Etiket: Alışkanlıklar

  • Bu alışkanlıklar dişlere zarar veriyor

    Bu alışkanlıklar dişlere zarar veriyor

    Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, Ağız ve diş sağlığına zarar veren besinler ve alışkanlıklar konusunda uyardı.

    Ağız ve diş dokularının sadece beslenmek için değil, beden sağlığımız ve sosyal hayatımız için de çok değerli olduğunu belirten Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, “Bu önemli yapıya gereken özeni göstermemi gerekir. Ağız ve diş sağlımızın iyileştirilmesi ve mevcut sağlığın korunması için dikkat etmemiz gerekenler vardır. Bunların başında kişinin düzenli olarak diş fırçalaması gelmektedir. Diş fırçalamak günde en az 2 kez ve doğru teknik ile yapılmalıdır. Yanlış teknikle diş fırçalamak, aşırı macun kullanımı ile günde üçten fazla yapılacak diş fırçalamakta dişlere zarar verebilmektedir. Hekiminiz tarafından önerildiği durumlarda ara yüz fırçaları ve diş ipi de sizin için gerekli olabilir. Bunların yanı sıra rutin diş hekimi kontrolleri ile diş sağlığınız için büyük bir adım atmış olursunuz. Kontrollerde sadece diş çürükleri değil aynı zamanda fırçalama alışkanlığınız, yeme içme alışkanlıklarınız da değerlendirilir” diye konuştu.

    Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, bazı besinler ve alışkanlıkların da dişlere zarar verebildiğini belirterek şunları söyledi;

    “Sigara ve Tütün Ürünleri: Sigaranın tüm vücuda olduğu gibi ağız dokularına da gözle görülebilir ciddi zararları vardır. Başlıca zararları; diş etlerinden çekilmeler, dişlerde renklenme, ağız kokusu, sayılabilir. İleri problemler ağız içi kanserlerdir. Kişi, kendisi bu durumlardan habersiz olabilir ve semptomlar başladığında geri dönüşsüz bazı sorunlar görülebilir. Ayrıca sigaranın ağız dokularında yapılan tedavilerde iyileşmeyi yavaşlatan, bozan etkisi de vardır.

    Diş Sıkma: Dişler günlük bir saat kuvvet almaya programlanmış gibi düşünülebilir fakat bu süre diş sıkan bireylerde günlük on saatleri bulmaktadır. Özellikle uyku sırasında gerçekleşen diş sıkma ile sabah uyanıldığında çene de yorgunluk, dişlerde ağrı semptomları görülebilir. Dişler aşırı kuvvete maruz kalmaktadır ve ömürlerine tamamen bu şekilde devam edemezler. Ertelemeden diş hekiminize gitmeli ve geri dönüşsüz problemler; dişlerde kırıklar, eklem problemleri oluşmadan tedavisini sağlamalısınız.

    Asitli, Şekerli Gıdalar: Tükürük dişleri çürükten korur. Koruma mekanizması ağız PH değerini, bakterilerin çürük oluşumunu hızlandırdığı asidik değerlerden uzaklaştırır. Eğer ortamdan ciddi miktarda şeker var ise veya yüksek miktarda asit var ise önceki cümlemden de anlaşılacağı gibi; tükürük buna karşı koyamayabilir. Buna bağlı diş çürükleri hızlı bir şekilde artar. Genellikle dişler arasında ara yüz çürüğü dediğimiz, geç belirti veren diş problemleri ile karşılaşılır. Aynı zamanda asitte fazla maruz kalan dişlerin mine dokularında aşınmalar, ciddi renklenmeler de görülebilmektedir.

    Dişlere yanlış yükler yüklemek: Dişlerimiz besinlerin kesilmesi, öğütülmesi için vardır. Şişe kapağı açmak, sert kabuk kurmak, kalem ısırmak, toka ısırmak, iğne ısırmak, buz kırmak için dişlerimiz kullanılmamalıdır. Bunlara bağlı olarak diş kırıkları ile sık sık karşılaşılmaktadır.

    Sürekli atıştırmak, fazla tatlı tüketmek: Bu alışkanlık genellikle karyojenik olarak nitelendirilen ve dişler üzerinde çürük oluşumunu hızlandıran besinlerdir. Gün içinde dişler bu besinlere sık maruz kalırsa, sürekli bunları temizlemenizin de mümkün olmayacağını düşünürsek; dişlerinizde çürük ihtimali artacaktır. Aynı şekilde gün içinde düzenli olarak şekerli sakız da dişleri problemlere açık hale getirecektir. Bu beslenme şeklinden kaçınmamız dişlerinizi koruyacaktır.

