Etiket: Aktaş:

  • Prof. Dr. Şeref Aktaş, Sağlıklı Yaşam İçin Aikido’yu Tavsiye Etti

    Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Aktaş, sağlıklı yaşam için Aikido’yu tavsiye ederek, “Aikido çocuk, genç, orta yaş ve üzeri için çok uygun bir spordur” dedi.

    Pek çok kişi yaşlandığında hareketsiz kalmaktan, kamburlaşmaktan, duruşunun eskisi gibi olmamasından korkar. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Aktaş, iki büklüm bir yaşlı olmak istemeyenlere Aikido’yu öneriyor. 49 yaşında olan ve kendisi de Aikido yapan Prof. Dr. Aktaş Aikido’nun postürü yani duruşu düzelttiğini, antrenmanlarda yapılan çalışmalarla kişilere zindelik kattığını, ruhu dinlendirirken bedeni çalıştırdığını da söyledi.

    Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Aktaş, bir savaş sanatı olarak tanımlansa da Aikido’nun her yaşta, herkes için yapılabilecek ideal bir spor olduğunu söyledi. Aktaş, “Aikido her yaştan herkesin yapabileceği bir spor dalıdır. Dışarıdan bakıldığında çok zor ya da efor gerektiren bir spor gibi görünse de, 49 yaşında bu spora başlamış biri olarak söyleyebilirim ki, Aikido çocuk, genç, orta yaş ve üzeri için çok uygun bir spordur” dedi.

    “AİKİDO DURUŞU DİKLEŞTİRİYOR, DÜZELTİYOR”

    Prof. Dr. Şeref Aktaş, “Isınma hareketlerinde ve çalışmalarda kas ve eklemler de esneme hareketleri yapılmakta, duruş, postür ve denge üzerinde çalışılmaktadır ki bu kazanımlar çok değerlidir. Dengeli postür ve esneklik, bireylerin özellikle ilerleyen yaşlarda zindelik ve hareketliklerini idame etmelerini sağlayacaktır. Aikido sporunda doğru öğretilen düşme ve kalkma teknikleri sayesinde normal hayatta da başımıza gelebilecek düşmelerde yara almadan kurtulmayı ve doğru kalkmayı öğrenmiş oluruz. Ben ilk 1-2 hafta sonunda bile postürümün ve yürüyüşümün daha dikleştiğini fark etmiştim” şeklinde konuştu.

    “HER YAŞTA YAPILABİLECEK BİR SPOR”

    Aikimode Baş Eğitmeni 5. Dan Sensei Oğuzhan Ulvi Başkurt da, “Aikido, sanıldığının aksine aşırı kuvvet gerektiren, güçlü kasların olmasını isteyen bir spor değildir. Aikido sporunun çalışma şekline bakacak olursak tüm çalışmalar, Sensei adı verilen eğitmen liderliğinde yapılır ki bu da ısınmadan, çalışma hareketlerine kadar her hareketin denetlenip gerektiğinde düzeltilerek tekniğine uygun yapılmasını sağlar. Bildiğimiz gibi birçok aktivitede sakatlanmalar tekniğin düzgün uygulanmamasından kaynaklanır. Aikido’yu her yaştan herkes rahatlıkla yapabilir. 3 yaşında başlayanlar olduğu gibi ileri yaşta başlayan ve devam edenler de var” dedi.

  • Cihan Aktaş “Şehir Tutulması” Konferansında Konuştu

    Gazeteci-Yazar Cihan Aktaş, Bülent Ecevit Üniversitesi’nde (BEÜ) “Şehir Tutulması” konferansında konuştu. Aktaş, konferans öncesi MEDEM’in Tezhip Sergisi’nin açılışını yaptı.

    Bülent Ecevit Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları ve Değerler Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi kursiyerleri tarafından hazırlanan Tezhip Resim Sergisi’nin açılışı Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde yapıldı.

    Konferans için üniversitede bulunan Gazeteci-Yazar Cihan Aktaş da beraberindekiler ile birlikte serginin açılış kurdelesini kesti. Sergiyi gezen Aktaş, gazetecilere ilk kez Zonguldak’a geldiğini anlattı. Aktaş, “Üniversite hakkında pek fazla bilgim yoktu. Tanımak yetmiyor, kütüphaneleri, salonları, özellikle konuk evi çok özenli. Sergi de sürpriz oldu. Tezhip çok zordur. Biz tezhipte geçmiş yıllarda çok zirveye çıkmışız. Deneyimli başarılar elde etmişiz” diye konuştu.

