Etiket: Ambargo

  • Türk şirketlerinden Ermenistan’a ambargo

    Türk şirketlerinden Ermenistan’a ambargo

    Azerbaycan’da sivillere saldırarak insanlık suçu işleyen Ermenistan’ı sert bir dille eleştiren SANKON yönetimi, Ermenistan’la olan ticari ilişkilerini durdurduklarını açıkladı.

    Ermenistan, işgal ettiği Dağlık Karabağ bölgesinde sivilleri hedef alarak katliamını sürdürüyor. Sanayici İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu (SANKON) Genel Merkezi Genel Başkan Yardımcısı Elif Erol, açıklama yaparak Ermenistan yönetimine tepki gösterdi. Erol, “Ermenistan işgal ettiği Dağlık Karabağ bölgesindeki toprakları hiçbir koşul ve şartsız derhal terk etmeli ve toprakların yönetimini Azerbaycan devletine teslim etmelidir. SANKON Yönetim Kurulu olarak Türkiye ile Ermenistan arasında ithalat ve ihracat yapan SANKON üyesi çok sayıda şirketlerimiz var ve bu şirketlerimiz bugün itibarıyla Ermenistan’la ticaretlerini durdurmuşlardır” dedi.

    Erol, Ermenistan işgalci tutumuna devam ettiği, işgal ettiği topraklardan çekilmediği sürece üye şirketlerin uyguladıkları ticari ve ekonomik ambargoların devam edeceğini ifade etti.

  • Çinçin: “Suudi Arabistan 4 aydır Türkiye’ye fiili ambargo uyguluyor”

    Çinçin: “Suudi Arabistan 4 aydır Türkiye’ye fiili ambargo uyguluyor”

    Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin, Suudi Arabistan yönetimi tarafından ithalatçı firmalara Türkiye’den ürün almamaları konusunda taahhütname imzalattıkları konusunda, “Bunun resmi ambargo olup olmaması bana göre çok önemli değil. Çünkü fiili ambargo dört ay ve daha önceki sürelerden beri Türkiye’ye tatbik ediliyor” dedi.

    Başkan Hikmet Çinçin, 2019 yılı verilerine göre Suudi Arabistan’a en çok ihracat yapan ilk 5 ilden biri olan Hatay’ın Suudi Arabistan’la yaşanacak krizden olumsuz etkileneceğini söyledi.

    Fiili ambargonun dört ay ve daha önceki sürelerden beri Türkiye’ye tatbik edildiğini belirten Çinçin, Türk menşeli ürünlerinin alınmaması için Suudi Arabistan Hükümeti’nin kendi erbaplarına baskı yaptığını kaydetti. Çinçin, “Bu pandemi süreci ile boğuşurken 2011 yılından beri sürmekte olan Suriye savaşının olumsuz etkileri ile Hatay boğuşurken bir de Suudi Arabistan çıktı. Çeşitli görüşler var, ambargonun olmadığı şeklinde beyanlar yapılmış. Ancak önemli olan fiili durum. Bu durum son dört aydır Türk mallarını Suudi Arabistanlı tüccarların almaması için Suudi Arabistan yönetiminin kendi erbaplarına yaptıkları bir baskı var. Yani bunun resmi ambargo olup olmaması bana göre çok önemli değil. Çünkü fiili ambargo dört ay ve daha önceki sürelerden beri Türkiye’ye tatbik ediliyor” dedi.

    Yaş sebze ve meyve ürünlerinin gümrükten geri dönmesini bilinçli şekilde Suudi Arabistan yönetiminin geciktirdiğini vurgulayan Çinçin, “Dolayısıyla bu yaş sebze ve meyvelerin bozulmasına hatta dökülmesine neden oluyor. Yani bu durumun vardı yoktu tartışmasından öte Suudi yönetimi ile ciddi bir müzakereye ihtiyacımız var. Fiili ambargo var, bunu rakamlardan hissediyoruz. Suudi Arabistan’da yerleşik iş yapmak üzere yaşayan Türklerin yüzde 70’i Hataylı. Bunların birçoğu berber, lokanta gibi hizmet sektöründe özellikle otomotiv yedek parçası işi yapıyor. Türk sermayesi olan oradaki hemen hemen bütün Hataylılar, mallarını devredip çıkma arzusu taşıyor. Hala gündemde ambargo var yok tartışması anlamsız. Fiili durumda ambargo var, baskı uygulamak şartı ile gayri resmi, gayri ahlaki gayri kanuni olmak kaydı ile etmekte” diye konuştu.

