Etiket: Anayasa

  • Denizli’de Yeni Anayasa Ve Başkanlık Sistemi Konuşuldu

    AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’ni konuşmak üzere Denizli’ye geldi. Denizli İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (DENİMDER)’nin düzenlediği gecede konferans veren Milletvekili Külünk, ‘Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sisteminin’ gerekliliğini vurguladı.

    Denizli İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (DENİMDER) düzenlediği ‘Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’ isimli konferans, Pamukkale Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda yoğun katılımla gerçekleştirildi. AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk gecede ‘Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’ni anlatan bir konferans gerçekleştirdi.

    Konferansa AK Parti Denizli Milletvekili ve önceki dönem Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti Denizli Milletvekilleri Şahin Tin ve Cahit Özkan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, AK Parti İl Başkanı Necip Filiz, DENİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Işık, DENİMDER üyeleri ve davetliler katıldı.

    DENİMDER Başkanı Fatih Işık, konferans öncesi yaptığı konuşmasında İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve tüm katılımcılara teşekkür etti. Işık, Ülkemizin bekasını ilgilendiren konularda her zaman hassas davrandıklarını ifade ederek, “Toplumumuzun güncel konularla ilgili doğru bilgiye ulaşması son derece önemli. Hele bu konular devlerimizin bekasını ilgilendiriyorsa bizim için daha da önem taşıyor” dedi.

    DENİMDER Başkanının konuşmasının ardından başlayan konferansta Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’ni anlatan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Başkanlık Sistemi’nin demokratik bir sistem olduğunun altını çizdi. Külünk, “Birileri ısrarla Başkanlık Sistemi tartışmalarını devletin yenilenmesi perspektifinden çıkarıp, kendi egemenliklerini kaybetmemek için, sanki demokratik bir model değilmiş noktasına taşımak istiyorlar. Hâlbuki Başkanlık Sistemi demokratik bir modeldir. Demokratik bir sistemdir. Çünkü Başkanlık Sisteminde de adı üstünde halkın katılımı esastır. Demokrasi esastır. Parlamenter sistem ne kadar demokratikse, Başkanlık sistemi de o kadar demokratiktir. Kim belirleyecek bunu, biz belirleyeceğiz. Ama bunu önce milletimizle adam gibi, milletin anlayacağı dilde, hukuk normlarının sokak tarafından anlaşılması güç diline mahkûm etmeden, geleceğimizi ilgilendiren bir değişim olduğunu, vatandaşımıza sade bir dille anlatmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

    Sınırda adeta bir savaş yaşandığına dikkat çeken Külünk, “Bu savaş Kürt kardeşlerimizle değil tarihin derinliklerinden bu yana Türkü yok etmek isteyen dış güçlerle yapılan bir savaştır. Devletlerde canlı bir varlıktır. Eğer devletler gelişmelere uygun kendilerini yenileme noktasında adım atmazlarsa Anadolu toprakları sadece insan mezarlıkları ile dolu değildir. Anadolu toprakları medeniyet mezarlığıdır, aynı zamanda devletler mezarlığıdır. Bugün Kürt kardeşlerimizden bizi ayırmak istiyorlar. Önümüzdeki yüzyılı bu coğrafyada Kürt kardeşlerimiz üzerinden şekillendirme talepleri var ve bizi Anadolu’ya sıkıştırmak istiyorlar. Bizi Ankara’nın çevresine sıkıştırmak istiyorlar. Suriye’de ki koridor meselesi neyin hesabı. Neden çatışmalar son derece yüksek hale geldi çünkü birileri bizi Ortadoğu’ya çıkarmak istemiyor. Birileri bizim enerji bölgelerine yakın hale gelmemizi istemiyor. Niye istemiyor çünkü küresel sistem kendine alternatif güç istemiyor. Yeryüzündeki küresel sisteme alternatif güç İslam’dır ve Türkiye’dir” diye konuştu.

