Etiket: Alınır”

  • Albayrak: “Deprem önlenmez, tedbir alınır”

    Fay hatları ile ilgili bilinmezliğin artık yok denecek kadar az olduğunu belirten İMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak, depremin önlenemeyeceğini, ancak zararlarına karşı tedbir alınabileceğini söyledi.

    İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, düzenlediği basın toplantısıyla depremden ulaşıma, inşaat sektöründen yeni kanunlara kadar bir çok konuya açıklık getirdi. Dünyadaki ekonomik dengesizliklerin de etkisiyle özellikle inşaat sektöründe sıkıntılı günler yaşandığnı ifade eden İMO Şube Başkanı Mehmet Albayrak, “1988 yılından bu yana ve özellikle 1999 Marmara depreminden sonra bulduğumuz her fırsatta depreme dayanıksız yapı stoku ile ilgili söylenmesi gereken her şeyi dile getirdik. Deprem bir doğa olayıdır. Fay hatlarının nereden geçtiği, düşey veya yatay atımlı olup olmadığı, ne büyüklükte deprem üreteceği gibi konular bilim insanlarınca bugüne kadar uzun süren çalışmalarla incelendi. Bugün gelinen noktada faylarla ilgili bilinmezlik artık yok denecek kadar azaldı. Ancak, geçtiğimiz 19 yılda, fayları konuşmaktan öteye gidilemedi. Depremi önleyemeyiz, ama zararlarına karşı tedbir alabiliriz. Depremi ve fay hatlarını konuşarak da depreme karşı bir tedbir almış sayılmayız. Konunun uzmanlarınca bu öğrenilenlerin ışığında yeni deprem yönetmeliğimiz 2019 yılı başında yürürlüğe girecek. 16 bölüm ve birçok eklerden oluşan “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” son derece yeterli gibi görünüyor. Ancak yönetmeliğin yeteri kadar anlaşılması ve uygulanması zaman alacaktır. Meslek odalarını devre dışı bırakan, sadece kamuda çalışan konunun ilgililerinin bilgilendirileceğini ifade eden ‘AFAD’ın tavrı anlaşılamazdır. Konunun uygulayıcıları olan inşaat mühendislerini ve meslek odalarını devre dışı bırakmak son derece yanlış bir yoldur. Yeni deprem yönetmeliğinin doğru uygulanması ve yönetmeliğe uygun projelerin üretilmesinde en doğru denetim meslek odamızca yapılabilecektir. Meslek odalarıyla iş birliği yapmak kamu yararı taşımaktadır” dedi.

    “Yeni yapı denetim yönetmeliği doğru ve etkin bir denetim sağlayacaktır”

    Yarınları güven altına almanın yegane yolunun yönetmeliklere uygun proje ve yeterli denetimlerden geçtiğini belirten Albayrak, “Güvenli yapı yapmak adına 2001 yılında kararname ile inşaat sektörüne dahil edilen ‘Yapı Denetim Sistemi’nde de 2019 yılı başında yürürlüğe girecek önemli değişiklikler var. Öncelikle e-dağıtım olarak adlandırılan yeni sistem yürürlüğe girecek. Böylece yapı denetim şirketlerinin ekonomik kaygılardan dolayı denetim yapamamaları gibi aksaklıkların önüne geçilmiş olacak. Önemli bir değişikliktir. İş kaygısını da ortadan kaldıracak olan bu yöntem tamamen doğru ve etkin bir denetim sağlayacaktır. Bunun yanında beton numunelerinde ‘ÇİP’ uygulaması da inşaat sektörüne girecek. Depreme karşı güvenli bina yapabilmenin önemli bir ayağı olan beton malzemesinin doğru kullanılması, şartnamelere uygun numune alınması ve takip edilmesi suretiyle, öngörülen beton dayanımına ulaşılması gibi hususlarda büyük yararları olacak. İMO olarak da biz yapı denetim şirketlerinin gerekli ve yeterli denetimleri yapıp yapmadığının takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.

