Etiket: Alexa

  • Uygun’dan, Koçak’a Ziyaret

    Uygun’dan, Koçak’a Ziyaret

    Spor Toto Süper Ligi yeni takımlarından Sanica Boru Elazığspor pazar günü deplasmanda karşılaşacağı Trabzonspor maçı hazırlıklarını Atatürk Üniversitesi stadında sürdürüyor.
    Teknik Direktör Bülent Uygun yönetimindeki Sanica Boru Elazığspor takımı oyuncuları Atatürk Üniversitesi stadında günde iki kez teknik ağırlıklı bir antrenman yaparak zorlu maça hazırlanıyor.

     
    Uygun, ligin yeni bir takımı olarak başarılı olmak istediklerini belirterek, bunun için çok çalıştıklarını söyledi. “Dadaşlar ve Gakkoşlar bir elmanın iki yarısı gibidir” diyen Uygun, “Erzurum, süper ligi hak eden bir şehirdir. Temenni ediyorum ki, kısa sürede, Erzurum yeniden birinci ligde takımıyla mücadele eder. Birinci ligde oynayacak bir Erzurumspor, hem şehre hem de lige, Elazığspor gibi, renk katacaktır, ” temennisinde bulundu.
    Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ı makamında ziyaret eden Sanica Boru Elazığspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, Koçak’a takımlarına verdiği destek için teşekkür etti.
    Koçak’da, Sanica Boru Elazığspor’un, Türkiye liglerinde başarılı olmasını yürekten dilediğini vurguladı ve teknik adama Atatürk Üniversitesi’nin bazı yayınlarını hediye etti.

  • Bu Haber Erzurumlu Avcılara

    Bu Haber Erzurumlu Avcılara

    Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Avcılık ve Atıcılık Spor Derneği’nce Doğu Anadolu Bölgesi’nde 1. Grup av hayvanlarından Bıldırcın ve Üveyik avının 25 Ağustos-25 Kasım 2012 tarihleri arasında avlanmasına izin verildiği belirtildi.
    Doğa ve Yaban Hayatı Koruma, Avcılık ve Atıcılık Spor Derneği Merkez Av Komisyonunun (MAK) aldığı kararlara göre, bölge de bu sezon ava kapalı bulunan Erzurum- Köprüköy asfalt karayolunun sağ tarafı tamamen ava kapalı alan olarak bildirilirken, bu bölgede avlanılması yasaklandı. Diğer ava açık alanlarda ise yasal avcılık izni bulunan yerli ve yabancı avcıların MAK kararlarında belirtildiği, sezon için bildirilen 1. Grup av hayvanlarından Bıldırcın 10 adet, Üveyik’in ise 8 adet olarak avlanılmasına müsaade edildiği belirtildi.
    Bölgenin Av popülasyonu bakımından zengin oluşundan dolayı çevre il ve ilçelerden yoğun şekilde Avcı baskısına maruz kaldığını belirten dernek yetkilileri, Doğa ve Yaban Hayatını Sürdürülebilirlik açısından belirlenen süre ve zamanlar haricinde yasal olmayan şekilde avlananlar için öncelikle kolluk kuvvetleri ve yöre halkımızın sağduyulu hareket etmelerini istedi.
    Dernek yönetimince yapılan açıklamada, “Bizler geçen kışın zor doğa şartlarında Doğa ve Yaban hayatı koruma derneği olarak yaptığımız yemlemeler ve gerekse kurak geçen bu yaz sezonu için bölgemizde mevcut av hayvanı envanterinin bir hayli düştüğü kanısındayız. Onun için avın birer canlı olduğu öncelikle koruma ve sürdürülebilirliği açısından bakılmasına ve sağduyulu davranılması unutulmamalıdır. Doğa ve Yaban Hayatı Koruma, Avcılık ve Atıcılık Spor Derneği olarak doğa ve yaban hayatı severler ile yasal avcı dostlarımızın yeni av sezonunun hayırlı olmasını temenni ederiz” denildi.

