Etiket: Almamak

  • Yılbaşında kilo almamak için tüyolar

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Uçan, yılbaşı yemeği olarak daha az kalorili ve sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanmış, mezesi bol sofralar hazırlanmasını önerdi.

    Kahvaltının her daim en önemli öğün olduğunu hatırlatan Uçan, yılbaşı gününde de, akşam çok yemenin kaygısıyla kahvaltının atlanmaması gerektiğini ifade etti. Uçan, “Dengeli bir kahvaltı kan şekerinizin daha düzenli salgılanmasına yardımcı olacak ve diğer öğünlerdeki fazla yeme isteğinizi de kontrol altına alacaktır” dedi.

    Yılbaşı sofrasına aç oturmayın!

    Yine akşam çok yeme endişesiyle gün boyu vücudu aç bırakmamak gerektiğini belirten Uçan, “Uzun süreli açlık metabolizmanızda yavaşlamalara neden olur. Midenizi doldurmak ve kilo almak istemiyorsanız salatalık, biber, marul yaprağı, çiğ karnabahar, brokoli, kuşkonmaz, kabak, kereviz sapı gibi çiğ sebzelerin yanı sıra yağsız yoğurt, light labne peynir, nane ve dereotu ile hazırladığınız dip soslara sofranızda mutlaka yer verin. Bu yiyecekler sizi tüm gece tok tutmaya yardımcı olacaktır” diye konuştu.

    Sofranın baş tacı salata ve yoğurtlu mezeler olmalı

    Salata ve yoğurtlu mezelerin hem besleyici hem de doyurucu nitelikleriyle yılbaşı yemeğinin de baş tacı olmayı hak ettiğini kaydeden Uçan, “Bunların yanı sıra ölçülü yenmek kaydıyla kuruyemişlere de masanızda yer verebilirsiniz. 15 adet kadar fındık, badem, ceviz, antep fıstığı veya 1 avuç leblebi kuruyemiş olarak tüketilebilir. Tüketilen kuruyemişlerin çiğ olmasına özen gösterin” şeklinde konuştu.

    Ana yemekte kızartma ve kavurmadan uzak durulmalı

    Yılbaşı sofrasında kızartma veya kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yerine haşlama, ızgara, buğulama ya da fırında pişmiş yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğine dikkat çeken Uçan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yılbaşı sofralarının olmazsa olmazı hindi sağlıklı beslenme için iyi bir alternatif. Hindi etinin yağı yüksek deri kısmını tüketmemeniz aldığınız kaloriyi düşük tutmanızı sağlayacaktır.Karbonhidratlara gelince, pilav veya makarna tüketecekseniz ya miktarını azaltın ya da kepekli olanları tercih edin. Ekmeği ise yılbaşı sofrasından tamamen çıkarabilirsiniz.”

    Tatlı yerine meyve tercih edilmeli

    Yine yılbaşı akşamında ağır tatlılar yerine meyve tercih edilmesi gerektiğine değinen Uçan, “Mevsim meyveleriyle hazırlanmış güzel bir meyve salatası iyi bir seçenek olabilir. İlle de tatlısız olmaz diyenlerdenseniz sütlü tatlı veya kabak veya armut tatlısı gibi meyve tatlılarını seçin” ifadelerini kullandı.

  • Taner Öcal: “Maçı ciddiye almamak bize pahalıya patladı”

    Spor Toto 1. Lig’in 16. haftasında sahasında Denizlispor’a 3-2 mağlup olan Kardemir Karabükspor’un teknik direktörü Taner Öcal, konsantrasyon eksikliği, biraz da maçı ciddiye almamanın kendilerine pahalıya mal olduğunu söyledi.

    Maçın ardından açıklamalarda bulunan Öcal, maçın ilk 15-20 dakikasına kötü başladıklarını belirterek, “O dönemde 3 gol yedik. Daha sonra maçtan önce söylediğim gibi biz kendi futbolumuzu oynarsak buradan başarılı sonuçlar alacağımızı biliyorduk. Daha sonra devre arasında çocuklarla konuştuk; biz kendi futbolumuzu oynayalım, gerisini rakip takım düşünsün. Oyunun 20. dakikadan sonra maça ağırlığını koyan bir Karabükspor vardı. Futbol anlamında güzellikler vardı bizim adımıza. Oyunsal anlamında üstüne koyarak giden bir takım vardı. Hafta içinde de çalışmıştık ve söylediklerimizi aynen uyguladılar ama maalesef ilk 15-20 dakika özellikle çalıştığımız şekilde gol yemek bizi demorolize etti. Sonuçta toparlandık ve futbol adına iyi şeyler yaptık. Üstüne koyarak gidiyoruz. Bundan sonra golleri atmaya başladık, inşallah puanlar da almak istiyoruz. Bu çocuklar bunu hak ediyorlar. Futbolcularımla gurur duyuyorum. Gelecek hafta çok daha güzel bir Karabük takımı olacak” dedi.