    Konferansın sonunda DENİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Işık, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’e plaket takdim etti.

  • Anayasa Uzlaşma Komisyonu İkinci Kez Toplandı

    Anayasa Uzlaşma Komisyonu ikinci kez toplandı. AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, “Başkanlık gündemi, 82 Anayasası’nı değiştirme ve makyaj yapmak için bir araya gelmiyoruz. Toplumun bizden beklentisi yeni Anayasa’dır” dedi.

    AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül ve CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, TBMM Ek Hizmet binasında gerçekleştirilen Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bugün usul ve esasları konuşacaklarını belirten Gül, yeni Anayasa yapımına yönelik 4 partinin önerileri çerçevesinde yol haritalarını belirleyeceklerini ifade etti. “Başkanlık gündemi, 82 Anayasası’nı değiştirme ve makyaj yapmak için bir araya gelmiyoruz” diyen Gül, “Toplumun bizden beklentisi yeni Anayasa’dır. Şuan mevcut anayasadan bağımsız, inşa haklarına dayalı, çoğulcu özgürlükleri artıcı ve hükümet sistemi olarak 3 tane demokratik sistem var. Demokratik sistem, parlamenter sistem ve yarı başkanlık sistemi. Bunlarla ilgili konuların da konuşulması doğaldır, gereklidir. Türkiye’de sistem değişikliği ihtiyacı vardır. 2007’de yapılan referandumla Cumhurbaşkanının seçim kararı Türkiye’de sistem değişikliği ortaya çıkarmıştır. Şuanda yürütmede bir belirsizlik söz konusu. Bu belirsizliğin giderilmesiyle amacıyla istikrarlı bir siyasal yönetim anlamında meselenin konuşulması lazım. Muhalefet partilerinin sisteme yönelik önerileri varsa, parlamenter sistem eğer çok iyi ise bunları izah edecekler. Bizde Başkanlık sistemini masaya getireceğiz, önerilerimiz sunacağız. Türkiye’nin siyasi, ekonomik istikrarı açısından çok önemli olduğunu görüyoruz. 7 Haziran tablosu bunu ortaya koymuştur. Parlamenter sistem Türkiye’nin gelişmişliğini, demokratik kazanımlarını artık taşıyamamaktadır. Bu nedenle bizim birçok konuyla beraber sistem anlamında üniter yapıyı koruyan, asla federal sisteme kapı aralamayacak bir şekilde, üniter sistemi koruyan, muhafaza eden ama hükümet sistemi olarak da bir başkanlık sistemini Türkiye için bir zaruret olarak görüyoruz. Bunu da arz edeceğiz. Umarız ki güzel bir uzlaşma gerçekleşir” dedi.

    “6 AYLIK BİR SÜREDE BU ANAYASA YAPIMININ, METNİN ORTAYA ÇIKACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”

    Yeni Anayasa’nın yapım süresi hakkında konuşan Gül, “Süreyi de belirleyeceğiz. Daha önce bir yıllık, 14 aylık bir süre öngörülmüştü ama dört evre var. Katılım verilerinin toplanması, tarafların dinlenmesi, geçen Uzlaşma Komisyonu’nda sona erdirildi. Biz sürenin makul bir süre olarak bir yasama yılının tatili 1 Temmuz olabilir. Ama çok uzun bir süreyi öngörmeksizin 6 aylık bir sürede bu anayasa yapımının, metnin ortaya çıkacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “BİZ TÜRKİYE’NİN DARBE HUKUKUNDAN ARINMASINI İSTİYORUZ”

    Süreç hakkında değerlendirmelerde bulunan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise şunları kaydetti:

    “Şimdi biz daha önceki tutumumuzu geçen haftaki toplantımızda söylemiştik. Bu sürece salt bir Anayasa süreci olarak bakmıyoruz. Bu çerçevede bugün çalışma yönergesi hazırlanırken de bu görüşümüz doğrultusunda hazırlık yapılmasını söyleyeceğiz. Biz Türkiye’nin darbe hukukundan arınmasını istiyoruz. Bu çalışmanın da darbe hukukundan arınma çalışması olarak ele alınmasını istiyoruz. Bu komisyonun adı da bir Anayasa Mutabakat Komisyonu ya da uzlaşma komisyonu değil ‘Türkiye’yi Darbe Hukukundan Arındırma Komisyonu’ olması gerekir. Bu çerçevede görüşlerimizi ifade edeceğiz. Bu noktada çalışma bütün alt mevzuatla birlikte sadece Anayasa değil, Seçim Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu, mahkemelerin kuruluşu hakkında kanunlar, bu çerçevede Türkiye’de yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve parlamenter demokrasiyi güçlendirecek bir çalışma olmasını arzu ediyoruz. Mesele darbeyle yüzleşmek. Bu çalışmanın sonunda gerçekten kim darbe kültürüyle hareket ediyor, kim darbe hukukuna sarılıyor, kim darbe hukukuna karşı, darbe kültürüne karşı Türkiye’yi gerçek bir demokrasiye taşımayı amaçlıyor bu ortaya çıkacak. Bizim arzumuz uzlaşmanın bu çerçevede ortaya çıkmasıdır.”

    Tezcan, süre konusundaki görüşleri hakkındaki soruya, “Süre meselesini görüşürüz, daha süreyle ilgili bir şey yok. Mesele çalışmanın kapsamı; asıl olan budur. Yani süreyle bir şeyleri bir an önce bir süreci tamamlayıp bir hedefe ulaşmak mı, yoksa asıl hedef Türkiye’yi darbe hukukundan arındırmak mı? Biz o yüzden meseleye bu çerçevede bakıyoruz” karşılığını verdi.

  • Altaç’tan ’Anayasa’ Değerlendirmesi

    Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç, yeni anayasa için kırmızı çizgilerin ikinci plana itilmesi gerektiğine dikkat çekti.

    ASKON Diyarbakır Şube Başkanı Aydın Altaç, ’Anayasa’ çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuya ilişkin açıklama yapan Altaç, “2013’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmaları oldu. 60 maddede uzlaşıldı ayrıca değişik partilerin uzlaştığı 18-20 maddelik mutabakat metinleri de var. Bunlar toplandığı zaman 80-90 maddede uzlaşılan ancak hiçbirinin meclisten geçmediği bir süreç yasadık. Doğrusu ben ümidimi korumak istiyorum. Önümüzdeki dönemde anayasa çalışmalarının meclisten çıkmaması halinde ya da yeni, sivil, demokratik, çoğulcu, Türkiye’nin mevcut kültürel, inançsal, etnik anlamdaki 78 milyon vatandaşın tamamını kapsayacak yapıda, bu mozaiği koruyacak bir anayasa yapamazsak önümüzdeki seçimlerde vatandaşlarımızın çok ciddi bir tepki koyacağı kanaatindeyim” dedi

    “DEMOKRATİK BİR ANAYASA EN TEMEL HAKKIMIZ”

    Altaç, sivil ve demokratik bir anayasanın vatandaş olarak en temel hakları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

