Etiket: Akraba

  • İlk Akraba Dışı Kemik İliği Nakli Başarıyla Yapıldı

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Kemik İliği Nakil Bölümü’nde ilk kez Amerika’dan gelen kök hücre ile akraba dışı kemik iliği nakli gerçekleştirildi.

    Akut myeloid lösemi ile takip edilen hastaya 1 yıl önce otolog nakil yapılmış ve bu arada Türkiye ve yurt dışı kemik iliği bankalarından uygun verici taranıyordu. Güzel haber Amerika’dan geldi. Buradan gelen ilikle hastaya nakil yapıldı. Başarıyla geçen nakilden sonra hasta taburcu edildi.

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Erişkin Kemik İliği Nakil Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Birol Güvenç 2014 yılında nakillere başladıklarını bir buçuk yılda 68 nakil gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu nakillerin 13’ünün otolog olduğuna işaret eden Prof. Dr. Güvenç, yapılan bu nakli üniversite hastanesi olarak ilk kez gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını belirtti.

    Prof. Dr. Güvenç, bu ay Almanya’dan gelecek kök hücreyle yine bir allojenik naklin yapılacağını kaydetti.

    UYUMLU VERİCİNİN ÖNEMİ

    Bir allogeneik naklin başarısında bağışıklık sisteminin önemli rol oynadığını belirten Prof. Dr. Birol Güvenç, “Verici ile alıcı arasındaki yakın bir doku tipi uygunluğu yoksa hastanın bağışıklık sistemi yeni kök hücrelerini yabancı olarak algılayarak onları yok eder. Buna gretfin reddi denir ve verilen hücrelerin başarısız olmasına yol açabilir. Nakil öncesi tedavi (kemoterapi ve/veya radyasyon tedavisi) ile bağışıklık sisteminin büyük kısmını yok edildiği için bu durum nadirdir” dedi.

    Yetişkin donörleri seçmenin ve test etmenin bir kaç ay veya daha fazla sürebildiğini dile getiren Prof. Dr. Güvenç, bir kordon kanı ünitesi bulmanın ve getirtmenin yaklaşık iki hafta sürebildiğini, araştırma ve seçim sürecini kavramanın beklerken ki endişeyi azaltmaya yardımcı olabileceğini söyledi.

  • Kök Hücrede ’Akraba’ Yetersizliği

    Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, kök hücre için 100 hastanın ancak 25’inin akrabasından başarılı sonuç elde edilebildiğini bu oranın da düşük olduğunu söyledi.

    Türk Hematoloji Derneği’nce 9’uncu Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi’nde konuşan Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, akrabadan kök hücre bulma oranlarının düşük olduğuna dikkat çekti.

    Günümüzde kandan alınan kök hücrelerle de kemik iliğini tamamen sıfırlayarak canlandırmanın mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Özsan, bazı hastalıklarda hastanın kendisinden, bazı hastalıklarda ise hasta dışında kök hücre kullanmanın daha yararlı olduğunu söyledi.

    “AVRUPA STANDARTLARINDA KÖK HÜCRE DONÖR HAVUZUNA SAHİBİZ”

    Kök hücre için Sağlık Bakanlığı nezdinde Türkök Projesi kapsamında geniş kapsamlı kök hücre bankaları kurulduğunu belirten Prof. Dr. Özsan, gönüllü vericilerin kayıtlarının bu bankalarda saklandığını ve bir hastada kullanılması gerektiğinde aynı gün içerisinde yanıt alabildiklerini söyledi. Avrupa standartlarında donör havuzuna sahip olunduğunu da aktaran Prof. Dr. Özsan, “Donör havuzuna yakın geçmişe kadar çok fazla sahip değildik ancak şu anda Avrupa standartlarına kavuştuk. Sağlık Bakanlığı nezdinde bir Türkök Projesi ile çok kısa sürede 120 bin civarında bir donör sayılarına ulaşıldı. 250-300 binlere de ulaşılması bekleniyor. Artık gün içerisinde bankalardan yanıt alabiliyoruz” dedi.

    “YÜZDE 25 BAŞARI ORANI DÜŞÜK”

    Hastanın kendi kök hücresi uygun olmadığı takdirde en yakın çevresine ilk olarak bakıldığını ve buradaki başarı oranlarının ise yüzde 25 olduğunu belirten Prof. Dr. Özsan, “Kişinin yakın çevresi ve akrabalarına bakıyoruz. Bunda da başarı oranı yüzde 25 civarında. Bu oran düşük bir orandır. Yüzde 60-70 oranında donör bulamamış oluyorsunuz. Akraba dışı gönüllülerden oluşan bankalara da başvuruyoruz” dedi.