    Sağlıksız Beslenme: Ağız ve diş sağlığı, tüm beden sağılığımız ile bütünsel olarak düşülebilir. Özellikle süt ve süt ürünleri, sebzelerdeki besin değerleri ve vitaminler dişleri korumada çok önemlidir. Yetersiz ve besin kalitesi düşük beslenme dişlerde de uzun vade problemlere açık hale getirecektir.”

  • Bu Alışkanlıklar Dişlerinizi Mahvediyor

    Diş Hekimi A. Doğan Bircan, dişlere zarar veren alışkanlıklar konusunda uyardı. Bircan, “Gün içerisinde ağız ve diş sağlığımıza ne kadar özen göstersek de sahip olduğumuz bazı alışkanlıkların dişlerimize zarar verme ihtimali çok yüksektir” dedi.

    Diş Hekimi A. Doğan Bircan, dişlere zarar veren alışkanlıkları şöyle sıraladı:

    “Biberon kullanmak: Bebeği uyuturken ağzında biberonla beslerken uyutmak, uykuya geçmesine yardımcı olabilir. Fakat uykuda ağzında biberon varken uyumamalıdır. Bu hem tehlikelidir hem de dişler için zararlıdır. Biberondaki tatlı meyve suları, süt ve formül besinler dişlerine zarar verir. Bebeğin uyumasına yardımcı olmak için biberon kullanılsa da uyuduktan sonra ağızda bırakılmamasına bu sebepten özen gösterilmelidir.

    Aşırı kahve ve sigara tüketimi: Çok fazla kahve tüketiyorsanız dişlerinizde zamanla renk değişimi ve sararmalar görülebilir. Eğer dişlerinizdeki renk değişikliği konusunda endişeleriniz varsa diş hekiminizle konuşun. Sigara gibi diğer tütün ürünleri de dişlerinizde lekelenme ve diş eti hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olur. Sigaranın ayrıca dudak, dil ve ağız kanserine yol açabileceğini de unutmamak gerekir.

    Dişleri sıkmak ve diş gıcırdatmak: Genellikle strese bağlı olarak meydana gelen diş sıkma alışkanlıkları bazen gün içerisinde de kendisini belli eder. Bu durum dişlerin aşınmasına, çürüklere ve diş eti çekilmelerine neden olur. Gündüzleri sert gıdalar tüketmemeye özen göstermekte yarar vardır. Ayrıca bu tarz kötü alışkanlığı olan hastaların diş hekimlerine başvurup tedavi için kendilerine özel hazırlanan apareyleri edinmesinde fayda olacaktır. Bu alışkanlıkların alternatif çözüm yollarından biri de botoks uygulamalarıdır.”

    DİŞ DÜŞMANI 10 YİYECEK

    “Asitli gıdalar, enerji içecekleri ve meyve sularını aşırı tüketmek: Gün içerisinde bolca asitli gıdaların tüketilmesi ve enerji içeceklerinin fazla kullanılması dişler üzerinde şeker ve asit saldırılarının oluşmasına neden olmaktadır. Bu türlü gıdaların fazla derecede tüketilmeleri dişlerin çok hızlı bir şekilde çürümelerine neden olmaktadır. Özellikle süt dişleri olan bebeklerde bu tür içecek ve yiyeceklerin kesinlikle bebeğe verilmemesi gerekmektedir. Aynı şekilde meyve suları birçok vitamin çeşidini bünyesinde barındırsa da şeker bakımından çok yüksek bir orana sahiptir. Hazır meyve suları yerine meyve yemek ya da meyvenin kendi suyunu sıkıp içmek dişler açısından çok daha faydalı bir işlem olacaktır. Ayrıca hazır meyve sularının sulandırılması da içerisindeki şeker miktarını düşüreceğinden dişlere daha az zararı olur.”

