Etiket: Akademisyenler

  • Patent sahibi akademisyenler ödüllerini Rektör Çomaklı’dan aldı

    Patent sahibi akademisyenler ödüllerini Rektör Çomaklı’dan aldı

    4. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarında hazırladıkları patentlerle altın madalya alan akademisyenler, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’yı ziyaret etti.

    Ziyarette, Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Prof. Dr. Mehmet Dumlu Aydın, Prof. Dr. Esabi Başaran Kurbanoğlu, Prof. Dr. Ekrem Kalkan, Dr. Öğr. Üyesi Çağlar Yüksel ve Dr. Öğr. Üyesi Bahar Çiftçi yer alırken, Rektör Çomaklı madalya sahibi öğretim üyelerine ödüllerini takdim etti.

    Atatürk Üniversitesinin desteğiyle akademisyenler tarafından üretilerek patenti alınan ürünler, Atatürk Havalimanında gerçekleştirilen 4. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı Isıf’19’da sergilendi. Buluş sahibi akademisyenler, sanayicilere buluşlarını anlatarak patentlerin ticarileşmesi adına ilk adımı gerçekleştirdiler.

    4. Uluslararası Buluş Fuarı Ödül Törenine 10 patent ile katılım sağlayan Atatürk Üniversitesi, 6 patent ürünü ile En İyi Buluşlar Kategorisinde ödül almaya hak kazandı.

    Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Birleşmiş Milletlerin özelleşmiş 17 örgütünden biri olan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından verilen En İyi Akademisyen Ödülünü alırken yine Biyouyumlu Mikroelektrot patent buluşuyla altın madalya almaya da hak kazandı.

    Patent başvuruları arasında en iyi buluşlar ödülü kategorisinde değerlendirilen 5 buluş, altın madalya aldı. Madalya kazanan buluşlar: “Nöron Hücrelerinde Çeşitli Sebepler Sonucu Görülen Nörotoksisiteyi Ortadan Kaldırıcı Bir Molekül ve Bahsedilen Molekülün Üretim Metodu, İdrar Alma Aparatı, Ameliyat Sonrası Beyinde Oluşan Boşluğa Konumlandırılan Basınç Ayarlı Balon Aparatı, Bakteri Kültürü Kullanımı İle Yosun Giderme Yöntemi, Krom Karbür İçeren Takviyeler İle Katkılanan Metal Matrisli Kompozit Malzeme Üretim Yöntemi” olarak sıralandı.

    “Kazanılan Madalyalar Üniversitemiz İçin Gurur Kaynağı Oldu”

    Yeni YÖK Vizyonu hareketiyle Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları (FSMH) ile ilgili çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini belirten Rektör Çomaklı, bu kapsamda 2017 yılında 11, 2018 yılında da 25 adet ulusal patent başvurusu gerçekleştirildiğinden bahsederek, 2019 yılında ise şu ana kadar 29 adet patent başvurusu için destekleme kararı alındığını söyledi.

    Kazanılan madalyaların Atatürk Üniversitesi için birer gurur kaynağı olduğunu ifade eden Rektör Çomaklı, “Fikri olan, bir şeyler kazandırmak için çabalayan ve topluma hizmet için çalışan herkese kapılarımız ardına kadar açık. Bu tür projeleri üniversite olarak her zaman desteklemeye hazırız. Kazandıkları ödüllerle örnek teşkil eden akademisyenlerimizi kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • AKÜ’lü akademisyenler borlu süt ve et ürünleri üretti

    AKÜ’lü akademisyenler borlu süt ve et ürünleri üretti

    Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi’nde çalışmalarını sürdüren iki öğretim üyesi yoğurt, kaymak, sucuk, süt ve et ürünlerine bor ilave ederek raf ömürlerini uzatmayı başardı.

    Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Kabu ile Doç. Dr. Recep Kara, ülke genelinde yüzde 72 rezervi bulunan bor madeni üzerinde sürdürdükleri 12 yıllık çalışmaları sonucunda meyvelerini almaya başladı. 230 çeşit bor madeninde gıda içen en uygun olanlarla tek tek çalışma yapan, Öğretim üyeleri Kabu ve Kara, bor madenin başta sağlık olmak üzere birçok alanda faydasının olduğunu ortaya çıkardı. Et ve süt ürünlerinin ömrünün uzatıp, bununla beraber karaciğer yağlanmasını ve kanser için bu ürünler sayesinde ciddi destek sağlanabilecek. Bor madeni, yapılan çalışmaların devamında ise, ilaç sanayinde kullanılacak. Bileşimin patentini alan ikili, kısa zaman sonra elde ettikleri ürünü piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

    “Maksimum yararlanma almak için elimizden gelen çabayı sarf ettik”

    Bor madeninden elde ettikleri ürünle ilgili bilgiler veren AKÜ Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kabu, 12 yıllık çalışmalarının sonucunda bu başarıyı elde ettiklerini söyledi. Araştırmalarında bor madeninin insan sağlığı ve hayvan sağlığı üzerindeki faydalarını tespit ettiklerine dikkat çeken Kabu; “Hipokalsemi karaciğer yağlanması ve bizim dışımızda özellikle Avrupa ve Amerika’da yapılan çalışmalarda kanser için olumlu etkiler oluşturduğunu gördük. Bunları biz günlük tüketimde hayvansal gıdalarda olmadığı için hayvansal gıdaları bor açısından zenginleştirerek bu ürünü nasıl elde edebiliriz düşüncesini ortaya koyduk. Süt ürünleri, et ürünleri özellikle süt ürünlerinde pastörize süt, yoğurt, kefir Afyonkarahisar için çok önemli olan kaymak ve et ürünlerinde yine sucukla başladık. Salam, sosis kavurma gibi ürünlerin içerisinde doğru bor çeşidini doğru zamanda koyduk. Ve bundan maksimum yararlanma almak için elimizden gelen çabayı sarf ettik” ifadelerini kullandı.

    “230 bor madenin arasından seçilerek yapılıyor”

    Bu ürünün elde edilebilmesi için 230 çeşit bor madeninden hangisinin ne düzeyde ve nasıl kullanılacağının çok iyi bilinmesi gerektiğinin altını çizen Kabu şu ifadelere yer verdi;

    “Bu ürünü oluştururken 230 çeşit bordan hangisinin seçileceği çok iyi bilinmesi gerekiyor. Dolayısıyla rastgele bir bileşenin seçilip konulması uygun değildir. Aşamanın doğru seçilmesi gerekiyor. Ayrıca aşamadan sonra özellikle bazı muayenelerin yapılarak bunun duyusal olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bu çok önemli bu konu üzerine bize çok fazla sosyal medyadan ya da diğer kısımlardan ulaşan insanlar oldu. Halkımızı bu konuda bilinçlendirmek istiyoruz. Özellikle orijinal ürün olamayan süt ve et ürünlerini kesinlikle kullanmasınlar. Bu açıdan dikkatli olsunlar.”

    “Kaymak yurtdışına gönderilebilecek”

    Kaymağın uzun süre dayanamadığını ve yurtdışına gönderilmesinde sorunlar yaşandığını belirten Doç. Dr. Kabu, “Özellikle yöresel anlamda bizim kendi düşüncemiz. Kaymak çok uzun süre dayanamıyor dolayısıyla bunu yurt dışına gönderilmesi söz konusu değil. Bununla ilgili çok uzun süren prosesler devam ediyor. Biz yöresel tadımızı da yurt dışında yer almasını istiyoruz. Tabi ki yurt dışına da süt ürünleri ihraç ediliyor. Bunların daha uzak ülkelere ulaştırılması daha mümkün olabilecek raf ömrü daha iyi olacak. Bununla ilgili bazı işletmecilerle ticari kuruluşlarla görüşüyoruz. Ürünü yaklaşık 2 ya da 3 ay içerisinde piyasaya sürmeyi planlıyoruz. Tabi bunun için üniversitemizle de görüşme halindeyiz. Onlarda bize destek oluyorlar. Olayın başlangıcıyla bitişi arasında çok uzun bir süreç gerçekleşti. Ürün şuanda tüketime hazır durumdadır” ifadelerini kullandı.

