Etiket: Alınmalı”

  • Memur-sen Genel Başkanı Yalçın: “Terör Kamudan Güç Devşirmesin Diye Gerekli Önemler İvedilikle Alınmalı”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kamu güvenliği, güvenli insanların devletle milletle, medeniyetle problemi olmayan kamu görevlilerinin sorumluluk makamlarında bulunmasıyla sağlanır. Terör kamudan güç devşirmesin diye gerekli önemler ivedilikle alınmalıdır” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Bartın’a teşekkür ziyaretinde bulundu. Memur-Sen İl Divan Toplantısı’nda teşkilatla bir araya gelen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, terör olaylarına ve paralel devlet yapılanmasına tepki gösterdi. Yalçın, “Devlete paralel hat çekenler dost modern darbeyle, kendinde güç vehim edenler, bu ülkeyi CIA, MOSSAD’a ipoteklemeye çalışanlar, stratejik hedef olarak bütün kamuda 3 noktaya yöneldiler. İnsan kaynakları, mali işler ve bilişim alanını ele geçirmeye yeltendiler. Ele geçirdikleri yerleri ise tahkim ettiler. Siyaset zemini olamayan ama vesayet zemini kuran paralel ihanet çetesi, siyasetin kararlı durması, omurgalı sivil toplumun zehirli dalgayı kırması ile güç kaybetti. Ama hedefinden ve niyetinden hiçbir şey kaybetmedi. İz silerek yeni patika yollar bularak, kripto yöntemlere sarılarak yeni bir ihanet için en zayıf anın hayaliyle yaşıyorlar. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle şeytana pabucu ters giydirenler hedef birlikteliği yaparak şeytanla aynı yatağa girmiş durumdalar” dedi.

    Terör olaylarına değinen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Türkiye, terörle imtihan olan küresel emperyalizmin yeni haçlı birlikleri olan terörle diz çöktürülmeye çalışılan bir ülkedir. Kamunun kendi güvenliği sağlanmadan, kamu güvenliği tesis edilemez. Ahbap çavuş ilişkileri dikkate alınarak kamu ehliyetsiz, liyakatsiz, devletine sadakatsiz insanlara kamu yönetimleri emanet edilirse hem terörün açtığı yaralar kısa sürede sarılamaz hem de yeni yaraların açılmasına, yen kanallar açılmış olur. Kamu güvenliği, güvenli insanların devletle milletle, medeniyetle problemi olmayan kamu görevlilerinin sorumluluk makamlarında bulunmasıyla sağlanır. Onun için terör kamudan güç devşirmesin diye gerekli önemler ivedilikle alınmalıdır. Üniversitelere özel bir mercek tutulmalıdır. Hücre yapılanmalarının olduğu yerler, genç beyinlerin zihinlerinin çelindiği, dağa adam devşirildiği zeminler yok edilmelidir. Bin 128 akademisyen diye teröre karşı operasyonlarda dalga kırmaya çalışanların gösterdikleri cesaretten ve millete karşı yaptıkları fütursuzluktan ders alınmalıdır. Terör örgütlerini değil devleti kınayanlar, güya hümanist tavırlarla manipülasyon yapanlar 15 ton bombayla PKK’nın o köyde ne işi vardı diye sormadılar. 16 sivil katledildi, bir tane cümle kurmadılar. Terör cenazesinde arzı endam eden siyasiler, dokunulmazlık zırhı kalkınca arzın bir tarafında gizlenecek yer arayışına girdiler. Biz millete ihanet edenlere dokunulsun diyoruz. Dokunulacak adamın partisine, etnisitesine, rengine şekline bakılmasın. Kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlık olmasın çağrısında bulunduk. Aynı kanaatteyiz. Kamudan teröre güç devşirenlere de dokunulsun” dedi.

  • Burun Kanamaları Ciddiye Alınmalı

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yusuf Şentürk, çocuklarda burun kanamalarının en sık sebebinin burun karıştırması olduğunu söyledi.

    Burun kanalarının sık karşılaşılan ve genellikle ‘gençlerde ve çocuklarda sık tekrarlayan ve az miktarda olan kanamalar’ ve ‘ileri yaştaki hastalarda görülen kanamalar’ adı altında iki şekilde görülen bir sağlık problemi olduğunu belirten Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Opr. Dr.Yusuf Şentürk, “Gençlerde ve çocuklarda sık tekrarlayan ve az miktarda olan kanamalar, çoğunlukla burnun 1 cm gerisinde oluşmaktadır. Bu bölge kan damarlarının çok yoğun olduğu bir bölgedir. Çocuklarda burun kanamalarının en sık sebebi burun karıştırmadır. Çocuklar burunlarını karıştırarak bu kılcal damarlardan çok yoğun olan bölgeyi zedelemekte ve tekrarlayan burun kanamalarına neden olmaktadır. Kuru havalarda ve üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde de burun kanamaları sık görülmektedir” dedi.