    MEDEM’de görevli Öğretim Görevlisi Merve Öztürk de kurs hakkında bilgiler aktardı. Öte yandan, 16 kursiyerin hazırladığı Tezhip Sergisi, yaklaşık bir hafta kadar sürecek.

    AKTAŞ, ŞEHİRCİLİĞİ ANLATTI

    Tezhip Sergisi’nin ardından “Şehir Tutulması” konferansı düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Cihan Aktaş, şehircilik konusundaki gelişmeleri anlattı. Aktaş, insanların kültürlerini yaşadıkları mekanlara yansıttıklarını söyledi. Küçük yaşta depremi yaşadığını hatırlatan Aktaş, depremin değil binaların öldürdüğünü söyledi. Mimarlık mesleğini seçmesinde de bunun etkili olduğunun altını çizen Cihan Aktaş, “Şehir Tutulması” kitabından bölümler aktardı.

    Yazarlık mesleğini aşkla yaptığını ifade eden Aktaş, geçmişten günümüze yazarlık mesleğinin durumu hakkında da bilgi verdi. Konferans, Gazeteci-Yazar Cihan Aktaş’a plaket verilmesi ile son buldu.

  • Sasgem’in Konuğu Erzican Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aktaş Oldu

    Geleneksel SASGEM (Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi) Konferansları’nın konuğu Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sururi Aktaş oldu. Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Amfi 5’te gerçekleştirilen konferansta “Bir Değer Olarak Adalet” konusu ele alındı.

    Adalet meselesin sadece hukuk açısından incelemenin doğru olmayacağını kaydeden Prof. Dr. Aktaş “Adalet kavramı, birçok konuyu ilgilendiren bir kavramdır. Dolayısıyla adalet kavramı, siyaset felsefesi, iktisat felsefesi, hukuk, devlet felsefesi gibi alanların da ilgi odağındadır. Bir meseleye tek bir açıdan bakmak o meselenin diğer cephelerinin görünmesine engel olacağından adalet meselesini de sadece hukuk açısından incelemek doğru değildir. Bu nedenle adalet kavramını analiz ederken diğer alanlardan da faydalanmak gereklidir” diye konuştu.

    ADALETİN KESİN BİR TANIMINI YAPMAK KOLAY DEĞİL

    Adalet kavramının kesin bir tanımını yapmanın çok kolay olmayacağını ifade eden Aktaş, “Adalet için kesin bir tanım yapmak çok kolay değildir. Herkesin aşina olduğu bir kavram gibi görülse bile adalet kavramı, karmaşık bir niteliğe sahiptir. Bundan dolayı adalet kavramını anlamlandırmak için öncelikle onu derinlemesine analiz etmek gerekir; adaletin türleri ve teorilerinin metodolojik olarak iyi irdelenmesi, kavramın iyi anlaşılması için elzemdir. Adalet kavramı, 10’nuncu yüzyılda daha çok bölüşüm ve paylaşın ahlakı üzerinden tartışılmıştır. Yapılan tartışmalar dikkate alındığında adalet kavramının, bölüşüm, paylaşım ve üretim bakımından ele alındığı görülmektedir. Sosyalistler genellikle üretim mekanizmasından ayrı işleyen bir paylaşım sisteminden yana tavır alarak piyasa mekanizmasını esas alan düşüncelerden kaygı duymuşlardır. Liberaller ise, serbest piyasa mekanizmasının sonuçlarını referans alarak, üretimle paylaşımın ayrılmadığını ve yeniden paylaşımın hukuk devletine aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir” dedi.

