Etiket: Akbaş

  • Akbaş: “Tek rakibimiz Maimi”

    FBM Estetik ve Tıp Merkezi kurucusu Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Samsun, Türkiye’nin en güzel şehirlerinde bir tanesi. Hatta benim bir tane sloganım var; ‘Tek rakibimiz Maimi!’” dedi.

    FBM Estetik ve Tıp Merkezi Çiftlik Şubesi açılışının 1. yılını kutladı. FBM Estetik ve Tıp Merkezi kurucusu Doç. Dr. Hayati Akbaş’ın da katıldığı kutlamada şubenin 1. yaş günü pastası kesildi.

    “Şehrin en prestijli caddesi”

    Törende konuşan Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Her şehrin içerisinde o şehirle özdeşleşen yerler vardır. Mesela İstanbul dediğimizde İstiklal Caddesi ve Bağdat Caddesi akla gelir. Bu dünyanın bütün şehirlerinde vardır. Mesela Bağdat’ta da var, Almanya Münih’te de var. Bütün şehirlerde prestij caddeleri vardır. Samsun’da da en prestijli caddemiz, Samsun’un en güzel caddesi dendiğinde akla gelen ilk yer yıllarca hep Çiftlik Caddesi oldu. Dolayısıyla biz de FBM olarak bir yıl önce Çiftlik’in çok güzel bir köşesine bir estetik güzellik merkezi oluşturduk. FBM Çiftlik Şubesi’ni oluşturduk. Bugün birinci yıl dönümü. Ben çok mutluyum. Çalışan arkadaşlarım çok mutlu” dedi.

    “Tek rakibimiz Maimi!”

    Sözlerinin devamında FBM Estetik ve Tıp Merkezi Sorumlusu Dr. Nihal Ergen’e teşekkür eden Akbaş, “Bir yıllık süre içerisinde Samsun’a, Samsunluya ve Samsun’a dışarıdan gelenlere estetik ve güzellik anlamında çok güzel hizmetler yapıldı. Beklediğimizden de iyi bir gelişme oldu. Samsun çok daha güzellerine çok daha iyilerine layık. Samsun, Türkiye’nin en güzel şehirlerinde bir tanesi. Hatta benim bir tane sloganım var; ‘Tek rakibimiz Maimi!’ Bu özel şehrin özel bir caddesinde bulunmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu başarıda tabii ki Dr. Nihal Hanım’ın ekibimizin bir parçası olarak katkısı var” diye konuştu.

    Şube çalışanlarına teşekkür eden Dr. Nihal Ergen ise, “Ben yaklaşık 3 yıldır FBM bünyesinde çalışıyorum. Son yıldır ise buradayım. Bana verilen sorumluluğun bilincindeyim. Ekibime de teşekkür ederim. Onların şubemizi devam ettirmemizde katkısı oldu. Umarım daha uzun yıllar bu kutlamaları yaparız” ifadelerini kullandı.

  • Akbaş iş güvenliği zirvesine katıldı

    Manisa Büyükşehir Belediyesi, İzmir’de düzenlenen 4. İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi’nde yer aldı. Toplantıda Manisa Büyükşehir Belediyesinin çalışmalarını anlatan Sağlık İşleri Daire Başkanı Talip Akbaş, “Belediye olarak biz, iş sağlığı ve güvenliğini bir aşıya benzetiyoruz. Çünkü ne kadar önlem alırsanız, bir hastalığa yakalanma riskiniz o kadar azalır” diye konuştu.

    Türkiye’de meydana gelen iş kazalarının önlenmesi, nedenlerinin masaya yatırılması, kamu ve özel tüm kurum ve kuruluşlarının konuyla ilgili bilgi alışverişinde bulunması amacıyla düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Zirvesi 4.kez konunun uzmanları, işveren ve çalışanları bir araya getirdi. İş ve siyaset dünyasından çok sayıda ismin katıldığı zirveye Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Talip Akbaş, İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğü çalışanları da katıldı. Daire Başkanı Talip Akbaş, “Belediyelerde İSG Uygulamaları” başlıklı oturumda, Manisa Büyükşehir Belediyesinin konuyla ilgili çalışmalarını ve eğitimlerini içeren bir sunum yaptı.

