Etiket: Ahmed

  • MOD CEO’su Mohammad S. Ahmed: “Türkiye, artık inovasyon tabanlı işbirlikleri için güçlü bir partner”

    MOD CEO’su Mohammad S. Ahmed: “Türkiye, artık inovasyon tabanlı işbirlikleri için güçlü bir partner”

    Mind Of Dream (MOD) Yönetim Kurulu Başkanı Katarlı ünlü iş adamı Mohammad S. Ahmed, Türkiye’nin 2021 yılından itibaren inovasyon tabanlı iş birlikleri için güçlü bir tercih olacağını öngördüğünü söyledi.

    Türkiye’de pandemi döneminde devlet tarafından büyük ölçekli işletmelere ve yabancı yatırımcıya önemli teşvik avantajları sunduğuna dikkat çeken ünlü işadamı Mohammad S. Ahmet, küresel çapta işlere imza atan şirketleri için kendilerinin de uzun zamandır teknoloji ve inovasyon alanlarında yatırım yapmak için araştırma içinde olduklarını hatırlattı. Mohammad S. Ahmet, şöyle devam etti;

    “Türkiye Cumhuriyeti’nde yönetimde bulunan hükümet yetkililerinin büyük çapta yatırım yapan yabancı iş insanlarına verdiği teşvikleri araştırmakta ve gözlemlemekteyiz. Bizleri düşündüren ve 2021 yılında yatırım yapmamızı erteleyen en önemli durum Korona virüs süreciydi. Korona virüs sürecine rağmen Türkiye’de teknoloji şirketlerinin yeni mobil ve dijital girişimlerinin başarılı olduğunu gördük. Türkiye’deki yazılım sektörü ve inovasyon gücü doğru yatırımlarla desteklenmeli. Türkiye’deki yazılım üzerine iş yapan şirketler ve serbest çalışan yazılımcılar, dünyanın birçok ülkesine göre çok daha başarılı girişimler ortaya koymaya aday ve fazlası için potansitel var.

    Hammadde kaynaklarına yakın olmak önemli

    Teknoloji sektörü dışında, sanayi sektöründe de çalışmalarını sürdürenler, hammaddeye yakın olmanın ne kadar önemli olduğunu bilirler. Biz de yapmakta olduğumuz pek çok işte bunun zorluğunu yaşamaktayız. Ama Türkiye’de yatırım yaparak hammadde kaynaklarına da yakın olacağımız için bu alanda da kazancımız katlanacaktır. Uygun fiyatlı ve kaliteli iş gücü yanında bir de devlet teşvikleri gelince bu ülkede yatırım yapmak her açıdan kazançlı hale gelecektir.”

  • Ahmed Zaki Mohammed İstanbul’a yatırım yapacak

    Ahmed Zaki Mohammed İstanbul’a yatırım yapacak

    Zaki Group CEO’su Iraklı iş adamı Ahmed Zaki Mohammed, Türkiye’de yatırımlarına başlıyor. İlkini İstanbul’da yapmayı planlayan Mohammed, yatırımlarını İzmir ve Antalya’da sürdürecek.

    Genç yatırımcı Ahmed Zaki Mohammed bu dönemde Türkiye’ye yatırım yapmanın riskli olduğunu ancak risk alıp da yatırıma karar verenlerin de karşılığını alacağını söyledi.

    Ahmed Zaki Mohammed, “Türkiye’ye yatırım yapmak bu dönemde çok zor. Biz son bir yıldır görüştüğümüz Türk yatırımcılarla ortaklıkta son aşamaya geldik. Bu da gerek dünyada gerek Türkiye’deki yatırımlarımızı arttıracak, istihdam sağlayacak” şeklinde konuştu.

    Geleceğe dönük projelerinden de bahseden Mohammed, “Yeni markalarımızla gerek yiyecek içecek gerekse yeni sektörlerde daha önce Türkiye’de girişilmemiş konularda yatırım yapacağız” dedi.

    İlk yatırımlarını İstanbul’a yapacaklarını belirten Ahmed Zaki Mohammed, “Burada yakalayacağımız başarıya göre İzmir ve Antalya’da da yatırımlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

  • Ahmed Gazi Medresesi ziyaretçilerine hazırlanıyor

    Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Beçin Mahallesi’nde yer alan ‘Ahmed Gazi Medresesi’nde başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı. Geçici kabulü yapılan medrese ‘Taş Eserler Müzesi’ olarak kullanılacak.

    Beçin Antik Kenti’nde yer alan, 1375 yılında Menteşe Beyi Ahmed Gazi tarafından yaptırılan ‘Ahmed Gazi Medresesi’nde yaklaşık bir yıl önce başlatılan restorasyon çalışması sona erdi.