  • Hamilelikte aşırı kilo almamak için dikkat

    Dr. Fevzi Özgönül, hamilelikte aşırı kilo almamak için öneriler de bulundu.

    Dr. Fevzi Özgönül, “Hamilelikte diyet yapmak veya az yiyerek kilonuzu korumak sizinle aynı bedeni paylaşan bebeğinize zarar verecektir. Hamilelik esnasında hiç kilo alınmaması mümkün değildir. Fakat almamız gereken kilonun da normali üzerinde olmaması gerekir” dedi.

    Sağlıklı bir hamilelikte kişinin boyuna göre değişim olsa da gebelik öncesi normal kilosundaysa ortalama olarak 10-17 kilo arasında kilo alımının normal sayılabildiğini ifade eden Dr. Özgönül, “Kilo alımı ilk 3 ayda az daha sonraki 6 ayda daha fazladır ( ortalama ayda 2 kilo gibi ).Bebeğin gelişimi iyi olduğu sürece, annede de tansiyon yükselmesi, kan şekeri yüksekliği, idrardan albümin atılımı olmuyorsa kilo artışının biraz fazla veya biraz az olması da çok önemli değildir. Fakat hamilelik boyunca kilo alımını etkileyen en önemli faktör annenin beslenmesi değil annenin hamilelik öncesi durumudur” diye konuştu.

    Hamilelikte diyet yapmak veya az yiyerek kiloyu korumanın aynı bedeni paylaşan bebeğe de zarar vereceğini kaydeden Dr. Özgönül, “Eğer hamile kaldığınızda zaten normal olmanız gereken kilonuzda değilseniz hatta normalin 10 kilo üzerinde kilo almak istemiyorsanız 10 öneriye uyduğunuzda aşırı kilo alımını engelleyebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

    Dr. Fevzi Özgönül, hamilelikte aşırı kilo almamak için 10 öneriyi şöyle açıkladı:

    “1- Kesinlikle tatlı ve hamur işi gıdalardan uzak durmalısınız.

    2- Ekmeği sadece öğünlerde ve az olarak tüketmelisiniz. Ekmeği seçerken beyaz ekmek ve kepekli ekmekten kaçınmalısınız.

    3- Meyveyi sabah veya öğlen öğünlerinde tüketmelisiniz.

    4- Ara öğünler yerine ana öğünlerde tam doymaya gayret etmelisiniz.

    5- Asitli ve şekerli içeceklerden uzak durmalısınız ve su içmeye özen göstermelisiniz

    6- Bebeğiniz çabuk gelişsin diye iki kişilik yememelisiniz.

    7- Yemek miktarını iştahınıza göre ayarlamalısınız

    8- Yemek seçerken hem et hem sebze tüketmeye özen göstermelisiniz.

    9- Hareketinizi arttırmayı ve yürüyüş yapmayı ihmal etmemelisiniz.

    10- Düzenli bir uyku saatiniz olmalı. Böylece biyolojik ritminiz normale döner. Siz de aşırı kilo almaktan kurtulursunuz.”

  • Ramazan’da kilo almamak için tarçınlı su

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Diyetisyeni Esra Kula, içine çubuk tarçın atılmış suyun, iştahı dengeleyerek Ramazan’da kilo alımını engelleyeceğini söyledi.

    Abartılan iftar sofraları ve hareketsizliğin Ramazan’da kilo alımına neden olduğunu ifade eden Diyetisyen Esra Kula, iftar ve sahur arasında tüketilmesi gereken en az 2 litre suyun içine atılan çubuk tarçının fazla yemeyi önleyeceğini belirtti. Diyetisyen Esra Kula, “İftar ile sahur arasında tükettiğiniz iki litre suya bir çubuk tarçın koyduğunuzda, tarçınlı su iştahınızı dengeleyip fazladan yemenizi engelleyecek ve kontrollü olmanızı kolaylaştıracaktır. Böylece fazla yemez ve kilo almazsınız” dedi.

