Etiket: Anayasa

  • “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Öne Çıkan Sorunlar” toplantısı

    Adana’da Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi kapsamında, ’Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda Öne Çıkan Sorunlar’ konulu yuvarlak masa toplantısında sistemin işleyişi ve sorunları değerlendirildi. Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Michael Ingledow, etkin bir bireysel başvuru mekanizmasının kurulması ve sürdürülebilirliği konusunda Anayasa Mahkemesi ile çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

    Adana’da bir otelde düzenlenen toplantıda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Savunma Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı ile Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı Kapsamında Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkeleri ile Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkı, İfade Özgürlüğü Bağlamında Şeref ve İtibarın Korunması ve Yaşam Hakkı ve İşkence-Kötü Muamele Yasağı Bağlamında Etkili Soruşturma Yükümlülüğü konuları ele alındı.

    Toplantıda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirlenen ilke ve standartlar da tartışıldı.

    Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Michael Ingledow, bireysel başvuruya konu olan, yerel mahkeme ve savcılıkları doğrudan ilgilendiren sorunlu alanları tespit ederek ihlal kararlarına neden olan sorunların kaynağında çözümlenmesine katkıda bulunmayı amaçlayan toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi’nin 2004 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu adalet ve insan hakları konularında olmak üzere toplam 23 proje uyguladığını, Bireysel Başvuru Sistemi’nin de Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi’nin, Anayasa Mahkemesi ve Türkiye’deki tüm yüksek mahkemelerle yürüttüğü 2’nci proje olduğunu söyledi.

    Etkin bir ’Bireysel Başvuru’ mekanizmasının kurulması ve kuruluşundan itibaren bu sistemin Türkiye’deki sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda Anayasa Mahkemesi ile çalışmaların devam ettiğini belirten Ingledow, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temelinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ikincil olduğu ilkesi yer alır. Yani taraf devletler bir ihlal iddiası olduğunda bunun giderilmesinden sorumlu yargı organları aracılığıyla yerel ve ulusal düzeyde sözleşmenin etkili bir biçimde uygulanmasını koruma ve izlemeden sorumlu ana aktörlerdir” diye konuştu.

    Türkiye’nin 2004 yılında Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde yapılan değişikliklerle ikincillik ilkesinin uygulanması için ilk ve en önemli adımı attığını vurgulayan Ingledow, “Çoğu kez bireysel başvuru, Türkiye’deki insan haklarını koruma sisteminin temel bir unsurunu oluşturmakta ve insan hakları ihlallerinin ikincillik ilkesi gereği doğrudan Türkiye’de giderilmesine yardımcı olmaktır. Bu bağlamda mevcut proje kapsamında sözleşmeyle ilgili farkındalık ve yargı kurumları arasındaki diyalog oldukça önemlidir. Biz de Avrupa Konseyi olarak iştihat forumları, bölgesel yuvarlak masa toplantıları, hakim, savcı ve avukatlara yönelik eğitimler gibi projelerle bu amaca destek sunmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Saraç ise 2010 yılındaki anayasa değişikliğiyle, 2012 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruları inceleme yetkisi verilmesiyle hukuksal başvuruda yeni bir sürecin başladığını belirterek, “Proje kapsamında Türkiye Barolar Birliği olarak il barolarımızdan konuya ilgi duyan meslektaşımızdan eğiticinin eğitimcisi olarak yetiştirilmek üzere tespit ettikleri isimlerle 3 aşamalı eğitim yapılmıştır. Bu eğitimler sonucunda 60 meslektaşımız eğitimcinin eğiticisi olarak görev almış, Türkiye’nin her tarafında 100’ün üzerinde toplantıyla meslektaşlarımıza eğitimler verilmiştir” diye konuştu.