    “Biz askeri bir cuntanın darbe ile yapmış olduğu bir anayasa ile yönetilmek istemiyoruz ve bu anayasanın da bugüne kadar Türkiye’nin sorunlarına cevap vermediğini, Türkiye’nin mozaiğini de koruyamadığını görüyoruz. Buna rağmen bu anayasada ısrarcı olmanın hiçbir anlamı yoktur. Dört partinin temsil oranı aşağı yukarı yüzde 93-94 ve bizler mecliste bu oranla temsil edilmekteyiz. Yetki verdiğimiz vekillerimize ve meclis üyelerimize parti ayrımı yapmadan çağrıda bulunuyorum. Bütün samimiyetin ortaya konulduğu, kırmızı çizgilerin ikinci plana itildiği ve bu ülkenin daha güçlü, daha iradeli, ekonomik olarak, siyasal olarak dünya siyasetinde küresel siyasette etkin olabilecek bir ortam ve şart istiyoruz. Bu ortam ve şartın sağlanmasının birinci kriteri de bence anayasadır. Bir hukukçu olarak söylüyorum, bu anayasayı da mevcut meclis değiştiremezse bundan sonraki dönemde farklı bir tercih kullanmak zorunda kalacağız. Onun için bir sivil toplum kuruluşu başkanı olarak Diyarbakır’dan çağrım var. Bir an önce bu anayasanın değişimiyle ilgili, Türkiye’deki mevcut yönetim anlayışının, kurumların işleyişinin, yargısal faaliyetlerin diğer anayasada geçen eğitimden sağlığa kadarki bütün düzenlemelerin günün şartlarına uygun, ihtiyacımızı giderebilecek ve Türkiye’de hem idari anlamda hem yargısal anlamda hem de siyasal anlamda işimizi kolaylaştıracak bir anayasa istiyoruz.”

  • Şentop: “Mevcut Anayasa Ruhunu Teslim Ederse Türkiye’nin Anayasa Sorunu Çözülür”

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof.Dr. Mustafa Şentop, Türkiye’de mevcut Anayasa’nın ruhunu teslim etmesi halinde Anayasa ile ilgili sorununun çözüleceğini söyledi.

    Canik Belediyesi tarafından “Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa” konulu konferans düzenlendi. Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen konferansa TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop konuşmacı olarak katıldı. Konferansa AK Parti Samsun Milletvekilleri Fuat Köktaş, İbrahim Sarıcalı, AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, AK Parti ilçe başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Konferans öncesi açılış konuşmasını yapan Canik Belediye Başkanı Osman Genç, “Belediyeler sadece taş, park, bahçe yapan kurumlar değil, ülkenin gelişim ve dönüşümüne katkı sağlayan önemli kurumlardır. Dolayısıyla biz yeni bir milli anayasanın yapılmasına aynı zamanda yeni milli bir sistemin geçişine katkı sağlamak amacıyla bu konferanslarımızın serisini başlattık” dedi.

    ŞENTOP: “MEVCUT ANAYASA RUHUNU TESLİM EDERSE TÜRKİYE’NİN ANAYASA SORUNU ÇÖZÜLÜR”