    “İlaç sanayinde de kullanılacak”

    Ayrıca Kabu, kanserde bor madeniyle yeni çalışmalarının olduğunun bilgisini verdi. Çalışma tamamlandığında ürünün ilaç sanayinde kullanılabileceğini ifade ederek, “Raf ömrünün uzatmasının yanında bu ürünler özellikle bahsettiğim gibi karaciğer sıkıntısı olan hipokalsemi sıkıntısı olan ve kanser ile ilgili yoğun tedavi gören kişilerin kullanımına açılacak. Bu açıdan düşündüğünüz zamanda tedaviyi destekleyici bir yol izleyeceğini, böylece ekonomiye ilaç sektöründeki diğer insanlara yardımcı olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Ürünün patentini aldık”

    Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Kara ise yapmış oldukları çalışmanın patenti aldıklarını belirtti. Bor madenini gıdaya uygulanabilecek hale dönüştürdüklerini ifade eden Kara, şöyle devam etti:

    “Bor bileşikleri ortaya çıkıyor ama tabi bunların gıdaya uygulanabilir hale gelmesi lazım. Burada tabi bir takım laboratuvar analizlerimiz çalışmalarımız ortaya çıkıyor. Bunları bir araya getirdikten sonra şuanda gördüğünüz gibi yoğurt içerisinde uygulanabilir bir hale getirmiş oluyoruz. Benzer şekilde Afyonumuzun geleneksel ürünü kaymakta da aynı durum söz konusu. Bunlardaki temel amacımız bizim et ürünler ve süt ürünleri bor minareli yönünde fakir ürünler. Fakat içerisindeki diğer kalsiyum önemli minarelerin yoğun bir şekilde içeriyor. Fakat insan vücudunun organizmanın bunları kullanabilmesi için mutlaka bor envanterine ihtiyacı var. Bunu da biz dışarıdan ilave ederek bu katkıyı sağlamış oluyoruz. Tabi bunu ilave ettiğimiz zaman antibakteriyel, antioksidan özelliği bilinen bor bileşiği tabi ki raf ömrüne de katkı sağladı. Bunu da ortaya çıkarmış olduk.”

  • Akademisyenler ve öğrenciler konserde bir araya geldi

    Cumhuriyet Üniversitesinde düzenlenen konseri akademisyenler ve öğrenciler bir arada dinledi.

    Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı tarafından organize edilen konserde Anadolu Grubu ve Grup Türkücü sahne aldı. Anadolu Grubu’nun Üniversite Kültür Merkezi Kadı Burhaneddin Salonu’nda gerçekleştirilen konserine akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler katıldı. Konserde “Elfida, Islak Islak, Deniz Üstü Köpürür” gibi şarkılar seslendirildi.Grup Türkücü tarafından aynı salonda verilen konsere Sağlık Kültür Spor Daire Başkanı Muammer Çırçır, idari personel ve öğrenciler katıldı. Konserde; “Urfa’nın Etrafı, Söyleme, Ah Yalan Dünya, Sunam” gibi türküler seslendirildi.

  • DÜKAT başarılı akademisyenler, yazarlar, gazeteci ve girişimcileri öğrencilerle buluşturdu

    Düzce Üniversitesi Kariyer Topluluğu’nun (DÜKAT) Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Projeleri Destek Programı 2018 1. Çağrı programı kapsamında gerçekleştirdiği “DÜKAT’la Hayatın Farkındayız” etkinliği, birinden başarılı akademisyenler, yazarlar, gazeteci ve girişimcileri öğrencilerle buluşturdu.

    Düzce Üniversitesi Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Kültür Merkezi İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu Lojistik Programı Koordinatörü Öğr. Gör. İlyas Temel Şafak, Kariyer Topluluğu’nun farkındalık için yapmış olduğu projelerden duyduğu memnuniyetini dile getirerek, topluluk üyelerini tebrik etti. DÜKAT’la Hayatın Farkındayız etkinliğinde birbirinden başarılı kişileri konuk edeceklerini söyleyen Öğr. Gör. Şafak, başarılı olmuş bu kişilerin hayatına etki etmiş anahtar kelimelerin; farkındalık, farklılık ve fark yaratmak gibi eylemler olduğunu dile getirdi.

