Etiket: Almaya

  • Bilal Erdoğan: “Geleneksel sporlarda madalya almaya devam edeceğiz”

    ’Spor Endüstrisi ve Ekonomiye Katkısı’ konulu MÜSİAD 100. Genel İdare Kurulu Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı’nda konuşan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, “Geleneksel sporlarda madalya almaya devam edeceğiz. Yeter ki milletimiz ilgi göstermeye başlasın, madalya olarak da sonucu almaya başlayacağız. Biz geleneksel sporların desteklenmesinin bütün kültürel uyanışın vesilesi olduğunu düşünüyoruz. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada” dedi.

    Müstakil Sanayici ve İş adamları Derneği (MÜSİAD) 100. Genel İdare Kurulu (GİK) Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı, ‘Spor Endüstrisi ve Ekonomiye Katkısı’ konu başlığıyla MÜSİAD İzmir Şubesi ev sahipliğinde Balçova’daki Kaya Termal Oteli Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Toplantıya Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar ve iş adamları katıldı.

    Toplantının ilk oturumu aynı zamanda Milli Sporcu olan MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

    “Türkiye’de lisanslı okçu sayısında 5 kattan fazla artış oldu”

    Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, “Dünya Etnospor 3 yıla yakın hikayesi var. Okçular Vakfında başladığımız yolculukta hem Türkiye’de hem dünyada okçuluğu geliştirme adına çok güzel çalışmalar yaptık. Bir vakıf olmamıza rağmen İstanbul Ok Meydanı’nda kurulduk. Bir federasyon değiliz sadece bir vakıfız. Buna rağmen federasyonumuzun da takdir ettiği gibi Türkiye’de lisanslı okçu sayısı 5 kattan fazla artış oldu. Mete’yi gördünüz, Yasemin’i gördünüz.. Madalya alma noktasında da başarı gelmeye başladı. Bizim vakıf olarak yaptığımız birçok projeler başkaları tarafında değerlendirilir oldu. Türk Osmanlı imalatını yeniden hayata geçirmeye çalıştık. Okçuluk da bu başarıyı yakalamada mukadder oldu” dedi.

    “Batının hegomanyası kültürel sahaya da yansıyor”

    Dünyada ekonomik olarak batı hegomanyasının tahkiminin bir sonucu olarak kültürel adaletsizlik yaşandığını ifade eden Bilal Erdoğan, “Batının hegomanyası sadece ekonomik alanla kısıtlı kalmıyor. Askeri alanda da kendini gösteriyor. Ama bunun kültürel sahada ciddi yansımalarını görüyoruz. Nasıl ki yıllar önce Kamboçya’da, Güney Afrika’da çok gelişmiş kültürler tarihe gömüldüyse yaşadığımız zamanda da kültürlerin gömülmeye çalıştığı görüyoruz. Biraz bunu kurcaladığımızda da ekonomik sebepleri görüyoruz. Bütün dünya kendi ürettiklerini satarken, bunun reklamını kültür sahasında yapıyor. Ne kadar hamburger yersek, batı o kadar mutlu oluyor. Bu kültürel adaletsizliğin getirdiği ekonomik, siyasi adaletsiz var” diye konuştu.

    “Kültürel adaletsizliğe karşı kitlesel metotlar bulmalıyız”

    Kültürel adaletsizlikle mücadele etmek için kitlesel metotlar bulmanın gerekliliğini ifade eden Erdoğan, “Yakın zamanda şunu gördük, ülkemizde yeniden bir yerlilik ve millilik vurgusunun genç nesillerde karşılık bulduğunu gördük. Bugüne kadar Amerika’ya gidiyorsun, ‘adamlar yapmış’ diyorduk. Hep bir aşağılık kompleksi. Geldiğimiz noktada ise yapabildiğimiz şeyler arttıkça çocuklarımızda öz güven gelişmeye başladı. Şimdi bir hamburgeri alıp batı markalı bir yerde oturduğunuzda kendinizi iyi hissediyorsunuz. Bu bir trend. Bir kültür kendi kültürünün daha iyi olduğunu düşünerek baskılıyor, üstünlük taslıyor. Bu tür iddialar bile başka kültüre mensup insanları rahatsız eder. Bugün dünyada bu kadar kültürel çatışma ve toplumsal düşmanlıklar yaşatılıyorsa bu kültürel adaletsizlik ve zorbalık düzeninde kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

    “Spor da bir kültür öğesidir”

    Sporun da bütün kültürel öğeleri taşıyan bir alan olduğunu, sporun da yerine ve coğrafyasına göre karakteristik özellikleri olduğunu ifade eden Erdoğan, sporun da bir kültür öğesi olarak tanımlanmadığını dile getirdi.