    “Verimi arttırmak için yapılan tüm çalışmalar ek maliyettir”

    Albayrak, “Şehir planlanırken her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi ve ona göre uygulama yapılması gerekir. Bilindiği gibi araç sayısı arttıkça mevcut yolları genişletme eğilimi artar. Ancak bu uygulamanın sonucunun olmadığı bütün inşaat mühendislerince bilinir. Bunun yerine yapmamız gereken özel araca daha az bağımlı ve iyileştirilmiş, bütünleşik bir toplu taşıma hizmetlerini içeren sistemin özendirilmesidir. Araçların değil, insanların bir yerden bir yere ulaştırılmasına öncelik tanıyan bir ulaşım sistemi oluşturmak ve işletmek esas olmalıdır” diye konuştu.

    Otobüs, minibüs, servis araçları ve otomobillerin aynı hat üzerinde hareket etmesi sebebiyle T2 hattının atıl durumda kalacağına dikkat çeken Albayrak, “Kent Meydanı’ndaki istasyonun yeniden düzenlenerek HRS ile bağlı hale getirilmesi ve hat üzerindeki istasyonların elden geçirilerek azaltılmasıyla daha verimli hat elde edilecektir. Bu hat için imal edilen ve satın alınan tramvaylar da Görükle – Üniversite arasında kullanılabilecek şekilde yeniden projelendirilebilir. Stadyumun ardından, Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi’nin inşaatı da bittiğinde, Acemler’deki trafik sıkışıklığının bugün içinde bulunduğu durumdan çok daha vahim bir hal alacağı hepinizin malumudur. Umuyoruz ki İMO Bursa Şubesi olarak daha önce sunduğumuz çözüm teklifleri dikkate alınmıştır” dedi.

  • Albayrak: “Deprem önlenmez, tedbir alınır”

    Fay hatları ile ilgili bilinmezliğin artık yok denecek kadar az olduğunu belirten İMO Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak, depremin önlenemeyeceğini, ancak zararlarına karşı tedbir alınabileceğini söyledi.

    İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, düzenlediği basın toplantısıyla depremden ulaşıma, inşaat sektöründen yeni kanunlara kadar bir çok konuya açıklık getirdi. Dünyadaki ekonomik dengesizliklerin de etkisiyle özellikle inşaat sektöründe sıkıntılı günler yaşandığnı ifade eden İMO Şube Başkanı Mehmet Albayrak, “1988 yılından bu yana ve özellikle 1999 Marmara depreminden sonra bulduğumuz her fırsatta depreme dayanıksız yapı stoku ile ilgili söylenmesi gereken her şeyi dile getirdik. Deprem bir doğa olayıdır. Fay hatlarının nereden geçtiği, düşey veya yatay atımlı olup olmadığı, ne büyüklükte deprem üreteceği gibi konular bilim insanlarınca bugüne kadar uzun süren çalışmalarla incelendi. Bugün gelinen noktada faylarla ilgili bilinmezlik artık yok denecek kadar azaldı. Ancak, geçtiğimiz 19 yılda, fayları konuşmaktan öteye gidilemedi. Depremi önleyemeyiz, ama zararlarına karşı tedbir alabiliriz. Depremi ve fay hatlarını konuşarak da depreme karşı bir tedbir almış sayılmayız. Konunun uzmanlarınca bu öğrenilenlerin ışığında yeni deprem yönetmeliğimiz 2019 yılı başında yürürlüğe girecek. 16 bölüm ve birçok eklerden oluşan “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” son derece yeterli gibi görünüyor. Ancak yönetmeliğin yeteri kadar anlaşılması ve uygulanması zaman alacaktır. Meslek odalarını devre dışı bırakan, sadece kamuda çalışan konunun ilgililerinin bilgilendirileceğini ifade eden ‘AFAD’ın tavrı anlaşılamazdır. Konunun uygulayıcıları olan inşaat mühendislerini ve meslek odalarını devre dışı bırakmak son derece yanlış bir yoldur. Yeni deprem yönetmeliğinin doğru uygulanması ve yönetmeliğe uygun projelerin üretilmesinde en doğru denetim meslek odamızca yapılabilecektir. Meslek odalarıyla iş birliği yapmak kamu yararı taşımaktadır” dedi.

