Etiket: Aileler

  • Aileler, Çocuklarına Aşırı Korumacı Yaklaşarak Kötülük Ediyor

    Türkiye’de ergenlik çağında 6 milyon gencin yer aldığını belirten Ergen Koçu Binnur Duman, ailelerin aşırı korumacı yaklaşarak çocuklarına kötülük yaptığını ifade etti.

    Gelişmiş üretken bir toplumun oluşması için ergenlik çağıdanki gençlerin özgüven aşılanarak yetiştirilmesi gerektiğini anlatan Binnur Duman, “Türkiye’nin en önemli sorunu 30 milyar dolarlık cari açık değil, 6 milyonluk ergen gencin nasıl eğitileceğidir. Sürekli çocukları için kaygılanan ve onların önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran, aileler çocuklarını öylesine el üstünde tutuyor ki günümüzde ergenler arasında salgın gibi yayılan bir zihinsel rahatsızlıklar başladı. Böyle giderse geleceğimizi emanet edeceğimiz gençler daha büyük cari ve psikolojik açıklara neden olacak. Aileler çocuklarına iyilik yapmak isterken onların hayatlarını kararttığının farkında değil” diye konuştu.

    Türkiye’de henüz yeni bir kavram olan Ergen Koçluğuna ilgi her geçen gün artıyor. Aileler nasıl davranacaklarını bilmediği çocuklarını Ergen Koçlarına emanet ediyor. Binnur Duman Ergen Koçluğunun aynı zamanda Pedegog, Kişisel gelişim uzmanı, vasıflarını da gerektirdiğini belirtiyor. Ergen koçlarının gençlere özgüven vererek kendi başına doğru kararlar almasına yardımcı olduğunu anlatan Duman, “Aileler çocuklarını dinlemek onlarla konuşmak yerine sürekli para vererek ya da pahalı telefon ve hediyelerle başından savarsa çocuk gidip kendini dinleyecek birilerini bulur. Bulunan kişiler her zaman doğru kişiler olmayabilir. Yoğun duygu geçişleri yaşayan ergenler bu dönemde madde bağımlılığı, sigara, tecavüz, hırsızlık gibi yanlış yollara sapılabilir. Ergen koçları gençlerin aile içindeki iletişimlerini, anlaşılmalarını sağlamak, arkadaş ortamında kabul görme, uyumlu arkadaşlıklar kurma, sosyal beceriler kazanma, hemcinsleriyle ve karşı cinsle, olumlu doğru iletişim kurma konusunda danışmanlık yapmakta” ifadelerini kullandı.

    ŞIMARTILAN ÇOCUKLAR AĞIR BEDELLER ÖDÜYOR

    Günümüzde ailelerin çocuklarını tehlikelerden koruma adına sürekli önlemler aldığına dikkat çeken Duman, “Çocukları dinlemek anlamak yerine sürekli önündeki engelleri kaldıran aileler, günümüzde ergenler arasında salgın gibi yayılan bir zihinsel rahatsızlığa neden oldular. Bu ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldikleri bir gerçektir. Gençler sudan çıkmış balık gibi şaşkın ve hayata karşı dirençleri çok zayıf. Anne Babalar çok yoğun oldukları için çocuklarıyla konuşmak onlara zaman ayırmak yerine teknoloji ve maddi imkanları devreye sokuyor. Kendilerini suçlu hissettikleri için de çocuklarını çok fazla şımartıyorlar bunun tek sonucu, şımartılmış ve fazla üstüne düşülmüş, kendi problemleriyle başa çıkmaktan aciz oldukları bir kuşak yetiştiriyoruz. Bu başa çıkış gücü olmayınca depresyon, kaygı, madde bağımlılığı ve intihar oranlarının oldukça yüksek oluyor” dedi.

  • Gençlerin Uyuşturucu Madde Kullanımı Konusunda Aileler Dikkatli Olmalı

    Psikiyatrist Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, gençlik döneminde uyuşturucu madde kullanımı konusunda, ailelerin dikkat etmesi gereken konularda uyardı.