  • ABD’nin İran’a ambargo uygulaması

    Van Ticaret ve Sanayi Odası ve Van Esnaf Sanatkarlar Odalar Birliği, İran’a yönelik ambargonun fırsata çevrilmesini isteyerek, ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını değerlendirme çalışmalarında ise Van’a öncelik verilmesini talep ettiler.

    Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva ve Van Esnaf Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı İsa Berge tarafından ortak yapılan açıklamada, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargonun bugün itibarıyla başladığı hatırlatıldı. Öncelikle uluslararası ticaret bakımından dünyada hiçbir ülkenin bir başka ülke üzerinde ambargo uygulamasının doğru olmadığı ifade edilen açıklamada, “Türkiye ambargodan muaf tutulan 8 ülkeden birisi olarak ilan edilmiştir. Akaryakıt çerçevesindeki ham petrol ve petrol ürünlerinin ithali konusunda şu anda bir sorun görünmemektedir. Ancak doğalgazın yaptırıma dahil edilmesi durumunda, ülkemiz bundan zarar görecektir. ABD, İran’a başta petrol ve petrol ürünlerinin satın alımına uluslararası kısıtlamalar getirerek ambargoyu bugün başlatıyor. İran’ın finans ve enerji sektörlerinin yanı sıra, liman operatörleri, gemicilik ve gemi inşaatı sektörleri ile aracılık ve sigorta şirketlerine de kısıtlama getiriliyor. Hiç şüphesiz İran ile 280 kilometre sınırı olan ilimiz Van, her durumdan etkilenecektir. Hem ülkemiz hem de Van’ımız için bu ambargoyu fırsata çevirmeliyiz. Ülkemizin İran ile olan dış ticaret hacmimi daha da yükseltmeliyiz. İnsani ilişkilerimizin daha da müreffeh bir seviyeye yükselmesi için kardeş ülke İran’ın, Türkiye’ye özel yurtdışına çıkış harcında indirime gitmesini talep ediyoruz. Böylece iki ülke arasındaki dostluğumuz daha da pekişecektir” denildi.

    1997-1999 yılları arasında Van’da mazot, ithali ve ihracı müsaadeye tabi olan mallar arasına alındığı ve sınır ticaretine konu edildiği dile getirilen açıklamada, şöyle denildi:

    “Yaklaşık 7 bin kamyonun satın alındığı o dönemde, Van’da adeta bir şahlanma yaşandı ve Van ekonomisine büyük katkılar sağlandı. Sınır ticareti yapan esnaf ve tüccarlardan alınan fon ile Van Valiliğinde önemli bir finans kaynağı elde edildi. Dolayısıyla mazotun sınır ticaretine konu edildiği o kısa dönemde, il ekonomisi için büyük faydalar sağlandı. Bakan Yardımcımız Fatih Çiftçi’nin ve Valimiz Murat Zorluoğlu’nun çabaları sonucu Kapıköy Sınır Kapısı’nın modernizasyonunda sona yaklaşılmaktadır. Van’ımıza yakışır bir gümrük kapısına kavuşacağız. Bu nedenle akaryakıtın, yanı sıra sınır ticareti kapsamındaki ürünlerin yelpazesi daha da genişletilmelidir. Böylece Van’ımızın en önemli sorunlarından biri olan işsizliğe de bir nebze olsun çözüm bulunacaktır. Esnafımızın, sanatkarımızın ve tüccarımızın ticaret potansiyeli ile birlikte istihdam sayısı da artacaktır.”

    Akaryakıt talebi günde 1 milyon varile yaklaşmış olan Türkiye’nin, geçtiğimiz yıl günde ortalama 515 bin varil ile tarihinin en yüksek ham petrol ithalatını yaptığı hatırlatılan açıklamada, “İran’ın Türkiye’nin ham petrol ithalinde 2011’de yüzde 51 iken, 2012’de yaptırımların yürürlüğe girmesinden itibaren düştü. Geçtiğimiz yıl Türkiye ham petrol ithalinin neredeyse yarısını İran’dan karşıladı. Bu gerçekler ortadayken, ülkemizin mevcut petrol kaynakları da mutlaka değerlendirilmelidir. Örneğin 1886’dan 1948’e kadar, Rusların Muradiye’de günde 2 ton akaryakıt (mazot) çıkardığı ve Tiflis’e gönderdiği söyleniyor. Erek Dağı ve Gürpınar’da açılan petrol kuyularının betonla kapatıldığı belirtiliyor.