    DİŞ ETİNİZ KANIYORSA

    “Gün içerisinde sık atıştırmalar yapmak: Gün içerisinde sık sık atıştırmalar yapmanız ve özellikle aralarda şekerli gıdaların tüketilmesi dişlerin aralarında gıda maddelerinin kalma oranını arttıracaktır. Bu nedenler sık sık tüketilen gıdalar diş ipi ile ya da diş fırçalama ile temizlenmezse dişlerin hızla çürümelerine neden olurlar.

    Şişe kapaklarını ağızla açmak: Dişler için oldukça zararlı alışkanlıktır. Dişlerin çatlamasına, aşınmasına ve kırılmasına sebep verir.”

    ÇÜRÜKLERİ ÖNLEMENİN 10 TEMEL YOLU

    “Şekerli sakız çiğnemek: Şekerli besinlerin ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilediğini bilmeyen yoktur. Bu şekerli materyallerin özellikle sakız gibi ağızda fazla kalan türleri dişlerin çürümesine olanak sağlar.

    Dil piercingleri: Diş piercingleri dişleri çatlatabilir ve kırabilir. Aynı şekilde dudak piercingleri de benzer bir zarara yol açabilir. Metal cismin diş etlerine sürtünmesi diş etlerine zarar vererek zaman içinde diş kayıplarının yaşanmasına yol açabilir. Piercingler ayrıca ağız içinde bakterilerin yuvalanmasına da zemin hazırlar.

    Buz çiğnemek: Buz çiğnemek her ne kadar birçoğumuzun gözünde masum görünse de buz yemek dişlerin çatlamasına ve kırılmasına neden olabilir. Ayrıca zaman içinde diş ağrıları da meydana gelebilir. Çok sıcak yiyecekler ve çok soğuk yiyecekler dişler için zararlıdır.”

    EĞER EKSİK DİŞİNİZ VARSA

    “Ağızda kalem ve benzeri cisimleri çiğnemek: Sınıfta ya da iş yerinde stresten dolayı çiğnenen kalem ve benzeri cisimler dişleri aşındırmakla beraber diş minesine oldukça zarar vererek dişlerin daha hızlı çürümelerine neden olmaktadır.

    Beslenme bozuklukları: Beslenme bozuklukları, doğru beslenememe ve özellikle tatlı tüketiminin fazla olması dişlerin çürümesine neden olur. Ayrıca mide sorunları ve bu sorunlardan dolayı oluşan kusmalar dişlerin erimesine, aşınmasına ve dişlerin çürümesine neden olmakla beraber ağız kokusuna da sebep olmaktadır.

    Çokça çekirdek yemek: Çekirdek çitlemek; diş minesinin aşınmasına, diş üzerinde oyukların oluşmasına ve ara yüzeylere giren çekirdek artıklarının diş ve dişetlerine zarar vermesine neden olmaktadır.”

  • Dişlere Zarar Veren Alışkanlıklar

    Diş Hekimi A.Doğan Bircan, gün içerisinde ağız ve diş sağlığına ne kadar özen gösterilse de sahip olunan bazı alışkanlıkların dişlere zarar verme ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirtti.

    Diş Hekimi A.Doğan Bircan, zararlı alışkanlıkları şöyle açıkladı:

    “Biberon kullanmak: Bebeği uyuturken ağzında biberonla beslerken uyutmak, uykuya geçmesine yardımcı olabilir. Fakat uykuda ağzında biberon varken uyumamalıdır. Bu hem tehlikelidir hem de dişler için zararlıdır. Biberondaki tatlı meyve suları, süt ve formül besinler dişlerine zarar verir. Bebeğin uyumasına yardımcı olmak için biberon kullanılsa da uyuduktan sonra ağızda bırakılmamasına bu sebepten özen gösterilmelidir.

    Aşırı kahve ve sigara tüketimi: Çok fazla kahve tüketiyorsanız dişlerinizde zamanla renk değişimi ve sararmalar görülebilir. Eğer dişlerinizdeki renk değişikliği konusunda endişeleriniz varsa diş hekiminizle konuşun. Sigara gibi diğer tütün ürünleri de dişlerinizde lekelenme ve diş eti hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olur. Sigaranın ayrıca dudak, dil ve ağız kanserine yol açabileceğini de unutmamak gerekir.