    Türkiye’nin uzun yıllar uyuşturucu kullanımı açısından birçok ülkeden geride iken, bugün bakıldığında oldukça riskli bir alan haline geldiğini belirten Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Uyuşturucuya ulaşımda kolaylık, ucuz ve ölüm tehlikesi içeren uyuşturucular, kalabalık kentler, yanı başımızdaki savaş, uyuşturucu sorununun en önemli nedenlerinden sayılabilir. 2013 yılında yapılan bir araştırmada; ülkemizde, 15-34 yaşları arasında her 100 kişiden 3’ünün uyuşturucu kullandığı tespit edilmiştir. Bugün oranın daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Uyuşturucu kullanım yaşı, tedavi merkezlerindeki kayıtlara göre 11 yaşına kadar inmiştir” dedi.

    Medyada; neredeyse haftada 1-2 gün, uyuşturucudan ölen kişilerin haberlerinin yer aldığını anlatan Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Gençler için dışarıda birçok tehlike bulunmaktadır. Yetişkinliğe geçiş dönemi, sorunların yoğun olduğu bir dönemdir. Uyuşturucu çeteleri bunu çok iyi bilmektedir. Gençlerin ebeveynleri bu durumu fark etmelidirler” dedi.

    Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, gençlik döneminde uyuşturucu madde kullanımı konusunda, ailelerin dikkat etmesi gereken 13 durumu şöyle sıraladı:

    “Fazla para harcama; Eğer çocuğunuz son zamanlarda, verdiğiniz harçlığı yetiremiyorsa bu konuda dikkatli olunmalıdır. Harcama gerekçeleri araştırılmalıdır.

    Eve geç gelme; Uyuşturucu kullanan gençler dışarıda daha fazla zaman geçirirler. Eve gelmesi gereken saatleri aşarlar.

    Yalan söyleme; Para harcama ve eve geç gelme, arkadaşları ile birlikte zaman geçirdiği yerler konusunda yalan söyleme ve bahane uydurma, uyuşturucu kullanımında sık olarak karşımıza çıkmaktadır

    Üstüne başına dikkat etmeme; Uyuşturucu kullananlar daha önce giyimlerine özen gösteriyorlarsa dahi bunu bırakırlar. Aynı kıyafeti haftalarca giyebilirler. Saçlarına özen göstermezler. Dağınıktırlar.

    Temizliğe özen göstermeme; Gençler özellikle ergenlik dönemlerinde beğenilmek için daha özenli davranırlar. Ancak uyuşturucu kullananlarda banyo yapmaktan kaçınma, tırnak kesmeme, tıraş olmama sık görülür.

    Gözlerde farklı bakışlar; Uyuşturucu kullananlarda baygın bakış oldukça sık görülmektedir. Gözleri kızarır, şişer, gözaltları mor ya da siyahlaşır.

    Okul başarısında ani düşme; Çocuğunuzun okulda belli bir başarısı varken, aniden bu başarının altına düşerse, bu durum dikkate alınmalıdır. Birçok nedenle bu olabilir. Ancak uyuşturucu kullananlarda çok çabuk başarı düşer.

    Okuldan kaçma; Derslere devam etmekten kaçınma, okuldan kaçma davranışı uyuşturucu kullananlarda mutlaka ortaya çıkar. Gencin okula gitmediğinde, gittiği ortamlar araştırılmalıdır.

    Yeni arkadaşlar edinme; Uyuşturucu kullanan gençler, eski arkadaşlarından uzaklaşır. Ailenin pek tanımadığı yeni arkadaşlar edinirler. Aile araştırdığında, gencin yaşına ve eğitim düzeyine uymayan yeni arkadaş grubunu hemen fark eder.

    Sinirlilik ve öfke nöbetleri; Her şey yolunda giderken ani başlayan sinirlilik, öfke nöbetleri, duygusal dengesizlikler, içe kapanma, bir şeylerin değiştiğine dair işaretlerdir. Uyuşturucu kullanımında bu durumlar oldukça dikkat çekicidir.

    Aşırı kilo verme; Uyuşturucu kullanan gençlerde kilo verme, yemesine rağmen kilo alamama sık rastlanır.

