Etiket: Akkuyu

  • Çevreciler Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunun iptal edilmesini istiyor

    Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) üyeleri, Gülnar ilçesinde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurdu.

    Mersin İdari ve Vergi Mahkemeleri önünde bir araya gelen çevrecilere, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da destek verdi. Burada sloganlar atan grup, nükleer santrale karşı tepkilerini dile getirdiler. Grup adına açıklama yapan Avukat Semra Kabasakal, Danıştay İdari Dava Daireleri kurulunun ÇED yönetmeliğini iptali nedeniyle Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunun iptal edilmesini istediklerini söyledi. Akkuyu Nükleer Santrali projesinin ÇED raporunun her aşamasının hukuksuz ve antidemokratik bir şekilde yürütüldüğünü iddia eden Kabasakal, “ÇED raporu yasal formata uygun olarak yapılmamıştır. Halkın katılımı toplantısı halkın yoğun protestosu nedeniyle yapılamamıştır. Akkuyu ÇED raporunda halkın itirazları dikkate alınmamış ve süreç şeffaf yürütülmemiştir. ÇED raporunda görev alan kurumların görüşleri halktan gizlenmiş, sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının görüşleri dikkate alınmamıştır. Akkuyu ÇED raporunda sahte imza atılmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2016/79 esas sayılı 18 Nisan 2016 tarihli kararı ile Danıştay 14. Dairesi yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleştiği anlaşıldığından, bazı kısımların yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir” diye konuştu.

    Söz konusu karara göre Akkuyu Nükleer Santrali ÇED raporunun hazırlık aşamasında verilen ek sürelerin geçersiz sayılacağını kaydeden Kabasakal, “Ayrıca Akkuyu projesi entegre bir projedir. Entegre olan projelerin ÇED raporları bölünemez. Ama Akkuyu Nükleer Santrali sahasında taş ocakları Akkuyu ÇED raporu alınmadan işletmeye açılmıştır. Danıştayca verilen yürütmeyi durdurma kararı üzerine Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED raporunun iptal edilmesi gerekmektedir. Yüce mahkemeden ÇED raporunun iptal edilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Basın açıklamasının ardından çevreciler, Danıştay’ya gönderilmek üzere hazırladıkları iptal dilekçelerini İdare Mahkemesi’ne verdi.

  • Erdoğan: “Akkuyu Nükleer Santrali’ne stratejik yatırım statüsü vereceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le düzenlediği ortak basın toplantısında, “Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’ne stratejik yatırım statüsü vereceğiz, bu noktada adımı atıyoruz” dedi.

    Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg kentindeki Konstantin Sarayı’nda gerçekleştirdikleri ikili görüşme ve heyetler arası çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Erdoğan, Putin’e “Değerli dostum” diye hitap etti ve nazik daveti ve misafirperverliği için Putin’e teşekkür etti. Putin’le kapsamlı ve yararlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Bu görüşmenin uzun bir aradan ve malum hadiseden sonra ilk yüz yüze görüşmemizdi. Aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilk yurt dışı ziyaretimi de Rusya Federasyonu’na gerçekleştirmiş oldum. İlişkilerimizin yeniden eski seviyelere ve hatta ötesine taşınması hususunda iki taraf son derece kararlıdır ve gerekli iradeye sahiptir. Kanaatim odur ki iki ülke kamuoylarının bizlerden beklentisi de bu yöndedir” dedi.

    Vizesiz rejimin tam teşekküllü şekilde tekrar yürürlüğe konulması için adımlar atılacak

    Cumhurbaşkanı Erdoğan atılacak adımlar konusunda, “Bu itibarla bugün yaptığımız görüşmeler neticesinde siyasi, iktisadi ve kültürel ve beşeri alanlarda Türkiye-Rusya ilişkilerini olması gereken seviyelere tekrar taşıyacak kararları almış bulunuyoruz. Bu kapsamda Üst Düzey İşbirliği Konseyinin yeniden canlandırılması, charter uçuşların tekrar hayata geçirilmesi, tarım ürünleri dahil ikili ticareti kısıtlayan tedbirlerin ortadan kaldırılması, Türk müteşebbislerinin Rusya’daki faaliyetlerinin önünün açılması, vizesiz rejimin tam teşekküllü şekilde tekrar yürürlüğe konulması gibi başlıklarda gerekli adımları inşallah peyderpey ve müştereken atacağız.” dedi.