    Zirveye katılanlara Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün selamlarını ileterek ve Büyükşehir Belediyesi’nin tanıtım filmini katılımcılara izleterek sunumuna başlayan Akbaş, Büyükşehir olma sürecinde yeniden yapılanmanın getirdiği zorluklara rağmen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda en alt kademeden yöneticilere dek bilincin üst düzeyde olduğunu vurguladı. Bu kapsamda Sağlık İşleri Daire Başkanlığı bünyesinde kurulan İş Sağlığı ve Güvenliği Şube Müdürlüğü’nün yapılanmasını, bugüne kadar yapılan çalışmaları ve eğitimleri anlattı. Kurum olarak gelişime ve önerilere her zaman açık olunduğunun altını çizen Akbaş, “Bir talebimiz olduğunda ya da bizden bir şey talep edildiğinde biz öncelikle bunu bire bir görüşüyoruz. Yüz yüze iletişimden yanayız ve her konuda her türlü öneriye açık olduğumuz gibi desteğe ve işbirliğine de her zaman hazırız” diye konuştu.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki hassasiyetini bir benzetmeyle aktaran Akbaş, “Biz bu durumu tıpkı aşılanmaya benzetiyoruz. Bir hastalığa karşı ne kadar tedbir alırsanız hastalığa yakalanma riskiniz o kadar azalır. Belki aşı bir sinek ısırığı kadar canınızı yakar ama uzun vadede size korunma sağlar. İş Sağlığı ve Güvenliği de bu durumun aynısıdır. Bu sebeple bu konuya bir angarya gözüyle bakılmaması gerektiğini her fırsatta her ortamda dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı. Talip Akbaş’ın sunumunu katılımcılar büyük bir ilgiyle dinledi. Sunumun ardından Daire Başkanı Akbaş’a ve diğer konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edildi. Sağlık İşleri Daire Başkanı Talip Akbaş, daire personelleri ile birlikte zirve kapsamında stant kuran firmaları da gezerek yetkililerden bilgi aldı.

  • Dr. Akbaş: “Büyük memeli kadınların evlilikleri sıkıntıya girebilir”

    Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, memeleri normalden büyük olan kadınların kendilerini beğenmediğini, bu durumun evlilikleri sıkıntıya sokarak boşanmalara yol açabileceğini söyledi.

    Özel FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, kadınların en büyük sıkıntılarından biri olan meme büyüklüğü konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Akbaş, büyük memeli kadınların kendi vücutlarını beğenmediklerini, bu yüzden de evlilik hayatlarının sıkıntıya girdiğini belirterek yapılması gereken hususlar hakkında bilgiler verdi.

    “Erken yaşlardaki meme büyüklüğü kamburluğa neden olabilir”

    Genç yaşta büyük memelere sahip olan kız çocuklarının ileride kambur olabileceği uyarılarında bulunan Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Kadınlarda memelerin normalden büyük olması büyük bir rahatsızlık kaynağıdır. Hem görsel anlamda hem de sağlık açısından ciddi bir rahatsızlık kaynağıdır. Göğüsler normalden büyük olduğu zaman hem omurgalara binen yük artar. Vücut aksı bozulur. Erken yaşlardaki meme büyüklükleri kamburluğa neden olabilir. Bel fıtığı, boyun fıtığı, vücut bozuklukları, bel, omuz, sırt ağrısı gibi ciddi fonksiyonel rahatsızlıklara yol açabilir. 14-15 yaşındaki kız çocuklarında bile bazen normalden çok büyük göğüsler otaya çıkar. Bu da o çocukları psikolojik ve sağlık açısından rahatsız eder. Bu durum kız çocuklarının ergenlik dönemindeki psikolojilerini olumsuz etkiler. Bu çocuklar okula gitmek istemezler, arkadaşlarıyla buluşmak istemezleri, sosyal faaliyetlerde bulunmazlar” dedi.