    İleri yaştaki hastalarda görülen kanamaların şiddetli, kendiliğinden durmayan, çoğunlukla da burnun arka bölgelerinden kaynaklanan sorunlar olduğunu ifade eden Şentürk, “Bu kanamalar daha çok tansiyon hastalarında ve kan sulandırıcı ilaç kullanımlarında ortaya çıkmakta, ciddi seyirli olmaktadır. Burna darbe alınması, burun kırıkları, yüz ve kafatası kırıkları, burun karıştırma, burna sıkılan kortizonlu ilaçlar, kokain kullanımı burun kanamasına neden olabilir. Ayrıca burundaki kıkırdak ve kemik eğriliklerinden dolayı da dar alandan hava hızlı akarak burnu kurutur, kabuklanmalar olur ve burun kanaması izlenebilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları, nezle, grip, sinüzit gibi enfeksiyonlarla da sıklıkla burun kanamaları olabilmektedir. Burun, burun boşlukları ve genzin iyi ve kötü huylu tümörleri de yoğun burun kanamalarına neden olmaktadır. Ergenlik çağında erkek çocuklarda görülen damar tümörleri de şiddetli kanama yapabilmektedir” diye konuştu.

    ASPİRİN KULLANIMI VE YÜKSEK TANSİYON

    Karaciğer hastalıkları ve alkol alımının da burun kanamasına yol açtığının altını çizen Şentürk, “Pıhtılaşma sorunları, hemofili, von willebrand gibi pıhtılaşma hastalıkları, K vitamini eksikliği, ilaç veya hastalıklara bağlı kanda pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin yani trombositlerin azalmasına neden olan durumlar, karaciğer hastalıkları ve alkol alımı burun kanamalarına yol açmaktadır. Toplumumuzda yanlış öğretiler sonucu birçok kişi gelişigüzel aspirin kullanmaktadır. Aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaçların doktor tavsiyesi olmadan kullanılması sonucu sadece burunda değil birçok alanda durdurulamayan kanamalar olmakta ve hastalarımız bundan zarar görmektedir. Aspirin kanama zamanını 1 hafta uzatmakta ve bu sürede tedavide pıhtılaşma problemleri yaşanmaktadır. Önerimiz kan sulandırıcı ilaçların bir teşhise dayanması, tedavi süresinin ilgili hekim tarafından belirlenmesi ve kanama-pıhtılaşma parametrelerinin düzenli kontrol edilmesidir. İleri yaşlarda yine sıklıkla kanamaya neden olarak tansiyon yüksekliği yani hipertansiyon ve damar sertliği olarak kaydedilmektedir. Bu arada tansiyonu yüksek hastanın burun kanaması olmasının iyi bir durum olduğu böylece beyin kanaması olmadığı doğru olmayan bir inanıştır. Burun kanaması olmadan da hipertansif hastalarda beyin kanaması izlenmektedir. Hastalarımızı çok korkutan kanamalarda bile miktarlar bir su bardağından daha azdır. Vücudumuzda toplam 5 litre dolaşan kanın varlığı hatırlandığında durum daha iyi kavranacaktır” şeklinde konuştu.

    İLK MÜDAHALE NASIL OLMALI

    Burun kanamasında hastanın ilk olarak ne yapması gerektiği hakkında bilgi veren Şentürk şunları söyledi: “İlk olarak yapılmaması gerekenler sıralanacak olursa, baş geriye atılmamalı ve buruna pamuk, bez gibi evde ilk akla gelen ne varsa sokuşturulmamalıdır. Bu hareket, sadece burun kanamasının önden değil genizden gelmesini sağlar, kanamayı durdurmaz. Kafayı ıslatmak, boyuna buz koymak pek de işe yarayacak önlemlerden değildir. Doğrusu ise önce soğuk bir suyla burunu fazla sümkürmeden temizlemek ve bir elin 2 parmağı ile burun kanatlarından şiddetlice bastırmaktır. 5 dakika bastırdıktan sonra eğer hala kanıyorsa tekrar burun içini soğuk suyla temizlemek, pıhtıları uzaklaştırmak ve tekrar 2 parmakla burun kanatlarını bastırarak kanamayı durdurmak gerekir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanabilir. Bu yolla burun kanamalarının yüzde 90’ı durmaktadır. Durmayan kanamalar içinse KBB uzmanına başvurulmalıdır. Burnun arka kısmında kanaması olan, kan sulandırıcı ilaç kullanan, hipertansiyonu olan, burnunda nefes almayı engelleyici balon, tampon gibi materyal bulunan yaşlı kalp, akciğer ve solunum problemli hastalarla, kanamaları tekrarlayanlar mutlaka hastaneye yatırılarak yakın izlemde tutulmalı ve gerekli testler yapılarak uygun ilaçlar verilmelidir. Tabi bu anlatılanlara rağmen kanaması devam eden hastalar da olmaktadır. Bu çok küçük yüzdeyi oluşturan hastalarımızda ameliyathanede gerekli müdahaleler yapılarak kanayan damar bağlanmakta veya o damarı tıkayıcı işlemlere gereksinim duyulmaktadır. Hastanın kanaması burun eğriliğinden kaynaklanıyorsa bu eğrilik ameliyatla mutlaka düzeltilmelidir. Sonuç olarak, burun kanamaları önemsenmesi gereken bir hastalıktır. Bu olayın nedeni mutlaka araştırılmalı ve varsa altta yatabilecek daha ciddi hastalıklar ortaya çıkartılarak tedavi edilmelidir.”

