Etiket: Almayın

  • Kol ağrılarınızı hafife almayın

    Kol ağrılarının hafife alınmaması gerektiğini belirten uzmanlar, bunun sebebinin ise boyun fıtığı olabileceğini söyledi.

    Boyunda 7 tane omur kemiği olduğunu ve birinci ile ikincisinin arasında disk olmadığını ifade eden uzmanlar, diğerleri arasında bulunan disklerin ise omurgaya yüklenmeyi azaltarak aktaran elastik yastıkçıklar olarak adlandırıldığını belirtti. Bu yastıkçıkların yaşlanma, ani ve sert boyun hareketleri, baş öne eğik uzun süre çalışma, özellikle emniyet kemeri takmadan araba kullananlarda ani fren yapılması veya trafik kazası, geçirilmiş bir boyun travması, spor yaralanmaları ve osteoporoz nedeniyle yıpranmış, esnekliğini yitirmiş ve omuriliğe doğru bombeleşmiş fıtıklaşmış olabileceğini söyledi.

    Boyun fıtığının en sık belirtisi olan boyun ve kol ağrılarının sebepleri araştırılması gerektiğini ifade eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Dr. Ali Şahabettinoğlu, bu ağrıların boyun fıtığı dışında, kas spazmı, kireçlenme, yumuşak doku zorlanmaları, enfeksiyon hastalıkları, apseler, kemik hastalıkları, hormonal, romatizmal ve iç hastalıklar gibi birçok sebepleri olabilir. Onun için çok yönlü, temel ve ileri görüntüleme tetkikleriyle desteklenen hasta muayenesi çok önemlidir. Ayrıcı tanı ve teşhis ile hastalığın adının konulup uzmanınca tedavi yoluna gidilmesi gerekir” dedi.

    Boyun fıtığı rahatsızlığında boyunda ağrı, kollarda ağrı ve uyuşma, duyu bozuklukları, tutma yeteneğinde azalma, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozukluğu, sabah yorgun kalkmak, kulak çınlaması, baş dönmesi ve gözlerde sinek uçuşması olabileceğini ifade eden Şahabettinoğlu, ilerlemiş vakalarda kas erimesi dahi görülebileceğini söyledi.

    Boyun fıtıklarının ameliyatsız tedavisinin mümkün olduğunu özellikle manipülasyon ile yüzde 98 hastada başarılı sonuçlar alındığını belirten Dr. Ali Şahabettinoğlu, ameliyatın ancak kollar ve ellerde ilerleyen güç kaybı olduğunda yada ameliyatsız tedavilere cevap verilmediğinde uygulandığını söyledi.

  • Boynunuzdaki kitleyi hafife almayın

    Uzmanlar, boyun bölgesinde beliren şişliklerin iyi huylu hastalıklar olduğu gibi, guatr, tükürük bezi hastalıkları ve gırtlak kitleleri de olabileceğini söyledi.

    Kısa sürede oluşmuş şişliklerin çocuk ve gençlerde en sık sebebi enfeksiyon olduğunu belirten uzmanlar, üst solunum yolları enfeksiyonları, bademcik enfeksiyonları, dudak uçukları gibi durumlarda boyundaki lenf bezelerinin şişebileceğini ifade etti. Yaşlılarda ise boyun şişlikleri baş ve boyun bölgesindeki hastalıkların yansıması olabileceği için daha önemli olduğunu belirten VM Medical Park Bursa Hastanesi KBB Bölümü Uzmanı Op. Dr. Uğur Demirci, “Uzun süreli şişlikler daha çok iyi huylu hastalıklar düşündürür. Anne karnındaki gelişim sırasında kaybolması gereken doğumsal artıklar yıllar sonra boyunda şişlik olarak kendini gösterebilir. Guatr hastalığı, tükürük bezi hastalıkları, gırtlak kitleleri boyunda görülebilecek diğer kitle sebepleridir. Boyunda şişlik fark edildiğinde kulak burun boğaz hekimi muayenesi gereklidir. Kitlenin yeri, gelişim süresi, büyüklüğü değerlendirilerek ön tanılar belirlenir ve gerekirse ultrason, CT ve MR gibi görüntüleme yöntemleri ve kan tetkiklerinden faydalanılır” dedi.