    “Büyük memeli kadınların evlilikleri sıkıntıya girebilir”

    Büyük memeli kadınların kendi vücudunu beğenmediğini, bu durumun evliliklerde olumsuzluğa yol açabileceğinin altını çizen Dr. Hayati Akbaş, “Bazen kadınlar doğum yaptıktan sonra göğüsleri büyümeye başlar. Bu büyüme zaman içerisinde küçülmez ve daha da artabilir. Bu da kadınların vücut yapılarını ve sağlıklarını bozar. Kadınlarda meme büyüklüğü ciddi bir sağlık ve estetik sorun olarak ele alınmalıdır. Bu kadınlar görsel olarak da kendilerini kötü hissederler. Memelerinden utanır hale gelirler. Aynaya bakmak istemezler. Kendi bedenlerinden rahatsızlık duyarlar. Bu durum evlilik hayatlarını bile sıkıntıya sokabilir. Bir kadında meme büyüklüğü varsa endişe edilmemelidir. Bu tedavi edilebilir bir durumdur. Her vücudun taşıyabileceği bir meme büyüklüğü ve şekli vardır. Bu sıkıntının tedavi edildikten sonra normal büyüklüğüne geleceği unutulmamalıdır. Büyük memeli kadınların tedavisi mutlaka estetik plastik cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Estetik plastik cerrahi uzmanı, o beden yapısına göre olması gereken büyüklükte memeyi bırakarak fazlalık olan dokuyu mutlaka oradan almalı, memeyi şekillendirerek, çekici bir hale getirmelidir. Bir kadın için bu çok önemlidir” diye konuştu.

    “Hasta ameliyattan 1 hafta sonra iş hayatına döner”

    Hastaların ameliyattan 1 hafta sonra normal yaşantılarına dönebileceğini ifade eden Akbaş, “Tedavi zor değildir. Operasyon ortalama 2 saatte yapılabilir. Kadınlar, 1 haftalık süre içerisinde normal yaşantılarına dönebilir. Operasyonu kadınlar gözlerinde büyütmemeli. Bu konuda eşler birbirlerine destek olmalıdır. Normalde meme estetiği ameliyatları 18 yaşından sonra yapılabilirken, meme küçültme ameliyatlarında bazen 14-15 yaşlarında bile yapılabilir. Kadınlar, ameliyat öncesinden doktorlarla görüşerek bilgi alsınlar. Kadınlarda ideal meme büyüklüğü her kadına göre değişir. Sabit bir büyüklük ve sabit bir şekil söz konusu değildir” şeklinde konuştu.

  • Dr. Akbaş: “Çocuklar kepçe kulak yüzünden fotoğraf çektirmiyor”

    Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, kepçe kulaklı çocukların özgüven sorunu yaşadıkları için fotoğraf çektirmediklerini ve saçlarıyla kulaklarını kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi.

    Özel FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, genellikle okul öncesi yaşlardaki çocuklarda görülen kepçe kulak hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Akbaş, kepçe kulaklı erkek çocukların kulaklarını gizlemek için kız gibi saç uzatarak kulaklarını saçlarıyla gizlediklerini belirtti.

    Kepçe kulak hastalığının önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Kepçe kulak, kulakların normalden büyük olması, kulak kıvrımlarının olmaması, kulağın öne doğru olan çıkıntısının çok bariz olmasıdır. Karşıdan bakıldığında kulak kepçesinin net bir şekilde görülmesidir. Bu çocukları ciddi derecede rahatsız eder. Çocukluk döneminden başlayarak insanları rahatsız eder. Genellikle çocuk doğduktan belli bir süre sonra hemen fark edilmeye başlar. Zamanla bir kısmı kendiliğinden düzelebilir ama bir kısmında da kepçe kulak daha da artabilir. Eğer çocuklarda kulaklar kepçeyse ve rahatsızlık hissediliyorsa mutlaka tedavi edilmesi gerekir” dedi.