  • Şükrü Nazlı: Anadolu Aile Derneği’nin Gençlere Yönelik Faaliyetleri Örnek Alınmalı

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre ve İçişleri Komisyonu üyesi ve AK Parti Kütahya Milletvekili Şükrü Nazlı, U 15 Türkiye Futbol Şampiyonası’nda ilk 8 takım arasında yer alma başarısı gösteren Termikspor’un futbolcu, teknik heyet ve yöneticileri tebrik etti.

    Takımın, Afyonkarahisar’daki maçlarda büyük bir başarı gösterdiğini belirten Nazlı, “U 15 Türkiye Futbol Şampiyonası’nda ilk 8 takım arasında yer alarak gururlandıran Termikspor, Kütahya gençliğinin geleceği hakkındaki umutlarımızı artırmıştır. Termikspor ekonomik güçlüklere rağmen, turnuva grupları arasında güçlü takımları saf dışı bırakarak büyük bir başarı elde etmiştir. Bu başarıda payı olan Termikspor yönetimi, teknik ekibi ve sporcuları zoru başarmışlardır. Kütahya Anadolu Aile Derneği Başkanı Ahmet Dalgıran ve yönetimini özel olarak tebrik ediyorum zira Kütahya gençliğine her platformda sahip çıkan, gençlerimizi toplumdaki yerlerini doğru konumlandırmak için gayret gösteren ve spor kulüpleriyle sayıları 600’ün üzerinde olan çocuklarımıza destek olan Anadolu Aile Derneği Termikspor’u da sahipsiz bırakmayarak bugün yaşanan başarıda büyük rol oynamışlardır. İşte bu noktada ilimizde gençliğe ve spora yapılan yatırımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Anadolu Aile Derneği örneğinde olduğu gibi ilimizde faaliyet gösteren kurum, kuruluş ve STK’ların gençliğimize daha fazla yatırım yapmalarını arzu ediyoruz. Anadolu Aile Derneği ve Termikspor’u bu vesile ile tekrar tebrik eder başarılarının devamını dilerim” ifadelerini kullandı. (EFE)

  • Kazalar Artmadan Tedbir Alınmalı

    Bursa’nın en büyük kentsel dönüşüm projesinin hayata geçirildiği Soğanlı’da trafik düzenlemesi yetersiz kalınca trafik kazaları yaşanıyor. Bölge halkı, İzmir yoluna alternatif güzergahın buradan geçmesiyle birlikte trafik kazalarının artmasından endişe ediyor.

    Soğanlı Mahallesi’nde kentsel dönüşüm başlamasının ardından mahalle sakinleri kavşaklara düzenleme getirilmesini istiyor. Çok sık trafik kazası yaşandığı belirtilen Soğanlı kavşağında, sabah saatlerinde meydana gelen maddi hasarlı kaza, sürücülerin ne kadar dikkatsiz davrandıklarını ve kurallara uymadığını gözler önüne serdi.

    Trafik ışıklarının da olmadığı kontrolsüz kavşakta 3 araç birbirine çarptı. Kazada yaralanma olmazken, mahalle sakinleri bölgeye yeni batçık yada köprülü kavşakların yapılmasını istediler.

  • Kasık Fıtığı Ciddiye Alınmalı

    Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, toplumlara göre değişmekle birlikte karın ön duvarında gelişen ve cerrahi tedavi gerektiren fıtıkların en sık görülenlerinin kasık fıtıkları olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Emin Ersoy, erkeklerde kadınlara göre daha sık görülen kasık fıtıklarının genetik de olabileceğine dikkat çekerek, özellikle bu tip fıtıkların sıkça boğulma riski taşıdığını kaydetti.

    Kasık fıtıkları dışında karın ön duvarında kesi fıtıklarının da gelişebileceği bilgisini veren Prof. Dr. Ersoy, cerrahi operasyonlarda her kesi yerinden yüzde 1 – 4 fıtık gelişme ihtimali bulunduğunu belirtti.