    Bir batı firmasının yüksek fiyatlı pizza markasını entellektüel, para sahibi, aydın kesime sattığını kaydeden Erdoğan, “Onun kültürüne esir olmuş. Sadece bizim değil herkesin bundan kurtulması lazım. O zaman lahmacunu rahatlıkla yiyebileceğiz” dedi.

    Milletin dünyanın en zengin mutfağa sahip olduğunu, dünyanın bu zenginliğe erişmesinin güç olduğunu, bu nedenle Batının yemesine, içmesine, giyinmesine esir olmamak gerektiğini dile getiren Bilal Erdoğan, “Bunları giyiyoruz ama neden. Şu kravat çok işe yaradığı için giyilmiyor. Kafamızdaki kompleksten sıyrılmamız lazım. Ben de giyiyorum ama kafamdakileri de söylemem lazım” şeklinde konuştu.

    “Madalya almaya devam edeceğiz”

    Geleneksel sporlarda madalya almayı sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, “Yeter ki milletimiz ilgi göstermeye başlasın, madalya olarak da sonucu almaya başlayacağız. Güreşte yendiğimiz zaman onun mesajı çok daha fazla yankı bulacak. Biz geleneksel sporların desteklenmesinin bütün kültürel uyanışın vesilesi olduğunu düşünüyoruz sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada” diye konuştu.

    Bilal Erdoğan, dünyada hiçbir medeniyetin ilelebet yaşamadığını, Batı medeniyetinin de bir yerde düşüş yaşayacağını, ancak bu geçişin sancısız olması için diğer kültürlerin biraz öz güven kazanması ve onlara gösterilen saygının artırılması gerektiğini belirtti.

    “Sporu bütün potansiyelleri ile değerlendirebilirsek ekonomiye katkı sağlanır”

    Oturum konuşmacılarından MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar da iş dünyasının spor sektörünü büyütmesini sağlaması gerektiğini söyleyerek, gerekli kurumların spor sektörünü ele alarak projeler üretebileceğini ve spor endüstrisi için yol haritası belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

    MÜSİAD İzmir Şubesi Başkanı Ümit Ülkü ise yaptığı konuşmada, “Spor sadece fiziksel aktivitelerle yapılacak bir aktivite değildir. Bir sporu bütün potansiyelleri ile değerlendirebilirsek ülkemizin kalkınmasına, ekonomisine, tanıtımı gibi birçok şeye çok ciddi katkıların olacağını düşünüyoruz. Bugün de bu toplantıyı bu yüzden gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de hem coğrafi hem iklim anlamında birçok avantaja rağmen yüzde 1 spor gelirimiz var. Bu kadar gençlik potansiyel, yatkınlık, genetik kabiliyet potansiyeli var” dedi.

    MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise MÜSİAD olarak ülke kalkınması için kararlılıkla çalıştıklarının altını çizerek, “Ülke ekonomisine katkı sağlayacak projeler geliştirip iş dünyası olarak girişimlerde bulunuyoruz. Çözüm önerileri geliştirme aşamasında sektörlere katkılarda bulunuyoruz. Bugün sporlar ilgili her gencin her bayanın her erkeğin yüreğinde hissettiği mutlaka bir spor dalı vardır. Dönüşen dünyada Türkiye’nin hak ettiği konumu sağlamak için varımızı yoğumuz ortaya koyacağız. Dünyanın içinde bulunduğu dönüşümde bambaşka dinamikleri ile gelişen spor endüstrisinin geldiği alanı tartışarak daha da geliştirebilmek için iş dünyası olarak neler yapmamız gerektiğini ortaya koyacağız” ifadelerini kullandı.

    Konuşmaların öncesinde Bilal Erdoğan adının yazılı olduğu Volkicar ile sportif aktivitelerin yer aldığı stantları gezdi.

  • SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi sağlık turizmi yetki belgesi almaya hak kazandı

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Turizmi Yetki Belgesi almaya hak kazandı.

    SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden yapılan açıklamada, “Türkiye ve Dünya tarihinde önemli bir yere sahip ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Van şehri; kendi doğallığına yakışan, hasta odaklı hizmet vermeyi ilke edinerek hasta haklarına saygılı, sürekli fikir üreten, yeniliklere açık profesyonel bir ekip ruhu ile etik kurallara uygun çağdaş fiziki şartlarda çalışanların ve hastaların memnuniyetini ön planda tutan kolay ulaşılabilir ve güler yüzlü bir anlayışla insanımızın layık olduğu sağlık hizmetini sunmayı misyon edinmiş. Vizyonu geniş, modern teknoloji ile donatılmış, tam teşekküllü hastane ortamında Sağlık Hizmetini sevgi ve güler yüzle yaklaşarak, sorunları çözmeye çalışan, tüm insanı gereksinimlere duyarlı, yeniliklere açık ve üretken bir ekip anlayışı sunarak kalite yönetimi standartlarına uygun lider bir sağlık kurumu olarak hizmet vermektedir. Hastanemiz 229.000 m2 arsa alanı, 182.000 m2 kapalı alana sahip sağlık kampüsü şeklinde hizmet vermektedir. 2017 yılı ilk 6 ay verilerine göre Türkiye’nin çevre il ve ilçelerden en fazla hasta sevki alan hastanesi olan SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1500 yatak kapasiteli olup bütün hasta odaları niteliklidir. Son yapılan kalite değerlendirmesinden 100 üzerinden 89.89 puan alarak gelen yurtiçi ve yurtdışı hastalarına kaliteli hizmet sunmaktadır. Başta İran, Irak olmak üzere Azerbaycan, Gürcistan, Özbekistan, Hollanda, İsveç, Fransa, Kanada, Kore gibi çeşitli ülkelerden 2017 yılı itibaren hastanemize sağlık hizmeti almak için gelen hasta sayısı Sağlık Turizminde 158, Turistin Sağlığında ise 102’dir” denildi.

    Bakanlığın 13 Temmuz 2017 tarihli ve 30123 sayılı yayınladığı yönetmelikte Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı kapsamında kamu hastanelerinde hizmet sunulması ve uluslararası sağlık turizmi yetki belgesi alınması için birtakım kriterler belirlendiği belirtilen açıklamada, “Geniş hizmet yelpazesine sahip; modern fiziki yapısı avantajını da kullanarak sağlık turizmine gönül vermiş olan Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, belirlenen kriterleri sağlamış olup sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında yetki belgesi almaya hak kazanmıştır. T.C. Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü, Medipol Üniversitesi ve HIMSS işbirliğinde yürütülen dijital hastane değerlendirme çalışmaları kapsamında Medipol üniversitesi temsilcileri tarafından 2 Kasım 2017 tarihinde hastanemize yerinde değerlendirme ziyareti gerçekleştirilmiştir. Hastanemiz, EMRAM Seviye 6 kriterlerini karşıladığını pratikte başarılı bir şekilde göstermiş ve Seviye 6 hastanesi olarak tanınmaya hak kazanmıştır. Sağlık Turizminde dijital hastane olmanın öneminin farkında olup Türkiye‘nin en büyük dijital hastanesi olmaya hak kazanmamız bizi daha çok heyecanlandırmıştır. Ve Stage 7 için çalışmalarımız şimdiden başlamıştır. Sağlık bakım ve hizmetlerinde dünyaya açılan sağlık kapılarından biri olmak bizim için yeter ve gerek şartın ötesinde manevi açıdan bir haz ve gurur vesilesidir. İlklerin Merkezi olma yolunda hızla ilerleyen, başarı ve sürekliliğin teminatı hizmette ‘insan ilkesidir’ prensibiyle çalışan Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi ekibi bugün ve gelecekte yurtiçi ve yurtdışından gelen hastalarına hizmet vermeye devam edecektir” ifadelerine yer verildi.

  • Kaan Terzioğlu: “Sorumluluk almaya hazırız”

    Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, son dönemde Türkiye’ye karşı yürütülen ekonomik savaş girişimleri karşısında devletin aldığı kararların yerinde olduğunu belirterek, Türkiye’nin hedeflere ulaşması için daha çok çalışmaya ve sorumluluk almaya hazırız olduklarını söyledi.

    Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, gündeme ilişkin yazılı açıklama yaptı. Şirket olarak, dijital operatöre dönüşürken, donanımdan ziyade üzerine katma değer ekleyebilecekleri yazılım tarafında çözümler geliştirebilme hedefi ile yola çıktıklarını belirten Terzioğlu, “Geçtiğimiz 3,5 yılın ardından, bugün geldiğimiz noktada, dijital servislerimizin indirilme sayısı 110 milyona yaklaşırken, bu servislerimizi yurt dışından indirenlerin sayısı da 3 milyonu aşmış durumda. Bugün mesajlaşmadan eğlenceye, müzikten yayıncılığa, ödeme sistemlerinden arama motoruna, e-ticaret çözümlerimizden online depolama çözümlerine kadar hemen her alanda, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun dijital servisler sunuyoruz. En önemlisi bu servislerimizin tamamının verisini, ’Türkiye’nin datası Türkiye’de kalsın’ hedefimiz doğrultusunda Türkiye’de tutuyoruz. Önümüzdeki dönemde, 2018 yılı başında başlattığımız dijital ihracat hamlemizi daha da ileri taşımaya ve dijital servislerimiz ile ülkemizin büyümesine katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu noktada Türkiye’nin data açığının kapatılması için gerekli yasal mevzuatların Yeni Türkiye’ye yakışır biçimde, vakit kaybetmeden oluşturulacağına inancımız tam” dedi.