    “Kısa saç isteyen erkek çocukları, kızlar gibi saç uzatıp kulaklarını saklıyor”

    Erkeklerin kısa saçlı dolaşamadığını, kızların da saçlarını toplayamadığını ifade eden Dr. Hayati Akbaş, “Kepçe kulak ameliyatları, genellikle okul öncesi dönemde yapılmalıdır. Çünkü kulak gelişimi 6-7 yaşları döneminde tamamlandığı için mümkünse bu yaşlarda kepçe kulak operasyonu yapılmalıdır. Ama bazen bu operasyonlar çeşitli nedenler yüzünden ihmal edilebiliyor. Bu gibi durumlarda da mümkün olan en iyi zamanda bu ameliyatların yapılması gerekiyor. Bunun yaşı yok. 50-60 yaşında da kepçe kulak ameliyatı yaptığımız hastalar var. Yıllarca kepçe kulak hastalığı yüzünden psikolojik eziklik yaşamış, kompleks yaşamış, özgüven eksikliği yaşamış insanlar, ellerine ilk fırsat geçtiği anda bu operasyonu yaptırabilirler. Kepçe kulak olup da ameliyat olmayan erkek çocukları, kulaklarını saklamak için sürekli saçlarını uzatıyorlar. Kısa saç isteyen erkek çocukları, kızlar gibi saç uzatıp kulaklarını saklama yoluna gidiyorlar. Kız çocukları sadece tek tip saç modeli yapıyor. Saçlarını toplayamıyor, topuz yapamıyor. Sürekli yüzleri açık kalacak şekilde, saçlarıyla kulaklarını kapatıyorlar. Bu da onların psikolojilerini olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu.

    “Operasyon sonrasında hastaların psikolojileri ve özgüvenleri düzelir”

    Hastaların 3 gün sonra normal hayatlarına döndüğünü ve özgüvenlerinin yerine geldiğini vurgulayan Akbaş, şunları söyledi: “Kepçe kulak hastalığı bulunan çocuklar kompleksleri yüzünden fotoğraf çektirmezler, arkadaşları arasında sürekli alay konusu olurlar. Bu da çocukların moralinin bozulmasına yol açar. Aileler bu durumda çocuklarına destek olsunlar ve rahatsızlık duyduklarında onları operasyona ikna etsinler. Kepçe kulak operasyonu çoğunlukla lokal anestezi altında yapılabilir. Operasyonlar, tecrübeli ve deneyimli estetik plastik cerrahlar tarafından yapıldığında çok kolay bir operasyondur. Bu işlem ortalama 30 dakika sürer. Hasta bu operasyonun sonunda evine gider. Yatış gerektirmez. 3 gün sonra da normal yaşantılarına dönebilirler. Operasyonların memnuniyet oranı çok yüksektir. Operasyon sonrasında kızlar hemen saçlarını toplarlar. Erkek çocukları kontrole geldiklerinde ise hemen saçlarını kısaltmış olurlar. Çünkü yıllarca uzun saçlar ile kulaklarını kapatmaktan sıkılmışlardır. Operasyon sonrasında, kepçe kulak hastalığı bulunan çocukların psikolojileri düzelir ve özgüvenleri yerine gelir.”

  • Dr. Akbaş: “Büyük memeli erkekler evlenmekten çekiniyor”

    Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, memeleri büyük olan erkeklerin duydukları rahatsızlık yüzünden evlenmekten ve yuva kurmaktan uzak durduğunu söyledi.

    Özel FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, toplumda pek sık dile getirilmeyen ve aslında büyük bir sağlık sorunu olan erkeklerde aşırı meme büyüklüğü (Jinokamesti) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Akbaş, büyük memeli erkeklerin kendilerini kadın gibi hissettiğini ve psikolojilerinin bozulduğunu belirterek yapılması gereken hususları belirtti.