    “Yeni yapı denetim yönetmeliği doğru ve etkin bir denetim sağlayacaktır”

    Yarınları güven altına almanın yegane yolunun yönetmeliklere uygun proje ve yeterli denetimlerden geçtiğini belirten Albayrak, “Güvenli yapı yapmak adına 2001 yılında kararname ile inşaat sektörüne dahil edilen ‘Yapı Denetim Sistemi’nde de 2019 yılı başında yürürlüğe girecek önemli değişiklikler var. Öncelikle e-dağıtım olarak adlandırılan yeni sistem yürürlüğe girecek. Böylece yapı denetim şirketlerinin ekonomik kaygılardan dolayı denetim yapamamaları gibi aksaklıkların önüne geçilmiş olacak. Önemli bir değişikliktir. İş kaygısını da ortadan kaldıracak olan bu yöntem tamamen doğru ve etkin bir denetim sağlayacaktır. Bunun yanında beton numunelerinde ‘ÇİP’ uygulaması da inşaat sektörüne girecek. Depreme karşı güvenli bina yapabilmenin önemli bir ayağı olan beton malzemesinin doğru kullanılması, şartnamelere uygun numune alınması ve takip edilmesi suretiyle, öngörülen beton dayanımına ulaşılması gibi hususlarda büyük yararları olacak. İMO olarak da biz yapı denetim şirketlerinin gerekli ve yeterli denetimleri yapıp yapmadığının takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.

    “Verimi arttırmak için yapılan tüm çalışmalar ek maliyettir”

    Albayrak, “Şehir planlanırken her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi ve ona göre uygulama yapılması gerekir. Bilindiği gibi araç sayısı arttıkça mevcut yolları genişletme eğilimi artar. Ancak bu uygulamanın sonucunun olmadığı bütün inşaat mühendislerince bilinir. Bunun yerine yapmamız gereken özel araca daha az bağımlı ve iyileştirilmiş, bütünleşik bir toplu taşıma hizmetlerini içeren sistemin özendirilmesidir. Araçların değil, insanların bir yerden bir yere ulaştırılmasına öncelik tanıyan bir ulaşım sistemi oluşturmak ve işletmek esas olmalıdır” diye konuştu.

    Otobüs, minibüs, servis araçları ve otomobillerin aynı hat üzerinde hareket etmesi sebebiyle T2 hattının atıl durumda kalacağına dikkat çeken Albayrak, “Kent Meydanı’ndaki istasyonun yeniden düzenlenerek HRS ile bağlı hale getirilmesi ve hat üzerindeki istasyonların elden geçirilerek azaltılmasıyla daha verimli hat elde edilecektir. Bu hat için imal edilen ve satın alınan tramvaylar da Görükle – Üniversite arasında kullanılabilecek şekilde yeniden projelendirilebilir. Stadyumun ardından, Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi’nin inşaatı da bittiğinde, Acemler’deki trafik sıkışıklığının bugün içinde bulunduğu durumdan çok daha vahim bir hal alacağı hepinizin malumudur. Umuyoruz ki İMO Bursa Şubesi olarak daha önce sunduğumuz çözüm teklifleri dikkate alınmıştır” dedi.

  • Yıldıran: “AK Parti ailesinde görev verilmez, alınır”

    AK Parti Korkuteli İlçe Başkanı İlhami Yıldıran, 31 Mart mahalli seçimlerinde AK Parti’den Belediye Başkanı aday adayı olmak için 10 Haziran 2014 yılından bu yana sürdürdüğü İlçe Başkanlığı görevinden istifa etti.