    Dişleri sıkmak ve diş gıcırdatmak: Genellikle strese bağlı olarak meydana gelen diş sıkma alışkanlıkları bazen gün içerisinde de kendisini belli eder. Bu durum dişlerin aşınmasına, çürüklere ve diş eti çekilmelerine neden olur. Gündüzleri sert gıdalar tüketmemeye özen göstermekte yarar vardır. Ayrıca bu tarz kötü alışkanlığı olan hastaların diş hekimlerine başvurup tedavi için kendilerine özel hazırlanan apareyleri edinmesinde fayda olacaktır. Bu alışkanlıkların alternatif çözüm yollarından biri de botoks uygulamalarıdır.

    Asitli gıdalar, enerji içecekleri ve meyve sularını aşırı tüketmek: Gün içerisinde bolca asitli gıdaların tüketilmesi ve enerji içeceklerinin fazla kullanılması dişler üzerinde şeker ve asit saldırılarının oluşmasına neden olmaktadır. Bu türlü gıdaların fazla derecede tüketilmeleri dişlerin çok hızlı bir şekilde çürümelerine neden olmaktadır. Özellikle süt dişleri olan bebeklerde bu tür içecek ve yiyeceklerin kesinlikle bebeğe verilmemesi gerekmektedir. Aynı şekilde meyve suları birçok vitamin çeşidini bünyesinde barındırsa da şeker bakımından çok yüksek bir orana sahiptir. Hazır meyve suları yerine meyve yemek ya da meyvenin kendi suyunu sıkıp içmek dişler açısından çok daha faydalı bir işlem olacaktır. Ayrıca hazır meyve sularının sulandırılması da içerisindeki şeker miktarını düşüreceğinden dişlere daha az zararı olur.

    Gün içerisinde sık atıştırmalar yapmak: Gün içerisinde sık sık atıştırmalar yapmanız ve özellikle aralarda şekerli gıdaların tüketilmesi dişlerin aralarında gıda maddelerinin kalma oranını arttıracaktır. Bu nedenler sık sık tüketilen gıdalar diş ipi ile ya da diş fırçalama ile temizlenmezse dişlerin hızla çürümelerine neden olurlar.

    Şişe kapaklarını ağızla açmak: Dişler için oldukça zararlı alışkanlıktır. Dişlerin çatlamasına, aşınmasına ve kırılmasına sebep verir.

    Sakızlı şeker çiğnemek: Şekerli besinlerin ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilediğini bilmeyen yoktur. Bu şekerli materyallerin özellikle sakız gibi ağızda fazla kalan türleri dişlerin çürümesine olanak sağlar.

    Dil piercingleri: Diş piercingleri dişleri çatlatabilir ve kırabilir. Aynı şekilde dudak piercingleri de benzer bir zarara yol açabilir. Metal cismin diş etlerine sürtünmesi diş etlerine zarar vererek zaman içinde diş kayıplarının yaşanmasına yol açabilir. Piercingler ayrıca ağız içinde bakterilerin yuvalanmasına da zemin hazırlar.

    Buz çiğnemek: Buz çiğnemek her ne kadar birçoğumuzun gözünde masum görünse de buz yemek dişlerin çatlamasına ve kırılmasına neden olabilir. Ayrıca zaman içinde diş ağrıları da meydana gelebilir. Çok sıcak yiyecekler ve çok soğuk yiyecekler dişler için zararlıdır.

    Ağızda kalem ve benzeri cisimleri çiğnemek: Sınıfta ya da iş yerinde stresten dolayı çiğnenen kalem ve benzeri cisimler dişleri aşındırmakla beraber diş minesine oldukça zarar vererek dişlerin daha hızlı çürümelerine neden olmaktadır.

    Beslenme bozuklukları: Beslenme bozuklukları, doğru beslenememe ve özellikle tatlı tüketiminin fazla olması dişlerin çürümesine neden olur. Ayrıca mide sorunları ve bu sorunlardan dolayı oluşan kusmalar dişlerin erimesine, aşınmasına ve dişlerin çürümesine neden olmakla beraber ağız kokusuna da sebep olmaktadır.

    Çokça çekirdek yemek: Çekirdek çitlemek; diş minesinin aşınmasına, diş üzerinde oyukların oluşmasına ve ara yüzeylere giren çekirdek artıklarının diş ve dişetlerine zarar vermesine neden olmaktadır.”

