Etiket: Akciğer

  • Akciğer ve solunum yolları uygulamalarına SDÜ’den büyük buluş

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rasih Yazkan, akciğer ve solunum yollarındaki çeşitli operasyonlarda kullanılmak üzere bir buluş geliştirdi. Daha önce benzerine rastlanmayan buluşun, hava kaçağını önlemede kullanılacak yeni bir ürün olduğu belirtildi.

    SDÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Rasih Yazkan, solunum sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan rijit bronkoskopi (akciğer ve solunum yollarındaki çeşitli primer) uygulamaları sırasında oluşan ventilasyon kaçağı ve kaçak sonucu oluşan problemlerin önlenmesine yardımcı olacak bir buluş geliştirdi. Türk Patent ve Marka Kurumundan patent alan ‘Ventilasyon Kaçağının Önlenmesi Amacıyla Şişirilebilir Sıralı Balonlar İçeren Bir Rijit Bronkoskop Sistemi’ sayesinde, rijit bronkoskopi uygulamalarının etkinliğinin artması, daha güvenli yapılması sağlanarak, anestezi süresinin kısalması amaçlanıyor.

    Rijit bronkoskop etrafına yerleştirilecek birbirine bağlı ancak birbirinden bağımsız olarak şişirilebilir üç adet sıralı balon uygulaması ile rijit bronkoskop ile trakea (ana soluk borusu) arasındaki boşluğun kapatılacağı ve bu boşluktan havanın geriye kaçışı önlenerek daha etkili, amacına uygun ve güvenli bronkoskopi uygulamasının yapılmasının sağlanmış olacağı belirtildi.

    Hava kaçağını engellemek amacıyla rijit bronkoskopi lümeni (fizikte birim zamanda bir kaynaktan çıkan ışık miktarı olan ışık akısının birimi) dışına yerleştirmek üzere geliştirilen yeni ürünün endotrakeal entübasyon tüpü uygulamalarının esasına dayandığı ve lümen dışından geriye hava kaçışının önlenmesinin hedeflendiği aktarıldı.

    Yeni bir ürün

    Buluş hakkında yapılan açıklamada, “Bu buluş bir endotrakeal entübasyon tüpü uygulaması değildir. Bu buluş solunum yolu hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan rijit bronkoskopi uygulamaları sırasında rijit bronkoskopun dışına yerleştirilerek kullanılan ve ventilasyon kaçağını önlemek amacıyla geliştirilmiş tamamen rijit bronkoskop için uyarlanmış yeni bir üründür” ifadeleri yer aldı.

  • Akciğer kanserinde sigaranın etkisi

    Tüm dünya genelinde en çok görülen kanser türlerinden birinin akciğer kanseri olduğunu, erkeklerde en yaygın görülen kanser türleri arasında ise birinci sırada yer aldığını bildiren Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ertan Aydın, kadınlarda ise meme ve rahim ağzı kanserinden sonra üçüncü sırada yer aldığını, akciğer kanseri meme, kolon ve prostat kanserlerinden daha fazla ölüme yol açtığını bildirdi.

    Akciğer kanseri hakkında bilgi veren Koru Ankara Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ertan Aydın, “Akciğer göğüs kafesi içinde boşlukta yer alan bir organımızdır. Akciğer kanseri de bu göğüs kafesi içinde yer alan akciğer dokusunun birinde ya da ikisinde vücudun temel yapı taşı hücrelerin olan anormal ve kontrolsüz olarak büyümesi anlamına geliyor. Akciğer yumuşak bir doku olduğu için ve geniş bir boşluğu olduğu için genellikle teşhis konulana kadar yayılmış oluyor. Bir örnek veriyim bizim akciğer kanseri hastalarımızın yaklaşık yüzde 15-20’sini ameliyat edebiliyoruz. Bize geldiği esnada ya göğüs kafesine ya da başka organlara yayılmış olur. Geç tespit ediliyor”dedi.

