Etiket: Alanı’nı

  • Polat, Hayvan Barınağı ve Doğal Yaşam Alanını ziyaret etti

    Göreve gelmesiyle birlikte saha çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, Yeniköy bölgesinde bulunan Hayvan Barınağı ve Doğal Yaşam Alanında incelemelerde bulunarak bilgiler aldı.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat’ın inceleme gezisine, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Yıldırım ve Tarımsal Hizmetleri Dairesi Başkanı Hilmi Öksüztepe ile şube müdürleri de eşlik etti. Hayvan Barınağı ve Doğal Yaşam Alanını gezerek, bilgiler alan Başkan Polat, Malatya’ya yakışır, modern bir barınağın olduğunu vurguladı. Merkez içerisindeki ameliyathane, müşahede odaları, kısırlaştırma merkezi gibi üniteleri de gezen Başkan Polat, “Hayvan barınağımız Malatya’mıza ve belediyemize yakışır modern bir barınak. Battalgazi ve Yeşilyurt başta olmak üzere diğer kırsal ilçelerimizden getirilen bakıma muhtaç hayvanlar, burada gerekli tedavi ve bakımlarının yapılmasının ardından doğal yaşam alanlarına bırakılmaktadır. Hayvan Barınağı ve Doğal Yaşam Alanı ile şehrimizdeki sahipsiz hayvanların belli bir düzeni sağlanıyor. Ayrıca bahçesi olan vatandaşlarımız da buraya gelerek ücretsiz bir şekilde hayvan sahibi olabiliyor. Bu da Malatya’mızın kalitesini gösteriyor. Vatandaşlarımız mutlaka gelip burayı ziyaret etsinler. Buranın bazı eksikleri var, onları da tamamlayarak, örnek bir barınak haline getireceğiz. Buraya emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Körfez Belediyesi, “Sanayi Alanı”nı Büyükeşhir’e satıyor

    Körfez Belediye Meclisi, Barbaros Mahallesi’ndeki 30 bin 736 metrekarelik “Sanayi Alanının” Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne satışı için toplandı.

    Körfez Belediyesi, Barbaros Mahallesi’nde Sanayi Alanı olarak belirlenen, askeriyeden TOKİ’ye, TOKİ’den de trampa yoluyla Körfez Belediyesi’ne devredilen 30 bin 736 metrekarelik arsayı satış kararı aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin arsa için talipli olması sonrasında Körfez Belediye Meclisi, tek gündemlik satış maddesi ile olağanüstü toplandı. Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda arsanın Büyükşehir’e satışıyla ilgili madde Plan ve Bütçe Komisyonu’na oy birliğiyle havale edildi.

    Satışla ilgili olarak meclise bilgilendirmede bulunan Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, “O arsa için çok fazla konuşuldu. Belediyenin en baştan beri mülkiyetiymiş gibi gösterildi. Burası askeriye tarafından TOKİ’ye devrilmiş daha sonra bize de trampa yoluyla devredilmiş bir yer. Sanayi alanı içerisinde kalan bir bölge. Satışa çıkarmıştık burayı. Büyükşehir Belediye Başkanımız, ‘burayı biz alalım, tır parkı yapalım’ dedi. Bizce de bu çok makul geldi” dedi.

    Arsanın tır arkı olarak kullanılmasının kendilerini mutlu edeceğini dile getiren Başkan Baran, “Körfez halkı adına Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ekibine teşekkür ediyorum. Büyükşehir’in son meclis toplantısında arsanın satışıyla ilgili madde geçti. Biz de bugün kararı komisyona havale edeceğiz ve ocak ayındaki toplantıda karara bağlayarak satışı gerçekleştireceğiz. Şimdiden iki belediyemize ve ilçemize hayırlı olsun” dedi.

  • TOKİ inşaat alanını yerinde İnceledi

    Siirt’in Baykan İlçe Kaymakamı Cuma Çotu, Veysel Karani beldesinde devam eden ve TOKİ tarafından yaptırılan kentsel dönüşüm çalışmalarını yerinde inceledi.