    Adana Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hakan Kuzu ise bireysel başvurunun ek bir isnaf ve temyiz yolu olmadığına dikkat çekerek, “Temel hak ve özgürlükleri, kamu gücünün işlem eylem ya da ihmali ile ihlal edilen bireylerin diğer başvuru yollarını tükettikten sonra başvurdukları istisnai ve ikincil nitelikte bir hak arama yolu olarak tanımlanmaktadır. Bireysel başvuru kurumu uygulama kapsamı ülkeden ülkeye farklılık gösterse de başta Almanya, Avusturya, İspanya, İsviçre, Belçika olmak üzere 40’tan fazla ülkede uygulanmaktadır. Bireysel başvuru kurumunun kabul edilmesindeki en büyük amaç, temel hak ihlalleri iç hukukta ortadan kaldırılması ve buna bağlı olarak ülkemiz aleyhine AİHM’ye yapılan başvuruların sayıların azaltılmasıdır” şeklinde konuştu.

    Anayasa Mahkemesi Üyesi Kadir Özkaya da bireysel başvuru yolunun temel hak ve özgürlüklerin korunması, evrensel standartlarla uygulanması ve her yerde aynı titizlikle uygulanması konusunda önemli bir denetim mekanizması olarak görüldüğünü belirterek, “Uygulandığı ülkelerde de hak ve özgürlüklerin standartların yükseltilmesi, o ülkenin yargı sisteminin geliştirilmesi konusunda önemli bir işleve sahip olduğu ifade edilmektedir. Ülkemiz açısından bireysel başvuru sistemi temel hak ve özgürlüklerin anayasal denetiminin idari ve adli uygulamalar ve yargı kararları bağlamında anayasaya uygun şekilde korunup geliştirilmesinin kontrolünü sağlayan bir mekanizma olarak tanımlayabiliriz” dedi.

    Konuşmaların ardından Anayasa Mahkemesi üye ve rapörtörleri, Bireysel Başvuru Sistemi’yle ilgili sorunları ve sistemin işleyişini değerlendirdi.

    Toplantıya Adana Bölge Adliye Mahkemesi üyeleri, bağlı illerin Adalet Komisyonu Başkanları, Cumhuriyet Başsavcıları ve Baro Başkanları ile Adana’dan hakim, savcı ve avukatlar ve çeşitli üniversitelerin hukuk fakültelerinden akademisyenler katıldı.

  • Suriye’ye yeni anayasa için Ekim’de Cenevre’de toplanılacak

    Suriye’nin İdlib kentinde yaşanan gerginlik devam ederken, Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiev, Suriye için oluşturulacak yeni anayasa komisyonu için BM, Rusya, İran ve Türkiye’nin Ekim ayında Cenevre’de bir araya geleceğini söyledi.

    Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Astana sürecinin garantör ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran heyetleri BM Cenevre Ofisi’nde resmi görüşme gerçekleştirdi. Gerçekleşen görüşmelerin ardından Rus basınına açıklama yapan Aleksandr Lavrentiev, “Toplantıda İdlib konusu ele alındı. Bu çok karmaşık bir konu. Sivil kayıpların yaşanmaması için tüm taraflar elinden geleni yapıyor. Terör örgütleriyle sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

    “Dengeli komisyon listesi hazırlayacağız”

    Suriye’de oluşturulacak yeni anayasa komisyonu hakkında da bilgi veren Lavrentiev, “Hükümet ve muhalefet tarafından oluşturulacak listelerde denge konusunda mutabık kaldık. Türkiye, Rusya ve İran olarak yani 3 garantör ülke listeler üzerinde çalışmasını tamamladıktan sonra sayın Staffan de Mistura’nın nihai onayına sunacağız” şeklinde konuştu.

    Anayasa komisyonu listelerinin oluşturulmaya başlandığını dile getiren Lavrentiev, “Bazı sorunlarımız ve eksikliklerimiz var. Sürecin daha iyi işlemesi için teknik ve uzmanlardan oluşan bir komisyon oluşturmaya karar verdik” ifadelerini kullandı. Sözcü ayrıca, 45 kişilik grubun yeni Suriye anayasası için çalışacağını ancak çalışma prosedürünün henüz kabul edilmediğini de sözlerine ekledi.