    20 Ocak 1909’da Muradiye’de Fuat Paşa’ya ve Van Belediyesine petrol ve neft madeni işletme ruhsatı verildiği biliniyor. Ayrıca 1914’te Hereşik, Amik Kalesi, Haydar Mahallesi, Mürüvaz Mahallesi, Surp Gevork Manastırı arasında kalan 5 bin dönümlük arazide petrol çalışmaları başladı, ancak Ermeni savaşı nedeniyle ilerleme sağlanamadı. Fransız iş adamı Emil Mayen, 27 Ağustos 1924’te Beşparmak ve Gürzüt köylerindeki petrolü işletmeye başlamıştı. Tüm bu iddiaların üzerine gidilerek, varsa Van’daki petrol yatakları ülke ekonomisine kazandırılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

    Ambargonun temel ürünü olan akaryakıtın dünya ekonomisindeki yerinin tartışılmaz olduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

    “Bu kapsamda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının başlatacağı, ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını değerlendirme çalışmalarında Van’ımıza öncelik verilmesini talep ediyoruz.”

  • Pamuk sektörü için ’ambargo’ açıklaması

    Son dönemde Rahip Brunson’ın serbest bırakılmaması sebebiyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) uyguladığı yaptırımlara, tekstil sektörünün ham maddesini üreten pamuk üreticileri, “Amerikan ambargosu bizi etkilemez” diyerek yanıt verdi.

    İzmir’de ev hapsinde olan Amerikalı rahip Brunson’ın serbest bırakılmaması sebebiyle ABD’nin ülkemize uyguladığı kısıtlamalara karşı vatandaşlar adeta tek yürek olarak destek verdi. Verilen bu desteğe, pamuk üreticileri de katıldı. Tekstil sektörünün ham maddesi olan pamuk hasadının başladığı şu dönemde üreticiler bu baskının pamuk ve tekstil sektörünü etkilemeyeceği kanaatinde.

    Türkiye’de pamuk üretimi konusunda öne çıkan İzmir’in Menemen ilçesinde Menemen Ziraat Odası Başkanı Metin Karagöl, pamuk tarlarında son suları verdiklerini ve pamuk kozalarını açılmasını beklediklerini belirterek, “Pamuk maliyetli bir ürün. İlaçlarımız, gübremiz dolara endeksli. Şu an ülkemizde Amerika kaynaklı bir ambargodan bahsediliyor. Bizlerin ürettiği pamuk tekstil sektörünün ham maddesi konumunda. Tekstil sektörü bizlerin adeta göz bebeği. 2018 yılında ülkemizde üretilmesi planlanan pamuk üretimi 1 milyon ton. Geçen yıl 750 ton üretiliyordu. Tekstil sektörünün ise ihtiyacı 1 buçuk milyon ton. Biz bu yıl 1 milyon tona inşallah ulaşmış olacağız ülkemiz genelinde. Tekstil sektörün ham maddesini üreten çiftçimizle birlikte tekstil sektörümüz 1 milyon tonluk pamuk üretimiyle sorunsuz bir şekilde atlatır. İthalat yok şu aşamada” dedi.

    “Pamuk veriminde dünya ortalamasının üzerindeyiz”

    Ülkedeki tarım arazilerinin gelecekte daha fazla üretim yaparak pamuk ihraç edecek kapasiteye sahip olduğunu belirten Karagöl, “Pamuğumuzda kaliteyi ve verimi artırdık. Çiftçimiz zamanında suyunu verip bakımını yapıyor. Pamukta dünya ortalamasının üzerinde verim alıyoruz. Verim artışına bağlı olarak üretim kapasitemiz de artmış oluyor. Bizim iç piyasada ürettiğimiz pamuk ile tekstil sanayimiz ayakta durur. Amerikan ambargosundan tekstil sanayimiz etkilenmez” diye konuştu.

  • Otobüsçülerden Amerika’ya ambargo

    Tokatlı otobüs firmaları Amerikan menşeli hiçbir ürünü ticaretlerinde kullanmama kararı aldı.