    En önemli risk faktörünün sigara olduğuna vurgu yapan Doç. Dr.Ertan Aydın, “Sigara içen hastaların yaklaşık yüzde 80-90’ında akciğer kanseri olasılığı görülüyor. Sigara içmeyen insanlarda da yüzde 15 görülme riski var. Sadece sigara içiciliği değil, sigaraya ne zaman başladığınız, kaç yıl içtiğiniz, kaç paket içtiğiniz, sigaranın türü, içindeki sigaranın katranın oranı da bunları etkilemekte. Risk faktörleri arasında erkek cinsiyete, 50-70 yaş arasında daha sık görülür. Radon dediğimiz toprakta yetişen kokusuz bir gaz, ülkemizde radon çok az rastlanır. Genellikle evlerin inşaatı sırasında ortaya çıkar. Solunduğu zaman da akciğerleri kanser etmeye yarayan bir maddedir. Hava kirliliği, mesleki şartlar, asbes, kırmızı toprak bir risk faktörüdür” dedi.

    Erkeklerde sigara içme oranı topluma göre daha sık görüldüğü için erkeklerde daha sık gözüken hastalık, son yıllarda kadınların da sosyal yaşama katılmasıyla kadınlarda da artış göründüğünü bildiren Dr. Aydın, sigara içme oranının kadınlarda artması sonucunda ise daha önceki yıllara göre akciğer kanseri görülme riski yükseldiğini bildirdi.

    Öncelikle akciğerin kendi dokusundan kaynaklandığı belirtilen hastalığın belirtileri arasında; “Nefes darlığı, inatçı kuru öksürük, kanlı balgam gelmesi, hırıltılı solunum, kilo kaybı gece terlemesi, ateş.” gibi nedenlerin yer aldığını ,bunun dışında akciğer boşluğundaki bir organa sıçramasının kitlenin büyüme etkisiyle bası yapabileceğini söyleyen Koru Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr.Ertan Aydın, “Bu da ses kısıtlılığı yaratabilir. Göğüs duvarına yayılırsa göğüs ağrısına sebep olur ve arkada seyreden yemek borusuna bası yapması sonucunda yutma güçlü yaşanır. Bunların hepsi bir arada ya da kısmen olarak da oraya çıkabilir” diye konuştu.

    Kanser araştırmasında öncelikle imvaze olmayan tanı yöntemlerinin kullanıldığını söyleyen Doç. Dr.Ertan Aydın, “Bunlar nelerdir balgam almaktır. Balgamdan bir örnek alınarak patolojiye gönderilir. Kanser hücresi var mı onu araştırırız. Onun dışında akciğer filmi, tomografi, en üst tetkik olan Pet BT tetkiki yapıyoruz. Akciğer kanserinin varlığını ve başka organlara yayılıp yayılmadığını görüyoruz. Bunun dışında imvaze yöntemler, endesopi, burunoskopiyle ölçülebiliyor” diye vurguladı.

  • Kütahya’da bir kadının hastanede akciğer enfeksiyonundan öldüğü iddiası

    Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bir kadının, kalça kırılmasından gittiği hastanede akciğer enfeksiyonundan öldüğü iddia edildi.

    Tavşanlı ilçesi Yeni Mahalle Madenciler Sitesi’nde oturan Veli Ekiz, eşinin ölümünden doktorları sorumlu tutarak şikayetçi oldu. Yaklaşık 8 ay önce 55 yaşındaki eşi Saniye Ekiz’in Ramazan Bayramı’ndan 2 gün önce evin banyosunda yere düşerek kalça kemiğini kırdığını ve Tavşanlı Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığını belirten Veli Ekiz, “Ramazan Bayramı’ndan iki gün önce hanımım banyoda düştü ve hastanede bayramın birinci günü ameliyata alındı. İki gün çok iyi idi, ancak üçüncü gün uyumaya başladı. Doktorlara ilgilenmelerini istedim, ancak ameliyat sonrası psikolojik olarak uyuduğunu söylediler. Doktorlarımız bayram dolayısıyla izinlidir onlar döndükten sonra bakalım denildi” dedi.

    Eşinin vefatında ihmal olduğunu iddia eden Veli Ekiz, evli iki kızının yanı sıra 38 yaşında doğuştan engelli oğlu olduğunu belirterek, kirada yaşadığını maaşının da büyük bölümünün daha önceden kredi çekmesi nedeniyle kesintiye uğradığını dile getirdi. Ekiz, eşi sağken çocuğuna bakım ücreti ödendiği halde şu anda eşi de olmamasından dolayı engelli bakım ücretinin kesildiğini 270 TL ile geçim sağlamaya çalıştığını ifade etti.

    Öte yandan, hastane yetkilileri konuyla ilgili açıklama yapmadı.

