Etiket: Amansız

  • Hasta çocuk için tipiyle amansız savaş

    Bursa’nın Yenişehir ilçesinde, kar ve tipi sebebiyle mahsur kalan hasta çocuk, iş makinesiyle evinden alınarak hastaneye yetiştirildi.

    Yenişehir’in en yüksek rakımlı köyü olan Reşadiye’de hastalanan 3 yaşındaki Samet Can Ata’nın imdadına Yenişehir Belediyesi ekipleri yetişti. Köy yolu kardan dolayı kapanınca, çocuğun ailesi belediyeden yardım istedi. Hemen harekete geçen ekipler, iş makinesiyle köye gitti. Grayderle hasta çocuğun evine ulaşıldı. Ekipler, çikolotayla kandırdıkları küçük Samet ile babaannesini graydere bindirerek ana yola kadar çıkardı. Daha sonra hasta çocuk, ana yolda bekleyen zabıta aracına bindirilerek Yenişehir Devlet Hastanesi’ne götürülerek, doktorlara teslim edildi.

    Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik, aşırı kar yağışından dolayı yolları kapanan Reşadiye’ye iş makinesiyle ulaştıklarını söyleyerek, “Minik yavrumuz Samet’in hasta olduğunu öğrendik. Derhal ekiplerimiz yola çıkarak köye ulaştı. Hastalanan 3 yaşındaki yavrumuzu hastaneye yetiştirerek tedavisini başlattık. Bundan sonra da takibini yapacağız. Kendisine acil şifalar diliyor. Personelimize de gayretli çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

  • (Özel Haber) Çaycı karı kocanın amansız rekabeti

    Bursa’da karşılıklı çay ocağı işleten karı kocanın amansız rekabeti görenleri şaşırtıyor.

    Eşinin çay ocağında çırak olarak işe başlayan Emine Yakıcı, bir müddet sonra kocasının müşterilerinin kendisinin yaptığı çayı daha çok beğenmesi üzerine aralarında kıskançlık başladı. Bu duruma içerleyen Recep Yakıcı, işlettiği çay ocağını eşine bırakarak, kendisine 50 metre aşağıda başka bir çay ocağı açtı. O günden sonra karı koca arasında tatlı bir rekabet başladı.

    “Karım fiyat kırarak bana darbe yapıyor”

    Recep Yakıcı, “15 yıldır çay ocağı işletiyorum. Eşimi bana yardımda bulunsun diye işe aldım. Müşteriler bir müddet sonra eşimin çaylarının daha güzel olduğunu söyleyerek, artık çayları eşimin yapmasını istedi. Ben de buna kızıp 50 metre alt tarafta kendime başka bir çay ocağı açıp eşime rakip oldum. Gazcılar’da esnafın yarısına eşim, yarısına da ben çay satıyorum. Eşim piyasayı kırarak bana darbe yapmaya çalışıyor. Rekabet evde devam etmiyor, ancak iş başında bir birimizi yiyoruz. Esnaflar benimle kafa yapıyor. Ablanın çayı seninkinden daha güzel diyorlar. Ara sıra müşteri kaybettiğim de oluyor” dedi.

    “Kocam bu durumu kıskanıyor”

    Eşine yardım etmek için çay ocağında çalışmaya başladığını ifade eden Emine Yakıcı ise, “2003 yılından itibaren eşimin yanında çalışıyordum. Ben baktım ki eşim çayı güzel yapamıyor. Çayları ben yapmaya başladım. Müşteriler benim çaylarımı çok beğendi ve çayları sen yap diye telkinde bulundular. Ben de eşime, sen git kendine başka çay ocağı bul, bundan sonra burayı ben işleteceğim dedim. O da gitti kendine başka çay ocağı açtı. Onun müşterilerinden bende gelip çay içenler var. Eşim bu durumu kıskanıyor” şeklinde konuştu.

  • (Özel Haber) Amansız Hastalığına Çare Bulan Doktorunu Örnek Aldı, Tıp Okuyor

    Bursa’da 9 aylıkken hemofili hastalığına yakalan Hüseyin Öztürk, 14 yıl sonra tesadüfen tanıştığı doktor tarafından şifa buldu. Hastalığını yenmesine yardımcı olan doktoru örnek alan Öztürk, çok çalışıp tıp fakültesini kazandı.

    Bursa’da dünyaya gelen Hüseyin Öztürk, 9 aylıkken dizlerinde oluşan morluklar sebebiyle ailesi tarafından Çekirge Çocuk Hastanesi’ne götürüldü. Burada yapılan muayenede hemofili hastalığından şüphelenen hekim, hastayı İstanbul’da bulunan Çapa Tıp Fakültesi’ne yönlendirdi. Yapılan tetkiklerde Öztürk’ün Hemofili A hastası olduğu belirlendi. Bursa’ya dönen Hüseyin tedavi olmaya başladı. Ancak, 14 yıl boyunca hastalığında gözle görülür bir iyileşme görülemedi.