    Hırsızlık; Çocuğunuzun daha önce böyle bir alışkanlığı olmadığı halde, evden para çalıyorsa, cep telefonunu satıyorsa mutlaka bu konu dikkatle değerlendirilmelidir. Bu davranış bozukluğunun altında uyuşturucu kullanımı yatıyor olabilir.

    Yasal sorunlar; Genç, herhangi bir nedenle suça karıştıysa, dışarıda sıkça kavga ediyorsa, vücudunda morluklar, yara izleri fazlaysa, bu durumun uyuşturucu kullanımının habercisi olabilir. Uyuşturucu kullanımı diğer suçlarla neredeyse kardeş gibidir.

    İş yaşamınız, yoğunluğunuz, yorgunluğunuza rağmen, çocuklarınızla ilgili sorumluluklarınızı unutmayın. Siz bu durumlarla ilgilenmezseniz, dışarıda bu durumlardan faydalanmak isteyecek bir yığın kötü niyetli kişi olduğunu unutmayın. Sadece polis tedbirleri ve okullardaki öğretmenlerin dikkati bu konuda yeterli değildir.”

    Uyuşturucu ile ilgili en büyük sorumluluk ailelere düştüğünü belirten Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Gittiği yerlerden haberdar olun. Arkadaşlarını tanıyın. Ondan haberdar olun. Davranış değişikliklerinin nedeni öğrenmeye çalışın. Harcamalarını kontrol edin ve gerekenden fazla para vermeyin. İsteklerini sınırsız bir şekilde yerine getirmeyin. Temizlik alışkanlıklarını gözlemleyin. Okuldaki durumundan haberdar olun. Yalanlarına göz yummayın. Onlarla arkadaş olmayın, ancak açık içten ve samimi bir ilişki geliştirin. Kaba davranmayın, şiddetten uzak durun” önerisinde bulundu.

  • Uyuşturucu Madde Kullanımında Aileler Dikkat

    Psikiyatrist Psikoterapist Yrd. Doç. Dr.Rıdvan Üney, uyuşturucu madde kullanımında aileleri uyardı.

    Türkiye’nin uzun yıllar uyuşturucu kullanımı açısından birçok ülkeden geride iken bugün bakıldığında oldukça riskli bir alan haline geldiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Uyuşturucuya ulaşımda kolaylık, ucuz ve ölüm tehlikesi içeren uyuşturucular, kalabalık kentler, yanı başımızdaki savaş, uyuşturucu sorununun en önemli nedenlerinden sayılabilir. 2013 yılında yapılan bir araştırmada; ülkemizde, 15-34 yaşları arasında her 100 kişiden 3’ünün uyuşturucu kullandığı tespit edilmiştir. Bugün oranın daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Uyuşturucu kullanım yaşı, tedavi merkezlerindeki kayıtlara göre 11 yaşına kadar inmiştir” dedi.

    Medyada; neredeyse haftada 1-2 gün uyuşturucudan ölen kişilerin haberlerinin yer aldığını hatırlatan Rıdvan Üney, “Gençler için dışarıda birçok tehlike bulunmaktadır. Yetişkinliğe geçiş dönemi, sorunların yoğun olduğu bir dönemdir. Uyuşturucu çeteleri bunu çok iyi bilmektedir. Gençlerin ebeveynleri bu durumu fark etmelidir” diye konuştu.

    Rıdvan Üney, gençlik döneminde uyuşturucu madde kullanımı konusunda ailelerin dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı;

    “Fazla para harcama; Eğer çocuğunuz son zamanlarda, verdiğiniz harçlığı yetiremiyorsa bu konuda dikkatli olunmalıdır. Harcama gerekçeleri araştırılmalıdır. Eve geç gelme; uyuşturucu kullanan gençler dışarıda daha fazla zaman geçirir. Eve gelmesi gereken saatleri aşarlar.

    Yalan söyleme; Para harcama ve eve geç gelme, arkadaşları ile birlikte zaman geçirdiği yerler konusunda yalan söyleme ve bahane uydurma, uyuşturucu kullanımında sık olarak karşımıza çıkmaktadır.