    “Erkekler, büyük memeleri yüzünden evlenmekten uzak duruyor”

    Erkeklerin büyük memeleri yüzünden birçok aktiviteden uzak durduğunu vurgulayan Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Erkeklerde meme önemli bir organdır. Erkeklerde meme büyüklüğü erkekler için büyük bir rahatsızlık kaynağıdır. Biz bunu jinokamesti (erkekte kadın tipi meme büyümesi) olarak adlandırıyoruz. Yani erkeklerde memenin, erkek bedenine göre normalden büyük olması bir hastalıktır ve erkekler tarafından istenmeyen bir durumdur. Bunların yüzde 98’inde altta yatan bir hormonal sebep yoktur. Nedeni bilinmediği halde yapısal nedenlerle erkeğin memesi büyüktür. Bu durum erkeğin psikolojisini bozar. Çünkü kadın tipi bir meme imajı algısı olan memenin erkekte olması, erkeğin erkeklik algısında, erkek beden imajında bozulmaya yol açar. Bu yüzden mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Erkeklerin yaklaşık yüzde 65’inde az ya da çok jinekomasti vardır. Fakat bunların bazı bölümünde bu durum rahatsız edici değildir. Bir kısmı ise kesinlikle rahatsız edicidir. Bu durumdan dolayı rahatsızlık duyan, evlenmekten, aile kurmaktan uzak duran, denize, havuza gitmeyen, yazın bile korseyle gezen erkekler mevcuttur” dedi.

    “Jinokamesti, estetik bir problemdir, tedavi gerektirir”

    Jinokamestinin estetik plastik cerrahiler tarafından tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Hayati Akbaş, “Jinekomasti durumunda yapılması gereken bir estetik plastik cerrahi uzmanlar tarafından o memenin normal volümüne getirilmesi gerekir. Çünkü bu durum aynı zamanda estetik bir problemdir. Memenin büyük olması bir estetik sorundur. Jinekomastinin hafif, orta ve şiddetli olan formları vardır. Hafif ve orta formlarda mini bir müdahaleyle erkete memeler çok güzel ve doğal bir pozisyona getirilebilir. Ancak çok ileri derecede sarkmış, gevşemiş ve deri bolluğu olmuş memelerde ise klasik cerrahi yöntemleri kullanılabilir. Bunlarda bir miktar iz kalabilir ama bu iz tolere edilebilir. Yeter ki estetik plastik cerrahlar tarafından usulüne uygun bir şekilde yapılsın” diye konuştu.

    “Bazı operasyonlar klasik cerrahi müdahale gerektirmez”

    Bazı meme büyüklüklerinde klasik cerrahi müdahalenin gerekmeyebileceğini ifade eden Hayati akbaş, “Jinekomasti müdahaleleri birkaç şekilde yapılabilir. Sadece liposuction yöntemi ile ameliyat izi olmadan erkek bedeni oluşturulan durumlar vardır. Bir kısımda da buna ilaveten klasik cerrahi müdahale de gerekebilir. Bu hastalığın tedavi edilebilir bir durum olduğu kabul edilmelidir. Bazen çocuklar ergenlik döneminde 14-15 yaşlarında aşırı meme büyüklüğüyle karşılaşabilir. Bu da okul ve gündelik hayatlarını olumsuz etkileyebilir. Cinsiyet algısını da olumsuz etkileyebiliyor. O yüzde ailelerin bu çocuklara çok özel ilgi göstermeli ve çocuklarını mutlaka estetik plastik cerrahi uzmanına götürmelidir. Yapılan analiz ve tetkiklerden sonra bunun da tedavisi yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

    “Hastalar, operasyondan 2 gün sonra gündelik hayata dönebilir”

    Hastaların operasyondan 2 gün sonra normal yaşantılarına dönebileceğini açıklayan Akbaş, şunları söyledi:

    “Jinekomasti tedavilerinde memnuniyet son derece yüksektir. Erkekler, bu operasyonların sonrasında 2 gün içerisinde gündelik yaşantılarına dönebilirler. Bu süre bazı hastalarda 1 güne bile inebilir. Meme küçültme operasyonuna giren erkekler, anında psikolojik yönden olumlu etkilenir. Hemen kıyafetlerini değişir. Her yaşta insan bundan rahatsızlık duyabilir. Bir erkek memelerinin büyüklüğünden rahatsızlık duyuyorsa tedavi edilmesi yüzde 100 gereklidir.”