    Kitlelerin sebebine göre tedavi planlaması yapıldığını ifade eden Demirci, “Enfeksiyon sebebiyle oluşmuş kitlelerde antibiyotik kullanımı gerekebilir. Doğumsal kitleler, tükürük bezi kitleleri ameliyatla çıkarılır. Tiroit bezi nodülleri ise uzun süre takip edilip bazı kriterlere göre ameliyat edilir” diye konuştu.

  • Otobüsün ezdiği küçük kızın babasından İBB’ye sert tepki: “Kasap almayın şoför alın!”

    Okmeydanı’nda annesi tarafından otobüse bindirildikten sonra, kapısı açık olmasına rağmen harekete geçen İETT otobüsünden düşen 6 yaşındaki Serap Seher Ermiş’in babası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) sert tepki gösterdi. Ziyarete gelmeyen İETT şoförünün özür bile dilemediğini belirten baba Muhtat Ermiş, “Kasap değil şoför alın” dedi.

    Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi önündeki otobüs duraklarında geçtiğimiz salı meydana gelen olayda, anne Fatma Ermiş 6 yaşındaki kızı Serap Seher Ermiş’i durak dışı yolcu indiren İETT otobüsüne bindirmişti. Diğer yolcuları almadan kapsı açık olarak harekete geçen otobüsteki küçük kız, annesi otobüse binemeyince panikleyip kapısı açık olan otobüsten aşağıya düşmüştü. Olayın ardından bacağı otobüsün lastiğinin altına kalan küçük kız ameliyata alındı. Ameliyatın başarılı geçmesinin ardından minik Serap, sağlığına kavuşmayı bekliyor. Hastanede konuşan Serap Seher Ermiş, “Annem burada yok dedim. Otobüs hareket etti. Şoföre beni indir dedim ama inme dedi. Otobüsün kapısı açıktı, düştüm. Ayağım tekerleğin altına geldi. Korktum, bacağım da yaralandı’’ dedi.

    “Kasap değil şoför alın”

    İBB’ye sert tepki gösteren baba Muhtat Ermiş ise ‘’Otobüs şoförünün hatası yüzünden oluyor, durağa 20 metre kala kapıları açıyor. İnsanları alıyor. Az ilerledikten sonra trafiği tıkıyor. Millet kornaya basıyor yürü diye. İnsanların yarısı inmiş yarısı inecek. Ondan sonra yürüyor. Araba tam hızlandıktan sonra çocuğum aşağı düşüyor. Durağa girmeden kapılar açık öyle gidiyor. Çocuğum aşağı düşüyor. Bu olay oluyor. Sonrasında hastanedeyiz. Çocuğum bir ameliyat geçirdi. Tekrar 3-4 tane ameliyatı var. Uzun bir süreç bizi bekliyor. Hata şoförde. Hatası; yürüyorsun kapını kapatmıyorsun. Durağa gireceksin kapını niye kapatmıyorsun. Durakla senin aranda 20 metre var. Niye alıyorsun ya da neden almıyorsun. İnsanların canını yakıyorsun. Benim çocuğum değil başka birinin çocuğu da olabilirdi. Yaşlı biri olabilirdi. Allah muhafaza daha kötü bir şey olabilirdi. Biz çocuklarımızı öldürtmek için mi büyütüyoruz. Dava edeceğiz. Bütün her şey hazırlandı. Polis ifadeyi aldı. Biz davaya hazırlanıyoruz. İETT’ye bağlı şoför, belediyeden hiç kimse gelmedi. Onlara diyeceğim şu, “Mahkemede görüşeceğiz” Şoförün vicdanı yok. Siz kasap almayın şoför alın” diye konuştu.

  • Organik logosu olmayan ürünleri satın almayın

    Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Organik Tarım Birimi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, bir ürünün organik olup olmadığının bakmak ya da tatmakla anlaşılamayacağını belirterek, “Bu konuda mutlaka yeterli denetim yapılmalı, sertifikası olmayan ürünlerin organik olarak satışı engellenmelidir” dedi.

    UÜ Ziraat Fakültesi, organik tarım konusunda eğitim alan lisans ve yüksek lisans öğrencilerine yaklaşık 65 dekarlık bir arazi üzerinde uygulamalı eğitim imkânı sağlıyor. Yaz ve kış mevsimlerinde farklı ürünlerin ekildiği alanlarda elde edilen ürünler, üniversitelerdeki satış merkezleri vasıtasıyla vatandaşlara uygun fiyatlarla ulaştırılıyor.