    Özel bir mühendislik firması tarafından yapılan ve yaklaşık bir yıl süren çalışma sonucunda 1 milyon 810 bin 781 TL’ye mal olan ‘Ahmed Gazi Medresesi’ çevre düzenlemesinin ardından ‘Taş Eserler Müzesi’ olarak hizmet vermeye başlayacak.

    Kısa bir süre içerisinde yapılacak çevre düzenlemesinin ardından medrese kapılarını açarak, ziyaretçilerini ağırlayacak.

    ‘Ahmed Gazi Medresesi’ hakkında

    Ahmed Gazi Medresesi, Selçuklu ve Beylikler döneminde büyük ölçüde uygulanan tek katlı, açık avlulu ve iki eyvanlı medreseler grubundandır. Beçin’de inşa kitabesi günümüze ulaşmış tek yapı olan medrese, 1375 yılında Menteşe Beyi Ahmed Gazi tarafından yaptırılmıştır. Sülüs hatla yazılmış beş satırlık kitabesinin anlamı şöyledir;

    “İlim talep etmek tüm Müslüman erkek ve kadınlara farzdır. Bu kutlu medresenin yapımını büyük emir, murabıt, sahillerin sultanı, din ve devletin tacı İbrahim oğlu Ahmed Gazi, yardımı aziz olsun, emretti.”

    Güney ve doğu duvarlarının dış yüzeyi ile avluya bakan duvarların tamamı kesme taş kaplama oluşu ile Beçin’de tek yapıdır. Bu özelliği ile Beçin’deki tek yapıdır. Güney cephedeki taçkapı süsleme bakımından medresenin en zengin yeridir. Taçkapının kademelenmiş sivri kemerleri ve süslemeleri kapıya hareketli bir görüntü kazandırır. Dikdörtgen avlu etrafında sekiz adet öğrenci hücresi bulunmaktadır. Ana eyvanın iki yanma yerleştirilen mekanlar dershanedir. Hücrelerin sade girişlerine karşın iki dershaneye giriş, gotik tarzda silmelerle süslüdür. Dershane ve hücreler beşik tonozla kapatılmıştır. Avluya yüksek bir kemerle açılan ana eyvanda, medresenin bânisi Ahmed Gazi ile kime ait olduğu tam olarak saptanamayan bir mezar bulunmaktadır. Ana eyvanın avluya bakan kemer köşeliklerinde dikdörtgen, yekpare beyaz mermer üzerine, ön ayaklan ile birer flama tutan aslan kabartması işlenmiştir. Sağdaki flamada “Ahmed Gazi” yazısı okunmaktadır.

  • Hoca Ahmed Yesevî’yi anlamak

    Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından aylık konferanslar dizisi başlatıldı. Bu çerçevede Prof. Dr. Bekir Şişman tarafından “Hoca Ahmed Yesevî’yi Anlamak” konulu bir konferans verildi.

    Fen-Edebiyat Fakültesi, Prof. Dr. Fevzi Köksal Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa dinleyici olarak Dekan Prof. Dr. Bekir Batı, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Konferansta konuşan Prof. Dr. Bekir Şişman, Türk tasavvuf düşüncesinin ilk ve en önemli kurucularından olan Hoca Ahmed Yesevi’nin İslamiyet yorumunun korku ve cezaya değil, aşka ve irfana vurgu yaptığını belirtti.

    Şişman konuşmasında daha sonra şunları söyledi: “Geniş bir hoşgörü ve insan sevgisinin ağır bastığı bu ekolün (mektebin) temel özelliği ilahi aşkı öne çıkarmasıdır. Daha sonra Horasan’ın üç ereni diye adlandırılan Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli’de ortaya çıkacak olan bu vurgu, Türk Halk Sûfizmi’nin en karakteristik özelliği olmuştur. Yesevi, şiirlerinde bir şairlik iddiasında bulunmamıştır. O fikir ve öğütlerini halka daha iyi duyurabilmek için şiirlerini bir araç olarak kullanmış; dini konuların daha iyi anlaşılabilmesi için yaşantısı ile ilgili Hikmet’ler söylemiştir. Yesevi Hazretleri’nin en önemli hizmeti; İslam’a en büyük hizmeti; ana karakteri Arapça olan Kur’ân-ı Kerim’i Türkçe yorumlayarak İslam’ın evrensel yönünün açığa çıkmasına katkı sunmuş olmasıdır. İslam’ın değerlerini Türk kültürünün değerleri ile kaynaştıran Yesevi öğretisi, özellikle bozkırda yaşayan Türk boylarının İslamiyet’i benimsemesini kolaylaştırmıştır. Kendisi hikmetleri aracılığıyla önce çevresindeki insanlara, sonra da bütün Türk dünyasına şamil olacak mesajlar vermiş ve Türk boylarının İslam’ın özü olan Allah inancını doğru anlamaları için çaba harcamıştır. Bu nedenle şiirlerinde gariplik, fakirlik ve yetimlik, edep, hayâ, gönül, yalan, kibir, riya, aşk, cehalet, adalet, haram, helal gibi bazı kavramları öne çıkarmış ve onlara daha çok vurgu yaparak dikkat çekmeye çalışmıştır” şeklinde konuştu.

  • Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu: “FETÖ’cü teröristlere birliğimizi gösterebilmişsek içimizdeki Ahmed Yeseviler sayesindedir”

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “FETÖ’cü teröristlerin 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı, birlik ve beraberlik gösterebilmişsek; içimizdeki Ahmed Yeseviler, Mevlanalar, Yunuslar sayesindedir. Mezhep fitnesi üzerinden, etnik tahrikler üzerinden, kadim müştereklerimizi yok etme niyeti üzerinden yayılmaya çalışılan ayrılık rüzgarları, şayet biz bu mübarek zatların yolundan gittiğimiz müddetçe asla etkili olamayacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Başbakanlık Tanıtma Fonu tarafından desteklenen Türkmen Alevi Bektaşi Vakfının dördüncüsünü düzenlediği “Hoca Ahmet Yesevi’den Günümüze Gönül Erenleri” programı gerçekleştirildi. Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir Özdemir’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen programda Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu da yer aldı. Açılış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, Rumeli kökenli biri olarak Rumeli’den ve tüm Balkanlardan gelen davetlilerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Böyle bir projeyi başarıyla gerçekleştiren Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Başkanı Özdemir Özdemir’i tebrik eden Çavuşoğlu, “Hazreti Ali Efendimizin şehadet yıl dönümüne de denk gelen bu etkinliğimizin, Hazreti Peygamber Efendimizin (SAV) can yoldaşı, ehl-i beyti, kutlu yeğeni Hazreti Ali Efendimizi ve onu rehber edinerek bu coğrafyanın İslamlaşmasına vesile olan gönül erlerinin cümlesine Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Anadolu’yu bir Müslüman yurdu yapan Hoca Ahmed Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Ahi Evran, Saru Saltuk ve Şeyh Edebali gibi nice gönül erenleri, bu topraklara, akılla imanı, ilimle ahlakı buluşturan öyle bir tohum ekmişler ki, bu coğrafyada yeşeren bu tohum, dünyanın bugün yaşadığı tüm acıların çaresi ve insanlığın yegane umududur. Bugün Batı, çoğulculuk, barış, hümanist değerler gibi değerlerin arayışında iken, Anadolu’da sevginin, merhametin tohumları yüzyıllar öncesinde çoktan filiz vermeye başlamıştı. Ülkemizin manevi ve tarihi kimliğinin bir ilmek gibi dokunmasında bu gönül insanlarının çok emeği vardır. Onların hayatı, kişiliği, düşüncesi, bu topraklarda asırlardır kök salmıştır. Bugün 3 milyondan fazla mülteciye kucak açabiliyorsak, Afrika’dan Uzak Doğu’ya, 5 kıtada 170’e yakın ülkeye dostluk elini uzatabiliyorsak, işte bu Hoca Ahmet Yesevi’den günümüze gönül erlerinin 11. yüzyıldan itibaren bu topraklarda yeşerttiği değerlerin köklülüğü ve gücü sayesindedir. Bugün bu topraklarda, bu büyük gönül erlerinin izinden giden 80 milyon vatan evladı, barış ve hoşgörü içinde birlik ve beraberliğini her geçen gün daha bir pekiştiriyor. Yediden yetmişe insanımıza, özellikle ilkokuldan üniversiteye kadar yetişme çağındaki çocuklarımıza ve gençlerimize, peygamberler başta olmak üzere sahabe efendilerimizi, Allah dostlarını, hayatımızı şekillendiren örnek ve önder insanları, hayatlarını, mücadelelerini, kimlik ve kişiliklerini, eserlerini doğru biçimde öğretmek, gönül erlerinin örnekliğini gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Eğitim sistemimizin milli olma karakteri de buradan gelmektedir. FETÖ’cü teröristlerin 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı, birlik ve beraberlik gösterebilmişsek; içimizdeki Ahmed Yeseviler, Mevlanalar, Yunuslar sayesindedir. En başta 250 şehidimizi biz böyle değerlendiriyoruz. FETÖ’cülerin gasp ettiği tanka tüfeğe karşı duran milletimizin her bir ferdi bu kadim ve güçlü ruhun sahibidir. Mezhep fitnesi üzerinden, etnik tahrikler üzerinden, kadim müştereklerimizi yok etme niyeti üzerinden yayılmaya çalışılan ayrılık rüzgarları, şayet biz bu mübarek zatların yolundan gittiğimiz müddetçe asla etkili olamayacaktır” şeklinde konuştu.