    Anayasa’da 17 tane değişiklik yaptıklarını belirten TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof.Dr. Mustafa Şentop, “Birisi başörtüsü ile ilgili değişiklik. Bunu Anayasa bütünüyle iptal etti. Bu 17 değişiklikten 16’sı yürürlüktedir. Anayasa’nın madde bazlı olarak yüzde 65’i, yüzde 70’i hüküm bazlı olarak değişmiş. Halbuki Türkiye’nin Anayasa ile ilgili sorunu çözülmemiş. Birçok mesafe alındığı düşünülüyor. Çok önemli değişiklikler var. Mesela bizim dönemimizde yapılan 2004 yılında Anayasa’nın 90. maddesinde insan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşme hükümleriyle ‘Türkiye’deki kanunların hükümleri birbiriyle çelişirse kanun hükmü uygulanmaz, sözleşme hükmü uygulanır’ gibi değişiklik yapmışız. Yani Avrupa İnsan Sözleşmesine aykırı bir kanun hükmü varsa kanunu uygulamıyorsun, sözleşme hükmünü uyguluyorsun. Bunu Türkiye’de insan hakları sözleşmelerine aykırı olan bütün kanun hükümlerinin geçersiz hale getirilmesi anlamı taşıyor. Bu 2004 yılında bir devrim mahiyetinde düzenlemeydi. Uygulamaya bakarsak ciddi bir mesafe almadık, alamadık. Birçok değişiklik yapıldı, birçok hüküm değişti ama Anayasa ile ilgili sorunu değişmedi. Çünkü biz Anayasa’nın sadece sözünde değişiklik yapıyoruz, ruhunda değişiklik yapmıyoruz. Anayasa’nın ruhu ifadesi bir anayasa hükmüdür, bir anayasa kavramıdır. Anayasa’nın bir başlangıç kısmı var. Bu başlangıç kısmının sonlarına doğru bir yerde çok önemli bir ifade var. Derki, ‘bu anayasa sözüne ve ruhuna sadakatle anlaşılır ve uygulanır’. Bizim yaptığımız bütün değişiklikler Anayasa’nın sözüyle ilgili değişiklikler. Bir de ruhu var. Onun ne olduğunu bizim bilmemiz mümkün değil. O ruhu çağırıp ona soran, onun ne olduğunu açıklayan kurumlar var. Anayasa Mahkemesi en önemli kurumdur. Anayasa’nın ruh çağırıcısıdır. Onün için Abdullah Gül aday olduğunda 101. maddeyi farklı yorumluyor. Daha önce başka cumhurbaşkanları aday olmuş, seçilmiş bir maddeye göre sorun yok ama konjonktüre göre ruh farklı bir telkinde bulunuyor. Türkiye’de Anayasa ile ilgili temel sorunumuz bu ruhla, bu paradigmayla. Türkiye dolayısıyla Anayasa değişiklikleriyle değil ancak bu mevcut Anayasayı terk ederek yerine yeni bir anayasa yaparak anayasa sorununu çözebilir. Yeni mevcut Anayasa ruhunu teslim ettiği takdirde Türkiye’nin Anayasayla ilgili sorunu çözülecektir. Bunun için biz başından beri, parti programında da yeni anayasa vurgusunu devamlı yapıyoruz. Türkiye’nin gerçek manada sivilleşebilmesi için, Türkiye’nin bu vesayetçi anlayıştan, bürokratik holigarşiden kurtulması, millet iradesinin gerçek manada hakim olabilmesi için Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı var. Biz üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakmak için anayasa değişikliği yaparken, şimdi hiçbir değişiklik yapmadan serbest hale gelebiliyor. Ne değişti? Bu paradigmada, zihniyette bir değişiklik meydana geldi. Bu siyasetin inisiyatif almasıyla oldu” dedi.

    TÜRKİYE’NİN BİR ANAYASASI YOK

    Türkiye’nin bir Anayasası olmadığını ve onun için bir Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu ifade eden Şentop, “Türkiye’nin niye Yeni Anayasa’ya ihtiyacı var? Türkiye’nin bir Anayasası yok. Onun için ihtiyacı var diyorum. Yazılı metin olarak bir Anayasa var ama artık bu Anayasa’yı var eden bu Anayasa’nın kurmuş olduğu paradigma çöktü Türkiye’de. Bir muallak gibi boşlukta duruyor bu Anayasa. Onun için Türkiye’de Anayasa değişmediği halde birçok değişebiliyor. Bugüne kadar anayasaları devlet yapmış. Askerler darbe yapmış, anayasa yapmışlar. 12 Eylül ve 27 Mayıs’ta anayasa yapmışlar. Devlet anayasa yaparken kendisini sınırlama için anayasa yapmıyor. Milleti zapturapt altına almak için anayasa yapıyor. Artık tablo değişti, millet devleti zapturapt altına almak için, devleti sınırlamak için bir anayasa yapacak duruma geldi. Yeni Anayasa’nın eski anayasalardan farkı bu. Artık Anayasa’yı millet adına seçilenler yapacak. Bu anayasa milleti değil devleti düzenleyecek” diye konuştu.