    AK Parti Korkuteli İlçe Başkanı İlhami Yıldıran, 31 Mart 2019 mahalli seçimlerinde AK Parti’den Belediye Başkanı aday adayı olmak için İlçe Başkanlığı görevinden istifa etti. Yıldıran’ın ilçe başkanlığından istifası ve aday adaylığı başvurusuna şahit olmak isteyen AK Parti’li yönetici ve partililer AK Parti İlçe binasına sığmadı. Yıldıran’ın istifa ve aday adaylığı başvuru törenine Kurucu İlçe Başkanı Mustafa Akdeniz, eski İlçe Başkanlarından Arif Çoraman, meclis üyesi Emin İsen, Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Memioğlu, 2019 seçimlerinde belediye başkan aday adayları; Kadir Sarıcalar, Celal Koç, Ahmet Uysal, Kadın ve Gençlik Kolları yöneticileri de katıldı.

    İlhami Yıldıran AK Parti Korkuteli İlçe Başkanlığı görevinden Belediye Başkanı aday adaylığı başvurusu nedeniyle istifa ettiğini açıkladığı toplantıda kendisine eşlik etmek için gelen kalabalık partili grubuna duygu yüklü bir konuşma yaptı. Yıldıran, “Böyle kalabalık olacağını biliyordunuz neden salon tutmadınız diyenler oldu. Çünkü ben Parti binasında 5 yılda evimden daha çok vakit geçirdi. İlçe Başkanı olarak da son konuşmamı parti binamızda yapmak istedim” dedi.

    Gözleri dolarak konuşmasını sürdüren Yıldıran, “10 Hazirandan bu yana tüm yönetim kurulu üyelerimizle, meclis üyelerimizle, 5-6 aydır belediye başkanımızla kadın ve gençlik kollarımızla Korkutelimiz için canla başla çalışıyoruz” dedi.

    Yıldıran’da 15 Temmuz vurgusu

    Yıldıran, “Biz teşkilat olarak birçok önemli seçim atlattık. Ancak bu seçimlerden daha önemlisi bir 15 Temmuz yaşadık. Biz 15 Temmuz’da bazıları gibi bankamatik kuyruğunda geçirmedik. Nişandan dönüyorduk ne olduğunu anlamamış olmamıza rağmen başkaları gibi bazıları gibi belediye başkanlarının evine, ya da başka yerlere saklanmadık. Derhal İlçe Binamıza geldik. Yarım saat içerisinde neredeyse burada 5 bin kişi vardı. Cumhurbaşkanımız diyor ya bir kefenimizi giydik çıktık. Bu öylesine söylenmiş bir söz değil. AK Parti camiası olarak gerçekten kefenimizi giydik meydana çıktık. Biz dava adamıyız, her zaman genel merkezimize bağlıyız, aday adaylığı süreci başladığından bu yana neden çıkmıyorsun diyen sevenlerimiz oldu. Genel merkezimiz bizden talimat gelmediği sürece istifa etmemiz gerektiği söylendi. AK Parti ailesinde görev verilmez alınır. Dün il başkanlığındaki toplantılar süresinde 6 tane ilçe başkanımız ben de dahil genel merkezin talimatıyla çok sevdiğim ve evim olarak gördüğüm ilçe başkanlığını bırakıyorum. Rabbim utandırmasın. İlçe başkanlığım boyunca sizlerden hakkınızı helal etmenizi istiyorum. Ben de hakkımı sizlere helal ediyorum” diye konuştu.

    Yıldıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2014 yılında Mustafa Akdeniz Başkanımıza verildiğinden itibaren aday adayları olarak kendimiz adaymış gibi canla başla çalıştık. Bu seçimlerde de 4 aday adayımız biz ve mevcut belediye başkanımız hangimiz olursa aday olursa olsun kim olursa olsun AK Parti camiası olarak canla başla o adayımızın arkasında var gücümüzle çalışacağız. Sizlerin önünde söz veriyoruz. Sizlerden istirhamım herkesin gönlünde bir aslan yatar. Biz burada at yarışı yapmıyoruz. Ben bazen görüyorum üzülüyorum. Buraya aday adayı olmak herkesin hakkı. Bu bir cesaret işi birikimlerini Korkuteli için birikimlerini aktarma işi. Sosyal medya hesaplarınızda birbirinize çatışmayın. O aday olur bu aday olmaz diye kötü sözler etmeyin. Herkesin eşi dostu, işi gücü var. Onuru gururu var. Partimize ihanet edecek hiçbir arkadaşımız yok aramızda. Kendi içimizde çatışmadığımız gibi başka partilerle de çekişme içine girmeden inşallah 31 Mart 2019’u AK Belediyecilikle buluşturarak belediye binamıza AK Parti bayrağını dikerek çıkacağız. Durmak yok yola devam.”

    İlhami Yıldıran’ın istifa ve aday adaylığı başvuru töreninde Yıldıran’dan boşalan AK Parti Korkuteli ilçe Başkanlığı koltuğuna teamüller gereği hukuk ve siyasi işlerden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Moğol vekaleten geldi. Moğol yaptığı konuşmada, “Kendisiyle uzun zamandır yönetim kurulu üyeliği yaptım. Kuruluş yıllarında ilk kurucu gençlik kolları başkanı olarak AK Parti’de siyaset hayatıma başladım. İlk aşamada vekaleten daha sonra uygun görülürse asli ilçe başkanlığı görevini yerine getireceğim. 42 yıllık alınamayan Korkuteli Belediyesini almayı hedefliyorum. Ben görev sürecinde iddialı hedefler koymak gerekiyorsa doğalgazı ben bu ilçeye getiririm” şeklinde konuştu.

  • Muğla şivesi ile hastaneden nasıl randevu alınır?

    Kamu hastanelerinde poliklinikler önünde yığılmaları önlemek ve yoğunluğu daha az seviyelere düşürmek amacıyla Muğla Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ‘Muğla şivesi’ ile hazırladığı tanıtım filmini tanıttı. İki ayrı film tanıtan Genel Sekreterlik, önce Muğla şivesi ile hastaların internet ortamında nasıl randevu alabileceklerini slayt eşliğinde tanıttı.

    Muğla Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğince Yönetmenliğini Kenan Gürbüz’ün yaptığı tanıtım klibinde, Muğla şivesini en iyi konuşan ve dizilerin aranan ismi Gülnihal Demir’in rol aldığı tanıtım filmi yer aldı. 62’sinden sonra şöhreti yakalayan Muğlalı Gülnihal Demir, tanıtım filminde hasta rolünü oynarken, torununun okulda öğretmeni tarafından Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile internet ortamında randevu alması ve randevu saatinde hastaneye giderek sıra beklemeden muayene olması temsili olarak canlandırıldı.

    Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nin Sağlık Bakanlığı’nca da tanıtım filmi olarak kabul edildiğini belirten Muğla Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Rıza Murat Himioğlu, “Merkezi randevu sistemini çalıştırmaya başlarken, çocuklarımızdan destek alarak okullarımız ile birlikte, Milli eğitimimiz ile birlikte proje yapalım istedik. Randevu ile birlikte gelen kişi sayısı arttığı zaman hastanelerdeki kalabalığı engelleyebilirsek, hem hizmet alan kişiler için, hem hizmet veren kişiler için çok daha nezih bir ortam oluşturabileceğiz” dedi.