    “Yerli cihaz satışını uzun zamandır teşvik ediyoruz”

    Diğer yandan şirket olarak müşterilerinin farklı taleplerini karşılamak için cihaz satışı da yaptıklarını belirten Kaan Terzioğlu, “Bu alanda yerli cihaz satışını uzun zamandır teşvik ediyoruz. Bir yandan T serisi ile kendi yerli akıllı telefon ve tabletlerimizi geliştirirken, öte yandan diğer tüm yerli akıllı cihaz geliştiricileri için de en önemli satış kanalı konumundayız. Önümüzdeki dönemde bilgisayar ve akıllı cihaz sahipliğini artırıcı tedbirleri düşünmeli, bunu da yerli ve milli üretim ile yapmak hedefine koşmalıyız” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemizin kazandığı yerde bizim kaybetme ihtimalimiz yoktur”

    Son dönemde Türkiye’ye karşı yürütülen ekonomik savaş girişimleri karşısında devletimizin aldığı kararların yerinde olduğunu düşündüklerini vurgulayan Terzioğlu, “Daha güçlü bir Türkiye için finansal hizmetlerin yaygınlaşmasını desteklemeli, bankacılık hizmetlerine erişemeyen kesimler için de fırsat eşitliği sağlamalı, kayıt dışı ekonomi ile elbirliği ile mücadele etmeliyiz. Bu hedeflere ulaşmak için daha çok çalışmaya ve sorumluluk almaya hazırız. Türkiye’nin Turkcell’i olarak ülkemizin kazandığı yerde bizim kaybetme ihtimalimiz yoktur” dedi.

  • Hasta almaya giderken hastanelik oldular: 3 yaralı

    Bakırköy’de hasta almaya giden ambulansın devrilmesi sonucunda ambulansta görevli 3 kişi yaralandı.

    Olay, 06.30 sıralarında Bakırköy Atatürk Havalimanı Caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hasta almaya giden ambulansın şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda önce aydınlatma direğine çarpan ambulans sonra devrildi. Devrilen ambulansta bulunan 3 kişi çevredekilerin yardımıyla ambulanstan çıkarıldı. İhbar üzerine olay yerine polis ve ambulans sevk edildi. Kazada yaralanan ambulans şoförü Nuri Ergün, Alperen Güven ve Ebru Özgür başka ambulanslarla çevrede bulunan hastanelere kaldırıldı. Olay yerine gelen polis ekipleri de çevrede önlem aldı. Devrilen ambulans vinç yarımıyla düzeltilip olay yerinden kaldırıldı.

    Ambulansın kaldırılmasının ardından tek şeritten sağlanan trafik akıcı normale döndü. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Biga’dan 10 proje fon desteği almaya hak kazandı

    Çanakkale’nin Biga ilçesinden, TANAP Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları kapsamında 10 proje fon desteği almaya hak kazandı.

    İlçe Milli Eğitim Müdürü Erkan Bilen, STEM Materyal ve eğitimi projesi kapsamında toplam 10 okulun projesinin onaydan geçtiğini 111 bin 378 liralık bütçenin ilçeye geldiğini söyledi. Bilen yaptığı basın açıklamasında, “Azerbaycan doğal azını Türkiye ve Avrupa’ya taşıyacak bin 850 kilometre uzunluğunda ana hattın 20 ilden geçerek Yunanistan sınırında son bulan Trans-Anadolu Doğal Gaz Hattı Projesi (TANAP) ülkemizin sosyo- ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunmaktadır. TANAP güzergahı üzerinde bulunan Biga’da 13 okulumuz TANAP Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları(STEM) doğrudan hibe fonlama mekanizması kapsamında projelerini TANAP’a sunarak başvurularını yaptılar. Bugün itibariyle 10 projemiz tüm değerlendirme süreçlerini başarı ile geçerek programdan fon desteği almaya hak kazandı” diye konuştu.

    Toplantıya, Kocagür İlkokulu Müdürü Gökhan Geçimli, Yeniçftlik İlkokulu Müdürü Özgür Aygör, İdriskoru İbrahim Aydın Ortaokulu Müdür Yardımcısı Murat Yardımcı, İÇDAŞ Biga Mesleki ve Teknik Anadolu lisesi Müdür Yardımcısı Cengiz Ercan, Diyarbakırlı Ekrem Ergün İlkokulu Müdürü Recep Topal, Ayşe Doğan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Meryem Canakay, Karabiga Mustafa Kemal Ortaokulu Müdürü Mehmet Lek, Hamdibey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Tahsin Ergün katıldı.