    TOPLUM SÜREKLİ BİR ADALET ARAYIŞI İÇİNDEDİR

    Adalet kavramının eski çağlardan beri bir değer olarak görüldüğüne dikkat çeken Aktaş insanların çoğunun genellikle pozitif hukukun adaletsizliğinden şikayetçi olduğunu söyledi. Aktaş, bu nedenle toplumun sürekli bir adalet arayışı içinde olduğunu bu durumun da pozitif hukukun üstünde bir adalet anlayışı ihtiyacını ortaya çıkardığını belirtti. Aktaş sözlerinin devamında, “Ahlaki bir değer olarak adalet kavramının gerekliliğine en büyük desteği doğal hukuk teorileri vermiştir. Doğal hukuk açısından adalet kavramı, pozitif hukukun doğruluk ölçütüdür. ‘Adaletsiz yasa; yasa değildir, geçersizdir’ sözü klasik doğal hukukçularının sloganıdır. Doğal hukukçulara karşı pozitivist hukukçular, adalet kavramının metafizik bir kavram olduğunu, sınırlarının belli olmadığını savunarak bu kavramın hukuk biliminin dışına çıkarılması gerektiğini savunmuşlardır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası bu tartışmalar hızlanmış ve hukuk felsefesi, giderek daha çok hukuk bilimcilerinin gündemine girmeye başlamıştır. Alman eski Adalet Bakanı Gustav Radbruch, II. Savaşından önce yazdığı “Hukuk Felsefesi” adındaki eserinde hukuki pozitivizme yakın durmuş, hukuk biliminin belirliliğini öne çekmiş, adalet kavramını ikincil düzeyde tutmuştur. Fakat savaşta yaşanan acı tecrübelerden sonra bu düşüncesinden yavaş yavaş vazgeçmeye başlamış, “Yasal Haksızlık ve Yasa Üstü Hukuk” adıyla makale yazarak yasa yoluyla da haksızlığın yapılabildiğini, dolayısıyla yasa üstü bir hukuka ihtiyaç duyulduğunu kabul etmiştir. Klasik doğal hukukçuların “adaletsiz yasa geçersizdir” sloganı kadar sert olmasa da, Radbruch’un II. Dünya Savaşı sonrası hukuk kavramı konusundaki düşünceleri,“Radbruch formülü” diye bir anlayışı ortaya çıkarmıştır. Bu formüle göre, “eğer pozitif hukuk adalete aykırıysa yine geçerlidir; ancak bu aykırılık, katlanılamayacak bir noktaya gelirse pozitif hukuk, adalet kavramına boyun eğmelidir”. Aktaş’a göre bu ifadeler, aynı zamanda Radbruch’un pozitivizmle arasına mesafe koyduğu ve doğal hukuka yaklaştığı yönünde yorumlamalara neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

    Adaletin çok kolay bir kavram olmadığını, onu anlamlandırmak için interdisipliner bir anlayış içinde tüm teori ve türlerini incelemek gerektiğini vurgulayarak konuşmasını bitiren Aktaş’a Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Davut Dursun tarafından hediye takdim edildi.

  • Deniz Aktaş Davası 3’üncü Kez Ertelendi

    Antalya’da birlikte yaşadığı sevgilisi Deniz Aktaş’ı silahla vurarak öldüren Lokman Barış Ç.’nin yargılandığı davanın duruşması, 3’üncü kez ertelendi. Sanık Lokman Barış Ç.’nin, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda 3 hafta müşahede altına alınmasına karar verildi.

    Antalya Adliyesi 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya Sanık Lokman Barış Ç., Deniz Aktaş’ın annesi Figen Yetişkin ve avukatlar katıldı. 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada mahkeme heyeti, sanık Lokman Barış Ç.’nin akli dengesinin yerinde olup olmadığına yönelik Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan istenilen raporun geldiğini belirterek, sanık Lokman Barış Ç. hakkında sorulan sorulara cevap verilebilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nde 3 haftayı geçmeyecek şekilde gözlem altına alınmasına karar verdi.

    Mahkeme heyetinin, sanık Lokman Barış Ç. hakkında gözlem altına alınması yönündeki kararına, Deniz Aktaş’ın avukatı Devrim Karadeniz Peker, “Müşahede altına alınmasına gerek yoktur” diyerek itiraz etti. Duruşmaya, 21 Temmuz 2010 tarihinde Bodrum’da bir villanın terasından düşerek hayatını kaybeden manken Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz Baş da katıldı.

