreci başladı ve 2015 yılında da bitti. 6 sene sürdü. Bu çözüm sürecine MHP ne dedi? 6 sene bunun karşısında duran başka bir parti oldu mu? 6 yıl boyunca partimize hakaret ettiler, kavga ettik. Bizim meselemiz memleket meselesi biz niye karşı durduk. Niye iktidara karşı o kadar direndik. Çünkü hazırlanan bir anayasa tasarısı, bu ülkeyi bölen bir anayasaydı. Çözüm sürecinin başında kim vardı? PKK vardı, FETÖ vardı, DAEŞ vardı. Ama MHP sürekli bunun karşısındaydı, milleti ikna etmeye çalışıyordu. Mart ayından Aralık ayına kadar her ay bir miting yaptık. 81 ili bu mitingler dolayısıyla tanıdık. Seçim yoktu, oy istemiyorduk. Kimse yaptıklarımızın üstünü kapatmasın. Bunlar öyle kolay olmadı. Ülke zorda darda bu işin farkına varın diyorduk. Yapmadıkları şey demedikleri laf kalmadı. Biz alt kimlikleri üst kimlikleri yapmaya çalışan, en azından özerklik sistemi getiren, anadili değiştiren sisteme karşıydık. Biz o gün FETÖ ile PKK ile hazırlanan anayasa tasarısına karşı çıktık. Bugünkü anayasa değişikliğinde MHP’nin hassasiyetlerine dokunmayan ve hükümet sistemini değiştiren başkanlık sistemini değil Cumhurbaşkanlığı sistemini getiren bir anayasa değişikliğinin yanındayız” diye konuştu.

    “Bu işin şakası yok”

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, konuşmasını şöyle sürdürdü;

    “7 Haziran’dan sonra neler değişti. Bugün devlet Güneydoğu Anadolu bölgesinde hâkim oldu. Devlet aklı harekete geçti açtıkları çukurlara, kazdıkları tünellere kendileri gömüldüler. Bugün kandil bombalanıyor. Devlet Bahçeli kandil bombalansın dediğinde bu ne söylüyor deniliyordu. Şu an hayır diyen ve sözde bizden görünenler onlar da birlikte hareket ediyorlardı. Onların tek bir derdi vardı o da Devlet Bahçeli başka bir şey umurlarında değildi. Herkes bunları iyi görecek. Bu işin şakası yok. Devlet orada hâkimiyeti ele geçirdi ve her şey tersine döndü. Devlet Bahçeli’nin derdi Recep Tayyip Erdoğan değil, memlekettir. MHP’liymiş gibi o kılıfa girip bizdenmiş gibi görünüp sesi çok çıkanlara bakmayın. Herkes olayları iyi analiz edecek. Geçmişte yaşananları 6 sene sonra anladık. Bugün yaşananları da bir 6 sene sonra anlarız ama 6 senemiz olur mu? Bunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Devlet Bahçeli al Cumhurbaşkanlığı sitemini, ver üniter devleti diyerek oynanmak istenen oyunu bozdu. Biz dün neye karşı çıktık, bugün neyin yanındayız bunu çok iyi anlamak lazım. Biz 6 sene başkalarının başka yerlerde hazırladığı anayasa tasarılarını engellemek için uğraştık. MHP 40 milletvekili ile bu süreci yönetti. Eğer 16 Nisan da hayır çıkarsa 6 ay sonra yeni bir anayasa değişikliği daha gelir. Ancak o anayasa değişikliği MHP yönettiği bir süreçte olmaz. Zamanında FETÖ ile PKK ile hazırlanan taslağa karşı çıkmayanlar bugün MHP ile hazırlanan taslağa karşı çıkıyorlar.”

  • Eski AB Bakanı Bağış, Diyarbakır’da “Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” paneline katıldı

    DİYARBAKIR (İHA) – Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Diyarbakır’da katıldığı panelde, “16 Nisan’da kullanacağınız oy sadece 15 Temmuz’un rövanşı değil, Haçlı seferlerinin rövanşıdır, Çanakkale’nin rövanşıdır” dedi.

    AK Ocaklar Derneği ve Erdemliler Hareketi Diyarbakır Şubesi tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi” panelinde konuşan eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Meral Akşener’i kastederek, “Kadının biri çıkmış 15 Temmuz’dan bir ay evvel diyor ki, ’Bakın 15 Temmuz’da neler olacak, ben bu ülkede başbakan olacağım’ demiş, görüntüleri var. 15 Temmuz akşamı 250 kardeşimiz şehit düşmüş, bu kadın şimdi milli kahraman gibi meydan meydan, şehir şehir geziyor. Bu milletin içine nifak sokuyor, fitne yapıyor. Bunu da alkışlayanlar var” diye konuştu.

    “Özellikle Tayyip Erdoğan sonrası için cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çok lazım”

    16 Nisan’da kullanılacak oyun önemine değinen Bağış, şöyle konuştu:

    “16 Nisan’da kullanacağımız oy sadece 15 Temmuz’un rövanşı değil, Haçlı seferlerinin rövanşıdır, Çanakkale’nin rövanşıdır. Bugünkü hükümet modeli bir fitne mıknatısıdır kurulduğu gündün itibaren. Atatürk ile İnönü, 30-40 yıl birlikte savaşmışlar, silah arkadaşı, en zor günleri paylaşmışlar, cumhuriyeti beraber kurmuşlar ama biri cumhurbaşkanı biri başbakan olunca birbirlerine düşmüşler. İnönü ile Celal Bayar, Turgut Özal ile Süleyman Demirel ağabey kardeş gibiydiler. Rahmetli Ecevit, normal şartlarda apartman yöneticisi olamayacak şahsiyet olan Ahmet Necdet Sezer’i getirip bu ülkenin başına 7 yıllığına cumhurbaşkanı yaptı, o da aldı anayasa kitapçığını onun suratına fırlattı. Allah Recep Tayyip Erdoğan’ı başımızdan eksik etmesin ama o da bir fani. Her insan gibi o da bir fani, Tayyip Erdoğan sonrası için bu sistem cumhurbaşkanlığı hükümet modeli çok lazım. Bin yıldır Türkler Kürtleri Türkleştiremedi, ne Kürtler Türkleri Kürtleştirebildi, ne Aleviler Sünnileri Alevileştirebildi, ne Sünniler Alevileri Sünnileştirebildi. Yok böyle bir şey. İnanın bana Rus uçağını düşürttüren de aynı akıldır, Kobani olaylarını yaptıran akıl da aynı akıldır.”

    Panel, soru ve cevapların ardından sona erdi.