  • “Akraba Evlilikleri Çocuk Yaşta Kanserleri Tetikliyor”

    Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, akraba evliliklerinin çocuk yaşta kanserleri tetiklediğini söyledi.

    Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Demir, 15 Şubat Dünya Çocukluk Çağı Kanser Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Çocukluk döneminde kansere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Demir, “Tüm kanserlerin sadece yüzde 2-4’ü çocuklarda görülmektedir. Çocuklarda kanser erişkinlere oranla 100 kat daha az görülür. Her yıl 1 milyon çocuktan 120’sinde kanser gelişmektedir. Çocukluk çağı kanserleri en sık ilk 5 yaşta ve 10-15 yaş döneminde ortaya çıkmaktadır. Çocuk kanserlerinin özelliklerinden biri, çok hızlı çoğalan ve büyüyen kanserler olmalarıdır. Erişkin kanserlerinde olduğu gibi çocukluk kanserlerinde de yapısal ve çevresel nedenlerin rol oynadığı bilinmektedir. Ailevi yatkınlık, doğumsal hastalıklar, doğumsal anomaliler, gen bozuklukları, bağışıklık sistemi bozuklukları başlıca yapısal nedenlerdir. Çevresel nedenler arasında ise fizik, kimya ilaç, endüstri tarım ürünleri, virüsler ve beslenme gibi faktörler yer almaktadır. Akraba evlilikleri çocukluk çağı kanserlerinde önemli bir faktör olduğundan, korunmanın başlıca yollarından biri akraba evliliklerinin önlenmesidir. Kanser ve yanı sıra pek çok hastalık açısından, doğum anından itibaren çocuğun güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olması için gereken tedbirlerin ihmal edilmemesi gerekir. Bunların başlıcaları doğru beslenme, temizlik ve çocukluk aşılarıdır” dedi.

    Erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da erken tanının önemine değinen Prof. Dr. Demir, “Çocukta beze, kansızlık, karın şişliği, herhangi bir dokuda anormal bir büyüme fark edildiğinde derhal hekime başvurmalı ve nedeni araştırılmalıdır. Hastada solukluk, deride nokta kanamalar veya morluklar, halsizlik, yorgunluk, kemik ağrısı gibi belirtiler varsa; dalağı ve karaciğeri, bezeleri büyümüşse akla öncelikle lösemi gelmelidir. Bu durumda hemen bir kan tetkiki ve kesin tanı için gerekiyorsa kemik iliği tetkiki yapılır. Lenf bezi büyümelerine ateş, gece terlemeleri, halsizlik, kilo kaybı, kaşıntı gibi belirtiler eşlik ediyorsa, Hodgkin hastalığı düşünülmelidir. Tanıya, lenf bezinden biyopsi yapılarak gidilir” ifadelerini kaydetti.

    Kullanılan tedavi yönetimiyle ilgili de konuşan Prof. Dr. Demir, “Kemoterapide kullanılan ilaçların bazı yan etkileri olmaktadır ancak bu etkiler geçicidir ve bir takım ilaçlarla başarılı bir şekilde önlenebilmektedir. Kemoterapi döneminde çocuk oldukça halsiz olur, ayrıca bulantı, kusma, kemik ağrıları görülebilir. Kemoterapinin dıştan fark edilen en belirgin yan etkisi ise saçların dökülmesidir. Çocuklara, tedavileri biter bitmez saçlarının hemen çıkmaya başlayacağı bilgisi verilmelidir. Kemoterapinin bir etkisi olarak enfeksiyon riski arttığından bu dönemde hijyen çok önem kazanmaktadır. Genellikle okul çağı çocukların bir süreliğine okuldan uzak kalmasında yarar vardır. Genellikle tümörlerin büyük çoğunluğunda tedavi kesiminden sonraki 2-3 yıl tekrarlama açısından riskli dönemdir. Tedavi bitiminden sonra aylık veya 2-3 aylık aralar ile hekime görünmek, kan ve görüntüleme tetkiklerini yenilemek gerekir” diye konuştu.

  • Şanlıurfa’da Akraba Kavgası: 3 Yaralı

    Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde akraba iki aile arasında çıkan kavgada 3 kişi yaralanırken 6 kişi gözaltına alındı.

    Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde akraba oldukları öğrenilen iki aile arasında bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışma yaşandı. Yaşanan tartışma kısa sürede büyüyerek taşlı, sopalı kavgaya dönüştü. Camikebir Mahallesi’nde yaşanan kavgada vücutlarının çeşitli yerlerine darbe alan 3 kişi yaralanırken her iki taraftan 6 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Ambulanslarla hastaneye kaldırılan yaralıların sağlık durumun iyi olduğu öğrenilirken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • (Özel Haber) Bu Takımda Oynayan Herkes Akraba

    Nevşehir Nene Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Bayan Voleybol Takımı’nın tamamı aynı köyden ve akrabalardan oluşuyor.

    Nevşehir Merkez ilçede eğitim öğretimine devam eden Nene Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kız Voleybol Takımı’nın oyuncularının tamamının aynı köyden ve akraba olması dikkatler çekiyor. Nene Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Voleybol Takımı Kaptanı Esma Ertaş voleybolu çok sevdiklerini söyleyerek, “Ben Özyayla köyünden geliyorum. Hepimiz Özyayla köyünden geliyoruz. Bütün takım akraba. Voleybolu çok seviyoruz. Ayrıca voleybolun hayatımızdaki her kademesinde olmasını istiyoruz” dedi.

    Voleybol takımı oyuncularından Ganimet Altuntaş ise, “Bu sporumuzu öncelikle Özyayla köyündeki Yusuf hocamıza borçluyuz. Biz onun sayesinde buralara geldik. Daha sonra ise şu anki beden eğitimi öğretmenimiz Melahat hocamıza borçluyuz. Bütün takımın akraba olmasının bizim için çok büyük avantajı var. Birbirimizi daha iyi tanıyoruz. Yani başka arkadaşlarla çok samimi olmayınca anlaşamıyoruz ama aynı takımda olunca aynı akraba da olunca her şey çok güzel oluyor” şeklinde konuştu.

    Voleybol takımı oyuncularından Gamze Eraslan da akraba olmalarının kendilerine avantaj sağladığını dile getirerek, “Özyayla köyünden geliyoruz. Aynı takımda ve akrabayız. Takımda olmamız ve birbirimizi tanımamız bizim için avantaj ve bundan da gurur duyuyoruz” diye konuştu.

    MELAHAT BUKAN: “İLK DEFA BÖYLE BİR TAKIM ÇALIŞTIRIYORUM”

    Beden eğitimi öğretmeni Melahat Bukan ilk kez böyle bir takım çalıştırdığını ve takımın aynı köyden ve akrabalardan olmasının büyük bir avantajını yaşadığını kaydetti. Bukan, “İlk defa böyle bir takım çalıştırıyorum. Aynı köyden gelen. Tabi ki bu çok büyük bir avantaj. Aynı köyden geliş gidişleri aynı saatte olduğu için. Tabi ki sadece kendim değil Özyayla köyünden gelen bu çocukların altyapısını oluşturan beden eğitimi öğretmeni arkadaşım Yusuf Kaya’nın da çok büyük katkıları var. Onun hazırladığı bu takımı ben de burada devam ettirmeye çalışıyorum. Bu sene il ikincisi olduk. İnşallah seneye de şampiyon oluruz. Bu takımda en büyük avantajım çocukların birbirlerini tanıması. Birbirleriyle çok yakın bağlarının olması. Takım ruhunun çok büyük olması. Bunlar bize çok büyük katkılar sağlıyor. Ve aynı köyden oldukları için geliş gidiş saatlerinde de hiçbir problem olmadığı için bu en büyük avantaj benim için” ifadelerini kullandı.

    OKUL MÜDÜRÜ GÜNEŞ: “ÖĞRENCİLERİMLE GURUR DUYUYORUM”

    Okul Müdürü Fatma Güneş ise yaptığı açıklamada, “Ben kızlarımla ve öğretmenlerim ile gurur duyuyorum” dedi.

    Güneş, “Özyayla köyünden gelen öğrencilerimiz ile gurur duyuyoruz. Bu başarıda tabi ki en büyük emeği geçen en büyük fedakarlığı yapan her zaman söylüyorum beden eğitimi öğretmenimizdir. Kızlarımı sportif etkinliklere hazırlayan, bu yeteneklerini ortaya çıkaran öğretmenimiz canla başla fedakarca çalışmıştır. Emeği çok büyüktür. Kızlarıma ve öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum” dedi.