    Mahkeme sonrası açıklama yapan Deniz Aktaş’ın annesi Figen Yetişkin, “Katiller indirim almaması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tecavüzcüler de indirim almasın. Akıl sağlığı yönünde gelecek bir raporun arkasına sığınmaya çalışıyorlar. Biz sonuna kadar mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi.

    Kendisi hakkında adil yargılamayı etkilemeye yönelik dava açıldığını hatırlatan Yetişkin, “Bu dava açılmaması gerekirdi. Olayda mağdur olan biziz ama onlar kendilerini mağdur göstermeye çalışıyorlar. Kızımdan da şikayetçi olmuşlar. Kızım ifade verdi. Avukatlardan ve medyanın bize olan ilgisinden rahatsız olmuşlar” diye konuştu.

  • 4 Madalyalı Tuğçe Aktaş, Altın İle Ödüllendirildi

    Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından Alanya’da düzenlenen Türkiye Bireysel Yüzme Şampiyonası’na katılan, 3 altın ve 1 gümüş madalya kazanan Orduspor Kulübü sporcusu 16 yaşındaki Tuğçe Aktaş, altın ile ödüllendirildi.

    Antalya’nın Alanya ilçesinde 4-5 Şubat tarihleri arasında düzenlenen ve 20 ilden 107 sporcunun katıldığı şampiyonada 3 altın ve 1 gümüş madalya kazanan 16 yaşındaki Tuğçe Aktaş, Ordu Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Genç’i ziyaret etti. Ziyarete madalyalı sporcu Tuğçe Aktaş’ın ailesi, Orduspor Görme Engelliler Kulübü Başkanı Vedat Yavuz ve Yüzme Antrenörü Kerem Çevik katıldı. Engelin spora hiçbir zaman engel olmadığını belirten Ordu Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Genç, başarılı sporcuyu altınla ödüllendirdi.

    GENÇ: “BU BAŞARI ENGELLİ SPORCULARIMIZI TETİKLEYECEKTİR”

    Ziyaretten duyduğu mutluluğu dile getiren Ordu Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Mustafa Genç, Tuğçe Aktaş’ın başarısı ile gurur duyduklarını söyledi. Bu başarının engelli engelsiz tüm sporculara örnek olacağını ifade eden Genç, “Tuğçe’nin şampiyon olduğunu duyunca çok mutlu olduk. İnşallah Avrupa ve dünya şampiyonlarında iyi işler yapar ve 2020 Paralimpik Oyunları’nda Tuğçe’nin ödül aldığını görürüz. Maddi ve manevi olarak biz her zaman sporcumuzun yanında olacağız. İnşallah bu başarı diğer engelli sporcularımızı da tetikler ve başarılı olmalarını sağlar. Bundan sonrada Tuğçe gibi sporcuların daha çok yetişeceğine inanıyorum. Çünkü bakanlığımız sporda engel kalksın diye çok uğraş veriyor. Bizde bu doğrultuda çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.

    AKTAŞ: “HEDEFİM MİLLİ OLMAK”

    Şampiyonada 3 altın ve 1 gümüş madalya kazanan Tuğçe Aktaş da duygu ve düşünlerini anlattı. Yarışmalara iyi hazırlandığını ve ödül aldığı için mutlu olduğunu aktaran Aktaş, “Şampiyonaya çok iyi hazırlanmıştım, madalya kazandığım için çok mutluyum. Çevremdeki herkes tarafından olumlu tepkiler aldım. Okul arkadaşlarım, öğretmenlerim hepsi ayrı ayrı tebrik etti. Onların dışında tanımadığım insanlarda beni tebrik ediyor. İnşallah ileride daha iyi şeyler yaparım. Hedefim yüzme sporunda milli olabilmek. Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılmak istiyorum” diye konuştu.

    YAVUZ: “ORDU ÖNEMLİ BİR SPORCU KAZANDI”

    Kulüp olarak sporcularının başarısından duydukları memnuniyeti ifade eden Orduspor Görme Engelliler Kulübü Başkanı Vedat Yavuz, “Tuğçe, kazandığı madalyalarla bizi oldukça gururlandırdı. Ailesinin büyük desteği ile Ordu önemli bir sporcu kazandı. Tuğçe’nin bu başarısı inşallah diğer görme engelli kardeşlerimize örnek olur ve onların spora yönelmesini sağlar” şeklinde konuştu.