    “İran ve Türkiye ile aktif istişarelere devam edeceğiz”

    Türkiye ve İran’la aktif istişarelere devam edeceklerini söyleyen Lavrentiev, “Anayasa komisyonunun çalışmalarının başarılı olması ve somut sonuçlar getirmesi bizim için çok önemli. Türkiye, Rusya, İran ve BM temsilcileri Ekim ayında Cenevre’de çalışmalara dair yeni bir toplantı yapacak. Birçok teknik konuları sonuçlandırmaya karar verdik. Böylece tüm tarafların hükümlerinin onaylanacağı bir toplantı gerçekleştireceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Eski Anayasa Mahkemesi üyesi Ahmet Akyalçın toprağa verildi

    Hayatını kaybeden eski Anayasa Mahkemesi üyesi Ahmet Akyalçın, Afyonkarahisar’da toprağa verildi. Cenazeye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç da katıldı.

    Geçtiğimiz gün hayatını kaybeden eski Anayasa Mahkemesi üyelerinden Ahmet Akyalçın, memleketi Afyonkarahisar’da son yolculuğuna uğurlandı. İmaret Camii’nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazına Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyeleri Celal Mümtaz Akıncı, Serdar Özgüldür, Recep Kömürcü, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Bakan Eroğlu, beraberindeki protokol üyeleri ile birlikte Akyalçın’ın ailesine taziyede bulundu. Kılınan cenaze namazının ardından Akyalçın’ın cenazesi, Asri Mezarlık’ta bulunan aile kabristanına defnedildi.

  • Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Yıldırım: “Geleceğin dünyasında çok fazla hakimlere ihtiyaç olmayacak”

    Gelecekte hakimlere fazla ihtiyaç duyulmayacağını belirten Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım, “Bir arazi anlaşmazlığını yapay zekalı bilgisayarlar belki bir insandan daha adil bir şekilde çözebilecek” dedi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi, OMÜ Öğrenci Konseyi ve OMÜ Ombudsmanlık Topluluğu tarafından düzenlenen “Anayasa Hukukunda Güncel Gelişmeler” başlıklı konferansın konuğu Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Prof. Dr. Engin Yıldırım oldu. OMÜ Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferanstan önce kısa bir selamlama konuşması yapan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, güvenlik, adalet, özgürlük dengesine katkı sağlamak için hukuk fakültesi öğrencilerine büyük görev düştüğünü belirtti.

    “5 Şubat 2018 tarihi itibariyle 176 bin 677 başvuru olmuş”

    Dünyada anayasa yargısının gittikçe insan hakları hukukuyla birbirine yaklaştığını belirten Yıldırım, “Son zamanlarda bir şey dikkatimi çekiyor. Gerekçe yokluğundan pek çok mahkemenin davasını ilk incelemede tekrar ilgili yere geri gönderme eğilimi bizde artmaya başladı. Yani bazı hakim arkadaşlarımız bir konunun Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ederken, 1-2 cümleyle neden aykırı olduğunu, Anayasa’nın hangi maddesine aykırı olduğunu yazmıyor. Gerekçesinin muhakkak ve muhakkak yazılması gerekiyor. Aksi takdirde ilk inceleme aşamasından geçemiyor. 2010’da Anayasa referandumunda kabul edilen, 2012 yılında uygulamaya başladığımız bireysel başvuru, daha doğru adıyla anayasa şikayeti kurumu var. İş yükünün önemli bir kısmını şuan itibariyle bireysel başvuru oluşturmakta. 5 Şubat 2018 tarihi itibariyle 23 Eylül 2012’den beri Anayasa Mahkemesine 176 bin 677 başvuru olmuş. Sonuçlanan 139 bin 338. Sonuçlanan başvuruların çok büyük bir bölümü kabul edilemez bulunmuş. 2 bin 530 ihlal kararı verilmiş. Yüzde 1-2 başarı oranı var. Bizim sistemimiz Almanya ve İspanya’nın bir tür karışımı. Almanya ve İspanya’da da aşağı yukarı bu aran aynı. Bireysel başvurunun başarılı olabilmesi için ihlal kararlarının ve başvuruların belli bir düzeyde tutulması lazım” diye konuştu.