    Alınan bu karar sonrasında Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu da Şehirlerarası Otobüs Terminalini ziyaret ederek firma yöneticilerine destek verdi. Eroğlu, “Amerika’ya Tokat’tan cevap vereceklerini söyleyerek Amerikan ürünlerinin millet olarak hep birlikte boykot edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Başkan Eroğlu, “Ülkemizdeki bütün insanların, ülkemiz üzerinde yapılması düşünülen operasyonlara karşı, ülkemizin ekonomik alandaki saldırılara karşı milli bir duruş ortaya koyması elinden gelen her şeyi yapabileceğini göstermesi son derece önemliydi. Şunu çok iyi görüyoruz; ekonomik krizde amaçlanan neyse 15 Temmuz’da amaçlanan odur. Dün aynı şekilde ülkemiz üzerinde hangi planlar yapılmak isteniyorsa aynısıdır hiçbir farkı yoktur. Bu ekonomik krizde de yapılmak istenen ülkemizin diz çöktürülmesidir. Ülkemizi karanlık bir dehlize sokma anlamında yapılmış ve yapılmak istenen bir adımdır. Başta Cenab-ı Allah’ın yardımı ve milletimizin duruşu ile bütün bunların üzerinden geldik. Bütün bu olaylara karşı el ele, omuz omuza vererek hepsini püskürteceğiz. Dün ne yaptıysak bugün de aynısını yapacağız. Gereken fedakarlıkları hep birlikte yapacağız. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bırakalım Amerika mallarını kullanmayı. Amerika bize bunları yapıyorsa bizim de onlara karşı bir duruş sergilememiz lazım. Onların ekmeğine yağ sürmeden bizim de bu boykotu elimizden geldiğince yapmamız lazım. Tokatlılardan aynı duyarlılığı göstermelerini istirham ediyoruz. Amerikan mallarını buradan boykot ediyoruz. Evimize, sokağımıza, mutfağımıza ne olursa olsun Amerikan mallarını sokmuyoruz. Onlara Türkiye’den, Tokat’tan cevap vereceğiz. Nasıl ki bir savaş olunca gideriz, ülkemiz için savaşırız, ’Ölürsek Şehit, Kalırsak Gaziyiz’ deriz ya bugün de bir ekonomik kriz varsa bu savaşa da şuanda aynı cepheye gitmiş gibi yapılması gereken de budur, bu boykotu yapabilmektir. Fert, aile, kurum, işletme, mahalle, şehir olarak bunu yapmak lazım. Bayrağımız dalgalandığı her yerde bizler de rahatça nefesimizi alacağız. Bu milletin bir ferdi olmaktan ilelebet gurur duyacağız” şeklinde konuştu.

    “Bu savaş hepimizin, Türkiye’nin savaşı”

    Tokat Şehirlerarası Otobüs İşletmeciler Dernek Başkanı Ahmet Arat ise Amerikan menşeli ürünleri otobüslerde ikram etmeyeceklerine dair karar aldıklarını belirterek,”Tokat otogarı esnaflarımız birlik ve beraberlik içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Yaşayacağımız başka bir coğrafya yok, gidebileceğimiz başka bir ülke yok. 15 Temmuz’daki hain saldırının değişini ülkemize yapmak istiyorlar. Biz her daim devletimizin, hükümetimizin yanındayız. Hizmet sektöründe görev yaptığımız için halkımıza her daim ikramda bulunuyoruz. Bizler Tokat Otobüs firmaları olarak yolcularımıza dağıttığımız ikram malzemelerinde tamamen yerli ürünler kullanma kararı aldık. Amerikan menşeli hiçbir ürünü ikram etmeme kararı aldık. Bu savaş, hepimizin, Türkiye’nin savaşı. Din, dil, ırk, siyasi görüşü ve mezhep ayrımı gözetmeksizin Türkiye olarak hep birlikte bir ve beraberce aynı duyarlılığı gösteriyoruz. Amerikan Menşeli ürünlerin tamamını kaldırıyoruz. Tokat’a gelen misafirlerimizi daha iyi ağırlamak için tavrımız net ve belli. Bugün Türkiye’deki dev şirketler dahi Amerika’yı protesto ediyorlar. Bu noktada bizler de bu otogarda yer alan 100’ün üzerindeki araçlarımızda ve 500’e yakın personelimizle hükümetimizin yanında yer almaya devam edeceğiz” diye konuştu.