    Kesi yerinde enfeksiyon gelişmesi durumunda ise bu oranın yüzde 30-40’lara kadar yükselebileceğini kaydeden Ersoy, “Bu nedenle yara yeri enfeksiyonlarının önemi büyüktür. Ailesinde kasık fıtığı olanlarda fıtık olma ihtimali daha yüksektir. Ama her genetik kökeni olanda mutlaka fıtık olacak diye bir şart da bulunmamaktadır. Söylemek istediğim ailesinde fıtık rahatsızlığı bulunanların bu konuda daha duyarlı ve tedbirli olmaları gerektiğidir” dedi.

    Prof. Dr. Emin Ersoy, kadınlarda kasık bölgesinin en alt kısmından çıkan ve karın duvarından bacaklara kan götüren ve geri getiren femoral damarların geçtiği deliklerden çıkan fıtıkların erkeklere göre 3 kat daha sıklıkla görüldüğünü ifade etti.

    FITIK BELİRTİLERİ: ŞİŞLİK VE AĞRI

    Fıtığı olan hastaların şişlik ve ağrı olmak üzere iki temel şikayet ifade ettiklerini bildiren Ersoy, şişliğin genellikle eforla ortaya çıkarak yani ayaktayken, ıkınırken, ağır kaldırırken ya da yürürken belirdiğini, istirahat halindeyken ise küçüldüğünün hatta kimi zaman kaybolduğunun gözlendiğine dikkat çekti.

    Prof. Dr. Emin Ersoy, “Bu şişlikleri oluşturan, fıtık keseleri içerisine giren karın içi organlarıdır. Bunlar, ince barsaklar, kalın barsak, kör barsak da denilen appendiks ile barsakları saran zar olan omentum gibi organlardır. En tehlikeli olanı ise barsaklardır. Eğer barsaklar fıtık kesesi içerisine girer ve tekrar karın içerisine dönemezse boğulur ve bu tip problem gelişen hastalar acil olarak hastaneye başvurmalı ve bu barsaklar karın içerisine tekrar yerleştirilmelidir. Bu işlem bazen rahatlatan ve ağrı kesici iğnelerin yardımıyla acil servislerde bazen de ameliyat ile yapılırlar. Mutlaka kese içerisindeki bu barsak karın içerisine yerleştirilmelidir. Aksi taktirde dolaşımları da bozularak delinir ve hastanın hayatını tehdit eder hale gelebilirler.”

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, hastalığın diğer belirtisinin hissedilen ağrı olduğunu kaydederek, barsağın tıkanması durumunda ağrı şiddetinin daha da arttığını bildirdi.

    FITIK TEDAVİSİ GECİKTİRİLMEMELİ

    Zaman içerisinde tedavi edilmemesi durumunda fıtıkların büyüdüğü ve tedavisinin daha karmaşık hale geldiği uyarısını yapan Prof. Dr. Emin Ersoy sözlerine şöyle devam etti :

    “Başlangıçta saptanan ve tedavi edilen genetik nedenli fıtıklar gibi fıtıklar, bir kaç dikiş ile çözüm bulabilirken, büyümüş olanları yamalara gereksinim duyabilir.

    Erişkin hastalarda fıtık görüldüğünde gözden kaçabilecek olan en önemli şey ise karın içerisinde fıtığa neden olabilecek bir kitlenin varlığıdır. Bu kitleler özellikle ileri yaş grubunda ve o yaşına kadar hiç bir şikayeti olmamasına rağmen aniden fıtığı beliren hasta grubudur. Sözkonusu hastalar eğer sadece fıtık yönüyle sorgulanıp, genel bir muayene ve incelemeden geçirilmeden cerrahi müdahaleye alınırlarsa bazen olası bir kitle gözden kaçabilir. Bu kitleler genellikle kalın barsağa ait bir kitle veya diğerleridir. İyi bir hikaye ile fıtık olan bu hastalarda tuvalet alışkanlığında değişiklik, kanama, şişkinlik, karın ağrısı gibi şikayetlerle ileri bir tetkike gidilerek fıtığı oluşturan gerçek önemli nedene ulaşılabilir. Bu hasta için hayat kurtarıcı veya ömrü uzatıcı olabilir.”

    Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, karın önduvarı fıtıklarında tedavinin cerrahi olduğunu ve bunun da yamalı ve yamasız tedaviler ya da açık ve kapalı cerrahi tedaviler gibi sınıflara ayrıldığını belirtti.

    Prof. Dr. Emin Ersoy, “Eğer fıtık tekrar etmiş ve kasıkta iki taraflı ise laparoskopik olarak tedavi daha uygun olabilir” dedi.