    HAYATINDA DÖNÜM NOKTASI: OTOBÜSTEKİ YABANCI

    2011 yılında 15 yaşında ailesiyle birlikte Antalya’ya tatile giden ve burada kaldıkları otelin havuzunda düşen Öztürk’ün bacaklarında hastalığa bağlı oluşan kanama daha da arttı. Tatil dönüşü otobüsde aynı hastalığa oğlu yakalanmış bir aileyle tanışan anne Hünel Öztürk, bu ailenin yönlendirmesiyle Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde çalışan Çocuk Hemotoloji Uzmanı Doktor Elif Güler Kazancı’ya oğlunu götürdü. Kazancı, Öztürk’ü muayene ederek, 6 ay içerisinde koşabilecek şekilde iyileşebileceğini söyledi. 6 aylık tedavi sonunda tekrar yürümeye başlayan Hüseyin Öztürk, tedavi ederek iyileşmesini sağlayan Uzm. Dr. Elif Güler Kazancı’yı örnek alarak, doktor olup hasta olan çocukları iyileştirmek için var gücüyle çalışacağı sözünü verdi. Verdiği sözü tutan Hüseyin, İstanbul’da bulunan özel bir üniversitenin tıp fakültesini kazandı.

    Öztürk, doktor olup kendisi gibi hasta olan çocuklara şifa dağıtacağı günü iple çekiyor. Tıbbı kazandıktan sonra ilk işi doktorunun yanına koşmak olan Öztürk, kendisine çiçek verip, tıp fakültesini kazandığını söyledi.

    Şu an Bursa Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nde Tıbbi Hizmetler Başkanı olarak görev Uzm. Dr. Kazancı, “Hüseyin’le 2011 yılında karşılaştık. Bir gün polikliniğime randevusuz olarak gelmişlerdi. Hemofili hastalığında ağır kanamalar oluyor. Eklemlerdeki kanamalar yürümede güçlüklere sebep olup sakat bırakabiliyor. Hüseyin polikliniğime geldiğinde yürüyemiyordu. Kendisini muayene ettiğimde kanamaya bağlı olarak mafsallarında çok ciddi hasar olduğunu gördüm. Kendisine uygun bir tedaviye başladık. Haftalık kontrollerle 6 ay boyunca annesi ve Hüseyin’in de isteğiyle birlikte çok güzel bir tedavi uyguladık. Bu tedavi sonunda yürümeye ve koşmaya başladı. O anda hayatı değişti. Hüseyin iyileşinceye kadar okuldaki motivasyonunu kaybetmiş ve eve kapanmıştı. Psikolojik bir yük altındaydı. Yapmış olduğumuz tedaviyle Hüseyin’in enerjisi tekrar ortaya çıktı ve derslerine dört elle sarıldı. Ardından çok kutsal bir meslek olan doktorluğa ilk adımını atarak tıp fakültesini kazandı” dedi.

    “İYİ DOKTORLARI HERKESİN GÖRMESİ LAZIM”

    Hastalığının 9 aylıkken ortaya çıktığını söyleyen Hüseyin Öztürk, “Emeklemeye başlamamla birlikte dizlerimde morarmalar meydana geldi. Daha sonra eklemlerimde kanamalar olmaya başladı. Bu sebeple okula devamsızlığım arttı. Yürüyememeye, hatta bazen hareket bile edememeye başladım. 15 yaşında ailemle birlikte tatil için Antalya’ya gittiğimde oteldeki havuzun kenarında ayağım kayarak düştüm ve dizimde ciddi kanama oluştu. Birçok ilaç kullanmama rağmen dizim iyileşmedi. Şişlik inmedi ve ağrım devam etti. Hayatım, Antalya’dan tatil dönüşü otobüste benim hastalığımdan mustarip olan bir hastanın annesiyle tanışmamla değişti. Bu tanıştığımız kadın bize Dr. Elif hanımı tavsiye etti. Ailemle birlikte Elif hanımın kapısını çaldık. Elif hanım dizimi ilk gördüğünde şok oldu. Farklı bir tedavi yöntemi deneyerek beni 6 ay içerisinde iyileştirebileceğini söyledi. 6 ay sonra koşmaya başladım. İyileştikten sonra doktorluğa özendim. Elif hanım gibi iyi doktorların olduğunu görmek herkesin motivasyonunu yükseltiyor. Bu sebeple tıp fakültesini kazanmak için çok çalıştım ve kazandım” şeklinde konuştu.

  • İç Fındıkta Amansız Rekabet

    Ordu’da serbest piyasada bir ay önce kilosu 14-15 liradan satılan kabuklu fındık fiyatları 11.5 liraya kadar gerilerken, Karadeniz ve İstanbul iç fındık piyasasında ise amansız bir rekabet yaşanıyor.