    İftar sofralarında hamur işi, pilav, makarna gibi yiyeceklerden uzak durulmasını öneren Diyetisyen Esra Kula, “Üzerine bir de tatlıların yüksek miktarda olması, gün içinde hareketin azalması, ağır iftar sonrasında çöken rehavetten dolayı oluşan hareketsizlik metabolizmayı yavaşlatacaktır. Yavaş metabolizmaya yüksek oranda yiyecek aldığınızda da fazlasını yağ olarak depolayacaktır, bu da karaciğer yağlanması, abdominal yağlanma, şişmanlık, obezite ve obeziteye bağlı hastalıklara kapı açacaktır” diye konuştu.

    Ramazan’da kilo almamak için sahur yapmanın önemine işaret eden Diyetisyen Esra Kula, sözlerini şöyle tamamladı:

    “İftardan bir saat sonrasını hareketli geçirmek çok önemli. Hareketin türünü kişi kendine göre seçebilir; spor ya da yürüyüş yapabilir. Ama mutlaka hareketli olmak lazım, çünkü iftar sonrası hareket ettiğiniz zaman hem üzerinize çöken rehaveti daha kolay atarsınız hem de tatlı krizlerine karşı önlem almış olursunuz. İftar ve sahur arasında su içmeye de mutlaka dikkat etmeli.”

  • Diyetisyen İrem Demirilyas: “Kilo Almamak İçin Mutlaka Sahura Kalkın”

    Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Diyetisyeni İrem Demirilyas, Ramazan ayında kilo alınmaması için mutlaka sahura kalkılması gerektiğini söyledi.

    Sağlıklı ve formda bir Ramazan ayı geçirmek için neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendirmede bulunan Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri Diyetisyeni İrem Demirilyas, “Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere denk gelmesiyle birlikte daha uzun süre aç kalıyor, daha fazla su kaybediyor ve açlıktan dolayı kan şekerimiz, tansiyonumuz daha çabuk düşüyor. Bu nedenle Ramazan’da beslenme düzenimiz çok önemlidir” dedi.

    “SAHUR OLMAZSA OLMAZ”

    “Ramazan’da en önemli öğünümüz sahur” diyen Demirilyas, “Bu sene de sahur ve iftar arasında geçen süre uzun olacak. Ancak pek çok birey gece sahura kalkmadan oruç tutmaktadır. Bu durumun sağlığımızı tehdit ettiğini unutmayalım. Ramazan’da zaten uzun olan açlık süresi, gece sahura kalkılmazsa daha da uzar ve halsizlik, tansiyon düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hipoglisemi (şeker düşmesi) gibi bir takım sağlık sorunları ile karşılaşabilirsiniz. Ramazan ayı boyunca mutlaka sahura kalkılmak, sahurda da yağlı, tuzlu ve sizi susatacak besinler yerine kahvaltılık tüketiminin ardından süt ve meyve gibi hafif bir öğün tercih edilmelidir” diye konuştu.

    “SAHURDA TÜKETİLEN YUMURTA GÜN BOYU TOK TUTAR”

    Anne sütünden sonra en kaliteli protein kaynağı olan yumurtanın, protein ve kaliteli yağ içeriği sayesinde Ramazan’da da dengeli beslenmeye destek olacağını söyleyen Demirilyas, “Oruçla birlikte öğün sayısının azalmasıyla tüm gün aç kalan vücudun daha uzun süre tok kalması ve daha enerjik olması için sahur sofralarınızdan 1 yumurtayı eksik etmeyin” şeklinde konuştu.

    “EKMEKSİZ İFTAR VE SAHUR OLMAZ, UNUTMAYIN”

    Ramazan’da iftar ve sahurda mutlaka ekmek tüketilmesi gerektiğini ifade eden Demirilyas, “Uzun bir yaz dönemine denk gelen Ramazan ayını zinde geçirmek, iftar vakti iştahınızı kontrol etmek, sahurda yedikleriniz ile daha uzun süre tok kalmak istiyorsanız Ramazan’da sofralarınızın ve sağlığınızın baş tacı ekmeği unutmayın. İftar öğününe bir dilim tam buğday ekmeğini uzun uzun çiğneyerek başlayın. Böylelikle beyne çok daha hızlı tokluk sinyalleri gider ve bu bir dilim ekmek yemek boyunca çok daha kontrollü besin tüketmenize yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