  • İşte BDP Binasının Yakılma Anı

    İşte BDP Binasının Yakılma Anı

    Gaziantep’te 4’ü çocuk 9 vatandaşın hayatını kaybettiği bombalı patlamanın ardından, BDP Şehit Kamil İlçe Başkanlığına düzenlenen saldırı anları cep telefonları tarafından saniye saniye kaydedildi.

     

    Ramazan bayramının ikinci günü meydana gelen olaylarda ilk olarak 19.38’de Karşıyaka İlçe EmniyetMüdürlüğü önünde bomba yüklü bir araç infilak ettirilmişti. 9 vatandaşın hayatını kaybettiği 66 kişinin de yaralandığı saldırının ardından öfkeye kapılan Gaziantepliler sokaklara dökülerek saldırıyı protesto etmişlerdi.

     

    Sinirlerin gerildiği dakikalarda, hızını alamayan bir grup ise BDP’nin Şehit Kamil İlçe Binasına saldırmıştı. Saldırıda kepenkleri kırıp binayı ateşe veren grup, balkona ise Türk bayrağı asmıştı. Cep telefonları tarafından da saniye saniye kaydedilen görüntülerde, etrafta toplanan kalabalık binayı ateşe veriyor.

     

    Olayın ardından çevrede önlemlerini üst seviyeye çıkartan güvenlik güçlerinin teyakkuz hali devam ediyor.

     

     

  • Erzurum’da Terör Karşıtı Eylem

    Erzurum’da Terör Karşıtı Eylem

    Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilciliğince song ünlerde artan terör olaylarına karşı basın açıklaması yapıldı.
    Havuzbaşı’nda ki kent meydanında düzenlenen “Kanlı Teröre Lanet” açıklamasına Kamu-Sen üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

     
    Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi Müfit Bayraktar, son günlerde artan hain terör olayları nedeniyle halkın derin bir üzüntü içinde olduğunu belirterek, “Hemen her gün yeni bir şehit haberi gelirken, eli kanlı terör örgütü gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş, mübarek Ramazan Bayramında dahi hain saldırılarını sürdürmüştür.

     
    Bir taraftan mayınlı tuzaklarıyla Mehmetçiklerimizi şehit eden caniler, diğer taraftan da Gaziantep’te sivil vatandaşlarımıza yönelik olarak düzenledikleri bombalı saldırı ile 9 masum vatandaşımızın ölümüne, 69 vatandaşımızın da yaralanmasına neden olmuştur. İnanıyoruz ki; bu vahşi eylemleri gerçekleştiren caniler, akıttıkları kanda boğulacaktır.

     
    Acımızı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Öfkemiz çığ gibi. Ama devletimizin bekası, milletimizin birliği için gözyaşlarımızı içimize akıtıyor, acımızı içimize gömüyoruz.
    Dik duracağız. Birlik ve beraberliğimizi bozmayacağız, metanetimizi koruyacağız.
    Öncelikle terörü, teröristi, destekçilerini ve milletimizin yaşama hakkı gasp edilirken susanları nefretle lanetliyoruz.” Dedi.
    “Terör örgütü ve onun destekçisi olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki, ülkemizi bölmeye, bizi bize düşman etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir” diyen Bayraktar daha sonra şunları kaydetti; “Türk milleti artık sabrının sonuna gelmiştir ama büyüklüğün göstergesi de kimsenin dayanamadığı acılara dayanmak, kimsenin gösteremediği sabrı göstermektir.
    Ancak, terör belasının bu boyutlara gelmesinde etkili olan olayları da görmezden gelemeyiz.
    Yıllardır terörle mücadelede yanlış yol ve yöntem izlendiğini haykırdık.