  • Günlük Alışkanlıklar Ani Kalp Krizi Nedeni Olabilir

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Cegerğun Polat, kalp krizinin çoğu zaman ani ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşebildiğini belirterek, “Kalp krizine neden olan kronik hastalıklar ve risk faktörlerinin yanı sıra kişi, krizi tetikleyen birçok nedenle günlük yaşam içinde karşılaşabiliyor” dedi.

    Memorial Diyarbakır Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Cegerğun Polat, kalp krizine neden olan yaşam şekli ve alışkanlıklar hakkında bilgi verdi. Günümüz kent yaşamının temel sağlık sorunlarından birinin stres olduğuna dikkat çeken Polat, “Ruhsal ve duygusal durumdaki dalgalanmalar, insan ilişkilerden kaynaklanan faktörler ve iş stresi günlük yaşamın nerdeyse bir parçası durumundadır. Bireysel bakımı ve alışkanlıkları etkileyen bu faktörler, kronik hastalıkların da kaynağı olabilmektedir. Kronik stres koroner damar darlıklarına zemin hazırlayabilir, ani başlangıçlı streste ile de kalp krizi geçirmeye meyilli kişilerde krizi tetikleyebilir” dedi.

    “PAZARTESİ KRİZ İÇİN RİSKLİ GÜN”

    Haftanın ilk iş günü olan Pazartesi sabahı yaşanabilen yoğun iş stresinin kalp sağlığını olumsuz etkileyen bazı acil durumlar oluşmasında etkili olabildiğine vurgu yapan Polat, “Stres karşısında daha kırılgan ve hassas olan kişilerin kalp krizi geçirme riski daha yüksektir. Yoğun tempolu iş yaşamı, stresin ve riskin yüksek olduğu mesleklerdeki kişiler özellikle haftanın ilk gününden daha çok etkilenmektedir” diye konuştu.

    “TRAFİK KALBİ YORAR”

    Yoğun ve gürültülü trafik hem strese hem de hava kirliğine neden olarak kalp krizini tetikleyebileceğini anlatan Dr. Polat, şunları kaydetti:

    “Yapılan araştırmalarda yoğun trafiğin olduğu ana cadde üstlerinde ikamet edenlerde kalp krizi riskinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Özellikle uzun süre masa başında vakit geçiren ve düzenli spor yapmayan kişilerde diyabet, obezite, yüksek kolesterol ve kalp krizi riskinin arttığı bilinmektedir. Hareketsiz yaşayan kişiler doktor kontrolünden geçmeden aniden ağır egzersiz yaptıklarında, uzun ve yorucu seyahatlere çıktıklarında kalp krizi tetiklenebilir. Özellikle masa başında çalışan kişilerin haftanın en az beş günü 30-45 dakika kadar tempolu yürüyüş yapması bu nedenle çok önemlidir. Egzersiz için sabahın soğuk saatleri yerine akşamüstü saatleri tercih etmek, kalp sağlığı açısından daha güvenlidir.”

    “AŞIRI HEYECANLI KİŞİLER RİSK ATINDA”

    Ani ve aşırı bir şekilde heyecanlanma, korkma, üzülme, sinirlenme ve hayal kırıklığına uğrama gibi olumsuz duyguların kalp krizine yol açabileceğine işaret eden Polat, “İlginç bir şekilde aşırı sevinme gibi olumlu duygulanımlar, ender de olsa kalp krizini tetikleyebilir. Yine deprem, sel, savaş, göç gibi olaylardan sonra da kalp krizi riski artmaktadır” ifadelerinde bulundu.

    “BESLENME ŞEKLİ KRİZE YOL AÇABİLİR”

    Ağır ve tuzlu yemek ile aşırı alkol tüketiminin de kalp krizini tetikleyen nedenler arasında olduğunu anlatan Dr. Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Kalp krizi açısından riskli hastaların özellikle bayram, yılbaşı gibi özel günlerde hazırlanan ağır yemekler sonrası kalp krizi risklerinin 7 kat artığı belirlenmiştir. Bunun yanında kafein içerikli içeceklerin tüketimi, kalp hızı ve tansiyonu artırarak krizine yol açabilir. Sıklıkla kahve içme alışkanlığı olmayan hastalarda, kahve içimi sonrası kalp krizi riski, düzenli olarak her gün birkaç fincan kahve içenlere göre daha yüksektir. Dolayısıyla kahve alışkanlığı olmayan kişilerin üst üste kahve içmekten kaçınmaları önemlidir.”