    MHRS tanıtım toplantısına katılan Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla’da göreve başladığı günden bu yana Kamu Hastaneleri Genel Sekreterinden kaç kişinin hastaneye randevulu sistem ile geldiği konusunda bilgi aldığını söyledi. Vali Çiçek, “Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Murat Bey’den hastaneye gelmeden randevu sistemi ile kaç kişinin veya yüzde kaçının randevulu sistemi kullandığın sordum. Yüzde 25 civarında vatandaşlarımızın randevu sistemini kullandığını söyledi. Bugün bu rakamın yüzde 35’e kadar yükseldiğini söyledi. Yani demek ki her geçen gün artıyor. Bütün insanlarımızın randevu sistemini bilmesine, bilinçlenmesine bağlı. Eğer ne kadara çok o sistemi bilenimiz varsa ona göre o sistemi kullanırız. Hastanelerdeki yakınmaların çoğu hastanelerde zaman harcamaktan. Sağolsun burada tanıtım konusunda çalışan Gülnihal hamın ve diğer vatandaşlarımız var. Biz Muğla için bunu herkese yayalım, herkes bunu görsün. Daha sonra tüm Türkiye’mizde bu yaygınlaşacak” dedi.

  • Palandöken “Kırtasiye kırtasiyeciden alınır”

    Kurban Bayramının hemen bitiminde 2016-2017 eğitim-öğretim yılının başlayacağını ve yaklaşık 2,5 milyar dolar pazar payı olan kırtasiye sektörünün şimdiden hareketlendiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bu yıl eğitim ve öğretime yaklaşık 18 milyon öğrencinin devam edeceğini belirterek velilere alışveriş öncesi uyarılarda bulundu.

    Bendevi Palandöken konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Okulların açılması yaklaştı. Çocuklarımız için özenerek alacağınız ürünler onların sağlığını tehdit etmemelidir. İthal ürünlerin menşeine ve markasına mutlaka dikkat edilmelidir. En önemlisi CE ve TSE uluslararası standart işaretleri aranmalı ve bu ürünler güvenilir yerlerden alınmalıdır” dedi.

    “Süsüne değil içeriğine dikkat edin”

    Rengarenk ve süslenerek yapılan ürünlerin dış görüntüsüne kanılmamasını belirten Palandöken, “Yarınlarımızın umudu çocuklarımızın sağlıklarını korumalıyız. Kullanacakları kırtasiye malzemelerinin ve formaların fiziksel değil, kimyasal içeriğine dikkat edin. Yollarda, eğreti tezgahlarda satılan albenili kırtasiye malzemelerinden uzak durulmalıdır. Çocuklarımızın sağlığını hiçe sayıp sadece kendi ceplerini ve kazançlarını düşünen fırsatçıların ekmeğine yağ sürmeyin” diye konuştu.

    “Kırtasiye ürünlerinde güven arttı”

    Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından bazı ürünlerle ilgili resmi gazetede yayınlanan tehlikeli kimyasal madde tebliğine dikkat çeken Palandöken, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın kırtasiye malzemelerine yaptıkları denetimleri sonucunda Türkiye’de 100 kırtasiye ürününden 97’sinin güvenli hale geldiği ifade ediliyor. Ancak tüketicilerin mutlaka ithalatçısı ya da üreticisi belli, etiketli, markalı olan ürünleri satın alması gerekiyor. 2013 yılında yüzde 18 olan zararlı ürün oranı 2014 yılında yüzde 11,2’ye düşmüştü. Buna rağmen 2015 yılında denetlenen 375 kırtasiye ürününün 15’inde sağlığa aykırı zararlı fitalat tespit edildi. Bu yıl yüzde 3 oranına düşerek, ne kadar düzelme olsa da yine çocuklarımızın sağlığını piyasada satışı yapılan Uzak Doğulu, parlak ambalajlı, markasız ürünler tehdit etmektedir. Bu tespitler vatandaşlarımıza rehber olmalı ve alacakları ürünlere çok dikkat etmelidirler” şeklinde konuştu.