     
    Terör sorununun, Kürt sorunu olarak tanımlanmasıyla başlayan, açılım safsatasıyla devam eden süreçte, Türk Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen Habur Olayı, Oslo görüşmeleri, bazı milletvekillerinin terör örgütünü masum gösterme çabaları ve terörist- milletvekili kucaklaşması, caniler için en büyük cesaret kaynağı oldu.
    Yıllardır terör örgütü mensuplarına gösterilen hoşgörü, sonunda silahsız vatandaşlarımıza bombalı saldırı yapılmasına kadar varmıştır.
    Birkaç gün önce tüm Türkiye’nin gözleri önünde, bizzat TBMM üyeleri tarafından kucaklanan terör örgütü üyeleri, buradan aldıkları güç ve malûm çevrelerin verdiği destekle eylemlerini artırmıştır.
    Büyük Ortadoğu Projesi’nin fiilen hayata geçirilmesiyle, bölgesel özerklik ve federalizm gibi tarafımızca asla kabul edilemeyecek taleplerini daha gür bir sesle dillendiren bu kesimlerin takındığı bu aymaz ve cüretkâr tutum, bu projenin eşbaşkanı tarafından mutlak surette irdelenmelidir.
    Komşumuz Irak’ta yaşanan otorite boşluğu ile palazlanan bu kanlı terör örgütünün, Suriye’de yaratılan kaosla daha rahat hareket imkânı bulması; bölgede silahlı kuvvetlerimize ağır silahlarla hain pusular kurmasına ve sivil vatandaşlarımızı dahi katletmesine yol açmaktadır.
    Gaziantep’teki bu saldırılar, bugüne kadar teröristle mücadele yerine müzakere yapan anlayışın gözden geçirilmesi zorunluluğunu ortaya koymuştur.

     
    BU DEVLETE SAHİP ÇIKMAK HER TÜRK VATANDAŞININ ASLİ GÖREVİDİR
    Ancak öfkemiz ve acımız gözlerimizi kör etmemeli, bin yıllık kardeşliğimize gölge düşmemelidir.
    Terörle mücadele, uzun soluklu, kararlı ve etkili olmalıdır. Suçlu cezasını çekmeli, yaptığının karşılığını almalı ve belasını mutlaka bulmalıdır. Bunun dışındaki her uygulama, teröre davetiye çıkarmak anlamı taşımaktadır. Bu süreçte Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu, dost düşman herkes görmelidir.
    Devletimiz büyüktür ve terörü de terörün arkasındaki güçleri de alt edecek güce sahiptir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Gün; yaşadığımız acı ve öfke ile sağduyumuzu kaybetme değil; gün birlik, beraberlik ve soğukkanlılıkla terörün kökünü kazıyacak adımları atma günüdür. Türk milleti büyük bir millettir. Büyüklüğümüzü vakur duruşumuzla, olaylara gerçekçi yaklaşımımızla göstereceğiz. Terörü alet olarak kullanan dış güçlerin oyununa gelmememiz gerekmektedir. Terörün kökünü kazımanın tek yolunun askeri olmadığı, bu tür oluşumlarla baş etmek için onların ekonomik, siyasi, askeri ve toplumsal desteğinin kesilmesi gerektiği herkesin bilgisi dâhilindedir. Bu süreçte bizlere düşen, her ortam ve platformda terörün ve teröristin çirkin yüzünü dünyaya göstermek olmalıdır.
    Terörün yok edilebilmesi için alınacak ekonomik ve sosyal tedbirlerin sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.
    Türkiye Kamu-Sen, bu yönde devletimizin atacağı her türlü adıma gücünün yettiği kadar destek vermeye hazırdır.
    Ancak, en küçük bir olumsuzlukta, insan hakkı, özgürlük, demokrasi gibi kavramları kullanarak ülkemize ve devletimize saldıran çevrelerin, sivil Türk vatandaşlarının kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katledilmesine sessiz kalması son derece düşündürücüdür.
    Ülkemizde son yılların en büyük terör eylemlerinin yapıldığı, onlarca insanımızın katledildiği gün, basın yayın organlarının hiçbir şey olmamış gibi yarışma, eğlence ve magazin programlarını sürdürmesi ve adeta terörü kabullenmiş bir görüntü çizmesi kabul edilemez.
    Bu bakımdan teröre karşı, milletçe, bireysel ve kurumsal olarak göstereceğimiz tepki, son derece önemlidir.
    Bu nedenle, Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu dost düşman herkese göstermeliyiz.
    Terör örgütü ve onun gizli, açık, dolaylı destekçisi olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki, ülkemizi bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
    Şundan eminiz ki; milletimizin doğru yerde ve doğru zamanda göstereceği tepki ve ortaya koyacağı dayanışma; sivil vatandaşlarımıza ve askerimize pusu kuran hainlerin planlarının başlarına geçmesine yetecektir.
    Bu vesile ile terörle mücadele politikasının bir kez daha gözden geçirmesi gerekliliğini vurgularken, bayram demeden, kadın, çocuk, yaşlı, genç ayrımı yapmaksızın saldırılarını adeta bir katliama dönüştürecek kadar gözünü kan bürümüş vatan hainlerini nefretle lanetliyoruz.”