    Gelecekte de söz sahibi olabilmek için çevremizdeki ve dünyadaki gelişmelerin farkında olmamız gerektiğini katılımcılarla paylaşan İlyas Temel Şafak, “Eğer siz başarılı bir kariyer yapmak istiyorsanız; dijitalleşmeyi, yeni medya ve sosyal medyayı, e-ticareti ve inovasyonu iyi bilmeniz gerekiyor. Yabancı dilinizi geliştirmeniz gerekiyor.” diyerek artan bu rekabet ortamını fark yaratarak fırsata çevrilebileceğinin altını çizdi. İki gün sürecek olan bu etkinliğin herkes için yararlı olması temennisinde bulunan Öğr. Gör. İlyas Temel Şafak, programda emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

    Gerçekleştirilen açılış konuşmasından sonra sunumunu yapmak için kürsüye davet edilen Düzce Fotoğraf Gönüllüleri Derneği Başkanı ve Girişimci Özel Çelik, fotoğraf çekmeye nasıl başladığını anlatarak, edindiği bu hobi sayesinde, normal iş hayatında hiçbir zaman karşılaşamayacağı üst düzey yöneticilerle bir araya geldiğini ifade etti. Hayatın farkında olunması için herkesin bir hobisi olması gerektiğini söyleyen Özel Çelik, kendisine bu fırsatı verenlere teşekkür etti.

    Konuşmasını yapmak için kürsüye davet edilen Akademisyen – Yazar Defne Ilgaz ise gerçekleştirdiği sunumunda; çeşitli medya kanallarında yayınlanan flim ve klipleri katılımcılarla paylaşarak bilinç altına verilmek istenen asıl mesajın farkında olunması gerektiğini vurguladı. Yapılan bu çalışmalarla toplumları, gelecekte yapacakları değişimlere hazırladıklarını söyleyen Ilgaz, milyonların izleyeceğe bu tür senaryoların 1 saniyesinin bile boş bırakılmayacağının ve her karesinin bir mesaj içerdiğinin altını çizdi.

    Akademisyen – Yazar Defne Ilgaz’ın sunumundan sonra konuşan Düzce Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Öğrencisi ve Zumba – Fitness – Plates Eğitmeni Naz Bulut, mutlu bir hayat yaşamak isteyenlerin hayatında mutlaka spor olması gerektiğini belirterek, kararlı oldukları sürece herkesin kendi istediği işi yapabileceğini ifade etti.

    Günün son sunumunu gerçekleştiren Youtuber Emre Özcan ve görme engelli Yunus Emre Polat, açmış oldukları “Şehir Engel Tanımaz” Youtube kanalıyla engellilerin de hayatın farkında olabileceğini anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Yapmış oldukları video çekimleriyle engelliler adına farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren konuklar, Düzce Üniversitesinde bulunmaktan ve öğrencilerle bir araya gelmekten dolayı duydukları memnuniyeti dile getirerek, ilgi gösteren herkese teşekkür etti.

    Programda, Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Yusuf Parlak’ın ebru çalışmalarının yer aldığı ebru sergisi de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

  • ETÜ’lü akademisyenler çevre dostu laboratuvar ürünleri geliştirdi

    Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyeleri Dr. Ömer Faruk Karataş, Dr. Serkan Örtücü ve Dr. Elanur Aydın Karataş, genetik materyallerin saflaştırılmasında kullanılan ürünlerdeki petrol kaynaklı kimyasal maddelerin yerine aynı işlev ve özelliklere sahip mikroorganizma kaynaklı doğal molekülleri ekleyerek, bu ürünlere ekolojik bir boyut kazandırdı.

    Bu kapsamda TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından desteklenen projeler ile kurulan EcoTech Biyoteknoloji adlı şirket, istihdam edilen Erzurum Teknik Üniversitesi mezunu 2 personeli ile Moleküler Biyoloji ve Genetik sektöründe kullanılan yerli ve milli ürünlerin AR-GE ve üretimi yapıyor.

    Ülkedeki birçok akademisyen tarafından test edilerek olumlu geri dönüş bildirilen ürünlerden bazıları ise, dünyada ilk olma özelliği taşıyor.