    “TATLI SEÇİMİNİZE VE SAATİNE DİKKAT EDİN”

    Oruç açıldıktan sonra hemen arkasından meyve veya tatlı tüketilmemesi gerektiğini belirten Diyetisyen Demirilyas, “Orucunuzu açtınız, yemeğinizi yediniz. Hemen arkasından meyve ya da tatlı yemeyin. Bırakın mideniz yediğiniz besinleri sindirirken biraz dinlensin. Aradan en az 1-1,5 saatin geçmesini bekleyin. Az şekerli, hafif sütlü tatlılar tercihiniz olsun”

    “ÖĞÜN SAYILARINI ARTTIRIN”

    Sahurun ardından yaklaşık 10 dakika sonra meyve ve 1 bardak yağsız süt tüketilmesi tavsiyesinde bulunan Demirilyas, “Eğer bunu yapamıyorsanız sahurun bitiminde meyveyi ve sütü tüketerek yatın. Küçük aralar ile de olsa öğün sayısını arttırmak hem hazmınızı kolaylaştıracak hem de yavaşlayan metabolizmanızı canlandırmaya yardımcı olacaktır” diye konuştu.

    “İFTARI İKİ BÖLÜMDE TÜKETİN”

    Demirilyas, şöyle konuştu: “Ramazan ayında en önemli nokta, uzun süre açlık ve uzun süreli açlığın üzerine yapılan ilk öğün yani iftar. Su ile orucunuzu açtıktan sonra 1 hurma tüketimi posa içeriği yüksek bir karbonhidrat olmasından kaynaklı iyi bir tercihtir. Ardından 1 kase çorba, 1 dilim tam buğday ekmeği ve salata ile mideyi yaklaşık 25-30 dakika dinlenme sürecine çekin. Bu sayede hem hazmı kolaylaştırmış hem de hızlı bir şekilde tüketmediğiniz için beyninize tokluk sinyallerinin iletilmesine yardımcı olursunuz. Ana yemek kısmına geçildiğinde; Ramazan yaza denk geldiği için şanslıyız çünkü mevsiminde tüketebileceğimiz taze sebzelerimiz var. Mevsim sebzeleriyle çok güzel zeytinyağlı hafif yemekler yapabiliriz. Yanında et, tavuk, balık, kurubaklagil gibi protein grubu besinler olmalı. Gün boyu uzun süre sağlıklı bir şekilde kalabilmeniz açısından protein ağırlıklı besinlere mutlaka iftar sofrasında yer vermeliyiz.”

    “YETERİNCE SU TÜKETMEYİ İHMAL ETMEYİN”

    Ramazan ayında yeterince su tüketilmesi gerektiğini ifade eden Demirilyas, şunları söyledi: “Sıcak havaların egemen olduğu dönemde oruçla birlikte sıvı tüketiminin azaldığı yapılan birçok araştırmada gösterilmiştir. Oruç tutarken metabolizmanın su ihtiyacının değişmediği, azalmadığı ve hatta sıcaklara bağlı olarak giderek arttığı unutulmamalıdır. Bu rakamı sağlayabilmek için muhakkak sahura kalkılmalı ve iftarla birlikte sahura kadar geçen sürede planlanacak ara öğünlerde su tüketimi de zamana yayılmalıdır. Ramazan’da tüketmen gereken su miktarı ortalama 2-2,5 litredir.”

    “İFTARDAN SONRA METABOLİZMAYI TEKRAR HAREKETE GEÇİR”

    Metabolizmayı hızlandırmak için iftardan sonra mutlaka hafif egzersiz ya da 30 dakikalık yürüyüşler yapılması tavsiyesinde bulunan Demirilyas, şöyle devam etti: “Öğün sayısının azalmasıyla yavaşlayan metabolizmayı tekrar harekete geçirmek için, iftardan sonra hafif egzersizler ya da 30 dakikalık yürüyüşler yapılmalıdır. Unutmayalım ki; bireylerin hayatının her döneminde hakimiyeti elinde tutması, yanlışlara kendi iradesiyle dur diyebilmesi, her konuda olduğu gibi beslenmede de aşırıya kaçmadan yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmesi ve tabii ki tüm bunları hayat tarzı haline getirmesi gerekmektedir. Ramazan döneminde de tüm bu saydıklarımız oldukça önemlidir.”