    Akkuyu Nükleer Santrali’ne stratejik yatırım statüsü vereceğiz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali’ne stratejik yatırım statüsü vereceğiz, bu noktada adımı atıyoruz. Türk-Rus Ortak Yatırım Fonu kurulması konusunda mutabık kaldık. Savunma sanayi alanında işbirliğimizi artıracağız. Bölgesel konuların ele alması noktasında Türkiye-Rusya-Azerbaycan üçlü zirvesi mekanizması kurulmasına da olumlu bakıyoruz. Akkuyu Santrali gibi dev işbirliği projelerimizi süratlendirmek suretiyle burada alacağımız mesafe önem arz ediyor. İnşallah bu adımlar sayesinde Ankara-Moskova hattını yeniden bir güven ve dostluk hattı haline getireceğiz”

    Türk Akımı Projesi hızlı bir şekilde hayata geçirilecek

    Darbe girişimlerine rağmen çalışmaların dostlarla el birliğiyle devam edeceğini belirten Erdoğan, “Dostluk ve güven noktasında şu hususu ifade etmeden geçemeyeceğim. Malumunuz 15 Temmuz gecesi Türkiye ülke tarihimizin en alçak, en kanlı girişimlerinden birini yaşadı. Fetullahçı Terör Örgütüne mensup bir grup, meşru hükümeti, seçilmiş cumhurbaşkanını ve demokrasimizi hedef alan bir darbe teşebbüsünde bulundu. Tabii bütün bunlara rağmen bizler çalışmalarımıza el birliğiyle, dostlarımızla dayanışma halinde devam edeceğiz. Bu arada Türk Akımı Projesi hızlı bir şekilde hayata geçirilecektir. Bu girişim, çağrımız üzerine özellikle daha da etraflıca ele alınacak ve böylece Türk Akımı Projesi’nin Avrupa’ya geçmesi noktasındaki adımları da ilgili bakanlarımız dayanışma halinde sürdürecektir. Özellikle bu darbe girişiminin ertesi günü sayın başkanın bizi araması gerçekten dayanışma noktasında, psikoloji noktasında büyük bir önem ifade etmiştir” dedi.

    Bu noktaya tesadüfen gelmedik

    Türk-Rus ilişkilerinin sadece ikili planda önem taşımadığını söyleyen Erdoğan, “İşbirliğimiz aynı zamanda bölgesel ve küresel barışın, istikrarın, huzur ve refahın tesisi bakımından da çok önemlidir. Nitekim biraz sonra çok dar kapsamlı bir ikili görüşmemiz olacak. İkili görüşmemizde de bunları ele alıp değerlendirme fırsatı bulacağız. Türkiye-Rusya ilişkileri son yıllarda hem bizlerin sergilediği ortak irade hem de kamuoylarımızın desteğiyle örnek bir seviyeye ulaştı. Bizler bu noktaya tesadüfen değil, ortak bir vizyon ve muazzam işbirliği potansiyelimiz sayesinde geldik. Kıymetli dostum sayın Putin’le birlikte ikili ve çok taraflı işbirliğimizi güçlendirmek hususunda bugün ortak bir tavrı koyduk. Temaslarımızı her seviyede yoğun şekilde sürdüreceğiz. Sahip olduğumuz potansiyeli bölgemizin huzuru ve istikrarı için daha etkin şekilde kullanacağız. Biz Türkiye-Rusya ilişkilerinin geçmişe göre çok daha güçlendiğini, krizlere karşı çok daha dirençli hale geldiğini düşünüyoruz” dedi.

  • Akkuyu Nükleer Santrali’nde Bilirkişi Heyeti’nin incelemesi başladı

    Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi’nde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin olumlu ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporu’nun iptali için açılan davada, Danıştay tarafından görevlendirilen 15 kişilik Bilirkişi Heyeti’nin santraldeki incelemeleri başladı. Heyetle birlikte davacı taraflar da santrale alınırken, Türkiye’nin dört bir yanından Akkuyu’ya gelen nükleer karşıtları ise kapıda eylem yapıyor.

    Akkuyu Nükleer Santrali’nde bugün yeni bir adım daha atıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olumlu ÇED Raporu’nun iptali için başta nükleer karşıtları olmak üzere bazı sivil toplum örgütleri, çevre dernekleri, siyasi partiler ve baroların açtığı davada, Danıştay’ın görevlendirdiği Bilirkişi Heyeti, davacı taraflarla birlikte nükleer santral sahasında incelemelerine başladı. Sabah saat 10.00 sıralarında santral sahasına giren heyetin incelemeleri sürerken, aralarında CHP Mersin Milletvekilleri Aytuğ Atıcı ve Hüseyin Çamak ile Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Mersin Nükleer Karşıtı Platform üyeleri ve çevre derneklerinin temsilcilerinin de bulunduğu kalabalık bir davacı grubu da heyetle birlikte içeriye alındı.

    Öte yandan, başta Mersin olmak üzere ikinci nükleer santralin kurulmasının planlandığı Sinop ile İstanbul, İzmir, Artvin gibi birçok kentten nükleer karşıtları da sabahın erken saatlerinden itibaren Akkuyu Nükleer Santrali sahasının giriş kapısı önünde toplandı. Burada kapıya ‘Nükleer Santral İstemiyoruz’ pankartları asan, ellerinde dövizlerle sloganlar atan çevrecilerin bir araya giriş kapısını yumruklayarak içeriye girmek istemeleri kısa süreli bir tartışma yaşanmasına neden oldu. Tartışma araya girenlerin çevrecileri sakinleştirmesiyle sona ererken, nükleer karşıtlarının kapı önünde bekleyişleri de sürüyor.

  • Merçed: “Akkuyu Nükleer Santrali Antalya Turizmine Darbe Vuracak”

    Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Akkuyu Nükleer Santrali’nin başta Antalya olmak üzere bölge turizmine çok büyük darbe vuracağını öne sürerek, turizmi korumak için herkesi santralin kurulmasına karşı mücadeleye çağırdı.

    Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı yürüttükleri mücadeleyle sık sık gündeme gelen MERÇED üyeleri, bu kez de nükleer santral ile Türkiye’nin turizm yıldızı Antalya ilişkisini kurarak, santralin Mersin dışındaki etkilerini gündeme getirdiler. MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, dernek üyeleri ile birlikte Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde açıklama yaparak, Gülnar’ın Büyükeceli Mahallesi’nde kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin turizme vereceği zararlara dikkat çekti. Akkuyu Nükleer Santrali ile meydana gelebilecek olumsuzlukların başta Antalya olmak üzere bölge turizmini çok olumsuz etkileyeceğini dile getiren Aslan, nükleer santrallerin çok güvensiz, riskli teknolojiler olduklarını ve etkilerinin yüz binlerce yıl devam ettiğini öne sürdü. Bunun, Fukuşima ve Çernobil kazalarında bir kez daha kanıtlandığını ifade eden Aslan, “Japonya, dünyada nükleer santral teknolojilerinde güvenlik bakımından en son teknolojileri uygulamasına ve depreme karşı önlemlerinde tecrübeli olmasına rağmen Fukuşima nükleer santral kazasını engelleyememiştir. Nükleer santrallerde en önemli sorun, kazanın önlenememesi kadar olası bir kazadan sonra felaketin büyümesini engelleyici tedbirlerin yetersizliğidir” dedi.

    “AKKUYU DEPREM KUŞAĞINDADIR VE FUKUŞİMA NÜKLEER SANTRAL KAZASINA ADAYDIR”

    “Akkuyu, Fukuşima nükleer santral kazasına adaydır. Çünkü Akkuyu deprem kuşağındadır” diyen Aslan, şöyle devam etti: “Akkuyu Nükleer Santrali’nin deprem kuşağında olması, santrali yapacak şirketin malzeme ve teknoloji konusunda sabıkalı oluşu, dünyada test edilmemiş bir teknolojinin uygulanacak olması kaza riskini çok yükseltmekle birlikte Akkuyu’nun Fukuşima olması için nedenleri çoktur.”

    Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulması durumunda, başta Antalya olmak üzere bölge turizmine vereceği zararları anlatan Aslan, Türkiye’de yaklaşık 32 milyar dolarlık turizm gelirinin yarısının Antalya’da üretildiğine işaret etti. Yapılan araştırmaların, İstanbul’a gelen turistlerin kalış süresi 3 gün iken, Antalya’daki kalış sürelerinin 9 gün olduğunu gösterdiğini belirten Aslan, “Antalya, turizm bakımından ülkemizin başkenti sayılmaktadır. Akdeniz bölgesinde deniz turizmi yapılmaktadır. Kamuoyunda oluşturulan yanlış algılardan biri de Fransa örneğidir. Fransa’da deniz turizminin yapıldığı hiçbir bölgede nükleer santral mevcut değildir” diye konuştu.

    “AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ BÖLGE TURİZMİNİ ÇOK OLUMSUZ ETKİLEYECEK”