    Veysel Karani Hazretleri’nin türbesinin bulunduğu alanda devam eden çalışmalar hakkında ilgililerden bilgi alan Kaymakam Çotu, projenin yakın takipçisi olacağını ifade etti. Belde muhtarlarıyla önce makamında bir araya gelen Kaymakam ve Veysel Karani Belediye Başkan Vekili Çotu, daha sonra onlarla birlikte kendi sorumluluk alanlarındaki mahallelerin eksiklerini yerinde tespit etti. Eksiklerin hızlı bir şekilde programa alınarak yapılacağını belirten Çotu, “Devlet olarak kırsal alanda oturan vatandaşlarımıza da en iyi hizmeti götürmek zorundayız. Bu nedenle siz muhtarlarımızla en iyi şekilde diyalog halinde olmamız gerekir. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından Siirt’in Baykan ilçesi Veysel Karani beldesinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesinde inşa edilecek 55 konut ile 145 dükkanın ihalesi 27 Temmuz 2016 Çarşamba günü yapılmıştı. İhale kapsamında ayrıca 2 adet müştemilat inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi de yer alıyor” dedi.

    Projenin tamamlanmasıyla yılda yaklaşık 250 bin kişinin ziyaret ettiği beldeye gelen turist sayısının artması bekleniyor.

  • Söylentilere inanan defineciler kazı alanını talan etti

    Nif Dağı’nda 800 ton altın olduğu söylentisi hayaline kapılan defineciler, İzmir’in Torbalı ilçesinde 1999 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü tarafından yürütülen kazı çalışmalarının yapıldığı arkeolojik alanı adeta köstebek yuvasına çevirdi.

    İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Dağkızılca köyündeki Nif Dağı civarında 1999 yılından beri süren arkeolojik kazılar söylentilere inanan define avcıları tarafından sonlandırılmak üzere. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elif Tül Tulunay öncülüğünde sürdürülen kazılar, bölgede altın arayan defineciler tarafından adeta baltalandı. Geçtiğimiz günlerde Dağkızılca’daki kazı evine yerleşerek çalışmalara başlayan Elif Tulunay ve ekibi kazı alanı olarak belirledikleri Karamettepe’de büyük bir şoka uğradı. Karamattepe’nin köstebek yuvasına döndüğünü gören Tulunay, hem definecilere hem de onları bu bölgeye çeken asılsız söylentileri yayan televizyon programlarına isyan etti.

    “Sorumsuzca ve cahilce yapılan televizyon yayınları”

    Bölgede 1999 yılından beri kazı çalışmaları yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Tulunay, bu seneki kaçak kazıların daha önce hiç rastlamadıkları boyutta olduğunu belirterek, “Nif Dağı’ndaki hayali altınlarla ilgili öyle cahilce ve sorumsuzca yayınlar yapıldı ki. Sabah kuşağında çok izlenen bir televizyon programının bayan sunucusu Nif Dağı’nı gösteriyor, Karabel Anıtı’nı gösteriyor ve altına da ‘Nif Dağı’nda 800 ton altın’ yazıyor. Bu gibi asılsız söylentiler nedeniyle her yerde kaçak kazı arttı. Bu kadar akılsızca bir şey olmaz. Taşın içinde altın arıyorlar, kandırılmaktan bıkmadılar. Anlayamıyorum. Dolandırıcının biri diyor ki ‘bana para ver sana altının yerini göstereyim.’ Vatandaş da arabasını satıyor, evini satıyor sonra da parasını kaptırıyor. Bir kere yaptıkları suç, ikincisi o adam altının yerini gerçekten biliyorsa gider kendisi alır. Sana neden versin? Bunu anlayamıyorlar ve hepsi dolandırılmış. Yurt çapında bir dolandırıcılık vakası bu Nif Dağı’ndaki altın yalanı adı altında. Yaptıkları şey altın yumurtlayan tavuğu kesmekten farksız. Kendilerine maddi ve manevi geri dönüşüm sağlayacak her türlü iyiliği, güzelliği baltalıyorlar” dedi.