    Şentop şöyle devam etti: “Yeni Anayasa tartışmaları içindeki en önemli konunun başkanlık sistemi konusudur. Başbakanlık sistemi meselesi bu Türkiye’de devletin yeniden inşası sürecinin bir üst başlığıdır. Nasıl yeni Anayasa Türkiye’de büyük değişimi ifade eden kavramsa, devletin milletin hizmetine yeniden inşa edildiğinin üst başlığı ise başkanlık sistemidir. Teknik olarak bakarsanız Türkiye’de parlamenter sistem kalmamıştır. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinden itibaren yok. Başkanlık değil ama yarı başkanlık sistemi midir? Bu tartışılabilir. Fransa’da bu yarı başkanlık sistemidir. Şuan bizdeki sistemin Fransa’dan iki temel farkı var. Birincisi Cumhurbaşkanı Fransa’da aynı zamanda kabinenin başıdır. Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık eder. Biz de böyle bir kural yok. Ama Cumhurbaşkanı gerekli gördüğü zaman Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırabilir. Biz de Cumhurbaşkanı olmadan Bakanlar Kurulu toplantısı yapılabilir. Fransa’da yapılamaz. İkinci fark ise, Cumhurbaşkanı’nın olağanüstü dönemlerde kararname çıkarma yetkisi var. Biz de böyle bir şey yok ama şöyle bir var: Olağanüstü durumda Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder ve kanun hükmünde kararname çıkartır. Tek başına değil, toplantıya çağırdığı Bakanlar Kurulu ile yapar. Bunun dışında Fransa’daki başkanlık sistemiyle başka bir fark yok. Türkiye’de parlamenter sistem işlemiyor. Dolayısıyla bir sistem arayışı zaruretten ortaya çıkıyor. Parlamenter sistem Türkiye’de darbecilerin iktidara el koyabileceği, siyaseten yönlendirebileceği, hükümet kurdurabileceği ve hükümet düşürebileceği bir imkanı sunuyor” şeklinde konuştu.

    Başkanlık sisteminde 2 dönem sınırlaması getireceklerini belirten Şentop sözlerini şöyle tamamladı: “Bu şahsa özel bir düzenleme değil. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da buna ihtiyacı yok. Başkanlıkla, yarı başkanlıkla siyasetin gündeminde kalmış bir isim değil sonuçta. Başkanlık sistemi Türkiye’de istikrarı garanti etmek için, devleti inşa etmek için gerekli bir sistem. Bazıları Türkiye’nin başkanlık sistemi ile bölüneceğini söylüyorlar. ’Türkiye’de federasyon olur’ diyorlar. Bu doğru değil. Bu tamamen bir yalandan ibarettir. Bizim Meclis’e önerdiğimiz bir başkanlık sistemi var. Madde madde yazdığımız ve Anayasa Uzlaşma Kurulu’na verdiğimiz bir teklif. Bizim başkanlık sistemi ile söylediklerimiz kitaplarda yazan teorik bilgiler değil, resmi metindir. Madde madde yazmış olduğumuz bir metin var. Başkanlık sistemi üniter devlet modeli ile beraber yürütülecek. Yeni federasyon değil, üniter olacak. ABD’de Başkanlık var, federasyon olabilir. Ülke şartları öyle. Almanya’da parlamenter sistem var ama federasyon var. Bizde parlamenter sistem var üniter devlet var. Her ülkenin şartları ve tarihi geçmişi, siyaset ortamı, toplumsal yapısı devlet şekli ile ilgili tabloyu ortaya koyuyor. Türkiye üniter bir devlet modeliyle yönetilmiştir, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren. Tek ve merkezi yasa ve yürütme merkezi var. Türkiye’de ‘başkanlık sistemi ile federasyon sistemi gelir üniter devlet yapısı ortadan kalkar’ demek bu sistemi hiç bilmemek anlamına gelir. Başkanlık sistemin bir tek tehlikesi var. Bu tehlike devlet için değil, millet için değil, bugünkü siyasi parti liderleri içindir. Muhalefet partileri için var. Çünkü 7 Haziran ortaya bir tablo çıktı. CHP, MHP ve HDP’nin bir araya gelmesi durumunda hükümette yer alma durumu ortaya çıktı. Ama başkanlık sistemine geçersek bu partilerin hükümette yer alma ihtimalleri sıfır. Niye, çünkü başkanlık sisteminde bir partinin yüzde 50 oy alması gerekir. Onların derdi bu bakımdan Türkiye değil. Eğer başkanlık sistemi olursa bu zihniyetteki partiler hükümette kıyamete kadar yer alamayacaklar.”