    Türkiye’nin, 25,5 milyon gelen turist sayısı ile dünyada 7. sıraya, turizm geliri itibari ile de 9. sıraya yükseldiğinin altını çizen Aslan, “Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 45’i Antalya bölgesine gelmektedir. Turizm şirketleri Akkuyu Nükleer Santrali yüzünden bölgemize turizm yatırımı yapmaktan vazgeçmektedir. Dünyada kullanılan nükleer santrallerde kaza olmasa bile radyasyon sızıntıları engellenememektedir. Akkuyu Nükleer Santrali’nin kaza riski çok yüksek olacaktır. Akkuyu’da kurulacak bir nükleer santral, terörist saldırı veya sabotaj tehlikesini artıracağı için çevre, toplum ve bölgenin ekonomisi için hesaplanamayacak sonuçlar doğuracaktır. Doğu Akdeniz bölgemizde, özellikle Antalya ve Mersin’de deniz turizmi yapıldığından, Akkuyu’da kaza ve radyasyon sızıntısı olmasa bile Akkuyu Nükleer Santrali’nin oluşturacağı psikolojik korku, çevre kirliliği ve denizin ekosisteminde oluşturacağı olumsuz etkiler, deniz suyuna radyasyon bulaşması, deniz suyunun ısınmasından kaynaklı üreyecek deniz anaları gibi omurgasız hayvanlar, Doğu Akdeniz’in geniş bir bölümünün nükleer atık ve yakıt taşımacılığında bir geçit olması sonucunda başta Antalya turizmi olmak üzere bölgemizin turizmi çok olumsuz etkilenecektir. Kaza veya sızıntı olması halinde zaten ülkemizin turizmi tamamen bitecektir” ifadelerini kullandı.

    MERÇED’DEN TURİZM İÇİN MÜCADELE ÇAĞRISI

    Akkuyu’da uluslararası sözleşmelerle korunan birçok doğal yaşam alanın, turizm alanlarının ve tarım alanlarının yanı başına, Avrupa Nükleer Güvenlik standartlarını içermeyen bir nükleer santralin kurulmasına karşı durmak gerektiğini söyleyen Aslan, halka çağrı yaparak, “Akkuyu projesinin turizmimize çok büyük darbe vuracağı açıktır. Turizmcilerin, nükleer santraller konusunda yapılmak istenilen uygulamalara karşı çok daha bilinçli, duyarlı ve dirençli olmaları gerekmektedir. Turizmimizi korumak için Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulumuna karşı herkesin mücadele etmesi gerekmektedir” dedi.

  • Akkuyu Nükleer Santral İnşaatında Çalışmalar Devam Ediyor

    Türkiye ile Rusya arasında giderek tırmanan uçak düşürme krizi sonrası gözlerin çevrildiği Mersin’in Gülnar ilçesinde Ruslar tarafından yapılan Akkuyu Nükleer Güç Santralinde çalışmalar devam ediyor.

    Yapımını Rus Nükleer Şirketi Rosatom’un üstlendiği Akkuyu Nükleer Güç Santralinin askıya alındığına ilişkin haberler çıkmış, daha sonra iki ülke de projenin devam ettiğini açıklamıştı. Bölgede yapılan incelemelerde, inşaat alanında iş makinelerinin çalıştığı görüldü. Gülnar ilçesinin Büyükeceli mahallesinde yapımı devam eden santraldeki iş makinelerinin dolgu çalışmalarına devam ettiği belirtildi.

    Nükleer santral yapılacak alanın dışarısında denizin hidroteknik araştırmasını yapacak olan yüklenici firmaya ait iş makinelerinin kamp çalışmasına aralıksız devam ettiği gözlendi.

    Yüklenici firma çalışanları nükleer santral içerisinde etüt, fizibilite ve dolgu çalışmasının sürdürüldüğünü söyledi.

    Bölgede deniz yapıları inşaatı nedeniyle zaman zaman jandarmanın bilgisi dahilinde kontrollü hafriyat çalışmalarının yapıldığı bildirildi. Alana girerek çalışmaları görüntülemek isteyen gazeteciler nizamiye kapısından içeri alınmıyor.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynakları, “Rus Rosatom şirketinin kuruluşu olan Akkuyu NGS’nin Mersin Akkuyu Nükleer Santrali Projesinde sahadaki inşaat çalışmalarını durdurduğu” iddialarını yalanladı. Mevcut durumun devam ettiğini bildiren kaynaklar, “Rus Rosatom şirketinden inşaatın durdurulduğuna dair bir resmi bildirimde bulunulmadığını” açıkladı.

    Büyükeceli eski Belediye Başkanı Hümmet Büyük ise, nükleer santralin 40 yıldır kurulmasının planlandığını belirterek şunları söyledi:

    “Beş yıldır Ruslar çalışma yapıyor. Biz yöre halkı olarak nükleer santralin yapılmasını istiyoruz. İster Ruslar yapsın ister başka şirket bizim için fark etmez. Yeter ki Türkiye’ye böyle teknolojiler yapılsın. Rusya’ya gittik. Orada nükleer santrali gezdik. Bilgi aldık. Herhangi bir zararının olmadığını gördük. Beş yıldır burada işler yürümüyor. Büyükeceli mahallemizde onca işsiz varken hep dışarıdan başka kişiler getirilerek çalıştırılıyor. Şu an hafriyat işleri yapılıyor. Miltaş hafriyat işini Cengiz İnşaat ise liman işini yapıyor. Dolgu işleri ve dağları tıraşlama işlemi devam ediyor.”