  • Ölüm vakalarında akciğer kanseri birinci sırada

    Kanser nedeniyle gerçekleşen ölümler içinde akciğer kanserinin birinci sırada geldiğini belirten Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, dünyada yeni tanı konan kanserlerin yaklaşık yüzde 13’ünün akciğer kanseri olduğuna dikkat çekti.

    Özel Hayat Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, akciğer kanserinin, sigara içimindeki artışla birlikte sıklığı giderek artan ve dünyada en sık görülen kanserlerden birisi olduğunu söyledi. Dr. Fulya Gürkan, “Dünyada yeni tanı alan kanserlerin yaklaşık yüzde 13’ü akciğer kanseridir. Akciğer kanseri, kanser nedeniyle ölümler içinde birinci sırada yer almaktadır. Bu sebeple kasım ayı ‘akciğer kanseri farkındalık ayı’ olarak seçilmiş ve çeşitli etkinliklerle bu hastalığa dikkat çekmek istenmiştir” dedi.

    Akciğer kanserlerinin yüzde 90’ından sigaranın sorumlu olduğunu ifade eden Gürkan, “Gelişmiş ülkelerde sigara tüketimindeki azalmayla birlikte akciğer kanserleri azalmaya başlamıştır. Gelişmekte olan ülkelerdeyse sigara tüketimindeki artışla birlikte, akciğer kanseri vakalarında artış gözlemlenmektedir. Sigaraya erken yaşta başlanması, günde içilen sigara miktarının fazlalığı ve içilen sürenin uzunluğu akciğer kanseri riskini daha da artırmaktadır. Sigara içenlerde akciğer kanseri riski yaklaşık 20 kat artmaktadır. Sigara içmeyip de dumanına maruz kalan pasif içicilerde de akciğer kanseri riski 3 kat artmaktadır. Ayrıca pipo, nargile ve puro gibi tütün ürünlerini içeren maddeler kullananlar da light sigara içenler de aynı şekilde risk altındadır” diye konuştu.

    Hava kirliliğinin de akciğer kanserine sebep olabildiğine vurgu yapan Dr. Gürkan, “Fren tamiri, izolasyon ve gemi inşaatı gibi asbest maruziyeti olan iş yerlerinde çalışanlarda da akciğer kanseri riski artmaktadır. Radon gazı ise sigaradan sonra en fazla akciğer kanseri yapan etkendir. Radon gazı toprakta doğal olarak bulunur ve iyi havalandırılmayan ev ve işyerlerinin altındaki topraktaki miktarına bağlı olarak kapalı mekandaki havada radon gazının miktarı yüksek olabilir. Ailede akciğer kanseri öyküsü varsa yine yakınlarında akciğer kanseri riski artmaktadır. Daha önce geçirilmiş akciğer hastalıkları, verem ve KOAH geçirmiş olmak da riski arttırır” ifadelerini kullandı.

    Akciğer kanserinin belirtilerinin erken dönemde ortaya çıkmadığına vurgu yapan, Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, “Tesadüfen çekilen akciğer filmleriyle genellikle tanı konulabilir. En sık görülen şikayetler yüzde 75 öksürük, yüzde 60-70 kilo kaybı, yüzde 60 nefes darlığı, yüzde 45 göğüs ağrısı ve yüzde 35 kan tükürmedir. Bunların dışında ses kısıklığı, hırıltılı solunum, yutma güçlüğü, ateş yüksekliği, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, kas ağrıları, yüz ve boyunda şişlik gibi pek çok şikâyet de görülebilir. Özellikle sigara içen kişilerin bu tip şikayetleri olduğunda geciktirmeden bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları önerilir” diye konuştu.

  • İlmin gözü, sigara ve akciğer kanseri

    Sigaraya karşı savaş açan Prof. Dr. İbrahim Öztek ve ekibi modern cihazlarla akciğer kanseri teşhisini birkaç dakika içinde koyuyorlar.