    Ordu Ticaret Borsası’nda yüzde 50 randımanlı kabuklu fındık kilosu 11.50 TL’den işlem görürken, serbest piyasada bu fiyat 12.00 TL’ye kadar çıkıyor. Fındığını elinde bekleten üreticiler serbest piyasa fiyatlarının artmasını beklemeye devam ediyor.

    KURUYEMİŞÇİDE FINDIK 45, FİSKOBİRLİK’TE 70 TL

    Üretici kabuklu fındık fiyatlarının artmasını bekleyedursun, iç fındık piyasasında ise oldukça hareketli bir rekabet yaşıyor. Fındığın merkezi konumundaki Ordu’da kuruyemişçilerde kavrulmuş iç fındık 45 liradan satılırken, bazı büyük firmalarda 70 liraya kadar çıkıyor.

    İstanbul Eminönü Meydanı’nda ve Mısır Çarşısı’ndaki kuruyemişçilerde ise iç fındığın kilosu 35 liradan müşteriye sunuluyor. Marka isim yapmış büyük marketlerde ise kilosu 60 liradan alıcı buluyor.

    YILBAŞI GÜNÜ 55 LİRAYI BULABİLİR

    Ordulu kuruyemişçi Bekir Işık, kavrulmuş iç fındık fiyatının hareketli bir rekabet yaşadığını belirterek, “Kuruyemiş piyasasında kavrulmuş iç fındık 45-50 liradan işlem satılıyor. Büyük marketlerde ve fındık satış merkezlerinde bu rakam 70 lirayı buluyor. 30 veya 31 Aralık günü yılbaşı kutlamaları sebebiyle iç fındık fiyatı kuruyemişçilerde 55 lirayı bulabilir” dedi.

    TZOB: “OLAN ÜRETİCİYE OLUYOR”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, bu tablonun üretici açısından üzüntü verici olduğunu söyledi. Soydan, “Geçen sezon sonu kabuklu fındığın fiyatı 22 liraya kadar yükselmişti. Ancak Eylül ayında yeni sezon başlangıcında fındık 11-12 liradan başladı. Bir ara 15 liraya kadar yükselmesine rağmen hızlı bir düşüş ile 11.5 liraya kadar düştü. Fındığını elinde bekleten üretici fiyatın en az 15 lira olmasını bekliyor. Ocak ayından itibaren kabuklu fındık fiyatının yükselişe geçmesini bekliyoruz. Ama bakıyorsunuz iç fındık piyasada 70 liraya yükseldi. Arada kazananlar kim bilmiyoruz ama olan her şartta üreticiye oluyor” diye konuştu.

  • Amansız Hastalıkla Boğuşan Gencin En Büyük Hayali Beşiktaşlı Futbolcularla Tanışmak

    Rize’de doğuştan gelen amansız bir hastalığın pençesinde hayata tutunma mücadelesi veren Oktay Yazıcı’nın en büyük hayali Beşiktaşlı futbolcular ile tanışmak.

    Rize’de yaşayan 18 yaşındaki Oktay Yazıcı, ’Duchenne Kas Distrofisi’ isimli milyonda bir görülen bir hastalıkla dünyaya geldi. Bir kas hastalığı olan sağlık problemi 12 yaşına geldiğinde Yazıcı’yı yatağa bağlı hale getirdi. Altı yıldır yatağa bağlı olarak hayata tutunma mücadelesi veren Yazıcı’nın en büyük sevgisi ve tutkusu ise Beşiktaş. Yazıcı’nın zamanının neredeyse tümünü geçirdiği odası ise tepeden tırnağa kadar Beşiktaş’ın renklerini ve logosunu taşıyan eşyalarla dolu. En büyük arzusu ise Beşiktaşlı futbolcular ile tanışabilmek ve onlarla fotoğraf çektirmek. Yazıcı’nın ailesi konuyla ilgili olarak Beşiktaş Kulübü ile temas kurdu. Şimdi taleplerine verilecek olumlu cevabı bekliyorlar.

    Ailesi de koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Oktay’ın ismini de eski bir Beşiktaşlı futbolcu olan Oktay Derelioğlu’ndan esinlenerek verilmiş. Oktay, Beşiktaşlı futbolcuların isimlerini ve teknik ekibin isimlerini eksiksiz olarak sayıyor. Tek istediğinin ise Beşiktaşlı futbolcular ile tanışmak olduğunu söylüyor.

    Oktay’ın annesi Emriye Yazıcı, “Oğlumda az rastlanılan bir kas hastalığı var. Doğuştan olan bu hastalığı biliyorduk. 12 yaşına kadar normal çocuklar gibi yürüdü. Şu an 18 yaşında ve artık yürüyemiyor. Her geçen gün rahatsızlığı artıyor. Şu an iyi günlerimizi yaşıyoruz. Geleceği düşünmek bile istemiyoruz. Biz mücadele ettikçe oğlumuz elimizden gidiyor. Maalesef tedavisi de mümkün değil. Oğlumun en büyük arzusu Beşiktaşlı futbolcular ile tanışmak. Oğlumun bu isteğini yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi.