Etiket: Almayın

  • Yağmur: “Et balık adını kullananlardan et almayın”

    Adana Kasaplar Odası Başkanı Murat Saruhan Yağmur, “Et balık adıyla satış yapan mağazaların Et ve Süt Kurumu’yla bir bağlantısı yok. Vatandaşlarımız buralardan ucuz et almak uğruna sağlıklarını tehlikeye atmasın” dedi.

    Adana Kasaplar Odası Başkanı Murat Saruhan Yağmur, Adana ve ülke genelinde halen “et balık” adı altında satışlarına devam eden mağazaların, Et ve Süt Kurumu ile hiçbir bağlantısı olmadığını söyledi. Et ve Süt Kurumu’nun Adana-Ceyhan Yolu üzerinde bulunan kombinasının içerisindeki mağazasından başka bir şubesinin olmadığını vurgulayan Yağmur,

    Et ve Süt Kurumu’nun kent merkezindeki çeşitli yerlerinde yer alan mağazalarının kapatıldığını hatırlattı. Yağmur, “Bazı gözü açıklar adı değişmesine rağmen et balık tabelalarını indirmeyip değiştirerek, vatandaşlara et satışı yapmaya devam ediyor. Biz de gerekli çalışmalarımızı yaparak Et ve Süt Kurumu’na başvurduk. Bu konunun en kısa zamanda çözüme ulaştırılması gerekiyor” dedi.

    Söz konusu mağazaların tabelalarındaki taklit logolarının kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Yağmur, “Buradaki satılan etlerin fiyatı ucuz olduğu için vatandaşlara cazip geliyor. Adana’daki et balık adı altında satış yapan 4 mağazanın da Et ve Süt Kurumu ile herhangi bir alakası yok. İleride bu mağazalarda et konusunda yaşanacak sıkıntılar, Et ve Süt Kurumu’nun başını ağrıtır” ifadelerini kullandı.

    Adana’da şarbon vakasına rastlanmadı

    Son günlerde gündeme gelen şarbon vakaları hakkında da açıklamalarda bulunan Yağmur, “Ekiplerimiz, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile dirsek teması halindeler. İlimizde şarbon vakasına rastlanmadı. Vatandaşlarımız kebaplarını gönül rahatlığıyla yiyebilirler” dedi.

    Vatandaşlara tanıdıkları kasaplardan et alması konusunda uyarılarda bulunan Yağmur, “Üzerinde mühür bulunmayan, veteriner hekim onayı olmayan yerlerden et alınmaması gerekiyor. Vatandaşlarımız tanıdıkları kasaplardan etlerini alabilirler. Ucuz et almak için sağlıklarını tehlikeye atmasınlar” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de hayvan ve et sıkıntısının bulunmadığını da sözlerine ekleyen Yağmur, etteki mevcut Katma Değer Vergisi’nin (KDV) kaldırılması durumunda, fiyatların düşeceğini söyledi. Yağmur, hayvancılığın ve besicilerin desteklenmesi durumunda Türkiye’nin et ithal etmesine gerek kalmayacağını dile getirdi.

  • Uzman Dr. Didem Er: “El titremesini hafife almayın”

    El titremesinin günlük hayatın stresinden nörolojik rahatsızlıklara pek çok farklı sebeple ortaya çıkabildiğini belirten Uzman Dr. Didem Er, stres, heyecan, aşırı kafein alımı, fiziksel yorgunluk el titremesini artırırken, bazen ciddi hastalıkların da bu durumu tetikleyebildiğini söyledi.

    Medicana Samsun Hastanesi Nöroloji Bölümünden Uzman Dr. Didem Er, el titremesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. El titremesinin ciddi nörolojik hastalıkların ilk belirtisi olabileceğini belirten Uzman Dr. Er, “Bilimsel adı ’tremor’ olan titreme, istemsiz oluşan, ritmik, sallanma şeklindeki bir eklem hareketi olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla sadece ellerde değil, kollarda, başta, bacaklarda ve ses tellerinde de görülebiliyor. Bazen yoğun stres altında ya da tiroit hormonunun artmasına bağlı olarak ortaya çıkabilen ellerdeki titreme sorunu altta Parkinson gibi çok daha ciddi nörolojik sorunlara da işaret edebiliyor. Titreme vücudun bir kısmındaki kasların istemsiz olarak ritmik bir şekilde kasılması ve gevşemesi sonucu ortaya çıkan hareketlerdir. En sık ellerde görülen titreme sağlıklı diyebileceğimiz normal kişilerde görülebilir ve belirginleşmediği sürece fark edilmez. Kişinin ellerdeki titremesi fark edilir düzeye gelince normal olmaktan çıkar. Stres, yoğun çay ve kahve içmek, açlık, yorgunluk, ani sinirlenme gibi bazı durumlar titremeyi fark edilir hale getirebilir. Bu faktör ortadan kalkınca kişi eski haline dönebilmektedir. Basit bir titreme gibi görünen bu sorunun birçok nedeni olmakla birlikte sıklıkla; stres, korku, hipertiroidizm ya da hipokalsemi (vücutta kalsiyum miktarının azalması) gibi metabolik durumlarla bazı ilaçlar ve uyarıcılara bağlı olarak geliştiği görülüyor. Bununla birlikte Parkinson hastalığı ve bazı hareket bozukluklarının karakteristik belirtisi de ellerde ortaya çıkan titreme oluyor. Tremorun nedenleri çeşitli olduğu için görülme sıklığı da buna bağlı olarak değişiklik gösteriyor ve bu konuda net bir bilgi verilemiyor” dedi.

    “Hastalar titremenin genellikle uykuda kaybolurken stres altında arttığını belirtiyor”

    Ellerdeki titremenin altında yatan etkenleri maddeler halinde sıralayan Uzman Dr. Er, “Esansiyel tremor; genellikle her iki elde başlayan bu durum en sık rastlanan tremor türü olarak gösteriliyor ve 100 binde 350 gibi bir sıklıkla dünyada en fazla görülen hareket hastalığı olarak nitelendiriliyor. Bazı durumlarda önce tek elde başlamış bile olsa yaklaşık üç yıl içinde diğer elde de titreme başlıyor. Gündelik yaşam içinde ince motor hareketlerini gerektiren, yazı yazmak, eşyaları tutmak gibi durumlarda titreme daha belirgin bir hal alıyor. Hatta, ellerdeki titremeye ses veya dil tremorunun da eşlik ettiği görülüyor. Hastalar titremenin genellikle uykuda kaybolurken stres altında arttığını belirtiyor. Parkinson tremoru; Pankinson hastalığının karakteristik belirtisi olan bu titreme genellikle tek elde başlıyor. 60-65 yaşından sonra görülme riski artıyor. Hastanın baş ve işaret parmağı birlikte titriyor. Para saymaya benzer bir özellikte olan bu titreme çoğunlukla dinlenme sırasında ortaya çıkıyor. Serebellar (beyincikle ilişkili) tremor; bu titreme türünün yaşanmasında temel etken, beyinciği etkileyen damarsal, tümöral, dejeneratif ya da kalıtsal hastalıklar oluyor. Hastalar, günlük yaşam içinde asansör ya da elektrik düğmesine basmak gibi istemli bir hareket yaptıkları sırada titremenin belirgin hale geldiğini anlatıyor. Pozisyonel tremor; dinlenirken ya da vücudun belli bir duruşunda, hareketle ortaya çıkabilen bu titremenin sadece ellerle sınırla kalmıyor, vücudun farklı yerlerinde ortaya çıkabiliyor. Fizyolojik tremor; stres, korku, sıkıntı, hipoglisemi, hipertiroidi, alkolün bırakılması ve ateş gibi durumlarda gözle görülür hale gelen bu titreme türü herkeste ortaya çıkabiliyor. Titremenin salınımı, parmağın ileri geri hareketi gibi küçük yaşanıyor. Çok büyük olmuyor” diye konuştu.

    “Titremenin sebebi araştırılmalı”

    Titremenin tipinin, karakteri, şiddeti ve dağılımı belirlendikten sonra sebebe yönelik araştırma planlayarak tedavi sağlanabileceğini dile getiren Uzman Dr. Er, “Kan tahlilleri, beyin, omurilik ve sinir sistemine yönelik tetkikler yapılabilir. Elektromiyografi aletiyle yapılan özel yöntemlerle titreme analizleri yapılabilir. Altta yatan sebep saptandıktan sonra buna yönelik ilaç ve tedaviler seçilmektedir. Titreme, altında yatan sebebe bağlı olarak geçici veya kalıcı olabilmektedir. Örneğin; ‘esansiyel tremör’ genellikle kalıcı bir titremedir. Guatr veya ilaç yan etkisine bağlı bir titreme geçici olabilir, yani düzelebilir. Kalıcı el titremelerinde titremenin şiddetine ve yaşamını etkilemesine göre tedavi düzenlenir. Şiddetli ve yaşamını etkileyen tipteki titremelerde kişiye sürekli kullanacağı ilaçlar verilir. İlaç seçiminde en az dozda ve en az yan etkisi olabilecek tek bir tip formüldür. El titremesinin ilaç tedavisinde ‘beta bloker’ dediğimiz kalp ritim düzenleyiciler başta olmak sara ilaçları uygulaması kullanılmaktadır. Ellerde titreme yapabilen diğer nörolojik hastalıklar; multiple skleroz (MS), inme, travmatik beyin hasarı, beyincik ve beynin yıkımı ile giden ilerleyici hastalıklardır. Ayrıca vücuda dağılan sinir liflerinin hasarlandığı durumlarda, bazı omurilik hastalıklarında da ellerde titreme olabilir. Astım ilaçları, amfetamin gibi uyarıcılar, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da yan etki olarak ellerde titremeye yol açabilir” şeklinde konuştu.

    Tedavi seçenekleri

    Tedavi yöntemlerine değinen Uzman Dr. Didem Er, “Herhangi bir ilacın yan etkisi olarak başlayan titreme dozaj düzenlenmesi ya da kullanımının durdurulması ile düzeltilebilirken, Parkinson tanısı konan hastalar için tedavi yönü buna göre belirleniyor. En sık rastlanan esansiyel tremorun tedavisinde farklı ilaç gruplardaki ilaçlardan yararlanılıyor. Öte yandan eğer titreme strese bağlı ise psikolojik destek ve stres yönetimi konusunda hastanın bilgilendirilmesi önem taşıyor. Metabolik bozukluklardan kaynaklanan tremorda ise sorunun giderilmesi tremorun da ortadan kalkmasını sağlıyor. Bazı seçilmiş vakalarda da cerrahi yöntemler uygulanabiliyor” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

  • 14 Şubat Sevgililer Gününde tavşan almayın

    Özel günlerde hediye olarak alınan tavşanlar bakımı yapılamadığı sebebi ile Erzurum Büyükşehir Belediyesi sahipsiz hayvan bakım evi ve rehabilitasyon merkezine bırakılıyor.

    Bakım evin de tavşanlar kendileri için özel olarak yapılan 4+1 planın da ki evlerde yaşıyorlar. Düzenli olarak tedavileri yapılıp ihtiyaçları gideriliyor.

    Canlı hayvanların hediye olarak görülmemesini ifade eden Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Şube Müdürü Ahmet Çağrı Birdal, “Canlı hayvanların hediye alınmasını bunların hediye gibi görülmesini tasvip etmiyoruz bunun bu şekilde olmamasını diliyoruz. 14 Şubat’ta benim insanlardan ricam canlı hayvanı hediye olarak alıp onu mağdur etmek kimsenin hakkı değil” diye konuştu.

    Sahiplenmeyi bekleyen bir çok hayvanın olduğunu ifade eden Birdal, “Burada sahiplenilecek bir çok kedi, köpek ve tavşan var lütfen gelin bizim kapılarımız herkese sonuna kadar açık ücret talep etmiyoruz hem cebiniz için daha iyi hem burada ki hayvanlar için daha iyi” dedi.

  • “Sevgiyi Parayla Satın Almayın”

    Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaklaşan 14 Şubat öncesi “Sevgililer Günü Pazarı” kuruldu. Çeşitli hediyelik eşyaların ve yiyecek ürünlerin satıldığı pazarda ziyaretçilere, petshoplarda ve çiftliklerde hediye olarak hayvanların satın alınmaması çağrısı yapıldı.