    Ne kimyasal ilaç ne de fenni gübre kullanılıyor

    Organik tarım alanları hakkında bilgi veren UÜ Ziraat Fakültesi Organik Tarım Birimi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, 2009 yılından itibaren üniversite bünyesinde oluşturulan toplam 65 dekarlık arazilerde tamamen organik şartlarda üretim yapıldığını söyledi. Herhangi bir zirai ilaç ve fenni gübre kullanmaksızın yapılan üretim faaliyetlerinde insan sağlığını korumayı ve güvenli gıdalar yetiştirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Birim Başkanı Prof. Dr. İbrahim AK, “Üretim faaliyetlerimizde ne kimyasal ilaç ne de fenni gübre kullanıyoruz. Burada öğrencilerin eğitimi ve stajlarının yanı sıra organik tarıma ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza da uygulamalı organik tarım eğitimleri veriyoruz. Yaz mevsiminde domates, biber, patlıcan ve salatalık üretiyoruz. Kış mevsiminde ise lahana, pırasa ve brokoli gibi ürünler yetiştiriyoruz. Üretirken çevreyi koruyoruz, tüketirken de insan sağlığını koruyoruz” diye konuştu.

    “Organik ürünler sertifikalandırılmalı”

    Bir ürünün organik olup olmadığının bakarak ya da tadarak kolay kolay anlaşılamayacağının altını çizen Prof. Dr. İbrahim AK, “Bir ürünün organik olduğundan emin olabilmemiz için, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve uluslararası akredite kuruluşlar olan kontrol ve sertifikasyon kuruluşları tarafından üretimin baştan sona denetlenmesi, organik tarıma geçiş sürecinin tamamlanması, organik ürün sertifikasının alınmış ve etiketinde mutlaka ‘organik ürün’ logosunun bulunması gerekiyor. Organik ürünlerle diğer ürünler arasındaki en önemli farklılık, organik ürünlerde insan sağlığını tehdit eden kimyevi ilaç ve kalıntı riskinin bulunmamasıdır. Bir ürünün içerisindeki kalıntı, duyu organlarımızla değil, ancak ileri teknoloji laboratuvar analizleri ile belirlenebilir. Bir ürünün organik ürün sayılabilmesi için mutlaka Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen organik ürün logosunun bulunması gerekmektedir. Bu tarz sertifikası veya logosu olmayan ürünlerin organik olarak satışı engellenmelidir” şeklinde konuştu.

    Vatandaşa uygulamalı organik tarım dersi

    Lisans öğrencilerinin stajları sırasında organik tarım parsellerinde hem eğitim verildiğini hem de üretim gerçekleştirildiğini söyleyen UÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Bilgili ise, “Yüksek lisans öğrencilerimizin de organik tarımla ilgili tezlerini bu alanda yürütme şansımız var. Ayrıca farklı zamanlarda organik tarımla ilgili kurslar açıyoruz. Organik tarımla ilgilenen çok sayıda vatandaşımız var. İnsanlar nasıl organik üretim yapılacağını merak ediyor. Bizler de imkânlarımız doğrultusunda kurslar açıyoruz ve burada vatandaşlara organik tarım konusunda uygulamalı eğitimler veriyoruz” dedi.

  • “Küpesiz, sevksiz, kaçak kurbanlık almayın, yanarsınız” uyarısı

    Tekirdağ Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Zekeriya Sarıkoca, Tekirdağ’da bu yıl kurbanlık hayvan sayısının yeterli sayıda olduğunu belirtti ve kaçak tabir edilen menşei belli olmayan, kulak küpesiz özellikle Anadolu’dan sevk belgesiz gelen hayvanların kesinlikle alınmaması gerektiğini alanların ve satanların ağır şekilde cezalandırılacağını ifade etti.

    Sarıkoca, her yıl olduğu gibi Kurban Bayramı hazırlıklarının başladığını, böylesine önemli bir ibadetin doğru şekilde yerine getirilebilmesi açısından il müdürlüğü olarak çok ciddi önlemler aldıklarını ayrıca kurban kesecek vatandaşlarında il müdürlüğünden yapılan duyuruları dikkatle takip etmesini istedi.