    Üstüne başına dikkat etmeme; Uyuşturucu kullananlar daha önce giyimlerine özen gösteriyorlarsa dahi bunu bırakır. Aynı kıyafeti haftalarca giyebilir. Saçlarına özen göstermezler. Dağınıktırlar.

    Temizliğe özen göstermeme; Gençler özellikle ergenlik dönemlerinde beğenilmek için daha özenli davranır. Ancak uyuşturucu kullananlarda banyo yapmaktan kaçınma, tırnak kesmeme, tıraş olmama sık görülür.

    Gözlerde farklı bakışlar; Uyuşturucu kullananlarda baygın bakış oldukça sık görülmektedir. Gözleri kızarır, şişer, gözaltları mor ya da siyahlaşır.

    Okul başarısında ani düşme; Çocuğunuzun okulda belli bir başarısı varken, aniden bu başarının altına düşerse, bu durum dikkate alınmalıdır. Birçok nedenle bu olabilir. Ancak uyuşturucu kullananlarda çok çabuk başarı düşer.

    Okuldan kaçma; Derslere devam etmekten kaçınma, okuldan kaçma davranışı uyuşturucu kullananlarda mutlaka ortaya çıkar. Gencin okula gitmediğinde, gittiği ortam araştırılmalıdır.

    Yeni arkadaşlar edinme; Uyuşturucu kullanan gençler, eski arkadaşlarından uzaklaşır. Ailenin pek tanımadığı yeni arkadaşlar edinir. Aile araştırdığında, gencin yaşına ve eğitim düzeyine uymayan yeni arkadaş gurubunu hemen fark eder.

    Sinirlilik ve öfke nöbetleri; Her şey yolunda giderken ani başlayan sinirlilik, öfke nöbetleri, duygusal dengesizlik, içe kapanma, bir şeylerin değiştiğine dair işaretlerdir. Uyuşturucu kullanımında bu durum oldukça dikkat çekicidir.

    Aşırı kilo verme; Uyuşturucu kullanan gençlerde kilo verme, yemesine rağmen kilo alamama sık rastlanır.

    Hırsızlık; Çocuğunuzun daha önce böyle bir alışkanlığı olmadığı halde, evden para çalıyorsa, cep telefonunu satıyorsa mutlaka bu konu dikkatle değerlendirilmelidir. Bu davranış bozukluğunun altında uyuşturucu kullanımı yatıyor olabilir.

    Yasal sorunlar; Genç, herhangi bir nedenle suça karıştıysa, dışarıda sıkça kavga ediyorsa, vücudunda morluk, yara izleri fazlaysa, bu durum uyuşturucu kullanımının habercisi olabilir. Uyuşturucu kullanımı diğer suçlarla neredeyse kardeş gibidir.

    İş yaşamınız, yoğunluğunuz, yorgunluğunuza rağmen, çocuklarınızla ilgili sorumluluklarınızı unutmayın. Siz bu durumla ilgilenmezseniz, dışarıda bu durumlardan faydalanmak isteyecek bir yığın kötü niyetli kişi olduğunu unutmayın. Sadece polis tedbirleri ve okullardaki öğretmenlerin dikkati bu konuda yeterli değildir.”

    Uyuşturucu ile ilgili en büyük sorumluluğun ailelere düştüğünü anlatan Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuğunuzun gittiği yerlerden haberdar olun. Arkadaşlarını tanıyın. Ondan haberdar olun. Davranış değişikliklerinin nedenini öğrenmeye çalışın. Harcamalarını kontrol edin ve gerekenden fazla para vermeyin. İsteklerini sınırsız bir şekilde yerine getirmeyin. Temizlik alışkanlıklarını gözlemleyin. Okuldaki durumundan haberdar olun. Yalanlarına göz yummayın. Onlarla arkadaş olmayın, ancak açık içten ve samimi bir ilişki geliştirin. Kaba davranmayın, şiddetten uzak durun.”

  • İsveç’te Müslüman Aileler Günleri’ne Rekor Katılım

    İsveç’in başkenti Stockholm’de her yıl düzenlenen ’Müslüman Aileler Günleri’ne bu yıl 5 bin kişinin üstünde katılım oldu.