    “Yapay zekalının kişilik hakları olabilir mi?”

    Anayasa Mahkemesine ilk kez olan başvuru konularının olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Amerika’da konuşulan bir konu var. ’Yapay zekalının kişilik hakları olabilir mi, robotlar kişi sayılabilir mi?’ gibi konular Amerika’da konuşuluyor. Herhalde Türkiye’de de yakında konuşulmaya başlanır. Bir yapay zekalının ifade özgürlüğü olabilir mi? Geleceğin dünyasında çok fazla hakimlere ihtiyaç olmayacak. Yapay zeka halledecek. Bir arazi anlaşmazlığını yapay zekalı bilgisayarlar belki bir insandan daha adil bir şekilde çözebilecek. Amerika’da ciddi bir avukatlık şirketleri yapay zeka uzmanları istihdam etmeye başlamış. Ticari uyuşmazlıkları yapay zekalılarla çözmeye başlamışlar. Bir deney yapılmış Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin mülkiyet ve adil yargılanma ile ilgili kararlarının hepsi bilgisayara yüklenmiş, gelen bir takım kararlarla birlikte sonucu tahmin edilmiş. Daha sonra mahkemenin verdiği kararlar karşılaştırılmış. Bilgisayar yüzde 77 oranında doğru tahminde bulunmuş. Fakat ifade ve din özgürlüğü alanında bu o kadar kolay değil. O alanda insana ihtiyaç olacak. Özellikle vergi uyuşmazlıklarında, sosyal güvenlikle ilgili uyuşmazlıklarda daha teknik konularda hakimler olsa bile hakimlerin önünde bilgisayar algoritmanın vereceği kararları da hakim, bilirkişi gibi dikkate almaya başlayacak” şeklinde konuştu.

    “İranlılar 1-2 yıldır Hristiyanlığı keşfetmiş”

    Sınır dışı edilme ile ilgili tedbir kararlarının gündemlerini meşgul ettiğini belirten Yıldırım, “Ben her gün sadece 3-4 tane dosya ile uğraşıyorum. Suriye, İran, Demokratik Kongo, Özbekistan, Rusya gibi sınır dışı dosyalarıyla uğraşıyoruz. Suriye’de savaş olduğu için genelde onları burada tutma eğilimindeyiz. Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını takip ediyoruz. Mesela İranlılar 1-2 yıldır Hristiyanlığı keşfetmiş. Sürekli Hristiyan oluyorlar. ’Ben Hristiyan olursam İran’a gönderilirsem işkence eziyet edecekler’ diyor. Şimdi biz adamın samimi Hristiyan mıdır lafın gelişimi öyle söylüyor! Bazen bir takım belgeler sunuyorlar. O zaman İran’a göndermiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Konferansa ayrıca; Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, OMÜ Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Keçeligil, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

  • Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan:

    Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde eğildiğine dair fotoğraflara ilişkin, “O fotoğraf gerçeği yansıtmıyor. Üzerinde çalışılmış, kadraj oyunuyla manipülasyonun çirkin bir örneği. O videoyu izlediğinizde zaten normal bir tokalaşma olayı olduğunu, ama o fotoğrafın üretilmiş, üzerinde çalışılmış, belli bir imaja yönelik bir kare olduğunu anlarsınız” dedi.