  • Erzurum’da Ortaya Çıktı

    Erzurum’da Ortaya Çıktı

    Ağrı’nın Diyadin ilçesinde, mahkeme kararıyla yapılan telefon dinlemelerinde BDP’li yöneticilerin terör örgütü PKK’ya eleman kazandırdıkları ortaya çıktı. ‘Dağa çıkmak istiyorum’ diyen liseli genç kıza BDP’li yönetici, ‘Bak bu konular telefonda konuşulmaz’ uyarısında bulundu.

     

    Diyadin ilçesinde KCK operasyonu kapsamında yakalanan ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt üyeliği’ suçundan yargılanan, 77 ve 10 yıl 6 ay hapis cezasına hükümlü BDP Diyadin İlçe Başkanı Musa Zorbay ile BDP’li yöneticilerin mahkeme kararıyla yapılan telefon dinlemelerinde bölücü terör örgütü PKK’ya eleman kazandırdıkları ortaya çıktı. Hakkari’den kaçarak Van’da güvenlik güçlerine kaçarak teslim olan Diyadinli itirafçı Emre T.’nin, ‘Hakkari BDP’de bulunan birileri seni dağa gönderecek’ ifadeleri iddianamede yer aldı. Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı 160 sayfalık iddianamede, örgüt ile birebir bağlantılı olarak yapılan telefon konuşmalarının yapılan tabe çözümlerinde BDP’li yöneticilerin özellikle polis ve askere yönelik eylemler karşısında kullanılan patlayıcı molotof kokteyl yapımı için (şişe-benzin) telefonda ‘Şehriye istedim, arpa göndermişsin’ diyerek ‘süt, pet şişe’ isteyerek şifreli konuşmalar yaptıkları belirlendi.

     

     

    ‘HAKKARİ BDP’DE BULUNAN BİRİLERİ SENİ DAĞA GÖNDERECEK’
    Örgüte kandırılarak götürülen ve PKK’nın dağ kadrosuna Hakkari’den katıldıktan 15 gün sonra pişmanlık duyarak Van’da güvenlik güçlerine teslim olan Diyadinli Emre T. isimli itirafçı, 03 Haziran 2010 günü güvenlik güçlerine verdiği ifadesinde, BDP’nin örgütün dağ kadrosu ile birebir çalışma içerisinde olduğu ileri sürerek şunları söyledi:

     

     

    ‘Zaman zaman BDP Diyadin İlçe Teşkilatı’na gidip geliyordum. Burada Abdullah Öcalan ve ölen örgüt üyelerinin fotoğraflarının asılı olduğunu gördüm. Bizlere terör örgütüne katılmak için telkinlerde bulunuldu. BDP’li Cihan isimli bir şahsın kendisine, ‘Biz şu an PKK’ya eleman göndermiyoruz. Hakkari’ye gidersen, Hakkari BDP Teşkilatında bulunan birileri seni gönderir’ diyerek beni Doğubayazıt ilçesine gönderdiler. Doğubayazıt’ta Musap isimli şahıs beni Hakkari’ye göndereceğini söyledi. Hakkari’ye 6-7 kişilik grup içinde ben de dağa çıkmak için gönderildim. Örgüte katıldığımda pişmanlık duyarak kaçtım, güvenlik güçlerine teslim oldum’ dedi.