    İsveç’in başkenti Stockholm’de Hıristiyanların Paskalya haftalık tatilinden faydalanarak her yıl yapılan ’Müslüman Aileler Günleri’ne bu yıl 5 bin kişinin üstünde katılım oldu. Bu etkinlikte 7 salonda seminerler yapılıyor. Seminerlerde Müslüman din adamları ve Hıristiyan teoloji üniversitesi profesörleri konuşmalar yapıyor. Etkinliğin en büyük organizatörü İsveç’te yaşayan 500 bin Müslümanın çatı örgütü olan İsveç İslam Fedarasyonu Başkanı Tahir Akan İHA’ya açıklama yaptı.

    Akan, “Bünyemizde 47 ülkeden gelen Müslümanların kurduğu derneklerin oluşturduğu İsveç İslam Fedarasyonu’nun başkanıyım. Uzun yıllar bütün Avrupa’da tatil olan Paskalya bayramı değerlendirerek seçilen bu günlerde İsveç’te bulunan bütün İslam teşkilatları bu etkinliğe katılıyor. Yeni jenerasyonun bu etkinliğe büyük ilgisi bizi memnun ediyor. Ayrıca İsveç İslam Fedarasyonu olarak projemiz olan “Manevi Destek “proramını bütün Müslümanlara anlattık” dedi.

    Ankara İstanbul, Brüksel ve Paris’teki terör saldırılarıyla ilgili olarak da Akan şunları kaydetti:

    “Son günlerde Ankara, İstanbul, Paris ve Brüksel’deki olaylayla ilgili şunu söylemek istiyorum.Kuran ı Kerim’de bir ayet vardır .Gerçek bir Müslüman böyle davranışlarda bulunmaz.Ayet şöyle söylüyor ’Suçsuz bir insanı öldüren, bütün dünyadaki insanları öldürmüş gibidir. Bu olayları yapan insanlar bu ayetten ders almaları lazımdır.”

    Öte yandan aktivitenin ikinci organizatörü İbn Rushd Derneği Ar-Ge Yöneticisi Mustafa Tümtürk, “Müslüman aileler günleri 25 yıldır yapılıyor. Sadece İsveç’den değil, bütün İskandinavya’dan aileler geliyor. Burada Müslümanlara tanıtım yapmak isteyen dernekler, şirketler ve örgütler kendilerini tanıtma fırsatı buluyorlar. Çeşitli dillerde seminerler veriliyor. Aynı zamanda İsveç kurumları kiliseler birliği, polis, partiler, bu aktiviteye katılıyor. Özellikle dinler arası diyalog çalışmaları yapılıyor. Bizde İbn Rushd derneği olarak bu aktivitenin en büyük organizatörlerinden biriyiz” açıklamasını yaptı.

  • YGS İçin Adaylar İçeride, Aileler Dışarıda Ter Döktü

    2 milyonu aşkın üniversite adayının katıldığı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için öğrenciler içeride ter dökerken, aileleri de dışarıda Kur’an-ı Kerim okuyarak dua etti.

    Üniversiteye giriş sınavının birinci aşaması olan YGS’ye geç kalmamak için saatler öncesinden sınav merkezlerine gelen adaylar, üzerleri aranarak içeri alındı. 160 dakika sürecek olan sınav için içeride ter döken adaylara, aileleri dışarıda Kur’an okuyarak ve dualar ederek destek verdi. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde sınava giren oğlunu bekleyen bir anne, “Heyecanım yok. Çalışmışlardı, Allah yardımcıları olsun. Başarırlar inşallah, iyi olur” dedi.

    Başka bir veli ise, “Kızım var içeride, bekliyorum bende. Sınava çalıştı. İyi hazırlandı” diye konuştu.

    Heyecanla oğlunun sınavdan çıkmasını beklediğini belirten bir başka veli de, “Oğlum çok çalıştı sınava. Bende heyecanlıyım. Beklentim hayırlısının olması” ifadelerini kullandı.

    Oğluna güveninin sonsuz olduğunu söyleyen başka bir üniversite adayı annesi, “Sınava hazırlandı ama inşallah başarılı olur. Temennimiz bu yönde. Güvenim sonsuz. İnşallah istediği bölümü kazanır” şeklinde konuştu