    2017-2018 Adli Yargı Açılışı nedeniyle TBMM’de resepsiyon düzenlendi. Resepsiyonda konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, 30 Ağustos kabulünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde eğildiğine dair fotoğraf karelerini değerlendirdi. Arslan, “O fotoğraf gerçeği yansıtmıyor. Üzerinde çalışılmış, kadraj oyunuyla manipülasyonun çirkin bir örneği. Peki, ‘gerçek nedir?’ diye sorarsanız, biz 31 Ağustos itibariyle o görüntüleri web sayfamıza koyduk. O videoyu izlediğinizde zaten normal bir tokalaşma olayı olduğunu, ama o fotoğrafın üretilmiş, üzerinde çalışılmış, belli bir imaja yönelik bir kare olduğunu anlarsınız. O törende Sayın Cumhurbaşkanıyla normal bir tokalaşma, ardından da bu tür menipülatif bir karenin maksatlı bir şekilde servis edilmesi olayı var. Ben bunu şahsıma ve Sayın Cumhurbaşkanına yönelik bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Şahsıma karşı bir hakaret, Sayın Cumhurbaşkanına da haksızlık. Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak ve daha öncede mesleki hayatımın hiçbir döneminde Allah’tan başka hiçbir gücün önünde eğilmedim, eğilmemde. Bunun aksine ne görürseniz inanmayın. O fotoğrafta bunun aksini göstermeye çalışan bir imaj çalışması, bir kadraj oyunu mevcut” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanına saygı meselesinin yargı bağımsızlığı ile bir ilgisinin olmadığını vurgulayan Arslan, “Dünyanın her tarafında Cumhurbaşkanları, devleti ve milleti temsil eder. Bizim Anayasamıza göre de Sayın Cumhurbaşkanı devletin başı ve Türk milletinin birliğini temsil eden bir kişidir. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanına saygı benim anlayışıma göre devlete ve millete saygının bir gereğidir. Ama bunu eğilme gibi veya esas duruş gibi negatif kavramlarla ifade etmek her şeyden önce Anayasa Mahkemesine karşı büyük bir haksızlık, o kurumun Başkanına yönelik büyük bir haksızlık olarak kabul ediyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanıyla nasıl bir ilişki içinde olacağımı bilecek kadar mesleki tecrübeye sahibim. 30 yıldır Anayasa Hukukunun teorisini ve pratiği içindeyim. Dolayısıyla yargı bağımsızlığının ne olduğunu, Cumhurbaşkanına saygının ne olduğunu bilecek birikime ve tecrübeye sahibim. Bunun dışındaki her türlü haber, yorum, görüntü tamamen spekülatiftir” şeklinde konuştu.

    Arslan, HDP’li bazı milletvekillerini Anayasa Mahkemesi önünde yaptığı eylem ve milletvekilleri ile yaptığı görüşmeye ilişkin şunları kaydetti:

    “Biraz önce mahkemeden geldim. HDP milletvekilleri, tutuklu milletvekillerinin başvurularıyla ilgili görüşmek istediler. Kendileriyle görüştük. Kendileri durumu ifade ettiler, taleplerini söylediler. Biz de prosedürü anlattık. Daha sonra bahçede kendileri bir süre daha kalacaklarını söylediler. Şu anda Anayasa Mahkemesi’nin bahçesindeler. Tutuklu milletvekillerinin başvuruları veya diğer başvuruların ne zaman gündeme alınacağını önceden bilmek mümkün değil. Raportörler raporlarını tamamladıkların da ve bölüm başkanlarına teslim ettiklerinde gündeme alınıyor. Şu anda diğer başvurular da olduğu gibi tutuklu milletvekillerinin başvurularında da süreç devam ediyor. Bu hafta içerisinde Perşembe günü olan gündem, devamsızlık nedeniyle milletvekilliği düşürülen milletvekillerinin başvurusuyla ilgili. Tutuklu milletvekilleri ile ilgili değil.”

    “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi HDP milletvekillerinin durumunu görüşecekti ama bir telefon geldi görüşmekten vazgeçti gibi bir iddiada bulundu. Bunun hakkında neler söylersiniz” şeklindeki soruya Arslan, “Böyle bir şey asla söz konusu değil. Zaten olamaz da. Anayasa Mahkemesinde bir karar verildiğinde bu karar en kısa sürede açıklanır. Bu tür haberleri biz de okuduk, değerlendirmeleri gördük. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Henüz bir karar verilmiş değil. Karar verildiğin de merak etmeyin en kısa sürede bu açıklanır” cevabını verdi.