  • Şentop: “Yeni Anayasa İle Birlikte Başkanlık Sistemi De Türkiye İçin Gereklidir”

    AK Parti MKYK Üyesi ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Yeni Anayasa ile birlikte başkanlık sistemi de Türkiye için gereklidir” dedi.

    Canik Belediyesi’nin düzenlediği konferanslar serisinin ikincisi olan “Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa” konulu konferansa katılmak üzere Samsun’a gelen AK Parti MKYK Üyesi ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Canik Kültür Merkezi’nde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, partililer ve vatandaşlarla kahvaltıda bir araya geldi.

    MİLLETİN ADAMINA VE BAŞBAKANA DESTEK

    AK Parti Milletvekili Fuat Köktaş ile birlikte AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel ve ilçe belediye başkanlarının da yer aldığı kahvaltının ardından konuşan Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Türkiye’nin mutlaka Başkanlık Sistemi’ne geçmesi ve yeni Anayasa’yı gerçekleştirmesi gerektiğine işaret etti. Genç, “Yeni Türkiye yolunda değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek üzere milli bir anayasa ihtiyacı olduğunun hepimiz farkındayız. 2023, 2053 ve 2071 hedeflerini ortaya koyan Milletin Adamı Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Başbakanımıza çıktıkları bu yolda katkı sağlamak amacıyla Canik Belediyesi olarak Yeni Türkiye Yolunda seri konferansları düzenliyoruz” şeklinde konuştu.

    “ANAYASA DEĞİL, SİYASİ İKTİDAR TARTIŞMASI”

    AK Parti MKYK Üyesi ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, yeni Anayasa’nın gerekliliğine dikkat çektiği konuşmasında, “Türkiye’de anayasalar devleti milletten tecrit etmek, milleti devletin haricinde devre dışı bırakmak için hazırlanmış metinlerdir. Anayasa tartışması bir hukuk tartışması değildir. Anayasa tartışması Türkiye’de siyasi iktidar tartışmasıdır. İktidarını sadece anayasadan alan iktidar odakları, yeni anayasa tartışmasından çok rahatsızlar. Bu tartışmayı ortadan kaldırmak istiyorlar. Ya da yeni anayasanın için boşaltarak yeni olmaması için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar” ifadelerini kullandı.

    “HAKİMİYETİN YEGANE KAYNAĞI MİLLETTİR”

    Milletten iktidar yetkisi alamayanların, anayasa üzerinden bunu aldığını ileri süren Şentop, şunları söyledi: “Bizim yeni anayasayla yapmak istediğimiz, hakimiyetin yegane kaynağının millet olduğu ve iktidar yetkisinin sadece milletten ve seçim yoluyla alınabileceği esasını anayasayla benimsetmektir. Anayasayı bir siyasi iktidar kaynağı olmaktan çıkarmaktır. Türkiye’de 140 yıldır var olan parlamenter sistem işletilemediği için yeni sistem ihtiyacı doğuyor. 2002’de halkımız AK Parti’ye Türkiye’nin değişimi sağlaması için görev vermiştir. Yeni Anayasa ile birlikte başkanlık sistemi de Türkiye için gereklidir.”

    ÇARŞAMBA’DA KONFERANS VERDİ

    TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Şentop, kahvaltının ardından Havza’da AK Parti Samsun İl Başkanlığı’nca Bayır Bucak Türkmenlerine yardım malzemesi götürecek 9 TIR’ı uğurlama törenine katıldı. AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel’i de ziyaret eden ve teşkilat üyeleriyle görüşen Şentop, Hukuk Fakültesi’nde de “Yeni Anayasa” konulu konferans verdi.