    Marmaris ‘in Armutalan Mahallesi’nde bulunan Camiavlu Pazaryeri’nde kurulan “Sevgililer Günü Pazarı”na ilçe sakinleri yoğun ilgi gösterdi. Hayvanseverler tarafından organize edilen pazarda, barınaktaki hayvanların sahiplenilmesi konusunda broşürler dağıtıldı. Marmaris ve çevre ilçelerde yaşayan yabancıların da yoğun ilgi gösterdiği Pazar hakkında Marmaris Hayvan Hakları Derneği Başkanı Tülay Yıldız açıklama yaptı. Yıldız şöyle konuştu,“14 Şubat Sevgililer Günü’nün yaklaşması sebebiyle bugünkü etkinliğimiz düzenledik. Vatandaşlar bu gibi özel günlerde pet shoplarda, çiftliklerde cins hayvanlar satın alıp sevgililerine hediye olarak veriyorlar. Bu hediye edilen j-hayvanlar genelde terk edilip barınağa düşüyorlar. Bunun için vatandaşlara barınaklardan hayvan sahiplenin diyoruz. Sevgiyi parayla satın almayın ki barınaktaki hayvanların önü açılsın.”

    Amaçlarının farkındalık yaratmak olduğunu belirten İçmeler Doğa ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Semin Biter ise şunları söyledi, “Bize göre, sevgililer gününde önemli olan sevginin kendisidir. Sevginin de sadece iki cinsten insanın birbirine duyduğu sevgi olmadığını da biliyorum. Sevginin hiçbir zaman dili, cinsi olmaz. Allah’ın yarattığı canlıları korumak, kollamak ve onlara iyi davranmak için, hem büyüklere hem de çocuklara farkındalık oluşturmak için bu etkinliği düzenledik. “ Vatadaşlar da pazarın kurulmasından ve hayvanlar konusunda farkındalık oluşturulmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.

  • Bel ve bacak ağrılarınızı hafife almayın

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr.Ali Şahabettinoğlu, bel fıtığının en önemli belirtisinin bel veya bacak ağrısı olduğunu ifade etti.

    Vücudun iskelet sisteminde omurga kemiklerinin çok önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr.Ali Şahabettinoğlu, “Omurga kemikleri kas ve bağ dokularıyla birlikte vücudu taşır, baş ve gövdenin hareket etmesini sağlar. Koruyucu işleve de sahip olan omurga, içinde bulunan omuriliği korur ve sinir köklerinin zarar görmesini engeller. Omurlar arasında bulunan diskler ise omurganın dayanıklı, hareketli, zorlanmalara karşı dirençli ve esnek olmasını sağlar. Bu disk denilen yapıların yoğun jöle kıvamındaki çekirdeği bazen etrafını saran kılıfı yırtarak bazen de bu kılıfla beraber esneyerek omurlar kemikleri arasından taşıp fıtıklaşır. Fıtıklaşan yani dışarı taşan disk, omurilik kanalı içinden yada arka-yan tarafından geçen sinirleri sıkıştırır ve bel fıtığı hastalığı kendini belli eder” dedi.

    Bel fıtığının en önemli belirtisinin bel veya bacak ağrısı olduğunu ifade eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, her hastanın şikayetinin farklı olduğunu söyledi. Şahabettinoğlu, “Ağrı ile birlikte bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlılık olabilir. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilme gibi hareketlilikler ağrıyı arttırır. Çoğu vakada, hastanın görünümü, hastanın ifadeleri ve basit bir muayene teşhis koydurabilir. Ama hastalığın şeklini belirlemek ve olabilecek diğer hastalıklardan ayırt etmek için laboratuvar tetkikleri ve MR gerekir. Bazen ise bel fıtığıyla beraber altta yatan ciddi başka bir rahatsızlığın tespitinin ve tedavisinin gecikmemesi için çok titiz ve özenli bir değerlendirme yapılması gerekir” diye konuştu.

    Kötü duruş, kondisyon eksikliği, sırt-bel-karın kaslarının güçsüzlüğü, aşırı kilo ve sigara içmek gibi kişisel faktörlerde bel fıtığını tetiklediğini belirten Şahabettinoğlu, “Ev ve iş hayatındaki mükemmeliyetçiliğin yada memnuniyetsizliklerin, baskıların, monotonluğun depresyona yol açabilir. Bu durumda bazı hastalarda tedaviye psikolojik desteğin de eklenmesi gerekir” dedi.

    Bel fıtığı tedavisinde uygulanan manuel terapi(elle tedavi) ile oldukça başarılı sonuçlar alındığını ifade eden Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Haftada 2 kez yapılan tedavinin yaklaşık olarak 2-10 seans sürüyor. Rahatsızlık olan bölgeye bir takım bastırma, döndürme, germe ve esnetme manevraları yaparak iyileşme sağlanıyor” şeklinde konuştu.