    “Artık biz burayı adam edemeyiz”

    Kazı bölgesinde gerçekleştirilen kaçak define avcılığından sonra civarda tamiri mümkün olmayan deformasyonlar oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Tulunay, “Bizim bin bir emek harcayıp göz nuruyla, el emeğiyle gün ışığına çıkardığımız her şeyi tahrip etmişler. Artık biz burayı adam edemeyiz. Tek şansımız var, üstünü örteceğiz kazılarımız bittikten sonra aynısını yukarıya inşa edeceğiz. Aktoprak’ta o şekilde bir arkeo park yapıldı mesela, onun gibi yapacağız. Elbette ona da imkan ve para olursa. Burasının artık korunacak yeri kalmamış. Kazı sezonumuz zehir oldu” şeklinde konuştu.

    Başkan Görmez: “Söylentilere aldanıp tarihi yağmalıyorlar”

    Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez de yoğun güvenlik önlemlerine rağmen kaçak kazıların önüne geçilemediğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:

    “Hayali haritalara, söylentilere, sosyal medya ve bir TV programı da eklenince Nif Dağı kazı alanında bu üzücü durum yaşandı. Çok değerli tarihi alanlar acımasızca yağmalanıyor. Olay ancak vatandaşın bilinçlenmesiyle çözülür. Bölgemizde oldukça zengin tarihi kalıntılar mevcut. Yıllardır aynı sorunu yaşıyoruz. Özellikle Torbalı dışından geliyorlar. Çok sayıda gözaltı oldu. Lakin polisiye tedbirlerle önüne geçilecek gibi görünmüyor. Zamanlarını, enerjilerini, paralarını hem boşa harcıyorlar hem de tarihi dokuya zarar veriyorlar.”

  • (Özel Haber) AGÜ, Kerkenes kazı alanını üç boyutlu gezme imkanı sunacak

    Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ), yaptığı çalışma ile demir çağı dönemini aydınlatan Kerkenes kazı alanını üç boyutlu olarak web ortamından görme imkanı sunacak.

    Kerkenes’de bir taraftan kazılar devam ederken, bir taraftan da 3 boyutlu bir belgeleme metodu üzerinde çalıştıklarını belirten AGÜ Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Burak Asiliskender, proje ile en nihai aşamada, kazı alanına sanal ortamdan da ulaşılabilecek 3 boyutlu görüntüler ve gezi alanları oluşturmak istediklerini söyledi.

    “Çalışma ile veri tabanı da oluşturulacak

    University of Central Florida’dan bir ekip ile hazırlanan ve fotoğraf tekniklerine dayalı bir model ile söz konusu çalışmayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Doç. Dr. Burak Asiliskender, “İlk aşamada, yıldan yıla acaba yapılar ne kadar zarar gördü ya da kazı sonucunda elde ettiğimiz, yeniden kurduğumuz, ürettiğimiz o bütün çıkardığımız bulguların sürecini takip ediyor bu sistem. Bir ikincisi de dünyadaki herkesin buraya çok kolay ulaşması mümkün değil. Bu nedenle sanal ortam üzerinden bir sayısal ortam üretmeye çalışıyoruz; web sayfası üzerinden ve buranın nasıl bir yer olduğunu 3 boyutlu görebilecek bir model üstünde çalışıyoruz. Her şey yolunda giderse işte bütün o kazı alanlarıyla ilgili 3 boyutlu veri elde edip, onların olası durumu hakkında simülasyonları görüp, kazı anında bunları canlandıracak bir takım teknolojiler kullanarak bu 3 boyutlu gözlükler ya da başka bir araçla kazı alanı gözlemlenebilecek. İlerleyen aşamalardaki niyetlerin bir kısmı da buradaki yaşantıyı bir şekilde belgeleyip yine 3 boyutlu olarak insanlara aktarabilmek.” diye konuştu.

    Çoğunlukla mutfak gereci olarak kullanılan bulgulara rastlandı”

    AGÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney ise, bu yılki kazı sezonunda jeofiziksel araştırmanın yanı sıra ‘şehir bloğu’ adı verilen alanda kazı çalışmalarına devam edildiğini bilgisini verdi. Söz konusu alanın 1997 yılındaki deneme açmasında ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İlk dönemde söz konusu alanda bulunan bir fildişi kabartmalı bezeme parçası bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Bu sezonda da orada kazı çalışmalarına devam edildi. Bu alanda yapı adası olarak adlandırdığımız alanlar var yani bir büyük aile ya da klanın yaşadığı bir bölge, duvarla çevrili cadde ile diğer yapı adalarından ayrılan kentsel alanlar olarak niteleyebiliriz burayı. Bunun içinde depo, mutfak gibi servis alanları, bazıları yaşam alanları, bazılarıysa ortak mekan olduğunu düşündüğümüz daha büyük yapılar yer alıyor. Anadolu’nun başka yerlerinde de bulunan, ancak bazı farklılıkları olan iki odalı yapılar buralar ve büyük ahşap çatılarla örtülü taş binalar. Ahşap çatıları taşımak için enleri geniş olduğu için içlerinde ahşap dikmeler varmış. Bu ahşap dikmelerin bugün bastıkları konumlara göre biliyoruz. Bir savaş sonrası olduğunu düşündüğümüz büyük bir yangınla şehir ortadan kalktığı için ne yazık ki ahşap malzemeye ulaşamıyoruz. Yanmış buluntuya sıklıkla rastlamakla birlikte yanmamış çeşitli çanak, çömlek, çeşitli bezeme objeleri, zaman zaman değerli metal objeler, kemik ve fildişi yine bezemeli küçük objelere rastladık.”

    “Bulunan objeler kültürel etkileşime dair ipuçları veriyor”

    Bulunan objelerin, hali hazırda ticaret yolları üzerinde bulunan Kerkenes’deki ticari geçişler ve kültürel etkileşimler hakkında ipucu verdiğini kaydeden Doç. Dr. Nilüfer Baturayoğlu Yöney, “Tüm objelerin üstündeki bezemeler ya da bunların nitelikleri bunların bize nerden geldiğini gösteriyor. Bunların hepsi yerel değil. Bir kısmı yerel olarak üretiliyor elbette ama Anadolu’nun farklı kentlerinden ya da Ortadoğu’nun farklı bölgelerinden gelen nesneler de var ve bunlar bize kültürel ve ticari etkileşimin nasıl gerçekleştiğini gösteriyor bu dönemde. Kerkenes, iki önemli ticaret yolunun keşim noktasında yer alıyor. Bugün Ankara-Sivas yolu olarak bildiğimiz anayolla, Kayseri tarafından Tokat’a doğru uzanan ikinci bir yolun kesişim noktasında dolayısıyla ticaret için önemli bir konumda. Bulduğumuz objelerin çoğunluğu bize Anadolu’nun başka kesimleriyle bu dönemdeki ilişkileri işaret ediyor. Frigya’yla çok ilişkisi olduğunu düşünüyoruz kültürel olarak. Hem alanın başka yerinde Frigce yazıt bulundu hem de bu bahsettiğim kemik ve fildişi objelerin çoğu Frig niteliğinde ama bunların aynı zamanda Orta Asya İran Pers geleneğine yakın olanları da var.” ifadelerini kullandı.

    Kerkenes kazısı hakkında

    Kerkenes Dağı, Yozgat il merkezinin güneydoğusunda, Şahmuratlı Köyü’nün 5 kilometre batısında, Kapadokya Ovası’nın kuzey ucunda yer alan bir höyüktür. Anadolu platosunda MÖ 600 yılı dolaylarının en geniş yerleşimlerinden biri olarak bilinmektedir. Bir Demir Çağı başkenti olarak büyük olasılıkla Herodot’un yazmalarında belirtilen ‘Pteria’ adındaki yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Yerleşme en erken olarak 19. yüzyıl sonlarında J. G. Anderson tarafından belgelenmiştir. Daha sonra 1927 yılında H. H. von der Osten ve H. F. Blackburn, kentin ve savunma duvarlarının bir haritasını çıkarmışlardır. Bir sonraki yıl E. Schmidt, höyüğün 14 noktasında açmalar kazmıştır. Bu açmalarda höyüğün bir Demir Çağı yerleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Geniş kapsamlı çalışmalar 1993 yılında Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü’nden Geoffrey D. Summers başkanlığında, öz direnç ve uzaktan algılama yöntemleriyle desteklenen geniş çaplı yüzey taramaları ardından başlatılmıştır. Kazı çalışmaları halen sürdürülmektedir. Abdullah Gül Üniversitesi Mimarlık Bölümü de kazı ekibi içerisinde yer almaktadır.