    Ordinaryus profesör Dr. Sadi Irmak, Atatürk’ün 1923 yılında tıp eğitimi almak üzere Almanya’ya gönderdiği başarılı 11 Türk öğrencisinden biri. İstanbul Üniversitesinde uzun yıllar Fizyoloji Kürsüsü Direktörlüğü, son zamanlarda da Başbakanlık yapmış değerli bilim ve siyaset adamlarımızdan. Bir dersinde öğrencilerine Mevlana ile ilgili bir olayı aktarmış; Mevlana bir gün işaret parmağına bakmış, dalmış gitmiş. Yanındakiler merak etmiş sormuş, neden daldınız? O da şu cevabı vermiş, “Parmağımda birçok kanallar ve içinde yüzen cisimcikler görüyorum. Bunları bir gün ilmin gözü görecektir.” İşte bugün ilmin gözü mikroskoptur, bilgisayarlı tomografi cihazıdır. Çamlıca Özel Medikana Hastanesinde, kendisini yakından tanıdığımız bilim kültür ve spor adamı Prof. Dr. İbrahim Öztek’i bir de kendi asıl mesleği ile ilgili bir çalışması sırasında bulduk. Hastane Başhekimi Y.Doç. Dr. Göğüs Cerrahı Cüneyt Aydemir, Göğüs cerrahı Prof. Dr. Bülent Arman ve Radyoloji Uzmanı Cengizhan Zahmancıoğlu ile birlikte bir ekip olarak, tıbbın en önemli bir konusunu son derece modern cihazlar sayesinde çok basite indirgemişler ve birkaç dakika içinde akciğer kanseri hastalarının teşhisini koyuyorlar.

    Nasıl mı? Radyolog Dr. Cengizhan Zahmancıoğlu, Bilgisayarlı Tomografi altında kitlenin yerini buluyor. Y.Doç Dr Cüneyt Aydemir ile Prof. Dr. Bülent Arman uzunca bir iğne ile göğüs duvarından kitlenin içine giriyor. Oradan birkaç hücre çekiyor. Bu hücreleri Patoloji ve Sitoloji uzmanı olan Prof. Dr. İbrahim Öztek birkaç dakika içinde özel bir şekilde preparat haline getirerek, mikroskop altında inceliyor ve arkadaşlarının meraklı bakışları altında onlara üzülerek kötü haberi veriyor. “Hasta şu tür bir Akciğer kanseri”. Öztek hoca sonra mütevazı bir şekilde, “Bu uygulamayı günümüzde konunun uzmanı olan her doktor yapıyor” diyor.

    İbrahim Öztek ve Bülent Arman hocalar 1962-1963 yılından bu tarafa 54 yıllık arkadaşlar. Meslek hayatlarının büyük bir kısmında da özel olarak birlikte çalışmışlar. Bülent Arman’ın hastalardan aldığı örnekleri, İbrahim Öztek değerlendirmiş. Sonuç hep akciğer kanserine yönelik. Kanserin sebebi de daima sigara. Her iki hoca da kurdukları dernekler aracılığı ile halen sigaraya karşı savaş halindeler. Bülent hoca binlerce kişiye sigarayı bıraktırmış. İbrahim hocanın sigara ve akciğer kanseri üzerine çalışma ve yayınları dünya çapında. Öztek şöyle diyor; sigaranın dudaktan idrar kesesine kadar kanser yapmadığı organ yok. Kalp damar hastalıkları ise işin cabası diyor ve ekliyor. Bir yıl içinde sigara içimine ve sigaranın yol açtığı hastalıkların tedavisine 3 Çanakkale Boğazı Köprüsü parasını harcıyoruz. Bir yılda 200 bin insanımızı sigaranın neden olduğu kanser ve kalp damar hastalıklarından kaybediyoruz. Yani sigara içerek hayatımızı havaya savuruyoruz diyor.

    Prof. Dr. İbrahim Öztek’in önemle belirttikleri konu ise; sigara alışkanlığının alışkanlıkların en kötüsü olduğudur. Özellikle halkımız erken yaşta sigara içimine başlıyor ve bu nedenle de her çeşit ağır hastalıklara erken yaşta yakalanıyor ve erken yaşta hayatlarını kaybediyorlar. Bu konuda modern, sağlıklarına önem veren batılı ülke insanından en az on yıl önce hayata veda ediyoruz. Erken yaşta alışkanlık haline gelen sigara, ardından alkol ve uyuşturucunun da davetçisi oluyor. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde deneyen her dört çocuktan üçü sonradan tiryaki oluyor. Bir yılda sigara içmeye başlayanların sayısı yüzbinlerle ifade ediliyor. 7-13 yaş gurubu çocuklarda sigara deneme oranı % 27, 8-13 yaş gurubunda sigaraya başlama oranı ise % 15 tir. Görüldüğü gibi toplumumuz sigaraya mahkum edilmiştir. Kız olsun erkek olsun gençlerimizden ricamız sakın sigara içmeyi denemesinler.