    Sarıkoca, “Hazırlıklarımız üst seviyede devam ediyor, il müdürlüğü olarak 2016 yılının başından bu yana yoğun bir şekilde hastalıklarla mücadelemiz başlamıştı. Bu mücadelemiz sürekli devam ediyor. Hayvanlarımızı aşıladık, aşılama çalışmalarımız bitti, istediğimiz seviyeleri yakaladık. Hayvanlarımızı hastalandırmadan sağlıklı hale getirip, bu gün bu aşamaya geldik. Sayı olarak durumumuz, il müdürlüğümüz tarafından yapılan tespitlerde, geçtiğimiz yıllara göre, ilimizde kurban olabilecek hayvan sayısı fazla fazla var elimizde. Bir sıkıntı görünmüyor” dedi.

    “Anadolu’dan kaçak yollarla gelebilecek hayvanlara dikkat”

    İl Müdürü Sarıkoca, bütün önlemlere ve yasaklara rağmen, bunlara uymayan üreticilerin olabileceğini kaydederek, “Bizim burada bir takım uyarılarımız olacak, Trakya’ya Anadolu’dan hayvan sevkiyatı yasak, bu yasak halen devam ediyor. Bu yasağın sebebi, bölgemiz şap hastalığından ari bölge, bu arilik devam ediyor. Özellikle bu bölgeye Anadolu’dan hayvan girişi belli bir prosedüre bağlı ağır şartları var, oradan hayvan gelmeden önce en az 3 ay karantina altına alıp, incelenmesi gerekiyor, işte hastalıklardan özellikle şap hastalığından ari olması lazım ki öyle sevk edilip gelmesi lazım. Tabi ki bu yasaklara uymayan bazı yetiştiricilerimiz oluyor, buradan da belli ki bir talep görüyor bu kişiler, geliyorlar bu bölgede kaçak bir şekilde, sevksiz, bu bölgede konuşlanıyorlar. 2 yıldır burada kurban bayramı yönettim bu yıl üçüncü yılım olacak geçtiğimiz yıllarda azalarak bu tür olaylar oldu. Yaptığımız duyurular olsun, toplantılarımızla ve üreticilerimize ulaşarak şunu söylüyoruz, öncelikle kurban işi çok önemli bir ibadet. Buradaki seçtiğiniz hayvanlarda belli şartlar var. Buradaki en önemlisi hayvanın hastalıksız olması gerekiyor, bakımlı olması gerekiyor, menşei bilinmesi gerekiyor, nerden geldiği bilinmesi gerekiyor, genel olarak bizim bu yöredeki insanlarımız bu işe uyuyorlar. Biz tüketicilerimize kesinlikle diyoruz ki, kulak küpesiz hayvan, menşei belirsiz, sevksiz hayvan almayın, daha önce kimden aldıysanız, bu yörenin hayvanları zaten belli, lütfen onlardan alın” ifadelerini kullandı.

    “Kaçak hayvan almanın cezai yaptırımı çok ağır”

    Sarıkoca, bu seneki tedbirlerin daha önceki yıllara oranla daha sıkı olduğunu ancak buna rağmen bazı kişilerin halkı yanıltmaya çalışabileceğini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Eğer kaçak tabir ettiğimiz hayvanlardan alırsanız, biz kesinlikle tespit ediyoruz veya ihbarlar geliyor, ekiplerimiz geziyor, yakalanırsanız sizin elinizden hayvanı alıyoruz o gün hemen kesime göndeririz, size yasal yaptırım cezası da çok ağır. Komşularınızla mahcup duruma da düşersiniz. Biz bu ibadeti yerine getirecek vatandaşlarımızın uyanık olmasını istiyoruz, alacakları hayvanların kulak küpelerini kontrol etsinler, herhangi bir şüpheye düşerseler bizi arasınlar ekiplerimiz yardımcı olacaklardır. Kontrolsüz gelen hayvanın hangi hastalığı getirdiği belli değil bizim sağlam hayvanlarımız da gidiyor. Biz hastalık olan bir hayvan tespit ettiğimizde onun bulunduğu ahırdaki bütün hayvanları kesiyoruz, o köyde kordon oluşturup hayvan sevkiyatlarını da yasaklıyoruz, yani farkında olmadan yaptığınız bir hata, astarı yüzünü geçiyor, çok zor ve meşakkatli işler oluyor, hayvanlar kesiliyor, ceza yiyorsunuz, komşularınızın baskısı oluyor size. Biz kordon koyup o kordonda hayvan sevkiyatını yasakladığımızda belki on tane yirmi tane köy bundan etkileniyor, hayvan alıp satamıyorlar. Ne yaptığımızı lütfen bilelim. Bu yöreden olmayan hayvan belli oluyor, kulak küpesinden, sevk kağıdından bunu anlayabilirsiniz.”