     

     

    BDP’Lİ BAŞKAN’IN ‘SIKIYSA HALKIN GÜCÜNE KARŞI DİRENSİNLER’ TEHDİDİ
    BDP Diyadin İlçe Başkanı Musa Zorbay’ın 0536- 225 42…. numaralı telefonunun 2010 ve 2011 yılları arasında mahkeme kararı ile yapılan dinleme kararında ise;

    Musa Zorbay: ‘ROJ TV’yi seyrediyor musunuz’?
    Lütfi D.: ‘Roj TV, şimdi mi?’
    Musa Zorba: ‘Evet evet, şimdi’
    Musa Zorbay: ‘Tabelayı değiştirin, Kürtçe Kürtçe asın’
    Musa Zorbay: ‘Bu mücadeleye layık olalım’
    Lütfi D: ‘Cela, Celo söylemiş yav’
    Musa Zorbay: ‘Bir tane serseri mayın mıdır, nedir siz mi gönderirsiniz’
    Hanifi D: ‘Telefonda fazla konuşma’
    Lütfi D: ‘Sana kurban olayım, Taşlıçay nasıl’
    Musa Zorbay: ‘Sıkıysa halkın gücüne karşı dirensinler’
    Şaban S.: ‘Dicle Haberden selam, selam’
    Musa Zorbay: ‘Bizim haberi neden vermedin, ambargo uygulamışsın’
    Şaban S: ‘Vallahi büyük bir tepki var neyse, yarın konuşuruz’

     

    ‘BAK, BU KONULAR TELEFONDA KONUŞULMAZ’
    BDP Diyadin İlçe Teşkilatı yöneticisi olan ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt üyeliği’ suçundan 12 yıl hapis cezasına hükümlü Seyhat K. ile lise son sınıf öğrencisi olan Gülsen A. arasında 0531 913 74… numaralı telefonu ile yaptığı telefon konuşmasında BDP’li yönetici Seyhat K., Gülsen A.’nın telefonda dağa çıkma isteğine BDP’li yönetici Seyhat K.’nın ise, ‘Bak bu konular telefonda konuşulmaz’ dediği tabe kayıtlarına şöyle geçti:
    Gülsen: ‘Ben Bozova köyünden Gülsen…’
    Seyhat K: ‘Merhaba…’
    Gülsen: ‘Seyat abi ben dağa çıkmak istiyorum’
    Seyat K.: ‘Hıı…hım….’
    Gülsen,: ‘Ben dağa çıkmak istiyorum’
    Seyhat K.: ‘Bak bu konular telefonla konuşulmaz’
    Gülsen: ‘Ne yapayım artık, ben yemin ederim ki artık boğazıma kadar gelmiş, psikolojim bozuk’
    Seyhat K: ‘Bir dakika’
    Gülsen A.: ‘Tamam o zaman kapatıyorum’
    Seyat K: ‘Ben sabah 09.00’de Diyadin’deyim’
    Gülsen: ‘Tamam, tamam…’

     

    MOLOTOF İÇİN ŞİFRE: ‘ŞEHRİYE, SÜT, PET SU, YEMEKLİK TUZ’
    BDP ilçe binasında gösteriler öncesi molotof kokteyl hazırlanmasında telefonda şifreli konuşularak malzeme istedikleri de kayıtlara geçti. Ülfet Ç.’nin ise malzemeyi isteyen BDP’liye ‘Siz insanları kandırıyorsunuz’ diyerek tepki gösterdiği şu şekilde kayıtlara geçti:
    Nihat Ç.: ‘Şehriye istedim, sen arpa göndermişsin’
    Nihat Ç: ‘Bir tane de yemeklik tuz’
    Fettah I: ‘Tamam sen pet bardağı ne yapacaksın’
    Ülfet Ç: ‘Siz insanları kandırıyorsunuz’
    Nihat Ç: ‘Hayır kandırmıyoruz’