    “Dünyadaki tüm mazlumlara sevgi ve merhamet elini uzatmak için gayret sarf ediyoruz”

    “Bu coğrafyanın dünyaya söyleyeceği çok şey var. Yeter ki, tarihi ve kültürel mirasımızı bugün tüm dünyaya tercüme edebilelim” diyen Çavuşoğlu, gerçek özgürlüğün, çoğulculuğun kodlarının birer birer ortaya çıkarılıp temsil edilmesi gerektiğini ifade etti. İlim, iman ve aşkın insanı kanatlandırdığını dile getiren Çavuşoğlu, “Hikmete dayanan bir ilim, gerçekten Allah’a yaslanan bir iman ve milletimize olan aşkla bu kanatları takıp, hedefimize doğru milletçe yükselelim. Kadim medeniyetimizin izlerini takip ederek, kan ve ateş gölü haline gelen dünyamıza umut olalım. Emin olunuz ki, Hoca Ahmet Yesevi’den, Mevlana Hazretlerine, Yunus Emre’den Saru Saltuk’a nice erenlerin şahsı manevileri, bizden bunu bekliyorlar. Bıraktıkları bu sevgi medeniyetinin tohumlarının meyvelerini üzerimizde görmek istiyorlar. Geçmişte bu coğrafyanın manevi mimarları nasıl bir sevgi ve merhamet medeniyeti inşa etmişlerse, bugün de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde bu necip millet, dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur varsa sevgi ve merhamet elini uzatmaya devam etmektedir. Aslen Rumelili bir Başbakan Yardımcısı olarak, faaliyetlerinden sorumlu olduğum Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Vakıflar Genel Müdürlüğü, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı gibi kuruluşlarımız, Hoca Ahmet Yesevi ve nice gönül insanlarının yolundan giderek, din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin dünyadaki tüm mazlumlara yetişmek ve sevgi ve merhamet elini uzatmak için gayret sarf etmektedirler. Bazen bu insani çabalarımızın nedenini merak edip soranlar oluyor. ’Niçin Türkiye gibi çok uzak bir ülkeden buralara kadar gelip bu yardımları ve destekleri yapıyorsunuz?’, diye soruyorlar. Onlara tek bir cümle ile cevap veriyoruz, ’Bizi ve sevgi medeniyetimizi tanımanız için’ deyince şaşkınlıkla karşılanıyoruz. Bu ülkenin birliği ve beraberliği, dirliği ve iradesi var oldukça, ülkemizin tarihinden ecdadından miras aldığı bu medeniyeti dili, insanlığın yegane umudu olmaya devam edecektir. Bu etkinliğimizin ve bu anlamlı buluşmamızın, irfanı, hikmeti ve aşkı kaybettiğimiz bu çağda yeni bir kandil yakmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum” diye konuştu.

    “21. yüzyılda sevgi, kardeşlik için mücadele verdik”

    Programda konuşan Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Başkanı Özdemir ise bulunduğumuz coğrafyanın kolay kazanılmadığını ifade ederek, “Çıktığımız bu yolda hiç kimseye kötü gözle bakmadık, hiç kimseye kin tutmadık. Zaman zaman zorluklarla karşılaşsak da 21. yüzyılda sevgi, kardeşlik için mücadele verdik. Günümüzde sadece Müslüman aleminde savaş var. Bizi Türk, Kürt, Alevi, Sünni diye ayırmaya çalışan Avrupa’daki bazı ülkeler ve maşaları Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışıyor. 15 Temmuz’da ellerinden geleni yaptılar ama yüce Türk milleti ilk günden itibaren dik durdu. Biz biriz, tek yumruğuz. Bugüne kadar biz bu coğrafyada birbirimize kız alıp vermişiz. Afrin’de askerimiz Türkiye’nin huzuru için operasyon yapıyor, bazı akademisyen ve siyasiler de dil uzatıyor. Bu ülkede yaşayan, havasını soluyup, suyunu içen ve askere dil uzatanlar alçaktır” diye belirtti.

    Konuşmaların ardından Genel Başkan Özdemir, Çavuşoğlu’na Hazreti Ali’nin kılıcını hediye etti.